20 Ağustos 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

20 Ağustos 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SEKİZİNCİ SENE No. 2617 'Başmuharıirl VUNUS NADİ İDAREHANESİ:* \ Bmunuuuıuııııu lar^iMnda tldirrı raahsusa \ « m • Başmuharrir : 22368 . tahrir mUdUrU v: 2 3 Î 3 6 tdare müdürü 22365. Matbaa 30472 *Telgraf: İstanbul Cumhurivet:' Posta kutusu: N° 246 î Cumhur ıımıımmıııiNuıııııııııııını ı IMMII IUHIMIIIII. PERSEMBE 20 AGUSTOS 1931 î ŞERAİTf JMÜDDET:JTİjRKİYEIÇINJ*HARİrJ : Seneliği ; 1400 Kr. : 2700 Kr.! | 6 Aylığı j~750Kr. î 1 4 5 0 ~ K C 3 Ayhğı : 400 Kr. f 800 Xr.fi j IMüshası her yerde Onlar neler yapıyorlar? Biz, neler yapmıyoruz? "" » MUbadillerin Hakları Zıyaa Uğramıyacak l 1 l11 '= 5 Kurnştar " "" 1 Ul "" """ '"" """ i"«iH«»«i'»ı Belçika dahilinde seyahat edenler sağlarında ve sollarındaki ara zîde ikide bir büyük çadırlara benzer garip binalar görürler. Bunlar şeklen yekdiğerine ulanmış çok gözlü bir çadır gibidir ama öyle çuldan veya bezden olmadıkları da derhal farkolunur. Pek dikkat olununca bunların yalnız bir katlı küçük evler İzmir 19 (Hususî muhabirimiz den) Balıkesir meb'usu Hacim mikyasında camekânlar olduğu anMuhittin Bey İzmir Halk Fırkasının laşılır. Kendi kendinize: başına gelelidenberi, İzmir'lilerde Allah AUah, dersiniz, ovalar fırkaya karşı eskiden daha derin bir imtidadmdaki bu pek çok camekân alâka uyanmış ve daha sıkı bir merçadırlar da ne olacak acaba? butiyet hasıi olmuştur. Hacim Mu Belçika ovalannda çiçek yetiştihittin Bey her gün semt semt dolaşarecek böyle serler vücude getirilmiş rak halkın ihtiyaçlarını dinlemek ve olacağına ihtimal vermezsiniz. Ha onları tesbit eylemekle meşguldür. Son günlerde bilhassa amele sınıfınkikaten bunlar zaten bizim limon da fırkaya karşı çok büyük bir te luk dediğimiz camekân çiçek serleri mayül görülmektedir. de değildir. Fakat ufak bir tahkik Hacim Muhittin Beyi dün Fırka ile anlarsınız ki bunlar çiçek yetişbinasında ziyaret ederek, şimdiye tirmek için olnıasa bile her halde kadar gördüğü işlerin mahiyeti ve başka bir nebat yetiştirmek için ku bilhassa halktan dinlenen ihtiyaç rulmuş serlerdir: Meyva veren başlarm en ziyade hangi noktada teka bir nebat, bilüıiz bakayım nedir merküz ettiği hakkında mülâkat wo? tedim. Kabil değil bilemezsiniz. Biz söyHacim Muhittin Bey suallerimi derin bir alâka ile dinlendi ve dedi liyelim bari: Bunlar üzüm yetiştirki: mek için itina ile dikilmiş bağları « İyi ama, dedi. Ben tzmir'e gelmubafaza eden serlerdir! diğim vakit gazetecilere beyanat verAcaba üzüm o kadar çok para mı mekte mazurum demiştim. Şimdi *iz eder ki Belçika'da onu yetiştirmek yazarsanız onlar gücenir.» îçin bu kadar külfetli ve masraflı Ben ricamda ısrar ettim. Nihayet teskilât vücude getirilmiştir? FilhaHacim Muhittin Bey yarın saat üç için randevü verdi. kika bu büyük camekânlann vücude Bugün tam zamanında Beyler sogetirilmesi büyük bir masraf, sonra kağındaki Cumhuriyet Halk Fıfonun içindeki bağları kışın dahi ükası binasına gittim. Hacim Muhittin züm verecek veçhile daimî bir bahar Bey mesai odasında bazı misafirleri veya yaz hayatı yaşıyacak veçhile ve bu meyanda Isparta meb'usu Keav&kta Hıtı»»«lc «l*h» büvük bir m»< mal Turan Beyle Woirtıyn»j6»İlfc ' ' raftir. Bu camekânlardaki bağlara Beni iltifatla karşılıyarak: Belçika'lılar fen sayesinde senenin Buyurunuz, dedi. Tam aktinde on bir ayında taze üzüm verdiri geldiniz. yorlar. Bunun îçin daima bahar ile Hacim Muhittin Bey söze şöyle yaz arasında mütereddit bir hara • devam etti: rete ihtiyaç vardır, bunu kalorif erler« Amelede Fırkamıza karşı büle temin ediyorlar. Ve daima bahar ile yaz arasında bir ziyaya ihtiyaç vardır, bunu da elektrikle temin ediyorlar. Küçük Belçika tuhaf bir memlekettir, orada tavuğu günde iki defa yumurtlatmağa dahi muvaffak olmuşlardır. Ziraate ve ticarete fen karıştırılmıs, daha doğrusu orada ziraat ve ticaret fennin ahkâmına tâbi kılınmıştır. Acaba hangi faide için? . Izmir Fırka teşkilâtının muvaffakiyetli mesaisi ıiHi<iMmıını.ıı.ımiHiıınıımıııı.u,n.fmı.Hnıiıı.ımı. »ımımıı ,,mı.ım.. , , ııımıııııııımııııııııııııııtııımıııııımııııııııııııuıııı * H ^ . ıı Yunan emlâki Tahliye işi tehir edilmiş değildir Mübadillerin hukuku tamamen mahfuzdur İstanbul VaH Muavini Fazlı Bey e tabli Rum'Iarla Yunanlı'larara ait emlâ kin tahliye ve teslimi hak kında bir mu harririmize şu izahatı ver miştir: « Bu hu Müderrislerin maaşiarı nihayet Jesbit edildi Darülfünun Divanı Köprülüzade Fuat B. in derecesini 5 inciye indirdi ıııııııııııı 'lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllil ^ " W ^ ^ ^ ^ llllııllllılllıl nuilllllN Hacim Muhittin B. son faaliyetlere ve mahallî ihtiyaçlara dair izahat evriyor Darülfünun divanı dün saat 10 dan 14 e, ve 15 ten 18 e kadar devam eden uzun iki ictima aktederek Edebiyat Fakültesi müderrislerinin barem dereclerini tetkike devam etmiştir. Dünkü içtimadaki müzaktrat ta çok hararetli ve münakaşalı bir şekilde cereyan etmiştir. Darülfünun divanı barem tatbi katını yapmak için fakülteler mec lislerinin verdikleri bir takım esasat üzerine hazırlanan ölçüler dahilinde dereceleri tayin etmiştir. sustaki kanu Valı muavini Fazh B Bu şekle göre fakülte meclisleri nun tatbikının geri kaldtğı hak her ders hocasının kıdemini, dersin kmdaki neşriyatı sureti kat'iyede o fakültedeki vüs'at ve ehemmiye tekzip ediniz. Bu gibi neşriyat ütini ve lâboratuvar mesaisinin za mit verici olduğundan alâkadamanını nazari itibara almak suretile ranın bilâhare inkisari hayalini bu esaslara birer üs veya karine Dıplomasız diye derecesı temil edılen sabık Edebiyat Fakultesı retsi muderris numarası vazetmek suretile derecemucip olması sebebile muzırdır. Koprulüzade Fuat Bey Esasen hükumet bu gibi em leri tayin etmiştir. Meselâ kıdemin her beş senesinin demi beş farzederek dersin e Iâkte oturanların mağduriyetini bir sene addile yirmi beş senelik kıİMabadı 4 iıncu sahifede) {Mabadi 3 üncu sahifede) İzmir Pırka İdare Heyeti Reisi ve Bahkesir meb'usu Hacim Muhittin Bey yük bir temayül vardır. Bu vaziyetin istikbalinden de eminhn. Şimdiki halde bir çok işler ara • 'sında esnaf teşekkülleri ile de mesgul oluyorırm. Fakat esnaf ve afflm teşekküllerini meydana getirmeden evvel buralara mensup san'atkâr ve işçileri Fırkamıza maletmek gayesini takip ediyorum. (Mdbadı 4 iıncü sahifede) Vâlâ Nurettin ve Fahrettin Beyler.. iki muharrir, 1 ay, 5 gün hapse mahkum oldu Ikinci ceza mahkemesinde mevkufen muhakeme edilmekte olan Akşam gazetesi muharrirlerinden Vâlâ Nurettin ve gazetenin mes'ul mü dürü tskender Fahrettin Beyler hakkmdaki muhakeme dün hitam bul • muş ve karar tefhim olunmuştur. Davaya mevzu olan «Rahiplerle Rahibeler» unvanlı tefrikadan do layı ayrı ayrı iki dava açılmış ve birinci dava hakkmdaki muhakeme biterek karara kalmıştı. Dünkü celsede ikinci davaya ait evrakın da mahkemeye verildiği anlaşılmış, bu da ilk dava ile tevhit olunarak hüküm ikisi hakkında verilmiştir. Ayni zamanda Rahipler tefrikasından başka «Cil din cilde teması» serlevhalı bir hikâyeden dolayı da dava açılmıştı. Bu da ötekilerle birleştirilmiştir. Mütekait, eytam, eramil maaşiarı nasıl verilecek? Defterdarlıkf tatbikata dair mühim bir talimatname vücude getirdi Meşhur rejisör M. Fritz Lang İstanbul'a geldi ..+ * .».. • Aiman san'atkârı ((Burada Türkiye'ye dair bir filim çevirmek isterim» diyor Bu faidenin ne olduğunu anlat mak üzere size ufak bir hatıramızı nakledeyim: Bundan dört bes sene evvel buraya büyük bir seyyah ge misi gelmisti. Bu gemide verilen ziyafete biz de iştirak etmistik.Mevsim kış olduğu halde büyük sofradaki yemislikler üzerinde her tanesi ceviz gibi siyah ve taptaze üzüm salkımları şahane mevki almışlardı. Biz kendi kendimize aman şu yemek bitse de sıra yemişe gelse divorduk. Üzüme imrenmiştik doğrusu. Nihayet bu sıra geldi. Makas île salkımdan bir iki parça keserek tabağı mıza aldık, ve bu üzümlere sa'dır dık. Meğer yemislikte en zarîf çiçeklerden daha güzel duran bu üzüm ne tatsız, ne yavan bir şeymiş! Tatsız, yavan ama o mevsimde ve bu tazelikte üzümün de kıymeti yok değil. tnsan süs diye yemişliğin üzerine kondursa bu bile başlıbasına kocaman bir kıymet teşkil eder. O sofrada hiç bir çiçek bu üzüm sal kımları kadar zarif değildi. tşte, aziz kariler, Belçika'da serlerde yetiştirilen üzümler, bilhassa bu üzümlerdir. Şekil ve cüsse itibarile yaz yemislerine rekabet edecek halde olan bu üzümlerin tat noktasından bu halde olmaları kendileri için büyük kusur sayılmıyabilir. Ne ka loriferin harareti, ne de elektriğin ziyası günesin hararet ve ziyasile rekabet iddia edecek hale henüz çıkamadılar. Bu mazereti meşru ve tabiî görmek lâzımdır. Demek ki Belçika'nın yıl on bir ay yetiştirdikleri bu üzümler para ediyor da onun için bu kadar masraf ve külfetle yetiştiriliyorlar. Evet, öyledir. Bu hususta Belçika'lı bir dostumuzun bize verdiği izahat şudur: Bu üzümleri şu karşıki tngil Darülfünun takımının ilk maçı berabere bitti Repsor Fntz Lang ile kendisine refakat muharnnmızle eden Alman sofrada muharrıri Norbert Jaque Meşhur Alman sahne vazıı M. Fritz Lang, refikası Mm. Theo von Harbou Fritz Lang ve tanınmış Al man romancısı M. Norbert Jaques ile birlikte dünkü ekspresle Berlin'tere'den gelip alırlar. Hem bizzat kendileri. Pazarlık bittikten sonra üzümü ağaçtan onlar keserler, ambalâjını kendileri yaparlar ve alıp götürürler. Kıymetine gelince bunu üzümün ağırlığınca altın diye ifade edebiliriz! tşte Belçika'da binlerce ve bin lerce serler içinde ama pek çok yetistirilen üzümün hikâyesi budur. Bize Belçika'da Belçika'nın ser mahsulü turfanda üzümleri hak kında bu izahatı vermiş olan dos tumuz bir müddet sonra tstanbul'a gelmîşti. Burada bir hayli ikamet etti, tstanbul etrafını ve bu havalinin den şehrimize gelmişlerdir. M. Fritz Lang dün kendisile gö • rüşen bir muharririmize şunları söylemiştir: {.Mabadi 4 üncu sahifede) bütün mevsimlerdeki kabiliyetini gördü. Bir gün bize dedi kî: istanbul etrafı yalnız sebze ve yemiş yetiştirse, ve fakat bunlardan hakkile istifade olunmanın yolları bilinse, yalnız bu yüzden bu şehir dünyanın en mamur, en müreffeh, en ziyade servete müstağrak bir şehri olurdu. Belçika'lı dostumuzun hakkı vardır. İçi altın dolu bir arz kıt'ası üzerinde oturuyor ve şikâyetleri mizle afakı dolduruyoruz. Yegâne kusurumuz görmemek, bilmemek, yapmamak ve yapamamaktır. Son teşkilâtla Muhassesatı Zatiye Muhasibi mes'ullüğü lâğvedilerek bu iş Defterdarlığa, Malmüdürlüklerine verilmişti. Defterdarlık ilk tevziatı bir tecrübe mahiyetinde yaptıktan sonra bir talimatname ile işe yeni bir şekil vermiştir. Ayni zamanda sarrafların elirt'eki cüzdanlar geri alınacaktır. Talimatiîameye göre 26 ağustos 931 akşamı yoklamaya nihayet verilmiyerek yoklama yerinde maaş sahipleri mevcut olduğu takdirde bütün müracaatler kabul edilecek ve yoklaması vapılıncıya kadar memurin ekalâde olarak vazife ba şında kalacaklardır. Bu muamele azamî geceyarısına kadar devam e debilecektir. O gece için icap eden hazırlık şimdiden yapılmaktadır. 27 ağustosta bordrolardan kazanç Istanbul Defterdarı Şefık Bey Yeni davalar hakkındaki müs vergisi tahkikatına ait hesabat tande bulunduracaklardır. Tedivenin süzim edilecektir. tentiklik kararı okunduktan sonra Tediyenin kolaylıkla cereyanı için huletle icrası için Malmüdürleri bü(Mabadi 4 uncu sahifede) tün memurlarını bu işe hasredebilirbir memurun günde yüz elli kisinin ler. işini görebileceği esas kabul edil Tediyat zat maaşlarına ait tediye miştir. ve yoklama yerlerinde yapılacak, Dul ve vetimler için ilk günlerde, Maliye şubelerinde tediyat yapılmımütekaitlere de müteakip günlerde yacaktır. tediyat yapılacaktır. Ilmiye maaşiarı Fatih Malmüdürlüğü Fatih tediye az olduğu için daha sonraya bıra yeri harap olduğu icin muamelâtını kılacaktır. Malmüdürleri 29 ağustosta bu su Düyunu umumiye binasında açıla retle ilân varakalarmı tanzim ederek cak pavyonda görec»»ktir. Moskova 19 (A.A.) Bugünkü [Lutfen sahifeyı çevirinis) saat 14 e kadar behemehal merkezgazeteler Moskova Terbiyei bede niye jürisinin 17 ağustos tarihinde oynanmış olan Moskova ve Türkiye takımları maçına dair ittihaz ettiği kararı neşretmektedir. Bu karar, birinci haftayim müdde«Kokain» bugün bitti. Aka Gündüz'ün bu nefis tinin 4 dakika fazla yürütüldüğü ve eserinden sonra Maurice Dekobra'nın çok kuvbunun kronometre hatasından neş'et eylediğini esbabı mucibe suretile zikvetli bir romanını tefrikaya bashyoruz. Maruf rederek Moskova tarafından yapılFransız muharriri, bu yüksek eserile, macera romış olan ikinci golü gayrivarit ad manlarının emsalsiz bir nümunesini vermistir. detmektedir. Kadife Alev, bir kere okumağa başladıktan sonBu karar neticesi olarak maç tarara insanı sonuna kadar merak ve heyecan içinde feynin beraberliğile, yani 33 hitam bırakan şayanı hayret bir eserdir. Bir kadın urhu bulmuştur. tasavvur ediniz ki kendi aşkı ile bir baskasının Cumhuriyet Rus'Iarın bu sportsihirkâr telkin kuvveti arasında bucalıyor ve menliği şayanı takdir ve tebriktir ve bizim bazı hakemlerimize ve sporbir zavalh kuklaya dönüyor. Muharririn aşk cularınuza bir ibret dersi olmalıdır. •• *" kadifeden aleve benzer, bizi okşıyarak yakar Rus sportmenliği Kadlfe A l e v : Cumartesiye bashyoruz Yarmki nüshamızda sozu ne doğrudur! Kotra Safa*i Üç renkli bir tablo ve Abidin Daver B. in bir yazısı Kadife Alev Cumartesi gününden itibaren ba«hvacohtir Amerika sularında alrtıan tahtelbahirleri Abidin Daver Beyin naklettiği bu çok heyecanlı deniz maceralarına da yakmda baslıyacağız. YUNUS NADİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: