11 Temmuz 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

11 Temmuz 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a lemmuz KÖŞE: Cumhuriyet SON,TEL:GRAFLAR Yeni Sofya Sefirimiz itimatnamesini verdi ». Bıılgar kralı ile Tevfik Kâmil B. arasında samimî nutuklar söylenmiştir Sofya 9 (A.A.) Türkiye Sefiri Kral şu nutukla cevap vermiştir: Tevfik Kâmil Bey, itimatnamesini «Yüksek Reisicumhurunuzdan geKral'a takditn etmiştir. Merasim, tirdiğiniz dostane tebligattan dola Başvekil ve Hariciye Nazırı Alexan yı fevkalâde mütehassis olarak sa dre Malinof'un iştirakile cereyan mimî ve mütekabil hissiyatımın kenetmiştir. Tevfik Kâmil Beyin irat dilerine iblâğın#tercüman olmanıettiği nutuk şudur: zı ve buna kendi saadeti ve Türk milletinin refahı için hararetli te «Zatı haşmetpenahilerine gerek menniyatımı ilâve etmenizi rica ekendilerine ve gerek tekmil Bul derim. gar milletine karşı olan şahsî dostluk hissiyatının iblâğını bilhassa tavVazifenizîn yüksek şümulünü tavsiye eden büyük reisimiz bana tevsif eden ifadeleriniz ve ümit etti • di ettiği yüksek vazifeyi deruhte etğiniz semerebahş netayiç nezdimizmek benim için büyük bir grur ve de en iyi bir kabul olacaktır. Harsî hakikî bir meserrettir. Mütekabil ve iktisadî inkişaflarım yükseltmek hürmet ve anlaşmıya müstenit komve temin etmek için aynı suretle şuluk münasebatını idame lüzumumeşgul olan Türkiye ve Bulgaristan nu tarihten öğrenmiş olan Türk ve birbirlerini daha ziyade tanıyacak Bulgar milletleri, kuvvetlerini ik lar ve kendilerini bağlıyan iyi komtisadî itilâflarına bağlamak arzu şuluk ve dostluk münasebetlerini sile mütehassistirler. İki millet ara takviye edeceklerdir. Aramızdaki •ında teyemmünen teesür etmiş o • yüksek memuriyetinizi pek ziyade lan dostluğu tahkim ve takviyesinin memnuniyetle karşıladığımdan bu milletlerimizin temenniyatına ve vazifenin ifasında tekmil muzahe • menfeatlerine tevafuk ettiğine ka retimi ve Bulgar hükumetinin muniim. Memuriyetimin devam ettiği avenetini bulacağınızdan emin o müddetçe bütün mütevazi gayret lunuz. Mümtaz selefinizin vedana lerimin bu gayenin tahakkukuna mesini alırken Hüsrev Beyin yüksek matuf olacağını zatı haşmetpenahilerine temine içtisar eylerim ve bu memuriyetinin kendisine tahmil etmesainin ifası emrinde zatı haşmettiği vazifelerin ifasında gösterdiği penahilerinin, yüksek teveccühleri liyakattan pek ziyade memnun ol nin onun hükumetinin kıymettar duğumu Reisicumhura ve Türk hümuavenetinin eksik olmıyacağmdan kumetine bildirmenizi rica etmek ümidim kati'dir.» fırsatını kaçırmak ettemem.» Neyzen Tevfik Bf, ye ILMI MUSAHABE ARAS1RA. t Pla jlarda! İspanya'da diktatörlük ilânı ihtimali var! Hükumet erkânı birbiri aleyhinde, .grevler tevessü ederek devam ediyor Paris 9 (A.A.) Exelsior gazetesinin Madrit'teki hususî muhabiri bu gazeteye gönderdiği bir mek tupta diyor ki: «Kortez meclisleri elyevm muallak bulunan başlıca mes'elelerin tasfiyesi hususunda muvaffakiyetsizliğe uğradığı takdirde cumhuriyeti bir diktatörlük usulüne müracaat mecburiyetinde kahnacağı siyasî mehafilde bana fasılasız su • rette söylenip durmaktadır. Bazı kimselere göre bu hareket tarzı müfritlerin tehditlerine karşı yegâne müdafaa çaresi teşkil edecektir. Birbirlerine düştüler! Madrit 8 (A.A.) tktisat Nazırı gazetecilere şu tebliği okumuştur: « Şayet muvakkat hükumet mecliıe tam olarak gidip salâhiyetle rini tevdi etmeği namusu üzerine taahhüt etmiş olsaydı sizi bu ma kamda kabul etmezdim. Hükume tin Barcelona serbest kıymetler borsası muamelâtını meneden dünkü kararına verdiğim ehemmiyet bu derecededir. Maliye Nazırı, ZamoraCorogna demiryolu inşaatına tek rar başlanmasını şiddetle itiraz et • mişti. Ben de Barcelona serbest pıyasası hakkında itiraz olunan bu karara hiç olmazsa ayni şiddetle iti raz ettim. Serbest piyasa düşman ları bu tedbirin millî menfaat ica batından olduğuna herkesi inandırmağa muvaffak oldular. Serbest piyasanın Barcelona'nın iktisadî ha yatı için zarurî ve tabiî bir vasıta olduğunu tekrar ederim. Bu piya sanın kapadılması Katalonya'nın zenğinliğine ve ticaretine karşı yapılmış idraksiz bir tecavüzdür.» Malaga'da idarei örfiye Madrit 9 (A.A.) Gazetelerin Malaga'dan istihbarına nazaran buz fabrikaları amelesi grev ilân etmişlerdir. Bu grev mühim telâkki olunmaktadır. Palma de Majorque amelesi de Malaga grevcilerine tesanüt hareketi ilân ederek başlarında komünistler olduğu halde sokaklarda dolaşmışlar ve imalâthaneleri kapamağa mecbur etmişlerdir. Dün öğleden sonra hemen hemen bütün i malâthaneler kapanmıştı. Mezkur şehirden gelen bir telgrafta örfî i darenin ilân olunduğu ve salâhi yetlerini askerî hükumete devret tiği bildirilmektedir. Müsademeler Madrit 9 (A.A.) Telefoncular grevi hafiflemiştir. Palma'da grevciler, işten çıkan liman amelesini taşa tutmuşlardır. Sivil muhafızlar müdahale etmişler, üç kişi ölmüş, bir çok kişi yaralan mıştır. Muhterem üstat, Pek sevdiğim «mansurdan al dığım bir habere göre son zaman larda «kâr > ınızın mükemmel ol duğunu öğrendim. «Tiz» elden sizi tebrik etmeği düşünürken «Son Pos ta» ile gelen başka bir müjde beni bir kat daha sevindirdi. Son Pos • tanın getirdiği bu havadise bakılırs siz «Taksim» de iki, «Uşak» ta dört, BugUnkü musahabemin başhğını «Hicaz» da bir, «İsfahan» da beş tagörüp te sakın beni de sinema mu ne muazzam muhteşem hane veya harriri olmuş zannetmiyiniz. tnce apartıman yaptırmışsınız. Hepsini görüşler, cazip gösterişler istiyen o biribirine «Çiftetelli» telefonlarla güzel istidat benden geçeli hayli zabağlamışsınız. Görenler «Pes» di man olmuştur. Duymadan yazıla yorlarmış. Size «Rast» gelenler mumıyan, yazılsa da okutmak imkânı vaffakiyetinizden ötürü alkışla bulunamıyacak olan böyle yazılar, maktan kendilerini alamıyorlarmış. Fakat bazı hasetçiler çekemiyorlarömrün devamı nisbeten kısa olan» mış. «Apartmıan gazetesi» başta ol zinde mevsiminde yazılabilir. duğu halde bir çokları manalı manal İlhamını ruhî duyğulardan almıtarizlere kalkışmışlar. Neyle meyle yan tasvirler okuyucuların gönülle safalar sürdüğünüzden dem vurarak rine kabil değil nüfuz edemezler. apartımanlarınızın ipekli döşeme Gençlik ruhu üzerinde aşkın ebelerine kadar sarkıntılığa başlamışlar dî saltanatını bugün idareye mü • Doğrusu malınızın mülkünüzün artekkel olan (HoIIivut) (muse müz) masına se derece sevindimse bu talerînden münebbih ve müessir su rizlere o derece müteessir oldum. Sizi müdafaa etmek isterdim, farette bahsetmek artık benim kârım kat ne yalan söyliyeyim? Cesaret e değildir. demedim, belki iki apartımanınızı ba Bu güllü dikenli vadide yazı yazna bağışladığınızı ve beni, henüz ömağı meslek edinmis muharrire her diyemediğim bağ evinden kurtar şeyden evvel cihan Üzerine bir atef dığınızı haber alırlar da bu ayıbımı seli gibi yayılan ihtiras dalgalarınyüzüme vururlar diye çekindim. Yaldan bizzat müteessir oltnak lâzım nız sizi teskin ve teselli ile iktifa gelir. ediyorum. Merak buyurmıyınız üsBenim altmış senenin pençesinde tadım. Dünya bu. fnsanlar bir a cayipleştiler. tpekli gömleğinizi sır yıpranan, şimdi bozuk bir telefon tınızdan çıkarıp verseniz gene ya ahizesi garipliğile mütevekkil bir ranamazsınız. Cebinizde her zaman vaziyet alan zavallı göynüm artık o taşıdığınız çek defterinin bütün saihtizazların uzun değîl kısa tulü hifelerini imzalıyıp dağıtsanız def mev'içlilerine bile tahammül edecek terin kapağını da isterler. Dedim ya, halde değildir. üstadım dünya değişti. Geçende de Of! Meraklandım, müsaade ediüstat Çal'lı tbrahim Bf. nin de başına niz biraz, çiçek suyu içeyim de öyle gelmedi mi? Fındıkh'da yaptırdığı konuşalım. Ne gülüyorsunuz ? Gençsarayı anafordan yaptırdı diye fitlikten gittikçe uzaklaşmanın acısını leyip adamcağızı karakollara dü tattığınız vakit bana hak verirsiniz! şürmediler mi? Ha; unutmadan söyliyeyim: Bir arkadaş yeminbillâh söylü Kuzum karilerim artık benden yordu. Gene geçenlerde maruf şa hıslardan biri Namık İsmail'e bir ya ruhunuz üzerinde yangınlar ikat elı yaptırmış. Aman efendim sen midecek yazılar beklemiyiniz. Duygu sin yaptıran? Bu buhran zamanın kudretile bediî şeyler arasında mikda yalı yaptırılır mı imiş. Hem her natisî bir alâka vardır. Gizli güzeltarafım yağlıboya boyaftnış, etrafına Hklerden, gören değil, duyan gözler yaldızlar geçirtmiş diye söyleme • ilham alır. dikleri kalmamış. Bunun üzerine Benim titrek parmaklarım arasınmüsakkafat memurları gelmiş, ruh da belini zorlukla doğrultabilen satsız tezkeresiz yalı yaptırmış di kalemin size ancak semanın donduye Belediye müfettişleri üşüşmüş. Zavallının başına gelmiyen kalma rucu derinliklerinde parlıyan yıl mış. Hatta bgnim de bugünlerde ba dızlardan bahsedebilir. Eğer (Vikşımdadır üstat. Her nasılsa gaflet tor Ugo) gibi düşünmiyorsanız, ve cehalet saikasile bir bağ almış bu nevi yazılara ehemmiyet verir, tım. Kimden duymuşlar bilmem ki.. benimle birlikte fezanın ölçülmez deKocaman, sulu bağı var musibetin! rinlikleri karşısında sakin ve fakat Versin borcunu! Diyen alacaklıla vakur bir vecde dalarsınız. rın kimi kapıma dayandı, kimi yaBelki içinizde (Ugo) nun yukarıkama sarıldı. Cumhuriyet gazetesi da söylediğim hikâyesini bilmiyen son posta ile gönderdiği bir mek vardır. Müsaade ediniz de bir kaç tupta on bin liralık bağın var, hâlâ bizden ne diye para istiyorsun? Dikelime ile anlatayım: ye çıkıştı. Kâkimiyet avans hesa (Viktor Ugo) nun evinde verilen bını kapadı. Kaldım mı iyottan daha bir ziyafet esnasında hariçten gelen beter açıkta? Nihayet satılığa çı bir zat müjde diyerek içeriye girmiş, kardım. Emrederseniz yüzde yirmi getiridiği müjdenin ne olduğu so eksiğine size satayım. Hazır, uşa ğınızın da çocuğu sünnet oluyormuş, rulunca, yeni bir yıldız keşfedil diğini haber vererek (Ugo) dan şu ona hediye edersinîz, sevinir yav cevabı almış: rucak. Yalan değilmiş meğer: Ki • min dağda bağı var yüreğinde da« Be birader ben de ahçımın ğı varmış ki varmış.. Artık sizin giyeni bir yemek icat ettiğinden bahbiler için de şöyle söylenebilir: Kim sedeceksin sandım.» de apartıman var anaforu yaman Bu sözile (Ügo) kendi kanaatini var. Gerçi bu benimkine uymadı uygöstermek değil, maddî menfaatten madı ama zorla uydurduktan son ra... falı, hamamlı köşkler kuruyorlar! Bu parayı nereden buluyorlar? Di Rahmetli Kavuklu Hamdi Efendi ye başlıyacakları... ile pişekâr küçük İsmail Efendi çok Binaenaleyh bu gibi dedikodulartalihli insanlarmış ki bugünleri görIa üzülmemenizi bir defa daha rica meden göçtüler. Malumya her hafta ve bağışladığınız iki apartıman için bir semtte orta oyunu oynarlardı. teşekkür ederim muhterem üstat. Haydi, onlar için de: Efendim her hafta bir semtte cihannümalı, so AKA GÜNDJZ Semada^yenrvaftizler! « Plüton » seyyaresinden sonra, bu sene yeni ve muazzam bir güneş bulundu Plâj, insanların denizle musafaha ve hatta muanaka ettikleri yumuşak ve ıslak bir köşedir. Plâjlarda deniz; seyyal ve engin bir buse, kıvrak ve oynak bir deraguş olur. Buna mukabil insanlar hüviyetlerindeı biraz silinerek martılaşırlar, zayıf iradeli bir kuş incizabile o engin buseye ve o mütemevviç savlete bütün bedenlerini teslim ederler. Bu başka bir şey düşünmiyenleri iğne telâkki ile plâjlarda temaşaya dal • lemek istemiş olduğunu bilmem söy mak, bol mısralı ve çok heyecanlı lemeğe hacet var mıdır? bir şiir zevki verir. Halk arasında yıldız kelimesinden Bizim plâjlarda bu şiir, hayli sasinema artistlerini anlamak itiyadı kat ve hayli düşüktür. Uryan vü çok kökleştiğinden hakikî yıldızlarcutler, bu miiz'iç hakikati hazin biı dan bahsetmek istiyenler mutlaka belâgatle ifadede adeta müsabakabenim yaptığım gibi uzun uzadıya ya girişiyor. Bîr kere en uzun boylü izahat vermelidirler. erkeğimiz, 1,75 irtifaındadır ve en Yazacağım şeyin kız değil yıldız uzun boylü kadın, bu cılız irtifaın olduğu artık anlaşıldı zannederim. yanında • bir müstezadın ziyadesi gibi güdük görünmektedir. Bilği, Kâinatın sırlı bağrını delmekle telâkki ve çalışma kabiliyeti itibarile meşgul olan (Heyet) ilmî âlimleri tamamen müsavi olmalarına çalışıgeçen sene günesimizin yeni ve lan kadın ve crkeğin vatandaşların belki de son seyyaresini bulmuşlardı. boyca, tendürstlükçe taşıdıkları ba(Plüton) namile geçenlerde vafriz tefavüt, bilhassa plâjlarda göz tiz edilen seyyare ile bu sene bulduk ısırıyor. Esasen 1,75 irtifaındaki erları (sabite) yani yeni güneş arasın kek, bu mübarek toprağın mebzul daki ehemmiyetli farkı anlatabilmek feyizlerinden her hangi bir sebeple için biraz yıldızların nevilerinden istifade edemiyen cüce bir endam sabahsedeceğim: yılır. Ekserivetle 1,35 ten başlıya İyi havalı karanlık gecelerde, rak 1,55 te karar kılan kadın irtidürbünsüz gözle gök yüzüne bakıfaları ise o cüceliğin dişileşmesinden lırsa (5000 6000) kadar yıldız sebaşka bir şey değildir. çilir. Eğer dürbün veya teleskop kulSonra zafiyet mes'elesi dehhaş! lanılırsa bu adet yüz milyonları gePlâjlarda gördüğümüz erkeklerin çer. Göze görünen yıldızların (910) tanesini istisna edersek hemen hepsi çoğu, denilebilir ki nekahet devri geçiren birer hastadır ve orada tesadüf (sabite) yani bizimkinden başka olunan kadınların ekseriyeti, sedye güneşlerdir. ile taşınan fakrüddem müptelâla Vakıa bunların da etraflarında rını andırır. kendi seyyareleri dolaşırsa da şimGüzellerden ve güzelliklerden dilik onları görmeğe imkân yoktur. bahse lüzum görmiyorum. Çünkü tfte bu sene keşfini haber verdi ğim yıldız (PlUton) gibi bizim şemsî aşk, duyğulu yüreklere mevhiıp ve münhasır samedanî bir şule olduğu mesleğe tâbi bir seyyare değil bizgibi güzellik te sağlam ve olğun vüden binlerce (ziya senesi) [ 1 ] ucutrlere sarılan nuranî bir hâledir. zakta bulunan koskoca bir güneş Kısa, zayıf ve dermansız bir bünyede tir. Belki bizim güneşten de yüz binhakikî manasile güzellik aramak, lerce kere büyüktür. kargalarda kanarya şetareti um Bu sözle son keşfin ehemmiyetini mağa benzer. anlatmağa kâfidir zannederim. Halbuki Türk'ün zekâsı gibi kuvArtık mütehassısların bu taze veti ve güzelliği de meşhurdur. Bukeşif hakkında şimdilik verebildikgün bile AadoIu'da, her adım atışı leri malumatı yazacağım. sert bir rüzgâr uğultusu uyandıran Yıldızları saşaalarının dereceleerkekler ve o erkekterf çif t başında rine göre kısımlara ayırırlar ve beyaya bırakan kadınlar var. Eğer tsherine (kadir) tesmiye ederler. Metanbul'lular, beden terbiyesi mes'eselâ birinci kadrin timsali olarak lesini fantezi halinden çıkarıp mef(Bekar • Bouvier) burcunun birinci kurevî bir şekle sokarlar ve yorul yıldızı olan (Simakiramih Arctümaz bir azim ile çahşırlarsa şu zikrüs) ü gösterirler. Bu ayarda semarettiğim Anadolu'lu vatandaşlarla da ancak (23) yıldız vardır. Saşahemkamet ve hemsıhhat olmalarına aları yekdiğerinden takriben iki buhiç bir mâni yoktur. Aksi takdirde çuk defa noksan olmak üzere yapıgüzel plâjların zarif şiriyeti daha lan bu (kadir) taksimatının altın bir çok yıllar, böyle sakat ve düşiik cısına kadar çıplak gözle görülmek kahr. Mümkündür. Elde bulunan en müM.T. kemmel teleskoplarla on yedinci kadre kadar görülebilir. yıldızlar vard:r, bizim güneşimiz de Kadir derectii Yıldız adedi bu meyana dahildir. Bunların ta 1 23 havvülleri devridir. Şimdiye kadar 2 73 bu tahavvül müddeti bizim güneşi3 210 4 700 mizde olduğu gibi (11) senelik uzun 5 1700 ve (Elgol) yıldızında müşahede edil6 4000 diği veçhile (2) gün (21) saatten Yekun 6706 ibaret olmak üzere kısalarına te Bu miktar on yedinci kadirde sadüf edilmiştir. (100,000,000) nu bulmaktadır. Son günlerde Cenubî Afrika'da Hepsi ayri ayrı bher güneş olduğu kâin (Johannesburg) rasatanesi taşüphesiz bulunan sabitelerin ara rafından keşfedilen mütehavvilin sında bir fark daha vardır, o da nur kevkebin devir müddetinin yalşaşaa derecelerinin sabit veya mütenız bir saatten ibaret olduğu hay havvil olmasıdır. Son neviden olanretle müşahede edilmiştir. lara (Ctoile Variables) tesmiye eBu garip yıldız hakkında alınacak derler. Bir çok (mütehavvilinnur) yeni malumatı da karilerimize bil [1] (Ziya senesi) heyeti ilmine ait bir mikyastır. Miktarı da dokuz milyon kilo direceğimiz tabiidir. ABDÜLFEYYAZ TEVFİK metredi'\ Tayyare piyangosu bukün Darülfünun Konferans salonunda çekiliyor EDEBÎ TEFRİKA: 24 KOKAİN Yazan: AKA GÜNDÜZ Evet, diye ağzımdan dökiildii, bir güzel kadın olmak, iki çirkin kadın olmaktan çok feci bir şey. Seni sinirlendiren o güzel kadın kim? O kadar mı güzel? Sen. Ben mi? Çok sert bir kahkaha savurdu. Sen ya. Niçin bilmem, sana her şey ve herkes düşman. Bununla güzelliğin arasınr da ne münasebet? Çirkin oldu ğum için herkes düşman. Güzel olsaydım... Tevazuu falan bırak Al lahaşkına. Şimdi de aramızdaki üostlugv kıskanıyorlar. Dostum! Dedi. Bunlar tabiî şeylerdir. Ben on beş seneden beri bunları işitiyorum, görüyorum, biliyorum, fakat bir gün, bir yarım defa olsun hareketimi değiştirmedim. Fikirlerimden caymadım. Yolumu değiştirmedim. Bana kötü mü diyorlar? Kabul. Bana iyi mi diyorlar? öyleyim dir, bende hiç fazilet kalmadı, çünkü hepsini onlara dağıttım. Hem torba torba, hayat hayat, salon salon.. Bana yalnız snin dostluğun kaldı. Kıskandıklarmdan anhyorum ki bu dostluk çok güzel, çok sağlamdır. Öyle mi? Öyle. öyle ise bırak şunu bunu. Seninle bu gece için bir program çizelim. Bak ben ne düşünüyo rum. Birer yeşil zeytin ile birer kadeh rakı içelim. Sonra basit bir yemek yiyelim. Yemekte birer bardak şarap. Sonra kahve ile ikişer kuantrtt» Aİâ! Enfes.. Ondan sonra iki elma, bir oprtakal ve lüzumu kadar şampanya... Zeki kadın, şampanya lâfının midemi bulandırdığını hemen hissetti: Ne o? Dedi. Şampanya sevmiyor musun? Zarar yok, bu gece de benim hatırım için içiver. Gülüşünü birdenbire kesti ve açık bir kalple ilâve etti: Hiç müteessir olma. Hissettiğime de darılma. Biliyorum ki sen hayatında bir defa için ol • sun kendi şahsına bir şişe şam panya açtırmıyacaksın. Bu bir kabahat değildir. Nihayet otuz kâğıthk adi bir şeydir. Kimin cebinde otuz kâğıt varsa o verir. Ben bugün ayhğımı aldım. Cebimde tam on şişe şampanya açtıracak param var. Fakat bu nasıl olur? Böyle olor. Dedi ve metrdoteîî çagîrarak programı yazdırdı. Bana döndü: Bu gece canım böyle istedi. Sana bir ziyafet çekiyorum. Bu bir israftır ama. Ben de bilirim öyle olduğunu. Fakat insan değil miyiz? Belki senin için öyle dir. Fakat ben ki hayatta tek başına bir kadınım. Hiç kimsem yoktur. Bari kazan dığım da benim olmasın. İlk defa sordum: Ne kazanıyorsun? Ayda üç yüz kâğıt maktu. Otel ve lokanta masraf larım ay rıdır, onu şirekt öder. Senede bir ay izin ve bir maaş ikramiye. Her sene işler yüzünden bir iki defa da Avrupa'ya gitmek var. Az bir para değil. öyle ama, karşıhğı da pek çok. Gülerek yüzüme baktı: Bunu bir başkasına söyle •em içinden şunu geçirir: Evat karşıîıgı da peic çoîc. VTkonta, Aîı met Beye, şuna buna metreslik ve saire.. Zarar yok, söylesinler, zevk mes'elesi. Yalnız sen söylemiyeceğin için sana anlatıyorum. tyi yeşilzeytinle susuz rakı ne hoştur. Eskiden bunu Tokatlıyan icat etmişti, fakat karazeytinle, zeytini de kürdana batırıp getirdi. Ben yeşile değiştirdim. Bir büyük yudum susuz rakı içti. Yüzünü buruşturmadı. Ka dehini biraz kaldırdı: Bal gibi imiş. Dedi. Rakıcısın gibi geliyor bana. Hayır, fakat her içikinin müstahak olduğu itibarı verenlerdenim. En çok hangisini seversin? En kolay sarhoş edenini. Yeşil Ay Cemiyeti duymasın. Mazhar Osman'ı çok seve rim. O, ne kafası kabadayı adaendır. Kırk Allah yakasına yapışsa gene fikirlerini, kanaatlerini a çıfcça sByler. îçlcînîn lezzetîm 1)1! mediği, sevmediği için aleyhinde değildir. İnsanları içkiden daha çok sevdiği için aleyhindedir. tnsanları sevmek.. Bu ne iyi bir şeydir. Düşün bir: Doktorsun, büyük bir hastanen var, etrafında binlerce deli dolaşıyor. Deli oldukları halde hepsinin gözleri sende, «bizi kurtar» diyen bir niyazla parhyor. Sen onları garezsiz, ivazsız seviyorsun. Sevgin Okyanos ufuklarından daha geniştir. Bu niyazlı gözleri çoğaltmamak için içkiyi öldürtmek istiyorsun. Öyle söylüyorsun ki İdil. İnsanın deli olacağı geliyor. Öyleyse bir yudum daha.. Rakıyı bal gibi içmeli, balı gıda gibi yemeli. Bal seversen sana bu senenin oğulbalı buldurayım. Yo.. O kadar ağdalı tathlık aşkta bile mide bozar. (Mdbadi var).

Bu sayıdan diğer sayfalar: