13 Ocak 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3

13 Ocak 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

" Va'dan şehrimize İıtanbulda besçla.s!ık İabrıkası kapandı Açıkta kalan 2500 amele, alâkadar makamlara müracaat ettıler Avukatlar kongresi bugün loplanıyor. Yeni kanuna göre vekâlet ücretleri iki tarife üzerinden alınacaktır İılınbul. 12 (Hususi) — Hariçten etimize getirilen lâstiklerin, Vergi vaziyetine göre daha ucuza malolduğunu ileri sürerek, beş lâstik fabrikası faaliyetini tatil etmiştir. Bu fabrikalarda çalışan ve şimdi açıkta ka- makamlara başvu- t Tarak, bu vaziyete bir çare bulunmasını iste- | lan 2500 amele, alâkadar mişlerdir. Polonya rejisi 500 bin kilo tütün alacaktır. İstanbul, 12 (Hususi) — Po- lonya rejisinin heyeti, Varşo- gelmiştir. F!ey:t. Türkiye'den 500 bin kilo tütün satın alacaktır. Altınlar İstanbul'a getirildi İstanbul, 12 ( Hususi ) — “mhunyct Merkez Banka- sınca Londra'dan satın alınan 35 sandık içindeki 3 bin kilo altın bugün getirilmiştir. İngiliz Bahriye nazırı Lord Eden'le Neler görüştü.. Londra, 12 (A.A) — Mat- b'llL Bahriye Bakanı ile İngi- Z. donanması kumandanının M. Eden'e yapmış - oldukları ziyarete büyük bir ehemmiyet attetmektedirler. — Aralarında spanya'ya gemi seyriseferinin kontrolü hakkındaki mes'ele- nin mevzuu bahsolduğu söy- lenmektedir. Filistin istiklâl istiyor. Müttü, İngiliz heyetine müracaat etti. Kudüs, 12 (Radyo) — Baş m“’hı bugün - krallık tıhkık etine müracaat etmiş ve Filistin Arab'larının hukukunu müdafaa etmekle beraber bir takım da şartlar ileri sürmüş- tür. Bu şartların başında, İn- giliz mandasının tadili keyfi- yeti vardır. Müftü, yahudilerin Filistin'de tavattün etmelerini de kabul etmemiş ve Arab hâkimiyetinin tanınmasile bun- dan sonra yahudilere -hakkı tasarruf verilmemesini talebey- lemiştir. Müftü gazetecilere: . — Maksadımız. - Filistin'in istiklâlini temindir. Demiştir. ANADOLU Güıılıık siyasal gazete Hıydıv Rüşdu OKTEM Umuümti neşriyat ve yazı işleri müdürü: Hamdi hm Çançar İdarehanesi : İzmir İkinci Beyler sokagı €. Halk Partisi binası içiode Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefom : 2776 — Posta kutum 405 ABONE ŞERAİTİ Yıllığı 1200, altı aylığı 700, üç aylığı 500 kuruştar. Yobancı memleketler için senelik aböne ücreti 27 liradır Her yerde __S kuruştur. memle- dahildekilerin iradedecektir. Avukatlar kongresi Ankara, 12 (Hususi) — Avukatlar kongresi yarın (Bugün) toplanacaktır. Kongreyi, Adliye Vekili Şükrü Saracoğlu açacak ve bir nuluk Yeni avukatlar kanununa göre, Vekâlet üc- reti iki tarife üzerinden alınacak ve neticesine göre alınması menedilecektir. ——— m a (O | (Çin'de yeniden dahili bir davanın müekkillerden ayrıca ücret harp bekleniyor Komünistler, Siyanfu yakıninde karargâh kurdular. Ecnebiler şehirleri terkediyorlar Londra, 12 (Radyo) — Son haberlere göre, Çin komünist- leri Siyanfu'ya 30 mil mesa- fede Kengo şehrinde karargâh kurmuşlardır. Şanghay, 12 ( Radyo ) — Çin orduları, âsi kuvvetleri tenkil için büyük hazırlıklara başlamıştır. Çin ordusunun merkez ko- lordusu (Siyanfu) dan otuz kilometre — mesafede bulun- maktadır. Bu kolordu da iki yüz kara tayyaresi de vardır. Şanghay, 12 ( Radyo ) — Siyanfu'daki yabancı ve Av- rupa'lılardan pek çoğu Şang- Çin askerleri hay'a gelmişlerdir. Birleşik Amerika selaretha- nesi Siyanfu ve San Ji'den gelen Amerika tebaasile dol- muştur. Alman'lar da Şang- hay'a gelmişlerdir. Bunların verdikleri haber- lere göre, komünistler Siean- fu'da tehditkârane nümayişler yapmaktadırlar. Şanghay, 12 ( Radyo ) — Siyınfu dan alınan haberlere göre San Ji eyaletinde vazi- yet çok karışıktır. sebeple hicret — etmekte ve San Ji'nin bir kısmı komü- nistler tarafından — tecrid edil- miştir. Hollanda'dan gelen he- yet Ankara'ya gidiyor Kurdoğlu Faik'in Hollanda'da başladığı müzakerelere Ankarada devam edilecek İstanbul—Hollanda'nın yük- sek (ticaret erkânından mü- *rekkep heyet dün sabah İs- tanbul'a gelerek Park otele inmiştir. Hollandamın ticaret ve müs- temlekât Nezareti direktörü ile muhtelif ticartf enstitüler, inhisarlar ve ticaret teşekkül- leri mümessillerinden ibaret olan heyete Hollanda ticaret Nezareti sanayi ve deniz sey- rüseferi işleri direktörü M. Van Kaffens riyaset etmekte- dir. Heyetin diğer beş âzası müstemlekât Nezaretinden M. Rudgers; klering enstitüsü reisi Pr. Brumo, sebze inhisarı di- rektörü M. Van Stolk, mer- kezi ticaret cemiyeti mümes- sili M. Turjustra, ticaret Ne- zaretinden Dr. Gringr'dir. Heyetin reisi M. Van Klef- fens dün şehrimizdeki Hollan- temasta bulunmuştur. M. Van Kleffens, elçilik bi- nasında kendisile görüşen ga- zetecilere şu beyanatı ver- miştir: — Ankara'ya gidip Türk hükümeti ile iki memleketi alâkadar eden ticari mes'ele- ler üzerinde temasta buluna- cağız. Ancak, henüz bu te- ması yapmamış olduğumuz için, bittabi fazla izahat vere- cek değiliz. İktısad Vekâleti müsteşarı Faik Kurdoğlu Hol- landaya geldiği zaman açılmış olan müzakerelere etraflı su- rette Ankara'da devam edile- cektir. Bu suretle Türk mü- messilinin memleketize olan ziyaretini de iade etmiş bulu- nacağız. Konuşmalarımız so- nunda her iki memleketin ti- cari münasebetlerinin inkişa- fını temin edecek bir netice leceğimizden OT NİZ. )) Halk bu | ANADOLU ! ı Arada - Sırada Bakar körler Yazan A, K. Geçenlerde, küçük bir tren yolculuğunda, Garp'lı bir filo- zof muharririn, yeni çıkmış bir eserini okudum. Büyük değildi. 144 sahife kadar bir şey. Küçük hacimde basılmıştı. Sonra çok ucuz - satılıyordu. Tenkidini de okumamıştım. Fakat muharririn, kabı üze- rinde imzasını görür görmez kendiliğinden elim — cebime gitti. Tren Basmahane'den ayrıldı. Kemer, Kızılçullu, biraz sonra Cumaovası, ondan sonra da geniş bir ova içinde çıplak tabiatle karşı karşıya bulunu- yoruz. Bulutlu ve biraz gamlı ufuklar, yağmurdan sünger gibi kabarmış tarlalar.. Tabi- ate dua ediyormuş gibi dört tarafa kollarını açmış yaprak- sız incir ağaçları.. Öteye be- riye yeşil birer çadır gibi kon? muş, birleşmiş zeytinler.. Bun- ları saran nemli bir hava. Bü- tün pencereleri kapalı bir kom- partıman; ve birçok - ellerde gazeteler, her ağızda bir $i- yasi konuşma, Bünyanın hayatı burada hallediliyor. Münakaşa. Müta- lca.. Bereket versin ki, bunlar kompartimanın bozulmağa baş- hyan havasını değiştiremiye- cek kadar tesirsiz. -Filhakika bir gazete yirmi dört saatlık dünya vukuat cedvelidir. Onun yirmi saat ömrü var. Ve yir- mi dört saat işsizlere geviş getirtir. Eğer gazetelerin yaz- dıkları gerçekten hakikat olsa, bunların doğurduğu münaka- şalar dinlenmiş bulunsa, koca dünya bir günde altüst olur, şükür ki hâdiseleri idare eden insanlar değildir. Daha ziyade hâdiseler insanları idare edi- yor. Onlar, tabiatın nehirleri gibi kendi kuvvetlerine göre doğuyor, yürüyar ilerliyor. Ya- pabildiğimiz onları durdur- mak değil, belki kuvvetimiz nisbetinde cereyanı değiştir- meğe çalışmak oluyor. . .. Konuşulan şeyleri dinlemek istemiyordum. Fakat gürültü içinde insan ne kadar dinle- mek istemese yakıninde ko- nuşulan sözler kendiliğinden dimağına giriyor. Bu vaziyette âdeta insanın yalnız kulağı değil, derisi de işitiyor. Dikkatimi başka — birşeye çevirmek için kitabı açtım. Şuurumu ona diktim. Sahife- ler, açıldıkça muharririn çiz- diği hayatın içine ben de ka- rışmıştım. Onlarla birlikte iler- liyor, yürüyor, o manzaraları görüyor bazan gülüyor, bazan üzülüyordum. Kitabın kahramanı anadan kör doğmuş bir kız çocuğu idi. Filozof muharrir onu bir köyde bulmuş, almış, büyüt- müş, ona ellerile — okumağı Öğretmiş. Musiki terbiyesi ver- miş, Kendi gözlerini ona yar- dimci, kollarını destek ve di- lini tercüman yaparak haya: tından, tabiatinden zevk duy- mağı ve “Güzeli,, okumağa öğretmiş. Bir gün bir konserden dö- nüşte, renkli, çiçekli, ışıklı bir tabiat ortasından geçiyorlar. Filozof muharrir ona renkler- den, ışıktan, gürübün . güzelli- ğinden bahsediyor, bir yere gelince kör çocuk duruyor ve: — Oh ne güzel şeyler, di- yor. Benim gözlerim kapalı ol duğu halde Lu kadar heyecan duüyüyorum. — Ya gözleri açık Sayfa 3 Mi | şulariyle anlaşacak Sofya gazetelerine göre, Yugoslav.-Bulgar anlaşması Balkan sulhunu takviye edecek Sofya, ( Hususi ) — Yeni yılın Balkan'lar için en yeni ve en ehemmiyetli haberini Bulgaristan Başvekili Bay Kö- se İvanol yılbaşı gecesi radyo ile vermiş; Bulgaristan'ın Yu- goslavya ile ebedi dostluk ve ademi tecavüz misakını imza etmek üzere bulunduğunu söy- lemişti. Köse İvanof'un bu ha- beri ilk gündenberi hükümet ve Bulgar matbuatı tarafından husust bir. memnuniyetle al- kışlanıp durmnaktadır. Bulgar gazeteleri bu arada iki nok- tanın tebarüz ettirilmesine ça- hşmaktadırlar. 1 — Yakında imza edilecek olan bu misakla iki millet ârasında eskiden mevcud kin ve zıddiyetin nihayete erdiği, 2 — Bu misakın bir üçün- cü devlet aleyhine - olmayıp bilâkis Balken'lar — sulhunun tahkimine hizmet edeceği nok- talarıdır. Esasen Köse İvanof beyana- tında böyle bir itilâf aktedil- mekten maksadın - Bulgaris- tan'ın tamamiyetini muhafaza için komşularile iyi geçinmek yolunu takipten ileri geldiğini söylemişti. Bunun için buranın siyasi mabafilleri Bulgaristan'ın bu itilâfla kalmayıp eskiden Türkiye ile yaptığı gibi diğer iki komşusu ile de dostluk muahedeleri yapacağı kanaatini gütmektedirler. Bulgaristan efkârı umumi- yesinin bu haberi nasıl telâk- ki ettiğini anlatmak için muh- telif cereyanlara tâbi gazete- lerin mütalealarını öğrenmek faideden hali değildir. Yarı resmi Dnes gazetesi Yugos- lavya - Bulgaristan misakını iki kardeş milletin münasebet- lerinde yeni bir devrenin baş- langıcı olduğunu tasrih ettik- ten sonra “Bu, bütün Bulgar milletinin — büyük beyecanla kabul ettiği bir hâdisedir. Bu hal mazinin unutulduğuna ve Bulgar milletinin yeni bir ha- yat devresine girdiğine delil- dir. İki hükümet millerlerinin hissiyatlarına ve milli hisleri- ne uygun olan Balkanlarda sulhun istikrarına — muktedir olacaklardır,, diyor. Bulgaristan bütün kom- olanlar neler görmezler. On- ların bir defa böyle şeyler karşısında duyduğu heyecanı düşün. — Muharrir cevap veriyor: — Hayır diyor, aldanıyorsun. Beyhude üzülüyorsun. beni dinle: Hayatta gözsüz olmak, ha- kiki bir felâket değildir. Asıl hakiki felâket iki göze sahib olduktan sonra hayatta hiçbir güzellik gürememek, iyi hiçbir şey duyamamaktır. İnsanların çok büyük bir kısmı ise bu kabil körlerden- dir. Onlar başkalarının göz- lerile görür, dimağile düşü- nür ve hap gibi hariçten, baş- kasından aldıkları fikirleri ken- di fikirleri gibi etrafa yayar. Sonra da bunun farkında ol- mazlar. Bu gerçekten ruh kör- lüğü değil mi? Ne kadar sağ- lam ve keskin olursa olsun göremiyen gözleri ne yapmalı? Kitabı kapadım. Düdük çal- dı ve “Aziziye istasyonu,, di- ye bir ses işittim. A.K. Şimdi Mir ne diyor? Mir gazetesi bu misakın yalnız iki milletin münasebet. lerini değil Balkan milletleri arasında mütekabil emniyte ve hürmet esasına dayadanan yeni Balkan yaradılışının da esasını koyduğunu söyliyerek “Bulgaristan şimdiye Balkan- larda tecrit edilmiş bir halde idi. Komşularını şüphelere ko- yan bu tecritten gelebilecek tehlikeleri vaktinde idrak etti. İşte yeni misak bu tehlikenin önünü almıştır. Çünkü misak Balkan — milletleri — arasında dostluk ve sulha hizmet ru- * huna istinat etmektedir. Yeni — misakın arasında Bulgaristanla — manevi ve iktısadi cepheler- de iş birliğine hazır 20,000,000 Yugoslavyalı bulunmaktadır. Slovo'nun mütaleası Çankof'un gazetesi Slovo da şu fikirdedir: “İki devletin yekdiğerine karşı mütekabil müsavat ve hürmet esasına istinad eden bu misakın kom- şularımızın hakiki maksatlarır — mizin takdir etmesine vesile — olarak Balkan'larda — sulhun — esaslanmasına hizmet edece- ğinden dolayı memnuniyetle- rini mucib olacaktır. ten Bulgaristan hiçbir vakit kiın- seyi tehdid etmek istem tir. Ancak devletlerin “Gal ve mağlüb,, diye taksim edil- mesinin izalesini arzu etmek- tedir., j Vaktile Sirbistan'a kaçan — eski Stanbulski Zürramın ga-. zetesi Nova Kampana Bulga- ristan'la Yugoslavya ınıındq ğ bir misak aktinin mes'ud-bir ; bâdise olduğunu ve Bulgaris- tan'ın diğer komşularile bir- likte Balkan'larda sulhun tıli—l j kimine hizmet edeceğini yıı'l maktadır. ö Zora tafsilât veriyor ” Bulgaristan Makedonya ko- — mitesile münasebeti olan Zora da pu misakı iki milletin bir- leşmesi için üç senedenberi — sarfedilen mesainin bir neti- — cesi olarak kabul ile iktifa ederek fazla tafsilâta gınşme— mektedir. Utro'da bir makale Bütün Bulgar gazeteleri içinde bu hususa dair en zi — yade dikkate değer makaleyi — Utro gazetesinde proİeıolGe- nof neşretmektedir. Malüm olduğu üzere Genol bu makalesinde maziye aid kavgaların artık nihayete u- diğini gösteren Yugoslavya misakını gerek Bulgar ve ge- rek komşuları efkân umumi: yesince sevinçle kıışıkndığını anlatarak şöyle diyor: “Bn misakla 1912 senesindeki eski Sırp-Bulgar dostluğu yenilen: mektedir. O vakit ki Balkan ittifakı bütün Balkan milletleri tarafından büyük memnuniyei le kabul etmişti. Eğer 1913- irtikâp edilen batalar olması ı. idi o ittifak Balkanlar için daha çok verimli olurdu. nilen hataların mes'uliyeti yal nız Bulgaristan'a aid değildir. Eski müttefiklerine de taallük eder. Bugünkü ittifak eskisi gibi değildir. Eski ittifakta ise tilâ emeli vardı. Bngün ise öyle maksadlar takip edilme mekte ve hiç kimse tehdit al- tında bulunmamaktadır. Bunun için Balkan devletleri yeni Bul> garistan-Yugoslavya — misakını işesizce kabul etmelidirler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: