27 Mayıs 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

27 Mayıs 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ü güzel ve mu ANADOLU - Yavuz, Nureddin ve Salaheddinı Eyyuübi üzerin- de fazla durmuştu; ikisine de hayrandı Hemi l*ımı;». lı tün — dikkatini, hükümdar ve aki mücadeleleri, he geçiriyor ve bu mevru üze yhm hayret eti Tondar tabiati de Ovaları, yeşil bir yör ve bahçelerin nin gıpta ile b Ve sebze yetli yos dağı v — zinin ötesinde de çöller başlıyordu. Yazuz: C— Bu şehre, en güzel isimlerin ve- Filmesi hakikaten çok yerinde olmuş, mnet gibi uzanı- , bütün o havali- eşid meyva Diyor, buhçelere gidiyor, çiçekleri, Meyvaları seyrediyordu. eli gündüzlü bura- lar, bir - taraftan da | h; © hazırlıklarını bitiriyordu.. Şamda, adetâ zamanın Darülfünun — yeya bugünkü Misar camiülezheri gi- bi, çok büyük alim ve müderrislerin ukları b . Keza ha; . Bun- — ların mühim bir kısmını, anasıl Türk olan beyler kurmuşlardı. İçlerinde en Mmeşhur alan bir hastane İle meşhur D adliye — sarayı, Musül - beylerinden — Türk Nureddinin eseri idi. Yavuz, Nureddin ve Salâheddini Eyyübi üzerinde fazla durdu: Çünkü onlar, hem Türktüler, hem Müklüman, hem kahraman, hem ilmi Beven, ilme hürmet eden insanlar idi- Hatta Nureddin için ona şu malü- at vorilmişti: Atabek Nureddin, çok münzevi ya- | gar, çok sade giyinir, harp işleri fle fazla meşgul olurdu. Muharebelerde güvetcin kullanmıak usulünü © bul muştur. Onun bir üdeti vardı: —- Harp meydanlarında — elbises'ne — toplanan tozu toplatırdı. Vasiyetinde © bit loz ve taprağın da mezarına kon- O Masim İstemiş: —Onlar benim — Allah için açtığım Mühârebelerin en büyük şahidi ola- gaklardır. k Demişti. Filhakika vasiyeti de yeri- — m8 getirildi. Yavuz, bunları duydukça heyecana — Nerede o kahramanlar! Diye bağriyordu. Salâheddini Ey- yübiyo ald olmak üzere anlatılan hi küye de o nisbette ulvi bir heyecan yaratmıştı. Salüheddin, ölümü yaklaştığını an- dayınca, oğullarına şa vasiyotte bu- Tunmuştu: «Beni kılıcımla - 0- 010 Yazan: M. AYHAN at — Umumt harpte ordumuz | yük bir mağlübiyete uğra- dehşetli — esir va talefat ver-| müştir).. | Kasyon dağının — tepesinden muh n bu kubbenin içine 4ı.ı denilmesi idi.. Neser zeliyorda. Daha alt tarafta da Muhiddin Anı. dan olduğu için, Muhiddin meftundu ve Şamda da, mesleği üzerinde Arabiye avvuf| at pek kalfa yoru goktu. Sadreddin — Konevt — ile Celâleddinin hocası Şemas Tibrizi de ayni ler).. yolun adamları idi. Yavuz bir gün — maiyetindekilere h Mehmed örebilir Rahatları nicedir? Bedohşi efendi miyiz acabu? Şeyh Bedahsi, bütün bu ctvarda il mi, fazileti, ürhdü — takvam, eserleri ile tanınmış, ihtiyar ve herkesin hür- metle baş eğdiği çok mümtaz bir sima idi. Evinden hiç çıkmıyordu. — Gidebiliriz. padişahım! Dediler, Padişah refakatine ancak üç dört kişi alarak onan evine gitti. İhtiyar şeyh aysığa kalktı, elini göğ- <ünr koyarak padişahı selâmladı, yer | Ç binin türbesi gözüküyordu. Yavuz da meşhür. mutasuvvıllar- anında bulu- Mi A)u çelebi: ndi hazretleri -dedi- ıumu.. | muyorsun! İ Şeyh yavaş yavaş - başını ona g—ı virdi: / N mak bize doğil, pacii, kü o hepimizin başındadır. Ancak bundan sonradir ki, padi- gah İlk mükülemeyi açtı. Fakat bu ko- nuşmalar çok sürmedi. Çünkü şeyh yorgundu. Bir iki ay sonra idi: l Gelen kaberi Misırlıların yeni ve ladıklarını Ahi çelebi. -dedi- söze a düşer, Hükümdarlığa meşhur Mömlük bey-|, lerinden ve ölen sultanın akrabasın- dıın Domün getirilmişti. ı a bu adam, Masirin en ma- | .Kalem erba İkisi de tarihçi muharrir Turhan Tanla İskender Fahreddin sında | berabar detnedin|Turhan Tan, İskender l*'u)ırcddııun gel İdetle düşmandı hürmet eder,menfast meselelerine şid ve bu itibarladır. ki, onu korsanlar çok seviyordu. Fakat Celbonlar, onu- değil, uı Seyid Mehmedi istiyorlardı. Mahet ise küçüktü. Celbonlur şöyle düşünüyorlardı: —Şayet Domanbay - idareyi ele alır ve bizzat harbe iştirak ederse, burada veliahdi. öldürürler.. zadıyla müzakerelerden son- ra, nihayet Domanbay, evvelâ iah- din hayatı için teminat verdi, saniyen Mmuhârebe masrafına karşılık olmak üzere 60 bin okka altın çıkarıp ödedi ve bu suretle başa geçti. Bu defa Yavuzun karşısında ihtiyar bir sultan değil, kuvvetli bir kuman- dan ve askerdi. Fakat Yavuz da ona göre hazırla- nıyordu. Hatırma tekrar şu Cihet geldi: Şeyh Mehmod Bedahsiyi tekrer zi- yaret edip onun duasımı alacaktı.Onun böyle bir duaya ihtiyacı vardı. Yanında gene hekimi Ahi çelobi vardı. Şeyh, önları ayni sükünetle karşı- Tadı. Devam edecek — Borsa 26-5-938 U:unı satışları liçı K. S. 104 Al bıyrık 60 Alyoti bira. 15 164 Bugünkü yekür İ277045,5 Dünkü yekün 18109,5 Umum yakü v 26-4-938 tarihinde çekirdek: sz üzüm fiatlerr No, 7 16 50 - 8 17 S0 9 19 00 10 20 00 nn 22 00 Zahire satışları Ç Cias K, $. 1220 Klo Yapık ı 13 Ton'P. çekirdek K. $ 52 50)| 3 20) 750 Ken. 310 CIMD!KL ER vi bı ve düello Büleyman Nazif vesaire.. Bu mealektaşların hayatı, hep yle kavgalarla, münakaşalarIn ve geçmiştir. Rahmetli Ah- kİ mahşer — günü onunla beraber a-|bir eserinin küçük bir parçasındaki med Haşim, nelerle kavga etmezdi, Yâğa kalkayım.. Yavuz bunu duyunca — ağlamaktan Kkendisini alamamıştı. amanlık, * bu ne büyük- Yavuz bu meyanda Robuh boğazını adım adım dolaştı. Salüheddin Eyyübi buralarda çarpışmıştı. Hem de oön bir uşında olduğu halde. Üürü aat samanda su> idi.. ANADOLU Günlük Do ve MArTirE Haydar Rüşdü OKTEM Ümumi neşriyat ve yazı işleri müdâ ae kazdi Nüzbet ÇANÇAK — İDAREHANESİ İrrir İlinci Beyler sokağı CEBalk Harlisi binası içinde Teştak İzmir — ANADOLU Tekçlem: 2776 — Fosta kutusu: 405 Aböne şeraili Yallığa 2400, elt aylığı G00 «Mehdi Ye- yanlışlıkları tesbit ederek : —Bu kadarcık yazidaki yanlış! adedi şü kadar tüt r kitapta yeklin nereye vatır? Diyor. O da kendini ediyor: —Ben tarih değil, roman yazıyo- vam. Benim eşerlerim — beğenilmiş- tir. Takdir bile gördüm. müdafaa olduğunu söylüyor. Kabahat - gibi, noksan ve kusur da samur kürk olsa kimse onü — sırtına almak - istemez. | Pariste iki tiyatro münekkidi, böyle bir münakaşa yüzünden nihayet dü- elloya kadar gitmişler, içlerinden biri yaralanmış. Düellönün bizde ol- mayışı haktikaten bir saadettir. Çün- kü meselâ, şu Uuzaması muhtemel İmünakaşanın sonunda, Turhan Ta-| nin bir nâra atıp: —Haydi bakalım, pala ile Öüei. l0 edeceğiz. Demesi de muhtemeldi. Sonra, bizde epeyce muharrir - vardır ki, bunlar kavgacılıkları itibarile, mu- hakkak ki, sık sık düelleya koşer Üve delik deşik olurlardı. | — Bazılarımın isimlerini — sayabili- nelerle? Süleyman Nazifin — küfürlerinin gikleti ancak kantarin tartılabilirdi. Onlarda kavga, bir itiyad, bir ihtiyaç, bir gıda haline gelmiştir. Kendi kendileri ile kavga ettikleri de vakidir. Bizim Beyler sokağının — bir si- mitçisi vardır ki, sabahleyin karşı- Diyerek kendi yoğurdunun tatlı|dan görününce, gazete müvezzileri, berberler, vesnir mağaza tmüstahde- mini hemen ona doğru yürürler. Bu simitçinin bir kavga çıkarmak, bir sürtünmek istemesi — vardır ki, haki- katen ömürdür. Kendisine çatılma-| sını, kendisi ile alay edilmesini ister. Bunun ardınca dakendisi küfre baş- İlar. Çünkü hem alay edilmek, hem de bilmukabele küfür savurmak is- İtiyor. Duramıyor biçare!.. Mazohist kadınlar gibi hırpalandığını iştiyor. Bizim bazı muharrirler de, böş va- kitlerinde mütemadiyen etrafı, ya- zıları, eserleri karıştırır, — nereden nereye çatacaklarını araştınırlar. Bazıları — çığırından — çıkmış ten- kid ve münakaşalarda, kendilerine ne yaptıkları sorulunca şu cevabi verirler: İlriz: Yunus Nadi, Hüseyin Cahid, Ah- #lmed Emin, Peyami Safa, Abidin Da- ver, Nurulah Ataç, Orhan Rahmi, Yaşar Nabi, Nizameddin Nazif, Ne- ıshul.ııı'hnıllıodnldl.' —Beliğ küfrü icad ediyoruz. Derler. Dedim ya, bereket ver. sin, — kalemin — yamıbaşındakılıç ve tabanca kullanmak hakkı yoktur. yeemeterec Çimdik b A p Hakem meselesı Komşu Yunanistanda verilen kararlardan ders alamaz mıyız? Atina fudbol heyetinin ver- diği ve Yunan fudbol lederas: yonunun — tasdikine — ktirandan sonra, Yunan spo- gazetelerih- de neştedilen cezalarla dolu bir karar okuduk. Ve memle- ketim zde bilhasın hakömlerin şu veya bü takımın eh veya aleyhlerindeki tarafgirane ve yanlış kararlarını düşünerek gayri htiyari derin bir teessür duy- dük. Karar şudur: *Enos s, Olimpiyakos takımları arasındı yapılan hususi maçta hakem Paslarisin takımlardan birinin aleyhine şüpheyi davet edecek bir korner verd ği sabit olduğundan ve Olimpiyakos- Aris maçının hakemi olan Ax kesun — favullü - oyaıyan bir oyuncuyu oyundan çıkar- madığı görüldüğünden her iki- sine 3 ay boykot cezisiyle Olimpiykos ve Enosis - takım- ları da sahada — itaats'zlik gös- terdizlerinden Olimpiyakos iki bin drahmi, Enosis kulübü de 10.0 drahmi nakdi ceza ile tecz yeleri — kararlaştırılmıştır. Keyfiyet ilân olunur. Komşu millet'a spor idareci- lerinin, sporun tarakki ve inki- şafı Htzlik maalesel biye bir dersi bret olacak kadar canlı bir Bizden, ancak on sene gibi uzun bir müddet sonra beynelmilel teşcilâta giren Yu- ııııılılır bu mükemimel idare Tinde Ve m?k IE“' Whıe g p'a edilecek derecede ıleııe— mişler ve 930 senesindenberi atletizm Balkan şatapiyonluğunu muhafaza etmeğe müktedir. ol- muşlardır. Şu son yirmi sene zarfında muh.elif — spor şübeleri * ( güreşçiler ve biniciler hariç ) ve bilhassa fudbol ve atletizm ekiplerimizin, ecnebi sahalarda yaptıkları temasları — onlarınki- lerle kıyas edecek olursak bizden çok sonra başlıyan komşuları- miza, bizden çok parlak neti- eceler aldıklarımı görürüz. Şüphesiz ki — gençlerimiz li- yakatsir. değildir, kafasz da hiç değildie. Tirk vatanı her memleketten daha kavrayışlı, daha liyakatli, daha bece-ikli ve daha kafalı bir gençliğe ma: lktr. Şı halde sporun bazı şubelerinde neden geri kalıyor, ümid edilen terakki ve inkişalı neden göstermiyo:?. Senelerdenberi kafamızı yo- ran, gençlerimizin spor sevgi ve bağlarını, aralarındaki sam - miyeti kuvvetlendireceği yerde bilâkis bugünkü vaziyeti doğu. ran sebepler nelerdir? Senelerdenberi derdini çek- tiğimiz spor işlerimizin umumi ce- reyanını gözönüne getirecek olur-| sak spor idaremizin hakikaten ısl ha muhtaç olduğunu göreceğiz. Bilhassa hakem cephesi, insanı inkisarı bayale uğratacak dere- cede fecidir. Mi li küme usülünün tatbi- kinden maksad Türkiye fudbo: lunun canlanncası ve ideal bir şekle girmesi olduğu halde ha- kemlerimizin esrarengiz bir şe- kilde devam eden, öaü hiçbir türlü alınmıyan fona idareleri yüzündea ümid edilen faydalar mütemadiyen baltalanmaktad r, Fudbolda canını dişine takarak bir buçuk saat uğraşan 22 gen- €a ve iki takımın mukaddera- | tan en ufak bir işaretle Yedek su_bc_ıyla rin tar yin edecek olan hakem, his ve tarâigirliği bir tarafa bırakarak vicdanile ve doğru görüşü ile hareket etmelidir. Bir hakemin deruhte ettiği vazlifeyi müdrik olabilmesi için vukufa, görüşe ve hassas, temiz bir vicdana, © nisbette de otorite ve sami- miyete ihtiyacı vardır. Hakem gençler arasında bir nifak unsuru değil, samimi bağ- güzel, disiplinle ve bitaraf bir idare ile takviye edecek tam bir sporcu olma- hıdır. Oyuanlara taralgırliği 20- kan hacemleri, hakem olarak değil bilâkis bu işi kendisine san'at telâkki eden bir zavallı diye telâkki edebiliriz. Çünkü bir spo cu için sarfet- tiği gayretin randımanını almak kadar kendisine zevk ve aeşe veren, daha çok çalışmasına ümil o'an bir kuvvet buluna- maz. O nisbette de hak ettiği bir galibiyeti onun elinden mak onu ink sarı hayale sürük- lemek, bedbiniye düşürmek için kâlidir. Bile bile mağlübiyet mü- sabaka ve maçı kabul edildiği- ni ancık bu memlekette görü- yoruz. Çünkü ortada oyu hakemin kendisidir. Müli küme usulâ sayosinde halkım zın spo- ra karşı gösterdiği büyük alâ- ka ve heyecanı — kırabilecek olan da gene hakemdir. Kom- şa milletin kararlarını takip ve tatbik edersek çok yerinde olur ait Ho srruaryrzr — yoklamaları 334 doşğumlular mu. ayeneye çağrılıyor İzmir Askerlik şubesinden: 1 — Şabemizde kayıtlı bil'. umum yedek subaylar ve askeri ! memurların — yoklamalarına 1 | Hazirandan başlamak — ve Ha- ziran gihayetine kadar olmak üzere bir ay devam edecektir. Bu müddet zarfında yoklaması: ni yaptırmıyan yedek subay ve askeri memurlar — baklarında 1076 No, lu kanunun 10 uncü maddesi tatbik o'lunacaktır. 2 — Yedek subay ve me murların yoklamaları her gün saat 9 dan 12 yekadar devam edecek ve 12 den sonra şube» miz defterler Üüzerinde çal şe lacağından yoklama yapılme yacaktır. Öğleden evel müra- caat edilmesi. 3 — Yedek subây ve askeri memurlar aşağıdaki vesaiki be- raberlerinde getireceklerdir. A — Nifus cüzdanı ve elin- da mevcut bütün askeri vesaik ve terhis kâğıtları ve 6 X6 ebadında başı açık iki adet fo- toğraf. B — İhtisas sahibi o! dek subay ve askeri ...J; C — Raj :Hı rapor- Tarım, gz D — Hüviyet cüzdanı olm- yan ve soyadı almamış bulu- nanların yoklamadan evel bu işleri hazırlamaları, 4 — Kayıt va sicil numarasını bilmiyen veya şüphesi olanlar elinde mevcud askeri vesaikin birer suretini yanlarında bulun durması ilân olunur. 334 doğumluların yoklamaları 1334 doğumluların ilk yok- iamalarına mahsus müddet Ha- Sağlık bahisleri Dakili hastalıklar mütekanmaı! De M Şetki Uğar diyer ci Böbrek haştalıklart Yd Böbrek hâstalıklarının -pek çoğunda allevi bünyenin rolü büyük ve pek mühimdir. Bir fakım aileler vardır. ki, bunlar» da Löbrek örgünlerinde büyük bir hassas'yot mevcuttur. Bun* ların çoğu Böbrek hastalıklar rına musab olmak — kabiliyet ve istidadındadırlar. Bu büd yevi bozukluğu taşıyan aileler, uğradıkları vahim hastalıklar altında pek fazla ıstırap çeke mektedirler ve bu mühük hap talığın pençesi altında ezilirler, erirler.. Bu gibi insanların böb» rek hastalıklarına sebep olacak hallerden içtnab etmeleri lâs zındır. Umumiyetle muzır olan tesirlerden azade — bulunmalır dırlar. Böbrek hastalıklarında en ziyade rol oyaıyan — sebep- lerden biri de soğuk almak ve islanmaktır. Bahusus ayak ve bacakların islanması ve — üşü: mesi böbreklerde Çok tehlikeli tesirler icra eder. Onun - için bu örgenleri muhafaza etmek ve ona göre tedbirler almak imkânını bulmalıdır. Bundan başka birçok — hastalıklar var- dir ki, böbrekler üzerine müh- lik tesirler yapar ve böbrekle- rin hastalanmalarında âmil olur- lar. Ayai zamanda bir soğuk- a neticesi hasale gelen an- — jinler de bademciklerin hastar — lanması böbrekleri yakalan masın, Çeshil eder. Ağır — daki çürük dişler bile böbrek: — lerin hastalanm sında rol oyaa- maktadırler. İspırtolu — içkiler, tuzlu ve babarlı vekterım VUZUNMKTAYINTA Düzlüğa ” D önemli sebepleri teşkil etmek- tedirler. Karabiber ve kırmızı *biber gibi vücut — örgenlerini hasar ve zararlara uğratan “addeler böbreklerde de - bür yük ve şiddetli iltihapları mu- €ip olmakta -Arkası ŞA | Nöberçi cezameler Eczanolerin bir haftalık İ nöbet günlerini gösterir cetvel: Kemeraltında. Şifaş Güselyalıda Göüzelyalış Tililkikte B. Falk; — İki- çeşmelikte İkiçoşmelik; Alsancakl . Fasd, Ayvuklada Halk. Sali: iltihaba | iran 938 nihayetinde M , Henüz ilk larını yıphıııııııı yabancı mükelleflerin ceza ıoıııılırl için 938 nihayetine kadar şubaye müra nl'“’: | a » FEEFEKEBEAESA 2 * . v Ze ğ - ŞÇEsvs a P e z KPALDSD ZK HERLRELE Y sex W SNĞ PT c

Bu sayıdan diğer sayfalar: