6 Aralık 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

6 Aralık 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAHİFE 5 YAZAN: Kadircan Kİı Herek Reis seviniyordu Venediklileri güzelce kistiracak ve onlara şimdiye kadar görülmemiş bir ders verecekti Büyük Dekanzada yalnız bir tane köy vardı. Bunlar da mısır ekiyorlar, biraz zeytin yetiştiriyorlar, daha zi- yade balıkçılık ile geçiniyorlardı. Fa- kir insanlar olduğu için buraya kim- senin uğradığı yoktu. Bizans İmpara- torluğunun birer valisi demek - olan Mora despotları buraları kendi malları saymıyorlardı. Nakşa dükasi iso Bi- zanslılarla bir hiç yüzünden bözüş - mak istemişler, el uzatmamışlardı. Küçük Dekanzada hiçbir köy yok- tu, Bu, kayalık bir adaydı. İrili ufak. l girintileri vardı. Cinlerin, ejderlerin yatağı imiş gibi bir görünüşü oldu - ğundan balıkçılar bile kıyılarına s0- kulmıyorlardı. Bundan daşka ada halkında soydan soya geçen korkunç bir hikâye de var. di; Bizans imparatoru Teodosyüs za- manında gerek İstanbulda ve gerek Mora İle ciyar yerlerde cüzamlılar ço- #almağa başlamış. O kadar ki vakit vakit bunlar yüzünden sokaklarda pa- nik olmuş. Her taraftan — şikâyetler yükselmiş ve bütün memleket impara- tora karşı ayaklanacak olmuş. KNe kadar fena olsa, bir hastalığa tutulmuş olan bir âdamı öldüremez- lerdi.. Teodosyüs düşünmüş, taşınmış, bü- yük devlet adamlarile papazları top - lamış, Onlarla da konuşmuş. Bi —'Önlara ayrı bir yurt verelim. Demiş. Bu düşünce herkesiri' kafasına - ve inlincına uygun gelmiş ve hemen' ka- bul edilmi Böylelikle hem günaha girmiyecek- ler, hem de şehirler ve köyler bu be. lâdan kurtülmüş olacaklardı. Cüzamlılar birer birer - toplattırıl- ayalıkların Aan ağıklara, karşıkı adaya, kudurmu! köpek ve insan sesleri yayılmağa baş- lamış. Çılgın haykırışlar, boğuşmalar- hırıltılar, küfürler biribiri. ne karışıyormuş. lar hele geceleri korkutç oluyormuş İşte-o zamandanberi bu udaya kim. e ayak basmıyor, hattâ ona yaklaş- miyormuş. Herek rels oruya — gelttiği kayalıkların aralarında, oyı daracık kumsallarda bi şan köpek ve insan kemikleri görm 0,Fakat artik onların ölümleri üzerin- den yüzlerce yıl gzeçmiş bulunuyordu. Neden çekinecekti? Hattâ, başkalarının. çekinmele: nun işine yarıyordu. Horek Reis şimdi orada kendisine yapılacak olan baskını nasil - tersi çevireceğini daha inceden inceye düşü- Öndi miş . Bir gemiye yükletilmiş. Küçük Dekanza adasına götürülmüşler. Bir gemi arasıra o kıyılara gelir ve kıy yanaşmadan erzak atarmış. Fakat cüzamlılar adada sıkılmış - lar, Bir gün o civarda avlanan bir ba- lıkçinmm kayığını ele geçirerek birer ikişer kaçmağa ve Moraya, diğer nda- lara gitmeğe başlamışlar. Mora des . botu Mihaylis telâşe düşmüş. O, ken- disindekileri baştan savmış İken şim. dl diğer Mmemleketlerden — getirilmiş olan hastalar da yakınlığından ötürü onun yurduna doluyorlardı. Bunları öldürmek istemiş. Fakat papazlar ayak diremişler: —Olmaz! Demnişler. Baereket versin ki o sıraşla bir kü- duz köpek bunlardan birisini 1sırmış ve herif bağıra bağıra ölmüş. Bu vaka Mihaylisin saray bakanına parlak bir fikir vermiş: Adaya bir çok küpek götürmek ve nüyordu. nostan epeyce açıldığı ve sabah olduğu sırada bir kayığın limandan çıktığını gördü, kenı —ÂLâ, İşler yolunda g lJar güzeli çok iyi öğrenmiş. Aferin o- na., Demek ki beni sahiden “aeviyor... Dedi, Arkadan gelen kayığı hiç görme miş gibi davranarak dümenciye dön müş ve emir vermişti: — Kâara Musa, Dosdoğru adaya.. Geminin provası Deles adalarına döndü. Hafif bir rüzgür altında, kü- rekçileri çalıştırmaksızın yavaş yavaş ilerliyordu. Geminin en büyük direği Hin en yüksek noktasındaki genç le- vent ara sıra haber veriyordu: —eliyor.., Ayrılmadı. Herek Reis her defasında aldığı bp haberin değişmemesine seviniyordu. Arkadaşlarına dönerek: im B —NHibette... Ben, hizmetkârım... Güzele çirkine bakmam... EMTŞJ: len et ufâk hizmetlten geri durmam. Buraya gelmezden evyel, İhti- yar, zengin bir nohusenin evindeydim... Vazifem onu her gece yatağır, an yatırmaktı. Heh, heh!.. — Yalan... İ ; — Vallahi.. Canım, zenginler biraz deli olmasa biz ne yapardık?. , iki saat sizi bekliyecek değilim a... Kapıyı kilitliye- M ŞENERE Naciye, pencerenin önünde oturuyordu. Gece epey ilerlemişti. Çok, sakin, gok güzel bir hava vardı. Fakat bu sükün ruhu eskimiş, Nedi- menin asabını teskin edecek yerde bilâkis artırıyordu. Kaderin haksız- lığı bu kadını manen yaralamıştı. Bu akşam, her zamandan fazla dal- gındı. Koltuğa oturmuş, Bedia hanım efendinin kendisine hediye etti- Â bir siyah repdöşambre sarılmış, maziyi düşünüyordu. Tecssürle, teessüfle geçmiş günlerini anıyordu. Bugün Bedia hanım- efendinin hateketleri ogu bi ğ deabi (ANADOLU) İhtiyat zabitleri kanununda değişiklik Erbaşlar on sene hiz- metten sonra yedek teğmen olabile- ceklerdir İhtiyat zabitleri ve ihtiyat axkeri memurları kanununun — dördüncü maddesinin değiştirilmesi hakkında kanun lâyihası, Kamutay milli mü- dafan encümeninden geçerek ruzna. meye alınmıştır. Hükümet, mucip sebepler lâyiha- sında şunları söylemektedir: €. Buügünkü silâhların gerek ke- miyet ve gerek keyfiyet bakımından dünle kıyas kabul etmiyecek dere- cede fazla inkişaf etmiş ve etmekte bulunmuş olması dolayısile orduda beş sene. hizmet eden bir erbaşın bu müddet zarfında bu harp vasıta- larını bir subay gibi lâyıkile kavra- ma ve sevku idare ötmesi imkânsız. dir. Bunun için bilâmum gedikli er- başların orduda on sene - hizmet ve imtihana tâbi olmak şartile yedek subay olabilecekleri esası kabul edil. jandarma, gümrük ve or- man mühafaza — kıtaları her yerde ve her zaman -konuş ve mesleki ödev leri dolayısile - talimü terbiye ile uğ-. raşmamakta ve bu yüzden gedikli erbaşları da kıta talimü terbiye ve komutasından bulunarak daha ziyade büro işlerinde çalışmak- ta olduklarından bu kıtalardaki ge- dikli erbaşların, daha esaslı bir tet- kikten geçirilmesi doğru görülmüş ve bu sebeple bunların orduda üç uy hizmetten sonra — imtihanlarının yapılması kabul edilmiştir. 4 üncü maddenin sonuna bilâhare ilâvg edilmiş olan — (Sıhhiye, nal- band.. İlâ) fıkrasına dair olan 1981 Bayılı kanun hükümsüz kalacağanı- dan kaldırılması cap eder.> b Mijlkömüdafae-:evcümenk mazba- tazında ordu 'silâhlayıhın - — gittikte terakki ve inkişaf etmesi hasebile 1076 numaralı kanunun - dördüncü maddesindeki* beş sene hizmetten sohira erbâaşların vedek subay olabil- mesine iktisap ettikleri malümatın kâfi olamıyacağı cihetle en az on se- ne hizmet hakkındaki vâki teklifin muvafık görüldüğü anlaşılmakta ve iğer sınıflardan vedek subaylığa lip olan gedikli erbaşların orduda Üc ay görecekleri staj müddetince talf satlarının milli müdafaa vekületince temini için birinci maddeye bir fıkrâ eklendiği ve subaylarının rütbe de- ğgiştirmesi hakkındaki kanünun neş- larımıza öyle| atalıra ki bir örneğini dünya| Tadı damaklarından ve bi: H böyle kanlıkça mesinler.. W işlere güv Diyordu. zamanda her dakika Adalar güzelinin güzel yüzü, parlak kara göz; algalı saçları Bu işi bitirir ez Tinosa döne rek, onu alacak ve Çandarlıya götüre, O artık bu genç deniz kurdunun eşi olacaktı. Herek Reiş, kendisini yetiştiren bü. tün reisler gibi o hiç, bir kadına ahcı gözle bakmamıştas Le- ventlerine'de aynf huyaymşıların $ btilab nuyordu. Fakat bu, başka İdi. Bü>ki. rastgele bir 'kız değildi. Onların hep. sinin hayatlarını kurtarmıştı ve bu- nün karşılığında hiçbir dileği, belki ümldi de yoktu. Herek -Reisin gözünde'yal- mz güzel bir kız değildi. Ayni zaman- da açık göz ve arkadaşları uğruna her, şeyi alan geç bir leventti. leki bütün Teventler de en kü. çüğünden en büyüğüne, en öndekinden ea arkadakine kadar hayatlarını ona borçluydular. Üç aaat sonra adaya varmişlardı. Rüzgâr şimdi daha hızlanmıştı ve (lodos) tan esmeğe başlamıştı gece nizin biraz dalgalı olacağı anlaşılı- yordu. Herek Rels her zamanki girdi. İnce Ali İle İlyasa şu emri vı —Çabuk Çatal tepeye çıkın! Kayık nereye gidiyor, ne yapacaklar, sık sık haber verin, Posta yapmak için yirmi levent alın.. — Başiistüne reja.. danın en yüksek nokta - a iki sivri kayadan İba- retti ve bunun için Herek Reis oraya bu adı koymuştu. kadar olmasna binaen asteğmen kelimesi- nin teğmen olarak tashih edildiği bi dirilmiştir. Milli müdafaa encümeninin teklif ettiği madde şudur: «1076 sayılı kantınun * dördüncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştiril- miştir: İstekli olmak şartile gedikli erbaşlardan nasbından itibaren fası- lasız en az on yıl hizmetten sonra orduyu terkedenler imtihanla ve (jandarma, gümrük muhafaza ve or- rinden evvel bu lâyihanın yazılmış ö 6 Birincikânun Salı 1938 DOST YUNANİSTAN Ve yeni Cumhurreisımiz G. İnönünün riyaseti se- vinçle karşılandı Onun başa gelmesi, Balkan ittifakı- nın en kuvvetli teminatıdır General Elefteron Vima «Türkiyenin Metaksasın Ankara seyahatlerinde bir intiba yazıyor: — |duymaktadır. İsmet İnönünün de Ke- şkamı> başlığı|mal Atatürk kadar dostu olduğunu altında y lesinde şı ilir/ Bugünkü cumhurreisinin baş- Tarı yazmaktadır: Ölen Atatürkün kanlığı zamanında Türk - Yunan yerine İsmet İnönü cumhurreisliğine |uzlaşması yapılmış ve iki milletin teğ- seçilmiştir. Bu aeçim mutlak bir ekse-İriki mesai etmesi lüzumunu Jik defa riyetle yapılmıştır. Lozanda İsmet İnönü ileri sürmüş- Bu da Türk milletini tü, İsmet İnönü daima bu uğurda ça- büyük Önderinin açuğı çığırdan xi-İlışmıştır. Kendisini yakından tanıyan deceğini göstermektedir. İsmet İnö |milleti ona karşı beslediği seygisini nü,Kemal Atatürkün en mükerreren göstermiş - olduğundan, ve en sıkı mesaj arkadağı idi. Anada İyurdundan en yüksek Mmakamına v a Atatürkün kur-|çilmesinden çok mesrur olmuştur. x olarak çalıştnış ye Nus| İsmet İnönünün cumhurreisliğine 2.“:&';72?“,;::3':;?3;:%':,32?;? e$iimesi Türk” milletinin Yünan- FERİAE YA K AT A rk teşriki mesaisine devam etmek hurreisi kadar selefinin esrlörini ya|, le olduğunl 'da HpEt Üt pat etmiştir. lletlerinin de ayni assis olduklarına şüphe kından takip etmiş başkâ kim tut.'Bu İşlerin devamımı temin ede- eek kimte de son zamanlarda sıhhi |yı ahvali yüzünden çekilmişti. Bugün milleti onu açılan büyük boşluğu dol. durmak için vazife başına davet et. mektedir. Kendisine verilen — rı milletii ine amade vük tuvveti de Bunlar komşu ve do: dahili ve harici a hiçbir şeyin değişmiyeceğini gö mektedir. Atatürkün ölümürd teesir olan Yunan milleti İzmet İ dolayı — geyi se yok- iye Cumhüriyetinin yeni baş- 4 sker büyük kurmay n e kıldığı ktedir hakkında bir arkadaşımız başka bir nümuzda mufassal malümat ver- mektedir. Bu satırlardan maksad A- atürkten münhal kalan makamın mücerrep muktedir ve kıymettar bir İzat tarafından işgalinden dolayı Yu- Jnan milletinin memnuniyetini izhar etmiştir. Çünkü Türk - Yunan bağla- rınin İstikb kımından İsmet İn- önü bu işin en mütoasatp hâmisi olup iki milletin yal memlekette akımından T- n mü- ninden g başları üç ay evvel ordu mek ve imtihanları orduda yapılmak şartile keza imtiharda yedek teğmen nasbolunurlar. Bunların ordaya cel- binde tahsisatları Milli Müdafaa ve- killiğince olunur. Sıhhiye, nalband, mızika, tüfekçi | ve emsali gedikli erbaşlar ise yedin ci sınıf yedek asker? naabolunur ve silâh rı zaman meslekleri eelbedil. laşmasına ve arala- vyardım etmiştir. Vak- le İsmet İnönü hasmımız olan — bir ordunun başında bulunuyordu. Bu süretle ordumuzun — kiymetini, irki- muzin meziyetleri: mücadeledeki sebat ve kudretlerini tanıtmıştır. Bilâhare mazinin üzerine ağır bir memurluğuna tına alındık! dahilinde hiz- Arkası var— İman muhafaza kıtaları - gedikli er- Gerçi Bahri paşa zevcesinin acayip âdetlerine alışmıştı. Talihin daima şımarttığı bu zengin kadının hodbinliklerini pek çabuk öğren- miş: Onun emretmediği sevdiğini, incir çekirdeğini doldurmaz de- nildiği takdirde son derece kızdığını, — incir çekirdeğini — doldurmaz bir sebepten dolayı sevdiği adamları bir an içinde aforozlayabilece- Bini, alıya geldiğinin haftamı geçmeden öğrenmişti. Ellisini geçkin bu şımarık kadının nefsini ne derece sevdiği, Naciye için anlaşılmış bir hakikatti. — Çok akıllı olduğundan, kırzaçlı kadınm bu zaaflarından istifade etmek istedi. Küçük ayaklar, şişman eller paşa karısını nazlandıra, şımarta kendisine bağladı. — Ne sabırlarla ona tahammül etti. Dalma tebessüm ederek en istemediği şeylere in- kıyad etti. Ah, Aldığı (200) lirayı cidden hak ediyordu. Bu fazla bir para mı ? Gece yarıları hanımefendinin uykusu kaçtı diye yatağından kalk- Müş, onün yanında oturmak. Saatlerce kitap okumak, hâtta bazan sa. bahlara kadar yatmayıp, kavuk silamak, herkesin yapabileceği işler. den mi Idi? Filhakika bunlara mukabil hanımefendi”ona derhal - kiymetli hedi- yeler verirdi. Lâkin bunlara rağmen dayanmak güç işti. İki senedenberi Naciye bu hayata katlanmıştı. Fakat eskiden çek- tiklerini göz önüne getirerek gene bugünkü haline yüz bin kere şükro- diyordu. Onun hayatı ne garip ve ne feci cereyan etmişti. On dört yaşında ike» Balkan harbi ilân olunmuş. Rumelinin en zengin Türklerinden biri olan babası çete muharebelerine elebaşılığı ettiği bahaneslile düş- man istilâsını müteakıp idam olunmuş ve varisleri bütün mallarından tuahrum edilmişti. -Bu felâketlerin tesirile aunsei hastalandı. Muradof ismiride bir dok- Bümen. . metlerde kullanırlar.» — Devamı 9 ncu sahifede — için hükümet nezdinde teşebbüste bulunacağını ümidlendi: Kısa bir zaman iç kendine âdeta zorla metres y medi. Malların kurtarılması aızlık ilâçsızlik yüzünden öldü. Sonra araya umum! harp ve mütareke girdi. Ah uzun sefalet sene- Muradofun bile Na mühtelif tabakalardaki er- keklerden peşlerine takılanlarla ne yürekler acısı muceralar geçirdi. Ne kadar vazih olarak hatılar: Yirmi bir yaşında bulunduğu bir sı- rada bir randevu evinden herifin birile başbaşa & sir olmuştu tiharı bile düşünmlüş! çaldı. Her şeye rağmen tahammül etti. Beynelmilel münasebetlerin tanzim edildiği bir sırada idi ki, düf; ona, bir çocukluk arkadaşının İstanbuldaki adresini öğretti. Mek- tuplaştılar. Esmâa ismindeki Türkiyeye yerleşmiş arkadaşı ona «gel, İstanbülda daha rahat edersin, orada yaşadığın hayat seni mahvede- cek. Biz burada olişleri yapıyor, satıp geçii Halimizden hadol- sun memnunuz. Hiçolmazsa kimseye muhtaç 5 Sen de aramıza karışırsın. Belki de münasip bir kısmetin çık. lenirsin» diye yazmıştı. Naciyede bu mektap ine ula geldi. G haasa çocukluğunda aldığı tahsil hafaza edilişi etrafın nazarı dikkatini celbetti. Yeni muhitinde ona çok acıdılar. Kuçırmak için her çareye başvur- düular. O, erkeklerden nefret ediyor, onları bir kâbus telâkki ediyordu. -Nevam edacek-an & ce 1, Bittabi vaidlerin hiçbiri 'i le dürsün, zavallı annesi bile bakım- lınca, öyle mütecs- Fakat yaşamak arzusu galebe tesa- ev- zelliği ve — bil- e rağmen mü. AVL A00i 4 5 € aüi dd S KESLĞ) Ç Bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: