21 Temmuz 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

21 Temmuz 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

s21 Teramuz 1931 *Cumkuriyet SON TELGRAFLAR Paris konferansı bir anlaşma temin etmedi Fransa ağır teminat istiyor. Kredi mes'elesi Londra konferansmda halledilecek Paris 19 (A.A.) Dahiliye Nezaretinde aktedilecek konferans, saat 10 da açılmıştır. Paris 19 (A. A.) Sabehleym vukubulan beynelmilel mükâleme ler esnasında M. Laval, bu son günlerdeki beynelmilel müzakereler hakkında izahat vermiştir. M. Brüning, Alman buhranı hakkında m»Iumat ve izahat vermiş ve memleketini kurtarmak için ittihazı arzu olunan tedbirl ;rden bahsetmiştir. M. Henderson M. Grandi, M. Hymans ve Japon sefiri, hükumetlerinin Almanya'ya muavenet etmek imkânlarını memnuniyet ve hüsnü niyet • le tetkik edeceklerini söylemişler dir. Mumaileyhim, müttefikan Fransız Alman müzakeratının mes'ut bir neticeye iktiran edeceğine iti matları olduğunu beyan etmişler • dir. M. Laval'in talebi üzerine, Londra konferansının münhasıran malî ve iktisadî Alman buhranının tetkiki ile iştigal etmesi müttefikan kabul ve tasrih edilmiştir. Müştrek beyanname Paris 19 (A.A.) Fransız ve Alman Nazırları arasında öğleden sonra yapılan mülâkat kat'î bir netice vermiştir. Böyle olmakla bera. ber müşterek bir beyanname müsvettesi kaleme alınmıştır. Bu be • yannamede Fransız ve Alman hii • kumetlerinin birlikte ve müessir surette çalışmaları için çok lüzumlu olan şeraiti kendi aralarında vücude getirmek hususundaki arzuları teyit edilmektedir. Ayni zamanda Fransa'nın Almanya'ya beynelmilel çerçeve dahiiinde yapılacak kredi muamelesinin tahakkuku şeraitini bilâhare tetkike hazır bulunduğu kaydedilmiştir. Malî mes'eleye hiç temas edil • memiştir. Bu mes'ele Londra kon • feransında Hntledilecektir. Fransa tarafmdan teklif edilen teminat henüz müzakere edilmemiştir. M. Laval her hangi bir malî yardıma behemehal tâbi tutmak istedği temi • natı elde etmek için Londra konferansında ısrarda bulunacaktır. Bu neticeden Fransız • Alman müzakerelerinin hiç bir fayda vermediği manası çıkarılmamalıdır. Çünkü bu mükâlemeler iki hüku • met nazırlarının noktai nazarları • nın doğruca ve eksiksiz olarak bir • birlerine anlatmaları, Almanya'nın ve Avrupa'nın yeniden canlanması hususunun umumî bir itimat havası içinde hükumetlerin ve milletlerin siyasî her türlü kararsızhğa mâni olacak bir tesanüt hissile ve elbir liği ile devamlı surette çalışmaları sayesinde inkişaf edeceğini hüku met reislerince anlaşılması netice • sini hasıl etmiştir. Ancak M. Brüning bilhassa 10 senelik bir müddet için Almanya teslihatının şekli hazırını muhafaza edeceği yolunda kat'î taahhütlere girişmeğe imkân göremediğinden Fransız Alman mesai istirakinin tedricî bir surette inkişafı lehinde bir beyanname nesretmekle iktifa edilmiştir. Almanya Hariciye Nazırının beyanatı Berlin 19 (A.A.) M. Curtius, dün akşam Paris'te Alman raatbuatı mümessillerini kabul etmistir. Mumaileyh, Alman nazırlarının Paris'te büyük bir hüsnü kabule mazhar olduklarını söylemiştir. Nazır, gerek Fransa ve gerek cihan efkârı umumiyesinin bu ziyareti müansebatta gerginliğin zeval bulmakta olduğuna dair bir alimet olarak telâkki etmesi lâzım geldiğini ilâve eylemiştir. M. Curtius, bugünkü mülâkat, malumat ve izahat teatisinden ibaret bir konuşma olmuş tur. Müzakerata yarın daha vâsi bir kadro dahiiinde devam olunacak • tır.» Demiştir. Herkes Londra'ya gidiyor Paris 19 (A.A.) Saat 16 da Paris'ten ayrılacak olan M. Hen derson müstesna olmak üzere Londra konferansına iştirak edecek olan bütün murahhaslar Londra'ya hareket edeceklerdir. Fransız he yeti murahhasasının kimlerden terekküp edeceği bugün resmen ta ayyün edecektir. ıllvıımımmııııi' ARASIRAı Yanlış bir rakam! «Observer» gazetesi, son nüsha > Iarının birinde mutavvel ve mu • fassal bir nüfus istatistiği dercetmiş, bizim mecmualardan biri de o cet • veli kendi sütunlarına geçirmiş. Filân memleketteki nüfus kesafeti veya azlığı değil, İstanbul halkınm adedi hakkında verilen malumattır ki dikkatimi celbetti. Observer'in kaydettiğine göre şehrimizm 1927 tahririnde 690735 olarak tesbit edilen nüfusu, üç buçuk senede azala azala (580,000) e inmiş!... Kısa bir zaman içinde bir şehir nüfusunun (110735) derecesinde eksilmesi hakikaten mühim dir. Acaba bilinmiyen, görülmiyen bir hastalık, içimizden • el'iyazü billâh alay alay insanları firara sürüklemiş ve bu facia, Observer muharrirlerinin gözüne kadar çarpmış ta biz farkında mı olmamışız, yoksa şehir halkının altıda biri yurt değişirmiş te his mi etmemişiz? Mes'eleyi ciddiyetle tetkik edersek hükmetmekte tereddüt etme yiz ki bu rakam, ya muhayyel veya musannadır. Bir kere, şarkta ve garpte hiç bir memlekete tesadüf olunamaz ki ihtiva ettiği nüfus, böyle kesirsiz olsun. Beşerî kütleler, erik ve armut gibi şahsî arzularla muayyen kemiyet alabilselerdi icabında «adedi tam> olarak tesbit edilmeîerine imkân bulunurdu. Halbuki nüfusun gösterdiği metler, cezirler, kesirsiz ifade olunmak ka • biliyetinden daima âridir. Binaen aleyh Observer'in şehrimiz nüfusu j için kabul ve ilân ettiği rakam, evvelbeevvel bu noktadan sakat gö • rünür. Sonra, elimizde henüz yenî inti • şar eden resmî bir cetvel vardır. Bu, tstanbul Belediyesince, şehir hudu • du dahilindeki binalara ait olarak yükseklik esası üzerine tanzim olunan muteber bir vesikadır, işte aynen dercediyoruz: Adet 4546 Katsız ev 47949 bir katlı ev 54236 iki kath ev 23119 üç kath ev 5037 dört katlı ev 1568 dört katlıdan yüksek ev 136455 Nüfus mes'elesile biraz alâkadar olanlar bilirler ki evler için vasatî olarak kabul edilen nüfus miktarı (5) tir. İstanbul'da bugün mevcut olduğu resmen sabit bulunan şu (136455) ikametgâhın her birinde beş nüfus oturduğu kabul olunur ve bir darp ameliyesi yapılırsa (682275) rakamı elde olunur. Bu rakam, 927 tahririnde tstanbul'un umumî nüfusu olmak üzere ilân edilen (690735) rakamının hemen hemen muadilidir. Demek ki şehrimizin nüfusu üç buçuk senedenberi ne azalmış, ne çoğalmıştır. İhsaî rakamlara itimat edilir, e ğer mevsuk iseler. Observer gaze • tesininki gibi muhayyel veya musanna olursa o itimat, istihzaya münkalip olur. Ihtiyacımızdan artacak mahsulü Ziraat Bankası satın alıp piyasadan çekmelidir Bir alâkadarın [Buğday mahsulünü kurtarmak, bu suretle umumî ticaret hayatımızvn mesnedi olan müstahsili zaru retten kurtararak buhrana karşı niabî bir izale çaresi bulmak yollartm gb'steren neşriyatımız alâka uyandırdı. Kütahya Ticaret Odası başkâtibi Halil Beyden şayani dikkat bir mektup aldık, neşrediyoruz:] Türkiye'nin buğday istihsal, is istihlâk ve ihraç merkezleri malum, muayyen ve mahduttur. İstihlâk ve ihraç pazarlarımızın başında Is tanbul ve İzmir gelir. Birinin sene iik istihlâki 10000 vagon diğerinin ki bunun nısfı kadardır. (Yani yevmiye 2814 vagon). Şimdi, buğday fiatlarının nâzımı olan bu iki memleketten birisini (İstanbul) nazari itibara alalım. İstanbul borsasına biraz fazla mal geldiği gün fiat düşüyor, azalınca binnisbe yükseliyor. (Arz ve talep hükmünü icra ediyor.) bu şehrin ihtiyacı yevmiye 30 vagonu geçmediğine göre bu miktardan fazla mevrudatın başkaca bir alıcı bulması ve piyasadan çekilmesi lâzım geliyor. Bu işi Ziraat Bankamız yapabilir: Bankaca, borsadan her günkü fazlalar mubayaa edlmek suretile fiatlar matlup seviyede tutulabilir. (Kambiyo borsasındaki stabilizas yonda olduğu gibi) yalnız şu fark la ki, bu iş bir cepheli olacak, yani almak var, satmak yok. Şimdi düşünülecek nokta: Ziraat Bankası, dünya fiatlarına nisbetle pahalıya malettiği bu buğdayları ne yapacak?.. Bu ciheti de mutalea edelim: Türkiye iki üç sene evveline gelinciye kadar senede vasatî 7000 vagon (13 milyon liralık) buğday ithal eden bir memleketti. Bugün kü bolluk, bu miktarı ve dahilî ih tiyacı temin ettikten sonra ancak 10 • 12,000 vagonluk bir fazlalık vücude getirir. Yani Ziraat Banka sınca İstanbul ve İzmir borsaların dan. senede mubayaa edilmesi lâ zım gelen miktar bu haddi tecavüz etmez. fikri Buğdayı tedenniden İHEM NALINA MIHINA nasıl kurtarmalı? İnsanî ölüm hayatı! Yerine insan .^^**m^• 1 Buğday buhranı İzmir ihracatı Bir heyet Eskişehir'den Norveçli'ler ucuz naklini taahhüt ediyorlar Ankara'ya gitti Eskişehir 20 (Hu. Mu.) Bugün buğday istihsal buhranım tetkik etmek üzere aktedilen bir içtimada köylü ve tüccarın vaziyetlerini ar zetmek için bir heyetin Ankara'ya gitmesine karar verilmiştir. Heyet Ankara'ya gitmiştir. İzmir 20 (A.A.) Ecnebi va • pur kumpanyaları ile yapılmakta olan tzmir ihracatı kumpanyaların yaptıkları bir anlaşma yüzünden ihracat mahsulleri yüksek fiatla nakledildiklerinden dünya piyasalarında diğer yerlerde yetişen mahsulâta rekabet edemiyecek vaziyete düşü rülmüştür. Hiç olmazsa Yunan mahsulâtım sevkettikleri ucuz tarife ü • zerinden mahsulâtımızın da nakiller hususunda şimdiye kadar yapılan te şebbüsat ve müracaat müsmir bir netice vermemiş, binaenaleyh bu elim vaziyet senelerce devam edip gitmiştir. Bu defa hükumetin teşebbüsü ile tzmir'e gelen Norveç'te müteaddit vapur şirketleri sermaye • darlarından M. Lorencen ve Melen cin ihracat tacirlerimizle yaptıkları mukavele neticesinde ihracat mah hayet o da başka bir şey değil. Her hafta veya her sene birisi ne kendini veren... Onu da yapmağa fırsat bulmıyacaksın. Yalnız sen bir mandepsiye basmamağa çalış. İdil gene işlerine dalmıştı. Günde on üç saat çahşıyordu. Akşam yemeklerini odama nakletti. Beraber yiyorduk. Bardan ve eğlenceden ayağını çektiğini sezdim. Bunu kendisine söyledim. Güldü: İstemiyor musun? Dedi. Akşam yemeklerinde seninle beraber bulunmak daha hoşuma gidiyor. Bunu başka birisi söyleseydi istihza telâkki ederdim. Lâf! Zaten bir müddettir sende tuhaf bir hal peyda oldu, muammah bir hal. Kendisi fırsat verdiği için söyledim. Ahmet Beyi kıskanıyorum! E . y ! . Sonra? Yeni Deavi dairesi Ankara 20 (Telefonla) Adliye ve Dahiliye encümenleri müştere ken toplanarak bir taraftan bütçeye bar olmıyacak, diğer taraftan Şurayi Devletin işlerini bitirecek surette ahkâm konulması projesini müzakere etmiş ve diğer daireler azalarınm 3 e tenzili ile temin olunacak 1 reis ve 4 azadan mürekkep ikinci bir deavi dairesi teşkil olunmasını kabul etmistir. EDEBÎ TEFRtKA : 33 men gelecek senelerde köylüye dağıtılmak üzere ve dahilde kat'iyyen şu mübarek faaliyetleri gördüm: satılmamak kaydile tohumluk olainsanî bir şekilde oldurüien kopekler: 1309 rak muhafaza olunur. > > » » Kedıler 982 İhraç işi için takriben 1 milyon > » » > Atlar 27 lira tedavül sermayesi, depo için Muhterem cemiyetin insanî şe • miktarına göre, takriben 4 milyon kilde hayvan öldürmekle iftihar etlira sermaye tefriki suretile yapı mesindeki garabeti bir tarafa bıralabilecek olan bu işin mubayaa ve satış fiatları arasındaki farkını za kalım da bütçesine bakalım. Hima rar kapamak için devlet bütçesinyei Hayvanat Cemiyetinin 1930 se • den ve bankanın diğer gelirlerinden nesindeki hasılatı 5051 lira 26 ku2 3 milyon lira feda etmek lâzım ruştur. İnsanları verem gibi bir belâgelir. Filhakika zahirde zarar gibi ya karşı sıyanet için teşekkül etmiş görülen bu miktar devlet bütçemize olan İstanbul Verem Mücadele Ce • nazaran istisgar edilebilecek bir miyetinin 1930 bütçesi ise 2000 kümeblâğ değüdir. Fakat bu fedakârsur liradan ibaretti. lıkla memlekette, kısmen olsun haBu vaziyet karşısında Himayei li tabiinin avdet edeceği, 9,5 milyon Hayvanat Cemiyetinin, hayvanlara köylünün bir taraftan refahı, ma neviyatı diğer cihetten iştira kudret bile acıyacak kadar merhamet ve ve kabiliyeti artarak binnetice şe şefkat sahibi geçinen azasına diyo • hirlerde de alışverişin başlıyacağı ve rum ki: bu iktisadî hareket ve faaliyetten, Hanımefendiler, beyefendiler, kebu tedavülden her Türk'ün yapacadileri, köpekleri, atları insanî surette ğı istifade yekunu maddî bir çok öldürmek için sarfettiğiniz paraları, milyonlar tutacağı gibi manevî tehemcinsiniz olan insanları veremden sir ve faydası da bunun çok fevkinve ölümden kurtarmak için kulla de olacağı düşünülecek olursa bu rakamların bu azim kâr yanında çok nırsanız her halde daha insanî bir iş görmüş olursunuz. ehemmiyetsiz kalacağı bedihidir. Arzedilen tedbirle temin edilecek istifadenin halk cephesmi şu suretle hulâsa ettikten sonra bunun gayrikabili inkâr olan hükumet cephesini | Mevsim Sonu Münasebetile de azacık tahlil edelim. Dahilî mahsulât fiatlarının ana 1 Beyoğlu'nda Lion mağazala • sı, nâzımı mevkiini hiç bir zaman rında gayet tenzilâth fiatlarla yakaybetmiyen buğdayrf ve diğer pılan büyük satış yalnız 12 gün mahsulâtın safcılmaması yüzünden halkın iştira ve tediye kabiliyeti daha devam edecektir. hayli azalmış, vergi ve banka ala lllllllll llll IIIIIIIMMIIIHIIMIIIIMimillllllllllMIIIIIIIIIIIIIIIMIII' cakları tahsilâtının yüzde nisbeti tedir. azamî gayretlere rağmen, fevkalhat Kendilerini Başvekil Paşa ile düşmüştür. ( % 30 • 50) Heyeti Vekile azası Gazi istas • Türkiye istihsalâtı umumiyesinin yonuna Vali Nevzat Bey Pulat°fo 57 sini teşkil eden buğday alım h istasyonuna kadar teşyi ettiler. ve satımında böyle bir hareket tev lit edildiği takdirde vergi ve diğer Haydarpaşa'ya muvasalat matlubat tahsilât nisbetinin hayli Dün akşam Aakara'dan hare • yükseleceği âşikârdır. Bu suretle ket eden Gazi Hz. nin rakip bu • istihsal edilecek kârın, bundan te lundukları tren bazı istasyonlarda vellüt edecek zararı bir kaç mislile Bankaca bir sene zarfmda pey kapamağa kâfi gelebileceği en ba birer müddet tevakkuf edeceği iderpey mubayaa edilen bu buğdaysit bir hesapla meydana çıkar. çin saat kaçta Haydarpaşa'ya vâlalar mubayaa edilmek suretile fiatKutahya Ticaret Odası başkâtibi lar kısmen dünya fiatlarına uygun sıl olacağı malum değildir. Ma Halil Kadri olarak günü gününe ihraç ve kısahaza Reisicumhur Hz. nin saat 9 ile 10 arasında Haydarpaşa'ya muvasalat buyuracakları tahmin ediliyor. şey gelmesin diye endişe ediyoGazi Hz. hususî surette seya • lar, vekâletler erkânı, müesse rum. Geçenlerde de böyle aşağıhat ettikleri için merasim yapılsat müdürleri Reisicumhur Hazdan uçcnuştu.» dediler. maması hakındaki emirleri Başretlerini teşyie gelmişti. Gazi Hz. istasyonda teşyicileSaat 6 ya 8 dakika kala Gazi vekâlet ve Dahiliye Vekâletinden rinin ellerini sıkıyor, hatırlarını Hazretleri refakatlerinde Baş • vilâyete tebliğ edilmiştir. soruyor, sıcaklardan, şuradan vekil İsmet, Meclis Reisi Kâzım Şehir natnına istikbal buradan kısa müsahabeler ya Paşalar olduğu halde istasyona Vali Muhittin Beyle Kolordu pıyordu. teşrif buyurdular. Sürekli al M.T kumandanı Şükrü Naili Paşa viHareket kışlar arasında gara dahil oldu lâyet hududu olan Gebze'ye kaNihayet herkese veda ede lar. dar giderek Reisicumhur Hz. ne Ankara 20 Hariciye Vekâleti rek vagonlarına çıktılar. İstasyobeyani hoşamedî edecekler ve reVeciHi'nin selâmları teşrifatı umumiye müdürü Fuat Sinu ve civarını dolduran halk Büfakatlerinde İstanbul'a gelecekBu sırada tayyareci Vecihi Gamavi Bey hariçte bir şehbenderliğe yük Reisi mütemadiyen alkışlı lerdir. Gazi Hz. Haydarpaşa'dan zi'yi teşyi için tayyaresile istas tayin edilmiş ise de kabul etmediği yor, Gazi pencereden mukabele Söğütlü yatile doğruca Dolma • yon üstünde uçuyor, kısa kavisiçin istifa etmistir. ediyordu. Nihayet tren selâmet bahçe rıhtımına çıkacaklardır. ler yaparak, binaların üstüne katemennileri arasında hareket sullerimiz pek ucuz bir tarife ile ihdar inerek Büyük Halâskârı seDolmabahçe sarayında bütün etti. raç ve sevkedilecektir. Bu tarifeye lâmhyordu. hazırlıklar ikmal edilmiştir. ReReisicumhur Hz. ne mai nazaran şimdiye kadar sevkedilen Reisicumhur Hazretleri kıy isicumhur Hz. nin bir hafta sonra yetleri erkânile Salih B. (Boz incir ve üzüm mahsulünün beher tO' metli tayyarecimizin bu tehlikeli Yalova'yı teşrifleri muhtemel olok), Hasan Cavit Bey, sabık Künundan 40 şilin ahnmakta idi. Bunhava oyunlarından endişeli gömakla beraber bu müddet zar tahya meb'usu Nuri, sabık Ardıdan böyle Norveç'liler 15 şiling alaründüler, yanındakilere: lan meb'usu Tahsin B. ler, Ce fında Yalova'ya gidip gelmeleri caklardır. Tarife bu senenin ihracat « Korkuyorum, başına bir vat Abbas Bey refakat etmek de ihtimal dahilindedir. mevsimine tatbik edilecektir. İstanbul Himayei Hayvanat Cemiyeti 1931 senesi raporunu neşretmiş, hayvanları himaye maksadile teşekkül etmiş olan bu hayır cemiyetinin bilânçosunda Gazi Hz. bugün teşrif buyuruyor Fuat Simavi Bey KOKAiN Yazan: AKA GÜNDÜZ Sen seviyorsun da, beni ekarte etmek için bunları uyduruyorsun. Diyecek diye ödüm pathyordu. İç samimiliğimi nasıl isbat ederdim?. Beynimi, kalbimi açıp gösteremezdim. Fakat böyle bir şey söylemedi. Yalnız heyecanla yapamam, yapamam! dedi, sustu ve bir dakika düşündü, kolunu gene böğrüne bastı: Yaparım! dedi. Başka bir şey yaparım. Gözlerinin içine baktım: Şey yaparım! Diye ilâve etti. Bir âşık gibi değil, benim şimdiki hissimle değil, zorba bir zendost gibi hareket ederim. Ni Vikont'u kıskanıyorum' Daha sonra? Herkesi kıskanıyorum! N Ayağa fırladı. Dik dik baktı: Ne kadar çok insanları kıskanıyorsun? Halbuki ben bir tek kişiyi kıskanıyorum. Heyecanımı yenemedim: Kimi? Seni? Beni mi? Ne münasebet?! Evet seni! Kimden? Omuzlarımı tutup sarsarak: Gözümden, anladın mı!? Anlıyor musun!? Gözümden kıskanıyorum. Bana nihayet bunu mu söyletmek istiyordun!? Dedi ve mindere kapanarak ağlamağa başladı. Bu hıckırıklar, inandırmak için yalan söyliyen kadının sarsıntılı hıçkırıklarına benzemiyordu. Samimî ağlıyan kadının önünde hürmetle susmahdır. Nedretin oturduk. Arkadaşım mukaddemeye 'ü zum görmeden başladı: Aramızdaki muamma halledil Dinle! İdil, bu kadın casuscnişti. Yalnız bir ucu kalmıştı: Otur! nun beni sevmesindeki sebep. Bu Ne diyorsun? sebebi bulmak, öğrenmek lâzım Sus! Krokiyi çizeyim, bak, dı. Bütün bir muhiti bırakıp ba mütalea et, ondan sonra f ikirlerina gelmesi garip değilse de muni söylersin. ammah bir şeydi. Dinliyorum! Ahmet Beye temayül, Vikont'a İdil Hanım denilen kadın bir tapış, Ercan'a uzaktan so casustur! Kuvvetli, dallı budakh kuluş, Demirci Oral'dan isbir yabancı şebekenin birinci detiğna, falan, filân da sonrece kolu, kanadıdır. ra bana gelsin... Bu tezatlar Ahmet Bey, kimin nesi olduğu içinde yalnız hâkim tesir şu idi: bilinmiyen bir adamdır. Bilinen Bana gelsin. bir tek malum var: Ahmet Beyin İnsan ne tuhaf! Allahlardan bir mübadil olarak memlekete daha egoist... geldiği.. Fakat Ahmet Bey mü badil olarak gelirken bu şirketin umumî Türkiye vekili sıfatile Hususî vatan işlerini yakından deruhde etmiş ve bizim çerçeveye gelmiştir. Bundan başka hiç işi ve Türkiye'de hiç bir teması yokdahil bir arkadaş telefon etti. tur. Gittim. Çok tenha bir kır kahvesinin daha tenha bir masasında Roşnuvar memleketimize ge • büyük kıymeti vardır, ve kadın, milyonda bir defa samimî ağlar. linciye kadar bilfiil hiç bir ticaret işine girmemiştir. Bu grup mümessilleri hemen her işe giriyorlar. Fakat dikkate şayandır ki hepsi siyasî olan işlerdir. Demiryollar, limanlar, köp rüler, deniz inşaatı gibi. En ağır mukabil şartlar gösteriyorlar, sonra birdenbire en hafife iniyor lar. Bundan anlaşılan şey, münasebetleri, mükâle.neleri uzatmak, temasları her tarafa teşmil et • mek. Programları öğrenmek. İdil mütarekede iki defa Av rupa'ya gitmiştir. O zaman Av rupa'ya gitmek bir siyaset ve para işi idi. İdil'de bu siyaseti yapacak para yoktu. İdil işgal erkâ nından bir çoğunu tanıyordu. Bilhassa İstanblu'da gayri askerî büronun şefi miralay Hindelson'un evine sıkça devam etmistir. (Mataâi »ar) Casus!...

Bu sayıdan diğer sayfalar: