1 Ekim 1943 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2

1 Ekim 1943 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Balı Nedir? © Banyı, Doğuyla beraber, lif lif ve dibine kadar mu- hasebe etmiş bir idrâkin varacağı hüküm, Batının, geniş madde p'lânile baştan başa ve sıkı sıkıya temas halinde bir kuru akıl harikasından ibaret olduğudur. © İsterseniz, Batıya, sığlığına geniş, fakat ucsuz bucak- sız madde pilânının her unsuru arasındaki münasebeti düsturlaştırıcı muazzam bir kerrat cetveli diyebilirsiniz. © Barı, malik olduğu kuru akıl cevherinin ruhunu da, ekseriyetle plâstika kadrosunu aşmayan bir zevk, hassa- siyet, zarafet kiymetinde buldu. e Fakat bu lâfa dikkat edelim; ekseriyetle plâstika çerçevesini, yani eşya ve hadiselerin dış kabartmaları, me- kân cümbüşleri kadrosunu aşmayan bir ruh... & Binbir ciltlik bir kitap kadrosunda mucip sebelere da- yandıktan sonra ruhumuzdan ve dudağımızdan dökülen bu hükmün sadakatine, Batının şehirlerini, meydanlarını, sokaklarını, tavırlarını, bütün şekil ve aletlerini, bütün nizam ölçülerile bütün fikir ve sanat örneklerini şahit gösterebiliriz. &» Balı, insan oğlununun, binbir iş ve fayda mevzuunda maddeyi yontarak ve hayatı şekilleştirerek, sadece kalıp dehasına verebildiği nihahi akıl yetkinliğinin büyük ze-. mini... © Bu bünyeyi Batı dünyasına, daima plâstika kadrorun- da muhteşem bir vezin ve ahenk, hendese ve nisbet, ölçü ve muvazene, aydınlık ve açıklık kaynağı olan eski Yunan ve Lâtin dehası aşıladı; şı, Doğudan Batıya doğru sa Peygamberin üflediği derin nefeste bütün hassasiyet ve ahlâk kıvılcımlarını buldu; fak daima ı bua a ve bir fışkırışta Yeniçağı açarak ' bünyesinin en üstün verimine kavuştu: Müsbet Bilgiler... © Barı, ne kadar hayati olursa olsun veya olmasın, tek şeyden, o şeyin kemali halinde tek unsurdan ibarettir: Maddeyi, akli ve ruhi her bakımdan ihata ihtirası ve bu ihtirasın eseri olan Müsbet Bilgiler manzumesi © Heyhat ki, Batıda da, malik olduğu muhteşem kalıp dehasına rağmen bir şey eksik kaldı: O kalıbın içindeki hayat usaresi,yani derinliğine sonsuz ruh kökü. BÜYÜK K DOĞU 1001 ÇERÇEVEDEN v Necip Fazıl KISAKÜREK u acun üzerinde hiçbir dil yoktur ki, bir ulusun yüzyıllar bo- yunca göllüğesi olan ve erkinlikten erkinliğe yol alan konuşma ve P azma dilini altüst edecek biçimde tepeden inme uydurmalarla yet- kinliğini sağlamış olsun. İsterse bu uydurmalar, gerçekte uydurma değilde, o. dilin en eski kaynaklarına bağlı ilk ses kalıpları bilinsin | Usdeyimiz çabucak kavrar ki, uzun erkinlik değişmeleri içinde bu NATÜRMORT AKIBET değişmeleri doğurucu sosyal zorların çekici altında uz. ir geçmişin ( MART) Salâ verildiğine göre Camii kebir minaresinde, ne o dilin yalnız anne, dadı ve Günlerden cuma olmadığı halde, Muhakkak ölü var mahallede. yepyeni ve bs a se dadım uymayan i Ben'm annemin, İşte! eder. Her dil bir Olup olacağımız bu cenaze... yok : evrendir. Geçiyor caddeden vakur ve sâde, Haletaii, diller amaç yolunda güdülemez. Benim kıvanç veren kutsal bir ödeydir. Dalgalar misâli orlhlilar beride, ahit Sıtkı TARANCI Şen ve esen kalınız toprağına gömülen kalıplar, bize, deve tea çıktığı abe kı- Ge ANE olduğu kadar yabancıdı , dil denilen büyük olayı bu kalıpları içinde, çeşitli aramaları, t meleri, üretmeleri, değerlendirmeleri onaylasa da, bütün bu ağızlara esleri doğru bulamaz. n, komşumun ve ağab dil Türkçe değildir. Yüreklerle ağızlar arasında iletgenlik belirtme- yen bu türlü denemeler, gizli gırtlaklarda, ses ve anlam yivlerini törpüler, ulusal düşünme ve söyleme verimini a ç Evren evren, aranır, taranır, incelenir, fakat yeni baştan uydu- bu evrensel ya Arı us kurgul olunca böyle düşünür, ! Kuşlar bulutlarla kardeş, açıdan görünce, bir dil çocuk ağzındaki gerçek ve canlı ramaları, temizlemeleri, düzelt- Denizler sahille bir. Karınca, kol saati, kitaplar... «Şu ölümlü dünyada» abamın bilmediği Rahat yaşanabilir. yüzyılların açtığı gizli Ve huzursuzluğu ruhun; de ne yarsa dillerde de karşılığı > Allahla başbaşa geceler. sanın dışında, olaganüstü bir a için bu gerçeği belirtmek, bana Hapirlarşer. Orgr ye Bizi kollayan serçeler. İskender Fikret AKDORA 02

Bu sayıdan diğer sayfalar: