2 Temmuz 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

2 Temmuz 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i CİUÎUU4 Cumhuriyet KÜÇÜK BİR İZAH: SON TELGRAFLAB Yeni Bulgar hükumeti siyasetmi ve programmı izah ediyor İki nokta Selânik heyecan içinde İHEM NAL1NA MIH1NA • • ,m* «»•• • Dünkü (Yarın), Kemal Salih Beyin evvelki gün (Cumhuriyet) te intisar eden makalesine cevap olarak, fakat yalnız iki noktasına temas eden, hem de vesikalı (!) bir yazı neşretmiştir. (Yarın) m temas ettiği noktalar şunlardır: 1 «Cumhuriyet'te idam edildîği iddia edilen Hacı Şükrü B. elyevm Sofya 30 (A.A.) Başvekil M. Sulh ve sükunun ihlâli için kim • orduda kumandan ve miralay rüt Malinoff yeni kabineyi taddik ettiseye ve hiç bir vesile ile müsaade besindedir.» rerek Kralın nezdinden çıkarken etmiyeceğiz. Memleketin itilâsmı te2 «Cumhuriyet, Yunus Nadi matbuata şu beyanatta bulunmuş min için ecnebi devletlere iitimat Beyin kendi gazetesinde, Yarın baştur: telkin eden bir haricî siyaset lâzımmuharririnin vaktile yazı yazmış dır. «Bulgar milleti ve Kral kabineyi olmasından kat'iyyen haberdar olmaitimatlarile şereflendirdiler. Simdi Hükumet sulhün samîmi bir dosdığını iddia ediyor. Halbuki (Mithat onlara karşı vazifemizi ifa etmek tu ve onu bozmak istiyen herkesin Pş. nın son günleri) tefrikası baş sırası bizimdir. Kabine memleket*» düsmanı olacaktır. Hükumet, iyi ladığı zaman Milâs'tan gönderilen namuslu bir hükumet ve siyasî, iktibeynelmilel miinasebetlerin bekçisi ve Mithat Pş. ya ait bir takım tarihî sadî, malî imkânlar dahilinde ıslamalumatı ihtiva eden bir mektubu olacak ve büyük devletlerin itimat hat verecektir. ve müzaheretine nail olmak için bü Yunus Nadi B. el yazısile Yarın başBulgar hemşehrisinin bizden mumuharririne göndermiştir.» tün gayretini sarfedecektir. Dahilcize değil, mümkün ve mantıkî olan de sulh ve sükun, komşularla iyi Cevap verelim : Musevilerin, hristiyanlann taarrmuna şeyler beklediğine kaniim. Bilhassa münasebat mevcut ve büyük devlet1 Yarın başmuharririnin ilk malî »ahada pek müşkül serait da 3elânik 30 (A.A.) Katamarlerin itimat ve müzahereti olmaksıyazısında ismi geçen Hacı Şükrü bilinde işe başlıyoruz. Maahaza, /a mahallesinden gelen 2 bin şahıs zın Bulgaristan'ın normal inkişafına Beyin hangi Hacı Sükrü B. olduğu nevmit değiliz. Bütün gayretimizi Campbell yahudi mahallesine istive refahına imkân yoktur. Bu, kabitasrih edilmiş değildi. Milli cephede memleket muvacehesinde dikilen lâ ederek «intikam» avazeleri ile yanenin tekmil programınin hulâsasıhudilere hücum etmişlerdir. Anarşist çalışan ve dün olduğu kadar bugün müşkülleri iktiham için sarfedece dır. Bunun tahakkukuna çalışaca unsurlar ve bir takım şüpheli şahıslar ğiz. tktisadî ve malî salâhın ilk şartı de ordunun mümtaz bir rüknü olan da nümayişçilere iltihak etmişler ğız ve parlâmentoda müzaheret e sulh ve sükunun idamesi olduğunu Hacı Şükrü Beyi biz de çok iyi ta dir. Bu esnada bir yangın çıkmış ve decek herkesin minnettarı olacağız. > nırız. Elyevm hayatta ve vazifesi bilhassa kaydetmeğe mecburum. 2 baraka yanmış ve 11 baraka da »»muıımnııııııııııııııııııııııııııııııııııııııuınıınııınıiMin,.. başında bulunan Hacı Sükrü B., Yuhasara uğramıştır. Bir kişi ölmüş ve nus Nadi Beyin Cel"kes Etem'in bira10 kişi de yaralanmıştır. Yahudiler derinden para aldığından haberdar evlerini terkederek kırlara kaçmışsa, bunu açıkça izah etmesîni seref lardır. Bir mektep ve bir havra tahve namusundan bekleriz. [Kaldı ki rip olunmuştur. Zabıtanın takibatına uğrıyan mütecavizler barikatlar yapYarın başmuharriri ilk yazdığı ya mışlar ve zabıta kuvvetlerine karşı zıda, hazır bulunduğunu söylediği ateş açmışlardır. Asayiş ancak saat şahitlerin (!) daha evvelden çıkmıs Roma 30 (A.A.) ttalyan dip tzmir 1 (A.A.) 3 parçadan iba2 de iade olunmuştur. Bunun mu olduklarını yazmak ihtiyatkârlığmı lomati mehafili, M. Brüning ile M. ret portatif küçük bir sandalla devhafazası için fevkalâde tedbirler agöstermiştir.] Curtius'un Roma'ya seyahat tasav ri âlem seyahatine çıkmış olan Yu • lınmıştır; örfî idarenin ilânı derpiş vurlarını müsait bir surette karşılahan Beyzel ve Hans Bek nammda olunuyor. 2 Biz aynen şunu yazmıstık: maktadır. Mezkur mehafil bu seyaiki Alman seyyah şehrimize gelmiş «Yarın başmuharririnin Cumhuri MusevVler Selânik'ten hatin M. Laval ve Briand ile yapa lerdir. Almanya'nın Ayisbrok şehyet'te yazısı imzasız olarak inticakları mülâkattan sonra icra edilkaçıyor rinden Tuna nehrine atılmıs ve Kaşara başladığı zaman Yunus Nadi mesi temennisini izhar etmektedir. Atina 1 (Hususî) Selânik hâradeniz tarikile tstanbul ve oradan Ayni mehafil bu telâkinin Fransız B. bundan kat'iyyen haberdar değildiseleri, gerek hükumet, gerek si Alman münasebatı ile binnetice Av sahili takip ederek şehrimize gel di. Haberdar olduğu zaman da te yasî mehafil, gerek efkâri umumiye rupa'nın umumî vaziyeti üzerinde iyi mif olan bu seyyahlar tzmir'den essür ve infialini açıkça söylemişti.» tarafından alâka ve heyecanla takip sonra Suriye'ye ve oradan Mısır'a, bir tesir yapacağı mütaleasında buedilmektedir. Dün meclisi meb'usanBu ifade: «Cumhuriyet, Yunus Şap denizine ve Bahreyn adaları cilunmaktadır. da bir Musevî meb'usun sualine ceNadi Beyin kendi gazetesinde, Ya • varından Hindistan sahillerine geçeRoma 30 (A.A.) Alman na • vap veren M. Venizelos, tahmin e • rın başmuharririnin yazı yazdığın • eklerdir. zırlannın Italya'yı ziyaretleri hak fdilmiyen Selânik hâdiselerine karşı dan kat'iyyen haberdar olmadığmı kında M. Musoolini tarafından veriFırtınalı havalarda karadan yaderin infialini izhar etmiş, bu gibi ' len' iamîmî cevap Berlin'e dün akiddia ediyor!» mı demektir?. Bir tefya olarak yollarına devam eden bu hâdiselerin bertaraf edilmesi devle^•nı gelınif ve gayet büyük bir mem seyyahlar devri âlemi muvaffaki • rika aylarca devam eder de, bu teftin, hükumet makamatınm en birinci nuniyet hasıl etmiştir. yetle başaracaklarından emin gö rikayi neşreden gazetenin başmu Berlin gazetelerinm hepsi İtalya rünmektedirler. harriri bunun kimin tarafından ya • hükumetinin gösterdiği bu nezake • zıldığını merak edip sormaz mı?.. tin iki hükumet reisleri arasmdaki Ve nihayet yukarıdaki cümlede Yu{Birinci Sahifeden mabaît) Ankara 1 (Telefonla) Dahiliye sıkı temasları bir kat daha arttıra nus Nadi Beyin bilâhare keyfiyetten Vekâleti ile temas için şehrimize cağım ve ttalya ile Almanya'nın Bu suretle bilumum vekâletlerin haberdar olduğu da söylenmiyor menfaatlerini daha müsbet ve sağlam gelmiş olan tzmir Valisi Kâzım Pf. masraf ve varidat bütçelerinin mu?. bugün tzmir'e hareket etti. bir sahada tesbit edeceğini ehem tetkikatı ikmal edilmiştir. miyetle kaydeylemektedir. Bu mü Bir gazete başmuharririne, ga Biitçe encümeni reisi ve mazlikatın temuz nihayetine doğru zetesinde çıkan bir yazıya ait her Ankara 1 (Telefonla) Yann bata muharriri toplanarak esbabı yapılacağı umumiyetle zannolun hangi bir mektup geldiği zaman, Mediste Maarif pansiyonları kanumaktadır. mucibe mazbatasını hazırlıya başmuharririn o mektubu alâkadar nunun ikinci müzakeresi yapılacakcaklardır. Meclisin gelecek pa muharrire göndermesinden daha tatır. Ruznamede başka bir şey yok zartesi içtimamda esbabı mu biî ne olabilir?.. Yarın gazetesinin Ankara 1 (Telefonla) Devlet tur. cibe mazbatası ve biitçe matbu neşrettiği meşhur vesika işte budur. Bankası meclisi idaresi muntazaman olarak azaya tevzi edilecek ve bir içtima ederek bankanın esas nizamnamesini ihzar etmektedir. Nizamhafta sonra da müzakeresine başMoskova 30 (A.A.) Sovyet itname on beş güne kadar Heyeti Velanacaktır. Zonguldak 1 Dün sabahtan tihadı komiserler meclisi reisi M. kileye sevkedilecektir. Nizamname beri devam eden şiddetli yağmurlar Muamele vergisi tasdik oluaunca hissedarlar hisseleMolotoff, bugün Türkiye sefiri Hüşehirde mühim tahribat yapmıştır. rinin yüzde kırkını tesviyeye da Ankara 1 Hükumetçe Mecseyin Ragıp Beyi kabul etmistir. Şirketlerin stok kömürlerinin ve divet edileceklerdir. lise verilen 931 varidat bütçesinreklerinin mühim bir kısmını seller almıştır. Seller setleri tahrip ederek de muamele vergisi 17 milyon lira şehre girmiş ve Kokarsu'dan itibaolarak teklif edilmişti. Encümen Ankara 1 (Telefonla) Istanbul ren Ankara köprüsü ve civarı de muamele vergisi kanununun taVilâyeti dahilinde Besiktas'ta bir Roma 30 (A.A.) Ciornale niz sahiline gelmiştir. Köprülerin bir dil edileceğini nazari itibara alasubei idariye teşkili hakkmda Vi • d'ttalia gazetesine Trieste'den gelen kısmı yıkılmıştır. Şiddetlenen yağ • lâyet Meclisi idaresince verilen karar bir haberde ancak yüzükoyun du • rak bu vergiden temin edilecek murun tahribatı fazlalaşmaktadır. Heyeti Vekilece tasdik edilerek tsrulabilecek bir genişlikte bir kaza varidat miktarını 13,5 milyon Nüfusça zayiat yoktur. tanbul'a tebliğ olunmuştur. nın içine girmiş olan bir makinist liraya indirmiştir. Biitçe encü kazanın içinde kalan gazın istial etmeni bu 3,5 milyon liralık tenziAnkara 1 Yağmur ve sel yü mesine istemiyerek sebep olmuştur. lâttan fazlasına bütçenin tahamzünden Kütahya Balıkesir hattı Makinist diridiri yanmıştır. Bu za • mülü olmadığmı nazari itibara Ankara 1 (Telefonla Halk Fırmühim hasara uğramıştır. Tamira vallının feryatlarını işiderek yardıalarak yeni lâyihada muamele kası merkezi umumisinin eski Türk tın eylulün nihayetine kadar sürmema gelen isçiler kendisini kurtarmaOcakları binasına nakline başlan vergisinin ciro esası üzerinden asi ve hattın teşrinievveli ilk hafta • ğa muvaffak olamamışlardır. mıştır. • ' sında açılması muhtemeldir. Iınmasmda ısrar etmektedir. Hücuma uğrıyan museviler her şeylerini bırakarak şehirden kaçıyorlar Tam garplı olmak I Başvekil M. Malinof, yeni hükumetin uğradtkîarı Selânik'ten bir manzara Roma mülâkatı Sandalla devri âlem İki Alman seyyahı Izmir'e gittiler M. Musolini'nin cevabı Alman'ları scvindirdi vazifesi olduğunu söylemiştir. M. Venizelos bilâtefrik bütün Selânik halkının vatanperverliğine, insani • yetine ve itidaline hitap etmiş, mütekabil taarruzlara hitam verilmesîni tavsiye eylemiştir. Selânik'teki heyecan dün akşama kadar tamamen teskin edilmiş değildi. Bir çok museviler her şeylerini bırakarak harice veya dahile kaçmaktadırlar. Musevî mahalleleri boşalmıştır. İtalya konsolosu ttalya tabiiyetinde bulunan musevileri himayesi altına almıştır. ttalya ve Yugoslâvya konsolosları valii umumî Ceneral Gonatas'ı ziyaret ederek kendi te bealannın hayatından kendisinin mes'ul olduğunu bildirmişlerdir. Dahiliye ve Hava Nazırları dün tayyare ile Selâniğ'e hareket etmişlerdir. Bunlar hükumetçe ittihaz e dilen fevkalâde kararları hâmil bulunmaktadırlar. Ayni zamanda bu mukarreratın tatbikına nezaret edeceklerdir. Hâdiseler esnasında yaralanan hıristiyanlardan biri vefat ettiğin • den heyecan fazlalaşmıştır. Cenaze merasiminde yeni hâdiseler olmamak için fevkalâde inzibat tedbirleri a Iınmıştır. Süvari bölükleri, zırhlı tanklar, piyade devriyeleri, jandarma müf rezeleri sık sık Selânik şehrinin cadde ve sokaklarını dolaşmaktadırlar. izmir Valisi 931 bütçesi Heyeti Vekile ( Birinci sahifeden mabait) Maarif pansiyonları Devlet Bankası Moskova sefirimiz Zonguldak'ta feyezan alınan gazete imtiyazlanndan ve çıkan gazetelerden memurlar bilâhare haberdar olmaktadır. Biz en ziyade mahallin en büyük mülkiye âmirinden ve vekâletten imtiyazı verilen gazeteleri daha esaslı kontrol altında bulundur mağa ve memlekette ayni isimde bir kaç gazetenin çıkmasına mâni olmağa ve imtiyaz vermek salâhiyetini matbuat memurlukları vasıtasile merkezde toplamağa çahşacağız. Hâlen tekemmül etmiş bir şey yoktur.» Şeklen adamakılh garplileştik; fakat ruhan daha oldukça şarklı yız; bilhassa işlerimizin intizamı itibarile evvelâ, kendimi misal göstereyim. Gazetede yazı yazar, mektepte ders verirken intizamdan, inti zamın iyiliğinden, faydasından bahseder dururum. Fakat kendi yazıhanemin gözleri intizamsızlığın sergisi halindedir. Merhum Ziya Pş.nır dediği gibi Anlar ki verir lâf ile dünyaya nizamat! Bin türlü teseyyüp bulur hanelerindel Meselâ, şu yukarıki beyti yanlış yazmamak için, çekmecemin gözünde Ziya Pş. nın Terkibi bendini anyorum. Bir sürü kâğıt arasında bulabilirsen bul! Hergün karilerimizden aldtğı • mız şikâyetlerden anlıyoruz ki bir çok memurlarımız da böyledir. Evrak, çekmecelerinde günlerce kalır, bazan büsbütün yok olur. Tahsil • darlarımız dikkat etmez, fazla vergi alır, sizi uğraştırır, dururlar. Bazı tacirlerimizin defterleri karmaka • rışıktır. Hele bir kısım esnaf!... Esasen bana bu yazıyı ilham eden de iki kunduracının bana yaptıklarıdır. On bes senedir bütün ailemizin kunduralarını yapan bir kundura • cım var. Bir îskarpin ısmarladım. Bir ayda yaptı, ses çıkarmadım. Bir gün gittim. Kalıptan çıkar, bir saate kadar gelip alacağım, dedim. Ancak iki gün sonra gidebildim. Bizim iskarpinler hâlâ kalıpta. Halbuki giyip bir yere gidecektim. Baktım ki vapuru kaçıracağım, bırakıp çıktım, fakat fena halde kızdım. Ertesi gün başka bir kunduracıya gittim. Bir çift îskarpin ısmarladım. Ve bu macerayı ona anlattım. On güne kadar muhakkak yaparım, dedi. On gün sonra mutlaka hazır olmazsa kat'iyen almıyacağımı söyledim. On değil, yirmi gün sonra gittiğim zaman, bu ikinci dükkânda da, kun • duralar gene hazır değildi! . tşlerimizdeki bu ihmal, bu înti • zarosızlık itibarile kıyafetimizin garpli olmasına rağmen, ekseriye • timiz, hâlâ şarkhyız, bir garpli gibi intizam dairesînde çahşmıyoruz; çaIışamıyoruz. Memur, serbest meslek sahibi, tacir, esnaf hulâsa hepimiz, ne sa • man, bir saat makinesi gibi muntazam çalışmağa başlarsak işte o zaman tam garpli oluruz. Beşiktaş Belediyesi Kazanın içinde diridiri yanan makinist Rıza Tevfik "hata ettim,, diyor 150 liklerden Filezof Rıza Tev • fik, Umman hükumeti maarif ve asarı atika nazırhğından tekaüde sev > kedildikten sonra göbeğine kadar uzattığı sakalmı kesmiş, Umman'dan Lübnan'a, oradan da Halep ve An takya'ya gitmiştir. Rıza Tevfik Antakya'da gene 150 liklerden Ali tlmi tarafından misafir edilmiştir. Ziyafette irat ettiği bir nutukta si • yasî bir hata irtikâp ettiğini ve bunun kaderin bir cilvesi olduğunu söylemiştir. mış, kimi de kıkır kıkır gülerek daha başka seyircî var mı diye arkasına bakıyor Bana da bir yer açtılar. Ben de öz beöz bir ahlâksız tav rile perdenin arahğına gözümü yerleştirmekten çekinmedim. Çok beklemedik: Üç beş dakika oldu olmadı, ihtiyar yatağından kalktı. Robdöşambrini omuzlayıp odadan çıkıt, biraz sonra geldi. Bir çok öksürdü aksırdı. Derken vaziyetlerinden anlı yorduk kapı vuruldu. Girin! i şareti verdi. Kapı açıldı. tdil sık bir kimono ile girdi. Elinde kü • çük bir tepsi ve üstünde bir fincan kahve vardı. thtiyann yüzü güldü. Bir şeyler söylediği anlaşılıyordu, öyle hoş söylemiş olacak ki tdil gülmeğe başladı. Kahve tepsisini masanın üstüne koydu, koştu, ihtiyarın boy nuna sarıldı. İhtiyar önce güzel lhtiyat zabit ve ihtiyat askerî memurları kanununun muvakkat maddesinin C ve D fıkarlarının tefsiri hakkmdaki Başvekâlet tezkeresi üzerine Millî Müdafaa encümeni mazbatasım hazırlamıştır. Mazbataya göre hizmet ve talime çağırılan ihtiyat zabit namzetlerinin silâh altmda bulundukları müddetçe maaş ve memuriyetleri hakkmda da 27 kâ nunuevvel 928 tarihli tefsiri kanunî hükmünün tatbikı lâzım geldiği tasrih edilmekte ve talim davetine icabet etmiyenlere terettüp eden cezaların ayni olacağı ilâveten zikredilmektedir. ihtiyat zabitleri Halk Fırkası Türk Ocağına taşınıyor Kötahya hattı kazaya ugradı iş Bankası U. Müdürü Adana, Gaziantep, Maraş'a ve bilâhare tzmir'e giden tş Bankası umumî müdürü ve İzmir meb'usu Mahmut Celâl Bey dün şehrimize gelmiştir. Celâl Bey tstanbul'da bir kaç gün kalacaktır. kadının alnından, sonra iki ya naklarından öptü. tdil onu bir koltuğa oturttu. Gitti kahve fincanını aldı. thtiyann dizlerine oturdu ve kahveyi kendi eli ile içirmeğe başladı. İhtiyarın keyf ine payan yoktu. Garson sıcak su getirdi. tdil'in arkası dönüktü, masa da bir şeyler yapıyordu. İhtiyar da hiç tereddüt etmeden soyundu ve pantalonunu giydi. Sonra onasanın önüne oturdu. Genç kadının ne yaptığını gördiik. Tıraş takımı hazırlıyormuş. Tıraş makinesini aldı ve kendi elile ihti yarı tıraş etti. Tıraş bitince ihtiyarın iki buruşuk yanağını öp mesine mukabil alnını belki beş altı defa öptürdü. Ve ihtiyarın bütün tuvaleti hep bu kucaklaşmalar, öpüşmeler arasında ta mamlandı. üiabadi var) EDEBÎ TEFR1KA: 16 KOKAiN Yazan: AKA GÜNDÜZ Tarif edilmez bir manzara. thtiyar, bizim otel sofasının tam karşısındaki odada yatıyor. Sonra dudaklarını büzerek, kaşIarını hayretle kaldırarak ilâve etti: Ortada ya çok marazî bir hal var, ya bu ihtiyar bir büyücüdür, yahut tasavvur edilmiyecek kadar zengin. Sen ne tahmin ediyorsun? tdil'in ona karşı takındığı îavra bakıyorum da kadmm deli olduğuna hükmediyorum. Sonra muhakemem beni reddediyor. tdil, gözü dünyayı görmiyecek kadar bir çılğınlıkla o buruşuk herife bağlı. ö t e tarafta bütün işleri mantikî ve mazbut.. O halde marazî bir şey yok ortada.. Olsa dakika. Bunun üç bes dakikası İolsa Ahmet Bey ihtiyarlığma rağ dil, ihtiyarın kucağına oturmak, men genç ve isterik bir kadını birbirini okşamak ve öpüşmekle bu kadar bendedecek bir büyügeçiyor. cü san'atına vâkıf. Yahut zengin.. Nasıl tarif edeyim bilmem ki.. İdil çok akıllı, böyle bir ayağı çuİkisi de kendilerini görecekler dikurda olan bir adamdan son deye bir endişe taşımıyorlar. Hal rece istif ade etmek istiyor. buki bizim otel sofasının pence Bana bak Demirci! Dedim. releri onları görüyor. Garsonlara Senin bu kadar meşgul oluşun varıncıya kadar. Hatta garsonlar dan ben şunu anhyorum, sen eski bir besteye yeni bir güfte uyİdil'i çok seviyorsun ve ihtiyarı durmuşlar, ıslıkla çalıyorlar ve kıskanıyorsun. mahalle çocuklarının ağızlarına İlk defa başını önüne iğdi ve bile düştü. Hiç işitmedin mi? kirpiklerinde yaş damlaları görHatmmda şunlar kaldı: düm. Bahtiyarsın bahtiyar Bütün Ankara'nın içinde Seni gidi ihtiyar! canh sinema rezaleti diye ağızYakışmaz sana o yar lara sakız olan bu manzaralardan Hanımı bize bırak! bir tanesini de bana gösterir miPapel var deste deste sını Piliçi var kümeste Her gün, her vakit, her saNe olur bir nef es te bah. Oyle pervasız manzaralardır Hanımı bize bırak! ki tarif edemem. tkisi odada yal Sana bir şey söyliyeyim mi? nız kaldıkları zaman... Meselâ on Bu gece bizim otelde kal. Yann sabah canh sinemayı gör. Başka türlü anlatılamaz vesselâm. Bende de garip bir merak u • yandı. Ama neden? Bilmem. Nihayet bir ihtiyar erkek, pencere önünde genç bir kadını öpüyormuş. öper a, kim karışır? Seni, onu, bunu, şunu öpmüyor ya. Ka dın olusn bırakmasın. Fakat hayır, ihtimal meslek icabı, bu merakı yenemedim. Peki, dedim. Kaldım. O gece Oral'ın misafiri oldum. Sabah saat yedide beni uyandırdı. Paltomu omuzlayıp sofaya çıktım. Yuvarlak masanın üsntünde kahveler, çaylar tütüyordu. Se kiz on kişi de sofanın kapalı perdeleri arkasmdan karşı otelin açık perdeli odasını seyrediyor du. Kimi iskemleye çıkmış, kimi önündekinin omuzundan uzan •

Bu sayıdan diğer sayfalar: