30 Kasım 1930 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

30 Kasım 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ıeşrınısanı Cutnhuriyet &0N TELGRÂFLÂR Şükran Hanııti Sahneye nasıl çıktığını anlatıyor Bursa 29 (Hususî muhabirimizden) Raşit Rıza Bey ve arkadaşları temsillerine devam edivorlar. Heyete dahil olan İzmir Valisi Kâzım Paşanuı kerimesi Şükran Hanımt ziyaret ettim. Zevci Mu ammer Beyle beraberdiler. Şükran Hanıma, sahne ihtisaslarını sordum. İlk defa burada sahneye çıkmadığmı, Alraanya'da mektepte iken de sahneye çıkmış olduğunu ve bu itibarla Bursa'Öa (•ki cambaz) piyesinde rol alması karar laştırıldığı zaman korkmadığını söyledi. Zevci Muammer Bey şunları ilâve etti: « Şükran, esasen bayatın tabi! artisti olduğu için sahnede yadırgamamışrır.» Şükran Uanım, bu gece, Aktorkin piyesinde de rol almıştır. Raşit Rıza Beyin temsfllerine büyük rağbet gösterilmektedir. Musa KÜÇÜK KÖŞE: Söz gelişi Kızmış, köpürmüş, cayır cayır ya zıyor, bangır bangır haykırıyordu: Ne münasebet birader! Ne nasebet? İstanbul'da açılan yeni Ti yatro mektebinin edebiyat muallim liğine Ali Ekrem Bey tayin edilrais. Yepyeni taptaze Türkçe ile eskiler alayım olur mu? Teskine çaîıştım: Tiyatro mektebinin ropertuva rında belki orta oyunu da vardır. * Eskiden manasız, lüzumsuz bir lâf uzayıp durdu mu: Of, yılan hikâyesî. Derdik. Muhterem Muhittin Bey şimdi onu modernize etti. Artık sonu ortası gelmiyen boş lâflara karşı «yılan hikâ yesi» demiyeceğiz. Vakit küresi! Oiyip geçeceğiz. Vereüer hakkında anket GÜTiün Ifhamlar Sabahın kalimera! Türkiye ile Yunanistan arasın daki siyasî anlaşmadan sonra» muhtelif sahalarda temaslar baş Iadı. Diplomatlardan sonra atlet Ier, fütbolcular ahbaplaştılar. Bu spor temaslarını san'at âlemindeki temaslar takip etti. İki Yunan ti . yatro kumpanyası bizimkilerden evvel davranarak fstanbul'a gel * diler. Beyoğlu'nda oyunlar veri > yorlar. Dünkü «Son Posta» da gördü güm bir habere nazaran, Darül bedayi artistleri ile Yunan artist Ieri, can ciğer kuzu sarması nev'inden bir temas yapacaklarmış! * Son Posta'nın haberi şudur: Tevfik Rüstü BVapurun fevakkufu müdde tînce Atina'da Yunan ricaüle görüşecek Ankara 29 (Telefonla) Hariciye Vekili Tevfik ilüştü Bey Roma'dan avdetinde Atina'ya da uğrıyarak vapurun tevakku, fundan bilistifade Yunan ricali hükumetile temas edecektir. Esnafın kazanç vergisi için iyi bir teklif Vergi için hapis, me)rva toplamak için ağaçı kesmiye benzer [Vergiler hakkında açtığımız ankete göndereceğiniz cevaplar kısa olmalı ve kâğıdın yalnız bir tarafma yazılmahdır. Gelen cevapIarı derce devam ediyoruz:] Vergi için hapis, meyva toplamak için ağact kesnieğe benzer Feshedilen Beledjye meclisleri Ankara 29 (Telefonla) Şurayi Devlet Belediye intihabatı hakkındaki tahkikat fezlekelerini tetkike devam ediyor. Kinik, Tire, Biga, Murçika, Menemen kazaları belediye intihabatınm feshine karar verilmîştir. Tasarruf haftası Meclis Reisimiz ve îktisat Vekili radyo ile birer hitabede bulunacaklar Ankara 29 (A.A.) 12 k&nunuevvelde baslıyacak olan tasarruf haftası için mil11 iktisat ve tasarruf cemiyeti tarafından hazırlanan programa nazaran hftanın devamı müddetince Ankara ve İstanbul radyolarından kısa hitabeler irat oluna cak ve ilk akşamı B. M. Meclist Reisi Kâzım Pş. Hz. ve ikinci akşamı da İktisat Vekili Mustafa Şeref B. Ankara radyosu ile milli iktisat ve tasarruf a dair birer hitabe irat edeceklerdir. İdarei hususiyelerin dört senelik faaliyeti Ankara 29 (A.A.) İstatistik umum müdürlüçü tarafından vilâyet husnsî Idaarelerinin dört senelik malî vaziyetleri hakında mııfassal bir istatistik bu sene neşredil'ecektir. Umum müdürlük bundan başka hayvanla cerredllen vesaiti nak liye hakkında mufassal bir istatistik tertibine başlamıştır. Üçüncü cilt istatistik yıHığı da basılmaktadır. İki aya kadar tab'ı hitam bulacaktır. İstanbul belediyesi istatistik şubesinin mesaisi hakında da bir pragram ve tali mat ihzar olunacaktır. B. M. Mecîisinde Üç idam kararı tasdik edildi Ankara 29 (A.A.) B. M. Meclisi bu gün reis vekili Nurettin Ali Beyin riyasetinde toplanmıştır. Meclis üç idam kararını tasdik etmiş ve tababet ve şua • batı sınıflarımn tarzı icrası hakkındaki kanuna bir madde tezyiline dair kanu nun birinci müzaksresini yapmıştır. Meclis pazartesi grünü toplanacaktır. Halk Fırkasının İzmir Ankara 29 (Telefonla) Bulgar KraBu ciddiyet ve bu fevkalâdelik bel$0 khi oldü lınm Ankara'yı ziyaret arzusunda bu teşkilâtı Nevyork 29 (A.A.) Bugün Nev ki onlarca yoktur. ö y l e dahi olsa gelunduğu fakat bilâhare resmi bir teşebİzmir 28 (Hususî) Teşkilât için Ber vork'ta simali «rarbirfen gelen gayet ne gelsinler ve hiç olmazsa bunu söybüs vaki olmadığı söyleniyor. Kral Bo gama'ya giden H. F. heyeti avdet etti. bir rüzcâr esmiştir. Termumet Iesinler. Biz onlara mutlaka bizim ris'in kânunuevvelde Ankara'ya gelece Vasıf Bey Bergama'dan çok memnun re sıfır altında 9 santigrat dereceyi noktai nazarımızı kabul edeceklerdir ği hakkında burada malumat yoktur. döndüklerini söylemiştir. Dün akşam Avrupa'ya gönderilecek talebenin İzmir Türk Ocağında Vasıf, Celâl, Halit ?östermistir. 30 senedenberi tesrini diye iptidaî bir şart koymuş değiliz aymda böyle sosruk görülmemiş dir. imtihanı B. lerin iştirakile yapılan içtimada Sark hükumeüerinde kısın şideti Diyorlar ki: Ankara 29 (Telefonla) Ormancılık umumî vaziyet görüşülmüş ve hararetli fevkalnde artmıs ve mebzul sure^te M. Rist raporunda Türkiye'nin için İktisat Vekâletinin Avrupa'ya gön münakaşalar olmuştur. Bu hafta bütün derilecek 10 talebenin imtihanı 15 kâ tüccarlar, sporcu gencler de toplana ar ya^mıstir. Soeuk yüzünden Mid borçlarını pekâlâ ödiyebileceğini be • ı dlevvest'de 50 kisi ölmüstür. jyan etmiştir. nunuevvelde vapılacaktır. caklardır. dan uyandım, belki bir şey lâzım olur diye. Fakat sen de uyumamışsın. O da yalan söyledi: Ben mi? Ben şimdi uyandım. Yazan: AKAGÜNDÜZ öyle olsaydı benim akşam İzmir Türk'ün hayat kaynağı • var, diye düşündü. İşte şurada danberi uyumadığımı nereden bidır. Fakat tramvayını sıska beygir görünen, bilinen, tutulan, beş hisle lirdin? çeker, ışığını sulu petrol temin e sezilen bir hasta ve bir hastahk var Köşeden kısık bir ses geldi: der, özünü de başkaları ve ihmal ki biz onu köyden köye, beldeden Göğsüm tıkanıyor. Biraz su. tufeylisi sümürür. beldeye, dağdan dağa öİüm saçaGülöz kulpu kırık testiden teneAdana'yı görmemişti. Fakat bü rak taşıyoruz. ke maşrapaya su koydu. Lâmbayı yük babasının hulâsasını hatırlı İşte orada Ilgaz'ın öte yüzünde biraz açtı. Suyu içirdi. Hemen akyordu: Adana, büyük Seyhan ve defterdar denilen bir hastahk da lına geldi. Bu odanın havasını saCeyhan nehirlerinin geçtiği bir di ha var ki gittiği yerde bir aile sön baha kadar tazelemeli. Pencereler yarda kuraklık çeken bir beldedir. dürür, bir hayat harap eder ve ona çiviliydi. İki pençereye cam yerine O halde katakomba benziyen bu hic bir doktor ilâç bulamâz. kâğıt kapîanmıştı. Kâğıtları yırttı köy ortasında şikâyete kendisinde Betbaht insanların betbaht in ve kapıyı araladı. Hastayı sıkı hiç hak bulamadı. sanlara karşı telepatik temayülleri sıkı örttü. Odaya gecenin serin haFakat korkusu devam ediyordu, vardır. lhtiyar kadın, yarı karan vası doldu. Bin bir çeşit koku, gögörünmez, bilinmez hastahkların Iıkta genç kadının henüz uyuma rünmez bir dalgalamşla kaçışmağa bu kilimlerde tahta arahklarında dığını sezdi: başladı. İhtiyar kadın telâş etti: pusu kurmuş olmalarından ürkü Rahatsız mıstn kızım? Henüz Ya üşürse. yordu. uyumadın da.. Hava.. Anne hava.. Başka bir Bir kuru ve bir balgamh öksü Yalan olmasaydı insanlar yasa şey lâzım değil. Ben onu iyice örtriik sesi ile kendine geldi. Terli ve mazlardı. Yalan birinci asrm, yir tüm. ter kokulu karanlığın içinde acı minci asrın ve yüz yirmî birinci Gülöz görünmez, meçhul hastaacı gülümsedi. Görünmez hasta asrın esas gıdasıdır. lıklardan ürkiîp dururken şimdi lıklardan ürkerek, büinmez hasta1 Havır annecim, de&. AŞa «lk defa pön'iner». rnüthif bir has Iiklara iftira edecek ne hakkırmz' beyim birdenbire ökşürdü de on , tahğa el »ürüyordu. Bulgar Kralınm ziyareti Darülbedayideki (Bir kavuk devrildi) piyesini gördün mü? Dedim. Görmedim, dedi. E«ki fırkaya ait bîr mevzu mu? Hayır, dedim. Onunki takke idi. * Rusya'da dahilî ihtilâller zuhur etPek saf anlattı: Hği ve bu ihtilâl esnasmda komünist îfsiz kaldım. Hamallık edemi fırkası kâtibi umumisi M. Stalin'in yorum: Vücudüm zayıf. Bakkallık öldürüldüğü hakkında bazı gazeteler edemiyorum: Sermayem yok. Muha tarafından verilen haber etrafmda siplik edemiyorum: Kara cümlem botahkikat yaptık. Salâhiyettar raeha zuk. Muharrirlik edemiyorum: Türkfilde bu haberin kat'iyyen aslı ve se çem kıt. Ne yapacağımı şasırdım. Lutsı olmadığı beyan edilmiştir. Ankara fen bana bir tavsiye mektubu verî muhabirimiz de su malumatı veriyor: nizde kendime münasip bir iş bulayım. Ankara 29 (Telefonla) Rusya'Gazete miidürlerinden birine su da bir mukabil ihtilâl hareketi vaki tavsiye mektubunu yazdım: olduğuna dair haberîer hakkında Rus «Mektubumun hâmili efendiye gasefarethanesinde bir malumat yoktur. zetenizde bir sütun vermenizi tavsi Moskova'da sanayi sui kast ye ederim: Münakkitlik edecektir.» * cilerinin B%uhakemesi mühim Bir hanıra bana mektup yazdı: safhaya girdi (Kocamı aldatıyorum. Size anla Moskova 28 (A.A.) Mabkeme, Ramsini tayım da benim romanımı yazınız.) ve sonra mühendis Laricefi dinlemlştir. Laricef üç saat süren üadesinde 1926 da Anlattı, yazdım: (Bir hanım koca • tesekkol eden mühendisler fen mferkezinin smı aldattı.) Verdim, memnun olmabir tarihçeslni yaparak bunnn 1928 de nasıl sanayi fırkasına inkılâp ettiğini anlatmış, dı: Çok kısa, dedi. teşkilâtm mübendisler arasında kuçuk bir kısma istinat ettiğini izah eylemiş ve sanayi Biraz daha uzun olmak için âsıfabrikasmın Fransız ajanlaruıdan her se kınızı da aldatmanız lâzımdır, dedim. ne bir milyon ruble aldıfmı söylemiştir. Laricef müdahale mes'elesini ve sanayi Sözümü tuttu. Romanını yazıp gön Fırkasının tahrik faaliyeti hakkında Pam derdim: (Bir hanım hem kocasım, zine'nin ifadelerini teyit eylemiştir. Maz hem âşıkmı aldattı.).' nun Kalinikof, teşkilâta 1927 de girdiğini, Gene beğenmedi: buhran plânlarmın iktisadî komisyonuna Ben tam roman istiyorum. Deve âli iktisat meclisine dahi! bulunan mukabil ibtıi&Ici azanın verdlgl ialimat üze di. öyleyse, dedim.'üçüncü kocanırine t&nzün edildiğini ve teşkilâtın raa denlerin işletilmesinde yüzde yetmiş ve zı, ve on sekizinci âsıkınızı da aldat elektrik istasyonlarında da yüzde elli de manız iktiza eder. ı recede muvaffak oiduğunu söylemiştir. Ka Peki, deyip gittîj linikof dabi ecnebi müdahalesi ve Fransız Şimdi mevzuun tekemmülünü bekajanları K. ve K. ile olan mıinasebat hakkında diğer maznunların ifadelerini teyit liyorum. etmiştir. * Maznun Carnovski teşkilâtta faal bir rol Bir hanımefendi bana sordu: oynamadığını, vazifesinin ancak kendisine Türk Ocağında ihtifali yaptla gelen talimatın bir suretini Kalinikof'a cak olan meshur vatan şairi Namık vermekten ibaıet olduğunu söylemiştir. Müteakıben dinlenen Fedetof ve Knpri Kemal Bey nerenin meb'usudur? anof mpnsucat sanayii sahasındaki tabrip Dariibekanın, dedim. kâr faaliyetlerini ve Açkın sanayi fırkasile fki üç gün sonra dargm bir tavurla Moskovada bulunan Fransız ajanları K. serzenis etti: ve R. arasındaki temaslara nasıl delâlet ( Bas makaleden mdbait ) ettiğini anlatmış ve nihayet Sîtrin arka Teessüf ederim, beni aldattı ve hükumetünizle yukarıdaki karar • daşlarını teyiden umumi mahiyette izahat nız. ları alan M. Vayt ile M. Doklöziye hiç vermiştir. Ne münasebet hanımefendi! bir salâhiyete istinat etmiyerek kendi Mabkeme istiçvapları bitirdikten sonra Salnameye b&ktım, dedi. Ne A kendilerine hareket etmis adamlar mı maznnnlardan Ramzin, Carnovski ve Kalinikof'u bizzat kendi taraflarından vaki o nadoîu'da ne Trakya'da Darübaka Vi idi? Eğer olnarı beğenmiyorlarsa bu lan rica üzerine tekrar dinlemiş ve maz lâyetini bulamadım! defa başkalannı göndersinler. Fakat nunlar bazı mütemmim malumat vermişher halde gelsinler ve görüşsünler. lerdir. Çünkü bizce vaziyette hakikaten göMahkeme muddeiumuminin talebi üze rine tahkikatı tamik ve şahitleri istima rüşülecek bir ciddiyet, hatta bir fevetmek üzere muhakemeyi talik etmiştir. kalâdelik vardır. Mcbzul har vct"ivar. soğuktan Rusya'da ihtilâl Çıkan haberîer doğru değildir ca da istihlâk vergisile mükellef tutul maktayız. 4 Bu da az geliyormuş gibi gene ki ra nisbetinde veya daha yukarı nisbet te bir de kazanç vergisi vermekteyiz. 5 Eğer müessesede çalgı varsa bele diyeye de aynca bir vergi vermek mecburiyeti vardır. « Yunan komedl tiyatrosunun Darülbe6 Müstahdeminin vergisini vermek dayi ile müşterek olarak oynıyacağı piyese Kazanç vergisinin agırlığında umumi le de mükellefiz. Bu kadar verginin al gelince bu piyes «Otello* olacaktır. Darülbir ittifak vardır. Klme sorulsa bunun tından kalkmanın imkân ve ihtimali bedayidler Türkçe söyliyecekler, karşilarınhakikat olduğunu iddia edemeylz. Bil yoktur. Esasen buhranı iktisadî ile müş da oynıyan Yunan'h san'atkârlardan Rumhassa bu verginin sermayeye bakılmıya kül bir mevkie düşen memlebetimiz aha ca cevap alacaklar, hulâsa Şekspirin faciarak bedeli icara göre alınması ktiçük es 11si için fazla para sarfetmenin imkânı sım komediye çevireceklerdir. Fakat bu olmadığı malum iken böyle müskirat sanafı perişan ediyor. tasavvur henüz kat'iyyet kesbetmiş değüGeçenlerde Üsküdar'da kazanç vergi tılan mahallere bu kadar bir vergi tar hetmek o mükellefi tamamile öldürmek dir.* sinden dolayı küçük esnaftan iki Irişiyi hapsettiler. Acaba bu adamların hüku demektir. Bizim Vasfi Rıza, Küçük Kemal 7 Musakkafat ve arazi vergilerine mete itası ile mükellef oldukları vergi ve Hazım Beylerin Yunan artist yalnız kazanç vergisi midir? Hapis mut gelince: Musakkafattan kiraya verilmelaka vakıa tazyik için bir sebep ise de bir yüp te boş kalan mağaza, dükkân, hane, lerile karsı karşıya, biribirinin .ne dükkânın kapadılması diğer bir tatam ve buna mümasil mahaller, ve araziden dediğini anlamadan oyun oynadıkvergilerin dahi tahakkukuna mârü ola ekilmiyen ve kabili istifade olmıyan ma Iarını, bir kere düşünün! cağı için zarann diğer bir ocu da hüku hallerden vergi almak doğru olmasa geDünyada bundan daha gülünç mete dokunıyor demektir. Kazanç ver rektir. 8 Vergilerin cibayetinde memurlan bir komedi tasavvur edilemez. gisinde hapsi bertaraf etmek çok hayırlı ve doğru olacaktır. Binaenaleyh bu ver mız mükelleflere hor bakmayıp her ikl Zavallı Şekspir'in bile o gece meginin tarzı tahakkuku ve matrahı ıslah tarafı müsavi tutmalıdır. Muhik itl zarında gülmeden katılacağına hiç dilerek tahsili de taksitlere ayrılırsa razları dinlemelidirler ve ona göre maşüohe etmeyinî esnafa mükellefiyetini eda etmek için fevk makamatm nazari dikkatlerini celbir kplaylık gösterilmiş olur. Fakat ka betmelidirler. Tabiî Darülbedayi artistleri, Ozanç vergisi için bir iş sahibi hapsedi 9 Ufak memurlara fazla salâhiyet tello'yu «Aynaroz kadısı» nda lüp te dükânı bizzarure kapalı kaldı mı vermek doğru değildir. Çünkü kendileriolduğu gibi Rum taklidi de yapa bundan yukarıda arzeylediğim veçhile ne verilen maaş o nisbette azdır. Velha bazı vergilerin tahakkukunda tenezzül sıl her ne suretle olursa olsun bir mükel rak oyımrlarsa bundan daha enfes vukubulacağı için şu hali bir meyva ko lefe kaldırabileceği bir vergi tarhetmek komedi seyretmenin imkânı olmaz. parmak için ağacı kesmeğe teşbih edebi ve o mükellefi ilelebet yaşatmanm yo Bu fikir, kimin aklına geldiyse liriz. Vergilerin ıslahı düşünuldüğü bir lunu bulmak muvafıktır. tebrik ederim. Vallahı, Darülbe sırada hükumetimizin bu cihetleri de Kadiköy iskele gazinosu müsteciri dayi bu oyun sayesinde binlerce nazari dikkate alması çok ehemmiH. Cahit... yetli ve hayırlı neticeler verecektir. lira kırar! Üsküdar'da İnadiye'de küçük Kazanç vergileri için bir teklif öyle ise yaşasm bu şekil oyunun esnaftan: M Sadtk Kazanç vergisi bizim gibi esnafa zor timsali olan «sabah'n kı»' : "^!» seliyor. Zorluk muntazam defter tuttstihlâk vergisi ağtrdtr maktadır. Defter tutamıyanlardan kira ve saire matrah ittihaz edilerek alınıyor. Küçük memurlara büyük salâhiyet Bu esnafın mağduriyetinl mucip oluyor. verilmemelidir 1 Vergilerin içinde istihlâk vergisi Kazanç vergisi tahakkuk ettirilmeden ıslaha muhtaçtır. Çünkü sattığım mal evvel her esnafın tabi bulunduğu cemitamamen müskirat inhisarına aittir. yetten o cemiyete mukayyet her esnafın Bu malın maliyet fiatı idareye kilosu verebileceği vergi hakkında bir defter yapılarak beyanname tarzmda tahakkuk ( Birinci sahifeden mabait ) otuz beş kurusu geçmez. 2 Bizler bu malı kapalı veya açık dalrelerine verilirse çok musip olur. Es Ben Mecliste müstakil rneb'us osatmak için idareye icarın tamamına nafın kazancını sermaye getiririni bil !arak çahşacağım, H. Fırkası kalabagöre altı aydan altı aya % 15 nisbetinde miyen tahakkuk memurlan değil ancak Iıktır, siz partilere ayrjhn, demiytir. bir para vererek beyiye tezkeresi almak gene esnaftan müteşekkil cemiyetler bilirler. Meselâ bizim gibi meşhur caddeBu fikir üzerine H. Fırkası meb'ustayız. Bu hesapla senevî idareye % 30 ler üstünde icıayi ticaret için şehrin da Iarı arasında yarı ciddî yarı şaka, ayni veriyoruz demektir. 3 Sattığımız mal tamamen inhisa ha içeri yerlerinde ticaret yapanlar kira fırkada muhtelif partilere nasıl ayrırındır. Verdiğimiz %30 yetişmiyormuş ya göre vergi vermekle mutazarrır ol lınabilir? Şeklinde münakaşalar ol gibi bir de kiraladığımız binaların iradı maktadırlar. muştur. Orada bulunan Meclis Reisi gayrisafisinin altı misli üzerinden sınıŞefyremini'nde mukim esnaftan Kâzım Pasa münakaşaya istirak et fına göre %50 %75 %100 nisbetinde aynM. Kenan memiş, yalnız dinlemiştir. Bu sözlerden de o gruplar havadisi ^ıkarılmıştır. Nuri Beyin şakası Kar'cî borçlar mes'elesinde mugalâtaL Amerika'da kış Bunu onlar söyliyorlar. M. Rist'in raporu bir kitaptır. Orada bu müte hassıs pek çok sekilde pek çok şey söyliyor. Gelsinler bu kitabı beraber okuyalım ve beraber tahlil edelim. Diyorlar ki: Türk hükumeti olsa olsa mukavelenin 17 inci maddesi mucibince taksitleri tam yatırır da bunlarm ec nebi parasına tahviline muvafakat et H. Fırkasının üç grupa ayrılacağı hakkındaki haberîer üzerine Afyon meb'usu Ali Bey demiştir ki: Böyle bir şeyden haberim yok tur. Aslı olmıyan bu haberi tekzip edebilirsiniz. Ali B. de tekzip ediyor Maaş yarına Kânunuevvel maaşı Defterdarlıkça yarın tevzi edilecektir. Vaziyet bu mu, ve buna müsait mi? Eğer müşkülât bütün mütehassısla • buk etmekten uzaktır. Amelî değildir, rm söylediği veçhile esasen iktisadî hele hiç iyasî değildir. Böyle yersiz ve malî ise bununla hiç bir mes'ele mugalâtalarla bizim vaziyetimizi dahalledilmis olamaz. Bu takdirde dahi ha ziyade müskülâta sokmağa çalışniye tereddüt ediyorlar, gelsinler ve makta alacaklılarımızın ne faidelerî vaziyetin dedikleri gibi olduğuna bizi olduğunu bilmiyoruz. Bizim maddî ve ikna etsinler, ortada mes'ele kalmaz. manevî zararlarımız kadar onların da Görülüyor ki alacaklılarımızın bey mutazarrır olacakları ise muhakkak hude inatları ile ileriye sürmek iste tır. dikleri dava çürüktür. Hakikate tetaYUNUS NADi ONLARIN ROMANI «CUMHURİYET» TEFRÎKAS1 • Hatırladığı bir fazilet hikâyesi, ona kuvvet vermişti: Bir veremliyi teskin ve teselH için bardağından su içen doktorun nasıl vereme yakalandığını anlatan bu hikâyeye karşı kendi kendine: Sanki benim hastahğım bundan hafif mi? Dedi. 0nun basilleri ciğerinde, benimkiler ruhumda.. Benim hastahğtm daha müthiş, daha sağalmaz. Ve niçin gizli gizli ağlamağa başladığını kestiremedi. Odanın gittikçe saflaşan havası içinde hasta rahat bir uykuya daldı. Kırmızı yanakh, sivri göbekli, ince çember sakallı, iri defterdar karşı duvarın sathmdan ayrılmı • yor. Yanmdaki devanası ile dudak dudağa emişiyorlar. Sonra Marika'nın kızı, gerdanı altınh deva nası Ümmügülsüm: Yandım sana defterdar! Diye ağzının salyalarını siliyor, defterdar Gülöz'ü görüyor hemen sırıtıyor, kurum satıyor: Sen yaemumu gibi inceciktin, bak buna.. Tek memesi kırk erkeği, tek kalçası kırk beldeyi dovu min olursan ol! Diyor. Derken eli tesbihli büyük babası yanına oturuyor. Alnını, saçlarını okşuyor: Ağlama kızım! Diyor. Bü cinayet benimdir. Senin kanına girdim. Hatırlıyamadım ki ekmekle, şefkatle beslenen insan, besliyeni yılan gibi sokar. Sütle bir defa doyurulan yılan, doyuramn ellerini minnetle öper. Bir köpek bir parça kemiğini veren için canını verir. Kemik verine ben seni verdim. Fakat Ümmügülsüm'ün eti daha tatlı, parası daha kıymetli geldi. Belki fennî bir iştir bu kı zım, belki alkolik bahanın dölü oldu?u icîndir. Belki de ne bileyim nedir. Belki de insandır. Btîirsin ki insan başka adam başkadır. Eğer insansa böyle yapmasına hak verelim. Sonra heyecana, hiddete geliyor: Beni han odasmda neye bir kapatma gibi sabaha kadar çürüttün? Diyor, defterdar homurdamyor: Son lezzetini tatmak için. Ağlıyor, aihyor, ağlıvor. Fakat pireler ve tahtakuruları insan değildirler, onun için çok defa iyilikleri dokunur. Bu sefer de Gülöz'e iyilik ettiler, onu uyandırdılar, onu bu kâbustan kurtar dılar. Ve gözlerini açtığı zaman sabahın alaca aydınlığı kızarmış gözlerine doldu. Bugünkü yolları kısa idi. Onun için hiç kimse acele etmiyordu, hepsi uyuyordu. Has taya baktı, biraz açılmıştı, yorganını tekrar düzeltirken Ahmet gözlerini açtı. Göz göze geldiler, minnetli bir sesle: Eksik olma kardeşim. Dedi. Bu gece ilk defa rahat uyudum. Tah takurularını duymıyacak kadar derin bir rahatlıkla... Pençere mes'elesi, saf hava mes 'elesi. Ne yazık! Biz hep pençereleri kaniları gece gündüz sıkı sıkı kapardık. Artık kanatmam. Biraz süt iç. İlk defa isteSim pei^rek iceceçim. Başka srünler V>ep zorla, köt'i îlâç icer sribi icerdim. Ihtıyar kadın bu müV?lemeyi uyur görünerek dinlîyorcru: Mabadi var *•*

Bu sayıdan diğer sayfalar: