27 Ocak 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3

27 Ocak 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A 2111937 KÇON LAİ Birde Divrikte açılacak, Istanbul'da bir tayyare fabrikası tesis edildi. Başvekil beyanatta bulunarak, hüküme- tin yeni kararlarını bildirecek. Ankara, 26 (Hususi) — Vekiller heyetinin yarınki toplantı- sında, Başvekil İsmet İnönü beyanatta bulunacak ve umumi Müfettişlerin raporları üzerindeki tetkikat neticesinde hüküme- tin aldığı kararları tebliğ edecektir. Bu izahatle, doğuda ve Trakya'da yeni bir çalışma devresi açılacak, program Aanlaşılacaktır. Tayyare tabrikası İstanbul, 26 (Husasi) — Mühürdar zade, İstanbul'da Kaba- taş'ta bir tayyare fabrikası tesis etmiştir. ' Ve Divrik'te de bir tayyare fabrikası açılacaktır. _Hükürn:ümiı. bu fabrikaya 15: mektep tayyaresi sipariş et- Miştir. Türk -'Alman "Roma sefirimiz Klering anlaşması.. Ücnevresk Feshedildiği hakkındaki A '";_eğ"h_kd KÜ n İ L L balledilkeeğine oaıpi: Dün, piyasada Türk - Alman — Hüs g7 salaşmasının * Cesbedildiği | YETİM vardır. « Bu mülükatta umumt mes'e: da yevi bir şayin çıkmış ve İlraratçılar arasında; cadişeyi <omu: | İtlerden de görüşeceğimiz - çok a hitdir. Gib, olmuştur. TiRee hpiat ahai «İtalya ve Türkiye, #ulh. içimn Yöptığımız tabkikate göre, bu şa- | Selışan iki devlettir; İtalya'am reh: Yianın, “aalı esani yoktur. - Mevcid | Peri, Duço, sulba taraf tardır. Üerieg külinweni Nivaz'kihayetine « Türkiye, Adit Ababa sefirini kadar mer'i' olub, yeni bir muâhe- gekmek - süretile Habeşistan'ın fi. ait Hüeletalaekirulara len işgalini" kabal eden - ilk -dev. Mmak üzeredir. lettir. » Demiğtir. * Haber aldığımıza göre, bu gibi |Roma sefirimiz Cenevre'de #öyiaları çıkaranlar hakkında kanı- Cenevre,-26. ( Radyo ) — Türkiye'nin -Roma sefiri Hü- Bi takibatta Bulunulacaktır. Paris sefarethare- | seyin Ragıb buraya gelmiştir. Hüseyin Ragıb, Doktor Tev- ::ızdemıı ml- ÜleRüsdü. Arabin » Mildacesi, ansa ti mülâkatine işti n HLA büne vefirer î:zı : mülâkatine iştirak ede mizi- ziyaret etti.. Aras, 2 şubatla Paris, 26'(A-A) — Anâdolu Milâno'da bulunacak. ajansının hususi muhabiri bil- Ankara, ; 26 - (Hususi) dırgor Na Alâkadar mahafilde, Rüştü eisicumurun - relikaları ev- Aras - Ciyano mülâkatının iki Velki gün:öefaretimize göletek veya üç şubatta Milâno'da sefiremiz. bayan Davas'ı ziya- v E Teblelmiş/la. müneaohetle::se- olacağı söylenmektedir. Ürütüenmlemi bakıranıteater İtalya hükümetinin, Montrö finebir #esmi «kabul / tertip | boğazlar kavelenamesine il- eylemiştir. tihakı, görüşülecek mes'elele. Paris'teki bilcümle sefirlerin | "in en mühimini - teşkil eyle- ve siyasi wicalin - refikalariyle, mektedir. Ka Elelar. aat buğami Jurnale D'ltalya'nın makalesi Muştur. Tiyatro mektebi Kız talebe bulunamıyormuş Ankara, 26 (Husüsi) — Bu: tada tiyatro-mektebini kuran Karl'Radek ” beyanatta bulu: Harak: — Mektebe kız talebe bu: İamıyoruz.! Böyle - giderse, er* kekleri kadın völüne de çıka- Tacağız! Demiştir. Kamütay Şubatla kış tatili yapacak Ankara, 26 (Hususi) — B. M. Meclisi, Şubat içinde kış tatili. yapacaktır. Roma, 26. (Radyo) — . Tür- kiye - İtalya münasebatı hak- kında, yazdığı bir makalede diyor ki: “Atatürk'ün mümessilleri ile M. Mussolini arasında ilk şahsi mülâkat 928 de Milâno'da ol- muştu. Burada, mühim neti- celer veren Türk-İtalyan teşriki mesaisinin ilk temeli kurulmuş, dostluk” bağları -kuvvetlendi- rilmişti. 933 te Rüştü Aras, tekrar İtalya'yı ziyaret ettiği zaman, mevcud dostlük - takviye edil- mişti. Bilâhare bazı devletler, bil- hassa Cenevre'de faaliyet gö: tererek Türk - İtalyan birliğini bozmağa çalıştılar, fakat bütün bunlara râğmen iki devlet ara« sındaki; dostluk devam etti. Bütün dünyaca takdir edilen Atatürk'ün - idaresindeki genç Türkiye'nin şarktaki nüfuzu artmaktadır. Türkiyenin şarkta artması, İtalya için mahzurlu olamaz; bilâkis, iki devlet ara:* sında- teşriki mesaiyi- kuvvet: lendirir, - Akdeniz birliğini- do- ğurur,;bizi sevitdirir. Gelen: haberlere göre, Ci- yano—Rüşdü ' Aras mülâkatı, Ankara'da: memnuniyet uyan- dırmıştır. İtılyı'mn Ankara elçisi, Başvekil İsmet İnönü ve hariciye Vekilinin ,vekili bulu« “Günlük siyasal- gazete p ve b Kzamn ) K Haş Rüşdü ÖKT! U-—y?ıı'ıwyı’ı Ve yazı Eirınv 3 »Hamdi - Nüzhet, Çançar, Sollek Paztisi, Dinsa, işinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefon : 2776 « Posta kutasu 405 *ABONE ŞERAİTİ Yallığı 1200, saltı aylığı 700, üÇ saylığı 500 kuruştur. semleketler için #bane ücreti 27 liradır WANADOLU MAT .' L lebl, Köy mektebi İzmir -valisi, beş . senelik plânla vilâyet içinde mektebsiz .köy kalmamasını. temin ede- cektir. Bırkarar, kültür meş alesinin, henüz ; başluk — içinde —duran cemiyet - köşelerine dikilmesi demektir. Diğer ve mühim bir manası da, devlet büdçesine amuz. veren asılbüyük yığının, ektiğini biçmesidir. ve. başka bir ilade ile; adaletin - tahak- Kkukudur. Mekteb, - şehirliden » ziyade köylünün hakkıdır. Çünkü mek- tebi yaşatan unsur, daha zi- yade köylüdür. Çünkü larca *tersine - yürüyen bir sis- tem ve adaletin, koyu cehalet içinde bıraktığı yığın da gene köylüdür. —Şurası. da- var. ki, bütün inkılâplarımız ve b bamlelerimizda köylü bütünlü- ğünün iştiraki gerektir, Şehrin yüzüne vuracağımız bir-mak- yaj; hiçbir. kıymet ifade etmez. Dâvâ, köye - doğrudur. - Cemi- yetin yüksek şuuru ve devletin yaratıcı kuvveti, ivicaçlı, uzak yolları bırakarak, - doğrudan doğruya köye teveccüh - et- miştir. Medeniyetimizin hakiki cep- hesi, köy ve köylünün -göste- receği simâdır. Şehir, tarihin- den epice -nasip ve: hak - al- mıştır. Şehir, müstehliklir. Şe- asır- hir, köylünün istihsal maddesi | ve istihlâk - oşyası ile yaşıyan ve dönen bir -merkezdir, - bir kanaldır: Fakat -köylü, hakiki anâadır. Doğuran ve — yaşatan, köydür/ Köy, hakiki gidasını almadıkça, onun maddi ve manevi verimi -noksan * Kala- caktır. Bü büyük bir enerji ve ANADOLU Körler, sağır ve dilsizler Körlerin aşkı ve bizden BakAnl Sıdkı'yı fazla saadeti. Kör, Karım gi.iielmiş diyorlar; hakikaten öyle mi? diyor. Paris 3,5 saat mesafededir. Sağır dilsizleri vaktiyle dağlardan dere- lere yuvarlar, öldürürlerdi Körlerin sergisi 1 — Körlerin aşkı - daha kuvvetlidir. - Kör ,olan- zevce- sine kolay kolay ihanet et- mez. - Bilmeden ihanet cderse o başka.. 2 — Kör, herkesten, hepi- | mizden daha neş'elidir. Kör, dünkü nüshada yazdığım gibi ekseriya güler. Niçin ve geye güler; bu cihet, aşağı yukarı ancak mütehassısların bilece- ği birşeydir. İnsanı ihancte sevkeden şey ançak sevdiği - şeyden başka- şını görüb. şevebilmektir. Bur nun içindir ki — körler, uzun zamandan bir el yordamı ile tanıyıb sevdikleri kadını, ko- lay, kolay unutmaz, ona iha- net; etmezler, .. Bir kör, otobüsle, trenle ve yapurla İzmir'e geldiği halde, ne mesafe, neistikamet, ne de sür'at hakkında birşey tanıyor. Bir. kör çocuk - Karşıyaka- dan Jİzmir'e gelmiş.. Sormuş: — Nereye geldik? — İzmir'e? A Çnt mu büyük bu İzmir? — Ne kadar, meselâ? — Onbin tane, yirmibin ta- ne ev var içinde! Keza, bir muallim Mene- #men'li kör bir talebesine sor- Emuş: — Paris'in nüfusu ne kadar? 3,5 inilyon. — Menemen'den kaç defa büyük! — Orasını bilmiyorum bay müsbet- bir şuur, bir teknik ve plânla köye doğru giden refah, çalışma kudretinin ve herşeyin yanında, — köyün köyün mekteb Hak ve saade- tne ' kavuşması da — gerekti. Geçenlerde bir hemşehrim gel- mişti. Köylerinde mekteb açıl- mış! Bana aynen şunları söyledi: *“— ; Bana kalırsa, kurak tarlaya su Aakıtmaktan daha hayırlı bir iş varsa o da mek- teb açmaktır evlâd.. Tarlaya, ağaca su vermişsin. ÂAmma mekteb açmamışsın, kaç para eder? İnsan yiyip içmekle, gi- yinip kuşanmakla adam olmı- Benim oğlum bitirdi. Geçen akşam hesabımı yaptı, alacağımı; borcumu san- timi. santimine söyledi. Uzağa ne gidersin, ben Yemen'e git- tim, yedi yıl kaldım. - Yemen nerede diye-sorsalar gene bil- mem.. Edirne üç günlük mü, üç saâtlik mi, oraya nereden gidilir, hâlâ bildiğim yok! Oğ- lum anlattı da .başımı eğdim, şaşırdım kaldım.., Bu sözlere ilâve edecek bir- şeyim kalmadı! Orhan Rahmi Gökçe | zel mi benim kanm? Ka Arazi tahrir — Hem güzel, hem de iyi! İW — © komisyon reisliği.. Kemalpaşa kazası arazi tah- rir komisyonu reisliğine Ke- malpaşa eski belediye - reisi Said tayin edilmiştir. AD LERLE TTT YERARTE SI nan Şükrü - Saracoğlu. tarafın: uzun görüşmeler olmuştur. Bunu ta- kiben de Vekiller heyeti: Baş- dan kabul edilmiş ve wvekilin riyasetinde toplanmıştır. okuması ve | yor ve bununla doymiyor kil.. üçüncü yılını | muallim.. — Peki, Paris Menemen'e ne kadar uzak? — Sonu 2 nci sahifede — Havalar so- guk gidiyor.. Dün qoceşkar yağı- yordu. Bazı köylerde münakalât kesilmiştir. Üç dört gündenberi havalar gene soğuk gitmektedir. Üç gece- dir sular — buz - tutmaktadır. Dün akçam üzeri e bafif kar düş- meğe başlamış, «gece 2130 da , iri; leşmiştir. Kar bu şekilde yağmakta devam. ederse, sahahleyin İzmir'i beyazlara — bürünmüş — görmemiz mühtemeldir. Dün gece, <en düşük — hararet derecesi, 45 idi. Bir refikimizin yazdığı “gibi, evelki gün — hararet derecesi dfirin altında 15-e kadar hiç düşmemiştir. tahtelafır 5-6 idi. Civardan gelen haberlere göre her- taraf karlarla örtülüdür. Birçok köylerle münakslât keşilmiştir. Klod Farrer sökağı İstanbul, 26, (Hlususi ) — Klod Farrer sokağındaki levh indirilmiştir. İki gece evel Bir kör kemanını akord ederken Bu fikirleri ve esaslari, Kar- şıyaka'da - sağırlar, . dilsiz. ve körler enstitüsündeki eski , bir ziyaretimde öğrenmiş ve zap- tetmiştim:. Evli bir kör, arkadaşlarına sormuş: Benim karım güzelmiş, diyorlar.. Nasıl, hakikaten gü- | — İyiliğini biliyorum, fakat İkinci kânun güzelliğini anlayamıyorum. Gü- zellik nasıl şeydir! Güzellik için -neler düşünürsunuz? Sualin farkındasınız tabü: Kör iyiliği anlıyabiliyor, fa- kat güzelliği-anhyamıyor, Çün- kü güzellik, el yordamı ile an- laşılabilen birşey değildir. Kö- rün -mesafe, sür'at mefhumunu anlıyamaması da böyle.. likinci 9444 15.02imsak 12,14 alçam12,00 17.18) 1,35 18,52) 5,84) Ve metiresini Boğanadam Şahitler, maznunun Asabi hallerini mah: kemede anlattılar... Alsancak'ta bir içki masası başında çıkan kavga yüzünden bakkal: Sıdkı ile metresi Sa: biha'yı öldüren . Tiflis'li Niyazi oğlu Şükrü'nün muhakemesine dün şehrimiz ağırceza mahke- mesinde deyam, edilmiştir. Bu celsede müdafaa, şahidi olarak Filibeli Rahmi'nin. un fabrikası müdürü Nuri — dinlenmiştir. Nuri, vaktile, fabrikada maki- nist olarak çalışan maznun Şükrü'nün asabi bazi buhran: larına şahit olduğunu ve gayri tabiiliklerini gördüğünü söyle- miş ve demiştir ki: — Hattâ ekseriya ustaba: şıya kafa tutar, karşı gelirdi. Bir gün, ustabaşı, kendisine bir iş vermişti, Şükrü, işi ka- bul etmedi ve yerde duran yirmi kiloluk: bir demiri - bir hamlede kaldırarak: . — Ben başkatürlü de yap- masını bilirim, diye tehditte bulundu, söz. dinlemediği bir çok defalar vakidir. Bu yüz- den maaşını bile gündeliğe çevirdik. Ben kendisini - öte- denberi asabi tanırım. Maznun, bundan evel İstan- bul'da Toptaşı timarhanesinde tedavi edildiğini söylemiş ve müessese müdürlüğünden bu hususta malümat — istenmişti. Mahkemenin- bu sualine henüz cevap gelmediği için muha- kemenin devamı başka - bir güne bırakılmıştır. Eşrefpaşa Cinayeti İnce Mehmed Deli değilmiş.. Eşrefpaşa'da kahvec! Kadri ve Remzi'yi öldürmekle maz- nün İnce Mehmçd'le Arap Rauf ve arkadaşlarının. muhas kemelerine dün şehrimiz Ağır ceza mahkemesinde — devam edilmiştir. Bundan evel maznunlardan İnce.Mehmed'in deli olduğu iddia edilmiş ve . Memleket haştanesinde müşahede altına alınmasına karar verilmişti. Memleket , hastanesi asabiye mütehassıslığı tarafından maz- nunun müşahedesine aid ra- por dünkü celsede okunmuş- tur. Raporda İnce Mehmed'in seriyülinfial psikope - olduğu i iyor, fakat rühi — hale- tinde cezai ehliyetine müessir olabilecek bir deliliği olma- dığı işaret ediliyordu. Maznunun vekili;, İnce Meh- med'in vaziyet ve tavrı hare- keti de deliliğini gösterdiğini, kendisi, hapisanede bile öre- a| kine, berikine saldırdığını, ha- pisane müdür ve gardiyanla- rının da, bunu bildiklerini söy* lemiş. ve;bunların şahid sıfa- tile dinlenmelerini — istemiştir. Ayni zamanda yedi, şekiz se- ne. evel delilik -ârazı görülen İnce Mehmed'in doktor Faik Muhiddin tarafından tedavi edildiğini de söylemiş ve bu doktorun da dinlenmesini, ta- lep . etmiştir. Mahkeme heyeti, hapisane müdürü . ile hapisane. ikinci koğuş — gardiyanının, doktor Faik Muhiddin'in , şahid sıfa- tile dinlenmelerine karar ver- mişlir. e S

Bu sayıdan diğer sayfalar: