August 23, 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

August 23, 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 Ağı 9 Ç ——İÜsLÂM TARİHHİ--——. HZ. MUHAMMED)| — Bu cariyeyi size hediye ediyb- Tum, Demişti. Bunum üzerine Hâcer, haz- ret İbrahimin ilk zevcesi Sârârın cariyeliğine geçmişti. Bilâhare kıt- hk zail olunca kabile beraber Kudüs taraflarına dönmüşler, Fıat köyüne yerleşmişlerdi. Fakat Cenabıhak; Sörüya evlâd vermiyordu. Evlenelidenberi çocuk- ları olmamıştı. Bu hâl Sârâyı müteeşsir ediyor, bilhassa zevcinin belki de hatırın - dan bir şey geçeceğini ve eylâd. ur- zusu duyacağını düşünüp müteellim oluyordu. Nihayet, Fir'avın tarafından ken- disine verilen cariye Cenabı Hâcerle Hazret İbrahimin izdivaçlarına muva fakat etmişti. Bu izdivacın mahâulü de Hazret İsmail idi. Dabha sonra Cenabı Sârâdan da bir. çocuk dünyaya gelmişti ki Hazret İshaktır. Hâcer Keda dağının dibinde bun- ları hatırlarken; zevci — tarafından buraya getirilip bırakılmasındaki se- bebin Sârânın kalbine gelen kıskanç hk olduğunu iyice anlıyordu. Bu kış- kançlık bidayette yoktu. Sonradan Grız olmuştu. Hazret İshak doğduğu vakit Sâ- Tâ 90, hazret İbrahim 96 yaşında idi-| ler, Kendi yavrusu İsmail ise izdivaç- arığın ilk senesinde dünyaya gel - Mişti. Maamafih Sörâ hazret İshakı Yoğurmadan evvel de ara, sira kığ- kançlık alâmetleri gösteriyor ve iki- de, bir de: — Ben buna tahammül edemem, Üece, gündüz Hâcerin çocuğu İşmgil ile iştigal ediliyor,. Söyleniyordu. Hazret İbrahim hakikaten oğlu- Dü Çok seviyordu. Bir gün ihtiyar Zevccesi Sârüya: — Ya Sârâ! Neden böyle yapıyor- :Rgmmâegî'iıdivınmı bizzat sen, - Diyacek oldu. Fakat içinden şöyle bir ses duydu: — Yâ ğrnhiml Metin ol, üzülme, Tâ ihtiyardır, tahammül et. htiyar peygamber bunun üzeri- 3: süküt edip hâdisata muntazır ol- Hazret İshak bundan sonra dün- Yaya gelmişti. Ana ayrı, baba bir o- An bu iki kardeş bir gün kendi ara- drinda oynuyorlardı. Hazret İbra - im çocuklarını büyük bir şefkatle, #eyrettikten sonra her ikisini de ok- "'Ihıı, fakat İsmaile karşı daha »lâ-) aüi davranmıştı. Bunun da sebehi Yöni bir vahyülâki idi. Cepabıhak mdisine İshakın sulbünden bir çok t)’gımlxıler geleceğini bildirmekle taber Hazret İsmailin neslinderi *N büyük ve en son peygamberin (Muhammed Mustafanın) — gelece: İni tepşir buyurmuştu. Hazret İb- im bu sebeble Hazret İsmaile da: '& derin bir meyil göstermişti. zret İshak buü hâdise sebebiyle terine küstü, annesi cenahı Sârâ- a koşarak ağladı ve babasının kar- S?ıi*ni daha fazla sevdiğini anlattı. ğ ü bu hâdiseden fena halde sinir- ümiş ve kıskanmıştı. Hiddetle ye- İN etti: — Bu cariyenin etinin bir parçası- eğe yemin ediyorum. h_bısd;, Filhakika bu yemin yerini K lnuş, Hâcerin mestur uzvundaki 'uhıx;aıı Sârâ tarafından kesilerek kü“llet edilmiş ve kulaklarını delerek 28 takmak süretiyle de (1) kan tılmıştı. |ıkfih mesele bununla "“NİL İ çocuğun geçim: ÖS Bürt 1or ile dayattı: N: Artık ben Hâçerle bir arâda - *'ndm.m' Onu al, çucuğiyle beraber| ej 'n uzak yerlere götür. Dedi. “_shlmn kıskançlığiyle Hazret İb- Muymin muvafakti, rabbani şekilde! Hkadderatı hazırlamıştı. Nitekim ? sonra bir emriilâhide Hâcerle u"*'e) *t İsmailin Mekke havalisine ıı:“ılüırülı'rıııi bildiriliyordu. ı.nd“e bu emir yerine getirilmiş ve İa Si oğlu ile beraber zevci tarafın < c':urayı getirilip bırakılmıştı.. Miş| liği ar- 'nabı Hâcer bu suretle ma: rladı. Fakat artık bunları dide oğlu ile beraber işte yapyalnız bulunuyordu. TARİHTEN YAPRAKLAR —B-— Zaman geçiyordu. Hâcer yavrusu İsmail ve keçileriyle iştigal etmekteri fariğ olmuyordu. Başlarını soktuk - ları çardağı daha mahfuz bir şekle if- rağ edebilmişti. Amalika (3) kabile- sinden bir çobanın vermiş olduğu ke- çi oğlakları büyüyordu. Bu kabile Arabistanın şimal ve dağlık kısmı ida oturuyordu. Cenabı Hâcer ara, sıra gözlerini ufuklara dikerek insan oğlundan bir gölge arıyordu. Zevcinin ancak ilâhi bir emir üzerine buraya bıraktığını anlıyordu. Ve ileride kendisini ve oğ Junu aramak üzere mutlaka buraya geleceğine kani idi. Bir gün gene sıcak, boğucu, bu- naltıcı bir gündü.. Hâcer gözlerini karşıkı dağa dikmişti. Ansızın iki in- san gölgesi gördü. Aldanıp aldanmadığına dikkat e- diyordu. Fakat bunlar hakikaten in- san idiler. Kalbine, insan yüzü görmekten mütevllit sevinçle beraber gizli bir endişe de düşer gibi oldu. Bunlar kim olabilirdi? Haydud ve harami olmaları da melhuz idi Biraz sonra bu gölgelere yenileri karıştı. Mübtelif tarih kitapları burada iki rivayet kaydediyorlar Birinci rivayete göre bunlar Ye- men tarafından gelen Cürham k; bilsine mensup bir takım garp yol- cuları idi. Mekkenin ilerisinde ko- naklamışlardı. Fakat susuzluk ken- dilerini tazyike başlayınca etrafı do laşarak su aramağa çıkmışlardı. Ni- hayet (Cebeli ebi kubeys) e çıkıp vâdileri gözden geçirirken havada bir kaç kuş görmüşler: — Su olmıyan yerde kuş uçmaz. ea dd ae d yaeder e dlaş aha et y lar uçuyor. Diyerek Hâcerin, yâni Mekkenin bulunduğu istikamete doğru gel - mişlerdi., İkinci rivayete göre, bunlar A- rafat vâdisinde çadırlarda oturan Amelika kabilesine — mensup bu - lunuyorlardı. Develeri kaybalmus- tu. Bunun üzerine bir kaç genç vâ- dilere düşerek develerini aramağa koyulmuşlardı. Her halde bu rivayetlerin birin cisi doğru olsa gerektir. Çünkü ge len kabile efradı, Hazret İbrahimin amca zadesi (Madad ibni Âmir)in riyasetinde bulunuyordu. Diğer bir kabile daha vardı ki, (Katura) aşire- ti idi ve (Semyada,) nın riyaseti al- |tında idi, Hâcer endişe içinde bekliyordu Onlar da yaklaşıyorlardı. vâdinin tam ortasında karşı karşıya geldiler ve hayret, merak, biraz da korku içinde birbirlerine baktılar. cerle oğlunu görünce : — Siz kimsiniz; dediler, cin taife- sine mi mensupsunuz, yoksa peri mi? Bu ıssız yerde ne gezip, ne arı yorsunuz? ol Gelenlerin gözleri derhal zemze- me dikildi. Sevinç içinde sordular: — Ya bu su nedir? Ne vakit çık- h? Hâcer sorulan suallere cevap ver- di: — Bu çocuk Hazret İbrahimin oğ- ludur. Bu sü da cenabıhak tarafın - dan bu yavrunun yüzü suyu hürme- tine ihsan buyuruldu. Ve bu cevaptan sonra başından geçen macerayı anlattı. Meçhul Yemen yolcuları bu söz- leri hayretle dinlediler. Hazreti İs - mail o sıralarda İbranice konuşuyor- du. Çünkü çocukluk zamanı Kudüs, taraflarında geçmişti. Halbuki bu ge-i lenler Arapça konuşuyorlardı. Cürhum oğulları, Kahtan ibni AÂmir ile başlıyan bir sülâle idi. Haz-| ret (Sam) 1n dördüncü batında ev-. lâtları oluyorlardı. Kahtan; Yemen- de hükümet teşkil etmişti. Arabt li- san hemen hemen bunlara mnah- sustu. Bunlar (Arabı Âribe) denilen A-I Nihayet! Gelen kabile efradı Cenabı Hâ -|” (ANADOLU) YAZAN: şünmenin sırası değildi. İssız bir vâ-'rap ırkına mensup idiler. Onlardan (Arabı evvelki Arap kavimlerine bâide) denilmişti. Fakat o nesil z val bulmuştu. Adüsemet kavmi işte bü münkariz nesildi. Arabı bâide nesillerinden Ben Curhum evvelce de vardı. Geriye ka lanlara Arabı Âribe denilmişti ki, Cenabı Hâcerle karşılaşanlar — işte bunlardı. En büyük dedeleri Kahtan |ibni Âbir, hicretten 3095 sene evvel ölmüştü. Yemenin üçüncü hüküm- darı Kahtan sülâlesinden (Abdi şemsi seba) nın Kahtan ve Hamyer namındaki iki oğlu, kabilelerini iki parti halinde senelerce idare etmiş meddin idiler, ticarete merakları var- hayatı geçirmekte ısrar - etmişlerdi Nihayet işte Mekke havalisine gel- mişler ve Hâcerle karşılaşmışlardı. Not — Sülâlei nebevi ile alâkadar olduğundan bidayette zâit gibi görü- nen bu malümat bilhassa kaydedil- miştir.) Hâcer sözünü bitirdikten sonra iç- lerinden birisi atıldı : — Ya hemşire! Öyleyse müsaade edin de kabilemiz burada konakla- sın. Hem siz yalnızlıktan kurtulur- sunuz, hem de biz sizin malınız olan bu sudaa; istifade ederiz. İnşallah n tice hayırlı olur. Hâcer memnun oldu: —Peki... Geliniz. C ihsan buyurduğu suyu sizden esir- geyemem. bu cevap üzerine sevinerek geriye döndüler ve kabilelerine haber ver- diler. 'Az sonra Hâcerin aylarca yap- 'yalnız yaşadığı Mekke topraklarında develer, çadırlar, kalabalık ve hayat gözükmeğe başladı. Bu tesadüf tarihte yeni bir devir açıyordu. — Devam edecek — (1) — Kadınların küpe takmak, âdetleri buradan kalmıştır. (2) — Eskiden Araplar Mekkeye (Beke) derlerdi. Romalılar lisanında (Bakrebe) dir maamafih Arapçada Mekkei Mü - kerremenin muhtelif isimleri vardır. (3) — Amalecites.. Danzig meselesinde karşı bir esinir harbi> açmı: em'yen Almany di azami taz kini Macaristan ve Yugoslavya üze rine yüklemiş bulunuyor. Bu hafta sonunda Budapeşte, Bel- grad, Varşova ve Berlinden gelen haberler bu naokt teyit etmektedir. Polonyayaya elerinin Macarista eriyle — askerl bir ri hususanda bir ul- hakındaki şayi zılarının işlerdir. hülüsalarını Fakat bu hâdiseye dair Macar ga zetelerinde hiç bir tefsirde bulunul- madiği gib Budapeştete hçbir resmi p de neşredilmemiştir. Varşovanın mesul makamlarında teyit olunduğuna göre Macaristan ü- gzerindeki Alman dilekleri en hara- retli safhasına girmiş bulunmakta - dır. Söylendiğine göre Macar naibi amira| Horti daha ziyade Nazi ta - raftarı bir kabine kurmak üzere bü- günkü Macar hükümetini düşürmesi ve Macar topraklarında yaşıyan 700,000 Almana geniş imtiyazlar ver mesi hususunda bir talep karşısında kalmıştır. Macar parlâmentosunda bulunan 47 naz; Mebus, hükümet idaresine karşı dahilden tazyiklerini artırmala” hususunda Berlinden talimat gönde rilmiştir. Berlinden gelen bir telgraf, Kont Çaki'den Salzburgda bir muahede imzalaması istendiğini itiraf ediyor- dü, Her ne kader v tel I matum haberi yal M. Ayhan I lerdi. Hamyeriler biraz daha müte- dı. Halbuki Kahtan oğulları aşiret| mabıhakkın Dedi. Yemenden gelen yolcular| ——irk— Macaristan ve Yugos- lavya üzerinde tazyik 1 a| M gazetele-| OR — Baştarafı 8 nci Sahifede — |etmez . Muntazam proğramla tamam ve mükemmel bir surette gençleri ve tiştirmek gaye olmalıdır. Bunt Kati bir şekil vermek zamanı' gelmiştir. Paris vaziyeti Bütün sporları memleket müdüfaası ı:cin yaptığımızı söylüyoruz. — Fakat| | düşmanm yurda tecavüzüne kurşı kol I:-ıcu âleti, silâhi henüz uzaktön bi- le görm Koşturüyoruz, güreşi - |yoruz, kaydırıyoruz, oynatiyoruz, ni çin? memleketi müdafaaya Kabili - yeti imillet yaratmak için. k yazılarda Avrüpa hükü- netlerinden bir kaçının bu hust,; yaptığı fedakârlıkların - derecesini |yazacağım, Şayanı takdir bir hareket: Zürihte ikamet eden ve bütün ha- yatını atıcılıkla geçirmiş beynelmllel olmuş yt aldı- ği mükâfatları, mü- cılık müzesine alıcılık cemi, rüşm W Te Gazetesinin hususi muhabiri sviçrede inşası Wıxııl' veri şart'yle , İhediye etmiştir. Bu kolleksiyon şunları ıcihik İşareti: | 170 mada!ya ve plâketler (bunlar| İdan 24 ü ecnebi birincilik mükâüfa »| İtadır. ) 75 Kupa, 4 Bü 1 Duvar &nâ kupa ecnebi mükâfatı. ltın ve gümüş cep 18 bi 30 Çelenk, 16 Birincil k işareti. Dr. Nur. Şemsi Güneren Emrazı intaniye hastanesi lâ- buratuvar şefi Hastalarını Tilkilik Menzil So-| kak 15 No. da kabul eder. TEL: 4057 e| Fransız Sayfiyelere çekilmiş olan Parisli- ler, Berhtesgaden gösterisi yüzün - den keyiflerini hiç bozmadılar, On beş ağustosta her yıl yapılan an'ane- vi halk bayramı bu yıl da tekrarlan- Su var ki bu yıl, milli müdafaa bakanı tedbirini alarak, geçen yılın| ağustosunda olduğu gibi mühimmat ve silâh fabrikaları tatil edilmedi. İşçilere münavebe ile izin verildi.Her halde, halk ile devlet bü: bir te yakkuz içinde yaşamaktadır. Daladiye tatilini geçirmek üzere gittiği Akdeniz aeyahatinden geri döndü. Bir çoklarının görüşlerinin, tamamiyle aksi olarak, o, Avrupa- nın çok tehlikeli haftalara doğru git- mekte olduğu kanaatinde israr et- mektedir. Rivayete göre, Fransız bas bakanı, parlâmentonun temdidi mü- nasebotiyle kendisinin aleyhinde bu- lunanlara şunları söylemiştir Sosyalistlerle komünistler, benim enternasyonal vaziyetin tehlikeli ol- duğunda mübalega ettiğimi sanıyor- lar. Kimin haklı olduğu her halde bel İt olacaktır. Harp çıkmıyacak olur ve ilk teşrinde vaziyet vuzuh kesbeder- &e, parlâmentoyu memnuniyetle fes- hedeceğim.» Doktor Demir Ali Köylü eşyası Sümerbank yerli mallar Paza- rında ucuz flatle satılmaktadır. lanıyorsa da — Fon Ribentropun carisluna Romanyaya karşı olan toprak taleplerine müzaheret edile- gi yolunda bir takım rüşvatler ve- bildirilmektedir. en haberler, Yugos b takdirinde demir- t olarak kulanmak hu daki Alman teklifine cevab ver mekten kaçındığını göstermektedir. Bu demir yollarından serbest ola- I'rıık istifadenin, Alman kuyvetleriyle İtalyan kuvvetleri arasında — süratli bir muvasele temini bakımından ne| cektir. Versay eserinin tahrip edi erecede İüzumlu olduğu Aşikârdır.| mesi hususunda her iki taraf ta müt- Bu teklife baş eğmemek, Yuğos -|tefikti. Fakat, şimdi yeniden kurmak Tavyanın ekonomik hususlarda zarar bahsin mevzuu olunca, Almanya, es- görmesine ve Yugoslavya hududun - ki sistemin yerine çok daha despot- daki Slovakyanın harbın Ük günün-|ça olan bir sistemi ikameye kalkışın- de İşgal edilmesine mal olacağı söy-|ca ve bu arada müttefiki olan İtalya- leniyor, ya vasal bir devlet rolü verilmesi der Başvekil Svetkoviçin hafta sonun-|piş edilince, iş şeklini değiştirmiştir aki İtalyaya seyahatinin bu husus| — İspanya, İtalya, Macaristan ve ta İtalyan müzaheretini temin mak-| Yugoslavya ile yapılmakta olan mü- sadiyle yapıldığı tahmin olunmak -| zaekreleri imza eden bir gazete; tadır. «Hürriyete kavuşmak — için bir Hükümetleri kendilerini ne kadar|harp muhatarası göze alınabilir; bü- yanlış temsil ederse etsin, Yugoslav-| yümek içiri de keza böyle bir harp ya halkımn mihver devletlerine ve| muhatarasına katlanılabilir; fakat, onların siyasetlerine karşı nefret|büyük biraderin hatırı için kendi pos besledikleri muhakkaktır. tunu pazara götürmek bahis mev- Dally Herald — İzuu olunca, iş tamamiyle - değişir. Öyle anlaşılıyor ki, mihver, ricat et- mekten veya en kanlı ve faydasız bir sergüzeşte atılmaktan başka çare kalmıyan bir çıkmaza girmiştir» Diyor. Alman gazetelerinin şimdiye ka- |dar Danzige inhisar eden polemik- İlerini geniş ölçüde olmak üzere bir- İldenbire Lehistana tevcih etmiş ol- lav: yol Berhtesgadenede olup bitenler iyi ce malüm değildir. Ancak, Paris şu kanaattedir ki, İtalya, Hitlerin plân- larını körü körüne kabul etmeye - HBahtroyolog Zu htü Ergin er türlü, idrar, balgam, ken ve saire tahlilleri yapılır. Müracaat yerl: İk'nci beyler sokak No, 25 (SAHIFE 9) nasıl görüyor? Berhtesgaden gö- eleri Parislilerin keyfini bozmadı! Noye Zürher Saytung i Paristen bildiriyor motörl! kıtaları havzası da ehemmiyetli bir rol oynö naktadır. Mihver devletleri, geçen yıl oldu ğu gibi garp devletlerinin Lehistan karşı bir tazyik yapacaklarını veya bu devletlerin efkârı umumiyesi iki- ye ayrılacağını umuyorlar Mihver devletlerinin propaganda sındaki yeni faaliyet bilhassa bu hu- susla yakından alâkadardır ki; bu da Fransanın gözünden kaçmamakta- dır. Bunun en güzel misali Otto A- betz adındaki ajanın Fransaya tekrar İgelip yerleşmeğe kalkması keyfiyeti- dir, Siyasi şahsiyetlere ve hatta alel- 'ade haika yeniden broşürler gönderil İmekte olduğu gibi, Frankfurttaki radyo istasyonu yakında Fransızca neşriyata başlıyacaktır. Bu günlerde bir Alman gazetecisi Paris gazetelerinden birini ziyaret ederek, Ajan Abetzin Fransa ile Al- manyanın arasını bulmağa çalışaca- ğını anlatmağa çalışmış ve şu bür- hanları ileri sürmüstür. İngiltere Danzig yüzünden Avru- pada çıkacak olan her hangi bir harp dolayısiyle mevcudiyetini tehlikeye sokmak niyetinde değildir. Onun ye- gâne hedefi bir tarzı hal bulmaktır. Neden Fransa da ayni suretle hare- ket etmiyor. Danzipde ne menfaat' olabilir? Danzigin Lehistana veya Almanyaya ait bulunmasında Fran- sanın ne zararı ve ne de bir kâri vardır. Gerek Ribbentrop ve gerek Hitlerin Fransız milletiyle * dostça geçinmek istediği üçüncü Rayha kar şı bu hasmane tavra ne hacet? Alman propaganda ajanı, Fran- sız milletinin büyük bir kısmı ve ma köl düşünen politikacıların bu fikir- de oldukları kanaatindedir. —— Doktor Cahit Tuner Sinir hastalıkları mutehassısı Her gün saat 8 den sonra Şamlı sokak No. Ga hasta kabulüne başlamıştır. Tek 3559 Eleksir Şahap ||Basur memelerini gi- İlderir, Kuvveti, Erkek- Telefon: 3869 |ması dikkate çok sayandır. Bu me-İİ/#gi, istihay'! arttırır. İ yanda yukarıki Silezyadaki - kömür

Bu sayıdan diğer sayfalar: