9 Eylül 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

9 Eylül 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'Cumhuriyet • '' ^^^Kİ ^ ^ ^ ' " .^^k. : ' ' ^ ^ ^ : A ^ ^ ^ ^ ^ Atina tehlike altında Üç gün evvel ormanlardan çıkan yangm 1,500,000 ağaç yaktı, hâlâ devam ediyor Atina 8 (Hususî) Atiki ormanIannda iki gün evvel başlamış olan yangm görülmemiş bîr şiddetle de vam etmektedir. Rüzgâr kuvvetli olduğu için sarfedîlen fevkalâde mesaî neticesiz kalmaktadır. Bütün nazırlar, Atina ve Pire'nin bütün itf aiye vasıtaları yangm mahallindedir ler. Buna rağmen ateşi mevzii bîr hale koymak mümkün olamamaktadır. Ateş şimdiye kadar arzen 3 ve tulen 15 kilometrelik bir sahayı yakmıştır. (Parnithos) daki sanatoryom a teşin tehdidi altında kaldığı için tahliye edilmiştir. Tatoi ve civar sayfiyelerdeki ahali evlerini tahliye ederek kaçmışlardır. Tatoi tayyare karargâhının ve Dikelya sarayının da tahliyesi için emir verilmiştir. Tayyareler ateşin üstünden uçarak eski (Faler) e gitmiflerdir. Sanatoryomda tedavi altında bulunanların hayatlarının muhafazası için âcil tedbirler ittihaz edilmiştir. Ateş sahası dahilindeki köylerde bulunan halk dalga halinde Atina'ya akm etmektedir. Atina ahalisi bu zavalhlara muavenet etmeğe başlamıştır. En mutedil tahminlere nazaran bu saate kadar ekserisi çam olmak üzere 1,500,00 ağaç yanmıştır. Aristokratların yatağı olan Kitisiya bile tehlikeli bir vaziyettedir. Bunun etrafındaki çamların ve sair ağaçların sür'atle kesilmesi emrolunmuştur. Büyük fedakârlıklarla vücude getirilen bu çam ormanlarının sökül mesi pek f eci bir manzara arzetmekte ise de bu tedbire şehrin muhafazası için kat'î lüzum hasıl olmuştur. Atina şehri bu felâket karşısında kıyam halindedir. Gece yangm sahasında bir heyeti nüzzar içtimaı yapılmış, bütün as kerî itfaiye vasıtaları seferber hale konmuştur. Maamafih (Tatoi) nin yanması korkuları mevcuttur. Atina 7 Yangm, Reisicumhurun Decelie'deki ikametgâhına hemen hemen 3 kilometre mesafeye kadar gelmiştir. Yüzelliliklerin Gazetesi Bulgar hükumeti «Açık Söz» ü kapattı Ankara 8 (Telefonla) Bulgarîstan'da arap harfleri ile çıkan «Açık Söz» gazetesi aleyhimizdeki mütemadi neşriyatı ile hükumetin nazari dikkatini celbetmiş ve Hariciye Vekâleti Bulgar hükumeti nezdinde teşebbüsat icrasına mecbur kalmıştı. Bulgar hükumeti ahiren bu gazeteyi sedde ve sahibini de hudut haricine çıkarmağa karar vermiştir. Gazetenin sahibi yüz elliliklerden Ahmet Hikmet memleket haricine atılmak üzere hududa en yakın bir köyde jandarma nezareti altına alınmıştır. İHEM Hereke yangını elektrik Dokuz Eylul tesisatmdan mı çıktı? Gece bekçilerinden nezaret altına alınmış kimse yoktur Israrla ileri sürülen yeni bir tahmîn NALINA M1HINA Fransız nazırlarınm Berlin seyahati Alman milliyetperverleri nümayişlere hazırlanıyor Berlin 7 (A.A.) Nazırlardan Fon Bulovv'un Fransız nazırlarının Berlin'e yapacakları seyahate ait hazırlıklar mes'elesi hakkında Ce nevre'de M. Curtiüs ile müzakerede bulunacağı resmen teyit edilmekte • dir. Berlin 7 (A.A.) Demokratla rın mürevviçi efkârı olan WeltAmMontag gazetesi, bu son zamanlarda Fransa nazırlarının muvasalat ları anında büyük bir nümayîş icrası için istihzaratta bulunmak üzere müfrit milliyetperverlerle nasyona listler arasında gizli mükâlemeler cereyan etmiş olduğunu yazmakta dır. Bundan başka demokrat mehafil, nasyonalistlerin her türlü nümayişlerine muhalefet etmeğe karar vermişlerdir. Sosyalist sendikaları ile tmparatorluk bayrağı teşkilâtı Hugenberg ve Hitler taraftarları nümayiş yapmak kararlarında ısrar ettikleri takdirde kendi taraftarlarını içtimaa davet edeceklerdir. Avam kamarası dün açıldı Sabık hariciye nazırile ML Makdonald arasında şiddetli münakaşalar oldu Londra 8 (A.A.) Avam Kamarası bugün açılmıştır. Salon baştanbaşa dolu idi. Fevkalâde büyük bir değişiklik göze çarpıyordu. Hemen hemen bütün işçi meb'uslar muhalif sıralannda yer almışlardı. Muhafazakârlar ile Liberaller ise hükumet sıralarında oturuyorlardı. Meclis is^ifa eden işçi reis vekilinin yerine mıîhafazakâr M. Dennis Herbet'i intihap etmiştir. Kral Avam Kamara sına beyannamesinde vaziyeti maliyenin içinde bulunduğu bugünkü şeraitin, nazırların fikrince munzam vergiler tarhını ve millî masarifte tasarrufları icrasını icap ettirdiği ehemmiyetler kaydedilmekte mes'elenin tetkiki ile lâzım gelen tedbirler in alınması tavsiye olunmaktadır. M. Henderson söz alarak hükumetin ne zaman meclisten itimadını istiyeceğini sormuştur. M. Makdonald M. Henderson'a cevap vererek hüku metin bu akşam itimat mes'elesini mevzuu bahseyliyeceğini söylemiştir. M. Henderson ile eski şef arasmdaki ilk mücadele hükumetçilerin alkışları ve muhaliflerin de mukabil alkışları arasında vaki olmuştur. M. Henderson bütçe hakkındaki müzakerata ait müzakereleri perşembe gününe kadar temdit etmek husu sundaki hükumet projesine temas ederek buhrana mütedair işlerde gösterilen bu Uticali protesto etmiştir. M. Makdonald alayh bir tarzda cevap vererek M. Henderson'un buhranın mevcut olduğunu tanımasın dan dolayı memnun olduğunu söylemiştir. Asfalt yollar inşasındar» vazgeçilmiş değildir Ankara 8 (Telefonla) Nafia Vekâletince mevcut program dahi • lindeki yolların inşaatına devam o • lunmaktadır. Ankara asfalt yollarının inşası da ilerlemektedir. Asfalt yollar inşasından vaz ge çildiği haberi doğru değildir. irnmıiMMtllınilllllllllllülllllllillllllllüllllll'IIIIIIIIIIIIIIHnııımnmnn,» Maden rüsumu Vapur ihtikârı İktisat Vekâleti tenzil et Izmir ihracatçıları Anka Nafıa vekâletindeki münhaller Ankara 8 (Telefonla) Nafıa Vekâletinde münhal bulunan tnşaat mek için tetkikat yapıyor ra'ya müracaat ediyorlar reisliği ile Nafıa Demiryollar umumi Ankara 8 (Telefonla) İktisat Vekâleti zimpara ve sair madenlerin rüsumunu son kanunun verdiği salâhiyete istinaden yiizde ondan yüzde beşe indirmek için tetkikat yapmaktadır. Bu tetkikat madencilerin vaki olan müracaat ve şikâyetleri üzerine başlamıştır. Vekâlet madencilerin fena vaziyeti ve civar memleketlerin rekabetini nazari dikkate almaktadır. tzmir 7 İhracat mallarımızın çok pahalı fiatlarla nakledilmesi Izmir tüccarları arasında ötedenberi şikâyetleri mucip olmakta dır. İzmir'den harice sevkedilen mallarımız için her sene 4,5 milyon lira kadar nakliye parası vermekteyiz. Şimdiye kadar 40 şilin üzerinden nakliyat yapan acen • talar bu sene karşılarına bir Norveç şirketi rakip çıkınca fiatı 26 şiline kadar indirmişler ve bu suretle bu şirketi İzmir'den kaçırarak tekrar yalnız kalmışlardır. Bundan sonra fiatların yeniden yükselmesi zaruret halinde yarı yarıya inebildiğini gören alâka darları haklı olarak şikâyete sevhissin mahbesi olan bu teheyyüç kapanından geliyor. Bu kapandan, meselâ, aşk inhisarı yemini kaldırınız, bakınız o vakit kıskançlık gelir yaklanır mı?.Belki bana itiraz edecek ve diyeceksiniz ki insan oğlunun bütün çılğınhkları, damarlar ormanında göze görünmiyen dört odalı gayrimeskun küçük köşkten gelmez, bilâkis bu delilikler cümlei asabi yenin teheyyücatmın ve netice iti 'rile vücudü beşerîn nev'ima bir reostası ve fevzi tablosu makamında olan dimagm e«eri mahsulüdür... Tasdik ederim. Kalpten bahsedişim sembol yapmak içindir. Yoksa ha kikate tatbik ettiğim terbiyei haseniye ile ruh üzerinde icrayi tesir ediyorum. Nitekim, tedavi ettiğim hastaların doğrudan doğruya ve münhasaran dimağlarile deşgul oluyorum. Doktor Şomberg'in izahatı beni oturduğum koltuğa adeta çivilemişti. Gözlerinde cevva'ite ve sesindeki hararet iddiasının kuvvet ve şidde müdürlüğüne henüz kimse tayin edilmemiştir. tnşaat reisliğine mü hendis Ata Beyin getirileceği söylenmektedîr. Ankara 8 (Telefonla) Maliye Vekili Abdülhalik Bey ayın yirmisinde işe baslıyacaktır. f zmir 7 Kordon tramvaylarının elektrikliye tahvili, yahut trelebüs işletilmesi hakkmda Rıhtım Şirketi ile Nafıa Vekâleti arasında cereyan eden müzakere hiç bir müsbet ne • tice vermemiştir. Söylendiğine göre hükumet Kordon tramvayları mes'elesini rıhtım imtiyazını satın almak suretile halletmek tasavvuri'ndadır. Maliye vekili işe başlıyor izmir tramvayları Nafıa Müsteşarımn teftişleri Ankara 8 (Telefonla) Nafıa Müsteşarı Arif Bey Kütahya Balıkejir hattını teftişe çıkmıştır. Ken disine gaybubeti müddetince Umuru Fenniye Müdürü Fehmi Bey vekâlet edecektir. EDEBİ TEFRİKA: 19 ketmiştir. Bu hususta Ankara'ya müracaat edilecektir. tini ifadeye kâfi idi. Büyük bir kanaatle sarsıldığı bu mevzuu teşrihten usanmıyacagı aşikâr. Ancak benim de kendisine sorulacak bir sualim var. Belki buna kızacak, çaresiz: Affedsrsiniz doktor, dedim. Beni fevkalâde alâkadar eden tarzı tedavinizi anlatmak zahmetinde bulunmanızdan evvel size soraca^ım bir mes'ele var: Niçin böyle sıcak bir limonlukta kudretli iradeleri çok zayıf iradelere aşılamak için bir enstitü açmak ihtiyacını hissettiniz. Lutfen izah buyurur musunuz? Kadmları erkeklerin iğfalâtına karşı silâhhımak için, çünkü bizzat ben sükut eden bir kadının kurbanı oldum. Esasen benim maruz kaldığım bu vak'ada bir fevkalâdelik yoktur. Dünyanın beş kıt'asında her gün yüz bin kişinin bar.ına gelen ayni hal. Sevîyordum, sevdiğim, yabancı bir erkeğin iğfalâ.ına kapılaraV tuzağa düştü ve çamura yuvarlandı. Hiyaneti işliyen adam cezasını buldu. Ortadan 9 eylul gününde, 9 sene evvelki 9 eylul gününü, hatırlamamak kabil midir? Hele bizim gibi İzmir'in kanlı esaret ve dehşet günlerine benziyen yeisli zulmet ve felâket günlerinin acısını duymuş fstanbul'lular için... O gün, tstanbul'un hayatında pek nadir görülen büyük heyecan ve çılgın sevinç günlerinden biri olmuştu. Hereke 8 (Hu. Mu.) Hereke 2 Fabrikanın elinde bulunan iki Bütün Türk tstanbul, bir tek vücut fabrikasının yanan aksamını bizzat vasıtai itfaiye muntazaman çahşmış hayır, yanlış yüz binlerce vücutlü gezdim. Yangının sebebi hakkında ?e saat iki buçukta başlıyan yangın bir tek ruh gibi ayaklanmıştı. Bir şimdiye kadar söylenenler hep tah'abrika amele ve memurininin gös milletin, bir halk kütlesinin böyle minden ibarettir. Ortada kat'î hiç terdiği gayret sayesinde ve münhamillî bir heyecanla başı donerek abir şey yoktur. Hatta bugün en fazla sıran bu iki vasıtai itfaiye ile saat yaklanması kadar, heybetli ve aza kuvvet ve ısrarla ileri sürülen tah beş buçukta söndürülmüştür. Tel metli bir hal tasavvur edilemez. O mın yazılanların büsbütün aksine <»rafla vaki talebimiz üzerine yar anda, yüz binlerce kalp beraber çardir. Yangın elektrik tesisatının kondımımıza koştuklarını şükranla yade par, bütün nabızlar beraber atar, tak yapmasından çıkmıştır. Kazan mecbur bulunduğumuz İzmit ve îs bütün yürekler beraber titrer, bütün dairesine muttasıl olan elek daire tasyon itfaiyeleri ancak saat altıdan damarlar ayni kanla kanar, bütün sindeki tesisat konta.k yapmış, ahşap yani yangm tamemen söndükten son göğüslerden ayni ses yükselir, bütün çatı tutuşmuş, buradan düşen ateş ra Hereke'ye muvasalat etmişlerdir. ruhlar ayni ateşle yanar. Bağıran, parçaları kazan dairesindeki yünleri titriyen, gülen, ağlıyan, koşan, ter 3 Yangının sebep ve mahalli tutuşturmuş, bunu müteakıp alev liyen bu halk kütlesi, büyük bir tuzuhuru hakkında muhtelif ihtimal ortahğı sarmıştır. Ortada bu tahmini fan gibi, kaynaşarak akar nereye giler mevcutsa da henüz tahkikata deteyit edecek bir çok emareler varder? Hiç bir yere ve her yere... O vam edildiğinden bu hususta şimdidır. selin şuuru, heyecandır; şuursuz bir den söylencek şeyler bir kat'iyeti Fabrikadaki söndürme tertibatı şuurdur. önüne geçmeğe, durdur haiz olamaz. Ancak yangının bir kave amelenin gayreti sayesinde dokumağa kalkmak hamakattir. önüne za neticesinde vukua geldiği ve vudüşmek ve cereyana kapılmak en ma dairesinin de tavanı tutuşmuş kuile çatıya sirayeti pek seri oldu makul harekettir. tşte o gece, tz ken söndürülmüş ve yangının daha ğundan bekçiler tarafından maalefelâketli neticeler vermesine mâni sef zamanile haber ahnamadığı sabit mir'in kurtulduğunu haber aldığı zaman, bir umman gibi dalgalanan olunmuştur. ttfaiyenin kuvvetleri olmuştur. Istanbul halkmın karşısında da, o tehlikenin önü alındıktan sonra gel4 Fabrikanın yanan kısmı beşte mağrur ve zalim müttef ikin zabıtası mişlerdir. birînden ibaret olup bu dahi diğer evvelâ mukavemet hamakatini tec Gece bekçilerinden bugün nezaret aksamı gibi tamamen sigortalıdır. rübe etmiş, sökmediğini görünce altında bulunan kimse yoktur. Hiç 5 Kalan ipek ve halı şubeieri mecburen mutavaat göstererek sele kimse tevkif edilmemiştir. faaliyetine kemakân devam ettiği kapılmış ve katılmıştı. Amele elyevm yanan daireleri tegibi sekteye uğrıyan yünlü şubemiz mizlîmekle meşguldür. Senelerce sessiz durduktan sonra, bir haftaya kadar fantazi kutnaş iYangmdan kurtulan ince kumaşo gece, bir yanar dağ gibi birdenbire malâtına eskisi gibi bütün kuvvet ile lar dairesi bir haftaya kadar ye • feverana başlıyan tstanbul'un so devam edecektir. Ancak kaba şayak niden faaliyete baslıyacaktır. kaklarında, tstanbul halkı, kızgın imalâtını bir müddet için tehir edeYanan kısım fabrikanın beşte biri lâv gibi Beyoğlu'na doğru akmak iscektir. kadardır. Sigortacılar tetkiklerine tiyordu. Niçin, Beyoğlu'nda ne vardevam etmektedirler. dı? Müttef ikin zabıtasının tevehhüm ettiği gibi Türk'ler, Beyoğlu ahalisinî Yangm mahalline giden sigorta kesecek, dükkânlarını yağma mı edeekisperleri dün şehrimize gelmişlerFabrika müdürü Reşat B. yangm cekti? Hayır, Franşe Despere'nin dir. Ekisperler henüz kat'î raporla • ve gazetelerde neşriyat münasebe nnı vermemişlerdir. Sigorta kumpan gelişi, tngiliz bahriyelilerinin nü • *ile dün şu izahatı vermiştir: mayiş geçitleri, 16 mart faciası gibi yalan bir taraftan ekisperlerin ramillî izzeti nefsimize giran gelen 1 Yangm hariçten değil, fab porlarmı beklemekle beraber diğer rikanın kendi bekçileri tarafından taraftan zayiatın liste halinde tayi binbir tecavüze mukabele etmek, o ağır nümayişlefin* iniHcamını almak görülerek haber verilmiştir. nini utemişlerdir. için Beyoğlu'na koşuyorduk. tzmir'i kurtaran süngüler, tstanbul'lunun yüreğinde için için yanan ateşi deşmişti. O gece, resmî veya hususî hiç bir makam veya teşekkül bir nümayiş tertip etmemiş, hiç kimse Be yoğlu'nda tezahürat yapmağı halka teklif etmemişti. Bu şuursuz gibi görünen muazzam insan akıntısına, millî heyecan ulvî bir şuur vermişti: Beyoğlu'na gitmek ve Türk'ün fe lâketile eğlenen, izzeti nefsini yaralıyan, yarasına kızgın şişler batıran bu şehir parçasma zaferi haykırmak istiyordu. Hiç bir kuvvet buna mâni olamadı. Kamçılı tngiliz polisleri, sele kapılmış kabak ve karpuzlar gibi sürüklenip gittiler. Köprüleri açtı lar, halk sandallarla, mavnalarla Farmakoloğlar içtimaından bir intiba karşıya geçti. Bir kısım halk, Eyüp'Türkîye Eczacıları Cemiyeti he mesine karar verilmiştir. ten, Kâğıtane'den dolaşarak Be • yeti umumiyesi dün saat on dörtte Bundan sonra f armakolog birliğiyoğlu'na yürüdü. Sanki o gece Türk Beyoğlu C. H. Fırkası kaza merkezi nin Türkiye Eczacıları Cemiyeti ile tstanbul'da, İzmir'in kurtuluşuna salonunda içtima etmiştir. birleştirilmesi hakkında hararetli nazire yaomak ve Beyoğlu'nu kur Riyasete eczacı Mahmut Celâl B. müzakerat cereyan etmiştir. Mehatarmak istemişti. întihap olunmuş ve müzakerata baş fili âliye tarafından bu hususta izlanmadan evvel merhum eczacı Eşhar edilen arzuya binaen iki cemi ref Neşet Beyin hatırasına hürme yetin birleşmesi lüzumu idare heyeten celse bir dakika tatil edilmiştir. ti tarafından izah edilmiş ve bu hu Müteakıben idare heyetinin altı susta idare heyetine salâhiyet itası aylık mesaisi hakkındaki rapor o talep edilmiştir. Neticede bu hususkunmuş ve heyeti umumiye tarafınta lâzım gelen temaslarda bulunmak dan tasvip edilmiştir. üzere eczacı Mahmut Celâl, Sırrı, Bir çok eczacılar serbest mevzular Mustafa Nail, Nail Halit, Halil Asaf tzmir 8 Bundan bir kaç ay evhakkında söz alarak meslekin ihti Beylerden mürekkep bir heyet tefvel bir çok dedikodulara sebep olan yaçları hakkında teaıenniyatta bu rik edilmiştir. Hafize Suzan H. hakkındaki tahkilunmuşlardır. Neticede idare heyekat bitmiş, takibatı mucip sebep buBu heyetin yapacağı temaslar netinin Sıhhat Vekâleti nezdinde te • ticesi bilâhare heyeti umumiyeye arlunmadığından müstentiklikçe men'i şebbüsatta bulunarak henüz neticezedilecektir. muhakeme kararı verilmiştir. lenmemiş bazı hususatı neticelendir Sijjorta eksperleri avdet ettiler Fabrika müdürü ne diyor? Eczacılar dün kongre aktettiler Hafize Suzan H için meni muhakeme kararı verildi Kadife alev MAURlCE DEKOBRA'dan Ya, harikulâde fütuhat peşinde koşarmış gibi siyasî haklara sarılmak ve bir rey varakası için kadınlığı fedaya katlanmak, yahut, erkeŞîn yalancı nağmelerine inanmak! tşte, umuroî harpten sonra kadınlığın bocaladığı yolun iki ucu. Siz, hastalarınızı hangi istikamete sevketmek suretile tedavi e diyorsunuz? Kalplcrindeki hissi öldürüyorum. Çünkü düşman, odur, kalp. Kaibin icra kuvvetini, dimağın lehine boğmak lâzım. Hastalarımm, irade kuvvetini yalnız dimağlarından almalarma çalışıyorum. İyice izah edebiliyor muyum?.. Bütün fenalık, kalp denilen ve benliğin müvazenesini boKarak yekdiğerile çarpışan bir yığın kayboldu; Allah bilir nasıl ve nerede... Fakat caninin cezasını bulması keyfiyeti dünyada biricik sevdiğimin bana iadesini temin etmedi. Anladınız mı şimdi gayemi ve bu gayeye irişmek için tuttu mi ve bu gayeye irişmek için tuttuğum yolu? Bu suretle hemcinslerime karşı beslediğim kini tatmin ediyor ve ayni zamanda intihap ettiğim kadınlara da hizmet etmiş oluyorum; cinsiyet mücadelesinde onları kuv vetlendirmek su*/stile arzı hizmet ediyorum. Aşk bir harptir. Biaman, muannit, mütarekesiz, yaman bir harp! Sonuna kadar tutulması icap eden siperin icînde düsmana mukavemet etmek lâznndır. Bedenle değil ruhla, hislo yapılan harpten bahsediyorum. Baskma uğramamak için gece, gündüz müteyakkız bulunmalıdır. Hasmın kurnazlığını, sevkülceysini bilmeli. Onu bir (hayır) Ia defetmeli veya bir (evetle) arkadan çevirmeli. Kadma bu tabiayı öğret • mekle, hasmını mutlaka mağlup etmeği değilse de, hiç olmazsa karşısındakine tehakküm etmeği, yalan ve desiselerîni keşfetmeği öğretmişoluyorum. Vakit, hiç farkında olmaksızın sür'atle geçiyor. Bu mükâlemenin saatlerce uzamasını istiyorum. Ancak yemek vaktî yaklaşıyor. Gideceğimi hissettirmek için saatime baktım. Doktor, dedim. Kıymetli vaktinizi sui istimal etmek istemem... Müsaade ederseniz... Kalınız daha... Sizinle açıkça mücadele etmek hoşuma gidiyor... Orlik'e niçin ve ne maksatla geldiğinizi biliyorum... Maksadınızı size birazdan söyliyeceğim... Evvelemirde sizden niçin çekinmediğimi, bana zerre kadar korku ve endişe vermediğinizi îzah edeceğim ve mücehhez bulunduğum bütün silâhlarımı size göstereceğim. Bu sözler daha ziyade merak ve tecessüsümü tahrik etti. Tekrar o • turdum. Doktor bu sözlerle ne demek istiyordu? Saat beş buçuğu buldu. akşam karanlığı odayı istîlâ etti. Yüksek kütüpaneler, alacakaran • Iıkta kapıları kapalı birer kiliseye benzemişti. Yüksek üç pencerenin temiz ve parlak camlarının arkasından karlara bürünmüş beyaz çamlar kurşuni bulutların önünde güzel bir dantelâ parçasma benziyor. Doktor Şomberg, yalnız masasile üzerindeki beyaz kâğıtları aydmlatan mavi abajorlu alçak bir lâmbayı yaktı. Birdenbire arka tarafımda halının üstüne düşen bir cismin gürültüsü beni sıçrattı. Döndüm ve yüksek bir yerden atlamıs olan güzel bir Siyam kedisi gördüm. Bu tekir kedi, mü rekkep hokkasma batırılmış gibi simsiyoh dört ayağile yavaş yavaş ve ahenktar adımlarla masaya doğru yürüdü. Doktor Şomberg ayağa kalktı ve sesini çok alçaltarak: . uâbadt var

Bu sayıdan diğer sayfalar: