25 Mayıs 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

25 Mayıs 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

•Cumhuriyet Peşte Sergisinde.. Türk paviyonu muvaffak oldu, fakat o kadar noksanlarımız vardıkiL Budapeşte'nin hepsi birbirinden güzel, temiz, geniş ve munta zam caddelerinden biri olan Andrassyh bul varını nihayete kadar takip e derseniz Macar milletinin vatan için ölen harp kahramanları na mına inşa ettiği muhteşem «meçhul asker» abi desile müzeyyen şirin bir parka girmiş bulunur • sunuz. tşte Bu 25 Mayıs 1931 Kalp paralar Hapisanede yapılan para lar harice sürülememiştir Yaşa Galatasaray! Sarı Kırmızı Yunan Şampiyonunu Olimpiyako'su 20 mağlup etti Barda kavga Şişli'de oturan İnhisar memurlarindan Ziya Efendi Taksim'de bir barda otururken şoför Sabahattin ile aralannda kavga çıkmıştır. Sabahattinin Naci ve Mazhar isimle • rindeki arkadaşları kavgaya karışmışlar ve Ziya Efendiyi tehlikeli surette yaralamışlardır. Ziya Efendi hastaneye nakledilmlştir. Uç şoför de taharri olunmaktadır. Türk paviyonundan bir köşe ve Gazi'nin büstü dapeşte beynelmilel sergisinin bü yük methali bu parkın arkasına isa bet eder, daha doğrusu «ergi birinciden daha büyük olan ikinci bir parka yerleştirilmiştir. Güzel tarhlar, muntazam şoseler, yeşil ağaçlar ve rengârenk çiçekler arasına sıkıştmlmış zarif paviyonları ve binbir çeşit reklâmları ile serginin heyeti umumiyesi ilk görüşte nazarlan çeken ve zevkleri oksıyan pek cazip bir eğlence yeri manzarası gösterir. Fakat bütün bu daireler, paviyonlar ve standlar teker, teker gözden geçîrilince ilk intiba değişir. Bir ye şîllîğe yerleştirilmiş kocaman bir traktör, güzel bir paviyonun iize rme sıralanmış otomobiller, otobüsler ve kamyonlar, diğer bir tarafta duran ağır sanayie mahsus makineler, motörler, dinamolar, dürbinler ve san'atm her şubesine tnahaus yüzlerce nevi makineler, bmlerce masnuat ve mamulâtı insanı öyle bir kaç saatte hatta bir kaç giinde kavrıyamıyacağı, mühim ve muazzam bir görünüş karşısmda bulundurur. Bir makine hakkında îzahat alırken, bir nevi emtiayı tetkik ederken dakikalarm, saatlerin ne kadar bir »ür'atle geçtiğini güç farkedersiniz. Serginin heyeti umumiyesini diğer bir yazıya terkederek evvel emirde Türk paviyonundan bahsedeyim. mın yanında beygirile mânia atlıyan İsmet Pş. nın resmi, feraceli, çar şaf lı bir hanım grupuna mukabil brugünkü Türk kızlarının kayık yarışları ve kır koşularındaki spor faaliyetleri iki devir arasındaki farklan pek bariz bir surette gösteriyordu. Hele feraceli bir saraylı hanımın yanında 1931 GUzellik Kraliçesi Na şide Hanımın resmi pek iyi bir dü • sünce mahsulü idi. Propaganda hususunda Zaro Ağadan bile istifade unutulmamıştı. Zaro Ağayı iki A merikan dilberile oynaşırken gös teren bir kart postalin arkasına muhtelif lisanlarla «eğer Zaro Ağa gibi 150 sene yaşamak istersen Türk inciri yemeliain» ibaresi yazılıdı. Ve bu ibare Türk üzümü, Türk fındığl, Türk tütünü için de tekrar ediliyordu. Zayıf tarafımtz Beynelmilel bir sergiye ilk defa olarak iştirak ettiğimiz ve bu sahada tecrübeslz bulunduğumuz nazari dikkate alınırsa bu ilk hatveyi bir muvaffakiyet addetmek belki doğru olabilir. Fakat her tecrübeden bir istifade doğması lâzım geleceğine nazaran bazı noksanları ve hatalan da zikretmemek iyi bir hareket değil • dir. Bu kadar masraf ve zahmete mukabil paviyon pek zayıftı. Yerli mamulât ve mahsulâtunız kısmen pek zayıf ve kısmen de hiç teşhir edilmemişti. Bunun sebeplerini yerli müessesatın sergilerin ehemmiyetini takdir edememekte olduklarında ara • malıdır. Meselâ memleketimizde çalışan ecnebi bir müessese mükemmel teneke kutular içinde zeytinyağlarımızı teşhirde bihakkın muvaffak olmuştu. Bilhassa tzmir'Iilerin kendi mıntakalarına ait mahsulâtın satışı için bu büyük fırsattan lâyıki veçhile istifade edememiş olmaları şayani teessüftür. Her şeyi devletten beklemek zamanı artık çoktan geçmiştir. Bunlardan fertler ve fertlerden teşekkül eden cemiyetler daha büyük istifadeler temin edebilirdi. Sergide ufak kese kâğıtlarile satılan altıncı, yedinci nevi bozuk ve kurtlu incirler her halde tzmir in cirleri için bir şöhret temin edemezdi. Bunda sergi îdaresinin büyük bir kabahati vardır. Eğer iyi cins incir bulamadılarsa kötülerini götürüp satmakta mana yoktu. Bediî noktai nazardan diğer bir kusuru da zikretmeden geçemiye ceğim. Bu da Türk paviyonunun dahilî ve haricî boyaîarıdır. Çivit mavisi ve tuğla kırmızısı ile siyahtan terekküp eden bu renkler pek garip bir manzara irae ediyordu. Bu yeşillikler arasına kırmızı, beyaz millî renklerimiz ve bunların arasına sıkıştırılacak ay ve yıldızlarımız da ha cazip ve daha orijinal bir ahenk yaratırdı. Türk paviyonu Serginin büyük kapısından girinee sağ taraftan size doğru uzanan bir insan akıntısı nazari dikkatinize çarpar. Bunların ekserisi ağızların da bir şey çiğnemekle veya bir si gara tüttürmekle meşguldür. Mü temadiyen «Török* kelimesini işidirsiniz. Tabiî anladınız. Bunlar Türk paviyonundan çıkan ve kendilerine lokum, sigara ve saire ikram edil miş olan binlerce Macar ve ecnebi ziyaretçileridir. Soldan girip sağdan çıkan bu binlerce halkın arasına kanşıp içeriye girebilmek epeyce müşkül bir iştir. Girseniz bile bu izdihamın şiddetli tazyik ve cereyanmdan kurtulamıyarak kendinizi zorla tekrar dışarıya çıkarılmış görürsünüz. Filhakika Türk paviyonu tasavvur ve tahayyülün fevkinde rağbet ve teveccüh görmüştür. Paviyonun dahili Dahilî teşhir ve tanzim tibarile paviyon kusursuzdu. Ortaya Gazi'mizin güzel bir büstü yerleştirilmiş, kapısına ve kubbesinin iç tarafına Macar ve Tür kardeşliğini teyit eden ibareler yazılmıştı. îçeride sol cephede Kütahya çinilerînden bir şömine yapılmış, diğer bir köşeye Tütün fnhisarının sigara istandı kurulmuş, muhtefif yerlerde Sıvas seccade ve halıları, ipek kumaşlar ve bîr çok Türk mahsulât ve masnuatı teşhir olunmuştu. Kapının bir tarafında da îzmir'H bir şekercinin Io kumları mevki almıştı. Kuvvetli propaganda Paviyonun en kuvvetli cephesi propaganda kısmıdı. Türkiye hakkında kısa, fakat çok faydalı malumatı ihHva eden ve Gazi'nin güzel bir resnıile müzeyyen Macar'ca bir kitapçık ile üzüm, fındık, incir, pamuk, zeytinyağı ve saire gibi millî mahsulâtımıza dair ayrı, ayrı Macar'ca Alman'ca, Fransız'ca ve İngiliz'ce basılmış olan risalecikler herkese dağıtılmıştır. Bilhassa Türk mahsulâtı hakkında gayet sarih malumatı veren ihsaî duvar tabloları çok şayani dikkatti. SÜLEYMAN NAMIK Polis kadrosunda vukubulacak münhalata yeniden memur almmıyacağm dan beyhude müracaat olunmaması i lân olunur. Polis müdiriyetinden: ASKERl ŞUBESİNDE İŞİ J OLANLAR SAYFASlİ J Yarın neşrediyoruz î Yarınki nüshamızda son ay • zarfında Askerî Tekaüt şubesi tmparatorluk ve Cutnhuriyet Tür J tarafından muameleleri ikmal kiye'leri arasındaki farklar muhte edilerek tanzim edilen resmî lif resimlerle canlı bir surette göstesenetleri Muntazam Borçlar u rilmişti. Bir sultanın biat merasimimüdiriyetine verilmi* olan za fj ni gosteren resmin yanında Gazi'mibitan, eytam ve eramilin sahife? »in traktör üzerinde fotoğrafları, halinde listesini neşredeceğiz. fesli ve sırmalı ihtiyar bir sadrazaİki Türkiye yanyana Irak tayyarecilerine yapılan hüsnü ka bulden dolayı Irak hukumetinin Tzim teşekkurlerinin Türkiye Cumhuriyatine takdiminl rica eylemekle kesbl şeref eyler. Dost ve komşu devletin gerek hü kumeti ve gerek milleti tarafından tayyarecller hakkuıda vuku bulan işbu hüsnü kabul Irak devalrinde htisnü *sir yapmıştır Tayyarecllere kıymetll 7ar dımlar eden Turkiye makamatına ve tertip ettiği ihtifalât ile tayyare=ilerin kalplerinde çok guzel intibaat üusule getiren Türk Tayyare cemiyetine Irak hukumetinin azim şükranını iblâğ bu yurmasile muhterem Türkiye elçlliği, ve2aretı memnun etmiç olacaktır. Te zaret takdirat ve lhtiramatı faikısıni ara için isbu fırsatı intihaz eyler. Hapisanede İlyas kaptan namında bir mahkumun sahte evrakı naktiye tab'ma cür'et ettiği sırada bir ihbar üzerine paralarm sürüme çı karıimadan yakalandığını yazmıştık. Bu hususta dün Müddeiumuraî Ke nan Bey şu izahatı vermiştir: « Cebren izalei bikir maddesinden 10 sene ağır hapse mahkum olan ve müddeti mahkumiyetini ik • mal etmek üzere Sinop hapisanesinden İstanbul hapisanesine gönderi len, halen de Bursa hapisanesine sevkedilmiş bulunan İlyas kaptan isminde biri burada 19 tane beş liralığa ve bir tane 10 Hrahğa benzer 20 adet taklit evrak yapmış ve hapisane idaresi tarafından yakaian • mıştır. Müddeiumumilik keyf iyetten ha • berdar edilmişti. Yapılan tahkikatta İlyas'ın beş Iirahkları el üe oyarak hazırladığı tahta bir kalıbı boyaya basmak suretile ve 10 liralığı da el ile tersim ederek yaptığı ve bunları hiç bir veçhile harice çıka ramadığı, 20 taneden başka da yapmadığı sureti kat'iyede tahakkuk etmiştir. Esasen elde edilmiş olan bu pa ralar o kadar fena taklit edilmişth* ki yakından değil, 23 metre uzak • tan bile sahte oldukları çok bariz bir surette anlaşılmaktadır. Çünkü hakikî evrakı naktiyenin resim, yazı, renk ve kâğıtları ile bunlar arasındaki müşabehet pek cüz'î ve sat hidir. Eğer harice bile çıkarılmıs olsalardı halkın aldanarak bunları evrakı naktiye zannile almasına ve bu VBİrind Sahifeden mabatt) paralarm tedavülüne imkân yoktu. rım gibi kaleye indi, fakat favul İlyas hakkında kanunî takibata başyaptı, hücum neticesiz kaldı. Misa lanmıştır.» f irlerimiz 9 uncu dakikada korkulu bir akınla kalemize kadar indiler, müdafaamız tehlikeyi atlattı; topu muhacimlere gönderdi. Galatasaray sağdan, soldan mütemadiyen akın [Başmakaleden mabait] yapıyor, soldan yapılan hücumların 4 Holanda'da «Birinci İnönU», çoğunu Lâtif bozuyor. Rebii bu hü«İkinci tnönü» denizaltı gemileri cumlardan birinde kaleye girerken yaptırılmıştır. Bunlar suyun yüzünde ceza çizgisi içinde bir çelme ile dü • 505, daldıkları zaman 620 ton ce şürüldü, fakat hakem penaltı yerine sametindedir. frikik cezası verdi, gol olmadı. Bu 5 ttalya'da iki son sistem muhdakjkalarda Galatasaray, misafirlerip yaptırılmıştır. Kocatepe ile A rin kalesini bir çember içine almış datepe, haziranın 15 i ile nihayeti gibi idi, korkulu akınlar yapıyor, arasmda muhakkak tstanbul'da buher an gol vaziyeti ihdas ediyordu. lunacaklardır. Bunlar 1600 tonluk On beşinci dakikaya kadar belki 10 ve 43 mil sür'atinde mükemmel ge dan fazla akın yaptık. Bunların ekmilerdir. serisi sol taraftan oldu, çok tehli 6 îtalya'nın Freçyo muhribi keli v^üüyetler ihdas ettik. Buna rağsisteminde iki muhribimiz daha var men ikinci sayıyı kaydetmedik ki, dır. Bunların isimleri Zafer ve Tı » bunun imili Lâtif'in bozuk oyunu naztepe'dir. Bunlar da bir buçuk ay idi. sonra denize indirilecek ve sonba Yunan'lılar hütuma harda geleceklerdir. Bu iki muh geçiyor! rip 1,206 ton cesametinde ve sür'atleri asgarî 38 mil olacaksa da da • Misafirlerimiz 16 ıncı dakikadan ha yüksek sür'at temin edecekleri sonra bu müşkül vaziyetten kurtulmuhakkaktır. dular. İyi bir akın yaptılar, avut oldu. 22 inci dakikaya kadar misafir7 Monfalcone tezgihlarında lerimiz nisbî bir hakimiyet tesiame inşaatı ikmal edilen ve tecrübeleri muvaffak oldular. Bu sıralarda Ulbaşlamak üzere iki tahtelbahirimiz vi güzel bir kaç kurtarış yaptı. 22 vardır. İsimleri Sakarya ve Dumlu • pınar'dır. Bunlar da bir buçuk ay inci dakikadan sonra Galatasaray gene akına başladu Necdet, Re • sonra İstanbul'a gelmiş olacaklar bii'nin güzel bir pasını kaçırdı, pasdır. la beraber gol de kaçtı. Böyle bir 8 Venedik'te Svan fabrikasında vaziyetle 29 uncu dakikada gene yapılan üç tane hücum motörbotu. karşılaştık, bu da ötekinin akibe Bunların 34 mil sür'ati olması mat tine uğradı. Otuzuncu dakikada bize luptur. Bu gemilerin de tecrübeteri bir korner oldu. Dışarı attılar. Arkayapılmaktadır. Matlup evsafı haiz smdan Galatasaray yıldırım gibi Yuoldukları tahakkuk ederse bunlar da nan kalesine indi, Mehmet ortaya kabul olunarak İstanbul'a getirilegüzel bir pas daha verdi. Bu da boceklerdir. şa çıktı. 36 ıncı dakikada Mehmet İşte H. Fırkası ve tsmet Pş. kabitopu sürerek kaleci ile dört metrede nesi, Türk donanmasını bu suretle karşı karşıya kaldı, fakat topu kaihya etmiş ve kısa bir müddet zar lecinin avucunun içine attı. 4/3 ıncı fmda Yavuz, dört muhrip, dört tah dakikadan sonra misafirlerimiz tektelbahir ve üç hücum motörbotun rar hücuma geçtiler, Ulvi bir kaç dan mürekkep yepyeni bir filo vü kurtarış daha yaptı. Misafirler gol cude getirmiştir. Memleketin binbir yapmak için çok uğraŞıyorlar, fa ihtiyacı arasında deniz kuvvetlerini kat arslan Nihad'ın hakikaten ortade temin eden Fırkaya, Başvekil sında arslan gibi oynadığı müda Pş. ya, Büyük Erkânı Harbiye Rei faamız bırakmıyordu. îlk devre bu sine, Müdafaai Milliye Vekâletine suretle sonuna kadar devam etti ve ve Deniz Müsteşarına karşı şük • bitti. ran hisleri duymamak kabil değil • dir. İkinci devrede tkinci devrede herkes Lâtif'in deAbidin Daver ğiştirileceğini ümit ediyordu, fakat îrak Hariciye Vezirinin bu akıllıca hareket yapılmadı, Lâ tif ipka edildİ. teşekkürü İkinci devrenin başından doku Bir ay evvel İstanbul'a gelen Irak zuncu dakikasına kadar misafirle • tayyarecilerine, Tayyare Cemiyeti rimiz, Galatasaray'ı sıkıştırdılar. tarafından gösterilen hüsnü kabulArka arkaya hücum ediyorlar, kaleden dolayı Irak Hariciye Vezirin mize kadar iniyorlar, müdafilerimiz den Hariciye Vekâletimize şu mek zorlukla bu hücumları kesebiliyor . tup gelmiştir: lardı. Bu vaziyet bir müddet devam Hariciye vezareti Bağdat'ta Türkiye etti. Yunan'lılar bir gol atarak mü elçiliğine hürmetlerîni takdim eder ve savatı tesis etmek istiyorlardı. Irak'a gelmek üzere Türklye'den ?3çen i konferans İstanbul Muallimler Birllginden: 26 mayıs pazartesi günü saat 15,30 da Sultanahmet'tekl Birlik merkeztade haf talık konferanslardan 8 lnclsl (Müreb binln Ruhu) mevruu üzerine Hıfzarrahman Rasit Bey tarafından verilecek ve müteakıben geçen haîtalarda cereyan eden (Toplu Tedris) münakaşalannın netlceleri tesbit edilecektir. Çırçır suyu yalnız menbaındadır Bir takım adamlar şehirde Çırçü «uyu diye su satıyorlarmış. Çırçır suyu salıipleri satılmak üzere şehre su vermediklerini ve Çırçır »uyunun yalnız menbaında kabili tedarik bulunduğunu bildiriyorIar. cuları kolkola girerek şimdiye ka • dar hiç bir ecnebi maçında görül memiş bir şekilde samimiyetle ve halkın alkışları arasında sahadan çıkmışlardır. ğu kadar Yunan şampiyonunu da yormuştu. Rebiinin bir çok güzel hücumları bile golle neticelenmedi. Misafirlerimiz bir arahk güzel sayı fırsatları ihzar etmeğe muvaffak oldular, fakat zamanında şüt atamadıklarından Galatasaray müdafaası gol fırsatı vermedi. Galatasa ray da bir çok hücumlar yaptı ise de gol fırsatları kaçırdı ve oyunun bu şejcli değişmeden Galatasaray' ın 2 0 galibiyeti ile hitam buldu. Yunanistan şampiyonu, dün Galatasaray'ın karşısında, cuma günü Fenerbahçe'nin karşısında oynadığı oyun kadar müessir bir oyun oynamamıştır. Misafirlerimiz, cuma günü ilk devrede tamamen hâkim oynamışlar, fakat sayı yapaatstmiflardı. Halbuld dün arasıra devam eden kısa faikiyetleri istisna edilirse oyun tamamen Galatasaray'ın hâ kimiyeti altmda cereyan etmişth. Galatasaray'lılar umumiyetlo iyi, canlı ve atılgan oynadılar. Rebiî, Kemal Faruki, Nihat, Suphi en gayretlü«ri idi. Sonra, Vahyi, Bürhan ve Necdet ve Leblebi Mehmet te gayertü oynadılar. Ulvi, fedakâr ve mahirdi. Eskî oyunlarına nazaran, kendmden beklenen kudreri gös teremedi. Mithat'ın eskisi kadar çalışmadığı ve anform bir halde bu lunmadığı görünüyordu. Maamafih önünde geriye hiç yardım etmiyen Lâtif'in bulunması da Mithat'ın oyununu bozdu. Lâtif, bermutat, birinci haftayımda, nefessiz bir kukla gibi oynadı. İkinci devrede biraz canlandı ise de gene asla eski Lâtif değildi. Mühacim hattmda dünün eansız oyunu, Rebiinin harikulâde gayretlerini de ekseriya akim bı rakıyordu. Galatasaray Kaptanı birinci devrede Lâtif'in yerinde genç ve atılgan bir oyuncu oynatacak, ikinci devrede Lâtif'i binnisbe yorgun hasmm karşısına çıkaracaktı. Lâtif in fena oyununa rağmen bn gencin ısrarla oynatılması, onu çahşmaktan menediyor. Anlaşıh yor ki Lâtif'e, Galatasaray sol iç muhacim mevkiinin gediklisi olduğu kanaati gelmiştir ve onun için çalışmıyor. Sahadaki 22 oyuncu içinde en cansızı, en nefessizi o, idi. Demir gibi şütleri olan bu oyuncunun bir buçuk saatte yalnız bir tek şüt atacak kadar aciz göstermesi hazmdir. Kendisine biraz çalışmasını tavsiye ederiz. Dün Lâtif senebaşındaki oyununu oynıyabilseydi veyahut onun yerinde ihtiyatta bekliyen genç muhacimlerden her hangi biri oynatılsaydı Galatasaray'ın karşı • sında Olimpiyakos ta, aşağı yukarı, Aris'in haline düşecekti. Maçın hitamından sonar hakem M. Kaçef'le görüştük. M. Kaçef, bu oyunun cuma günkünden daha teknik oynandığını ve neticesinin oy • nanan oyuna nisbetle tam yerinde bir galibiyet olduğunu söyledi. Hakem ne diyor? Türk donanması AHMET tHSAN Dün geceki ziyafet Dün gece Olimpiyakos takımı ş» refine Türkuvaz'da bir ziyafet ve • rilmiş, misafirler, kafile reisi, Ga • latasaray futbolcuları, Fener kap tam Zeki B., Beşiktaş kaptanı Şeref B. hazır bulunmuştur. Ziyafetin sonunda Galatasaray'ın sabık reisi Abidin Daver B. bh* nutuk irat ederek sporcular arasındaki bu samimî temaslaruı faydasmdan bahis ve devamını temermf'etti. Cuma günkü maçta bir seyircinin fazla asabiyeti yüzünden sporculann ve bütün memleket halkının müteessif olduğunu, fakat bunun her hangi bir kaste makrun olmadığını anlatti. Bundan sonra Galatasaray futbol cuları misafirler şerefine 3 defa yaşa bağırarak selâmladılar. Müteakıben kafile reisi; Abidin Daver Beye cevap vererek bu te maslardan gayet memnun, Galata saray ve Fenerbahçe'nin gösterdiği samimiyete müteşekkir bulunduk • lannı, Daver Beyin işaret ettiği hâdiseyi hiç nazari itibara almadtklannı, fazla asabiyet yüzünden her memlekette bu gibi hâdiselerin vuku bulduğunu ve buna fazla ehemmiyet vermenin doğru olmadığını söyledi ve: « Burada iyi yetişmiş sporcular gördük. Bunlar bizim için örnek ola bilir.» Dedi. Yunan futbolcuları da Türk fut • bolcuları şerefine 3 kere şa bağırdılar ve ziyafet geç vakte kadar eğ • lence içinde devam etti. Nasıl oynadılar? Yunan futbol federasyonunun bir telgrafı Yunanistan futbol federasyonu Yunanistan'a giderek Türk Yunan sporcuları arasında maç temasını temin eden spor erkânından Şerafel tin Beye müsabakadan 4 saat evvel şu telgrafı göndermiştir: «Türk • Yunan karşılaşması mü nasebetile iki kardeş milletin sulh, medeniyet ve terakki yolundaki azminin asil birer hâdimi olan Türk futbolcularile bu karşılaşmamn â • mili olan zatı âlinizi hürmetle se • lâmlarız.» Maç samimî bir hava içinde bitti Hakem M. Kaçef'in oyunu gene temiz ve çok bitarafane bir şekilde idare ettiğini burada memnuniyetle kaydetmeliyiz. Bundan başka u • mumiyetle müsabakanın gayet nezih bir şekilde ve dostça cereyan etti ğini de iftiharla yazabiliriz. Sonra halk, fazla gürültü yapmadan maçı takip etmiş, iki takımda da güzel oynıyanlar, güzel hareketler alkışlanmıştir. Oyun bHtikten sonra Yunan'lı misafir oyuncular büyük bir nezaket göstermişler, Galatasaray'lı oyun eulan, güzel oyunlarmdan ve ka zandıkları galibiyetten dolayı birer birer tebrik ederek ellerini sıkmıslardır. Sonra da iki takımın oyun tzmir'de spor inkisafı için bir içtima Heyeti ile Futbol Heyeti ve bütün fennî heyetler, bugün mmtaka reisi Vali Kâzım Pş. nın nezdinde topla narak mühim müzakerelerde bu • lunmuşlardır. Beş kulübün verdiği takrir ile heyeti merkeziye, futbol heyeti ve bütün fennî heyetlerin is • tifaları vuku bulmuş ve müttefikan fevkalâde kongrenin önümüzdeki cuma günü sabah saat 9 da toplan > masına karar verilmiştir. Bu müzakerelerden maksat, spor âleminin daha geniş ve daha kuvvetli bir cephe üzerinde hazırlanmasıdır. Cumhuriyet Ne olurdu tstan • bul Valisi de tzmir Valisinin onda bhn kadar sporu ve sporcu gençliği dttşünse!.. îzmir 23 (A.A.) Spor Mmtaka Dokuzuncu dakikada bizimkiler hücuma geçtiler. Kemal Faruki Necdat'e güzel bir pas verdi, kuvvetli bir şüt ve gol. Galatasaray ikinci golü atmış ve galibiyeti emin bir hale getirmişti. Maamafih vaziyet başka goller yapmağa da müsait idi. Lâtif bir arahk düzelir gibi oldu ve bütün oyun imtidadınca birinci ve sonuncu olan şütünü atabildi. O da havaya gitti. Devrenin ortasından sonra hücumlar mtttekabil bir şekil almıstı. Fakat birinci devredeki ka dar müessir olamıyordu. Bu canlt, ateşli ve seri oyun Galatasaray'ı oldu Galatasaray'ın ikinci golü

Bu sayıdan diğer sayfalar: