17 Aralık 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

17 Aralık 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahifa 6 Dilimize çeviren: Şükrü Kaya * * ANADDOLU Yazan: Hanri Bero — -— . İnsan ber sene mütemadiyefi şişmeli ki bunun acısını anlıya- bilsin. Siz! Ey! Hiç değişmiyen balık etliler! Dolabın . bir taram fında geçen mevsimden kalma bir pantalonu veyahud iki sene evelisi yaptırılmış bir yeleği te- sadülen —bulduğumuz — zaman bizim neler hissettiğimizi kabil değil anlıyamazsınız. insan kendisini alamaz; hele bir tecrübe edeyim der. Şeytanın iğvasına kapılır. O kâfir şeytan; teessürlerle yadettiğiniz geçmiş zamanın bir şahidi gibi duran bu menhus ve mendebur elbi- seye de girmiştir. İnsan bir nevi sıtmalı aceleye tutulur. Panta- lonu ayaklarına geçirmeğe çalı- şır, ağı çıtırdar. Yeleği düğme- lemeğe kalkar; yeleğin iki yakası biribirlerine oldum olasıya küs- müşler gibi ayrılır ve göbeğini- zin üstünde bir türlü elele vermezler. Şişmanlık tıpkı yaş gibidir, Her ikiside haber vermeden: — Varda geliyorum! Demeden sessizce gelir. Gele- ceklerine inanılmaz, fakat geldik- leri zaman da iş geçmiş bulunur. Ve artık ilâcı da yoktur. Yüz kiloluk olduğum gün; azizim öyle bir yese düşmüş- tüm ki kantarın Üüstünde sahici bir dram aktörü gibi bağırmağa başladım. Sonrada her vakit büyük acılardan sonra vaki ol- duğu üzere ahırlıyan hayvanlar “gibi üç ay mütemadiyen —mali- hulyalı endişelere gömüldüm kaldım. Adam sendel İnsan kaza ve kadere razı olmalı - vesselâm. Bizim memlekette bir darbıme- sel vardır: “Şişmanlardan fenalık gelmez, derler. Eğer bu atalar sözü doğru ise dünyada epeyce şişman olduğuna —göre daha haylice iyi adamlar da var de- mektir. Hamdolsun ki — şişmanlar - iyi Nazırlar kadar nadir değildir. Bu bahisde benim bir fikrim var. Bana kalırsa bütün politi- kacıları şişmanlardan — intihap etmekte memleketce bir kâr vardır. Çünkü böyle bir tedbir bana her politikacıyı Aâyrı ayrı yağlamak ve şişirmek ihtiyacın. dan milleti kurtaracak en emin bir çaredir gibi geliyor. * “. Ammada güzel biral Fakat geçen sene © size bahsettiğim kadını takip ederken “Munih,,de içtiğim bira kadar da — güzel değil. ğvet efendim; ben her yerde * ve daima o kadının peşindeyim. Şu gördüğünüz abdi âciz yok mu? Şimdi de pek uzaklardan gelmektedir. Şurada — oturanlar: dan hiç bir kimse hatta çeh- resine muhtelif iklimlerin yağız bir renk verdiği şu zabit efendi dahi dahil olduğu halde hiç bir kimse lütfen cemiyetinize kabul * buyurduğunuz bu babacan şişko kulunuz. kadar — seyahat etme- miştir ve bütün bu seyahatler de bir kadımı takip için ihtiyar edilmiştir. İşte efendim bizler böyleyizdir. Amma o benimle alay eder: miş, varsin etsini Asıl iş onun kendisini güldürmemeğe bana müsaade etmesindedir. İşte sev- danın bana tahmil ettiği hayat! Pariste “Artova,, sokağında ya- takları hafif ve zarif kokularla dolu bir adâm olmama ve ikide birde yer değiştirmekten ve otel hayatından nefret etmeme rağ- bu hayattan zerre men ben kadar müşteki değilim. — Ool Gece yarısı Vakitler de - nasıl dim. Mademki bir defa tanıştık artık sık sık buluşuruz. Değil mi? — İnşaallah efendim.. d Ben bu sabah size rasgeldim. Iğrıcılar havuzunun yanında ga- zete okuyordunuz. Ne güzel bir Nisan — sabahıydı değil mi efen- dim! Baharda liman kenarında dolaşmak — pek zevkli oluyor. Kayıkların kirli yelkenleri pas- lanmış saban demirlerine ben- ziyor. Rıhtımın halkalarına bağ- lanmış sandalların h şırtılarından başka bir ses ıştılmıyor Herkes hayatından memnun görünüyor. Sizin Bile 'bu 'sabah " keyfiniz pek yerinde gibiydi. Siz de beni gördünüz mü? —Evet farkına vardım. Fakat konuşmağa cesaret edemedim. —Evet, evet yanımdaki kadin işte o idi. Lâf azamızda kalsın amma doğrusunu söyleyin nasıl buldunuz! Allahaşkına hiç çekin- meyin doğrusunu - söyleyin. Sükütunuz nazikâne bir tak- dirdir. Hem siz onu şöyle bir geçerken gördünüz. Asıl onu yakından tanımak lâzım. Onun siması binlerce delfa görü müş, alışılmış bir manzara gibi ezber- den . bilinmeli ki. Ah siz onu bir tanısanız. Hele siz onu bir defa başını hafiflçe omuzuna doğru eğmiş, gözleri yarı kapalı gülümsediği zaman görseniz?.. Ah efendim işte o; o halde iken ben titrer ve sararır. onu sev- mek cüretinin bana nasıl ve ne münasebetle geldiğini kendi ken- dime sorarım. Bir bana bakınız bir de öyle zamanlarda benim bu suratla ne hale geldiğimi tasavvur ediniz! — Sonu var — Paris zabıtası Bir bodrumda yeni silâhlar buldu Paris, 16 (Radyo) — İhtilâl teşebbüsü etrafındaki tahkikata devam olunuyor. Bu gün, bir bodrumda 25 sandık dinamit, €l bombası ve silâh bulunmuştur. olmuş. geçiyor. Âk- şamı şerifleriniz hayrolsun efen- Ol sali 17 Kânunuevel ratın veller eser şimdi ye Avrupada taht ve taç âşıkı yedi maceraperest.. Kimi Fransa, İIspanya, kimi Almanya, Rusya tacı- nı istiyorlar. En zugurtlerı Arşidük Ottodur —.. .—— Alman Prensi ise 'ı Pilot kazanıyor Napolyon sülâlesi de faaliyette!.. Eski Alman İmparatoru Kayser Vilhelm İsviçre hükümeti, bundan az evel bir içtima yapmak - istiyen Fransız Kraliyet — taraftarlarının re'si Kont dö Parisyi memle- keti terke davet etmişti. Kont dö Paris, halen Fransa Krallık tahtına hak iddia eden bir gçnç- tir. Avrapada: Kont' dö Pirisye benziyen yedi maceraperest var- dır ve bunlar, tacü taht fuka- rasıdır. Iİsviçredeki son hâdise üzerine bu yedi tacü taht fukarasına şöyle bir göz atmak faydasız olmıyacaktır. Bu yedi —macerapersetin bi- risi dük dö Giz, diğeri de oğlu Kont dö Parisdir Dük dö Gir, Fransız krallık - tahtındaki hu- kukunu oğluna terketmiş bulun- maktadır. Geri kalan beşten iki- si de İspanya tahtını bekliyen Asturya prensleridir. Asıl şayanı dikkat olan bu maceraperestlerin hemen hepsi- nin zengin olmasıdır. Fransa tahtına Kont dö Pa- risden başka Prens Napolyon Bonapart da namzeddir. Fran- sada mutlakıyet mevzuu bahsol- Beı-berler ve Pazar tatılı eeei Berberler Cemiyeti idare heyeti Hafta tatili kanununa rağmen bazı küçük berberler, Pazar gün- leri, müşterilerini evlerinde traş etmekte, hatta dükkün açmakta- dırlar. Diğer berberler de şikâyet etmektedir. Dün !oplının İzmir Berberler Cemiyeti idare heyeti, bu gibi faaliyetin menini, aksine teşebbüs edenlerin cezalandırılması için alâkadar makamlara başvurmağı kararlaştırmıştır. Bu hususta Cemi- yet reisine de salâhiyet verilmiştir. Olarak hayatını sa taht Kont dö Paris ile Prens Napolyon Bonâparttan birisine aid olacaktır. Kont dö Parisin emri altında babasının akıllara hayret veren büyük serveti vardır. Bu servetin bugün dört milyon İngiliz lirası olduğu — rivayet — edilmektedir. Fransanın mevhum tahtının veli- ahdı sayılan Kont dö Pari henüz gençtir, 29 yaşındadır. ve Fransa tahtına -çoc imkânsız olmakla beraber- geçerse sekizinci Hanri adını alacaktır. Bu genc ciddi Arşidük Otto bir tahsil görmüş ür; bukuk, diplomatik bilgiler ve fen dip- lomalarına malik, Fransızcadan başka, İngilizce, Almanca, İtal: yanca dillerine de vakıftır. Krallık efkârını neşre çalışan bususi gazetesini kendisi idare etmek- tedir. Prens Napolyona gelince: Bu da büyük servete maliktir. Vali- desi Belçika hanedanından pren: ses Klemaniştir. Bu prens do- garken, prensesin lohusa odasına Fransadan getirilen — topraklar seprilmiş ve bu suretle güya prens Napolyon Fransız toprağı üze- rinde doğmuştur. Kral ve padişah aileleri efra- dında akıl olmadığına bu garibe de bir misaldir! İtiraf Jâzımdır ki — Fransada Kralliyet taraftarları, memleket- te Krallığı iade edecek kuv: vetten çok uzaktırlar. Fraznsada mazbut kralliyetçi siyasi partiler vardır. İmparatorluk - taraftarlığı güdenler kuvvetli bir parti ya- pamamışlardır. Fakat İmparator- luk devrinin destanlarına kapıl- mış, imparatorluğu cazip gören Fransız, kralcılardan çoktur. Krallık tahtından uzaklaştırılmış olan İspanyol Asturya prensleri Arşidük Ottonun sekiz kardeşi ile bir arada küçüklük hatırası Frans z taht dilencilerinden da- la ümidlidirler. Onlar İspanyadan henüz yeni kovulmuşlardır. ve Frankonun muvaflakıyetini beklemektedirler. Maamafih Frankonun bunları krallığa kabul edeceği de şüp- helidir. Çünkü İspanyada kral- lık cereyanı var, fakat bu hane- danı seven yoktur. Kralak, taht va taç bekliyen maceraperestlerin en şayafiır dik- kati Habsbugların son varisi Arsidük Osas 4...— DU U€liKANlI, diğerlerinin aksine olarak çok züğürttür. Annesi sabık Avus- turya - Macaristan imparatoriçesi Zıta, Otto ve yedi kardeş ni bu yaşa getirmek için binbir kahır ve felâkete uğramıştır. Arşidük Otto henüz 25 ya- şındadır. Taht için belki kendi- sinin meyli azdır, fakat anneleri Zita bütün mevcudiyetini oğluna taç teminine hasretmiştir. Bunlardan başka bir de Por- tekiz tahtına namzed Don Du- arto vardır. Babasının Lizbonda katlinden sonra Londraya kaç- mış ve 29 yaşına geldiği halde Portekizliler — tarafından tahta davet edilmemiştir. Edileceği de çok şüphlidir. Almanyadan taht — bekliyen Prens Ludvig Ferdinand için de emeline varmak imkânı yoktur. Bu delikanlı Almanyanın son Veliahdinin oğludur. Şimdi sa- dece bir pilottur. Diyeceksiniz ki saydıklarımız altı oldu! Evet. Yedinci de Çar- ların Veliahdi. olduğunu iddia eden ve- Oksford. talebesinden Prens Vıladimirdir. Bunlar içinde en akıllı olan Prusya ve Almanya tahtına nam- zetlik eden Alman prenstir. O, hayatını basit bir Alman tebaası gibi ve pilotlukla kâzanmaktadır. Krallık istediği bile şüphelidir.. Fakat diğerlerinin bütün gayreti, ihtilâller çıkararak birer taht kapmaktır! Belçika İngiltereden 5 milyon sterlin istikraz ett: Londra, 16 (Radyo) — Bel- çika hükümeti, Londra mali grublarından beş milyon İngiliz liz lirası istikraz etmiştir. İstikraz yüzde dört faizledir. Millet Meclisi müzakereleri B. Refet Canıtez Ankara, 16 (AA.) — B. M Meclisi dün Refet Camtezin re isliğinde toplanmış ve gümrük tarife kanununa bağlı tarifenir 351 inci pozisyonunun değişti rilmesi ve devlet demiryolları ve limanları umumi idaresinin teşkilât ve vazilelerine dair ka nunun 25 iaci maddesinin tadil hakkındaki kanun lâyihalarınır ikinci müzakeresi yapılarak kal bul edilmiştir. 20 İlkteşrin 1934 - tarihli pa: saport kanununum 16 ıncı mad: desini değiştiren kanunun birinc maddesine bir fıkra ilâvesine dair kanun Jlâyiyası hakkındı hükümetin bu mevzua dair tek- lif edeceği kanun lâyibası il birlikte müzakere edilmek üzere encümene iade edilmiştir. Kamutay Cuma günü topla nacaktır. Almanyanın deniz inşaatı Hamburg, 16 (A.A.) — 19: senesine aid harb salnamesii göre Almanyanın bahri 3isııâıı projeleri 1937 şenesinde kane Haliğ UİMÜştur. Bu in; 936 da 290,000 ve 1935 107,000 ton idi. 1937 senesi inşaat pmlelerl 125,000 ton hattı harb gemisini, 38 bin ton tayyare gemisini; 35,000 ton ağır kruvazörl: 36,866 ton torpido muhribk:i:ıî 25,531 ton tahtelbahirleri ihtivı etmektedir. Hattı harb gemileri arasında 38 lik ve 15 lik 13 toplu mü- sellâh iki gemi Hamburg tezgâb larındadır. Diğer inşaattada faa: liyetler devam etmektedir. Turgudlu Belediyesinin yeni teşebbüsleri Turgudlu, (Hususi muhabiri mizden) — Belediyemiz, mem leketin en mutena bir yerinde geniş salonları ihtiva etmek üze- re yirmi iki odalı modern bil belediye sarayı, Atatürk heyke linin kaidesi, çocuk. bahçesi ve cumhuriyet meydanına âid pro jeleri Kânunuevel nihayetinde teslim etmek şartile mimar Fer- ruha vermiştir. Turgudlu, yeni yeni binalarla gittikçe süslenmekte ve bir mâ muüre halini almaktadır. ” Ahmedli müdürü taltif edild Turgudlu (Hususi muhabiri- mizden) — Kazamıza bağlı Ah medli nahiyesi müdürü Ahme Becenek Urganlı B:ıplıeılınndj açı an geniş kanal dnlıyıule kul rutulan bataklıklar işinde len hizmetinden dolayı Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti tarafından bir takdirname il! taltif kılınmıştır. Yurddaş! Para biriktirmek için yal nız çok kazanmak değil; he" saplı harcamak lâzımdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: