March 29, 1946 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13

March 29, 1946 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kıpkırmızı oldu. Bir şey söylemeden yüzüme baktı. Odadan dışarı çıktı. Bir yığın kâğıtla geriye döndü. Yüzü de pişmişti, gülüyordu : ok sevindim, dedi, hiç olmazsa ya- okuyacak birini buldum. O yazımı, biliyor musunuz, neşretmediler.. — Okumamışlardır ki.. — Siz beğendiniz mi idi? Ama daha çok zılarımı bulmamıştım. müvezzi efendi beğenmişti. daha çok memnun oldum. Demek muharrir olsaymışım halk beğenecekmiş... Gülümsedi edi.. edim. Gülüms — Buna İşte ondan sonra ondan şu hikâyeleri kâh ben kendim göz gezdirerek, kâh o tatlı bir sesle, heyecandan kesik kesik okuyarak dinledim. Ondan sonrada şuracığa birer bi- rer Şükdim. Yalnız bunları buraya yazmadan evvel yine söylemem lâzım gelen bâzı şeyleri söylemeden geçemiyeceğim. Bu, vak'a diyemiyeceğimiz kadar küçü- cük şeyler, okadar bana hâs şeylerdiki, on- ları kendi kalemimle yazmağı daha kolay buldum. Hem, evvelce de an yal Belki bu adam bizzat benim... Belki de bu adam bir ri Gi ee bunları söyle- miştir; ama yaz pi satır adamla hiçbir alâkası > ları yazan aydi | İşe bir hakikat geşmisi verme m: e bu a «ilde BUNE çok şeyler öğrendim. İşte mp yazıyörum. Şimdilik, onun, o (romantik) hakikat hava- t dünyasına dalmamız dahaiyi... Bu hikâyeleri o, bana (kronolojik) bir sıra Birinci hikâye hakkında şüpheliyim. İsmi neydi acaba?.. «Büyük hülyalar kazali Is mı, «Havada bu- lut,..>m “ Galiba ikincisi... HAVADA BULUT... sına yahu — Ben küçük olmuşum?.. Ben küçük- kendi... E işte... Ben küçükken.. Hayır, anlatamıyacağım | Oşimdi koca çük kulübesinden o hâlâ sekiz yaşındaki ma- sum çocuk yü e, afacan bacaklarla çıkar- Peşine düşmek, ne a > rare miş; iki sene evvel! © — yeme Şidelim mi? çel Derlermiş. ii aksilik. etmez, sinemaya gidermiş. mi, yirmi beş yaşında çirkin, budala, delikanlı diği mı? kn spor, sarı, altı lâstik, yahut engi potüsüyet pabuç ; (bopstil) bağlanmış diy benekli” yumurta sa- rısı kıravat, (biriyantin) , hafif bıyık... tamam! Bunlardan bir tanesi Ni - bahçe, mış sahil Dükkânıda hemen evinin karşı- © - . Sait Faik (randevu) evi, genel ev sarmış, her Se başında bir genç kızın;kokusu koklanan bu mahallede rakı, sefalet, firengi, e bile yaşamak, yaşamaktır. Geçenlerde onu şöyle iç gözü şaşı, yaş- ıca bir adam istemişti. Öyle güldü, öyle güldü ki... Hakkı da vardı. gülünecek şeydi bu! Kim gülmez e ? Herifin evinde bir radyocuk, bir yeşil organ, bir sandık kirli çamaşır varmış. Bir ahçede dört tavuk, bir de hindi var- sında. Bir ara o adama, bir fakir, kimsesiz, hüzünlü, yalnız sokakkta peşine düşe; e hepsinin kıraathanelere, sinemalara doldukla- ri, o gencin, bu yırtık pabuca, va islak paltoya, bu karma karışık saça itibar etme: dişi sal didi kızın gönlü yatar e olm ri önü kapamış, sanki radyosunu aç- mıştı, Karşıda dükkânda kocasının dirsekle.. rine kadar kocaman kocaman kıllı, Eee kolunu, çenesini görüyor. Herif yağmura al- dıriş bile etmiyor. İçi mi ein türkü çağırıyor. Bak, ne tuhaf! O ters ters bakan gözünü ye Ay bu göz, bu ei) âdeta güzel!.. anasi, yahut bir Şayet komşu vir danla a iş olacaktı. di ki... ra mevzu bulmu: Mığribi gibi dememek için) oturup yazdım. m yazılarından ve de başka türlü cek. Onu: bir hayat geçirdiği zanne: kendisine ikâyenin semiz hemen hemen sualler sordum. Son ra başkalarından di bü işi tahkik ederek bir örlü bir vesile, en sinemaya gitmesin fakir Bld Anası kar kız, Ky bir çocukla? Neden ama? Gi ez ceke . Bundan birşey çıkar mı? nası da ekili e Bir > de- likanlısı, bir gece, kulübenin camlarını kıra- olara, namına yatırılmı Sende pürgesi iken. bir rşey ei kızım! Evde baba ş b ve ei işti “bir deli gönül başını” iile seni kabul değil bağrına bile basar. Am ihtiyar çamaşırcı ana ile, sen e e k sü- eş on küruş bulu- Sis bel, bu kaş göz e ile,fbu Boş Ikardı bunlar! Dört bir tarafını — More, bari günel Mini İk — Arkası var — lık ederken temsil ettiğin ahlâk dâvası, beni sabah- l lara kadar acıdan kıvran- i dırıyor, uykusuz bırakıyor- 1 du. Sen, falanca yerde il belini başkasının kollarına bırakıp dansederken ben odamda, bir aşağı bir yu- karı dolaşıyor, komşuları kuşkulandıran bir uykusuz- luk ve ümitsizlik içinde ce- sende teşahhus ını: düşünüyor- dum. Birbirini tanıyan, bir- birini anlıyan iki insanın bu kadar zıt meşgalelerle aynı zamanda uğraşabilme- leri şaşılacak şeydir. Seni öldürsem ?.. Aşk uğ- runda katil'e adım çıkar. Gülünç şey... Sen gidersii yerine bir başkası, ihtimal zaten mevcut olan bir baş- geçer. kası Tek ihtimal, seni düştü- gün çukurdan çıkarmak, sana ahlâkı, beden zevkle- rinin mahrumluktan, bir maksat uğruna mahrumluk- tan daha tatlı olmadığını öğretmekteydi. Seninle bu mevzuu konuşmak istedi- ğim zaman öyle yırtık, öyle “ orospu bir kahkahayla gül- dün ki, söyliyeceklerim şöy- le dursun, düşüneceklerim bile aklımdan çıktı. O za- man, içimde birşeyin ay- dınlandığını hissettim. İşte o kahkaha yokmu? Onu atabilmen lâzımdı. Ondan kurtulmak için tek yol, onu yaşamaktı. Fiil ve hareket, bizde biriken (enerji) yi ha- ricileştirerek öldürür. Bes- belli bütün o karanlık ha- yatına rağmen yüzünün bu derece temiz, masum ifadeli ve güzel kalabilmesi bun- dandı. Sen, şimdi, o pes akalın yaşıyor, içindeki zehirleri Boşaltıyorsun, Ben de eskidenberi vurgun ol- duğum o samimiyet hamle- lerimden birinde bu satır- ları yazdırıyorum. Seni leme iç Gelir gösteriyorum işte na dön, demem. Çü için sen yoksun, varsınız. Biz, ikimiz de her- kes kadar cemiyet malı mahlüklarız. Hayatımız üze- rinde tasarruf (hakkımız yok. Kendi üzerimizde key- fi tasarruf hakkımız olma- aca rek tatlı rengini sol- da duracak bir çıplaklıkla ya- zaman ruhlarımız daha ko- lay yıkanır, Biz de mütema- diyen kirlenmekten kurtu- luruz. Sen busun işte, ben de buyum! Biliyorum, bu satırları okursan ya deli di- yeceksin, ya budala... Belki yine. gülersin. Gül, zararı yok. Senin gülüşünü hatır- lamak -bile bana zevk verir. Ama unutma, sende sevdi- gim, sana ait olmıyandır. Se- ni, sevdiğim tarafınla ayır- detmek için, ig gibi gösterdim. da ken- dim de. olduğun. “gibi çö ründüm. İkimiz de olduğu- muz gibi, bütün örtülerden soyunarak, çırılçıplak... Se- ni kazanmanın başka yolu

Bu sayıdan diğer sayfalar: