4 Ocak 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

4 Ocak 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Kinunvsani Şehircilik bahisleri: Niçin asfali? Yazan: D. M. S. DA Bilmiyorum, ağzımın alıştığın- dan dolayı mıdır, yoksa bir kı- sımlarımız bizim göremediğimiz faikiyetini mi görüyorlar, nedir, bizde yol meselesi, bilhassa iyi ve bizce ideal bir yol düşünül- düğü zaman ilk akla gelen as- falt yoldur. Yollarımızı asfalt yapmağı bir hedef, bir gaye addederiz. Me- selâ bir zamanlar Bergama ve Çeşmeye kadar uzatılacak turis- tik yollar düşünülür düşünülmez, hemen projesini asfalt yol ol mak üzere yaptık. Bir memleket yolunu medhetsek asfalt deriz. Ben eminim ki meclisi umumi- mizin yakın içtimanda ve be- lediye meclisimizin mutad içti- maında, yol kelimesile müterafık olarak asfalt kelimesi de — bir FERE .kı_#un telâlfuz olunacaktır. lalbuki son dünya şehircilik terakkiyatını tetkik edenlerce malâmdur ki asfalt y !lar bir çok hassalarından dolayı artık ikinci nevi yollar meyanına id- bal edilmiştir. Ve asfalt yollar, “yerini beton vollara terketmiştir. Resmi istatistiklere göre: 1926 da Almanyada 271,419 m., Mutabbar yol varken 936 ni- hayetinde 28,199,124 M. mu- Tabbar, — İngilterede 1,780,000 M. murabbat beton yol varken 936 nihayetinde 35,978,000, İtal yada ayni tarihte 76,800 metre murabbar iken 4,350,000 metre murabbar, Fransada — 605,000 iken 936 n hayeti 3,600,000, Çekoslovakyada — 69,150 iken 1,873,256, Macaristanda 18,150 metre murabbat iken 9:6 niha- | yeti 2,077,443 metre murabbat Casfâlt memleketi olan Ameri- kada beton yollar ise 926 da 693,750,000 metre murabbar iken1936 hitamında1,524,188,000 metre murabba: olmuş keza Polonya, Hollanda, — Belçika, — Finlândiya, Danimarka, İsviçre — gibi sair bütün Avrupa memle- ketlerinde milyonlarca —metre Murabba yol inşa edilmiştir. Bu gün bütün dünyada gerek şehir dahili ve gerek şehir ha- rici olsun beton yollar vaziyete tamamen hâkim addolunmakla- - dırlar, İzmirde beton yollar üzerinde çok eskiden bazı tetkikat yapıl- miş ve son zamanlarda, bele- diye, Mustafabey caddesini be- ton olmak üzere inşa ettifmişti. Zannımca bir şirket tarafından berayı tecrübe yapılan bu yol, yolu yapmağa mahsus fenni va- sıtaların iptidailiği, ma'zemenin lâyıkı veçhile ihzar olunamaması ve bir de bu hususta teknik mümaresenin kifayetsizliğinden — dolayı bir iki çatlak ve aşıhtı gösteren bu yol bırakılmış ve bir daha tatbik sahasına geçik dzmirden bir görünüş Sıhhat bakımından iyi bir yo. inşası demek motörlü vesaitin kaldırdığı toz bulutlarının ayni zamanda çamurun ilgası de- mektir. Şehircilik noktasından iyi bir yol ise, toz ve çamur yapma- makla beraber çabuk temizlene- bilir, yıkanır, süpürülebilir. ol ması, otomobillerin frenaj ve sarsıntısından bozulmaması, ağır- lğa mukavemet etmes mo!örlü vasıtaların derapajna mani ob ması, çabuk kuruması ve daya- nıklı olup sık sık tamire muhtaç olmaması hassalariyle temayüz eder. Bu bakımlardan bzi be- ion yollar güzelce tatmin ettiği gibi, yağmurlu havalarda teker- leklerin fazla devir yaparak oto- mobil ve kamyonların beyhude kuvvet sarfetmesine meydan ve- remez. Makadamlarda — toz husüle gelmemesi için Westromt, Hu- agol ve mümasilleri mevad kul- lanı'makta ve bazı yerlerde gud- rone edilmekte ise de bunların ta!bikinde, tatbik olunacak yo- lun gayet diz, esası gayet küv- vetli ve son derecede mukavim olması lâzım gelmektedir. Kat- ra <okusu, sair bazı hassaları it. anle esasen şehir dahilinde kullanılamaz... Adalta gelince; sıcak ve so:- guk asfalt tatbikatı her ne ka- dar soön zamanlarda teknik iti- barile çok terakki etmiş iss de bizde umumiyetle asfalt mem: leketin sıcak olması hasebiyle gevşeyecek ve — arabalarımızın tekerleklerinin ince ve kesici olması dolayısle bir çok yerle- rinde — çukurluklar — arzederek bunların yağmurlu — havalarda etrafa çamur saçacağı gibi gene yağımurlu havalarda otomobille- rin derapajını temin edecektir. Bundanbaşka hali harbde alslü- mum asfalt ve müşabihleri yolk: lar iperiti anassederek temizlerr mesi gayet zor olduğu tecrübe- lerle sabitti.. Dayanması ve mukavemeti beton yolların du- nundadır. Beton yollar ise bil- hassa mukavim, anti derapam dırlar, Beton yollara izafe olunan noksan varsa o da kanalizasyon işinin müşkül olduğudur ki ayni mahzur asfalt yollarda da mev- cuttur. Fikrimizce ideal yollar beton yollardır. Eskiden beton yolları çatla- mak hâdisesinden dolayı itham ederlerdi. Halbuki bu gün tek- niğin tekâmülü artık böyle bir hâdıseyi bâhsettirmiyecek halde- dır. İsbatı ise yukarıda arzeyle- diğim veçhile milyarlarca metre murabba: Yyolda yapılan teca- rüptür, Bu gü9kü telâkki de şöy- ledir: Beton yollap çatlamaz. Ye- ANADOLU Alsancak, üçok ve Doğan- spor takımları galip Izmir san'atlar mektebi Aydın san'atlar mektebini 4-0 yendi Pazar günü Alsancak — saha- sında likin ikinci devre maçla- rına devam edildi. Hava yağ- murlu, seyirci azdı. İlk maç Alsancak-Demirspor takımları arasında geçti. Hafif yağan mur altında başlıyan bu müsabaka ancak birinci dev- resi oynanabilmiş ve Alsancak takımı bu devreyi 1-0 galib bi- tirmiştir. İkinci devre başlıyacağı sırada yağmur fazlalaştı ve hakem mü- | sabakayı tatil etmeğe mecbur kaldı. Saat 13,15 te Yamanlarspor: Doğanspor oynadılar. Bu takım- larda her zaman yer alan bazı oyuncuların yerinde ik-nci takım oyuncuları vardı. Top çamura bulaşmadan Doğanspor bir fır dı. Ve oyunun müsa: bozdu. Fakat o sırada takımın Cen - tehlikeli akıncısı olan Niyazi ayağından - sakat- landı ve oyunu terketti. Bu da- kkadan sosra Yamanlar takımı harekete geldi ve zaman zaman Doğanspor kalesine doğru iler- lemeğe başladı. Doğaasporlular da mukabil hücumlarda bulunuyorlardı. Fa- kat top, çam ve sahanın bozuk vaz , ilerliyemi- yordu. İkinc: ue rede her iki takım çok - çalıştılar. Bilhassa Yamanlar takımı çok enerj sar- fetti. t tecrübesiz olan mu- hacimleri daima ofsayda düşü- yor ve bu suretle fırsatlar. ök dürüyordu. Devre gölsüz geçti. Oyun da 1-0 Doğanspor lehine Bitti. Bu maçı ginün ea — mühim karşılaşması — olan Ateş-Üçok müsabakası takib etti. Takımlar sahaya dzildikleri zaman Üçok takımı yağmurdan gelemiyen kalecisl - Nejaddan mahrumdu. Ateş - takımında da İstanbula giden Adnan ve Nu: rullah yoktu. Oyuna Ateş baş- ladı, Akın Üçokün nisif saha- sında kesildi. Top 4 üncü da- kıkaya kadar saha ortasında ayaktan ayağa dolaştı. 5 inci dakikada Ateş takımı Üçok ka- lesine yüklendi ve yegâne sa- yısını kazandı. Bu gol - Üçok- luları harekete getirmeğe - kâfi ter ki, teknik kuvveti, vastalar ve mümarese mükemmel olsun. Cumhuriyeti idaremizin yapıcı kuüdreti — tabidir ki; bu günkü yolları bu halde yani adi bozuk makadam veya çamurlu bir kal. dirim . olarak birakmağı - tecviz etmiyecek ve bunlar er geç mo- dernleşecektir. Bunların asri bir yol haline konulması vilâyet mec- lisi ve belediyemizin her halde kıymetli programları — arasında olduğu şüphesizdir. O halde ma- halli yol işlerimizle uğraşan bu iki kıymettar teşekkülden rica ederiz ki, bütün dünyada çok süratle inkişaf eden beton yok ları lâyık olduğu derecede ted- kik ettirerek bize en iyisi olanı intihap etsinler, yoksa yalnız ve yalnız asfalt yol değil. Şurası da kayda değer ki be- ton yollar tamamen ham mad- delerini memleketten tedarik edecektir. Çimentomuz mebzu- len Mevcuttür. Halbuki Türk asfaltı daha piyasada görül- müyor. ğ D. M. 5. geldi. Ateşliler de mukabele edince sahanın çok çamurlu ol- masına ve hafif yağmur düşme- sine rağmen güzel ve seri bir oyun - seyrediyoruz. Üçok takımı çamurlu ve yağ- murlu havada rakip takıma bir gol avantajı vermiş olmasına rağmen itimatla oynıyor ve ya- vaş yavaş oyunu Ateş mıntakası dahiline intikal ettiriyordu. Bu- na mukabil Ateş müdafaası var kuvvetile çalışıyordu. — Bilhassa kalecileri çok iyi idi. Devrenin 35 inci dakikasında HİKÂYE L İlk defa böyle dost idiler. Hüsnü (beyler) yeni komşu- Üçok bir firikik kazandı. Ceza |ları Kâmüran (hanımlar) dan de- vuruşunu Cemil gözel bir vuruşla göle tahvil ediyor, iki dakika sonra Said takımına ikinci bir sayı hediye etti. Bundan sow- raki çalışmalar fayda vermiyor, devre de 2- 1 Üçok lehine bi- tiyor. İkinci devre Üçokun Ateş kalesine dayanan ve fakat se- meresiz kalan akınile - başladı. Ateş takımı bu devrede epeyce açıldı. Buna mukabil Üçok müdafaası güzel yer tutuşlarile tehlikeleri karşılıyordu. Devre- nin 1Sinci dakikasından sonra Üçok takımı oyunun hâkimiye- tini tekrar aldı. Ve oyunu ta- mamile Âteş mısıf sahasına inti- tikal ettirdi. Fakat yağmı.un devamı, topun çamurdan ağır- Jaşması, oyuncu'ların muntazam hpaslaşmamalarına sebeb oluyordu. Oyun 2-1 Üçok lehine bitti. Halk sahasında da B. takım- ların liklerine devam edildi. İlk oyun Ateş - Üçok takımları ara- sında yapıldı ve 1 -1 berabere bitti. Alsancak 9 * 3 Demir- spora galip geldi. Doğanspor ve Yaman'ar takımları ise sa- haya gelmediklerinden her ik'si de hökmen mağ.üb addedildiler. * .. Dün Halk saha yılbaşı münasebetile şehrimize gelen Aydın San'atlar okulu fudbol takımı İzm'r San'atlar okulu fud- bol takımı ile karşılaştı ve he- yecanlı geçen bir müsabakadan sonra, daha kuvvetli ve daha anlayışlı bir oyun çıkaran İzmir San'atlar okulu takımı maçı 4-0 kazandı. Takımlar: Aydın: Doğan, Fuad, Hasan Celâl, İsmail, Hikmet, Necmi, Halil, Kenan, Fatih, İsmail, İzmir takımı: İsmal, Âdil, Cemil, Üerattin, İrfan, Fethi, Sırrı, * Salâhettin, Osman, Rıza, Arif. Oyuna misafirler başladı.Der- hal harekete gelen İzmir takımı misafirlere nazaran daha hâkimi bir oyun çıkarmağa başladı. 22 nci dakikada ilk golü kazandı. 35 inci dakikada İzmirin bir akınını kesmek — istiyen Aydın sol hafı topu eli ile tuttu. Ve İzmir penaltıdan ikinci golünü çıkardı. İzmir San'atlar takımı ikinci devrede2 gol çıkardı ve oyunu 4-0 kazandı. Misafir Aydınlılar oyundan Sonra derhal Aydına hareket etmişlerdir. ğ Kavga Seferihisarda Sığâcık köyünde Mustafa oğlu Halm Ermiş ile kardeşi Mehmed ve ayaj köy- den o&'u ver ettiklerinden tutulmuş- lardır. recesiz memnundular. Kâmüran hanım zengin bir ailenin yegân- ne kızı idi. Çok kibar, nazik, hatırşinas, emsali az bulunur hanımlardandı. Ayni evsafı kocası Fikret te haizdi. Yüksek tahsil görmüş, centilmen, iyi kalbli, evine sa dık mükemmel bir insandı. He- le kızları Pervin, aman yarabbi, dünyada - bu kıza - benzer bir kız daha varmıydı? O ne gü- zellik, o ne nezaket, o ne asa- let, o ne kibarlık efendim, o ne iffet? Hüsnünün refikası Melek de fena' kadın değildi. O da çok mükemmel bir zevce; bulunmaz bir bayandı. Hüsnü, karısına uygun ahlâkta idi. O gece gene toplandılar. Zaten toplanmadık- ları gece yok gibiydi. Mümkün olsa biribirlerinin gönüllerine girivereceklerdi. Karı koca kom- şularını uğurladıktan — sonra in- tibalarını ayrı ayrı ve âdeta yarış edercesine söylüyorlardı. — Ne mükemnel bir bey? Tahsili, terbiyesi, nezaketi? — Ya hanım, Kâmiran ha- nım. Vallahi, inan ki bu kadar senelik ömrümde bu kadar, her şeyı güzel bir nanım görmedim. — Ya o Pervin, melek? — O şaheser cidden. — Elbette. Böyle bir hanım ve beyden hasıl olacak evlât daha başka olamazdıya.. — Bu kızı alan bin yaşadı, bin yaşasın, — Sonra çok iyi kalpli kim- seler. Hayatlarında daha bir ka- zıncayı — incitmedikleri hallerin- den belli. — Ve ne derece medeni ve asri iseler okadar da namuslu insanlar. Göremezsin o hali? — Demek yirminci asırdada böyle temiz insanlar bulunur- muş? — Doğrusu çok memnunum. Böyle bir komşuya malik oldu- ğumuz için kendimizi ne kadar bahtiyar ıddcuı:k azdır. .* Aradan bir kaç ay geçti. Bir gün Melek, ihtiyacına ihtiyacına binaen Kâmüranlardan elektrik ütüsünü istedi. Meşgul, dediler. Kocasına şikâyette bulundu. — Sanki ütüyü yiyecek midik? Verirdik gene. — Belki de meşguldür, Melek. Diğer bir gün Fikret dostla- mna çektiği zıyalete Hüsnü beyi davet etmemişti. Akşam karisına darıldı. — Anla, Melek, en Yakın dostu bendim, onu memlekete ben tanıttım. “— Ebette, Herifin karnı da doydu, kesesi de. Bizi ne yap- sınlar a tıkç — ». i Aradan daha bir az zamaa Kötüleşen iyiler İnsanlar hep böyledir. A. Eaver Toksoy geçti. Birbirlerine eskisi kadar gidip gelmiyorlarsa da zahiri ahbaplık berdevamdı. O gün Hüsnü fena halde s- kılmıştı. Yüz lir: ihtiyacı var« dı, Akıllarına en münasibi Fik- ret geldi. Ve Melek giderek on gün müsaade ile yüz lira borç istedi, vermediler. Özür diledi ler. Eve dönen Melek asabiye. tinden buhran geçiriyordu. — Tüh yazıklar olsun, hatır saymazlara.. “Aylarca eyvallah dedik. Her gelişlerinde çeşit geşit.. — Başlarına çarpsınlar. Sanki ben batakçımıydım? Keratanın parası olmasa istemezdim. Kas bahat bizde. Yüz verdin mi as- tar isterler. — Mahcup oldam. Keşke iş- temes:ydim, bizi utandırdilar, — Hiç te olmam. Sakla sa- manı, gelir zamanı. — Zamanın ocağı Otursunlar evlerinde. Bir hafta sonra idi: — Duydun mu Hüsnü, Per- vin mahalle gençlerile.. — Nemize lâzım canım? — Neye lâzım olmasın, kom-» şumuz ayol!. İyi olmazlarsa ma: — hallemizde işleri ne? sönsün, . Z EYTARRŞ Hayvan ihracatı Bir okurumuzun mü. him mütaleası Bir okurumuz yazıyor: İzmir vapuru, evelce Pire ve İskenderiyeye seferler yapar, bu vesile ile Yunanistana mühim miktarda hayvan, İskenderiyeye de sebze ihraç edilirdi. Bu ge- feferler kaldırıldıktan sonra hay- van ihracatçıları, Yunan vapur- larını kiralıyarak İzmire — getiri. yor ve Yunanistana bu- vapur- larla hayvan il ediyorlardı. Son zamanda 4 yerlerde iş bulan Yunan vapurları, İzmir limanına da gelmez oldular. Ne ( döviz girmiş olur, vanlarımızın ihracında muvaffakıyetler temin ed lir. Son zamanlarda İzmir limanından hayvan ihracatı azalmıştır. Se- bebi, yukarıdaki meselelerdir. Kenizyolları, İskenderiye - se- ferinden ziyan ettiğini ileri sü- rüyor. Belki de doğrudur. Fa: kat, her zaman İzmir limanına uğrıyan büyük kumpanyalara Mmensub yabaacı vapırlar, zan neder misiniz ki, daima kâr ediyorlar? Hayır.. Bununla be: taber, programlarındı. mevcud iskeleler *İiyoruşundge asla ihmal etmez.er.. zaddr

Bu sayıdan diğer sayfalar: