29 Temmuz 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

29 Temmuz 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(ANADOLU) Sulh cephesı artık yenilemez! Jorj Bone sön nutuklarından biri de diplomasinin ortaya konuluşundan başka birşi olmadığını söy şenlikleri dolayisiy tefik kuvvetlerin pılan muazzam resmige mokrasilerin ne kadar parlak bi tikbale malik olduklarını açıkça gös. termiştir. askeri kuvvetimizle kuvvel maneviyolerini tezyit etmi ten başka onların silâhlanmaları da bütün mevcudiyetimizle yardım etmek lâzımdır. İngiliz ve Pran: tayyare imalâtının — g: dostlarımıza icap ettiği kadar cat yapılmasına müsaid bir drec üniyetle Itıı dereerde silâhlanmış olmasının bü- yük tesiri olduğu muhakkal Bu ayni zamanda B Alman polit'kasının kat'i bir st ezilmesi olacaktır. Sulh cep n lehinde konuğan birçok insanlar bi politikanın tahakkuku iç n icap eden fedakârlığı an Tunuyorlar. Bu dost milletl eden yardımı yapabilmek içi: &z vatandaşları daha fazla çalışmalıdırlar. — Ancak bu süre sülh cephesini yenilmez bir hale ge tirebiliriz. İngiltere bu hakikati gün tamamiyle kavramış ve dost d Tetlere verilebilecek kredi miktarını 10 milyondan 60 milyon sterlinge ç- karmıştır. Zaman bizim için çalışıyor. Bunun için de ben bu yazın tehlikeli oldu- itunda israr ediyorum. Bugün için şurası mul Almanya Danzigin i 817 - İngiliz müdahalesine edilmiyecek bir hakikat mesi üzerine şimdilik meeburiyet'nde rin düşünürsek onların İng sız silâhlanmasının kendileri fersah geçmeden ©' n meleri menfaatleri iktizasından de- ğil midir? İşte bunun içindir ki bir harp teh- likesi mevcuddur. Bu harbin unda demokrasilerin muzaffer çıkacakları bir hakikattir. Fakat, harbin başlan- gıcında Almanya Ve İtalya oldukça sert davranacaklar ve demokrasileri sarsacaklardır. akkaktır $i t İngiliz . Fransız hücumlarına coğ- rafi mevkli itibariyle Almanyadan daha fazla maruz olabilecek vaziyet te bulunan İtalyayı — idare edenler Danzig yüzünden bir umumi? harp çıkması pek te memnuniyetle karşıla- mazlar. İtalyan gazetelerinde Fran- sa aleyhinde tahkirlere giddetle baş- Tanmış, birçok Fransız gazetecisi Ro- madan çıkarılmıştır. Fakat diğer ta- raftan İtalyan makamatı gayri resmi bir surette Danziğ mesele: sulha halline yarıyacak bir Tormülün bu- lunmasında Fransa ile beraber hare- ket edeceğini ihsas etmektedir. Makyavelin vatandaşlarında poli- tika hissi bulunmadığını — iddia et- mek doğra olmaz. Yalnız karşılıklı fedakârlık — yapılmadıkça da bir Fransız - İtalyan müzakeresi de dü- şünülmez. Binaenaleyh sulh halinde Paris ve Londradan temin edilecek hakikt menfaatler mukabili İtalyayı mihver politikasından ayırmak im- künsız olmasa bile her halde pek güç- tür. Çünkü fedakârlıkların tek taraf- hi yapılması icap edecektir. Fakat vaziyet, Alman tazyikine, bi taraf vaziyeti itibariyle daha fazla müukavemet gösterebilen İspanya için yni değildir. Tabif Franko ihtilâli mmanında kendisine yardım etmiş olan devletlere — karşı minnettarlığı gösterebilecek fıraatları kaçırmıyor, fakat kont Cianonun Madride yaptı. Öj son seyahatte iIspanyanın mihver politikaama tam intibakını temin e- dememiş olduğu — anlaşılmaktadır. Bürada daâ zaman bizim için çalış -)ömil aske kalmıştır. Fakat de-| , -Tistedikleri dahili poli -|maktadır. Mareşal Petainin ispanya ük nü- i bilmek üzerine is- a bankasının altınları Frankoya Fransa birçok muhftlerde tenkit yonalist muhitindeki bü; nudan fade etm lâzımdır. Petainin teklifi edilecektir. Bu tedbir de edilmektedir. Fakat şunu düş kında Beraret - jord ni resmen tanımış olmamız | itibariyle bu pırnl.nı y iadeye yene alarından ev- gözeten bir Fransız realist diplomasisi - Frank e anlaşmak imkânlarının araştırı masini ular, Fakat, tabi armak şartile.. Fransız - İngiliz - Rus konuşma- larında beni nikbinliğe — sevkeden ittifaklar akdi hususunda Dahili politika da 1 milli menfaatleri tabil gösterdiği i. Ruslar eski Fransız - Rus finm hatıralarını saklamaktadır- lar, Bu itilâf 0 zaman hiçbir askeri va etmemekteydi. Halbuki aladiye ve Çemberlayn Rus- bir askeri ittifak işini mü- zakerelerin en güç tarafı bilva- sıta mütecavizin tarifinde toplanıyor. Fransa ile İngilterenin bu müzake- relerde yanaşmadıkları — tek nokta Baltık devletlerinde her hangi da- hilt bir rejim değişikli$i vukuunda Sövyet Ruzyanın müdahalesini müm- kün kılabilecek bir formülün tatbi- kidir. Müşterek — cephe bu cepheyi taşkil eden devletlerden — hiçhirinin ne sebeple olursa — olsun büşka bir memleketi ilhak hakkını vermeme- sidir. Fakat Fransız — hukukçularımın, Baltık devletlerine AL ından yapılacak bir il- ehlikesini ortadan kaldıracak ve ayni zamanda Baltık devletlerinin yt gütmele- bırakacak bir formül bu- ansa ile ingiltere Rusyaya tekrar haiz bir hsiyet göndermeli ve doğru- dan doğruya Stalinle görüşmelerin temin etmeli: Bovyet Rusyanın müzahereti türlü fedakâArlığa değer. Ruzveltin senato karşısındaki mu- vaffakıyetsizliği Rosya ile anlaşma- her *t İnım ne kadar lüzumlu olduğunu bir kero daha ortaya koymuş bulunuyor. Amerikan senatosunu ikna etmek Stalinle anlaşmaktan çok daha zor- dur. Stanislas de la Rochefoncoruld Ü- Yeni Neşriyat ——— ———0 Yeni Adam Yeni Adam'ın 239 uncu sayısı çık- tı. Bu sayıda İsmail Hakkı Baltacı- oğlunun «ideal okul» ve «tiyatro> adları yazıları, Sabiha Zekeriyanın edebiyat anketine cevabı, Yunus Kâzım Köninin felsefeye dair konuş- malar adlı yazısı, Nurullah Kâzim Tilgenin Türk filmi yazısı, İlhami Bekirin Taşlı tarladi ev adlı romanı- nan devamı, sosyoloji metodudunun kaideleri. İç ve diş sosyete, kültür haberleri, haftanın düşünceleri, gibi Doktor IsmailZiya Tregul akliye ve asabiye mütehassısı Dok-) tor İsmail Ziya Tregul İkinci beyler| sokağında 25 Numaralı hususi mua-| yenehanesinde hastalarını muaye- 'ne ve tedavi eyler. icap eder ki eğer paranın iadesi hak- na anlaşmasını etmemiş dahi olsaydık Franko | - | sispanya 4|teknik prensipleri elde ettiği için bir sevküleeyş siste- | değerli yazılar vardır. Bu fikir ve sa- ı lırm Almanyanın tanınmış & y Fon Kilandr geçenlerde nan ordusun mharpları harbindı n ta- huzurunda inan de konferans verdi, t itibariyle çok fakir iki nda cereyan etmiş olduğu- tikten 'a müstakbel mevzulu b raf aras na işaret 801 panya har! almak mümkün olİn man albayı ile ayni fikirde değiller dir. Askerlik üle r bedahet ola- £ kabul ettiği esax eleri pek nadir olarak inin yahud yeni sil ticeleri mukayese edecek bul eder. Yalnız elde edilen neticeleri mutlak olarak kabulde israr etmemek şarttır. harbinden evvel Afrikadaki ingiliz Bver harbin sahra mevzilerinin düş. man taarruzlarını durdurmak h sundaki kudretini göstermiş, Rus pon muharebesi de mükerrer ateşli tüfeklerin harp kıymetini meydana çıkarmıştı. Binaenaleyh bir harp «vesait itibariyle çok fakir iki taraf> arasında cereyan etmiş olaa bile bü- yük bir harbin bu mevzu| üzerinde ıhxkuu değer bir makale gerisi yazmış, bilhassa hava hârpleri tekniği üzerinde ispanya mücadele- sinden çok istifadeli dersler alınbile- ceğini isbat etmişti. Binbaşı bu ma- kalelerinde hava bombardımanı u- sullerinden başlıyarak hava harbinin hudutlarına kadar olan bütün aşker- lik meselelerini tetkik etmiş, bilhas- sa deniz yoluyla hava bombardıma ları, karada harbeden kuvvetler ü zerine tayyarelerin tesiri, hava tabi- yesinde adaların rolü, D, C. A. sis- teminde topçu ateşlerinden uzun u- zadıya bahsetmiştir. Biz burada binbaşının büyük bir vükuf ve salâhiyetiyle bahsettiği, bütün mosleleri hulâsa etmek niye- tinde değiliz. Gayemiz çok daha mü- tevazidir. İspanya harbinden alınan misalleri göz önünde tutarak tayya- relerin kara kuvvetleriyle teşriki me- sal ederek çalışmasından neler elde edebileceğini v arlerin müstak- bi bir harpte neler yapmağa namzel olduklarını izah etmek istiyoruz. 1914 - 1918 harbinde keşifler, top ateşinin tanzimi, harp hatlarının &- ' |leler atan otomoti ve| haleleri tekerrür etmedi. Ancak 1928 de italyanlar hava kuvvetlerinin kura harbine bu tarz- da müessir olabileceğini düşündüler ve bu hizmet tayyareler yaptı - lar, Evvelâ Ruslar, sonra Almanlar bu çeşit tayyareleri ordulara — ithal ettiler, Bu tayyareler ispanya harbin de Frankocuların, cumhuriyetçile - rin ellerinde vardı. Çok işe yaradı ve kara harplerinde hakikaten mü- essir oldu. İspanyada kara ordusu ile elbirli- ği yapan tayyareler, bilhassa, taar- ruz tayyareleri> dir. Bu tayyareler zırhlıdır, hafif veya orta büyük - lükte bombalar taşırlar. İştialli gül- toplar, ve mit- y önterte ü cehremdir/” “FOprama masş edebilecek kadar yere yakın uçabilir. Jaf ok teh likeli bir hale geldiği Hıl(ıv. dik uçuş- lar yapabilir. Bu yeni silâhların gördüğü bütün vazifeleri burada ttekik edemeyiz i nız bir kaç tanesinde Düşman bahsedeceğiz. 1937 yılı yazından itabaren milli- tçilerin taarruzlarına tayyarelerin iştiraki ekseriyetle çok muvaffakı - yetli olmuştur. Tayyareler taarruz- larında bilhassa tankların müdafaa- ya yardımına mani olmuşlar, onları oldukları yerde durmağa veya ge ri çekilmeğe mecbur etmişlerdir. Tayyare hücumlariyle tahrip edilen bir çok tanklar vardır. Malümdur ki her hangi bir taar-| ruzu ilk karşılıyan: kuvvetler düş man hatlarından jtibaren-1600-- 200 metrelik bir saha dahilinde- tahaş - şüt etmiş bulunurlar, İşte hücum tay- yareleri bilhassa bu mukavemeti kır mak için çok işe yarar, Az irtifada uçan taarruz tayyareleri ekseriyetle pek iyi hazırlanmamış olan bu mev zilere bir kaç bomba sallar veya mit- ralyöz ateşine tutarlarsa ekseriyet i- tHbariyle müdafaa mevzlinde bulu - ralanması, piyade ile çalışan tay! relerin vazifeleri arasında idi. O va- kitler bile tayyareler bir hayli alçak mesafelerden düşman piyadesi, ya - hüd topçusu üzerine ateş açabiliyor, cepho ile cephe gerisi arasında mü- nakalâtı işkâl edebiliyordu. Fakat bu işleri çok nadir fırsatlarda yapa - biliyordu. Çünkü verdiği zaylat, el- de ettiği neticeye değmiyordu. Cihan harbi sıralarında cereyan et miş bir vaka bu mevzuda anılmağa değer, 1918 martında Almanlar şam panya cephesindeki Fransız ve in- giliz mevziler; üzerine tardı imkân- sız büyük bir taarruz yaptıkları va- kit, Fransız hatlarında açılan gedik, derhal harekete geçen Fransz hava filosuna mensup tayyareler tarafın- dan kapatılmıştı. Tayyareler müte- madi bombardımanlarla düşman as - kerinin bu gedikten sarkmasına ma- ni olmuş. Fransız yardım kuvvetleri gelinceye kadar cephenin yarılması- ni teuıhı etmişti. t bu tarihten sonra toyyare- kara harbine bu şekilde müdüa- nan küvvetlerin panik yapmasına se- bep olur, Binbaşı Rujeronun- maka- lelerinde serdettiği fikirleri tamamiy Je kabul edersek tayyarelerin taar- ruz hareketlerinde topçulardan ve tanklardan daha faydalı olduğuna inanmak lâzım gelecektir. Çünkü tayyare, topçunun, tankların iktiham edemediği bir çok maddi müşklâtı yenmiştir. Alçaktan uçan tayyarele- askerin: kuvvei maâneviyesi üze- rinde vücude getirdiği fena — tesiri maddi zararma ilâve edersek tayya- renin bilhassa sürati arttıkça daha idea) bir harp âleti olduğu neticesi- ne varırız. Taarruz işlerinde bu kadar yardı- mı olan tayyarelerin cephe ile cephe gerisinin münakalesini kesmek hu - susunda bir işe yaramadığı da gene ispanya harbi tecrübeleriyle sabit olmuştur. Hükümet taraftarları kuv- vetleri âni bir baskın hareketleriyle bir çok noktalardan Ebr nehrini geç | tikleri vakit milliyetçilerin -hücum tayyaroleri bu yürüdüşü işkâl emrini aldı. Kıtaların geçmeğe mecbur 0l-. î duğu köprüleri tahribe çalıştı. Bir » kaç köprüyü tahrip etti. Fakat, köp- rülerin mühim bir kısmını, bilhassa alelâcele kurulmuş kauçuk köprüle- re hiç bir zarar yapamadı, Taarruzdan müdafaaya geçecek olursak müdafaa sahasında da tay- yarenin çok faydası olduğuna dair müteaddit misaller bulabiliriz. 1987 martında motörlü bir italyan fırkası Guaralajara mıntakasına taarruz et- mişti. Enternasyonal — gönüllülerden teşekkül etmiş diğer bir fırka da bu mevzileri müdafaa ediyordu. İtal- yan fırkası müdafileri bozmuş, mev- zilerini zaptetmişti. Fakat bu sırada hükümetçilere mensup 115 tayyare- den mürekkep bir filo italyan fırkı- vinin üzerinde alçAktan uçmağa, Ç müessir bomba ve mitralyöz ateşi açmağa başladı. İtalyan fırkası tam bir hezimet hulinde kaçmaktan baş- ka kürtulüş çaresi bülamadı. Bu ha- va müdafaasında italyan fırkası her biri 50 kilo ağırlığında 500 bomba 29 TEMMUZ CUMARTESİ 1938 e gç çe gea İA DA Son muhârebelerden alınan ders | Müstakbel Harpte Tayyarelerin Rolü ne Olacaktır? Yangın bombaları, otomatik top ve mitralyözlerle mücehhez tayya- reler, bir taarruzda topçu ve tank'ardan daha faydalıdır lacaktır. Binaenaleyh tayyarelere karşı müessir müdafaa piyadecilik- te çok ehemmiyet verilecek bir nok- ta olmalıdır. Nakliyat halinde olan orduların, veya erzak ve mühimmatın hava hü- cumlarından korunması da ayrı bir meselo olarak mütalea edilmeğe de« ger. Bu müdafaa bir tarafta nakliya. tın yapıldığı sahalara düşman tayya- relerinin girmesine mni olmak için daimt olarak havalarda dolaştırıla- cak müdafan tayyareleriyle temin e- dileceği gibi diğer taraftan nakliyat kollarını hava hücumundan müda - faa tertibatiyle techiz etmek lcap &- decektir. Bilhassa bu ikinci tertibatın hiç ihmal edilmemiş olması şarttır. Bu - na mani olmak için biraz evvel an- lattığımız vakayı tetkik etmek kâfi- dir. Hükümet üzerine açtığı ateş saatlerce devam etmiştir. İtalyan fırkasında yaralanmıyan — subaylar ve erler, o civarda buldukları çuku- ra ve buna benzer yerlere sığınmış- lar, ellerinde bulunan silâhlarla hü- kümet tayyareleri üzerine ateş et« mişlerdir, Pek basit vesnitten terekküp etmiş olan bu kadarcık bir mukavemet bi- le bir kaç hükümet tayyareelsinin vurularak yere düşmesine sebep ol« müştür. Eğer bu Iırkı blr haya h(lcmu < K İrelere duhi mıııı.ur ulıbnıuk son sistem müdafaa silâhları ile techiz edilmiş olsaydı, bu hava hücumu karşısında ricat lüzum görmiyecek, müessir müdafaasiyle çok alçaktan uçmağa mecbur olan hükümet tayyp ve 200,000 makineli tüfek mermisi atılmıştır. Bu bir kaç şayanı dikkat misal, kara kuvvetleriyle hava kuvvetleri arasında tam bir iş birliği tesisinin gerek taarruzda, gerekse, müdafan- da çok faydalı olduğunu açıkça göz- termektedir. Tayyarelere karşı mü- dafaa tertibatı almamış, yahud tay- yare hücumlarımı mukabil hücumlar. la defedecek tayyareleri hazırlama- mıiş mir ordunun taarruzda veya mü dafaada muvaffak olacağını iddia etmek ne kadar çocukça bir hareket olursa taarruz tayyarelerinin kara harbinin neticelerini tayinde doğru- dan doğruya müessir olacağını ka- bul etmek te o kadar mantıksız olur. Bugün şu noktaları kat't olarak ileriye sürebiliriz. Müdafaa mevzi- lerinde duran piyade kuvvetleri her hangi bir düşman taarruz!yle karşı- laştıkları anda üzerlerinde çok al - çaktan uçan taarruz tayyare filola- rını göreceklerdir. Müdafaayı takvi- ye eden topçu da ayni vaziyette ka- relerini mağlüp edecekti. İspanya harbinin moydana çıkar« dığı bu meseleler uzun uzün tetkik ve mütaleaya lâyıktır. Bu harp biz” hava emniyetine taallük eden mese“ lelerde, zırhlı tayyarelerin alçakta — uçarak, müessir. zayiat verdirme, imkânı bulmasında, tayyarelerin kP ra ordüsiyle işbirliği yapması noktâ - sından bir çok dersler vermiştir. ! yan tayyare filosu için hazırlanan #” Bır bombardıman tayyarelerinin ge neral Duhenin bütün harp ve naz#” riyelerine rağmen iyi netice vermedi" ği de bu harpte anlaşılmıştır. İspanya harb; bize sulh zamanii” dan itibaren piyadeyi, topçuyu, ları, tayyarelerle beraber çalışmı alıştırmak lüzumunu İsbat e Bu şekil alıştırma yapmadan releri kara harbine karıştırmak me” fi neticeler verecektir. Deniz kuvvetlerinin uyyırel“v' çok sıkı bir surette işbirliği yapmatt na lüzüum olmadığı da gene ıııı"’, harbinden slman dersler arasınd? dır. Bağcılar indinde en muteber ve mergub LEDERER Leıpzıger Markalı bağ potasaları Hükümetimizin tayin ve tesbit eylediği yeni formül d getirilebilen yegâne potasadır. Bu sene gelen varillerin 1939 rinde ( 75 90 kaçınmak istiyenler varillerin üzerindeki ( | İkat etmelidirler. ) markası vardır. Düşkün dereceli ve eski mall 1938 ) markasına $ 75 9o Umumi Acente s.ı.ısuı-yı-'-î"" 26 28 30

Bu sayıdan diğer sayfalar: