4 Nisan 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

4 Nisan 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 N'san 1931 Cumhuriyet KÜÇÜK KÖŞE: SON TEDSRAFL A «Managuva» harabesindeki haile... İki namzet namzedinin Iki mektubu İki mektup aldım. Benî giyaben tanıdıkları için mahremiyetune güvenmişler de yazmışlar. İmzalan garibime gitti, ikisi de şöyle imza lamışlar: Meb'us namzet namzedi falân ve filân.. Hiç bilmiyordum, meğer namzet namzedi de varmış. Mektuplardan anladığıma göre namzetliğinî koymak niyetinde bulunan bazıları kendilerini namzet namzedi telâkki ediyorlar. Vaktile bir dava vekili İzzet Be • yin kartvizitinî görmüştüm. Şöyle basılmıştı: Dava vekili İzzet • Esbak Bursa meb'us namzedi! Mektuplardan birinin işime yarıyan kısımlarını aynen naklediyorum: (... Bilfiil çiftçilikle müteveggil olan kesanın namzetlikleri tercih olunacağı kaviyyen ve mevsukan müatahber olmasından naşi arzi mafiz • zamire tevessül olundu. Senaveriniz saikai mukadderat ile on sekiz sene evvel tekaüde sevkolunduktan sonra fizamanina Üsküdar'a merbut Libade taraflarında pederden mevrus hanede ikamet eylemekteyim. * Bendehane oldukça ferahfeza bir mevkide vaki olup içinde iki masura mai Iezizi, bir rolaplı bostan kuyu su • ki elyevm hali faaliyettedir • ve yedi yüz otuz zira mimarî bahçeyi şamildir. Bir miktar eşçan müsmh*e ve gayrimüsmireyi dahi haiz oIup tarafı âcizanemden bakılmak • tadır. Alâküllihal pathcan, kabak, turfanda hıyar misüllu mevat yetişmekte ve bu sayede emrî tasarrufumuz temin olunmaktadır. Vaziyeti âcizinin mesmu olan çiftçflikle kemahiye hakkında münasebeti olduğu görülüyor. BinaenaJeyh keyfiyeti biletraf tahkik ederek nere den namzetliğimin vazolunması münasip olacağımn erarü iş'arına delâlet buyurulm&sı babında.) Meb'us namzet namzedi filân Buna şu cevabı verdim: (Buiunduğunuz mahallin yerlisi olmanız Hibarile narazetliğinizi Li • bade'den koymanız Tnünasiptir e • fendim.) * * * ikinci mektup ta şu idi: (,.. Elhasıl gelelim manahnrfihiraize: Bu devrede sanayi erbabının da namzetlikleri vâsi mikyasta ilin edilecekmiş. Doğrusunu isterseniz biz ailecek sanayi erbabından sayılırız. Âcizlerinin oymacılığa mera kım ziyadece olup arasıra Yesari'nin, Mahmud'un, Nuh Hocanın talik, sülüs kırmalarını oyup levhalar yaparım. Erbabı indinde makbul sayılagelmektedir. Refikam çoraba ve dikişe pek hevesli olup fakiranede ilâmaşallah bir çorap ve bir adet ayaklı dikiş makinesi mevcuttur. Geçen sene bohçacı kadın vasıtasile on çift kadar piyasaya çıkarılmış ve teyemmümen satılabilmişti. fCüçü mahdum gayet iyi bisiklet söker takar, edevatı ifadesine nazaran tamamdır. Büyük mahduma gelince Allah selâ | met versin o kitabiyat ve edebiyat ' gibi havaî şeylerle meşgul îse de { âcizlerinin namzetliği ihtimaline bir i tesiri olmasa gerektir, çünkü müteehhl olup hanesi ayrı ve hatta baş | ka semttedir. j Binaberin bu bapta f ikri âlinizden | hisseçtoî istif ade olmakhğıma mü •. saade buyurunuz. Vaztyeti bende gânemin sarahatine nazaran ne şe • kilde ve nereden namzetliğimi va • zedersem makbule geçer, bu cihetin bittahkik inbası hususunda lutfünüza muntazırım mirim efendim. Namzet namzedi: Falân Buna da siz bir cevap bulup ve riniz, çünkü benim takatim kesildi. AKA GÜNDÜZ Evet, saat onda. Oto ile mi? Evet. Yemeğe yalnız oturdum ve kendimi o kadar fena buldum ki idare • haneye dönemedim. Onun ne halde geleceğini görmek istiyordum. Artik bu sefer, (ya beni, ya onu!) Diyecektim... Azap ve ıztıraptan ibaret bir asır geçirdim. Saat yediye doğru telefon çaldı: AIo, alo... Jolit siz misiniz? Hayır, ben, Filip. Ay, geldiniz mi? Bakınız, size sormak istiyordum, akşam yemeğini burada yesem... Müsaade eder misiniz? Ne?.. Nerede?... Ve niçin?... öğleyin de dışarıda yediniz?.. Evet, fakat... Ta Kompiyen'deyim. Şimdi size oradan telefon edi • yorum. Nasıl olsa, yemeğe geç ka lacağım... Oralarda işiniz ne? Geceleyin.. Ormana gezmeğe geldim.. Kurusoğukta bu o kadar tath bir şey ki... Sizin öğle yemeğine geleceğfnizi düsünemedim... Telefonla münakaşa etmek istemem, bunlar boş şeyler, hemen geliniz. Alman polislerinin Türkiye seyahati Cesetler 200(Tnbüldu Yalnız kapisane ve hastanede 700 kişi ölmüştür. Zelzele devam ediyor Managua 2 (A.A,) Hareketi arz esnasmda yıkılmış ve içinde bulunanlardan 700 kişiden fazla adam telef olmuş olan hastane ve tevkifane binalarının enkaz • Iarının tathirme devam edil mektedir. Naaşlarından ekserisi kömür halîne gelmiş ve azaları eksilmiş olduğundan hüviyetlerini tayine imkân bulunamaımştır. Mana gaa'nın etrafındaki yollar yarı aç bir halde bulunan kadinlar ve çocuk • larla doludur. ölenlerin miktarı 2000 olarak tahmin edilmektedir. İmdat takımlan enkaz altında kalmış olan yaralıları kurtarmak için durraaksızın çahşmaktadır. Bu sıralarda yeniden bir takım zelzeleler olmuştur. Gece esnasında vukua gelen bu zelzele Ierden biri oldukça şiddetli olmuş ve henüz yıkılmamiş olan bazı evlerle duvarları yerle yeksan etmiştir. Managua civarında açık havada yat • makta olan ahali dehşet içindedir. 280 kişilik bir zabıta grupu Istanbula geldi (Birinci sahifeden mabait) Efsanei eyyam... Yağdı bir çok kar açılmış yase * menler üstfine Nevbaharın yaydı Azrail kefen ler fistüne Serdî naşî bülbülü serma çemenler üstüne Nayi matem nevha saçtı sinezenler üstüne * Bir tarafta defteri takvimde her şey tastamam Bir tarafta kış kıyamet, badı sarsar berdevam Böyle gördükçe demi devranı gay rimuntazam Çektiler yırtık abayı hak erenler üstune * Şaşmıyın siz kaldınmsız yoTIarm manasına Düftü âlem çünkü her gün bir spor sevdasına Ok gîbi daldıkça kamyonlar ça • mur deryasma Çıktı herkes bir tarafta merdi venler üstüne Şöyle gördüm Şehremini Hazreti Vali Beyı Bir otoyla geçti sür'atle civanmdan, iyi! Geçti lâkin görmedî ardındakî yolsuz şeyi Bir zifos yağdırdı sultamm ge » çenler üstüne Mevsimi seyyah diye takrir verilmiş meclise Duymamış takriri hâlâ emri tanzifat İM Şehremini sarf îçin vermiş havale boş kese Encümenler aktedilmîş encümenler üstüne * Bir taraftan sen de yaz ey Nadiî şirmbeyan Şehre ait nikü bet olsun tamamile ayan Böyle devran eyledikçe çemberi ahır zaman Âlemin döksün felek çirkef le • ğenler üstüne GÂVEt ZALİM •nmmmmmıınıl mıl|i[IIHtH||l|l|j|ltm[|fft!!JfH|llfflllHI|tım nmı.ı r. Kötü bir hareket Intihabat İhraç edilen mahsul Ankara'da müntehibi içinde süprüntü çıkıyor! sani intihabatı başladı Tekirdağı 3 ( U. Mu. ) 3 ay evvel Hamburg'a scvkolunmak üzere Kırimizade Mehmet Rifat Bey tarafından Tekirda ğın'da Vitel kumpanyasının vekili umumisi musevi tücca • nndan Jül ben Susen'den tes Iim ahnarak Doyiçland vapu runa tahmil olunan kuş yemi çuvallannın bir kısmında çal kantı denilen kuş yemi süprüntüleri çıkmış, ve Ticaret Odası tarafından işe vazıyet olunmuştur. Türk ihraç mallarının cihan piyasalarında revacmı kıran bu hallere şiddetle nihayet veril mesini İktisat Vekilimizin e hemmiyetle nazari dikkatine arzederim. Bu süprüntüler hâ lâ Tekirdağı gümrüğünde durmaktadır. . Fuat Ankara 3 (Telefonla) Ankara'da müntehibi sani intiha batı bugün başladı. Günün cu ma oiması, soğuğa rağmen ha vanın açık bulunması intihaba ta şevk vermiştir. 20 mahalle intihaba iştirak etti. Sandık başlan çok kalabahktı. 2000 den fazla halk rey verdi. Reylerin hep H. Fırkası namzetlerine veril diği anlaşıhyordu. Bugün maruf zevattan rey veren olmamıştır. Bolu'da intihabat faaliyefi safirperveklikten dolayı teşek kür etmiştir. AIi Rıza Bey de kısa bir cevap ile misafirlerine beyanı hoşamedi eylemiştir. Polis müdiriyeti 280 polis için Tramvay şirketi tarafından pasolar tedarik etmiş ve İstanbul Polis idaresinin göstermiş olduğu bu teshilât Alman polis erkânı tarafından teşek kürle karşılanmıştır. Bir muharririmiz Her H. Kaliniski ile görüşmüş ve Berlin polis teşkilâtı hakkında şu malu matı almıştır: Almanya'da devlet polisi, idarî polis, jandarma olarak üç sınıf teşkilât vardır. Ber lin şehri bir şehremini ve ayni zamanda polis müdiri olan bir Valii uraumi tarafından idare olunur. Berlin polisi, liva kumandanı ile miralây arasındaki rütbede bulunan devlet işleri müdiri ile cinaî işler müdiri ve idarî işler müdürü namile üç şube tarafından idare olunur. Berlin, Breslâv, Münih, Frankfort gibi büyük şehirlerin hemen hepsinde bu teşkilât vardır. Bundan başka Komünal polisler vardır ki bunlar da nahiye müdür Ierinin emrinde küçük şehirlerde iş görürler.» Muharririmiz seyyahlardan bazılarından Alraanya'daki son dahilî vaziyet hakkında şu iza Almanya'da vaziyet hatı almıştır: « Almanya'da politika ha yatı çok serbestir, muhtelif partiler vardır. Bu partilerden Nelman'ın idaersinde bulunan ko münistler ve HitlerMn idare ettiği sosyalist nasyonalistler son günlerde ufaktefek karışıklıklara sebep olmaktadırlar. Bunlardan biri miting yaparken, muhalif parti taraftarları yüzlerce kam yonlarla derhal miting yerine gele rek mukabil bir tecemmü yap mışlardır. Hükumet bunun önüne geçmek için silâh taşımağı ve kamyonlarla içtima etmeği me netti. İçtimaların 24 saat evvel polise ihbarını mecburî kıldı. Yoksa kelâm hürriyeti matbu • at hürriyeti takyit edilmedi. Gazeteler gene serbest ve sansüre tâbi değildir. Bundan başka Her (Hugen bry) namında büyük bir sermayedar radikal nasyonalist par tisini teşkil etti. Bu zat filim, maden, fabrikalar gibi Alman sanayiini himaye edecek bir programla ortaya atıldı. Şimdiki halde komiinistlerin mecliste 70, nasyonalistlerin 105 meb'usları vardır. Mecliste en kuvvetli parti hükumetin istinat ettiği fırkadır ki ordu, zabitan bunun em rindedir.» Alman seyyahları beş gün şehrimizde kalacaklar ve bugün saat on birde Cumhuriyet abidesine bir celenk vazedeceklerdir. Bolu 3 (Hususî) Bolu merkez kazası intihabı bugün yapıldı C. H. Fırkası namzetleri ittifakla seçil diler. Mülhakattan Gerede, Göynük, Mudurnu intihabatı da neticelendi. Halk Fırkası namzetleri seçildi. Saip Buğday konferansı Hukuk Fakültesi Müsbet ve maddî bir se 20 nisanda 50 inci senesini mere vermeden dağıldı tes'it edecek Roma 2 (A.A.) Beynelmilel buğday konferansı nihaî projeyi kabul ettikten sonra mesaisine hitam vermiştir. Bu projeden istintaç e dildiğine göre: 1 Konferans, devletlerin dahilî işlerine müdahale etmekten vaz geçmiş ve her devlete kendi istihsalât ve istihlâkâti ve rüçhan esasına müstenit rejimler mes'elelerini dahilde hal ve tesviye etmek serbestisini bırakmıştır. 2 Konferans, istokların sarf ve tevzii için ihracat yapan devletlerin müştereken hareket etmelerini te mine çahştnıştır. 3 Zirai kredinin tenkisi husu sunun Cemiyeti Akvam'ın mali en • cümenîne havale ve tevdi edilmesi icap eder. 4 Kısa vadeli kredilerin teşvik ve tesci edilmesi muktazidir. Huku Fakültesi 20 nisanda 50 inci senei devriyesini idrak edecek tir. Hukuk Talebe Cemiyetinin te şebbüsü ve Darülfünun Eminliği nin delâletile bugün büyük merasimle tes'it edilecektir. 20 nisanda bütün hukukcular ve Darülfünun mü derrisleri konferans salonunda ha • zır bulunacaklardır. Merasimde muhtelif nutuklar irat edilecek, bizde hukukçuluğun tekâmül devreleri ve büyük Türk hukukçuları anlatıla caktır. Bu münasebetle 50 senelik zaman içinde Fakültede müderrislik etmiş olanların ve mezun hukukçuların birer albümü hazırlanarak neşrolu nacaktır. Ayni gece Tarabya'da Sömmerpalâs'ta bir hukukcular bolasu verilmesi muhtemeldir. Darülfünun Eminliği tarafından hazırlattırılmış olan büyük Darülfünun merasim bayrağı ilk defa o gün Darülfünuna asılacaktır. Mekteplerin umumî teftişi Ankara 3 Mayıs iptidasında Maarif Vekâleti umumî müf ettişlerî muhtelif mıntakalan teftişe çıka caklar, idare ve tedris vaziyeti ile bilhassa kız mekteplerinde disiplinin ne suretle temin edildiğinî tetkik edeceklerdir. Müntehibi sani intihabatı ikmal edilen yerler Ankara 3 (A.A.) Kastamoni, Araç, Niğde, Tatay, Göre, Taşköprü, Kırklareli, Biga, Çomre, Gebze, Rüfahiye, Hayrancık, Lâdik, Mesu • diye, Çıldır, Divriki, Görele, Hü seynabat, Iskilip, Mecidözü, Ayancık, Trabzon, Akçaabat, Sürme ne, Aksaray, Devrek, Zara kazaları müntehibi sani intihabatı nihayet bulmuş ve müntehipler reylerini C. H. Fırkası namzetlerine vermişler dir. hanit At koşuları Izmir 3 (A.A.) Yarış ve ıslah encümeni âlisi Izmir ilkbahar at yarışlarınm ikinci hafta koşusu bugün Buca'da icra edilmiştir. Birinci koşuda, celep Rıza Efen • dinin Zeybeği birinci, Yüzbaşı Hilmi Beyin Gubri ikinci, Hüseyin E fendinin Yegâne'si üçüncü gelmiş • tir. İkinci koşuda, İzmir meb'usu Celâl Beyin Veragaskon'u birinci, A kif Beyin Andriniko'su ikinci, Tahsin Beyin Monaz'ı üçüncü gelmiştir. Üçüncü koşuda, Tevfik Beyin Sedad'ı birinci, Kâmil Efendinin Na sib'i ikinci, Fikret Beyin Maltay'ı üçüncü gelmistir. Dördüncü koşuda M. Yantes'in Jon Türk'ü birinci, Yaver Ahmet Beyin Rokurt'u ikinci, Evliyazade Refik Beyin Mispikel'i üçüncü gel miştir. Beşinci koşuya 9 kısrak iştirak etmiştir. Birinci Kemal Efendinin Dervîş'i, ikinci Hüseyin Efendinin Gümüş'ü, çüncü Şükrü Ağanın Kısmet'i gelmistir. r Merkez Bankası I Yetint maaşları Ankara 3 Dahiliye Vekâleti • nin yetim ve tekaüt maşlarmuı tahsisine dair vilâyetlere gönderdiği bir tamimde maaş tahsisi muamelâtının tâli işlere tercih edilerek sür'atle intacı ehemmiyetle tavsiye e • dilmiştir. 15 NİSANA KADAR HİSSE KAYDINA DEVAM EDİLECEK Beheri yüz liradan ibaret hisse senetlerinîn bedeli bir senede taksitle ödenecek Hisse senetlerine üç sene için yiizde altı temettü vermeği hükumet tekeffül etmiştir Hem kârlı bir iş yapmış, hem de Türk parasmın kıymetmi yükselt miş olmak için bu fırsattan îstifade ediniz. ' Yerli ve ecnebi birtün bankaların ki, şelerlnde kayıt mttamelesine devam1 adilmektedir Samsun Sivas hattı Ankara 3 (Telefonla) Sam sun • Sıvas hattını teftişe giden heyeti teftişiye reisi İzzet Bey An kara'ya avdet etti. Belediye Evkaf ihtilâfı Üsküdar Kısıklı tramvaylarımn Evkaf tarafından Belediyeye satıl ması dolayisile iki müessese ara sında çıkan ihtilâfı hal için bulunan formüle göre Evkaf Tramvay Sir ketinden Belediyenin alacağı paraları tahsil edecek ve 490 bin liralık borcun 250 bin lirası için de kendisine şirket aksiyonları veril ecektir. Saat onda geldi ve tekdirlerime karşı: Evet, yarın da böyle olacak. Ben böyle bir havada Paris'te hap« solamam. Dedi; halinde Brest ka tarma bindiği günkü merhametsiz kararı okuyordum, o karar ki bana o gün, lokomotifin önünde raylarm üzerine serilip yat sam, beni çiğniyerek, ezerek gene gidecekti, fikrini vermişti. Ertesi gün bir yeis ve kederle Boşanmamızı ve Krozant ile evleninciye kadar gidip anasının babasının evinde kalacağını söyledi. Onun küçük salonunda idik. Çok az muka vemet ettim. Bunun böyle biteceğini çoktan biliyordum. Hatta şu sırada kendisini artık görmemeği düşün • müştüm. Bununla beraber şu teklif karşısmda ilk hissim miskinane olmuştur. Bir anda düşünmüştüm ki ailemde hiç boşanma gibi bir hâ dise sebketmemiştir ve bu faciayı yarın aileme anlatirken çok küçü leceğim. Fakat derakap kendime geldim ve böyle bir şey düşündü ğümden utandım. Ve artık kendimi bir tarafa bırak Fuhuş mücadelesi Son günlerde zührevî hastahk ların fazlalaştığı ve bilhassa gençler arasında tahribat yaptığı anlaşılmıştır. Sıhhiye Vekâleti bunun önüne geçmek için eski fuhuş mücadelesi nizamnamesinin tatbikını Sıhhiye müdiriyetine emretmiştir. Bundan sonra fahişeler sıksık muayene edilecektir. Yeni nizamnamenin polise ait kısmında bir tebeddül yoktur. mak ve yalnız Odil'in menfaatini düşünmek lüzumunu hissettim. Az sonra mükâlememiz yüksek ahlâkî noktalara temas etti, ve samimî olduğumuz zaman aramızda çok kere vaki olduğu veçhile, ihlâskâr bir surette devam etti. Yemek hazır dediler. Sofraya gittik. Karşı kar sıya idik, uşaktan dolayı bir şey konuşamıyorduk. Her biri Odil'in zevkini taşıyan tabaklara, kadehlere, bütün bu eşyaya baktım. Sonra bir aralık onun suratına da baktım. Bana bütün bir saadet hayatı verebilecek olan bu vücudün kar şimda belki son defa bulundu ğunu düşündüm. O da, gözleri gözlerimin içine girerek, bana baktı; sapsarı ve düşünceli idi. Belki, o da benim gibi, bir daha görmiyeceği şüphesiz olan huzuzumu hafı zasına nakşetmek istiyordu. Uşak, bu müthiş girdibatlardan bihaber, tamamen lâkayt, büyük bir meha retle tabak yetiştiriyor, yemek verryardu. Uşağın hiç bir şey bilme meai Odil ile beni, velev bir suç bahsinde olsun müsterek tutuyordu. Yemekten sonra salonuna gittim, Iki gazeteci mahkâm Adana 3 Yeni Tarsus gazetesi başmuharriri Vasfi Pulat ve rouharriri dişçi Hüsnü Beyler yaptıklan neşriyattan dolayı birer sene hapse mahkum olmuşlardır. Cumhuriyet'm tefrikası: 33 Yazan: Andre Moruva IKLIMLER Ayni zamanda şayet kendi hakkında bana yapılan tasvirler doğ • ru ise evlenme hususuna yanaşmı yacaktı... Ahval bu merkezde iken noele doğru, Brest'ten, Tulon'a dönmek üzere bu sefer Paris'ten geçmişti. Paris'te iki gün kalmış. Bu sırada karımın hareketi mecnunane ihti • yatsızlıklara kadar varmıştı. Âşı • kı, Paris'e geldiğini ben idarehaneye gitmek üzere sabahleyin evden çıkmadan evvel, telefonla haber vermişti. Telefonda konuşurken ka rımın simasında uçuşan renklerden... saadet, neş'e, telâş, heyecan hava • sından telefon edenin, o, olduğunu anlamıştım. Müteakıben kendisinde görmeğe hiç alışmadığım muti, mü • Iâyim, hemen hemen ricakâr bir vaziyet almıştı. Telefonun daha siyah ahizesi elinde olduğu bir sırada, Terceme eden: Havdar Rifat daha âşıkmdan az çok uzun bir mesafede bulunurken.. Benim gözlerimin önünde, siması zambaklar ka dar saf görünen, canverici tebessümile tezeyyün ediyordu... Evet... Sesinizi duyarak çok sevindim.. Evet.. Evet.. Fakat... Evet, evet, fakat... (Iztıraplarla bana ba karak) bana bakınız, yarım saat sonra telefon ediniz.. Kiminle konuştuğunu sordum. Beni duymamış gibi cevap vermiyerek lâkayt bir tavurla makineyi hemen kapadı. İşlerimi öğle yemeğine eve gel mek üzere yoluna koydum. Gelince hizmetçi elime bir kâğıt uzattı: «Şayet öğleyin gelirseniz, merak et • raiyiniz, ben öğle yemeğini dışarıda yemek mecburiyetindeyim. Akşama görüşürüz, güzelim...» Hanım çıkali çok mu oldu? hayatımızın ne olacağını uzun uzun ve çok ciddî olarak konuştuk. Bana bazı nasihatler verdi: Yeniden evlenmelisiniz. E minim ki bir başkası için mükemmel bir kocasınız. Fakat ben size göre yaratılmış değilim. Ancak Miza ile evlenmiyiniz, bundan eza duyarım; zaten fena bir kadındır. Meselâ size en münasip biri halazadeniz Benet'tir. Dedi. Güzelim, deli olmıyınız, ben bir daha evlenmem. Hayır, hayır, bu lâzım. Bir ricam var. Ben hatırınıza geldiğim zaman pek fazla kin duymıyınız. Dicki, sizi çok sevdim ve sizin nihayetsiz kıymetinizi pek bilirim. Müdaheneyi sevmem ve yapmam. Söy> lediklerimde hiç bir fazlalık yoktur. Çok kere öyle şeyler yaparsı nız ki, sizin yerinizde, başka hiç bir erkek onu yapmaz. Bunu düşünürdüm, <Dicki serttir, de! derdim. Bir şey daha söyliyeyim, belki hoşunuza gider: Bir çok cihetten sizi ona tercih ederim, fakat... Fakat?.. Mabadi Tar

Bu sayıdan diğer sayfalar: