January 6, 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

January 6, 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| İ ' S Yazan: Aleksandr Düma ge— — ——— — - Dartanyan: “Mm, bir saniye sizi görmek uğrunda hayatımı ve şerefimi tehlikeye koydum,, dedi Ahl O zaman, madam, bir az olsun sizinle yalaız kalmak şerefine nail olmuştum; hayatı« nizın boşluğunu, — kalbinizdeki kederleri bana © zaman — ifşa etmişt niz. Koluma dayanmıştır nız; bu koluma, madam! - Ben de başımı size doğru — eğince saçlarınız. — yanaklarıma =—u ve her dokunuşunda vücudüm tepeden tırnağıma kâ- dar titremişti. Ohl Kraliçemi Kraliçem! Böyle bir anın bah: şettiği semavi saadeti, firdevsi hazzısiz bilmezsiniz! Ben böyle bir an, öyle bir gece için bü- tün mallarımı, bütün servetimi, bütün şerefimi, hayatımın ğuıiıı günlerinı fedaya hazırım; çünkü, Jadam, o gece beni — sevmiş bulunduğunuza yemin ederim, —Evet, maylort, © meşum ge- cade bazan bir kadını — sukut ettirmeğe sebep olabilen, bulun- düğümüz yerin tesiri, akşamın güzelliği, sizin sihirli bakışları pız, hasılı binlerle — sebeplerin beni de teshir — etmiş olması mümkündür; fakat, Maylort, zâfa düşen kadının imdadına krali- çeliğinin yetiştiğini de — bilifor- sunuz: söylemeğe cesaret gös- terdiğiniz ilk kelimeye, — bana karşı aldığınız — ilk serbestliğe mukabil maiyetimi oraya çağır- makla cevap verdiğimi de ha- tırlarsınız. “—Evetl “Evet! Bu doğrudur, ve benimkinden başka bir aşk ü işkence karşısında çöküp yıs kılabilirdi, fakat benim aşkım © sebep altında daha yakıcı ve daha ebedi bir hal kespetti. Parise dönerek benden kurty- Tacağınızı zannetmiştiniz, krahım ::îljnd“îı:ızwn" memur iğim “hazineyi terketmeğe cesaret edemiyeceğimi ümit et- , miştiniz. Dünyanın bütün hazis Tefrika No, 58 Gayri müslimler, askerlikten muaf olmaları yüzünden büyük ve nelerinin, arzın bütün kralları- Bın Oazarımda nek ymeti vardı! kiz gün sonra tekrar geri gelmiştim. Mm. O zaman- bana verecek hiç bir cevap bulama- mıştiniz; bir. saniye için sizi görmek uğrunda hayatımı ve şerelimi tehlikeye - koymuştum; elinize bile temas ctmedğm çin bende gördüğünüz bu de- rece itaatkârlık ve ayni derece nadim'ik sebebile beni alfet- mişt niz.. — Evet, fakat hiç günahım olmadığı halde bu hamakatler Üzer ne iltiralara hedel olduğur mu da bilirsin z, Maylort. M. ö Kardinalin teşvikine — kapılan kral beni dehşetli bir surelte haşladı; Mm, dö Verne yanım- daa ahınd , Putanj sürgüne gön- derildi, Mm. dö-Şevröz gözden düştü ve siz Fransaya sefir ola- rak gelmek isteyince kral, ha- tırlayınız Maylort, bizzat kral muhalelet etti. — Evet, Fransa kralının bu muhalefetini bir harb ödeyecek- tir, Sizi görmekliğ me müsaade edilmiyor, Mm. fakat benden her gün bahsedildiğini iş tecek- sinizl Kendi başıma çıkardığım Re selerini ve Roşel Protestan ları ile kurduğ um meşvereti, no maksatla tertip ettiğimi zanne- dersiniz? Szi görmek şerefi, Parise yalınkılıç girmek ümidinde de- Dğilim, bunu pek güzel - biliyo- Yütü; fakat bü- muharebe bir sulha müncer olacat, sülh akdi için bir murahhas gönderilecek, işte ©o murahhas ben olacağım. Ö zaman beni tedde cesaret edemiyecekler ve ben de bu fırsatla “şizi 'göreceğim için bir an olsun mesut - olacağım. Be- nim bu saadetimin binlerce adam kamı bahasna vücude geleceği doğrudur, fakat sizi tekrar görebilmekliğim uğrunda bunun ge ehemmiyeti var! Bun- lar belki hep birer ahmaklıktır, deliliktir, fakat bu derçce ha- kikt bir aşk sahibi, bir âşık hangi kadına nasp — olmuş: tur, söyleyniz? Hangi kraliçe bundan daha sadık, yahut daha müştak bir esir sahıbi. olabik miştir?.. — Mayortl Maylori! Kendi. nizi müdafaa için kullandığınız şeyler szi şiddetle mahkün ediyo; Maylart, aşkınızı — iapat çin sayurduğunuz bu şayler çir nayetten bir gz ehvendir, — Çürkü siz beni sevmiyor sunuz, Mm. beni sevmiş olsa- nız bu sözlerimi başka nazarla görürdünüz! Beni sevmiş olsa: nız. Ahl Eğer beni seymiş ol- sanız çok büyük bir saadet du- yarak deli olurdum., Ahi Şimdi Mm. dö Şevrözden bahsetmiş- tiniz, fakat Mm, dö Şevröz siz den daha az zalimdir. Holland onu sevdi ve o ise onun aşkına mukabele gösterdi. Bu derece derin bir aşk ilân! karşısında nefsine galebe çala- bilen Avusturyalı An: — Madam dö Şevröz bir kraliçe değildi, diye bağırdı. — Demek, Mm. siz de kra- liçe olmasaydınız beni sevecek- tinizl O halde beni severdiniz, demek - isiyorsunuz değil mi? Şu balde szi bana karşı zalim yapan yalnız bu yüksek maka- mınız olduğunu görüyorum; eğer şiz Mm. dö Şevröz olsaydınız zavallı Bukingham ümitvar ola- bilirdi, değil m? Bu tath sör lerinze de çok şükürl Oh! Be- nim güzel — kraliçemi — Yüzlerce teşekkür ed-riml. » Devam edecek - İktısadi Hareketler Haftalık borsa satışları —- —- ——a.r ...0 —— — Zeytinyağı üzerine muamele oldu. üzüm-incir sa- tışları durgundur. Pamuk piyasası hararetlidir Borsadaki satışlar bu hafta bir az durgun geçmiştir. Hafta- lardanberi Muamele — görmiyen zeytinyağı Üzerine satış yapıl- mış olmakla beraber, üzüm sa- tışları azalınış, geçen halta ha- reket görülen iner muameleleri gene durgünlaşmış, buğday sa- tışları çok az olduğu gibi ge çen, haftaki terelfü — tenezzüle kalbolmuştur. Üzüne: Borsa yıbaşı münasebeti'e bir gün kapalı bulunduğundan haftanın Satışı 6510 çuva'a im- hisar eti ştr. Bu miktar geçen haftadan beş bin çuval - nok- sandır. Fiatlerde, cinsine göre bar zılarında tereffü, bazılarında ise tenerzül kaydedilmiştir. 7, 8, 9 numaralarda on para yükselme, 11 ve 12 numarada on ve otuz parı düşme olmuş, 10 numara eski vaziyetini muhafaza etmişe tir. Malüm olduğu üzere ©n numara, geçen hafta d ğerlerin- de görülen sukuta mukabil on para yükselmişti. Mevsim bidayetindenberi bor- sada satılan üzüm — miktarı, 4-1-938 akşamına kadar 191,487 çuvaldır. En son satışta — numaralar üzerine fiatler şöyledir: No, gS 'e ' ” B" 498 <2 » gAĞ * v * 152 » M B 9D v DY Hamburg piyasasında Hamburg piyasasında üzüm- lerimizin fiatleride sif Hamburg yüz kıla başına Türk lirası ola- rak şöyledir: 7 numara eksirissima Kara: burua 21,25; 8 numara küp Karabarun- 22.25; 9 numara Auş'ese Karaburun 23; 10 nu- maraâ Necplus ultra 25,75; 11 küçük mikyasta memleketin iktısadiyatına hâkim idiler Fakat İDe Corcis ve refaka- | — Ne olursa Türke oluyordu. tindeki zabitler geldiler ve yer- leştiler. Hatta Bulgarlardan, Rum- * lardan ve Sırplardan kendilerine idık adamlar bile buldular. lekleri ezmeğe başladılar da Ih millet ses çıkaramadı, amazdı. Çünkü başını ka- halde değildi. yapsa, yapsa Türkler t. Çünkü ezilen, soyu- t hep bunlirdi.. On- ses çıkarmak değil, takat kalmamıstı. rliği hemen altı, ürüyordu. Köylerde kalmamıştı. Re- L ea hemen her yıl silâh altına alın- ndan ülek ser ir ikide birde Koca İmparatorluğun — vergileri de hemen hemen bunların omuz larına yüklenmiş gibi idi. Vel- hasıl' askelik, silâh altı patırtı- ları, vergiler “bu zavallı arı ez- dkçe eziyor. Bu yetişmiyormuş gibi hükümetin zalmü de kımıl- dan&cak ne takat ve ne de der man birakıyordu. Böyle olmakla beraber bu idareden Hiristiy valar da mem- nun d gilerdi. Rumelde sene- lerce devam edip g den çete- ciliklerden Hiristiyanların na- muslu ve akıllı takımları da bi- zar olmuşlardı. Bunlar çamaşr değiştirir. gibi iki günde br mezhep ve kilise değ ştiriyor» lardı. Meselâ bir Bulgar - çetesi bir Sep veya Yunan köyünü bastı mi vurdüğünü, — kird ğimi tamam'adıktan sonra bakiye ka- lanları Bulgar — kilisesine bağlı- yarak çexilip gidiyordüu. Bunü ayni zamanda Sırplar da, Rum lar da Bulgarlara ve yekdi- ğgeri aleybine — tatbk ediyor« lardı. Hü ümet, bu şlere çare- saz olamıyordu. Bu - fenalık- lara Bulgarstan, Srbistan ve Yunanıstan gibi komşu - devlet- lerden gelen öğücler, gönderi len komitacılar de — karıştıkça Rumeli — baştanbaşa bir volkan bir yanardağ halini alıyordu. Dağlar, tepeler, ormanlar çe- teler tarafından birer karargâh ha ine konulmuş!ardı. Jındw tenskatı güya, bu işi halle cekti, edemedi, bilâkis körükledi. Bölge, böge nüfuz ve himaye syaseti taxip edild. Eşkıya ta- kibine memur edilen zabitenın bir çokları yakaladıkları bom- balı müsellâh çetelere zulim yaptılar diye bilhassa by gibi işlerle meşgul yüksek mahkeme- ler tasafından hapis ve tard cezalarına mahküm — edildiler, Böy elikle hırist yan anasır şımar- dkça şımardı, eleavuca sığmaz bir bale geldi. Ve her unsurun kendi milli türküleri arasına (Türkler Avrupadan - geldikleri yerlere kovulmalı) nakaratlı şar- kılar, şiirler girdi. Ve bunlar ilk fastı teşk l etti. Suriye denilen Beyrut, Şam, Halep taraflarında avamından havassına kadar - bütün halk Fransız — politikasının — ayılmaz bireş baygını olmuşlardı. Fran- sızın Napolyonları - bizim aitın- lardan dahâ revaclı idi. Beyru- tua bir mahâllesi sayılan Cebeli» Tübnanın Fransız siyasi nüfuzu altında nail olduğu — hürriyet Fransız — siyasetinin canlı bir P opagandası şeklinde gözönün- de durdükça Sur yelileri Osmanlı hükümetine ışındıracak, yaklaş- tıracak biç bir kudret ve kuv- . vet kalmamıştı. Beyrutun San- dalcışından, arabacısına ve hatta tuhat gelir kundura boyacılarına kıdar herkesin Fransızca konuş- maları veya konuşmağa yelten- meleri gorülecek hallerdendi. Evel ve ahir arzettiğim gibi bu Suriyelilerden kısmen asker alınmaz gibi idi. Vergi altında da pek yıpranmamışlardı. B lâ. kis eştafı, uleması, bacısı, ho- cası hep mabeyni hümayuna çatkın idiler. Kimisi koca impa- ratorluğu kemiren mikroplardan biri olan mabeyni hümayun ikinci kâtibi İzzet Holo paşa- nn kimisi de Abdülhamidin hastalıklarını okuyan ülliyen şeyh Ebüihüdanın — adamlarındandı. Ve bir çoklarının evlâdları da saray muhafazasına Memır fesli zuhaf taburlarında âskerdi. Bun- lara rağmen gene - bir ayrılık ruhu için için kaynamakta,Fran- | sız idaresine can çekmekte idiler. v »Arkası varı. numara ekselşiyor 28 İira. Küçük taneli İzmir kuru üzüm- lerinin fiatleri de, yukarıda kay- deylediğimiz fiatlerden yüz kilo başına elli kuruş kader nok- sandır. İncir: Geçen haita incir piyasında görülen ufak bir hareket, bu hafta yok oluvermiştir. Bu hal- taki satış, geçen halftanın 1628 gçüval noksande 380 çuvaldan ibarettir. Fiatler $,258 kuruş arasındadır. Mevsim iptıdasından- beri vaki satış 121832 — çuvalı bulmuştur. Uzun zamandanberi muamele görmiyen zeytinyağı üzerine bu haftanın yalnız bir ginünde sa- tış olmuştur. Bir tüccar 119,550 kilo mal almıştır. Muhtelif şa- bışlardan mübayaa edilen mah: sul 26-28.50 kuruştan muamele görmüştür. Alâkadarlar, zeytin- yağı üzerine yakında ufak tefek satışlar olacağı kanaatini — ileri sürmektedirler. Buğday: Satışlar geçen halta 8 nis- betle çok az olmuştur. Ancak fatlerde görülen yükseklik, sa- tş azlığına rağmen muhafaza edilmiştir. Beş gün zarfında sa- tılan 2546 çuval buğday, 5,625. 6.375 kuruştan muamele gür müştür. Pamuk: Bu hafta borsada 884 balya gpamuk satılmıştır. Yalnız bir parti 42 kuruştan mübayaa edil- miştir. Diğer satışlar daha zi- yade 32-33 kuruş arasında geç miştir. Piyasa müstakardır. Pamuk çekirdeğine gelince, fiatler gene 2,50 kuruştur. Hal- tanın satışı 73 ton — ve 19977 kile olarak kaydedilmiştir, Palamut: Haftanın yalmız bir gününde satış olmuştur. Maamafih bu bir günlük salış bile geçen haftadan fazla olarak iki bin kentaldir. Fiatler 420-510 arasındadır ki, | geçen haftanın son günlerinde görülen düşüklüğü telâfi eb miştir. Zahire satışları: Borsada bir bafta zarfında satılan Muhtelif zahirenin Hati ve miktarları şöyledir: 14,75-75 den 124 — çuval sır sam, 475 den dört vagon arpa, 4,25 den 124 çaval mısırdan, 810 dan 18 çuval börülce, 4,75-5,75 den 213 — çuval kum- darı, 8 kuruştan 28 — çuval iar İsulya, 4,37$ den 15 ton, 5,375den| 59 çuval bakla, 3,875 dem 35 ton çavdar, 5,50 den 50 j nohut, 3,45 den 16 Çak ve 53 kuruştan 2500 kilo acı badem içi. — Ç Balıktan çıkarılan lifi madde Alman kimyagerleri, balık eti çıkarılan — sellüloz elyafile bir likte istimali halinde, tabii yün- den mamül dokumalara müşabih bir dokuma veren yeni bir lili madde keşfetmişlerdir. Yeni madde *180 sellülozdan ve"020 balık etinin elyafından müteşekkildir. Yeni madde mur kavim, sıcak tutucu ve boyan- mağa müsaid olup maliyeti yün ile rekabet edebileçek w aşağıdır. /» Krom ihracati Ecnebi memleketlere Mers'n Timanından yapılacak krom ih. racatında, yükleme ücret nden yüzde S0 tenzi ât yapılması ka- rarlaştırılmıştır. Ancak bu tem zilâttan ist fade edebilmek için 937 senesi içinde asgari 3 bin toa krom — sevketmiş — olmak şarştır. Türkiye. İsviçre kli. ring anlaşması 31/12/937 de mer'iyetten kalk dirilacak olan münlessih Türk ye- İsviçre klring anlaşmas, Ve killer Heyeti kararile 31 Mart 938 tarihine kadar temdid edil- m ştir. 1ISa Ihracatımız Ege mintakasnn 3, 4 sena evelk ihracat statiklerinde mem- lekete yüz binlerce liralık bir gelir temin ettiği görülen bazı maddelerin son yıla aid ihracat istatistiklerinde adlarına dahi tesadül edilemez olmuştur. Hususile orman ürünleri kile ve lira rakamlarını yavaş, yak İvaş azaltınış ve 937 yılında mem» leket lehine verdiği, ya pek cüz'i bir rakkamla ehemmiyet- sizleşmiş veyahut tamamen — si- Limip kaybolmuştur. iz, bir zaman ehemmi- bir ihraç maddesi iken şimdi ihraç edilemiyen bir mad- cağı bir tetkik ıomııdui' hç maddeye tesadüf etmek de müm- kün değildir. Halbuki, höp bili. riz, tabii servetlerimizi — çoğalı- mak ve bu suretle milli geliris mizi artırmak en mühim iktısadi davamızdır. Ve muhtelif zamam- larda bunun — üzerine tetkikler yapılmıştır. Son n ihracat istatistil. lerine benüz bir madde - ilâve edemiyen bu tetkiklerin netice- sizliğini bir tarala bırakalım; fakat ihraç maddelerimiz ara- sından çıkan diğer maddeleri» mizin — mahreçlerini kaybedişi sebebleri üzerinde ebemmiyetle duralım. Çünkü, milli gelirimizi yapan maddelerin birer, birer ihraç emtiası sırasından uzakla- şışı lâkaydile karşılanacak bir keyfiyet değildir. ğ Son yıla ait ihracat istatis- — tiklerinden tamamile çıkan mad- — delerin başında, kitre, yumurta, av derileri ve barsak — vardır. Mazı ve çöven de zaf rakam- Jarile ihraç maddesi — olmaktan uzaklaşmak üzere bulunduğunu göstermektedir. Yalnız bir kitrenin İzmir li- manından ihracı için memleketin senevi iki yüz bin lira temin ettiğini ve bugün bu pırnın kaybedildilişini düşünürsek, ih- YaÇ emtiası sırasından çıkan bir çok maddeler milli gelirin ne kadar zarar gördüğünü ince bir hesaba ihtiyaç kalmadan anlar mış oluruz. Mesele, bu yüzden paranın memlekete az girdiğinde de de- lildir. Asıl dava, bir taraltan ihraç maddelerimizin çeşidini çoğaltmağı düşünürken diğer taraftan ihraç etmekte olduğu- muz maddelerin mahreçsiz. ka- lışlarıdır. N. Bögürtlen

Bu sayıdan diğer sayfalar: