10 Aralık 1943 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15

10 Aralık 1943 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

; — Burası ne kadar da (Millet bahçesi) ne benziyor. — Şu ağaçlar, şu yol, kendimi orada zan- ediyorum. ağız genç, bahsettikleri mevzuun ım geldiğini unutmuşlardı. Ben nihayet dayanamıyarak, bu iki Erzurumlu gençle Ge tanıştıran Karslı arkadaşıma sordum : vera arkadaşlarm nereden .bahsedi. Yoklak ? O, gözlerinde sevdiği bir şeyi görmekten doğan sevinç pırıltıları, sesinde yine ayni : hissin meydana getirdiği tatlı titremelerle, : Üniversit tenin bahçesini gölgeliyen ağaçları göste — Burmamı Karstaki (Millet bahçesi) ne benze Ti kilometre uzaktaki bir parkla şimdi yürüdükleri bir bahçe Keli mü- şabehet ğa kadar koyu Anadolulu ta- lebelerle C.H . P. yurduna doğru yürüyo- ruz, Sağımdaki genç, geniş omuzları, orta- dan uzun, büyükten kısa kavisli burnu, s€- i vimli siyah .gözlerile tam bir Anadolulu, i tam'bir ai genci. e e yurdun un öturma gşalonu- lu is- Yem: Bir çok Anadolu! X kemlelere yeri , kimi gazete okuyor, kimi sohbet ediyor; kimi de bilârdo oyna. makta.. Dikkatimi el büyükçe bir bi- lok resim yapan, keskin hatlı bir genç çek- ti. Yanımda Erzurumlular olduğu halde ona yaklaştık. ella tanıtır, tanıtmaz ilk gec soruy: vam ediyorsun ? Elindeki ucu sivriltilmiş resim kalemini, arkadaşmın. yn ilk — ka. raladığı resim k göstere — Denizliliyim, Güzel Sanatlar ai besi nin Resim şubesine devam ed — Gayeniz nedir? SEYRAN, ince dudaklarmı kıvırarak ce. vap ve — Dostum, bu, anlatı ması uzun, hem de . Kısaca: Sanatkâr ol. istiyorum (sanat, sanat içindi 2 pi rensibini gütmekteyim gayem, “Türkün ölmez €Sur- her fırsatta övmeki Ben, e konuşurken etrafımıza: bir kaç bükme on smıf ve Hukuk talebesi sarmıştı. Genatizir beni onlara tanıttı, Şim- di hepsine birden fırtınalar Sualini soru. yorum: — Umumi bir ahlâk sefaleti görüyor mu- sunuz ?. i Bu sualimi tane, tane oparlörde parazit yapmasından çekinircesine, en hassas mik. rofondan daha hassas, sayısını aç Döl diğim kulaklara akıttım. Benimle bernbe MELİ iliği Ge eb el “dudaklardan döküldü. Yorucu çal orum . iler eli hangi fakülteye de. lerini bir kat daha ölmezleştirmek, onütr va ” — vaktin öğleden sonra olmasına; kağmen ça. öne ANADOLULU TALEBELER Mehmet Turhan TAN; gelen. Erzurumlu gencin gözleri ln daldı, sanki toprakla semanın ( birleşerek çizgi haline geldiği elipped, tâ e nın ucuna kadar serili bir ahlâk sefaleti görüyordu.. Diğerleri de, ondan farklı 'de- gildiler. (Evet) yağmuru, bir tufan halin. de enerjik kafaların tesiri altmda calışan alışmaları alnını açtığı Tıp fakültesinin son sınıfından bir e — e Gittikçe büyüyüp, Yeğumlli onu teşkil eden unsurların gün geçtikçe dejenereleşen, 'bir ahlâk sefaleti. Diğer — tıp talebesi ilâve ediyor: — MUZ yavrusu gibi yıldırım sür. atile meyrnema bulan ahlâk sefaleti, — Sizce bunun sebepleri nelerdir? inde kadar süküt eden Eskişehirli bir 3 m cemiyetten temessül öm fakat cemiyet mütere dâi olmamak şarti Şimdi onlara soracağım sualin, yi Nu talebelerle: aralarını açmak için sorulduğu zannedilmesin, Bu suali, sırf görünen bir farkı belirtmek, kendi ağızlarından işitmek, « kafalarındaki afaki ve Sai. pe naşmasından doğuşunu ek içindi. — İstanbullu yn e) aranızda bir fark görüyor musul! — Evet, evvelâ Ek farkı.. Buna sebep bence İstanbulda kozmopolit bir mu- hit bulunması; bu sre eni vasıtası si- nemaların da pek bol o! r. Bizim zevk- lerimizle kiri ea arda dağla, tepe rma sn ark nlu vi sözümü bitirmişti. Şimdi yeni ir sual ortaya atıyorum: — Dostlarım, vaiz ve fakülte hayatından memnun musunu: O, içini in şükür, her şeyimiz içmek, mükemmel, Yalnız arasıra memleke- dimi va sist sert, temiz havasına, her şeyini z tatilini sırf ona var, yemek, ; Ya ham ilai ei ciheften temiz asmı bir an evvel ciğerlerimize sindirebilmek i- çin sabırsızlıkla bekliyoruz Anadolulu talebelerin nlecdei hoşlana- bileceğini öğrenmek istedim, Paltosunun ya. kaiarı kalkık, kıvırcık saçlı Hukuka devam şan bir Trabzonluya: oş vakitlerinizi nasıl eğ gi bir” vb ee önünü aç ikleşmiş vücudünü örten eN ni, iz nunu saran havluyu gine — Sıpor ve okumaklı Şindi yurdun çen a yürüyorum Özetinde (9 (okuma salonu) diye bir levha: adile gi « kapıyı aralıyarak baktım. . Sireklerin kanat sesleri işitilecek kadar sess'z bir sa'on.. lin kitaplar üzerine eğili başlar. Bütün bu başlar Anadolulu başları. Hepsin. ado- unun eği kya izi, tünç'aştırıcı güneşinin Günlerden -& havlular, ali bir pantalon.. Kapıdan girer N ld: raf bi (s2. gi İışıyorlar, Anadolunun dört bucağından bir iğ çığ gibi kopup, memleket e dayana- De buraya okumağa gelen Anadolulu ta- lebelerden yurdun kapısından vedalaşarak j ayrıldım. di iğ Hemen, ti; himen beş mv Fatih medrese- sinin beş asırlık bir hücresindeyim. Şimdi, Bi fakir talebeyi kanatları altına alarak ba, ? n bu beyzi pencereli, küf kokulu o. ül kim kene re kaç mes ay & olmuş. Bir k ka agik SA şeme e “rü, rsi kabil olmıyacak kadar çok yamalı, bir mitil, ondan aşağı kalmıyan ince bir yorgan. Ya- tağın baş yaa 4 bir tıraş fırçası, yanında bir şişe mürekkep.. Duvarda çivilere asılı girmez Solda yarı ocak, yetine kullanılıyor. vanla, ağzı kırık bir-desti. Bir kaç kitap, ve bütün bunların arasına dağıtılmış kap, kacak.. Siyah bıyıklı, gür saçlı İzmirli ta- lebe ile işte böyle bir ir İn içinde konuş- tum. Odada yi namma bir şey mevcut olmadığından, onun yatağının kenarına İ- iiştim, Bir e veya pansiyona yerleşe. e (kadar parası öde ve bu medresenin köşesinde ağı. ile kavrulup, gi- ii arkadaşa soru; — u fena teahhit.. Hayır; ii Ka- yıkçı deyiniz. Beş kardeşim di ar, Ar tık ğa iyiliğini, kötülü; ünü pi tâ yin ediniz. — Size ne kadar para yolluyorlar ? —0, belli olmaz, bazı ay on, bazan beş, bazan da — Peki bu. size yet mu? — Yetiştiği çala ğe yem inökteriri “Er. zılaydan tedarik ediyor, beya a şöyle böyle mera | çalışıyoruz. MY ? “Gözlerini: bereli ai gümüşle, nen duvarlarında — Serbest meslek, ekili daima serbest diye sözünün tekrar mi sanki tamer saran hissiz. duvarlara duyurmak istiyoj Bu sırada onun ye sg soluk benizli di- ger iri h girdi, rengi bej sa; geğimi, zayıf, nahif bir şey.. Pu İzmirli: —İşte od ağar Si suali ra le Mü ei yili ir içini çökü. Si tel çerçeveli gözlüklerini elile düzelterek, derdini. devâ. sız bir yâra gibi teşrihe başladı. * 1 <i nem ve babam küçük yaşta iken lere ömür. Bir hemşirem var, üç sene Yeni gin de — Annem yı o o ari top nasıl alt ettiklerini seyrotm: lr “anlamak ye ek V Sarımı yitara

Bu sayıdan diğer sayfalar: