9 Ocak 1948 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13

9 Ocak 1948 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BİRİNCİ DÜNYA HARBİNDEN BUGÜNE Yakın tarihten hatıralar ve tahliller — Eski Birinci ve Altıncı ordu kumandanı Emekli General Ali İhsan SÂBİS Tebrizden Maltaya eğin. MŞRAYEE İzzet Paşa çekilmiş ve onun yerine, 1917 de, 16 ncı Kolordu Kumandanı olan Mustafa Kemal Paşa, İkinci Ordu Kumandan- lığına tayin edilmişti. Şimdi Filistin cephesindeki İngiliz tazyikleri arttığından İkinci Ordudan bazi fırkalar rafa sevkolunmuş ve Mustafa Kemal Paşada İkinci Ordunun başından ayrılarak İstan- bula gitmişti. Diyarıbekirdeki mülâkattan 9 ay samra Kâzım Karabekir'i, tekrar 1918 i Ağustosunda, dördüncü defa olarak Gümrüde bulmuştum. İki sene evvel Diyarıbekir tarafından . İkinci Ordu * ile icra edilmiş olan taarruzun muvaf- fakiyetsizliği ve acı neticeleri unutu- larak, şimdi de Bağdad'ı kurtarmak gayesiyle ve gülünç pilânlarla taarruz yapılacaktı, Kâzım Karabekir Paşaya bu husustaki şüphelerimi ve endişe. lerimi kısaca izah ettim. Henüz taar- ruz tertiplerine ve pilânlarına vâkıf olmadığımız için bu hususta fazla bir şey konuşmamıza imkân yoktu Kars. ta Dokuzuncu Ordu ve Batumda Kafkas Ordular Gurubu Kumandaniyle ve nihayet İstanbulda Başkumandan vekili ile görüşmek niyetinde olduğu- muz ve onlardan alacağım esaslı ma- lümat üzerine bu işi kendileriyle mü nakaşa etmek istediğimi söyliyerek veda ettim, Gümrüden trenle yolu- muza devam eyledik. Karsa vardığımız zaman, Yakup Şevki Paşa, malüm tavrı ve edasiyle ve yarı sinsi ve müstehzi- tavriyle, hafifçe gülümsiyerek istasyonda bizi karşıladı : pâşam vay! Bu, nasıl Müsula gidiş! Musulun yolu buradan mı geçer? Dedi. z — Unutmayınız ki, ber zaman, en kısa yol, en işlek ve düzgün olan ur. Dedim ve gülüştük. Dokuzuncu Ordu Karargâhı, ev- velce Ruslar tarafından Kars Kalesi- nin çukur bir mahallinde yapılmış olan tamamiyle mahfuz ve kârgir kazamatlar içinde idi, Yakup Şevki Paşanın otomobilihi bir Rus şoför kullanıyordu. Hayretle sebebini sor- dum, Paşa şu cevabı verdi : — Kalenin her tarafını iyi biliyor, Bizim ile dost, bir fenâlik hissetmi.” yoruz. Pek dar kavisli ve dik olan kale yollarında otomobil kullanmak için onları iyi bilmek ve yollarda tec- rübeli ve melekeli olmak lâzım, — Bizimkileri de yetiştirmeli; alış- tırmalı. Bir hiyaneti vs EŞ veya hastalanırsa hizmet dur Cevabını verdim. — Yetiştirmeğe çalışıyoruz. Dedi, Gündüzleri Kars Kalesini gezmek- le ve gece taarruz pilânlarını tetkik ve münaka- şa etmekle geçirdik. Yakup Şevki Paşaya İran ahva- lini ve yöllarını izah ettim. Bu va bana dedi ki: — Ayol, Kermanşaha, Türkiyeyi bırakıp da, hattâ Hemdana kadar : gitmekte ne mâna vardı” Ali Ihsan Pağa 1918 Haziranında Tebriz şehrinde — Evet, pek doğru ve haklı bir sual; bunu herkes sorabilir ama, $iz değil. — Neden? ” — Bir Türk kolordusunun başında Galiçyaya gitmiş bir kumandan oldu- — Öyle emir aldık. — Biz de kendiliğimizden gitme- dik a... Bizim için bir münasebet vardı; Dicle boyünda, Kütülemmare- de İngilizlerle çarpışırken bir Rus kolordusu, İran içinden dolaşarak, Bağdat ii bem ile ilerlemişti; ge- rilerimizi tehdid ediyordu. Bu tehli. keyi bertaraf etmek lâzımdı. İngiliz. lerle 'kozumuzu pay ettikten sonra, Ruslara dönmek icab'ediyordu. yi ama, Kermanşah ve Hem. danda ne a vardı? — Ha, orası, ayrı bir mesele... Rusların ilerlemesini Hânikin muha- rebesini kazanarak durdurduk; fakat onları tamamiyle mağlüp edememiş- tik, Moskofları ezmek de lâzımdı,x İŞ leri harb vaziyetini, yeni e uslar, kati meni kabal etmezlerse ne yapacaktıni — Kovalaycaktık ; balla çalışacaktık. Böyle yapmak istedik “o onlar bizi Bağdattan uzaklaş- rak İran içine çekmek niyetinde Da bulunabilirler. Bu tehlikeyi dikkate alarak fazla ilerlemenin, zararlı olduğunu anlatma- ga çalıştık. Başkumandana kadar bu tehlikeyi izaha mecbur oldum; ettim; «teklifim kabul edilmezse, beni bu vazifeden affediniz; yerime bu işi, tam kanaatle yapacak bir kuman- “dan gönderiniz» dedim; nihayet, mü- talâamı Enver Paşa kabul etti, Hem. danda durmağa razı edebildim. , Sizin için böyle bir vaziyet var mıydı? Asla... Çanakkale muharebe- leri bitmiş ve oradaki kuvvetlerimiz serbest kalmıştı, Bunların bir kısmı Iraka gönderilirken diger kısmıyla iki firkah bir 15 inci Kolordu teşkil edilerek başına zatı fahametpenahi- lerini A order ve «buyurun, Galiçya- ya» ded Siz e memnun ve şâdan, kabul ederek Galiçyaya gittiniz, Orada Alman ve Avusturyah müttefikleri. mizle beraber Rusların taarruzlarını durdurdunuz ; fakat Almanya, ancak 20 bin tüfek tutan Türk kuvvetleri yerine, başka yerlerden iki Alman fırkası gönderemez miydi? Eğer iki Türk fırkasinin Galiçyada muharebe- ye iştirakiyle kati netice halloluna- cak ve harb bitecek idiyse, bu karar ve hareket doğru olurdu; fakat böy- le birşey asla bahis mevzuu olamaz; hattâ hayalimize bile giremezdi. Harb' KENE yıpratma harbi şekli. ne, mevzi muharebelerine dönmüştü. Bizde'i ise, Erzurumu, Basrayı düşman zaptetmiş; Suriye ve Irak tehlikeye girmişti, Bağdat ve Kudüs şehirleri ufak birer İngiliz hamlesi karşısında düşman eline düşebilirlerdi. Böyle bir vaziyette. eri bri kolordu ku- mandanına zife (Zu befehi mesa cemredersiiz haşmetpenah» demek değild Yakup Şevki Paşa ved verdi : — İhsan Paşaya 'bir > bin dinle; pek da yok değil, 3 t; öyledir. Ne yapayım ki dalkavukluk etmek, veya tehlike karşısında süküt edip miskin bir ita- atsizlik göstermek benim aklımın ka- bül etmediği bir şeydir. Bizim lügat- ta bu iki kelime, yâni (dalkavukluk etmek) ve meiesimi bir itaat göster- me) yoktur Arkası var) ısrar ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: