5 Kasım 1943 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2

5 Kasım 1943 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BÜYÜK DOĞUYA DOĞRU MENDİ ME 2 Tarihin ezeli karanlığı içinde, pırıl pırıl ışık helezonları o millet olarak temsil ettiğimiz islâmiyelin doğrudan doğruya fikir kud- bunda ise, içimizden fışkırmamış olan bir yuh ışığını, kendi bünye şarilarımıza göre mümkün olduğu kadar benimsemiş ve yüreğimize aşılamış olmaktan ileriye geçemiyoruz; yani saf ve büyük tefekkür bilânında bir türlü yaratıcı olamıyoruz. Gg İslâm yazı çizgilerine Yesari'nin, islâm mekân ölçüsüne Sinan'ın, islâm ses terkibine, Dede'nin, islâm tahassüs kumaşına, Yunus Emre'nin eklediği yüzde yüz şahsi, milli, istiklâlli unsurlara rağmen, doğrudan doğruya saf ve büyük tefekkür pilânında ve basit nascılar, kâtipler, usulcüler dışında, içmzden bir Şeyhi Ekber, bir İmamı Rabbani, bir İmamı Gazali fışkırmayışını, oldum olası saf ve büyük tefekkür mevzuunda tam bir yetkinliğe varmamış olmaktan çizerek sadece madde zeminini köpürtücü mücerret bir hayaliyet ve harekiyetle fezada -bir seyyarenin teşekkül devresine öş bir hayat süren Türk, gerçek ve billürlaşmış fikir ve ruh dünyasına islâmiyetten sonra girdi. o Henüz bütün kıymet ölçülerinden uzak, fakat sadece terkip , yapmağa memur bir müşahedeci gözile mah, yalaştıralım ki, belli başlı bir madde ve ruh zeminine perçinli olarak, insan, cemiyet, millet ve devlet halinde müesseseleşmemiz islâmiyâttön sonradır; islâmi- yellen sonra, yani Doğunun kendi çerçevesinde, bütün iman dalla. rini nefsinde düğümleyici bu ümanizma köküne bağlanışımızdan “sonra... İslâmiyet dünyasına girerken, bir kaç devre sonra hepsini bir- başka pe İyi m a dn il e den rehberliğimizde topladığımız Arap ve Fars milletlerinin rehber- Â ŞE ei i, kendimizde islâmiyeti ve islâmiyette kendi- liğini kab ni © mzi bulduğumuz en yüksek müvazene anında bile, bir taraftan maddi # hamle, iş ve harekette, öbür taraftan da zevk, hissi idrâk ve mizaçia, e sağa sola serpili ufak devletcikler çağını geçirip Osmanlı Bimel; saf De bigi tejekkirde secip ihaldık. m kadrosunda en dolgun vâhidimize ulaşır ulaşmaz, & pi ah die hünerile” derimizin ü islâmiyetle milli bünyemiz arasındaki mayalaşmanın en olgun ahen- İk maç ri ieldanı Si ban yaka v gine varmış olduk. peşinden maddi hareket çerçevesinde o rehberliğimiz altına (girmiş Ve işle, ister kendi mizanımız, isler bütün dünya mizanı için. Arap ve Fars milletlerinin asırlarca sarf ve nahiv esareli altında .den geçerek yine kendi kendimizi tam muhasebe edebilmemiz için yaşayışımız ve bir türlü içerden dışarıya ve “dışardan içeriye doğru mutlaka örgüleştirilmesi lâzım şol hakikale çatmış bulunuyoruz ki, © kendimizi muhasebe edemeyişimiz, yalniz ve yalnız saf ve büğük islâmiyetle milli bünyemiz arasındaki mayalaşmanın en olgun ahenge tefekkür pilânında ikinci olmak hikmetine bağlıdır. vardığı Osmanlı imparatorluğu fatihlik devresinde, bizim 'bütün Dünya çapında bir Türk filozofu doğuramamış olmak nasibi duygu ve düşünce pilânımızı kuran islâmiyet kadrosuna kendimiz- ki, ezelde Bozkurdun bize geçit göslerdiği saniyeden, şimdi şu satır. den katabildiğimiz en büyük vâhit, islâmlıktan evvelki seciyemize de fayı okuduğunuz saniyeye kadar, oluş çilelerimizin | tek Douim. eş olarak, maddi hamle, iş ve harekelten sAN ieşkil eder; tamamile anlaşılıp stmsikı çerçevelendiği zaman, ; bize © Maddi hamle, iş ve hareket çerçevesinde örnek ve rakipsiz o başka bir Bozkurt, hakiki kurtuluş geçidini göstermiş olacaktır. w BÜYÜK DOĞU 7667 Çesçevaden KİTABE Necip Fazıl KISAKÜREK Vatandaş! Benim heykelimi dikme! Eğer ortada, temsil ettiğim, ye senin de inandığın bir fikir varsa onun #bidesğni Wiki Resmimi, ev. Seyret 'ki aynasında mavi gök e | lerin, toplantı yerlerinin, iş ve faaliyet çerçevelarinin ölü duvarla. lerin, BAĞ BOZUMU rina asıp ensenle seyretme! Eğer ortada, temsil ettiğim, senin de inan. Rüyalarıma ağlayan şehir... il bastı : vr b yapi yarsa, vE ir sapa yim zn (Bir! Şün, Hu: hasila' yer yüğüne aşa geçirdiğim zaman, duyduğun nefsani haz yüzünden beni öğme! : * k B “ağ Eğer sen buna lâyıksan, ben, bir liyakati yerine getirmek içi n Ee ekle Keke v i ağ bozumu var tabii işi yapıyorum demektir, Bu takdirde beni öğmek, yüzüme karşı i f Kasaba yolunda benim aptallığımı ve kendi liyakatsizliğini haykırmaktan farklı olur Saadet. bahçemizde: şakıyacak, Ve işte, sep sepet mu? 'Bu işin tam aksini yaptığım, yani seni tepelediğim ve aşağılara Aydınlık dallardan gülecek ba Pazara çıktı mevsim attığın zaman da bana söğme! Sen eğer buna müstahak değilsen, en , har. Çoluk, çocuk, kolunda kaba nefsanilik bana düşüyor are Bu takdirde bana »öğmek, Kapı komşumuz olacak bahti. Ki Vagağ benim açtığım nefsanilik çığırına katılmaktan başka ne olur? Eğer Gözleri güneş güneş, : SU ğ Ee Mİ yarlık, pi elinde ise, lâyık olmadığın halde seni yükselttiğim zaman bana âsi ol; ini 4 ” z efesini taşıyacak bulutlar, Dudakları yağmurlu, ve müstahak olmadığın halde seni tepelediğim zaman, sen beni tepele- “ lid Guti v Hasat kokulu çocuklar ; ave ik A ğ Buğday yıkayacak, Güneş, damla damld şehvetini il emecek. Bulgur serecel Hasılı her işini, bende, uzak değil, insana; lr değil, fikre eli şekilde düzenle! Zira yarın, ruhumdaki hayvanla kalıbındaki Uyanacak; yorgun bir çocuk e daha düşsün ? a çekip gittiği zaman, inandığın bir fikir olmayınca, ar. gibi, eN bein b ayan ya ik enini) yi Ke e emlecl abi j Yeni bir mevsim erecek. değersiz gelir. A Çiçek... a pr GL DLİNE O Vatandaş! Hangisi iyi, böylesi mi; yoksa bunun tam aksi mi? KR 2 emen. yat a

Bu sayıdan diğer sayfalar: