2 Ekim 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

2 Ekim 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Betohvanin en ksek eseri nasıl ke Ayın — şuaları, bir yıldız. kabuğur kuyor, Yıldızlar çapkın genç kiz ';' özleri gibi bu İcal sokaktayız. kük sokağın iki arafında sıralanan evlerin hara eti bu mahallenin bir fakir mahal- esi olduğu belli ediyor. İşte bü sefalet yolunda iki adam yavaş yavaş ilerliyor. Belki kim ol- Pr 1 (Radyo) — Raşvekil ge- yal Sırovi; halka hitaben — bir be- vittiba ettiğini uzun uzadıya izah ey- Başvekil, beyannamesini şu cüm agdâ _;nate General Sıravı, acıklı şretti. Matbuat ağlıyor v îir lisanla bir | lovakyanın, büyük devletlerin taz; alunda serfiru etmek meeburiyı caba bu harap mahâllede bu par-'yahnama neşcetmiş ve hükümetin; de kaldığını ve sulhu ihlâl etmemek kârlığa razı olduğunu | 29 Eylül Beyannamesinin 1- İduklarım merak edeceksiniz. Bun- 9V İar yükzek bestekâr Bethoven ve ar- b adaşı. O zartan, cansız tüşları, bi ix Hün Tuhunun heyecsniyle canland h ŞD büyük sanatkâr daha henüz ta- A, Şmamiyle sağır olmamıştı. m | Behirde yaptıkları bir gezintiden 4- onra ağır adımlarla —konuşmadan Al- Sevlerine gidiyorlardı. / Her yerde derin bir süküt. Betio- e- İYen dürdü. Dimdik duran başyfi ar- yre (EAdaşINA Uzatarak edinle> Aledi. e L Arfadaşının kulağına PEthovenin| — Prag, a sonatinın tatlı nağnteleri çarptı. " jcayı bu kadar canlândırarak bu Ka- İngiltere, Fransa, Almanya ve İtal- için her feda er- (dar heyecanla Wim çalabilir. Betho-'yanın son kararlarına neden dolayı bildirmiştir. ir- İven durmuş dalgin nazarları göğe eti (dikllar, lemh inı | Fttndisine -her zamandan — güzel görünen güzel sonatını dinliyor Ve Jelerle sona erdirmişt iyaşın buruştürdüğü düdakları Müs| — Kaya günler ee zaffer bir tebeaslimle geriliyor. Büyük sanatkâm bu kadar hey canlandıran bu kayboluşun — ikinci anatkürı kim açaba? 'T İtuşların üzerinde can çeki; 'nliye inliye ölüyo: biŞ Bu iniltiye benziyen tatlı bir ka- din #esi onları takip ediyor. ün| —— Ahi Yarabbim bir kere Polon- mi-İYaya gitsem ve bu parçayı büyük bir : Sanştkâr tarafından oynanırken diz- ü İlesem, a) lll!" V — Sus kardeşim, büyle söyleme, biliyoraun ki bu imkünme-—ancak xmnîh%kı”:m.in edebi. liyerum. - Biliyorum ağabeyciğim, fakat göadece İstiyorum. İstemek de bizle- şreyasak değil ya? | İktidarsızlığın kardeşi acı bir sü- ım. Bethoven duruyor. İri gözlerinde |kimsenin (kıramıyacağı) değiştire- miyeceği bir kararın azminin ateşi, Avkadaşını kolundan tutarak pi- yano sesin'n geldiği eye daha — doğ: rüsü kulübeye doğru itiyor, — Ne yapacakamn Bethöven. Ne- den beni İtiyormün. — Gireceğim ve ben kendim bu Sanatı çalacağım, — Tanınmadan nasıl girersii? — Sanatkârlar biribirlerini tamı- madan #everler. _Ve Asabi ellerle bulamadığı bir Zili arıyor. (Bulamayıncs da) cum- bayı vürüyor, Vürmasiyle kapının acilması bir Oluyor, Ve önünde,meşin önlük, elin- de eskbbir ayakkabı olan bir gençle karşilaşıyor Genç adamlari içeride yanan kan- dilin yör, — Boşuna beni tanımağa Eahama vin. Ben sadece bir yolcuyum. Buta. da çok güzel çalınan bir piyano sesi düydüm ve belki rahatsız etmem di. Yyerek bu parçayı bir kerre daha din lemeğe geldim, işiği altında tammağa Çalışı- Ki il“ x Boyurun efendim. Ve genç fa- Fı İrlere verilmiş bir emmniyet ve mi- e! safirpervetlikle Bethoven ve arka- faşını küçük kulübeden içeriye âlı- Por, Bir küçük gece kandilinin ay ydın- Tattığı bu oda; iaümen ll p hai ae cıkta eşya namma iki bil ir pi ı;_ :::::: :ıun'lı bir piyano. biricik süzü, Neri aç Piyanonun önünde ba- şını elleri arasına almış düşünen bir genç kız hAyaleti farkediyoruz, Dü- #ünüyor Mu, ı ağlıyor mu? İceri birisinin girdi; farkederek alkıyoy, N girdiği Bethoven. Piyanaya doğru İlerli: Yor ve sanatım notası; hyor. Bulamayınck gence dönerek: — Notalar nerede? Diyar, dim, Kardeşim kördür. 0 bi —0 piyano eal- Masını bize knnı_ııı olan bir ..mnu:ı gık, mehtap bu odanın|ken Bethoven yerinden Tü Yokan — bedbahtlığıma |ne geleceksiniz; değil mi ded Ni ATAMAĞZA DAŞ | bii buk gerecek İdevletimiz de, kend! hududla: İde yaşıyacaktır. Herşeyden evvel şu- n- ınu düşlinmek ve müteselli lmak lâ- dekrildir.» Prag, 1 (Radyo) — Çekoslovakya tbuatı, bügün acıklı bir li un makaleler yazmakta Ve bi " se İnedenberi Bohemya ile Moravyaya aİd olan yerlerin, bugünden itibaren hâkimix İ ge- altına gı ni kayde , bu hâdiseyi İsoğuk kanlılıkla garşılamasını halka tavsiye eylemektedir. Prag, 1 (Radyo) — Çekonlovak- ğ - Almany gun Biltür milli matem ilân edilmiş, Yadyo is- tasyonları İle tiyatro ve sinemalar, barlar ve gazinolar, dün geceden ta- tili faaliyet etmişlerdir. Başvekil Sırovı, orduya hitaben a ? | Nevyork sergisi açılırken toprak altına minyatür halinde bir müze koyacaklar. Öyle bir müze ki, içine, yirminci asrın bugünkü medeniyet ve eserlerini ihtiva eden resimler, bin, iki bin sene sorira toprağı ka- Zıp ta müzeyi açacak olanlar. bus günkü hayat ve medeniyeti anla - yıp öğrenecekler. Fikir çok güzel, buluş şaheser- |dir hakikaten,. kizini dinliyerek öğrendi. Rethoyen gene kızın geniş dalvalı saçlarını okşadıklan 4onda piyano- Yun önüne oturarak sonatini hiebir İzamun çalmadığı bir muvafakıyetle çalıyor. Sonat henüz bitmisti. Kız ayakla rina kapanarak: «Siz Bethove niz: Ancak © böyle çalabilira Zum bir küçük parçe daha çalın. — Peki çalayım. Ve Bethoven yüksek — bakışların? gökyüzüne dikerek bu güzel ştanlı geceden İlham alarak Sonat au Ku- mile; bir yıkık karyola ve (#lair de Lune ünü ortaya çıkardı. Son notalar tuşların üzerinde ölür anuış, Yotalar ak- — Hoydi eva gidel hmdayken yazayım, dedi Genç kiz onün kolunu tatırnlı ge- — Evet geleceğim ve sana da dersx vereceğim. Heyecan yüksek sanâtkâra — yent ir eser kazandırmış ve kaybölmüş bir duygulü tuhu da tam manadiyle — Bizim notalarımız yok efen. HAYik olduğu bir dereceye kavuştur- İ muştu, Mecda Özdil 'Nevyork sergisi ve | yodan taşan sevinç istatistikler, parçalar yerleştirilecek la meh-, sıhhatı Londra, | (A.A.) — 29 Eylülde selâhiyettar İngiliz mahfellerine at- fen İngiliz ajansları tarafından neş- | | Eh nihayet sonatim son nağmeleri Zımdır ki, Yeni Çekoslovakya, 'dün- redilmiş olan beyannamenin sıhhatı r ve yada Mmevcud devletlerin en küçüğü hakkında ecnebi matbuatının bazı 4orzun|an tarafından şüphe izhar edil mektedir. Pöti Parizyen gazetesi tarafından neşredilmiş olan bu beyanname bilhassa Çekoslovakya Almanya ta- rafından bir taarruza uğradığı tak- dirde Fransanın — derhal kendisine i ve İngiltere ile Sov- nin Fransa il& birEkte sarzdım c yetler birli hareket edecekleri kaydedilmekte idi. Ecnebt marbüatının- bazı organ-; L izhar eçdiler U hele- rin esasları hokkında bugün bir sua”) Ik marüz kalan — (Whitehall) ma- kamları beyannameyi teyid ve bu- İnu teyid etmek zaruretinde kaldık- larından dolayı hayret izhar etmiş- neşrettiği bir beyannamede, Çekos- lerdir. çimdikler dün akşam râd- Ancak buna akıl yormuş olan zat, o müzenin içinde bugünkü bo- Buşmayı, zehirli gazları,, merhum ve mağfur Habesistan kralının res- mini, İsnanyada dönen kanlı dolap- milletler cemiyeti müessesesi: nin hamamda kadın laklakası şek - lindeki boş gürültülerini, insanların dörtte üç buçuğundan fazlasının aç ve sefil olduklarını, Çinde küçük ba- lığın büyük ve setsem edimiş bir ba: hığı yutmakta olduğunu tebarüz et- tirdi mi, ettirmedi mi? Bunları unuttuyse, nafiledir, kıy- meti yoktur. Çünkü asrımızın ne mal ve ne marifet olduğu, medeni- yet dediğimiz nesnenin ne biçim nes ne idiği ancak bunların da © müze- aşılabilir. ye konması ile anlı Dün akşam Paris, Berlin, Roma, Londra radyolarından taşan neş'eli, coşkun sesleri duydunüz mü bil - mem? Spikerler bile, âdeta kendilerini kaybetmişlerdi. Küçücük oğl. — Babacığım -dedi: ne oluyor, nedir bu sesler? — Oğlum -dedim- seviniyorlar. — Niçin seviniyorlar? — Sulha kavusmuşlar da ondan.. Çocuk, bir müddet düsündü ; — Hani - harp edeceklerdi ya? dedi. — Vaz geçmişler. şimdi canciğer, Cevabını verdim ve kendi ken- ikuzusarması olmuşlar. şdime mırıldandım: | da ne halt yediklerinin farkında de- | giller va... Cimdik ÇNTT (ANADOLU) (FİKİRLER | Tayyare ve radyo Bu iki vasıta dünyada büyük in- kılâp yaptı. Tayyarenin gsade harp vasıtamı değil, Bulh için de amil ve müessir olduğu anlaşıldı Eskiden bir devlet adamı bir ta. rafa gidecek olsa protokollar teati olunur, İstihzaratı evveli; yapıhır, sonra oraya varılırdı. Şimdi Londra- dan, Paristen kalkanlar iki saat son. ra isetdikleri yere varmıyor; — teklif, kabul, içtima, müzakere ve —karar nihayet beş saatin içinde. Bundan buşka müteakip ziyaretlere ve yeni- den yeniye konuşmalara, görüşme lerede arzu — veimkân — çoğalıyor. Tayyare olmasaydı Avrupadaki bu kargaşalık bu kadar süratle halle doğru gider miydi? Radyolar da böyle değil mi? Bir tarafta söylenen nutuklar, bahsedi- Jon müdafaalar, arzedilen İatatistik- ler, 6 iyede dünyanın ve belki de hatta ecramın her tarafına yayilıyor. Umumi efkâr, hâdisatı ve ortaya a- tılan arzuları, ve tutulmuş hattı ha- reketleri süratle tasvip veyahud da reddediyor. Velhasil gidip gelmedo, konuşup görüşmede ve hâdisatı halkın bizzat nlâkadar olanlardan işitip bilmesin- deki sürat büyük bir refah ve âleme de sulh ve selâh temin ediyor. Hele altfnış yaşına varmış ve tabiat tcabı hareket kabiliyeti ağı hükümet reisleri için tayyare ne gü- zel radyolar ne âlâ ve ne de mükem- şmış mel vasıtalardır? Bana öyle geliyor ki yerleştirilen topların bu defa ateş almaması ve ka zilmiş siperlerin tekrar örtülmeğe başlanması, çağlayan — gözlere tek- var mubahat katraları karışması iki şeyden oldu. Ve büdema da — ola- cak: Tayyare ve radyo... Visaleddin Bir —a—l;m b—e;fet- tiği bir gazla 1 dakika içinde 1 milyon askeri dur- duracaktı! | binadan yuvarlanıp parçalandı Harplerin askerleri sersemlerecek ve bu süretle ordüların kolayca esir edlmesine yariyacak bir nevi icad eden Amerikalı profesör Röşav geçen gün Nevyorkla feci bir kaza- nin kurbanı olarak, karisiyle — bera- ber ölmüştür. Nevyorkun en kalabalık caddele- rinden biri üzerindeki 25 — katlı bir binazın 19 acu katımda oturan pro- fesör buradan aşağı düşmüş ve der- hal ölmüştür. Ayni zamanda, onun- la beraber karısı da yüvarlanmış ve pareslanmıştır. Bu feci kazaya daha garip — bir. mana veren bir nokta vardır. O da, kadının tamamile çıplak bulunması fakat profesöl imli olmasıdır. Hâdise şu şekilde tefsir edilmek- tedir; Profesörün karısı, birdenbire üze. rine delilik gelerek, soyunmuş bir. halde, kendisini — peneereden — aşağı atmak İstamiş, adam da — onu tuta- yim derken beraber yüvarlanmış- tir. Nevyork üniversitesi profesörlerin den olan düktör Röşav 55 yaşında ve dünyaça tanınmiş bir ilim ada- mıydi. Soti zamanlarda sersemletici gazı keşfetmiş, bu suretle harpleri kan dökmeden kazanmak çaresini bulduğunu söylemişti. Profesörün iddiasına — göre, bu gazlarla doldurulan - botmbalardan bir dakika içinde düşmanın 1 milyon askerini derhal oldukları yer de durdurmağa Mmüktedirdir. Patlı- yan bomba ile etrafu lan gaz derhal onu tenefür edenlerin kan gaz — Merhumenin acısından onlar tazyiklerini azaltmakta ve - onları ton sun'i benzin istihsal edecektir. İgibi, Kütahya pek yakın bir zaman- Hyuşturarak, sersem bir hale, adım Tatamıyacak bir vaziyete getirmekte. dir. Fakat.. Nevyorkta bir “Karanlıkta halan adam dolayısile Bukri Savet lik duygusu derhal yerine geliyor. Fa- kat müteakip hâdiselerle o bu cevheri- Onun ölüm fikrini birçok defa-|ni gene kırılmış bir halde bulüyor. midesinin| Sonrn bu hasta çocuk, bu, benlik böbreklerinin |gururu hırpalanmış, mahvedilmiş ali! katlanamayışından|delikanlı geniş ve derin sevgileri içike bütün bu hastalıklardan ayrı o-|nlabilecek bir kalbe zahiptir. Fakat lan fakat bizatihi gene hasta bulenan|bu çocuk sevemiyor; bütün sempatisi benliğinin bezginliklerinden ıllıl:ı_ıı-lw sevgisi babası üzerinde toplanıyor. dir, Büu kadar hastalıklar çeken bir başka- Eserin hastane sahneleri ile kah -İsı olsaydı babasını bu kadar sevmez- Tamanı, bazı tahassüsler bakımından 'di. Halbuki onun yüzünden 0 #dokuzuncu harielye koğuşur nu ha-|gün baygın yatacak kadar anü sev- tırlatmakta ise de zikrettiğimiz bu| mektedir. eser «Karanlıkta kalan adam> a na-| — Eserin ikinci kısmına gelince: Bu zaran dehanın bir mihver etrafında kısım bir operasyon ile hastalıklar - derinleşmekte ve müessir olmaktadır.'dan kurtulmuş olan #ıhhatli bir genç O maddi utırapların, adelenin, sini -İadamın olgunluğu, Kadrosunu buluşa rin, etin, kemiğin acılarının hikâye-'doğru gidişini anlatmaktadır. Bu ara sidir. Bu e maddi hastalıkların bir da İzmirin fikir hayatının hâkim isti. hülâsası halinde tecelli eden bir kafa kametleri, bu olgunluğa doğru gidiş hi- iztarabının hikâyesidir, canlandırmak için — zarur! Romanın bu İlk kısmında — Ziyay ik mevzuubahsetmek — lüzmgele- bI: adeta bir tereddi içinde — görüyo.İcekti. Nitekim bü hususlar ihmal edil- ruz. Üzvi rahatsizlıklarla ve kadrosu-İmemiştir. Onun için eserin ikinci kıs- mu bulamıyan entellektüel temayülle-'mı daha ziyade afaki bir eda ile 2i- rin muvazenerizlikleti ile sürükleni -İyayı tamamlıyan muhitin, fikir mu- * len bir tereddi... Fakat buna Yâğmen hitinin de resmini çizmeğe — teşebbls onda gizli olarak bazı beşeri tahassüs-ediyor. Fakat bu resim en ince gölge leri de bulüyoruz. Meselâ: Ziya; has-'nüanslarını da — İhtiva eden bir tam tabklar ve malüliyetlerle dolu bir za- manzara levhası halinde değil, bir vallı olduğu halde evvelâ bir inasan defa gölge ve renklerden uZ sonra, fiziyolojik bakımdan değil, ru-'rak sort çizgilerle tanıtılmak hi bakımdan; bir erkek ölmak gürü- bir kuroki, bir dösen halindedir, runu da birakmış değildir. İstanbul- kat eserin hacmine göre daha ile: daki Ihtiyar döktor, acıma ve şefkat gitmeğe imkân olmadığı gibi, ilk sa- hislerile dolu bir haleti rahiye ile o. tırlarda da anlattığımız gibi roman na zayallı çocuk dediği aaman ilk kı- umumt vaziyet bakımından bir nakil rılan şeyi gürürüdür. Bu İnsani haleti olduğu için Ziyadan gayri olan muhi- © kadar küvvetle kırılmıştır. ki artiık tin naklini daha mu: bir daha onu muhafaza etmek endişe-| — Tik satırlarda «Karanlıkta kalan a- sini bile duymüyor. Onun bu gurürü dam» 1 «Anadolusnun edebi - tefrika çök gizlidir fakat Mmuhakkaktır .O, adi altında neşrettiğini söylemişi gürürü, hastalığını çok düymaktan, Edebi tefrika, edebi eser nedir? Bu- hastalığının altında çok ezilmekten nun Üzerinde uzun uzun — uüşünmek doğan bir kızgınlık ve nevmidi halin-' ve münakaşa etmek İmkânı vardı. de hisediyor. Ziya gurur denilen be- kat yeri burası dej şeri haleti bizati hodbin varlığı le de- ber «Edebi esera (; estetik manasın- EİL kırilmiş, parçalanmış haysi «Güzels duygusumu Kaybetmiş bür b eçeri haletleri bu duygünün çerçeve- bi h çinde resm eden telâk- hliyar köylü, ona, talki - edebiliriz. « Karanlıkta — kalan en oroya kadar yaya gelişine(ndam» bu bakımdan — okumağa — de- şaştığını söylediği zaman bu kırılan, parçalanan, haysiyetini kaybeden ben- iya hastadır; fukat 6 hiçbir za- mun & tadı: ile de yanmama! maddi ıztırabına deği ğ ğ ssal veremez. n aztırabi ser ol ier bir eserdi İ BAHRİ SAVCI Bayındırda feci bir tren kazası oldu Saralı, dilsiz bir kız trene atlamış, yaralanarak ölmüştür Rayındırda yirmi yaşında — sar'nli bir kız, tren çarpması yüzünden yaya- lanarak ölmüştür. Vak'a göyle olmuş. tur. Thrahim kızı Lütfiye, Çamlı köyü halkımdandır. dilsiz olan bu kız, ötedenberi — evden kaçar, Ki ün da Bayındır- da dolaşırmış. Ryvelki gün Kızılca kö- yü çayırı kenerinda demiryolu üzerin. de dolaşırken İzmirden Rayındıra git- mekte olan Üdemiş yolcu trenini gör Müş Ve trene atlamıştır. Fakat tren 0 Sırada hareket eti nen merdiyenleri Lütf zavallı kızcağızı firi kompurtıma. ye çarpmış, ap yana ütmişe tr, Lütfiyenin sağ kolu kırılm ve vücudu muhtelif yerlerinden yara. lanmışlır. Lütfiye, bir müddet sonra yaralarının tesirile ölmüştür. Bayışdırın ahi ve Kütahya büyük bir sa- nayi merkezi oluyor — Devamı döndüncü sahifede — — lerin başarılması için mühim miktar- miş bulunmaktadır. Bu da, linyit is- daki linyit istihlâkâtımızın —en az tihsalâtımızın en tabii bir neticesi yüz sene karşılıyabilecektir, Bu ha- olacaktır. valide bundan sonra yapılacak ara- C._ene oı—a_dı kurulacak — sentetik yalarla daha muhimymîkhı:lı y benzin fabrikamız için bugüne ka-| / bulmak kabil oldüğu tahmin edik dar bütün dünyaca tecrilbe edilmiş| , ktedir. metotlardan bizim için en muvafikl| — Devlet, gene Etibank eliyle mem- olanı hükümet tarafından tetkik edi- |.kette bir de aleminyüm sanayli lerek alınacaktır, kurmak kararındadır. Aleminyüm Sentetik benzin fabrika: yonile'mna,»i;nm de Kütahyada kurulması beraber, onunla çok yakından alâ- bir zarurettir. Çünkü bir ton alemin- kadar olan azot, amonyak kezap yüm elde edebilmek için 30 bin ki- ve belki de azotlu gübre istihsali da Jovat saat elektrik enerjisine ihtiyac 'yakın zamanda bütün bu işlerin ta-'vardır. Bu münasebetle aleminyüm bif bir devamı olacaktır, sanayümizin de Kütahyada kurul- Kütahyada kurulacak — sentetik ması tabitdir. benzin fabrikası senede 25 - 30 bin| — Bütün bu izahattan anlaşılacafı Seyit Ömer ve Tavşanlıda bugü- da eln büyük ve en mühim sanayi ne kadar kesfedilmis olan linyit ma- merkezlerimizden biri haline gelmek denlerimiz, bütün bu muazzam İş- yolundadır. |

Bu sayıdan diğer sayfalar: