25 Aralık 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2

25 Aralık 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hayat ve k tab Hiç bit detir; dex hiç bir zaman devrimizdı gafia arkasında, bu a izab edebilir. acak — kadar bir . Bu işi o kahramana — bir ia haler hi ai miğtir. Banuula beraber büyük Çikir ve d v sasddetlae erdi; Terinin gösterd pi g dir. O mesuad inki- ü ancak bialerca izilr yıpnak a da büyük fikir ve duygu yaralma salcabıma katlaaabilecek bir kahra- Ka e. şunu İşaret edelim kiş devrimiz ayni samsuda kitaba — kargı ayaklavan br Şallı, Ffakat dış görünüşü İle haklı tez h İcleri; Bvot; bu inkâr, yani bayat adimı iç a kitalma pek © kalar h m kör ve hakikat e za- şahid olmaktadlır. a Üa w bir — mcta olmadığını iddia keyfiyeti, diş gö ünüşü ile adcak basit mülekkirele- — ga bütün inanış kabiliyetiai alyonlıysa bir bakikste bürünmüştür. Bunlar bayatı, kitabdan dağil bizzzat kendi bâliselerinden — öğrenmenin €a kestirme yol olduğunu söylerler, Çönkü, onlarca hayat, kitaba sığımıyan bir beybete sahiptir. Derler ki ükçü dökk ada gözlük camı ayo'yon da İspinoza mekle geçirirdi.,, Bit aksiyon adamı ile bir fikir dinamizmi adamınıa aranındaki kadar okusaydı, 0 da ömrünü — bir farkı ' iekâr hususundaki davalarıca bir delil yapaa bu seldillere bu farkıa bekikatini anlatmağa imkân yoktur. h. Bvet, hayat #adece kitabdan öğrenilmez. Fakat hayat münasebatlerinde — kitabdaa biç bir zaman müsteğnl de kahamaz. H 4 bütün başımetile, ea — küçük tefserdatinda bile tecelli eden Mmudiliyetile bitabın eynasına aksettir. Mmök ve Hadece, satırlar arasında reel ülcmi bütüa muadele #lstetnin anahtarları, gerek “hada,, m atlayışlatı ile haliedilmiş gi ya kurulduğundanberi imkâa hududları halliade kitaba karşı gönmerilebilecek istiğsaya Fakat bu muadelci Verilecek tek sılat di makattir. ime girmiyen bir haldir. Hayatı seyreden adesemiz, kitabın fabrikasında dökülmemişte onu anla. — Mmamıza imkâa yoktur. — Cihan kundura kralı, Çekos- — lovakyalı Batadır. Bu adam çok zengindir; bütün cihana kundura yetiştiren büyük kundura fabri- kaları vardır. — Bu zengin adam evlidir; belki de karısınmı seven bir adamdır; fakat karısının garip bir merakı vardırı Her gün kocasının 30,000 amelesi gibi şabahleyin erkenden fabrikaya gider, akşam amele ile beraber çıkar ve bütün hafta amele gibi çalışır, hafta sonunda da 30,000 amele gibi haftalığını alır ve sade Pazar günü kocası- nin büyük ve süslü dairelerinde saltanât sürer! Bir nehir kenarında facial Hindistanda Bengâlede Nadi- ya köyünde bir facia olmuştur: Köyün dışında, nehir kena- rıtda bir kulübede bir kadın ile küçük çocuğu uyumakta iken kadın çocuğun korkunç bir fer- yadı ile uyanmıştr. Kadın gözlerini açınca çocu- günu bir timsahın ağzında gör- müş ve analık gayretile timsa- hın üzerine atılarak çocuğunu kurtarmıştır. Fakat timsah tara- findân da ağır surette yaralan- miş ve ölmüştür. Timsah bunun üzer'ne çocuğu tekrar dişleri arasına almış ve kaybolmuştur. Bir kemancının hayatı! * Loadrada, İtalyan viyo'onist Emilyo Kolombo, bir konserde kemanını çalarken kalb durmâ- sndan ölmüştür. —— Kolombo 1900 denberi ma- ruf bir müziği bilendr. Son za- man'arda Çar iknci Nkolanın saraynda mühim bir mevki ka- zanmış, iht lâlde hayatını güç- lükle ku tarmış ve Londraya kacmıştır. Bahri Savcı Ölüm randevusul İngiliz binbaşılarından Bay E. Lung hayatını askerlikle geçir miş ve İngilterenin hemen bü- tün harblerine iştirak etmiştir. Buna rağmen, ne Hindistanda, ne Sudanda, ne de Cenubi Af rikada ölmemiştir. Bu binbaşı şimdi ölümü bek- lemekte ve deniz üzerinde öl- mek istemektedir. Bunun için de iki senedenberi bir transant- lantikte ve deniz üzerinde gez- mektedir. — Vapur ş'mdi “temiz- lenmek üzere kızağa çekilmiş ve bnbaşı da diğer — bir va- pura nakletmiştir. Amerikan kafası bul | ANADOLU Şehrin e ağaçlandırılması —ei e— Be'leniye retsi, esnaft teftiş ediyor Beled ye resi Dr. B. Behçet Uz, düa Karş yakada Değirmen t.pede —Belediye gazinosunu, Çocuk yuvasını ve esnafın bazı dükkânlarını teftiş etmiştir.Mews simi geldiği çin şehin teşcir işine ehemmiyetle — başlanmak üzeredir. Teşcir hazırlıkları ta- mamlanmışlır. Belediye fidanlı- gında yetiştirilen fıdan, bu yıl teşcir hususunda fazla fnaliyet gös erileceğine delildr. Ş;ir d_a;ili haberleri Vi cilik istifade'i tir —— Vilâyetin zirai kalkınma işle- rine büyük ehemmiyet veıil-ş mektedir. Hazırlanan beş yıllık Ziral kalkınma plânına göre bu Yıl yapılacak işler çoktur. Onun için vilâyetin 938 yılı zıraat büdeesi, diğer yıllar büdeslerine nazaran çok yüklü olacaktır. Bir Yunan tiyvatro) Buna br hazırlık olmak üzere heyeti Temsiller vzrmeğe geldi Şehrimize İstanbuldan — bir Yanan tiyatro heyeti gelmiştir. Heyet Yunanistanda şöhret bul« muş, İstanbu'da da büyük bir alâka görmüşlür. Heyet âzasından biri; Ameri- kada Sen Ceymis, Magas fil vesaire gibi büyük müesseseler- de muvaf akıyetle oynamış - ve Yunan tiyatro san'atının komedi kısınında temayüz etmiş bay Öris Hrisohostur. Diğer arkadaşı Trajedilerde tanınmış mâruf artistlerdenHacı Kostantinikostur. İlk defa Fran« sız ve Yüunan akademi azasından mütevefla P. Dimitrokopulusun (Mahkeme) sini temsil edecektir. Bayan arkadaşları da tanınmış bir fantez'st ve doetisttir. İlk temsillerini İkincikânunun beşin- ci günü akşamı Elhamra salon- larında vereceklerdir. Kızılay Harunürreşidin yanına bir adam Kurumunun 60 ncı yıl girmiş ve yere dıktiği büyük bir çuvaldızın gözünden 100 aded sahih yorgan iğnesi on adım uzaktan birer, birer geçirmiş ve caize istemiş! Harunürreşid de bu adama 100 altn ve 100 sopa takdır etmiş, ve: — Yaptığın marifet — güzel. Bunun için sana 100 lira ihsan ettim; fakat marifetinin hiç bir faydası yok. Vaktini beyhude yere bu işte israf ettiğin için de sana 100 sopa ceza verdim! Dem ştir. Bu hikâye güze!, şimdi, Allah aşkına şu — aşağıdaki - satırları okuduktan sonra, siz de bir ka- rar veriniz. Amerkada bir makine icad edilmi$ ve bu makinenin muci- dine büyük bir mükâfat veril- miştr. İcad olunan makine, bir saatte 22,500 portakalı muayene edi- yormuş! Bu makine, bir nevi rönliken Mmakinesi imiş. Ne değil mi?. Portakal Tayyare Sineması dönümü bu gündür Bu gün Kızılay kurumunun, 60 ncı yıldönümüdür. Bu mina- sebetle saat 14,30 da Cumhuri- yet meydanında tören yapıla- cak, nutuklar — söylenecekiir. Mektepler ve halk, bu tören için hazırlanmışlardır. Bu müna- sebetle İzmitdeki mağaza ve evlerde bayram günlerinde ok duğu gbi bayraklarımızla süs- lenecektir. Bir mahküm Jandarmanın elinden kaçtı. —— .—— Fakat dün saklan. dığı un fabrikasında gene yakalandı. “Evlki gün hapishaden adliye binasına götürülen mahkümlar- dan biri kaçmıştır. Vak'a şöyle olmuştur: Hapishanede mahkümiyet müd- detlerini bitirdikleri için tahliye edilecek beş kişi hazırlanmış, adliye ve zabıtadaki kayitlarina işaret olunmak üzere jandar- mma ' nezüretinde hapishaneden adliye binasına götürülmüştür. Bunların arasında hırsızlık - su- çundan mahkümiyet müddetini bitiren Ömer oğlu AÂhmed de, *Vardi. Bu sabıkalı hakkındakı mahkümiyet kararında iki ay sürgün edilmesi ve iki ay da emniyeti umumiye nezaretinde tutulması hakkında kayıt vardı. Adliyeye götürülürken — Jan- darmanın elinden kaçan Ahmed dün Tepecikte un fabrikasında bulunmuş ve yakalanmıştır. Za- bita elinden kaçtığı için hak- kında takibata başlanmıştır. Tariş şarabı Karşıyakada müski. rat bayii Haydar Edende bulunur MA etin Zirat kalkınma plâ. nt ve kaymakamlar kongresi Pamuk istihsalâtına çok ehemmiyet verilecek İZiraat işlerimiz makineleştirilecek, zeytin- şekle sokualacaktır alaaman — Vilâyetçe bütün kaza kayma- kamları kongre için İzmire da- vet edilmişlerdir, Kaymakamlar koöngresi P zartesı günü vilâyette akdedilecek ve bu toplantıda Ziraat müdürü B. Refet Diker de hazır bulunacaktır. Vi âyetin ziraf kalkınmı işleri için neler vapılacağı ve yapılması İâzım gliği meselesi üzerinde ehem- miyetle durulacak, ihtyaç, di- lek ve imütalealar tesbit oluna- E'deliyet Gazellerim (Aruz vezni bir bando, he- ce vezni cılız sesli bir curas dır) deniliğor. Bana hiç kimse çıkıp ta “mt- ziperest, muhafazakâr, eski zih- niyetli, dyemez. Bu sebeple üstadım Ali İffetin “Gazellerim, isimli mecmuası hakkındaki fikir- lerimi su ve sabun düşüncesin: den tamamile Szade Bir vazi- yette, yazabilirim. Bilmem; Ali İlfeti tanımak sa- âdetine mazhar mısınız? Bu zat “Bakiyyetüssüyuf, meyanın- dadır. O kadar içi, dışı bir, o kadar samimidir ki, dostluğuna doyüum olmaz. Tevazuuna gelince: secde ab miş bir sütuna benzer ve esa- sen büyüklüğü de küçülmesini bilmesinden değil midır?. Ali İffet, yazdığı ve beğendiği gazellerinin bir kısmını toplamış kitap halinde bastırmış; bir tare caktir. Viâyetin ziraat büdeesi he- nüz bazırlanmamıştır. Bu gö- rüşmede tesb t edilecek esaslara göre hazırlanacaktır. Bilhassa pamuk — istihsalâtıni — artırmak, zeytineliği her yıl mahsulü alı- nır bir hale getirmek ve ziraat işlerimizi makineleştirmek, bu bususta Zirâat Vekâletinin yars dımini da temin etmek, göçmen lerin müstahsil hale geldiklerine göre azami şekilde yardımda bulunmak, üzümlerimizi yaş ola- rak ihrac etmek - içi ve ih- raca elverişli şekilde üzüm ye- tştirmek, bazı yerlerde kaplıca sularından istifade ederek serler vücude getirmek ve buralarda her mevsimde meyva ve sebze yetiştirerek vilâyetin — varidatını artırmak gibi mühim meseleler üzerinde durulacak, kararlar alı- nacaktır. Bu kararlardan sönra viliyetin ziraat büdcedi 166bi! olunacaktır. ,!zmir nasıl işgal edildi? ——— Bumühim hatıraları yakında Anadoluda bul'acaksınız Kızıl Akrep Eşini 'okurnadığınız nefis bir zabıta romanı. Bu günlerde Nasraddin hocanın cevabı. Kış vakti, yağmurlar başlam ş. Soğuklar almış, yüümüş. gbi satış vabıdı. kıyasisi bin üzerine olan bir şey için rönt- ken ile müayene makinesil Banun muc di olan herife mü> kâfatını aldığına göre acaba kim dei dive haykıracak. Nasraddın hoca bakmış ki, evin her tarâfı akyor. Bin tehlikeye göğüs gererek, kalbi çarpa çok yüksek olan kiremidliğe tırman mış ve kiremidleri aktarıp zeltmeğe koyulmuş.. 'Tam bu sırada, çat çat, kapı.. Hoct seslenmiş. Bugünkü seanslardan itibaren Sinemacılık âleminin şimdiye kadar yaptığı filmlerin en muazzamı ve en müthişi Milyonlarca Fransız Fran, ly?ı':ılrolın bu filimde MAHKÜMLAR KALESİ | Filmile hakiki zafer tacını giyecektir Bu film: Film değil bir mucize... Temsil değil bir a ANNA BELLA “«* Aşk ile vazfe arasında müthiş mücadele... Her şeyden evel vatan ve istiklâl Diye bağıran ve zulme ve istibdada rağmen yılmıyan gençlik... Müstebit ve mağrur bir saltanatın inhidamı... Gibi her biri birer mevzu teşkil eden binbir safahat... ZYRICA: RENKLİ MİKİ VE PARAMONT JURNAL san'at abidesidir. ? | t, kudret ve kuvvetinim | fevkine çıkmıştır | | — Km 0? Cevap yok. Tekrarlamış; — Kim 0? Bu defa bir ses duymuş: — Hocam, bir zahmet, ge- liver.. Hoca merak ederek, tırman- dığı yerden, gene dizleri titriye öti İ Ha * katlanmak korkuları içinde in- miş ve kapıyı açıp, bakmış, fa- kirin biri: — Ne o? — Allah rızası için bir sa- dakal Hoca, iyice kızmış: — Gel - demiş- arkam sıra yürül Ve başlamış gene tırmanmağa. Dilenci-de onu takip etmiş. Ni- hayet kiremidliğe çıkmışlar. Ho- ca, dilenciye bakmış: — Allah vere! Demiş. * Fıkracı ea aaT de bana yollamak — nezaketini gösterdi. Bittabi seve, seve, içe, içe okudum ve Aruz vezninin tanta- nası içinde bir daha gaşyoldum. Ah şu Aruz vezninin anvengi ve ah şu parmak hesabinin mono- tonluğu.. Muhakkak ki Aruzla hece vezni arasındak. fark, Van gölüyle Atlas Okyanusu arasın" daki fark kadardır. Marifet, o vezni öz Türkçe kelimelerle kul- lanıştadır. $ Aruza kem nazarla bakmağa başladığımız gündenberi ş irlerde orkestra ve bando tantanası kay- boldu; yerine gelen ses, tek telli curanın cılız sesidir. Ali İlfet Aruzu kusursuz kul: lanan şahsiyetlerdendir. Onun ölçülerde muvaflakıyetle ve sa- lâhiyetle ke ime tartışını —“Ga- zellerim, kütabr WW—— ediyor? Yalnız, yazık ki, kit#p tashih hatalarile dolu. Bir aksan yok- lağu, bir hecenoksamı, br harf fazlalığı dilberim misrâları peri. şan ediyor. Gönül çok isterdi ki Ali İlfet bu tashih işini, tas. bih işlerile alâkadar b risine yaptırsın.. Aksi takdirde bundat sonraki neşriyatında da, şimdi her dostuna tekrarladığı gibi, * Kalem olsun eli ol kât.bi bed tahririn -ki fesadı kalemi sü remzı şür eyler -kâhbir herf sukutiyle kılar nâsırı nâr « kâh bir nokta sükutiyle gözü kör eyler, kt'a. sını okumaktan kuttulamıyacaktır. Ali İlfet, günün birinde, Cüs nün redifli bir gazel yazdı. Bu gâzel, hiç bir gazele nasip ol miyan bir mebzul yetle, tanzir edilmiş ve (Cünun) mevzuu en yüksek şairlerimizi dahi, büyük bir sür'atle, peşinden sürükle- miştir. Çok temenni olunur ki Ali İfet, © güzel gazelini e başa geçirerek nazrelerini de sıralamak suretile “Cünun, adlı bir kitap daha neşretsin.. Her hakde “*Cünun,, “Gazele lerim, den - elbette nef.s değil amma- mutlaka daha en- teresan - olacaktır. *Gazellerim,, in tenkide değer hayır, tenkide İlâyık yalnız bir cümle, bir fikir vardır; Ali İffet “Belki bu kitabım divan edebi- yatının hateme perdesi olur,, di« yor. Halbuki divan - edebiyatı li bir hayli zaman oldu. ivan edebiyatı demek, bence, Padişahlara yazılan kasidelerden mürekkep süslü edepsizlik de- mektir. Ali İffetin bu edebiyatla ne alâkası olmuştur. ve ne alâ- kası vardır ki kapanış - perde» sini “gazellerim, le çeksin? Yoksa 6 da mi Aruz veznini mu'laka divan edeb yatına mahsus bir ölçü şeklinde kabul ediyor dersiniz?. Zannetmem, Divan edebiyatının » Sonu 8 nci sahifede -

Bu sayıdan diğer sayfalar: