30 Mayıs 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

30 Mayıs 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30Mayı» 1931 CamKuriyeİ SONTELGRAFLAR Fransız parlâmentosundagürültiilii bir içtima M. Franklen Buoillon Versay kongresinde M. Briyan aleyhine reyverenleri şiddetle takbih ediyır Parîs 28 (A.A.) Meb'usan meclisi, haricî siyaset hakkm daki istizahların müzakeresine devam etmektedir. M. Franklin Bouillon'un Versay kongresinde M. Briand aleyhinde rey veren nazırı takbih etmesi üzerine Başvekil M Laval işe müdahale ederek bu tarzda söz söylemenin kabul edilmiyeceğini, zira M. Doumer'i serbest ve her türlü tesirden azade bir surette intihap etmiş olan kimselerin vicdanî kanaatlerini böyle inceden inceye tahlile girişmenin müşarünileyhe karşı bir hürmetsizlik teşkil e • deceğini söylemiştir. Bunun üzerine M. Briand bir nutuk irat etmiş ve M. Franklin Bouillon da şöyle demistir: «Bir tek Fransız sulh siyaseti vardır. Fakat bu siyaseti istemenin muhtelif tarzları mevcuttur, siz sulhu istiyorsu nuz, fakat baskalan istemiyor lar.» M. Briand'ın kısa bir muka • belesinden sonra umumî münakasa ve müzakereye nihayet ve rilmiştir. Karar suya düşüyor Sinemalarda satış gene eskisi gibi ILMI MUSAHABE Korkunçbir afet... Gençlerhnizi (surmenag des ecolies) denilen zihnî yorgunluktan korumak, talim ve terbiye işlerimizin tanzim ve tatbiki ile mükellef olanlarm pek mühim ve nazik vazifelerinden biridir. Hele bir çoğu makul hayat me totlanndan, sıhhat ve gıda hususlarında itinalı maişet tarzlanndan, mahrum büyüyen bizim çocuklarımız bu âfete çok müstaittirler. Bunun için ilfan müesseselerimizdeki hayat tarzlarmı, mesai saatlerini ve bahusus programları tanzim eden lerin dikkat edecekleri ilk gaye, nura, azme. düşman olan bu belânın mümkün olduğu kadar önüne geç mektir. olmalarına atfedilmektedir. Hayatın ilk mevsiminde ne yapılırsa yapılsm ve ne öğretilmek is tenirse istensin onlar ancak kabiliyetlerinin müsait olduğu kadannı a Iır. Fıtrat, onları bu sayede fena metotların, yüklü programların zararlarından vikaye eder. Tabiî kabi liyetleri zorlandığı zaman, dikkat zemberekleri derhal gevşer. Çocuk artık dersi takipten gayrîîradî bir surette çekilmiş başka şeylerle meşgul olmağa ve yahut uyumağa başlamıştır. Eski ağızla Yazdığım şeyler sudan oldukça düştüm dillere Çağlıyan âyanuıa döndüm yazık ben boş yere Yazmasam bir türlü, yazsam başlıyor bir kılü kal El sürülmez çünkü eshabı nîaalipervere Yesü nevmidî vermis yazdığım efsaneler Bir hayal ardında talih bekliyen her muğbere Sözlerim şekli mizah aldıkça benzermiş benim Sinei esran hunalut eden bir hançere Neylesem bilmem nasıl her kalbi memnun ejrlesera Hamei nekkadımı çalsam mı yoksa mermere Yoksa ben mutat olan beylik tekipülarla hep Başlasam mı yazmağa miskin hayatı ezbere Bari en son Abidin Daver Beyimden bahsedip Badema kaydetmeyem bir şey ke nan deftere Çünkü miri muhterem ister biraz da serzentş Gitti geldi zevk içinde hıttai tsken» der'e tç yüzünden yazmadı bir nebze olsun bizlere Firavun âlemleri kaldı sabahı mahşere Görmedim ben böyle hodbin bir mizah yoldaşı hiç Gömdü hep esran tsraîl'i kalbi Derder* Hep onun olsun Mısır sahralan, ehramları Yok mu aR macera bir dilberi nazürtere? Ketmi hal etti hakikatsiz hakikattea yana Doğdu yarânı zamam sahte buyn amberc Yazdı lâkin nükteler aslm gibi Ak lah için Böylelikle benzedi sahibi kalem bir Antere Bir gazel tarheyle, Gâvem, Firavunlar aşkınst Başla sehpayı şataretle şerabı ke*> Müesseseler Ankara'ya Fena metotlar ve programlar yüzünden talebenin taabı fikriye düşmesine mâni olunmalıdır bir heyet gönderiyorlar Beyoğlu sinemacılarının îstidalarına Vilâyetin verdiği cevapta ittihaz edilen mukarreratm değiştiril miyeceği ve tatbikat hususunda da lâzım gelenlere emir verildiği beyan edilmistir. Bunun üzerine bütün sinemacılar dün tekrar içtima ederek Ankara'ya murahhas göndermek î • çin müzakerelerde bulunmuşlardır. Beyoğlu sinemacılarının bu karar Iarına tstanbul ve Sehzadebaşı si • nemacıları da iştirak etmektedirler. Vilâyetin talimatnamesine rağ • men dün bütün sinemalarda gene eskisi gibi bilet satılmış ve Vilâyetin mukarreratı tatbik edümemiştir. 5inemacılar bir muharririmize demiş • Ier ki: « Vilâyetin kararım tatbik et mediğimiz takdirde nihayet bir ce zaya çarpılacağız. Bu para cezasmı vermemek için mahkemeye gidece ğiz. O zaman Vilâyetin böyle bir talimatname yapıp yapmıyacağı mes*elesini uzun uzadıya mahkemede de münakaşa edebiliriz. Ve göreceksi • niz ki Türk hâkimleri, sinemacıların hakkını tasdik edecektir.> Sinemacıların seçeceği heyet bu hafta Ankara'ya gidecektir. Dün bir muharririmîz sînemacı larla görüşmekle beraber halk île de temas etmistir. Fikirleri alınan lann kâffesi, sinemalar hakkındaki Vilâyet kararınm tatbik kabiliyeti olmadığmda müttef iktirler. Bu ma nasız kararın tatbiki neticesinde sinema hasılatının ve binnetice onlardan alınacak verginin dehşetli bir fark ile tenakus edeceği kanaati umumîdir. Hâlâ tarikat! Salihli'de ayin yapan 15 kişi tevkif edildi tzmir 29 Salihli'nin Yeşilova köyünde 15 kişi tekke ayini yaparken yakalanarak Salihli'ye geti • rilmişlerdir. Dervişler hakkında tarikate intisap ve gizli ayin yapmak cürmile takibat yapılacaktır. Alevî 'tarikatina mensup olan bu maatnunlann ayin esnasında rakı içtikleri ve bazı merasim yaptıkları anlaşıl mıştır. Dervişlerin ikisi M&nisa'hdır. Buniardan lokantacı Niyazi dede: « Ben dervişlik bilmem, masumusı. Beni herkes tanır. Köye oğ • lıunu evlendirmeğe gittim. Eğlenceye davet ettiler. Ahbaplanmm muhtarlık intihabından düşmanları varmış, bunlar eğlencemizi ayin diye ihbar etmişler...» Detniştir. Maznun • lann hemen hepsi gençtir. Tahkikat devam ediyor. Pandomima! Hudutları bir kapı ile ayrılan 2 hükumet! Roma 28 (A.A.) Son zaman larda faşistlerle katolik mahfelleri arasında bir gerginlik hüküm sür • mekte olduğu malumdur. Bilhassa faşistlerle katolik aksiyonu azası arasında bir takım hâdiseler olmuş ve mütekabil nümayişler yapılmış tır. Dün Roma'da şöyle bir şayia çıkmıştırt «Osservatore Romano raüdürü Kont Dellatore, Vatikan arazisinde SaintPierre meydanında tevkif e dilmiştir. Ancak bilâhare kontun, mesai bürosuna gitmek üzere ttal yan toprağını bir iki adım açtığı anda kendisine bir sivil memuru yaklaşarak Roma kestörlük dairesine kadar gelmesini rica ettiği anlaşılmıştır. Kont, kestörü kabule amade olduğunu, fakat gazete idarehanesinde kabul edebileceğini cevaben söylemiş ve sür'atle Porte de Suisse denilen kapıyı açarak Vatikan toprağına iltica etmiştir. Vatikan 28 (A.A.) Obsresva tore Romano, ltalya'nın muhtelif mıntakalannda katoliklere karşı yapılmış olan tecavüzleri gosterir yeni v« uzun bir liste neşretmiştir. Düyunu Umumiye murahhasları dün geldiler Izmir Fırka idare heyetinde iki istifa tzmir 29 H. Fırkası tzmir i • dare heyeti reisi doktor Cevdet Fuat ve azadan muallim Esat Beyler istifa etmişlerdir. tstifalarm heyet arasındaki bir anlaşamamazlıktan mütevellit olduğu, azadan doktor Behçet Salih Beyin Ankara'y» giderek umumî merkeze izahat vereceği söylenmekle beraber Bebçet Bey bunları tekzip etmiş ve: « Cevdet Fuat Bey rahatsızlığı sebebile 10 gün evvel istifasını vermişti. Bugün idare heyeti îçtimaında istifa kabul edilerek merkezi umumiye bildirilmiştir. Ankara'ya gitmem için bir sebep yoktur» demiştir. Çapanoğlu çetesi tzmir 20 Sabık tzmir hapisane müdürü Hidayet Bey Çorum'dan buradaki ailesine bir telgraf çekerek Merzifon'Ia Çorum arasında ( Ç a panoğlu) çetesi tarafmdan soyulduklarını, hepsinin mükemmelen dövüldükten sonra 5 kişinin öldürüldüğünü bildirmektedir. Vak'a tahkik edilİ • yor. Bursa'da da sel afeti Bursa 29 Yağmurlar burada çok tahribat yaptı. Karaköy'de selIçr 2 metre yükseldi ve bir kadın boğuldu, bir ev yıkıldı, Bir çete imha edildi Urfa 29 Bu sabah Soriç yo lunda bir kamyonu soyan çete jan • darma tarafmdan takip edilerek pusuya düşürülmüş ve teslim emrine itaat edilmediğinden hepsi imha o lunmuştur. Çete bu havalide yüzlerce vak'a yapmış ve her zaman cenuba kaçarak takipten kurtulmuştu. Urf a'da tifo salgını Urfa 28 Burada tifo salgını basladı. Şimdiye kadtfr 56 'vak'a oldu ve bir çocuk öldîi. Herkesîn aşıya tâbi tutulması icap etmektedir. Zihnî taap ancak şuurları teşekkül etmiş gençleri takip eder. Bu • nun için en ziyade lise, orta mek tep ve meslek mektepleri talebele • Tahsile yeni başlıyan her çocukta rine musallat olur. tmtihan korku • çalışmağa karşı fıtrî bir temayül var su, gıpta, nefis izzeti... Gibi hissî dır. Ruhiyatçıların bu kanaatlerini muharrikler, genci, yüklü program(38) senedenberi devam eden tecları hazırlamağa, fazla tertipsiz va> rübe ve müşahedelerim daima te • zifeler altında ezilmeğe sevkeder. yit etmiştir. Eğer programlar, muTahammül derecesi aşıldığına dair vaffakiyet ümitlerini kıracak derevukua gelen derunî ihtar ve ikrahlacede yüklü olmazsa bu azimli baş • ra kulak asacak iradesi kalmaz. Arlangıç seneden seneye düşmekle be tık çocukluktaki (Passif) hal, vâhi raber hayli bir müddet devam e emeller, ihtiraslar uğruna şahsî kudder. Nihayet son smıflara doğru retlere boğdurulmuştur. bir taraftan gençlik buhranları, bir Bir kere bu heyecanh devir baştaraftan dimağda başlıyan taap ladıktan sonra artık mantık, fikri gençlerin bir çoğunu pençesine a • selim ortadan kalkar. Biraz fazla Iır, insaniyetin en büyük düşmanı ogayret gösterenlere program dahi lan (tembelliğin) ıstırarî şekilde zulindeki yorgunluklar kâfi değilmiş huruna sebep olur. gibi ilâve dersler, gece meşguliyetBu elim hale uğrıyan genç ya tah leri de tavsiye edilmeğe başlar. Yasili terkederek sefalete düşmeğe ve hut genç kendisi ihtirasının şidde • yahut her ne bahasına olursa olsun tine kapılarak ihtiyarile bu yükle • mektebi ikmal edebilmek emelile rin altına girer. neş'esiz, cazibesiz, zarurî bir sâye Zihnî taap sıhhat îlminin rehalı koyulmağa mecbur kalır. kanatları altmdan çıkmış saf gene BUnyenin tahammülsüzlüğe karşı leri koilar, belâlı bir kartal gibi on(tabiî sevk) şeklinde bir ihtan hük. ların yorgun başlarına konar. münde olan bu zihnî taaba terbiye • Bu fena itîyadın güzide gençlerde cilerimiz çok ehemmiyet vermeli, gösterdiği tahrip alâmetleri başlıcaı izalesi çaresini her zaman düşün (Asthenie musculare adalî zaaf), melidir. Zira gençte tab ve tüvan bı(anemie kan fakri), (fatique inrakmıyarak öğrenilen îlim ne ferdin, tellectuelle • fikrî yorgunluk), (in • ne ailenin ve n« de cemiyetin işine sonnie uykusuzluk) şekillerldh*. yarar. Düyunu umumiye mümessilleri M. Bazen umumî zaaf neticesi olarak Dekloziyer, ve M. Vayt ve arkadaşmide ve barsak hastahklan da a Ferdin, ailenin sıhhatl hududun ları dün sabahki ekspresle Anka dan çıkmış, içthnâî bünyeleri sarmış raya karışır. ra'dan şehrimize gelmişlerdir. Gazel Bu talebe âfetine karşı ittihazı 1 & olan bu âfeti iyice anlatabümek için Murahhaslar tstanbul'da bir iki ıım gelen tedbirlerden de biraz bah Çıksa bîr tayyareden bir kaç kuruşta en sarih tarifinden başlıyalım: gün kaldıktan sonra Paris'e hareket sedelim: çaker* Zihnî taap denilen menşei, fikrî edeceklerdir. Mümessiller Paris'te Ders aralarındaki paydosların as Ben de gitsem bahtiyar olsam o şehrî ve asabî olan, umumî sıhhat üze Düyunu umumiye medisine Ankara garî miktarları girip çıkma müddeteşher« rinde akislerini göstermekte gecikmüzakeratı hakkında izahat vere leri dahili hesap olmamak üzere Avdet eylerken metaı aşkı deroap miyen hastalığın asıl sebebi, usulsüz, ceklerdir. (15) dakikadan eksik olmamalı. öğeylerip devam eden, arasıra istirahatlerle le paydosu yemek müddetraden baş Bir Arap entarisî alsam getirsem zararlan tahfif edilmiyen müfrit, ka hiç olmazsa bir saat devam et • mütemadi bir sâydır. Daver'A melidir. tkindi kahvaitısından son • Arkasında som ipek bir hırka, belde Vücutlerinin nema ve teşekkülü he(Bırınci sahifeden mabait) raki istirahat zamanı da yarım saatnüz devam eden tahsil çağındaki çobir uivll iyi ve pek bitarafane idare ettiten eksik olmamalıdnr. cukların içlerinde saatlerce zaman Hanesinde bir nakipasa kuruha Hele tetebbü zamanlarım takip ği merkezindedir. geçirecekleri yerlerin bütün sıhhî mîndere eden meşguliyetler dimağm tefek * şartlan cami olmasınuı her ne pa • Yazsa hergün Mısr'a ait nükteler kürden başka facültelerm! alâkadar tstanbul maçlan münasebetile hasına olursa olsun temin edilmiş efsaneler edecek surette intihap edilmelidirw Yunan gazetelerinde bir de bazı olması (taaba) karşı altnacak tedBaşka bir revnak gelir elbet bu çarkı Hele akşam (7) den sonra (taleistihbar garabetleri görülmüş birlerin icra zeminidir. Sıhhati ko çembere be) talebelik sıfatmdan mümkün oltür. Malum olduğu üzere Yu • ruma ilminin zarurî, umumî kaide Benzetenler belki çoktur bir Mısır duğu kadar arılmış, samîmî neş'e ve nan futbolcilerile bedaber sehri lerinin itina ile tatbik edilmediği sultanına îstirahatlere terkedilmiş olmalıdır. yerlerde hususî hedeflere karşı alı • mize bir kaç ta Atina gazeteciBenzemez lâkin o derya kaptanı hiç Mahîr mürebbiler en büyük kudnacak tedbirlerin hiç bir semeresi bir ere si gelmişti. Fakat bazı gazeteler retlerini talebeye aile muhitinden görülemez. Nahüdahk dadı haktır zatına amraa muhabir göndermemis ve yalnız uzaklığım hissettirmemek suretile Zihnî taap denilen bu hastalık anbirac maç hakkında Yunan efkârı u gosterir, bu son ihtimam bittabi leycak (14) yaşını tecavüz etmiş gençŞimdi şhndi b'aşladı sahilde saydl lî talebe hakkındadır. mumiyesinin alâkasını gördük " lerde, mektep hayatının son sene cevhere Kafaya mütemadiyen malumat tıten .sonra uydurma (tstanbul lerinde kendinl gosterir. tmtihanlaÇok mu saydetti acep dürdanei yekkıştırmağa çalışmak kadar muzır bir telgraf ları) neşrine mecbur kal ra hazırlık devrelerinde şiddetini lâdiye şey tasavvur edilemez. Dimağa zormışlardır. Bu gazetelerden bi • arttırır. Takip edilen talim ve ter Sordum öğrenmek için gittim bizim la sokulan malumatm orada uzun biye metodu ne kadar bozuk olursa rinde ağır başh ve muntazam müddet durmıyacağmı bilmek lâ şehbendere olsun henüz ilk tahsillerini ikmal ile bir gazete olan «Proia» da • meşgul küçüklerde bu âfetin gözük zımdır. Cebrî gayretlerle doldurul Bir şey öğrendim mi, haşa, hep hayal gördüğümüz bir İstanbul telgra memesi, o sinlerde çocukların ta muş kafalarm taşıdıkları vücutler ender hayal cılız, muhakeme ve tefekkür kabi • fında maçta Türk Başvekili Is mamen (Passif) yani âharin delâ Yadigâr olsun bu nazmım Daver1; met Paşanın da bulunduğu bil • letleri ile hareket ederek şahsî kud liyetleri zayıf olur. şevkavere retlerini pek az sarfeder vaziyette ABDÜLFEYYAZ TEVFIK diriliyordu. GÂVEİ ZALÎM Yumruk hadisesi Cumhuriyet'in tefrikâsı: 74 Yazan: Andre Morttva IKLIMLER Terceme eden: Haydar Rifat Böyle çıkmadı. Kocamm ço • cuğile az alâkadar olduğu hakikatti. Günde bir kere görür, tngiliz süt nine ile bir kaç dakika İngilizce konuşur. Ve derakap ötedenberi tanıdığnn. tath fakat kaçıcı Filip olur; ve şefik, malihülyavî nezaketi müphem bir sjıpta sisine bürünür, gi • derdi. Hatta şîmdiki halinde can nkıntıstndan da, fazla bir şey go rür gibiydim. Mahzun bir hali vardı. Daha seyrek çıkıyordu. Evvelâ bunu kalbi • nin iyiliğine vermiştim; Ben bu derece nehafet içinde iken beni oyalamak istiyor zannediyordum. Bir çok defalar annem yahut bir dos tum geleceklermi bildirdikleri za man kendisine: Kocacığım. Dedikodular sizi sıkar, Madam Villi'ye telefon edi niz. Bu akşam sinemaya gidersiniz. Canım beni daima Madam VHlie ile çıkmağa cebretmen neden? Onu iki gün görmesem olamaz mı? Zavallı kocacığım, olamazdın. Sebebini ne olduğu doğru olarak bilmeksizin... Madamın mahrem hayatına dair bir şeyler duymasaydım... O Fas'tan döneli beri kocamla aralanndaki münasebatta bir deği şiklik oldugunu ve kocamın bu yüz den müteezzi oldugunu hissediyor • dum . . . Cesaret edip te sormamakla be • raber, simasından bu ruhî hastalığın ilerilemesini takip edebiliyordum. Bir kaç hafta içinde birden zayıflamıştı; rengi bozulmuş, gözleri çukurlaşmıştı. Uyuyamamaktan şikâyet e diyor ve uyuyamıyanlara has alâ metlerden biri olarak gözleri bir yere saplanıp kalıyordu. Sufrada sükutî olmuştu. Benimle konuşmak için nefsini cebrediyor, ve bu gayretini görmek beni sükutilikten ziyade eziyordu Rene ziyaretime geldi ve Alen için bir minik rop getirdi. Kendisinin değiştiğini, mesai hayatını tanzim ettiğini gördüm. Bana doktor Golin'den öyle bir surette bahsetti ki, o • nun metresi olduğuna hükmettîm. Bu rabıtalardan Gandüma'da ikt üç ay evvelinden ret ve nef i suretile bahsolunmuştu. Ailece Rene ile hüsnü münasebet idame edilmek iste • niyor ve hakikat makus surette or • taya çıkıp fazileti rahnedar görü • lünce kendi an'anelerinden ibaret aile kanununa tevfikan ebeden ifti rak lüzumunun tahakkukundan korkuluyordu. Bu ziyaretten anladım ki, Marcena'lar bilerek bilmiyerek aldanı yorlardı. Saadetine kavuşmuş olan Rene de seven ve sevilen bir kadın tecessüm ediyordu. Ben evleneli kendisînden çok u • zaklaşmıştım. Hatta bir çok hâdiseler münasebetile kendisini ters ve hasnn vaziyetmde görmüştüm. Fa • kat ziyareti günü pek kolayhkla, umumî harp esnasradaki lehçe ve şivemizi bulduk. Söz Filip'e intikal etti ve bu bahis üzerinde samimiyetle ytirüdük. Rene ilk defa olarak bü • yük bir saffetle onu sevmiş bulunduğunu, ve benimle evlenmesi mü nasebetile çok ıztırap duyduğunu knlattı... tzabel, o zaman size, hemen hemen düşman oldum. Sonra sonra hayatımı diğer bir suretle tertip ettim ve şimdi o hisler bana tamamen yabancıdır. En kuvvetli heyecanla nmız bile ölüyor. Sizce öyle değil mi? Hatta üç sene evvelki benliği • mizi, guya o biz değilmişiz, bir başkası mevzuu bahsoluyormuş gibi mütalea edebiliriz. Evet, dedim, muhtemel. Ben henüz o raddeye varamadım. Ben Filip'i aşkımızm iptidasmdaki ka dar ve belki daha ziyade seviyorum. Ben bugün onun uğrunda, bundan altı ay evvel razi olabileceğimden daha büyük fedakarlıklan kabul edebileceğimi zannederim. Renee bana bir müddet bir şey söylemeksizin, bir hekim gözile baktı. Evet, zannederim; bakınız, tzabel, size bir şeye teessfîf etme • mekte olduğumu soylemiştim. Halbuki hakikat bundan da fazladır; samimî olmama müsaade eder mi siniz? Ben hatta Filip'le evlenme • miş olduğuma memnunum. Benim onunla evlendiğime memnun olduğum gibi... Anlarım, çünkü seviyorsunuz! Çünkü siz ondan, muhabbeti ıztırapta bulmak hastalığını aldınız. Fa kat Filip müthiş bir mahluktur! Fena adam değildir, bilâkİs! Fakat şu manaya müthiş ki kapılır ve kapıldığı yerde kalır. Ben onu çocukken de tanınm. O zaman da böyle idi. Şu fark ile ki o zaman kendi • sinde bir çok ihtimalleri haiz müteaddit Filip'Ier yaşıyordu. önüne Odil çıktı ve bu kadın o Filip'lerden tek bir Filip'i tesbit etti;feesbitedi • len bu şahsîyet, Filip'in «ask şahsiyeti» dir. Onun hilkatına göre aşk fiIfta tipteki simaya, ef'al ve harekât ta bir nevi deliliğe ve nihayet... biraz endişe verici olan ve pek namuskârane olmıyan bir cazibeye raer buttur. KenBisinde ayni zamanda abes bir derece hassasiyet oldu ğundan, onun sevebileceği bu maksur ve münhasır kadm tipi kendisini çok betbaht etmektedir. öyle değil mi? Rene, bu hem doğru, hem de yanhştır. Bilirim ki ben «seviliyo • rum> demek daima abestir. Fakat gene bilirim ki Filip beni seviyor; bundan şüphe edemem. Ancak onun, ayni zamanda, birbirinden farkh, Odil veya Madam Vfllie tipinin kadınlara da ihtiyacı oluyor. Bu madamı tanır mısınız? Çok iyi tanınm. Size açmağa cesaret edemiyordum, fakat aklımda olan o idi. Evet, evet, kendisinden pek açıkça bahsedebiliriz; artık kendi sini kıskandığım yoktur... Bir zaman bunu da çektim. Madamın Filip'in metresi oldugunu herkes biliyor mu ? Mabadi vtt <

Bu sayıdan diğer sayfalar: