16 Aralık 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7

16 Aralık 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çiıld Yazân: ANTONİ E. ZİSKA Rokfellerle yaptığım - bu mülüâkat- fan sonra, Fordu görmek icap ediyor- d, Fakat, o, gimdiye kadar on beş Milyon dolar sarfı suretile meydana Betirdiği, eski Amerika tarihine aid meşhilr kolleksiyonunu Dearboradaki Beniş müzesinde tasnif etmekle meş- Buldü. Bu zaman urasında dünya ga- zetecileri arasında en çok para alan €n gök okunan ve başmakale — yazan Hearatin — muharrirlerinden — Arthur Brğabana takdim edidim. Bu zatın bu yüzden yılda aldığı maaşın yeklini tç yüz bin dolardır. Şüphesiz, kendi- sine mensap olduğu gazeteler grubu- nun buhran) nasıl karşıladığını, onun karşısında ne yaptıklarını ona ne gibi Yardımda bulunduklarını sordum. Ba- Ha'cevabı — Bi yapacağımız şey, yahud bir buşmakalenin yapması gerekli şey, okuyucuyu düşünceye — sevkelmektir. Niçin her gün milyonlarca insana hi- tap ediyoruao Çünkü bir gazetenin en İyi tarifi şunda yaşar: Herkese, uzun zamandanberi bildiği şeyi söylemek.. Brisban ve şefi Hearst, — yekünu Yevmiye dokuz milyon nüshayı bulan baskı ile yirmi altı milyondan ibaret Amorika ailesinin üçte birine tesir Yapmaktadır. Fakat Brisbun bana yalnız Ameri- kanın umumi anlayışından bahsetti. Amerikada bir gazetenin mütaleası, 4İz ehemmiyet değildir. Orada yal- Niz havadise değer verilir. İkİ gece tayyarede göçti. Ford ça- sük ve az konuşuyor, O, yirmi yıl Önce babasının eski bir çiftliğinin kapalı duvarları arasında, eski - bir Motöre çekiçle vuruyor ve ondan çı- :ın gürültü komşularımı uyutmıyor- U Ford bu zamanda yeni bir dünya kurmağa başlıyordu. Ve bu yeni dün Yanın görültüsü biraz sönra bütün dünyayı uyutmıyacaktı. Bizi bugünkü buhran içine atan fikirler midir? Bunun içindir ki Ford, işçilerine kendi sebzelerini bizzat yetiştirmek için küçük toprak parçaları vermek- te ve bu suretle buhranın şiddetini a- altmağa çalışmaktadır. Ford bana: —Amerikanın —içinde — bulunduğu Müşkülütın belli başhı sebeplerinden biri çiftçilerimizin gayri müsalit va- tiyetleridir. Ziraat buhranmdan ötürü milyon- Çiftçi Mmutazarrır olmuştur. Çiftçiler para istiyorlar. Hılbukl pek z tiearf hastalıklar para ile şifayap |:) olurlar. Eğer kazanç çok 82 ise hayat için #ereken masrafa karşı durulamaz, Çiftçi para ile zer'iyat yapmaz, ©- Bün güçlükleri mali cihetten değil- Gir, sonra o, satışa değil, istihsale da- Yanır.... Ford bir müddet camdan bir han- #ar önünde gidip geldikten sonra bir denbire durarak : —Bugün elzem olan şey şudur: En- Güstri ile zirasti ayrı ayrı birer POLİS ROMANI: Esrarengız konak — O kaşlı, kaşsız adam ııınrım— Mi tahrike başladı. Bu ha) böyle de- Yam edersç bu adamın bir daha çe- Besini kıracağım. Glorya birdenbire dürdü ve: — Çenesini bir daha — kıracağım dediniz. Bu «bir deha - kıracağım: Cümlesi mana ifade eder? Donald, — Eyet. Bir daha kıracağım. Dedi ve gözlerini esrarengiz kona- dikti, Donald sevgilisini oteline getirdi. de Splendit oteline doğru Yüvaş yavaş adımlarla — ilerlemeğe başladı. Sast üçtü. Londranın ışıklar inde parlıyan asfalt caddelerinde bir sükünet vardı. Ancak tek fük bir veya iki takal civar yollardan Meydana çıkıyor ve geniş caddede Ybolup gidiyordu. Dölend CANA! ıran Dünya Çeviren: ASIM KÜLTÜR et el telâkki etmenüğe artık nihay mekliğimiz lâzımdır. B et ver-|larmıza dayahir, dedim. lar ise ayrı| — Güldü, ve bana bir. kalemle bir olacakları yerde, yek ni ıınımx)ılnk kâjğnd uzattı. Sonra söze başla- etmelidirler. Endüstri köye girmeli- € dir, — Bu, bizim — muvaffakıyetle| üzerinde yürümeğke başladığı bir yol tlarımı tatbik için sanayle on mil- dur. Fakst girsatin endüstrileşmesi yar dolar dökülmüştür ve bu sanayi, gucak köylünün, tarlalarının kanun- bulrana rağmen, bir milyer kür te- arla veya para ile ekilmesinin müm- min etmelidir. Ben şahsen bu milyar. kün olamıyacağını anladığı gün müm- dan hiç istifade etmedim. Sanayici| kün olacaktır. O vakit bugünkü buh- sfatiyle mali muvaffakıyetlere ka- rahlâr, çok nadiren vukun geleceklir. >|vuştum, fakat mucid olkrak hiç - bir kazanç temin etmedim. İeadlarımın yvelerinden İstifade için on — yıl- Öyle tahmin ediliyor ki, benim |1 Beş günlük batta, çifilik işletinin değiştirilmesi, tücceri emtlanın — tev. zli işinin yeniden tanzimi, metodlu ekonoml,., Bunlar, iktışadi bulbranda, Amerikada bana öüğretilen birkaç va» sıttadır. Burada bahsedilmesi icap edenler. den biri de bugün hücumunu bize çe- viren terakki vasıtalarının — birçoğu- nun mucidi olan Thmas Alva Edison- dar, Bu büyük adamı ölümünden on beşi gün evel gördüm, Kendisinden haber)| almak istiyen dostlarile birlikte Nev. jresayda Ves - Oranga gittik, Çok 1se| tıirap çeken Edison bu zamanda yeni işe başlamıştı. Beni kabul etti. Bu enun son mülâkatlarından biri idi: Büyük mucid bana kütüphanesinde dedi ki; —Bizim devrimiz süret ve hoşmut. suzluk cibetinden bütün devirlere üs. fazla mücadelelerde bulunmak zorluğunda kaldım. Şüphesiz, sırf zamandan istifade için, icadlarımı kullananlar hep işi mahkemeye döktüler, Bir elektrik ampulünün kabulü için on dört yıl- danberi bir mücadele balindeyim. Amerikada bir Böve on yedi yıl için mucidine garanti edilir. Fakat bun. Gdan istifade için kâfi zamana malik değilim. Bugün, tabif görülen şeyler için ne kadar mücadele ettiğimi hiç kimse düşünmez. Önümüzdeki otuz yıl mazide olduğu kadar yeni icad lar ortaya koyacak mıidir; evet, ben DALU) Ne olsam! Olsam, fakat ne olsam!. Şöyle bir kenara çekildim, düşün- düm. Ne olsam! Cevap veriyorum: Belediye reisi olsam!.. Hayır, is- temem. Şehrin falân yerine su git- mez, beni tenkid ederler. Temezlik diye ceza veririm, çileden çıkarlar, Elektrik ışıkları bir gece erken sö- ner, benim için homurdanırlar. Ek- mek fiati derler, söylerler, eşek eti, |derler, gatarlar. Hayır ,ben Belediye| veisi olmak istemem.. Doktor olsam!. Çok para kaza- ıııyoı. derler, kızarlar. Hastayı faz- la bekletiyorum, diyerek arkamdan söylemedik — lâkırdı bırakmazlar, Yanlış teşhis koyunca bir daha ya- nıma uğramazlar, Hayır, Doktor da olmak istemem. Müstehsil olsamli. Hayır, hüşat, Pamuk ekerim, yetişmez. Yetişir, fa- kat alıcılar anlaşırlar, bedava fiate malımı alırlar. Tütün ekerim, canı- ma rahmet okurlar. Bekle artık eks- ÇİMDİKLER ğ — KAT e Hı Kuşadasına vapurlar muntazaman uğra- mıyorlar Yolcular eşyalarile iskelelerde kalı- yorlar, müşkülât çekiyorlar e Hayvan hırsızlığı yaparak geçinen bir şebeke nihayet meydana çıkarıldı per gelsin de fiat versin, diye.. Ne- me lâzım; müstahsil de olmak iste- mmem. * Ne olsam, ne olsam! Muallim olsaml.. - Ne, Muallim ! övbe, tövbe, yanlış söyledim, buna kaniim, En yakın ve tesirli keşif ne olacak- tır? Ben bilmece hallinden hiç hoş- hüşal 50&! olsami, Çabuk gittin, yan baktın, duva-| Kuşadasından Kuşadası, (Hususi) — Buradan İstanbula mal getirip götüüren küçük anmam. Bütün muvaffakıyetlerimi|”A Çarptın. Sağdan söğerler, soldan| sanaf ile doğrudan döğruya Kuşada- de bir ilhamıma, yüzde doksan ceza « İşin gücün yoksa, tün gelir, Fakat süret-ve hoşnutsuzluk |dokuz da devamlı, #latemli ve uzun| Ver. dür. terakkinin ilk şartlarıdır.» Südünü içti sonra: —Hakiki olarak benden neyi renmek istiyorsunuz? Diye şoydu, — Bütün büyük endüstri sizin icad- Bö- Anketimiz — Baştarafı 5 nci Sahifede — gevabı verirken şuurum — tamamen yerinde, iyice muhakeme ederek (ihanet eden kadınla arkadaşlığa der bal nihayet vermek) lâzımdır ve bu kâfidir, derim. Fakat bir gün yanlışlığa ge- lir de evlenir ve sonra da akdatılır - sam o zaman şimdiki gibi sükünetle mühokeme - edebileceğime, sen de inanırsan, aklına şaşarım. Hem ihanet etmek ne demektir? Bunu benim aklım almıyor. Kadın neden ihanet etsin! Kocasını sev - miyorsa, kacası onu tatmin edemi- yorsa, yabud mesud değilee, hulâsa ihanet için bir #ebep görüyorsa iha- net edip kendini herkese rezil edece- #ine suurlu bir kadının yapacağı ha- rzeket, derhal kocasından ayrılmak- tır. Ayrılmak, boşanmak mümkün iken neden ihanet edilsin! — Aile saadetinde yalan lâzım- mıdır? — Yalan, çok çirkin ve ayıp bir şeydir. Dürüst olmak her şey için iatişnasız olayak her zaman elzem ol duğu gibi aile saadeti için de birin- |" ci şarttır. Onun için bence esasen merdud olan bir şeyin evlilikte de karı kocu arasında yeri yoktur. nlara aşk mi, alışkanlık mi hâkimdir? araştırmalarıma ve beni; bu ihtiyar adamı her ne kadar zengin etmişse de, tatmin edici bir çalışmağa borç. luyum.» Dedi. Hayır, o da bana yaramaz. Otel sahbi olaam!. Sarhoş gelirler, olaya uzanırlar. Gzceyımmı ge sından İstanbula gidecek olan yol- cular vapurların intizamsızlığından Şikâyetçidirler. Bühassa — İstanbula tehirle gelmekte, veyahud dâ lima. bir görünüş Hayvan hırsızları yakalandılar: Bir senedenberi Kuşadasiyle civar kazalarda ve hayvan hırsızlığı yüp- tıkları halde bir türlü yakayı ele ver. miyen ve muhetlif yerlerde kolları bulunan bir şebeke yakalanmışlar. ayakkaplariyle| zidecek olan vapurlar ya birkaç gtin|Bundan bir müddet evvel Akıncılar nahiyesi karakol kumandanlığına çer, dan dan kapı.. Bazıları yatak çarşafını bellerine sararak çal Belediyeye bir türlü, müşteriye bir — Bitmedi — Memurin inzibat »8 uğramadan geçip gitmektedirler. İtayin edilen onbaşı Rasim Durmuşun Bazan çarşamba günü akşam üzeri|ötedenberi mütemadiyen hayvan ça- iatanbula gitmek üzere — hazırlana-|ummasının ve bir türlü faillerinin ele komisyonu Vilâyet memurin inzibat komlsyo- nü dün vali muavini vekili B. Avnf Oranın reisliğinde toplanmış, bazı nemurlar hakkında inzibati ceza ka- rarları vermiştir. Gaziantep fıstıkları eşsiz bir Türk meyvesidir. Onu bol, bol sarfet. vücüdüne inanıyor musunuz? Eğer|len, bum!arı maksadınız bir kadına kını fazla arzu ise o başkal Her yeni dastlukta benim anladığım manada aşk vardır. Fakat eskidikçe tavsar, Hoş, eskidikçe katmerleşenler de yok değil ya! Kan koca biribirlerile pek çabuk 'çli dışlı oldukları için evlenmeleri aşkla baslamış olsa bile bu aşk kısa Smürlüdür. Bir müddet sonra alışkın 'ık baslar. Bütün bu mütalealarımız tabii sahıslara göre değisir. Ne yapalım! 'Tabiat herkesi başka huyda yarat- nış. Beni sinirlendiren birşey baş- zasına zevk verebildiği gibi baskası çin pek çirken olan birşey benim i-| çin güzellik timsali olabilir. Söylediklerimiz umumi düşünce türlü dert anlat.. Neme lâzım, onu| istemem. 'da Kasap olsam; — kasap!.. - Fakat mezbaha, et kokusu, kan gürültüsü, can hırıltisi da çekilecek şey değil-| dir.. Yok etin kaztınış, yok bir defa, keçiyi koyun diye satıver.. Kasaplık| da onların olsun. Tduhye:ı manifaturacı kalfası| Kıpıyı tut, gelen geçene «Ba-| yan, küçük bayan, muühterem ba- yım, buyurun, teşrif edin» diye söy- tapon malı yutturmak için ıdy lemedik lâkırdı bırakma... Allah gös- termesin, ondan da azgeçtim. Nihayet kararımı verdim ve kur-, tuldum: Ben, ben olacağım, kâfil.. Çimdik Tashih Evtiki günkü gazetemizde Alsan- eakta Hacı Bekir sokâfında Ödemiş iş bankası memuru B. Rıza İle artist İşmet arasında bir kavyga hâdisesi. nin vüküu yazıhdır. Haber aldığımıza göre, hâdisede kavga şekli yoktur. Bir otomobil ka- Zzası olmuş ve bu esnada, heyecanla bağırmak ve şoförler arasında — ka- bahati yekdiğere atfetmek gibi kı- vak iskeleye inen bir yolcu, İki gün vapur beklemekte; bavân da vapu- rün doğru geçtiğini öğvenerek evine dönmekte ve ertesi güaü trenle İz- mire giderek ayni vapura binmekte- dir. Alâkadarların bir an evvel bu işin önüne geçmeleri ve vapurların muntazaman limana uğramasını, bir mahzur yokken uzaklarda demirle-, mekten vazgeçerek daha yakına gel- mek suretiyle kışın dalgalı zaman. larda yolculara zahmet vermekten kurtarmaları lâzımdır. Selçukta yeni pazar yeri: Kaza köylerinde imar faliyeti de- yam etmektedir. Bunların — başında Selçuk köyü gelmektedir. Köyleri- nin her gün biraz daha güzelleşmesi için çalışan Selçuk köyü ihtiyar he-, yeti bu defa halen kullanmakta ol. dukları pazar yerinin hem güyri sıh- hi ve hem de İhtiyaei karşılamadığı- ni gözönünde tatarak hazırlattıkları plâna göre fenni surette eski pazar yeri arkasındaki meydanlığına yeni bir pazar yeri yaptırmağa başlamış. lardır. Bu pazar yerinde yaptırıla- cak dükkânların kasaplar, zerzevat. çılar, yağcılar vosalre bir araya top- İgeçmemesi dikkat nazarına çarpmış- tır. Bütün çalışmasını bu iş üzerine çeviren karakol kumandanı, nihayek bırsız şebekesinin izini elde etmiş ve kendilerine hissettirmeden — takiple- rine başlamıştır. Bir kaç gün evvel hareketleri kontrol altında bulunan bu adamlardan Seyfeddin, Kerim vye Nezir adındaki üç şahsın akşam ka- ranlığı basmak üzereyken Selçuk - tan Ovaya doğru - gittiklerini görea karakol kumandanı Rasim Durmuş peşlerine düşmüş ve kendilerini yok dan çevirmiştir. Üzerlerinde yapılan araşltırmada İp ve Torbalı köylerin- den birinin mübrü ile mühürlenmiş boş hayvan ilmü haberleri bulunmu ” tur. Üzerlerinde bulunan boş faka, vesmi bir mübürle mühürlenmiş bu kâğıdları ne yapacakları hakkında. ki sorgu üzerine afallıyan hıraızlar, karakola getirilmiş ve orada yapılan sorgu sonunda Kuşadası ile civar ka. zalarda yapılan hayvan hırsızlıkları, nn kendileri ve diğer arkadaşları İtarafından yapıldığını itraf ettikten sonra teşkilâtlarına dahil diğer ar mın da isimlerini ve adres. we mütalsalardır. Namütenahi istiş-|s& bir Vaziyet zuhur etmiştir. B. Bı- maları bulduğunu — unutmamak | #anın, hâdisenin bu kısımı ile de bir Janmış olacaktır. Bskiden çirkin bir|lerini vermişlerdir. Hırsızlar adliye- manzara gösteren pazar yeri de orta-|ye verilmiş olup diğer arkadaşları - dan kaldırılmak suretiyle ana cCad-|nın tutulmaları için bulundukları yar — Siz hâlâ aşk denilen şeyin'lâzımdır. — İlerle!. Sonra söylerim. —-_ Doland ileriden giden taksinin ar- ka lâmbasını takip ediyordu. Biraf sonra, Pikandilli sirkine vardılar. Şoför kufasını çevirip ve yavaşça tekrar sordu. O da: tı ve çözülmüş olan iskarpinlpin kor-| — Doğru git. denunü bağlamak üzere yolun bir| Dedi ve nâzarını elli metre kadar, wıeı'::olmnda K-:âl k?n,ı'; adam jleriye giden teksinin kırmızı lâm- onu hâlâ takip ediyordu. ü, jAcaba; bu münasebetsiz Mork h';"::n lk”înmim.ı iki forov ne eyun Oynamak istiyondu? | , Sirki geçtiler. e Ola VATYGA, Dolandın önündeki kırmızı — fener Neden felâketine aebebiyet verdiği (4 gu. Doland hemen catm) yurdu ve " alâkası yoktur. Tashih ederiz. de de açılmış olacaktır. lere malümat verilmiştir. Burası, cephesi bozuk dört katlı bir bina idi.. Civarın evlerinden hiç far- kı şoktu. Yalmız bir penceresinde çi- çeklerle dolu bir sandık duruyordu. Diğer Pencereler kapalı ve karanlık- tı. Yolun elektrik lâmbasının yardı- miyle Pencerelerin yeşil — olduğunu gördü. Doland hiç düşünmeden bod- rumun merdiven basamaklarını böy- ladı ve kapuya dayandı. Karanlık olmasına rağımen kapu- nun Zilini çaldı ve kapu kendiliğin- den açıldı. Muvaffakıyetinden mem- Konora gittiler. Onları orgda bir müddet İçi nyalnz biraktım. tekrar bulacağımdan emindim. Koşarak eve geldim. Kıyafetimi değiştirdim. On- dan sonra beni tanımadı. Doland cususun bu izahatıma da- yanamadı. Güldü ve kendi kendine: ay ahmak vay beni aldattı zannediyor. Dedi. Diğeri devam ediyordu: — Komerda bir defa döndü ve ba- DA baktı. Fakat tanıyamadı. Hakika- ten çok açıkgöz bir. genç.. Amma karşısında üstadıni da buldu. Peru> Yalkrını canlandırmış gibi heyecanlı bir sesle yavaş konuşuyorda. — Kozuştuklarını - dinlemediniz mi? — Uzakta olduğumdan buna (m- kâün yoktu, — Şu halde teptili kıyafetinizdek H#imadınız nafile imiş, çünkü ona yak laşamadınız. — Kendimi tehlikeye atmaktan çö- kindim, — Pekâlü devam et. Jorovun ifadesini alan ve Ton, tesmiye dilen adamın ağıından Stron lnıdıılını_ıııq. halde bir daha önüne çıkıyordu? Doland mütevezih bir gururla öte. le girdi ve garsondan odasının anah- bârını istedi. Bonra korldorun dibin. de olan asansöre doğru ilerledi. Fa- kat asansöre gireceği yerde yan ko- ridora saptı ve tekrar yola çıktı. Ve dikkatle İlerledi. Bir kaç taksi bek-| “iyordu. Mork jorovun o taksilerden birine binip ayrıldığını gördü. Do . land karanlıktan istifade ederek kondini göstermeden başka bir tak- siye bindi. Şoför — Nereye gideceksiniz? Di- e-borİtğ arumun bulunduğu eve doğrü gitti.|ile beraber Klo golüre «burada dur> diyerek otomo- DUN DiT veziyette yarı açılmış bir ka- bilden atladı. Öteki taksideki mu..'puyı dayanan koridora girdi. Yarı teri de çıkmıştı.. Doland kısa şişman (açık olan kapudan koridora akse-, Rdamın çehresini gördü ve hissettir.|den hafif ziyanın yardımiyla yavaş meden az bir mesafe İle onu ta- / YAvaAşŞ ilerledi. kibe başladı. Yarı açık kapunun arkasından bir Mark sülünetle ilerliyordu. So-|ses geliyordu. Bu ses Dolandın ya . kakların içinde arasıra onu kaybedi- bancısı değildi. Mark joroy boğuk yordu. Fokat tekrar buluyordu. 15 |bir sesle gördüğü işlerin — izahatım dakika sonra Mark jorov bir bodru- / veriyordu. ka yeşil gözlük ve biyık takmıştım. Birdenbire daht hafif bir ses mu- havereye karıştı: — Pekâlâ Jorov, liyakatinden şüp- he etmiyorum. Yalnız geverzeliği bı- rak da netlceyi söyle. çıkan sada yılanın ıslığından hiç bir farkı yoktu. — Hepsi bu kı Ondan sonra çıktılar, yaya yürü r. Sidmor ko- nağı önünde biraz durdular. — Sonra; çabuk söyle.... Bu ses Dolandda aeaip bir tesir u-| — Rüç.. Doland kızı oteline kadar yandırdı. getindi. Kendisi deSplentid oteline Bu seş bıçak gibi keskin olmakla 'girdi ve odasının anahtarını garson- mun merdivenlerinden aşağı İnmeğe| —— Lokantada beni teşhia etti -di- başladı. yordu- derhal yanıma geldi ve kaş- Doland derbal durdu, Ve bir kapu|larımdan bahsederek benimle eğlen- İnun arkasında saklandı. Sonra bod.|meğe başladı. Sonra kendisi mahude öye ve oradan d beraber esrardan sarhoş olmuş bir a-|dan aldı. O zaman ben de bir taksiye idamın ağzından çıktığı hissini veri-|bindim ve geldim. yordu. Stroland müsteziyane bir lisan- — Möayö Straklan netice itibariy-|la: 1 y old ok. Baki hatı. — —Deri -

Bu sayıdan diğer sayfalar: