12 Aralık 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

12 Aralık 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1? Küânunuevel Bı'r__gezı'nh'nc'n'ı'nn'bılırı: Adaletin emri, köylünün | topraksız kalmamasıdır Çünkü bütün güvenimiz, varlığımız bu Türk lıâ_v!üıâgır bağlı bulunuyor.. Harman yerine demet taşınıyor Egeyi dalbaşan arkadaşı- mızdan: Bir haftadanberi, Egemin batı taraflarında dolaşıyorum. Seya- hatime Muğla vilâyetinden baş: ladım. Şimdiye kadar birkaç ka- zayı baştan başa gezdim. Dolaş- tığım yerlerde noksan az değil- dir. Halk ve hele köylü henüz fukaralıktan kurtulamamıştır. Fa- kat en fazla acınacak bedbaht lar, bu geniş Türkiyede hâlâ bir toprak parçası edinemiyenlerdi. Kendileri gibi babaları ve de- delerinin dedeleri bir avuç top- rağa sahip olamadan şunun bu- nun çiftliğinde ortakçı, bedel, yanaşma diye anılan bu biçare- leri, topraksız köylüleri tanır mısınız? Br lokma ekmek pahasına ömürlerini yıpratan, yaz kış ça- lışan, güneşte kanter — içinde bunalan, soğuktan - derileri çat- lıyan, bu yalınayak başıkabak adamların, birer Türk ve niha- yet birer kardeşimiz olduğunu bilir misiniz? Yollarımanı yapan, mizi süren, mahsulü memleketi doyu den; gazi ve şehia Glan ba köylülerin, bu koca dünyanın büyük Türkiyesinde bir- karış topre ktan da duklarını dü Bi sualle niz, Cumhuriyet — hükümetinin topraksız köylüye toprak ve yürd vermesi hususundaki ka rarını alkışlamalsınız. Fakat bu köylüler, şimdiye kıdar neden bir parça toprak edinememişlerdir? Acaba çal $- madılar mi? Kendileri g.bi ba- baları ve dedeleri de — çalışma- dılar mı hç? Babadan ve de- tarlaları: toplıyan, askere gi mahrum — bulun- ne “evet,, derse deden devam eden — bunca se« | onlar: | lerc> Türk vatindaşını topraksız giye, hiç kimse: nelik didinmeden sonra dan barınacak ve yaşıyacak top- rek esirgenebilir mi? * Müisaadelerile daha bazı şey: ler - soralım: Büyük bir kısmı âtıl ve gafil bazı mirasyedilerin elinde bu- lunan arazi, çiftlikler, hep alın terile, hep çalışmakla mı elde edilmiştir? Herkes bilir, eski devirlerin zelim havası içinde yaşıyan kur- Baz bazı şehir uşakları, zavallı köy çocuğunun ağzından hem lokmasını almış, hem kendisini bir mahküm gibi çalıştırmış, hem de onun elindeki toprağı koparıp Almıştır. ek ister mis'niz? | Şehirlerde ve kasabalardaki eski hırsız kadılar, profesyonel yalancı şahidlerle dolu eski şer'iye mahkemeleri,. eski mad. ramaz tapucular, eski dolambaz davavekilleri, bin dereden su getirerek bin dalavere çevirerek yurdun topraklarını yağma ettir- mişlerdi”. Toprağın, toprak üstünde ya- şıyan ve toprağı işliyen vatan daşların elinde bulunması lâzım geldiği halde toprakla alâkası olmıyanların ve bütün hayatla- rında bir tek fidan dikmemiş olanların binlerce dönüm ara- ziye, kilometrelerce ormanlara, içinde köyler bulunan ç ftliklere sahip olmalarına akıl erdiremir yorum. Toprak ve çftliğin alışveriş: lerinde acı olmakla beraber, ne tubaf ve güünç safhalar var. Bakarsınız; Mılâs'a flân Yahudi çiftlik alıyor. Çilil.ğin çinde on bin dönüm tarla, bu kadar or man, yüz elli bap hane, dörl yüz keçi, doksan ö üz ve.. Dört yüöz baş insa1 var Bunarın hep- sini toptan satın alan kimda? Ne alıyar, işpor'a malımı, ne satılıyo ; nsanlar m ? Bana göre vaktile esir cariyeyi satan esirci ile, islamediğ. top rağı, gene işemiyecek adama satan ç İlük sahibi arasında h ç bir farx yoklur. .. Bu yazılarımızla, bizim Tür- | kiyede tasarruf — hakkını — ibtal ettirmek — taraftarı — olduğumuz | | | nin derebe zannedilmesin. Hayır, hâşil. B- zun düşüncemiz, her Türk va- tandaşın toprağa sahib o'ması, fakat toprağ, bir ticaret metahı gibı değil, bir >stihsıl kaynağı olarak tan.mısıdır. “Büyük çift- hkleri ehimde tü acığım, yüz- ıurı.ııdıııecex m, lik yapmasına razi olamayız. Küflü sandıklarda, y r- tık pirtik eski bir tapı, vatan: daşların esaret hucceti - olamaz. O tapuyu görmek, içinde yazılı parayı' vermek, ve toprağı top- rak çocuklarına tevzi etmek Jâ- zımdır. Adalet, hak budur. Bu gün bütün Balkanlarda, bütün Avrupada, (yani müstem- lekeler hariç) bütün hür insan- ların yurdlarında çiftlik yoktur. Yalnız rençber vardır; — köylü vardır; halk vardır. Ve yalnız, toprak üstünde yaşayanların ve toprağı vardır. Türkiyenin bu işte geri kalmasının sebebi, da- ha on beş sene Yerli malı haftası ve kitapsaray inşaatı YN ESTELT Manisa valisi B. L. Kırdar Manisa, (Hususi) — Brincikâ Bunun on ikincf pazar günü baş- hyacak olan Artırma ve yerli malı yedi günü için ilimizde fa- aliyete geçilmiş ve bu yedi gü- nün diğer senelerden daha şü- mullü bir tarzda yapılabilmesi için esaslı bir program hazız- lanmışuır. Bu programa - göre, haftanın bütün günleri toplantı, konferans, okul müsamerelerile dolu olacak ve bütün bu işlerin özü ulusal ekonomiye ve artırma işine hız verecek yönde olacaktır. Uçak modelcilik kursu Manisa, (Hususi) — Hava ku rumu tarafından BGu yaz İstan- bulda açılan (Uçak modelcilik) kursuna devam eden ilk öğretim ispekterlerinden Celâl Gürsoyun idaresinde Halkevinde bir uçak modelcilik kursu açılmıştır. Kursa altmış dört ilkokul öğretmeni devam etmektedir. Dersler, ameli ve nazazari olarak iki kısını ih- tiva etmekte ve haftanın iki gü- nünde verilmektedir. Muhitimizde büyük bir ilgi yandıran bu kursun ders araçe. larını temin için Hava Kurumu genel merkezindenn 100 lira gönderilmiştir. Kitapsaray: Manisa, (Hususi) — Manisada devam eden bayındırlık işleri arasında en önemlilerinden biri de Kit>psaray inşaatıdır. Cumhuriyet bayramında temel a'ma töreli yaplan binanın in- şantına hızla devam edilmek- tedir. Bnanın kurulduğu arsa eski Türkocağının Part ye müdevver arsasidır. Vaktle Türkocağı bir sası yapılmak üze e atılan te- me ere yedi bin k sür. ira sar: fedi m şti. Şandikı bira bu te- mel'ler üzerine kurulmakradır. Parti mekezimz memleket ih- tiyacını için bu arsa ve temelleri tapsaray binasının yapılm*sına tahsis etm ştir. Sözen evelisine ka- dar sattanat devrinin — devam etmisindendir. Zaten büyük çift likleri işletip hayır gören — kaç çiftlik sahibi sayabiliriz Yüz dönüm, beş yöüz dönüm, hatta bin dönüm toprağı olan: lara evet, bahçesini — yetiştiren, tarlasını eken adama, pek ââ diyoruz. Hatta onları teşvik ve himay ye ble lâyık ve müste hak go'ıi)oıuı. Ancak, “tapum var, çiftliğimi ister ekerim, ıster yakarım, top: raksız köylüye değil bir dönüm, bir avuç bile toprak vermem,, diyenlere, söyliyecek tek söz, “hayır,, dir. Türk topraklarında bütün Türk vatandaşlarının hakkı — vardır. Toprağı işliyen ve toprakta ya- şıyanların hakkı daha çok, da- ha üstündür. Cumhuriyet hükü- meti de işte bu asıl gaye ve maksatladır ki, Atatürkün di rektifleri altında, her köylüyü toprak sahibi yapmak yolunu tutmuştur. Sahife 9 Uzak Şarktan akisler Japonya, etekli üç diktatörün kuvvetinden yılmaktadır Bunların en marufu Şan-Kay- Şekin karısıdır. Devletlere veri- lecek notaları bile o yazar 300 milyon Çinli, 3 ka- dının elindedir Şıı-Kı;—Şok ve karısı Japonlar Çinde giriştkleri askeri taarruzun yanısıra bir de politik ve diplomatik taarruz açmış ardır ki, bunun hedefi Çin: deki nasyonalist hareketi felce tuğratmak bizzat Japonların alaycı bir tarzda söyledikleri gibi “Sung banedanı, ni tahtından indir: mektir. Bu “hanedan, n nüfuzu o ka- dar büyü Mareşal n en başında, Çang-Kay'Şekle Sung ailesinin Çinden çekilip gitmeleri bulun- duğunu söyliyenler bile vardır. Fılhakika Sung babanın üç kızı Uzak şarkın politik sahnesinde harekete devam ettikçe Japon: lar kendilerini ne Çinde, ne de Mançuride emniyette hissetm-- mektedirler, Çinde bir çok senelerdenberi iktidar dizginlerinin üç kadının elinde bulunduğu bir efsane de- Bil; epey gerip bır -hakikattir. İbtilât dalgalarının — memleket üzerine yayılışadanberi, her hâ- disen n a: ndan bu üç kadı- nın silveti sezilmektedir. .'e Merkezi Çinin dibine varıla- görerek, bunü tatmin | mıyar derinliklerinde kadınlar şekilleri değ ştirilmiş ve sakat- lanmiş ayaklarının üzerlerinde sendeleye sendeleye yürürlerken; Şantung ve Ceşuan eyaletlerinde fakir aileler kızlarımı satmak üze- re pazara götürürken; Sinkiang- de Çin Türkistanında Müslüman Çin kadınları bundan tam yirmi önce olduğu gibi harem- lerin kafesleri arkasında yaşar- ken, Nankinde, Kantonda ve Şanghayda üç kadın hüküm sü. rüyor, müzakereler yapıyor, no- ta yazıyor, nutuklar veriyor ve Çinin kanunlarını tanzim edi- yordu.. Bu üç kıdın senelerce ini ve cebini sımsıkı ellerinde tut- tular. Çinin kalbi.... Bütün Çinlilerin Madmazel Sung Şing Lingin sosyal adalet ve ekonomi politik hakkındaki cüretkâr teorilerini az çok ita- atle, fakat daima hürmetle din- liyebilmeleri için, bu kadının, Çin cumhuriyetinin babası olan Dr. Sun Yat Senle evlenmesi kâfi geldi. . Koo!uçı'ııuın.i;ııi kadar hür- met gören bu adamın duül ka- msı bu gün 47 yaşındadır. Zen> gin bir tacirin kızı olduğu için ınce Çinde, sonra Ame- rikada Maconda bulunan kolej- de yapmıştır. 1912 de Çinde ih- tilâl patlak verdiği zamar Sun Yat Senin hususi kâtibi o'muş, ihtilâl hareketinin müfrit sol ce- nahına iltihak etmiş ve Sun Yat Sen bu yüzden Japonyaya kaç- mağa mecbur olduğu zaman onu takip ederek orada kendisi ile evlenmişti. O andan itbaren de, Sun Yat Senin efsanevi desta- nınin mühtelif merhaleleri -olan bütün kuvvet darbelerine, sui- kasdlara, ihtilâllere fi bir şe- kilde iştirak ederek “Cümhuri- yetin babası, nın hareketli ve macera dolu hayatını paylaştı. Dul kaldıktan sora, Nankeu- daki kızıl hükümetin düşmesi onu bir defa daha sürgünü boylamak mecburiyetinde bırak- tı. Bir kaç sene Rusyada ve Al- manyada dolaştı ve nihayet hem can düşmanı, hem de - kayınbi- raderi olan general Çan Kay Şekle barışmağa karar — verdi, Çine dönerek Şanghayın Fran- sız imtiyaz bölgesindeki mükel- lef villâsından nisbeten sakin bir hayat sürmeğe başladı. Tam manasile romanesk bir Ahtilâlci tipi olan Madam Sun Yat Sen'in Çinlilerin kalbine hitap etmesine mukabil, onun madam Çang Kay Şek namı altında tanınmış olan kız kardeşi Sung Mai Ling, yurddaslarının bilhassa zekâsına ve aklına hi- tap eder. Madam Çang-Kay-«Şek parlâ- mentoya mebus seçilmiş, gazete- cilik yapmış ilk Çinli kadındır. Kocasının nutuklarını ve yabancı hükümetlere gönderilecek mühim notaları o yazar. Bununla beraber, Sung hem- şirelerin en gencinin, İngiltere ve Amerikanın politika hayatın- da görülen kadınlara benzedi- ğini sanmak yanlıştır.. Madam Çan-Kay*Şek şık ve tam mana- siyle “kadın,, dir; monden bir sosyeteyi olduğu kadar, bakan- lıkların — sımsıkı kapalı bürola- rını da yadırgamaz. Ayrıca ata binmeğe de çok meraklıdır. .. Suıı hemşirelerin en büyüdü, Kadın Çin askerleri maliye bakâanı ve Çin parlâmen- tosunun ikinci reisi olan Dr. H. Kungun karısı da ekonamik ve mali meselelere büyük bir alâka besler. Madam Çan-Kay-Şekin diplomatik notalar yazmasına mukabil, Madam Kung da Çinin büdcesini hazırlar. Ayni zamanda şimdiki dikta» törün ve “Cumhuriyetin babası, nın baldızı, Maliye bakanının karısı ve Çin milli bankası mü: dürünün kız kardeşi olduğu dü- şünülürse, Çin ökonomisi hak- kında — onun fikirlerinin neden dolayı en zengin bankacıların, en kudretli endüstricilerin ve en alim ekonomi ve finans müte- hassıslarının - fikirlerinden daha ziyade dinlendiği hemen anla- alır, Kız kardeşleri gibi Madam Kung ta hiristiyandır. ve hem- şiresi Madam Sun Yat Senin aksine olarak, sofudur. Maliye Bakanlığının Çinde yerleşmiş olan kiliselerle hıristiyan mües- seselerine karşı son seneler zar- fında cömerd görünmesinin se- bebi, Madam Kungun dünyevi işlere olduğu kadar ruhani iş- lere de gösterdiği alâkada ara- malıdır. 1932 harbinde harab olan Şapei kilisesini ©o tamir ettirmişti. Fakat son muharebe- lerde kilise gene yıkıldı. Harb bitirildikten sonra ilk tamir edi- lecek bina da şüphesiz gene bu kilise olacaktır. Acaba Japonlar, Tokyoda ve Japonyaya sempati besliyen dev- letlerin merkezlerinde söylendiği gibi, bu “eteklikli,, diktatörler, i Asya polıtıkııımn sahnesinden kovmağa muvaffak - olabilecek- ler mi? Bunu hiç kimse söyli- yemez!... Şimdiki halde muharebe, Ba- kanlıkların soğuk - tavanları al- tında ve harb meydanlarında ayni hararetle devam ediyor. Üç kadın ve bir kaç kolordu Japon Samuraylarına karşı ko- yuyur. Fakat işin asıl garib ta- rafı, Japonların bütün Çin ordu- sundan zyade bu üç kadından korkmakta olmalarıdır. — General İmler Romada Roma, 11 (Radyo) — Alman generallerinden İrhler, bu gün Berlinden buraya muvasalat et- miştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: