10 Aralık 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

10 Aralık 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bahifer * ÇANADOLU ; Va | Çıldıra Yazan: ANTONİ E. ZİSKA ğ amak için dahiyane birşe ÇİMDİKLER | — SİVİL HALK İsteriz x bi Niçin bombardıman Dünya Çeviren: ASIM KÜLTÜR İki taraflı nül bağrışıyor! — İsteriz, Körsikayı, Tunusu iste- işler 1 lerinde — diğer bir|y dan yirmi beş kilo fazla al- cümle vardır, o da şudür cinslerile ve: at mücadeli sa çok çetin olur mücade görü munun, hiçbir h bütün şiddetile İşsiz kalanlar bi vara bile muktedir Darvinin kan yeye kavuşmaksızın milyonlarca İnsana tatbik edilmesine |£ müsaade edilecek midir? ngtonda L Ücssese vardır bu her yıl, & den üç milyon lar bir yardım görmekti Cenevrede de «beynelmil birliği» adında bir müessese vardır Bugün makinenin fabrika dışına at- ği binlece dimağ bir kurtuluş ça- resi ve yardım bekliyor. Buna esaslı bir çare — bulunamad Yalnız bir şey de yapılabilir sanıyorum: Maki- eleşmeği tehir etmek. Bununla beraber, dâhi dan mürekkep bir ordu, makinenin tehirini istiyenlere karşı — mücadele de bulunuyor. — Banlar teknik r. İşte bütün de inaanlar - er bun- dan ibarettir. Şimdi başka birşeye geçelim. Bu varidataız milyonlarca işsiz na- sil yaşıyor? Bu yeni faydasızlar na- caklardır? Çür inli- men birçok Amerikalılar bana sizliğin daha ziyade artacağını söy lediler. Adedi sonsuz birçok (l azası ve Amerikan $ çok tanınmış bir &l z büyük Tröstün pin en eski iktisad mütehüs sısı olan Leonone F, Loree, bir iş bi resu kurmuş ve bu büroda son aylar içinde, birçoğu çok kıymetli memur- lar, direktörler, mühendislerden ve- ş arıyan otuz bi müracaat karşısında — kalmıştır. n altı ay içinde ise müracaat ede lerin sayısı üç milyonu bulmuştur. Bunlar şahsi hiçbir hata yapmaks Zin yi aybedenlerdir. Bu mütehassıs bana: — Baugün, bukmduğu mevi olursa olsun, tekn terakkisi ka şısında, hiçble memur işsiz kalmıya. Cağına emin olamaz. Yeni orga zasyonlar, yeni makinelor, çalışmak Üş bulmak) fırsatını gittikçe azalta- cak ve insanlardan daha bususi bil- &ller intiyeceklerdir.> Dedi Şu halde bütün dünyanın kendisi- ne bor;lu bulunduğu, harici ticarelin, her şeye rağmen, bir yılda üçte bir tenezz'il ettiği ların yüzde yir- l Üçüü bulduğu Amerikada bu işsiz. ler ne yapıyor? Amerikada iflâslar bu kadar yükseldiği zaman Avrupa. da nisbet, yüzde onaltıyı geçmemişti. Bunun en güzel cevabını rika İStatistikleri verdi: Bu işsizler ya ha Yat şartlarını değiştiriyor veya ölü- Yorlar. H üre meoclis - Amerik: delegesi ve |ra tın değişmesi, demek bunla- |1 yeeri, hirsiz olmaları, — yahud se POLİS ROMANI: Esrarengiz Te MALLDAT AF yr S -— Anladım Mösyö Sıdmor: Otel müdürü sakin ve mütebes tim: koltuğundan kalktı. — Memurumuz odanız için her De Jazımsa hazırlıyacaktır. Noksar bir şey varsa doğrudan doğruya ba Ya söylersiniz: Müdür genç Sidmora kapıyı açtı Sıdmor gürürla yürüyerek memur- Tin yazı masasına yanaştı. Müdür İte odasında çenesindeki — sakallar: Okşaya okşaya telefon başına geçti Miktofonu eline aldı ve bir numare kisdi. Müdhiş bir haber verirmiş gi titrek sesle.. — Doland Sıdmor Londradadır. dedi, bak V€ hiddetle arkasına — dönerek ktı. Kapı açılmıştı. Sıdmor önün de idi — Beni affediniz şapkamı unut- Müştum.. rı, yahud yeni bir meslek sahibi lmaları değildir. Bunlar bazan da| ediyorlar. Sokaklarda n polisler gözya: kendilerini dağ Bu işe n koşmak için yor. rerika âyanı 19 Ayni mütecessir olan | çiftçilere yardım için de on iki mil- frank bir tahsisat kabul etti. Bu zamanda, Amerikanın yalnız | bankalarında: bin iki yüz trol ediyordu. Ay- tes, pirinç ve hu- kiymeti — sekiz vüz kirk milyar franka baliğ oluyor. du. Bu, işitilmemiş bir servetti. Bu- nunla beraber, neticede hatıra bile getirilmiyen bir işaizlik dünyanın bu parçasını karartıyordu. Bu işsizler, hayat şekillerini değiş- triyor veya mahvoluyorlar. a1? edelim : müseccel k verdi. bubat Yalnız — Nevyorkta yedi bin dilenci vardır. Demek kt, dünyanın en zen- gayanların binde biri geceleri yata- cak yer büulamıyor, aç kalıyor. İşsizler, bir tesadüf Kanada hududunda mül: ğim M. Ormon çakçılığa sülük ediyorl at yaptı- kbord gibi ka- r. — Meselâ meşhür bir tayy çısı olu- bu adam, ayda in frank kaz: mi harpte onb zamanında işsiz - aZ ederek — pilotluk iyor. Kendi kendine <uçmak igte istikbal bundadır. Tayyare ile kaçakçılık, işte istikbalin ticareti bu- adadır.> Diy Hükü: abına Kana ya gidiyor, tarlalarda, fabrikalar- da çalışıyor. Fakat muvaffak olamı- yor. Bu zamanda dört kişilik bir tay- fadan mürekkep çalıştığı bir yelken- lideki işini kaybediyor. — Memurun biri, pilot arayan M val müecsse. sİnin adresini veriyor: — Orada ne kadar kazanıyordun? Dedim, bana cevaben: — Bunu hududa çalışan pilatlar. dan birine sorunuz. Ben haftada $0 40 sterling kazanmakla işe başladım. Fakat bu umuma aid bir ticaret de- ldi. Eski bir tayyare İle uçüyor- dum. Bu bir hap tayyaresi idi. Uzun zamandanberi bir köşeye atılmıştı Şüphesiz ışıksız bir surette uçuyor- dum. Tehlikeli bir uçuştu. Her an başka bir tayyare beni toz haline gelirebilirdi. Mecburi bir iniş zama- ninda ise vaziyet büsbütün tehlikeli idi. Hiçbir muntazam tayyare Ac- rodromuna inemezdi. Tayyarem daij- ma fazla yüklü idi.. Fena aahalarla karşılaşabilirdim. Her bakımdan her vakit ölüm hazırdı. dadadır. Viski taşıyordum, tayyarenin konalzJ Sıdmor oral değilmiş gibi şap- çasını aldı ve çıktı. Mavi gözlerini arı kıstı. Dudaklarında hafif bir te- sessüm belirmişti. Ve şerefli adresi sazmak üzere tekrar yazıhaneye zaklaşınca kendi kendine: — Kların kiymetli ihtiyar ilerden olsa gerek dedi.. Sidmor bir saat sonra bir yere tik Titmiş, banyosunu yapmış; müste- Biraz sonra sigara istedi. Onlar da|münasebetinden kaçınıyormışa ben- “ih ve şen bulunuyordu. — İstirahat | 'çin banyodan odasına girince Cıı-w derobun üzerine ilsak edilmiş bir kâ- Zd gördü. Odası 16 ıncı Lui etili ile söslenmişti. Duvarlar, kapular açık mai ve sarı yağlıboya ile boyanmış- tı. Garderop üzerindeki işaret, Me- 'deon hapishanesinin koğuşundan henüz yakayı kurtaran bir adam için çok kıymetli idi. Tezkere şöyle ya- eseri olarak |h . Sert bir fırtına vardı. Fen bir gece, Şikago yanında bir çayırlı- ga inmeğe mecbur oldum. Işıklar konuldukları yerlerde idi- . Motörü durdurdum, yere indim re basar basmaz, rüvel. ni işitmeğe başladım. Bu akçıları takip memurla: tarafından atılıyordu !.. Tayyareye tekrar KaZ — vererek yükseldim. Aşağıda — silâhlar patla- mağa devam ediyorlardı. Bu zaman- da karboratör ateş aldı. İnmek me tinde kaldım, tabii yakalandım. havada kalsaydım, diri nacaktım. Bu tarzda ölürm bir ta in en fecji- silâhlar ka cihin kar dir, Bir insiyak kontağı kesmek için dışarı eğilmekliğimi zarur! kıldı. Bir- den ateş çıktı, yükselmem gay esana musluğunu açtım, yeni bir ham. le yaptım ve belki de bağırdım. Mo. tör eskisi gibi kızarmağa başlaı Böyle bir hal binde bir vakı oluyorz. dü. Nasıl? Bugün de onu bilmiyorum. On ik mil vzakta idim. 9 zamanda ta; sust bir mahiyot arzediy nekledilirken viskinin mıştı. Patronum bunu ti y buldu. Çalınan viski: kaçakçılık viski çok ucuz si hududunda kaçakçı tay) ş yüz pilet vardır. Kaçakçılı bunl: kip için hususi a rine malik Fakat hudud üç bin Üç yüz mil uzunluğundadır. Sonta bu- Tutlar arasından uçulmaktadır. Hulkaa ameli bakımdan hükümetin takip tay-, ciğdt bir iş görememektedir. Winnipegeden Duluthe u rdum. Bu zamanda Ferg fol mpina inmek için bir telsiz aldım İneceğim yer oldukça uzakta idi. u. çuş istikametini değiştirerek bulutla- rın arasında uçmağa başladım. Bir hüdise, — birdenbire — gözle - yimi — kamaştırdı - Birden — bir ta- kip — tayyaresinin — projöktörünü gürdüm. O zamanda da büyük ve ağır bir maki dare ediyordum, fakat her vakit olduğu gibi çok yüklü idi. Takip tayyaresi ise şüpbesiz hafifti. Beni inmeğe mecbur etmek için pro- jektörüle gözlerimi Bulutlara daldım, fakat kurtulmak im kânı yökter. Bir Çuyı defa neyi —Devam ederek — Memleket hastanesi dahiliye mütehassısı Dr. Celâl Yarkın Muavenehas: İkinci Beyler sokak No. 25. Telefonn:3955 Evi: Göztepe No.1013 Telefon: 9545 temin edilecektir. Posta pulundan elbiselerinize varıncıya kadar lâzım olacak her seyi telefonla bildiriniz.» Doland . tezkereyi — akuduktan sonra bir tereddüd devresi - geçirdi. Ondan sonra tecrübe olarak telefon- la beş adedi posta pulu istedi. Akşam İbir kaç mektup yazacaktı. Posta pullarmı gümüş tepsi Üzerinde bir| garson getirdi. Doland pulları aldı saydıktan sonra Garsona teşekkür etti. Fakat garson ayrılmadığını gö- rünce bahşiş istediğini anladı. Kü- çücük sermayesinden bir kaç para verdi. Dalandın esasen azalan para- men eksilmiş bulunuyardu. geldi. Ve bunun için de daha bir miktar bahşiş verdi. Mevcud para- -|mübarek dünyanın henüz ne marifet | "İolduğranü görmemiş ve doğmamıştım. kamaştırıyorda, | riz?. Fransızlar cevap v. — Sicilyayı, Sardonyayı isteriz! Pariste, üniversite telebesi de şöy- le diyor: — n Fransaya, Habeşis- egüse verilmesin enedi tanın » Herkes istiyor, fakat hiç kimae, istenilen ne: €e, mevki veya b reye dönüp te: — Bir de sen söyle bak iliz işçi partisi Kderlerinden bi başı AT sivil halkın bombardımamnı uda enteresan bir makale yaz. gıda bu makalelenin en n mlarını okuyacaksı alım, | - Girid harbinden son- Bt Jra - nümayişler olmuş. Ben o va! halkın bombardımanları eski- duğu gibi, İapanyada da, binlerce si- vil halk bombalar ve mitralyözler al- tında yere seriliyor. Bazan hücuma uğrıyan köyler nisbeten harp cephes!- ne yakın yerlerdir, fakat ekseriyetle bunlar yüz kilometre daha geridedir. Bazı ahvalde bambardıman edilen yer- lerin yakınında askeri hedefler mev. cuttur, çok defa da en velüd muhayya- le bile böyle hedeflerden iz bulamaz Bu hava bombardımanlarına ne lü- zum vardır? Bu suali sormak fayda- (Hoş, keşke doğamaz olaydım yal.) Bizimkiler, büyük — meydanlıkta toplanıp bayraklar açmişlar: — Ya Girid, ya ölüm.. Giridi iste- riz! Diye bağrışımışlar, amima, iş bunun la kalmış, Girid de Yunanistanın ol- muş. Her zaman, istiyenin dediği olmuyor. Çocuk bayramlarında yavrucuklar şehirleri dolaşırken ellerinde şu cüm- havi tabelâlar taşıyorlar: — Şefkat isteriz, temiz süt iste- riz. Güneş, hâva, banyo . Park isleriz. Sevilmek iteriz. Oyun yerleri lel bir maksadı olduğu mu iddia edilecek ? Bu görüş ancak büyük şehirler için i- leri sürülebilir, buralarda bile bomba- ların hedefe izabet etmesi pek nadir- dir. Fakat ekseriya, bu hava hücum- larını yapanlar, sadece merkez pos- tahanesini, yahut da su depoları: tahrip etmek istemiş olduklarını k: bül ediyorlar, Ve bu hava seferlerinin lüzumunu| teyit edenler az değildir. Bunlara gö- re, telefon santralları askeri hedeften| sayılabilir, çünkü telefan modern har- bin faydah vamtalarındandır. Böyle bir nazariye bizim bugünkü zihniyet! izi mahküm eder. Umumi harptı e halkın bombardımanı e fikir yürütmeye cesaret edeme- mişti. Fakat bu hava bombardımanlarının İson harbin «insani günleri> nden! halınmış olan yolu bize daha iyi ölçtü- ren bir hikmeti vücudu vardır: Bir ş: hir, halkının maneviyatını kabil oldu. fu kadar bozmak için bombardım. yor. Hiç şüphe yok, Rarselonay ve diğer İspanyol şehirlerine ölüm saç. mış olan tayyarecilerin aradıkları buy- » İ du. Yığınlarla insanın hayatı, harbin E SAĞ Müdrir | vaşlangıcında Nankinde ve son zaman- UĞ larda Kantonda fedi can VİTİRL TUZU | :: izah aramayınız. Bu yeni tethiş formülü esasen tama- Hki şefkat yerine dayak yiyor Parkta — değil, çöplükte Süneş ve hava içinde de- mur ve bataklık İçi yaşıyor- «İsteriz> nakaratına kim ehem- 1 tarihinde de Yeniçeriler terük; - bağırırlermış - sadrıkzamın kellesini isterük!.. Kay- makam paşanın Yediknleye atılma- sını isterük.. Bahşiş verilmesini iste- rük!.. Amma, onlar Yeni: zamana yaptırır-|.. lardı. Şimdi, uydurmasyon nümayiş- lere kulak asan kalmadı. Bu itibarla biz de akıl ve iz'an is. teriz. lerdi öre, dediklerini Çimdik Nekris, romatizma, kum sancıları na [“’!'I"“* kara ciğer ve böbreklei » , Okamete uğramıştır ve bunca kor- ti temizler. kunç sahneler arasında bu da bir t > y I lde edilir. A Xi En yenz madin n di edilir. | sellidir. İspanyollarda —olduğu — gibi Çinlilerde de mukavemet hissi, bu hü- Düzeltme GaRaki'd 12/9838 farihli 4 sahifesinin (lzmir sulh hukuk levhalı ın yedinci satırında satış tarihi 10/1/939 yazılacak iken 10/1/ 988 yazılmıştır. Düzeltiriz. kizi bu derece barbar metodlar kullanabi- l mukavemete azimli görünüyor. İspanyol dostlarından birinin: «Harp ği zaman, İspanyaya bir millet, du. Bundan evvel Londrada iken bu zihnine toplamağa çalışıyordu. Kü. cadde hep evlerle dolu idi. Şimdi|çük ve çocuk iken © sarayın muaz- ise onların yerini mükellef mağaza-|zam salonlarında oynıyordu. lar işgal etmişti. Otelin karşısında| — Bir çocuğun hayatiyeti evvekce çok zengin bir ailenin ika- met ettiği mükellef bir konak, hatı- rına geldi. Bu mükellef konağın ye- rinde de büyük bir otel inşa edilmiş- ti. Cadde de genişlemiş ve daha ka- hbalık olmuştu. Nihayet pencere- nit üzerine çıktı ve caddenin daha başka yerlerini tetkike başladı. Sıd- |mor ailesinin miras konağı, koca İcaddenin köşebaşında, olduğu gibi duruyordu. Bu konak, modern terakki ile yordu. mağa başlamıştı. siyah kadifeyi andıran varlığını de- Cadde baştan başa elektrikle par- ziyordu. Sahipleri zamanın tebed- dülâtından, insanların yeni bir har esinde bilâkis artmıştır. | Sivil hâalk sarsılmak şöyle dursun, len bir düşmana her zamandan ziyada ediliyor? Bu korkunç halin önüne geçilmesi için neler yapmalıdır? da bir mezarl bu son hava bombardımanların danberi daha büyük bir müna almış - tir, Bu sön hâdiseler, n r da henüz zam: geçmediğimiz takdin kadar korkunç ken harekete de bizi bekliyen antak bir. mukağdemesidir Harp, şimdiliki, biri Avrupa; Ki Afrikada, üçüncüsü de şarkte bulunan üç memlekete inhisar etmek tedir. Bir dünya harbi patlarsa het Avrupa şehrinin Barselonanın bugün gördüğü muamelenin aynına tabi o! ğunu göreceğiz. Ve hal daha müthiç olacaktır. Alman ve İtalyan hava kuw vetlerinin İspanyada yalı kullanıtıyor, halbuk! harp ha ün kuvvetler harekete geçecekt andaşlarımızı Çin ve İspan; olsal r kısmi de bü. r. Var sız olmasa gerektir. Bunların askeri| na stiyorsak acele Bu devamlı tahrip tehlikesi karşı ratik veya totaliter bütün mütezaylt k tadır. Devlet adamla kin ettiği e 1 neticelerinden korkmakta dırlar ve azimli bir teşebbüsün her ta vafta akisler bulacağımı sanıyorum. Bu metodları kullanacak bir devle tin, kim olursa olsun, kanun dişi & dedilceeği teklif edilmekle işe b saydı, bir dünya harbi anlaşması ak- tedilebilirdi. Bu anlaşma tahakkuk edebilir mi? anıyorum. Sivil halka karşı bu mer- metsiz wüzleri — durdurmanız mümkün olduğuna eminim, — Bitaral memleketler mütecavize — tayyarleri için lüzumlü benzini temin ediyorlar, Sivil halka karşt — botmbardımanlar dardurulmadığı takdirde bu — satışı menetmek tahdinin, kat'i bir tesiri o. 'acaktır. Meselâ: İngiltere, Fransa ve birle. şik devli kendisiyle her türlü ti- careti kestikleri takdirde, japonyada Çin aivil halkına tecavüz etmekte de- vam edemezdi. Çok geç kahınmaması için harekete meliyi; u|geçmenin ancak zamamdır. DOKTOR M. ŞEVKİ UĞUR DAHİLİ HASTALIKLAR MÜTEHASSISI İkinci Beyler sokak No. 82 Telefon No. 3286 Doktor Demir Ali Avrupada tetkik seyahatinden) gayri mütenasip bir şekilde bina edilmiş ve kiliseye benzemiş olan bu salon- ların matemli gölgesi, o zaman ol- duğu gibi şimdi de kafasını karıştırı- Karanlık yavaş yavaş şehri bas- Büyük — beyaz ışıklı lâmbalar kuvvetli bir ziya veriyorlardı. Ma- gazalar parlıyordu. Vitrinlerin için- İdeki yüzlerce küçük lâmba gecenin sını bahşişlere sarfediyordu. Bunun- yata vardıklarından haberdar değil- gelmiştir. Hastalarını her gün muayenehanesinde kabul eder. zili çaldı. Odası karanlıktı çünkü lâmbayı yakmağı unutmuştu. Mik. rofonu kulağına getirdi. Taze bir ses kulağını çınlattı. — Allo; edebsiz, serseri. — Kimsiniz? — Sesimi tanımadınız mı; — Hayır tanımadım ) — Ben; ben. Amma unutkan- sın ha?. — Çok müteessir oluyorum! Anlaşılan... — Sus; vaktile, dünyanın en cazibedar sesine malik — olduğı söyliyen sen değil miydin|.. — Belki .. Fakat — Fakatı makatı yok, benim iş- te.. Sesimi unutacağını sanmıştım. — Doğrusu, sesin şimdi de ho- la beraber gene hayatmdan çok|lermiş gibi binayı eeki vazi memnundu. Tezkerenin sıhhatine kanaat ge- | bile tirdikten sonra manzara-|pençereleri sanki sını seyretmek için pençereye ya-| panmıstı. bırakmışlardı. En ufak bir tebeddül| özükmiyordu. En üst katın | bir matemle ka- konakta oturuyorlardı. He: ;hyordu. Yalnız büyük konak karan- hıkta şuma gidiyor. — Siz bana, ilk öptüğünüz kı- zan da ben olduğumu söylemediniz Tariht Sıdman ailesinin yegâne | simaları olan dayısı ile teyzesi bu Si de ihtiyardı. İnsanlarla hiç bir alâkaları naştı ve caddenin insan kalabalığını, küks otomobillerin geçişini seyre dal. dı, zılmıştı. «Âdi bir telefonla — arzularınız Doland caddeyi değişik görüyor. Dolandın gözleri derin nazarlar- la satayın duvarlarına bakıyor ve| hafızasından karanlık bir gülle gibi geçen esrarengiz şeylerin hatırasını yoktu. yim, Diye düşündü. O sırada telefon — Yarın gidip bir ziyaret vere-

Bu sayıdan diğer sayfalar: