5 Ocak 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

5 Ocak 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 Kâıromısani 1931 SON TELGRAFLAR İdarei örfiye talimatnamesi KÜÇÜK KÖŞE: Ctanhurtyet SDPSISD Yaşamanın sırrı Ahmet Rasim Beyç göre irtica ile nasıl mücadele etmek lâzımdır? Gütıün llhamlan Peyami Safa Bey arkadaşımız, (Son Posta) da 1930 senesi ilim ve san'a* hayatımızın blânçosunu yaparken, A merika'dageçen sene zarfında yalnı» ababete ait olmak üzere otuz iki bin kitap basıldığını kaydettikten sonra «Türkiye'deki fakir yekunlar karşı ında bedbin olmamak mümkün de ğildir. Bizde yalnız tıbba ait olmak şöyle dursun bütün ilim, fen, san'af şubelerine ait neşriyatın bir senelik yekunu miat hanesini dolduramaz. Bu amtakır kütüphane karşısında en küçük millî bir gurur duymamıza imkân yoktur» diyor. 1930 da açılan bir iki resim sergisini, veirlen bir kaç konse ri, çıkan beş on şiir ve hikâye kitabile «Selçukî ve Osmanh çiniciliği» ismindeki «özlü!» eseri zikretmekle geçen seneki san'at ve ilim hayatımızı hu âsa etmiş oluyor. Fakat muhterem arkadaşımız geçen sene neşriyat sahasına konulan bir çok mühim eserlerden haberdar değil galiba. İşte kitapçı dükkânlarında gözüme ilişen bir kaç tanesi: Billur köşk hikâyesi, Seyfilmüluk, Şah İsmail, A* şıkgarip, Melekşah ile Giillü, Tahîr le Zühre, Arzu ile Kanber ve saire.. Belki dersiniz: Alaya lüzum yok. Bunlar, hal • kın seviyesine göre yazılmış ve halkl okumağa alıştıracak kitaplardır. Şehzadelerm rüyada peri kızlarma ışklarını hikâye eden, Kankalesi, Kaf« dağı, Küpkarısı, Devanası, Zümrüdüanka kuşu gibi, basit dimağlara bütün ömürlerince hurafeierin ve efsanelerîii mücessem ve müşahhas heyulâlarınt perçinliyen, muhalâta imkân bahş«t « mek suretile halkın tefekkür ve muha* keme kabiliyetini baltalıyan bu risale» erin verdiği fatdeler, acaba iptidtti kafalarda yaptığı tahribafı karşılıy* bilir mi? Bu kitapçıkların halkı okumağa ai» ıştırdığı hakkındaki iddiaya gelînee* bu da çok ehemmiyetsiz bir nîsbette « dir. Çünkü bu kitapları ekseriya köy* lüler veya küçük kasabalar halkı kı • şın uzun gecelerde bir araya toplanarak okurlar. İçlerinden biri okur, yir* misi dinler. Yani bir kişinin gözü bıf yüzden az çok harfleri seçmeğe alışs^i bile, yirmi kişinin istifadesi sadece dh magan afyonlanmaktan ibaret kalır. Medenî hayatta her gün biraz da • ha ilerlemek için çabalıyan halkımı za böyle Kurunu vustadan kalma h yannameler değil, yeni hayatın ieap« larını ve şartlarını sıkmaksızın ve yor« maksızın anlatacak maharetle ya»l « mış eserle rlâzımdır. AGÂH İZZET Hizmet sahibtnin üç sene hapsi talep edildi Hükumetin manevi şahsiyetini tahkir et» mekie maznun sabık Hizmet gazetesi başmuharriri Zeynel Besim ve mes'ul rnü» dürü avukat Bedrl Beylerin muhakemelo» rine İzmir ağırceza mahkemesinde devam edilmiştir. Muhakeme esnasında Zeynel Besim Bea kendisine şikâyette bulunduklarını iddia ettiği kimselerin isimlerini bildirmiştir. Bunlar lsparta'h Necati, tatlıcı Cafer v e Antalya'lı Sait Ahmet namında üç kişi imiş. Müddeiumumî; Zeynel Besim v€ Bedri Beylerin üç sene hapislerine karar veril» mesi hakkındaki talebini tekrar etmiştir. Heyeti hâkime de şahitlerin dinlenmesi lüzumuna karar vefmiştir. Dinlenen iki şahit, gazete idarehanesine gelen üç kişinin dövüldükleri hakkmda şikâyette bulunduklarını, fakat kim ol« duklannı teşhis edemiyeceklerini söyle» mişlerdir. Mahkeme heyeti; avukat Ömer Fuat Be» yin de bu hususta bildiği şeyler bulunduğu hakkındaki iddia üzerine şahit sıfanie celbine karar vermiş ve muhakeme bırakılmıştır. Halk kitapları Saat 5 te meyhaneler 8 de lokantalar kapanacak İngiliz soğuk kanlıdır. Fakat bakınız edebiyatına; bir Okyanos fırtınası, bir gök derinliği, bir (metot) lara Menemen'deki müessif irtica hâdisesi' leri almağa, bu dersleri zemberek heyecanı... münasebetile Başvekil Pş. Hz. nin Mec raptederek çocuklarımıza kıraet, maluBuz evlerde bahkyağı içen don liste irat ettikleri, nutuktan sonra, sual matı vataniye, terbiyei medeniye dersle muş cüce Eskmio; bir beyaz ayının, takriri sahibi Mashar Müfit Bey de söz rinde telkin etmeğe gâyret etmeliyiz. bir balaban balinanın, hatta bir fokun almış ve beyanatının sonlarında: Batına az çok tesiri olan zevahirden karşısında bir mızraklı levent sipahi «Böyle bir kanunla sür'at temin edi başlıcalarmı düzelttik. Yahut düzeltmek dir. lir. Fakat, acaba esaslı bir tedbir, son bir yolunu bulduk. Ah!.. Bir kerre de batın Yuvasına çöp giren eşekarısı he tedbir daha var mıdır? Evet vardır. Bu için böyle bir yol bulabilsek! çıbanları çıkartan bir bünye, bir mevcut Evet, bakışmızdan anladım. Bu, yolu men kartal kesilir. Eşi vurulan serçenin göğsüne serçe vardır. Bu çıbanların çaresini bulmak... bulmak hem zamana, hem de feyizli, Fakat esas olan bünyei marazinin teda tükenme bilmez bir sây ve ikdama Izmir 4 (Hususî) Menemen, Manisa, Balıkesir'de ilân edilen parmağınızı dokundurdunuz mu? visi bugünün, yarınm mes'elesi değildir. Dalını kırdığınız ağaç uzun uzun Senelere muhtaçtır. Meselâ, bu tedavi muhtaçtır. Bilmem Amerika'da var mı?.. Yetmiş senelik Cumhuriyetçi Fransa'da idarei örfiye talimatnamesi şöyedir: heyecan ve helecan geçirir. nin başında propaganda, talim ve ter hâlâ Krallık tarafdarları varmış! fstasyonlar askerî kontrol altındadır. Trenlerden çıkanların hüviyetYumulmuş kirpi teneke patırtısın • biye ve neşriyat vardır.» Demişlerdi. Demek ki (Periye) nazariyesine göre leri tesbit ediliyor, badehu şehre girmelerine müsaade veriliyor. dan, kabuklu tosbak karakuş kana Ağaoğlu Ahmet Bey de bu münasebet Fransız'lar bilâ istisna cümlesi mektepManisa'da saat 17 den sonra meyh&nelerde içki satılmıyacaktır. 18 den dından, ipek boceği sigara dümanın le söylediği sözlerine: ten diplomalı değiller! Şimdi bu naza « Bu tedbirler idaridir. O devin bin riyeye binaen bir kere de biz kendi meksonra vesaiti nakliye yasaktır. Saa 20 de lokantalar, 22 de sinemalar, dan heyecana gelir. Heyecan hem hayattır hem hayati bir başı vardır. Bunun birisini ezersek tepsizliğimizi göz önüne alalım. Ne derekahveler kapanacaktır. Sabah saat yediye kadar sokaklarda gezil diğeri çıkar. Asıl mes'ele o mel'un ruhu cedeyiz acaba? yet. miyecektir. «ölmeden ölünüz sırrı» sır değildir, öldürmektir.» Cümlelerile nihayet ver .iHnmııııımmilllllllllllllUHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHHIIIIIIIIHlllıı ' heyecansızlığın ifadesidir. Heyecan miş ve Refik B. (Konya) dan bir kaç «Anadolu'da açılacak bir maarif harbi, bu memleketin mukaddemei mes'udiyesız yasıyana gömülüncüye kadar Al <Bravo!» kazanmıştı. • * * tini, atiyen büyük, büyük galebelerle telah rahmet eylesin! Cuma günü gazetelerde çıkan meclis mini selâmetini ihzar eden hayırlı bir Otuzuna varmıyan bir münevver okuduktan uğraşmadır.» Menemen vak'asının başmdan sonuna müzakeratınm tafsilâtını kadar bulunmuş. Hem Kubilây'ın ko sonra evde kitaplarımı karıştırıyordum. Bir yerde bundan beş sene, evet tam beş «Benim ümidimce Anadolu'nun en ücpuk başmdan bir adım mesafede. sene evvel muhterem üstadımız Ahmet ra köşelerinde, en cahil bucaklarında: Gördüklerini anlatmış. Okudum. Bir Rasim Beyin yazmış olduğu bir makale1 dünyanm ne olduğunu, 2 dün kereste parçası dile gelmiş sandım. ye tesadüf ettim. Okudum. O makaleden yada neler var olduğunu, 3 vatan, Bir pamuk çuvalı şahitlik ediyor san şu fıkralan aynen naklediyorum: memleket. Cumhuriyet esaslarını, 4 Devlet şurası muhakemenin Bur Kaymakamın geçeceği yerde pusu dım. Bir sepet talaş hikâye söylüyor «...Bizde medeniyetperverane fikirleri, mücadelei milliye safahatını, kahra sandım: emelleri bir sür'ati muntazam&ya rapte manlarmı, 5 Vatan coğrafiyasını, sa'da rüyetine karar verdi kuranlar yakalandı, tahkikat decek mühim vasıtaların birincisi mek 6 Ziraat işlerinin amel! faidelerini ve Kubilây ileri atıldı. yapılıyor teplerdir. Mektepsiz ne terakki, ne de daha sair esasa taalluk eden işleri sureti Bursa 4 (Hususi) Emvali metrukede Bir kurşunla yere yıkıldı. namındaki bir hususiyede imal ettirilmiş filimlerle ve mukayyet ve İstanbul Defterdan Şefik İzmir 4 (Hususî) Foço kaymakamı Kafasını gövdesinden koparıp ayır sür'at olur. (Periye) Fransız müellifi diyor ki: Beyin binmekte olduğu otomobil köprü Lutfü B. küçük kardeşile beraber gece dılar. Sonra kanını emdiler. bir heyeti seyyare marifetile halka. o üzerinden giderken bir Ermeni şoföre yarısı evine dönerken arkasından beş el (Cumhuriyet diye o şekli hükumete ücra, cahil ocaklarda sakin efrada gösBen öte tarafa geçtim. ait otomobille müsademe etmiş. Defter silâh atılmış, kaymakam bey de bu ateşe denir ki efradı tebaasmdan hatta bir terip anlatmağa, 7 Muallim nedretile, Herkes çekilirken ben de çekildim müstesna bile olmaksızın cümlesi mek mektep inşasına şimdilik tekabül edebildarliğin otomobili cüz'î hasara uğramış mukabele etmiştir. Failler kaçmışlardır. şoför de başmdan hafif surette mecruh Tabkikat neticesinde Girit'li Mehmet A ve. S ü ! tepten diploma almış ola.) Bu söz, doğ mek üzere köyden köye konar seyyar Sanki şöyle diyordu: olmuştu. Bunun üzerine Defterdar Şefik li, Taşçı Hüsnii isminde iki kişi yakalanru mu, doğru! muallim heyetleri teşkiline derhal müTütüncüye gittim. Yedi kişi tütün ve o zaman emvali metruke müdürü bu mıştır. Bunlar isticvabında kaymakamı Bu sözden de anlaşılıyor ki Cuhuri başeret etmekliğimiz icap etmektedir. lunan îsmail Hakkı Beylerin, Ermeni öldürmek için pusu kurduklarmı itiraf alıyorlardı. Alış verişin bitmesini bek yet, insanlığın levazımı hayatiyesinden bilmiyenin İsveç'te okuyup şoförü defterdarlığa celbederek kendi ettiler. Bunları, Foca'da sabık S. F. reisi ledim, bir paket aldım çekildim! olan fikir ve ruhu besliyici vasıtalarla kalmaması bu seyyaryazma muallim heyetleri sinden hasarat tazminatı diye beş yüz Süleyman teşvik etmiştir. Süleyman, bu mücehhez bir hükumettir.» Yahut böyle diyordu: sayesindedir. Vaktile eski Osmanlılar bu lira kadar bir para aldıklan ve bunun adamlara tabanca almış, pusu yerini Ahmet, Mehmed'e merhaba dedi. üzerine pek az bir kısmını defterdarlığın bizzat intihap etmiş ve kendilerini kur Hasan Hiiseyn'e pat etti. Beni gör «Anadolu mücadelei milliyesinde Türk usulü kullanmışlar, fakat onlar sırf dinl telkinat ve talimata ehemmiyet verdifcmecruh şoförüne vererek mütebaki kıs taracağını vadetmiştir. medikleri için selâmsız sabahsız çe lük kendi varhğını, milliyetini, şuurunu leri için Rumeli ile Anadolu'yu dolaşan mını zimmetlerine geçirdikleri iddia eanlıya anlıya harbetmiş ve zaîeri niha seyyar heyeti muallime ancak bu işlerİzmir vali muavini Saip B. hâdiseyi kilip gittim! dilmişti. Bu yolsuzluk ahiren Maliye mahallinde tahkik ediyar. Sonra kırkına yaklaşan bir, çok gü iye erişmiştir. İşte bu harbin sonunda le uğraşmışlardır. müfettişliğinin tahkikatı neticesinde tebarüz eden sür'ati galebat, en muntaCumhuriyetin can ve yürekten ça zide başmuharriri. bir, fevkalâde mü zam hareketlerin tevlit ettiği bir sür'at meydana çıkmış ve Şurayı Devlete gönderilen evrakı tahkikiye üzerine Şefik nevveri okudum. Koskoca ve kıpkızıl harika idi. Ben (Dumlupınar) galebatı lışması lâzım gelen bir mes'ele varsa o ve İsmail Hakkı B. lerin Devlet ŞurasınMenemen hâdisesine karşı ıkına sıkına mütetabiasını duyup ta inandığım za da halkın gözünü açmaktır. Çünkü: Halkın gözü açılmadıkça onun hükuca lüzumu muhakemelerine ve muhakeyirmi iki satır yazmış, yirmi üç değil... man sevincimden adeta ruhan donmuş, met ile birleşmek ihtimali kalmaz. CumAnkara 4 (A.A.) Muhtelif telgraf melerinin Bursa'da rüyetine karar veriVe sonunda şu büyük heyecanı tutulmuştum. Çünkü o âna kadar me huriyet ise halk ile hükumetin birleş lerek dava evrakı buraya gönderilmiştir. haberleri gene bugünlerde Türtdye Ha göstermiş: mul etmediğim iyi bir düşünüş muhsa mesinden müteşekkil bir idare şirketi Müddeiumumilikçe asliye ceza mahke riciye Vekilinin yeni bir seyahatleri ihtiAman mürteciler! Siz her zaman lası muntazam bir hareketin zuhuru be dir.» mesine tevdi edilen bu şayanı dikkat malinden bahsediliyor. Başta komşuları davanm rüyetine yakında başlanacaktır. olmak üzere bütün devletlerle iyi müna Allah uğruna bu işleri yaptınız, bu se ni şaşırtmıştı. Çok okumuş, çok gezmiş, çok görmüş, İşte böyle harikalar icat eden iyi dü çok yaşamış bir ilim adamı olan üstat sebette bulunmakta olan hükumeti Cum ferde Allah aşkına bizi bırakınü! İşte mahut (mutu kable ente mu şünüşlerin neşvünema mahalleri ise an Ahmet Rasim Beyin beş sene evevvl yazhuriyemiz, Hariciye Vekilini Türkiye'ye dost devletler tarafından davet edilme tu!) Sırrına modern şekilde vasıl o cak mekteplerdeki iyi düşünmeğe alış dıklarından şimdi olsun itaet alaUm. ye tıracak sistemlerdir. sinden veyahut onlar ricalinin . sırası lanlar... istifade edelim. Fırsatı kaçırmayıp Gazi Pş. ile düştükçe tarafımızdan davet edilmesin Acaba hangi makine, bu sinirlere ve kayı mesaisinden en iyi düşünme rüfe dersAnkara 4 (Telefonla) Dahiliye den tabiî bir şey olamaz. kalplere çeki düzen verebilir? Kalp; Vekili Şükrü Kaya Bey ve Ordu mü Hariciye Nazırları arasmda böyle mü o ne sonsuz cihandır. Ondaki ebediliğe fettişi Fahrettin Pş. ekspresle geldi lâkatlar mutattır. Ancak bizim tahkika ancak heyecanla erişilebilir. ler ve İsmet Pş. yı köşkünde ziyaret tımıza göre Hariciye Vekilimizin bu kış AKA GÜNDÜZ esnasında Ankara'dan infikâkine işleriederek uzun müddet görüştüler. Bu nin müsaade ve imkân verebilmesi şimesnada Başvekile Menemen irtica hâ dilik tahmin edilmiyor. disesi hakkında etraflı izahat verdik leri anlaşılıyor. f Birinci sahifeden mdbait ) Isparta'da Rum'ların tehciri esnasınçocuğun köşke getirilmesi hakkında emir Memleketimizde resmi şekilde bir gada ortada kalmış bir kasa emlâkl milzetecilik mektebi açılması için bazı te liye idaresine devredilmiş idi. Son zaAnkara 4 (Telefonla) Yeni sene verdiler. Badehu Fırkaya girdiler. Orada Vilâ şebbüsatta bulunulmuştur. münasebetile Çin Reisicumhuru Çiang manlarda güzel Isparta müskirat fab Roma Sefirimiz Suat Bey hükumete rikasına bir kasa lâzım olmuş ve bu Ankara 4 (Telefonla) Hariciye Şung Çang ile Gazi Hz. arasında ve Yu yet Fırka Reisi Hulusi, Fırka erkânını bir rapor vererek İtalya'da son zaman kasa müzayedeye çıkarılarak 300 liraya Encümeni, yarın saat 16 da Hariciye nan Başvekili ve Hariciye Nazırı ile İs Gazi Hz. ne takdim etti. met Pş., ve . Tevfik Rüştü B.eyle Mösyö Müteakiben Fırkanın büyük salonuna larda bir gazetecilik mektebi açıldığını fabrikaya ihale edilmiştir. Kasa bir heVekilî Tevfik Rüştü Beyin huzurile Grandi arasında samimî telgraflar teati gidilerek orada toplanan yüzlerce fırka yet huzurunda açılmış ve içinde bin lira toplanacaktır. Bu içtimada Türk edilmiştir. ve bunun iyi semereleri görüldüğü için müntesibeyni ile memleket ihtiyacat ve Türkiye'de de bir gazetecilik mektebi a ile muhtelif torbalara konmuş pırlan Yunan itilâfnamelerinin müzakere eAvukatların stajı altı aya dilekleri etrafında samimî hasbihaller çılmasının faideden hali olmıyaeağını ta ve elmas küpeler, zümrüt yüzükler ve dilmesi ve bu münasebetile Hariciye gerdanlıklar çıkmıştır. Bu mücevherat indiriliyor de bulundular. Fırkaya mensup bir çok bildirmiştir. Maarif Vekâleti bu teklifi yüz bin lira kıymetinde tahmin edilmekVekili tarafından izahat verilmesi Ankara 4 {Telefonla) Avukatlık ka hanımlar da bulunuyordu. muhtemeldir. şayani tetkik görmüş ve Darülfünun tedir. Bu kasanm vaktile rehin mu nununun tadiline başlanmıştır. Yeni kaGazi Hz. burada toplanan halk mü Emanetine gönderdiği bir tezkerede bu kabilinde ikrazatta bulunan bir şirkete nun mucibince avukatlar yanında altı ay messillerine teşekkür ederek Fırkadan ait olduğu anlaşılmıştır. Kasada bulu hususta tetkikat icrasını bildirmiştir. nan defterde rehin sahiplerinin isimlestaj yapanlar hakimlik etmeden avukat ayrıldı. Viyana 3 (Hususi Muhabirimizden) Darülfünunun bu mektebin açılması ri adresleri ve istikraz ettikleri paranın olabileceklerdir. Gazi Hz. bu akşam Bursa'dan Yanndan itibaren Viyana'da gösterilecek hakkında müsbet bir karar vereceği zan miktarı yazılıdır. Belediye intihabatına ait ayrılacaklar olan (Garp cephesinde sükunet var) filmi nedilmektedir. Böyle bir mektep açıltetkikat Bursa 4 (Hususi) Gazi Hz. fabrikaCava adasmda feyezanlar Viyana gençliğini ayaklandırmıştır. Ankara 4 (Telefonla) Şurayi ları tetkik etmektedirler. Hacı Sabri dığı takdirde burada ecnebi lisanı,.garp Batavya 3 (A. A.) Merapi voikanı Binlerce kişi milli Alman marşını söyli Devlet, bugünlerde Antalya, Samsun, edebiyatı, Türk edebiyatı, tarih, coğrafyerek polislere ıslık çalmaktadırlar. Fil Adana, İstanbul, İzmir ve Manisa Be B. in Türk Japon ipek fabrikasına git ya, ulumu siyasiye, içtimaiyat, hukuk, nın indifaları neticesi olarak Cava adası tiler. min gösterileceği sinema binası atlı polis lediye intihabatına ait tahkikat evra iktisat, amelî gazetecilik ve matbaacı nın merkezindeki nehirler taşmakta, bir Yarın akşam Mudanya tarikile hareçok köyleri harap etmektedir. ler tarafından kordon altına alınmışhr. kının tetkikkatını intac edecektir. Musa lık gibi dersler okutulacaktır. ketbuyuracaklardır. Bir yolsuzluk Foşa'da bir hâdise Defterdar B. mah Kaymakam Beyi kemeye veriliyor öldürmek istediler Hariciye Vekili seyahate çıkmıyacak Dahiliye Vekili ve Fah' rettin Pş. Ankara'da '"'H:XU Gazetecilik Metruk kasa Tiirk Yunaıt itilâfları Hariciye Encümeninde Yeni sene münasebetile samimî telgraffar Gazi Hz. Bir mektep tesisi için îçinde kıymetli mücevherat bulundu tetkikat yapılıyor Viyana gençliği «CUMHURİYET» TEFRİKAS1 : 48 ONLARIN ROMANI Yazan : AKAGÜNDUZ aklına geldi: Kemal Salih Beye giderim. Diye avluya girdi. Motör olmadığı için matbaa makinesini kol larile çeviren palabıyıklı çavuşa sordu. (Uyuyor) cevabını aldı. Ne zaman kalkar? Çavuş kendini zaptedemedi, gülmeğe başladı: Onun uykusu meşhurdur Hanımefendi! Gece sabaha kadar çalışır, gündüz ikindiye kadar uyur! Top atsan aldırmaz! Gülöz bu cevabı alınca içi bur kuldu. Çıkarken Dayko aklına geldi. Dükkândan içeriye girdi. Dayko mangal başına oturmuş, enta risinin eteklerini yaymış kakule li kahve pişiriyordu. Gülöz'ü böyle erken erken karşısında görünce: Hayır ola? Ne var? Sabah ortahk tenha olduğu için bir iskemle uzattı. Gülöz mihani • Ne olacağız? Ne yapacağız? Diye ağlayıp duruyordu. Dadı, ezelî tevekkülüne dayandı. Bütün iş Gülöz'e kalmıştı. Sobanın sön mesine kış sertliğine rağmen yorganını çekmeden, dirseği yastıkta, başı avcunda düşündü. Ahmed'i ondan iyi kimse tanımazdı. Bu, nihayet bir haset ve tezvir işi olacaktı. Ne olursa olsun, mes'elenin ehemmiyeti şurada: Ne yapmak lâzım? Lâzım olan bu şeyi Ahmet ölüm Âllâh beceremezdi. İş başa kaldı diyerek sabah sabah çarşaflandı. Kapıdan çıkıncıya kadar niçin çarşaflandığını, nereye gitmek iste diğini tayin edememişti. Ayağmın altmdaki kar tabakası gıcırdıya rak ve içi düğümlü bir halde yürüdü. Bir arahk gözlerini kaldırınca bir koca kapımn üstündeki «Yeni Gün» levhasını okudu. Birdenbire kî bir surette mes'eleyi anlattı. O sırada içeriye kırmızı yanaklı, yüzü çizgili, saçlarına fazla ak düşmüş birisi girdi. Nah! İşte birader geldi. Ona da anlat belki çare bulur. Bu ha nım, bizim eski komşu Maliye Reisinin kızıdır. Büyük derdi var. Efendisini müzevirlemişler. Gülöz baktı. Tanıyamadı. İna nacağı gelmedi. Eyüp Sabri B. bu mu idi? Daha beş sene evvel ne kadar genç idi. Bir insan bu kadar kısa zamanda bu derece çökebilir mi? Sonra geçen facîaları hatırlıyınca hak verdi. Ve bir daha an lattı. Ve şunu ilâve etti: Tahkik edilmesi imkânı yok mudur? Verem yatağından heniiz kalkmış, babamın ihtiyar bir arkadaşı tarafından insanîvet görmüş bir kimsesiz adamı birdenbire .it m»k reva mı? Affedersiniz, oda pek peri aldı. İkisi sokak içindeki istiklâl medi. mahkemesine gittiler. Dar merdiAhmed'in: şan. Gülöz ne söyliyeceğini şaşırmış venlerden yukarıya çıktılar. Gü Nereye gittin? löz dışarıda kaldı. Kemal Salih Sualine cevap vermemek için 1 tı. Kemal Salih'le o kadar sıkı aşina değildi. Fakat çaresizdi. Ikıla yarım saat kadar içeride ne gö • gülümsedi. rüştü ise görüştü. Gülöz'ü de ça Hava o kadar güzel ki.. Kar sıkıla bütün mes'eleyi anlattı. Kemal Salih bir sual sordu. Çün ğırdılar. Gülöz hikâyesini bitirdiklar beyaz patiska örtü sanki Ge • ten sonra kuvvetli bir sesle ilâve ceki soğuktan eser yok. Şöyle Mer kü zaman çok nazikti: etti: kez kıraathanesine kadar bir çık Bunun böyle olduğuna, Ahmet Değil bir mes'ele. Değil bir sana, hava almış olursun. Beyin kat'î vaziyetine kani misi • münasebetsizlik. Bir zerre, bir zerAhmet düşündü. Sonra teker te niz? reden daha küçük bir şey bulursaker söyledi: Bir zerre hatası varsa mes'u nız işte hepimiz elinizdeyiz. Çıkmak mı? Nereye ve ne liyeti ben kendi üzerime alırım. Fazla söyliyemedi. Ağlamağa yüzle? Çıkarsam bana öyle gele • Biraz düşündükten sonra: başladı. cek ki herkesin beni göstereceğini Peki Gülöz Hanım, dedi. Bu Bize Eyüp B. de bu sabah zannedeceğim. Sanki işte bu adam nun bir yolu vardır. Ve en kestir bundan bahsetmişti. Merak etmi diyecekler gibi gelecek. me, en sağlam yol budur. Bu yolda yiniz. Mutlaka bir çaresini bulu Seni kim tanıyacak? bütün tahkik vasıtaları mevcut ruz. tur. İsterseniz bir defa oraya mü Kimse tanımasa bile.. Genç kadın yavaş yavaş irade « Bu hazin endişe genç kadını yü racaat edelim. sini topladı: Neresi? reğinden yaraladı. Bu çarenin bir merhamet, bir İstiklâl mahkemesi. iltimas çaresi olmasını istemiyo İkindi üzeri Dayko'ya giderken tahkİW Ürkecek yerde gözleri sevinçle rum. Olanca kudretinizle *i»:ı: Yeni Gün'e bir daha uğradı. ÇekiGözleri doldu, ayağa kalktı. ediniz. Vicdanî ve maddî bütün ne çekine odadan girdi. Kemal Sa parladı: Evet hakkınız var. Bu benim kanaatler hasıl oMnktan sonra ca Müteessir olmayınız, siz öğ lih'in üstüne palto serilmiş tek bataklıma gelmemişti. Orası her şeyi resine bakınız. Fakır, sefalet ve leden sonra üçte buraya uğrayınız. taniyeli eski portatif karyolası bir Bakalım ne cevap alacağız. köşede darmadağınıktı. Henüz halleder. Yeter ki müracaat eden bunlardan daha feci olan hiyanet hicabı kapımızı çalmıştır. Genç kadın perişan bir halde e kalkmış, yüzünü kuruluyordu. Gü kendine güvensin. Mabadi var ve döndü. Kimseye bir şey söyle • löz'ü görünce utandı: Telefon etti ve derhal randevfi

Bu sayıdan diğer sayfalar: