14 Eylül 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

14 Eylül 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Eylul 1931 'Cumhurîyet SON TELGBAFLAB Silifke'de elektrik Bir fabrika tesisi düşü nülüyor Alman Hariciye Nazırının mühim bir nutku M. Curtius Fransız Alman mukareCenevre 12 (A.A.) Meksika hiikumeti Cemiyeti Akvama kabul edilmiştir. Cemiyeti Akvam büyük tnedisinde Cemiyeti Akvamın mesaiei hakkında cereyan eden müzakere esnasında M. Curtius'ta söz alarak 'Avrupa haricindeki memlekelterde lıiiküm süren buhranın ortadan kaldırılması ve bilhassa rüçhanlı tari • feler mes'elesinde iktisadî bir an laşma elde ediltnesi gayelerinin temini için en esash şeylerin henüz yapılmamış olduğu mütaleasında bu lunduğunu bevan etmiştir. M. Curtius Fransız Alman mu karenetinin fiil sahasında tecelli etmesi temennisinde bulunmuş ve M. Laval ile M. Briand'ın Berlin'e ya • pacakları seyahatin bu neticevi ha Yunan'lılarla iktisadî münaseb a t.. j fİÎEM NAL1NA M1HINA netinin filen tecellisini temenni ediyor Malul ve yetimlere Tayyareci Vecihi verilecek ikramiye Beyin seyahati Silifke'nin Kızoba nahiyesînden Top boğazına kadar olan mesafe dahilinde eski Roma'Iılar zamanından kalma su yolları civardaki köylüler tarafından temizlenmektedir. Bu köylüler dört saat mesafeden su almak külfetine katlanırlarken yollar temizlendikten sonra suyu kendi köylerinin içinde bulacaklardır. Karaman yaylalarından çıkan ve bu yolsıl edecegi ümidinde bulunduğunu lardan geçecek olan su gayet temiz söylemiştir. ve içilmeğe salihtir. Tahdidi teslihat mes'elesine ge • * Silifke ahalisi de şimdiye kadar Hnce M. Curtius İtalyan Hariciye Na içtikleri »uyu ırmaktan almakta idizırı M. Grandi'nin noktai nazarını ler. Bulanık ve ayni zamanda pis otasvip ve Cemiyeti Akvam misakı lan ırmak suyu bir çok hastalıkların nın hakikî tahdidi teslihatı tahakkuk sirayetine sebep oluyordu. Orada da ettirecek mahiyette olan sekizinci gene Roma'Iılar zamanından kalma maddetinin tatbik mevkiine kon büyük bir su havuzu mevcut oldu masını istemiştir. gundan vilâyet bu havuzun tamirine Belçika Hariciye Nazırı M.Hy karar vermiştir. Tamirat bittikten mans orta ve kısa vadeli kredi açmak sonra havuzdan akacak sular ev üzere beynelnr.ilel bir banka teşkili velemirde bir süzgeçten geçerek ve hakkında M. Francqui tarafından kasabaya temizlenmiş bir halde a • hazırlanmış olan projenin derin ve kıtılacaktır. Irmak üzerine bir bent ehemmiyetli bir surette tetkik edilyapılarak buradan hasıl olacak şemesini meclise tavsiye ve teklif et • lâle ile de bir elektrik fabrikası temistir. sisi düşünülmektedir. Elektrik tesisatı için belediye ve muhasebei hu susiye bütçelerine tahsisat konul muştur. Ayrıca hisse senetleri çıkarılması da muhtemeldir. Iki memîeket arasındaki ticarî münasebatın artması şayani arzudur Abdülhak Hâmit Bey Sokağı ! I îkramîyelerin tevzii için Kıymetli tayyarecimiz bir talimatname yapılıyor halka konferans veriyor Sivrisineklerle mücadele Ankara 13 (Telefonla) MalulTrabzon 13 (A.A.) Havanın tedbirleri alındı lerle şehit yetimlerine verilecek ik ramiyelerin şekli tevziine ait yeni bir talimatname hazırlanmıştır. Bu talimatnameye göre ikramiyeler her kazada ve vilâyette erkânı hüku • metten mürekkep bir komisyon ta rafmdan tevzi olunacaktır. Mil • lî Müdafaa Vekâleti askerî şubelerin adet ve miktar itibarile gön'derecekleri tahakkuk ectvellerini Maliye Vekâletine verecek, Maliye Vekâleti bu paraları tahsil ile mahallerine irsal eyliyecektir. Alâkadar her kazaya gönderilen paralar Ziraat Bankası şubelerince komi» • yon emrine tevdi olunacaktır. Banka şubesi bulunmıyan yerlerde paralar banka idarei merkezîyesinin ten»ip edeceği bu kazaya en yakın şubece postaya tevdian doğrudan doğruya malmüdürlükleri namına gönderilecektir. llan edilen müddet zarfında müracaat ederek parasını alamıyan • lann paraları veya dîğer esbaptan dolayı artan paralar, müteakıp sene tevzünin teahhura uğramaması için, 4 aylık müddetin hitamindan sonra bir giin zarfında malul gaziler he sabı carisine irat koydolunacaktır. Paralar kazalara vardığı zaman keyfiyet ilân ve ashabı davet olunacaktır. müsaadesizliğinden dolayı altı gündenberi şehrimizde bulunan tayya • reci Vecihi B. iki konferans daha vermiştir. Konferanslar tayyareci • liğe ait ve Tayyare Cemiyetine karşı halkta derin bir alâka uyandırmıştır. Trabzon'u çok beğenen ve hakkında gösterilen alâkadan çok mütehassis olan Vecihi B. Trabzon'un motörsüz yelkenli tayyareler içîn çok müsait bir faaliyet sahası olacagını ve Lâztepe'nin havaî sporculuk için em • salsiz bir mahal olduğunu ve bu u ğurda çalışacağını söylemiştir. Ve cihi B. evvelki gün ve dün şehir üzerinde uçuflar yapmış, memurin, mektepli ve ahaliden bir çoklannı gez dirmiştir. Tayyareye binmek îçin yüzlerce genç arzu göstermiştir. Vecihi B. bugün havanın açılmasından istifade ederek seyahatine devam için havalanmış ve hareketinden evvel şehir üzerinde cevelânlar yaparak şehri selâmlamıştır. Vecihi B. Of ve Rize'ye gidecek Rize'den dönerek bir gece Of da kalacaktır. Tayyareci yarın Bayburt ve Kilkit yolu ile Erzincan'a hareket edecektir. Yunanistan'ın Şira adasında dang olması muhtemel bir hastahk zuhur ettiğinden tekmil Yunan adaları muvaredatına karşı muayenei tıbbiye tedbiri konulmuştur. Hastalığın vasıtai sirayeti sivrisinekler olduğundan sivrisinek yuvalarına ve sivrisineklere karşı aşağıdaki esaslar dahilinde mücadele yapılması hususu Sıhhiye müdiriyetinden alâkadar devaire teblîğ edilmiştir: 1 Evier dahilindeki havuzla • nn suları haftada bir defa boşal tılıp kırk sekiz saat kuru bırakıl malı. 2 Evler dahilindeki fıçı, te neke, desti, küp gibi kapların üzer leri mazbut bir kapakla kapatılmah ve bu kaplardaki sular haftada lâakal bir defa boşaltılarak kırk sekiz saat kuru bir halde bulundurulmalı. 3 Lâğım, halâ ve bulaşık çu kurlarınm da üstleri kapatılmalı. 4 Çeşme hazinelerile sarnıç ların ve kuyuların üstleri tamamen örtülmeli. 5 Ev, lokanta, otel, han ve sair binalar dahilindeki sivrisinekler FiIitle itlâf edilmeli. Bodrum, mahzen gibi sivrisineklerin barınmasına müsait yerlerde bu ameliye daha bü • yük bir dikkatle tatbik edilmelidir. hastalığı Yunan muharrirlerinden M. Hristidi'nin Türk Yunan münasebetle rine dair yazdığı makalenin ilk kısmını mevzuu bahsettik. Bugün de makalenin iktisadî kısmını tahlil edeceğiz. Yunan'lı muharrir diyor ki: «Siyasî mukarenet ve iştiraki mesai husul bulduğu cihetle Türkiye ve Yunanistan müdiranı nazarlarını diğer bir noktaya yani daha sıkı bir iktisadî mukarenete çevirmelidirler. Musaddak nüshaları, teati edilme • miş olması hasebile ticarî mukavele henüz mer'iyete geçmemiş olmakla beraber itilâfnamelerin imzasındanberi Türkiye ile Yunanistan müba delelerinde mühim bir salah meşhut olmaktadır. Ticarî hareket, daha yakın bir teşriki mesai zihniyetile ciddî bir surette artmıştır. Türk ve Yu nan'lı tüccarlar, iki memîeket ara sında iş sahasını genişletmeğe gay ret ediyorlar. Ticarî sahada itimatsızlık zail olmuş ve Türk'lerle Yu nan'hların seyahatleri kolaylaştırılmıştır. Teşriki mesai umumileşiyor. Maamafih biz, her iki memleketin millî iktisadiyatı namına daha mü fit ve ehemmiyetli olacak bir noktai nazar daha besliyoruz. Acaba bir gümrük birliği tesisi için müşterek tetkikler icrası zamanı gelmemiş midir? Yunanistan'da kifayetsizliği hasebile muhtaç olduğumuz bazı Türk maddeleri meselâ hububat, madenî eşya ve bilhassa maden kömürü ve hayvanat, Türkiye'de de ya gayrikâfi miktarda istihsal edilen bazı sınaî Yunan eşyası gümrük resmine tâbi olmaksızın iki memîeket arasında mübadele edilebilir. Fakat gümrük süz eşya ithalâtının gayri mahdut olması, her iki devletin bütçelerine tesir edebileceğinden gümrük muafiyeti mahdut miktarlara Contingent hasrolunabilir. İkisi arasında müsavat tesisi için de gümrük tenzilâtı mütekabil olmalıdır. Meselâ Yuna nistan'a ithal edilecek eşya için Türkiye'ye 50 milyon drahmilik muafiyet bahşedilecekse Türkiye'ye girecek eşya için de ayni miktar bahşo lunmalıdır. Böylelikle bir gümrük ittihadına karşı ilk adım atılmış olacaktır. Bu, da ilerideki daha umumî ve daha sıkı bir iktisadî teşriki me sai için tecrübe mahiyetini alacaktır. Mes'ele gerçi tetkike muhtaçtır; fakat kabili husuldür. Türkiye'nin ziraî mahsulâtı, Yunanistan'da mahreç bulabileceğinden bugünkü buhran dan sıyrılabilecek, Yunan sanayii de mamulâtı için mühim bir mahreç teAbdülhak Hâmit min ederek fabrikalar ve amelesine Eskiden İstanbul'un bir çok so • iş tedarik edebilecektir. kakları isimsizdi. Son zamanlarda Evvelce tayin edilen miktar nis cadde ve sokaklardan bir kısmının betinde devlet bütçelerinin göreceği eski isimleri ipka edildi, bir kısmına zarar, memleketler dahilinde istih • da yeniden isim takıldı. Bu meyansalâtın canlanmasile elde edilecek da bazı gayrimillî isimler kaldırılamenfaatle telâfi olunacaktır. Ma rak yerlerine millî isimler konuldu. lumdur, ki hali hazırda Türk sahillerile Yunan adaları ve İtalya'nın Bazan «Glâvani» yerine «Kallâvî» gibi garip adlar da takılmadı değilse de, on iki adası arasında vâsi mikyasta her halde ekseriyet itibarile gayri • kaçakçılık yapılmaktadır. Halbuki millî isimler daha makul bir şekilde kaçakçılığa karşı da Türk ve Yunan millilestirildi. Esasen, İstanbul'un hükumetlerinin müstereken ittihaz binlerce sokağına isim bulmak ta edebilecekleri tedbirler her ikisinin menfaati namına hayırlı neticeler ve kolay bir is de?ildi. Gerçi, halkın tjıkt'örı isimler de vardı ama İstanrecektir. Bunun için de karakol va bul'da her halde üc dört yüz t=ne zifesini görecek muhtelit gemi ve Cami sokağı», «Tekke sokağı» bumürettebat ile memurların, müessif lundueunu ve bunlara yenî isimler hâdiselere ve sui tefphh'" '• mey takmak lâ. ii de unutmadan vermiyecek surette vazife gör mak lâzım gelir. mesi mümkündür. Böylece husule gelebilecek cüz'î bir gümrük birliği, uCaddelerin ve sokakların bir kısmum Balkan hükumetleri arasında mına da eski. yeni Türk rîcalinin îumumî ve şamil bir gümrük birliği sim'f'ri konuldu. ihdasında önayak olabilir. Maamafih «Yeni Gün* ün yazdığına göre. bu bu son şık şimdilik güçtür, çünkü arada, büvük sairimiz Abdülhak HâBulgaristan'ın komşularile henüz mid'e izafe edilen sokak. Ha*pl<î nisa tasf iye edilmemiş muallâk mes'eleleri hastanesi civarında bir viraneiiğin orvardır.» tasında, bîna namına yangm duvarYunan'lı muharririn dediği gibi larından başka bir sey bulunmıyan iktisadî münasebetlerin de iki mem ıssız bir yermiş. «Yeni Gün».bütün leket arasında kuvvetlendirilmesi hayatı, srüzelliği sevmekle, güzelliğe cidden pek ziyade temenni olunur. tapmakla, güzelligi terennüm et • Bu hususta (Yeni Gün) de diğer bazı mekle geçen, Abdülhak Hâmid'e buyazılarım intişar etmiştir. Yunanis nu mu yaraştırdınız diye soruyor. tan'ın hariçten celbettiği bir çok eşya Cok doğru bir sual! memleketimizden tedarik edilebilir. Bir gün gelecek, bu sokaklar şenBilhassa kömürümüz, hayvanatımız, lenecek, güzel evler yapılacak diye hububatımız, maden sularımız ve bu isim taktnayı müdafa etmek kapamuğumuz için Yunaiîstan cok iyi bildir. Fakat bunun aksini i«M«" •* • mahreç olabilir. Avrupa memleketmek te mümkündür. Yandıktan sonlerinden ithal etmekte olduğumuz ra, senelerce böyle harabe halinde bazı eşyayi de mütekabilen Yuna • kalan bu sokak, Abdülhak Hâmid'in nistan'dan alabiliriz. Bu suretle iki torununun torunu büyük bir şair olmemleket arasındaki ticarî müba • duğu zaman bile bugünkü perişan deleler vâsi mikyasta çoğalabiiir. halini muhafaza edebilir, dersek pek Son yapılan ticaret mukavelesi mü • aykırı bir şey söylemis olmayız. Abbadelâtı kolaylaştıracak mahiyettedülhak Hâmid'e hürmetimizi onun dir. Yeter ki iki memleket tüccarları güzel îsminî güzel, temiz bîr sokağa yekdigerine bundan sonra daha ge verınek suretile isbat edebilirdik. niş bir emniyet ve itimat göstersin. Simdi yapılan şey, adeta kaş yapaFikrimce, tüccarlar arasında daha sıkı münasebetler tesisi için muhtelit yım derken göz çıkarmak kabilin den bir hareket olmuştur. ticaret odaları tesisi ve iki memleket tüccarları arasında daha sıkı teBüyük Abdülhak Hâmit, kendi maslar temîni için mütekabilen se ismini taşıyan bu viraneyi görseydi, yahatler icrası da lâzımdır. Hüsnü mutlaka. eski bir manzumesinin şa niyetle yapılacak temaslar, her iki beytini hatırlardı: taraf için istifadebahş olacaktır. HALİL MİTHAT Harab olmus ne varsa, türab olmu» o Wf TcS» Başında senki makber, iki virnv ™<v<ır« Harab olmuş ne varsa, turdb olmuş o bir koy Başında senki makber, iki viran minare ParisTokyo seferî Fransız Nazırları Folkestone 12 (A.A.) Gandi, Bolonya'dan buraya gelerek ka raya çıkmıştır. Halk, kendisini al kışlamıştır. Hiç bir hftdise olma mıştır. Gandi, hemen bir otomobile binerek Londra'ya hareket etmiştir. 6andi, ingiltere'de Ordu ikramiyeleri nizamnamesi Macaristan'da bir trene Tayyareci Lebric ve ar 27 eylulde Berlin'i ziyaret Afyon rekultesi ve satışlar İzmir 12 (A.A.) Şehrimiz Ti Ankara 13 (Telefonla) Ordu edecekler kadaşı düşüp öldüler ikramiye nizamnamesinin bir madcaret odasmın neşrettiği bir rapora sui kasit yapıldı desinin (C) fıkrasında yapılan tadile göre iştihar atışına iştirak edenler arasında her sınıf alaydan bir onbaşı ve bir nefere atış hediyeleri veriîecektir. Budapeşte 13 (A.A.) Biator bagy'de bir şimendifer kazası ol muştur. Tahlisiyeciler vak'a mahalline gelmişlerse de tahlis ameliye • leri büyük müşkülâta tesadüf et miştir. Tahlisiyeciler, hendeğe düşmüş olan vagonlara erişebilmek için ipler kullanmaktadırlar. Şimdiye kadar ancak birincî vagona girebilmişlerdir. Orada altı kişi ölü ve 12 kişi yaralı olarak bulunmuştur. tmdada sıhhiye trenleri gelmektedir. Kazanın infilâk eden bir bomba yüzünden vukua gelmiş olduğu ve lokomotifin hend??e dü şerek vagonları da beraberce sürüklediği zannedilmektedir. meliyim... Allo... İşittiniz mi?... Allo! Fakat bîr el omzuma yapıştı. Hemen döndüm. Ben konuşurken doktor Şumberg sessizce odaya girmiş, söylediklerimi dinlemiş, alâycı bir tarzda: Azizim, dedi, nicin kendinize bu kadar zahmet veriyorsunuz?... Karşmızdaki matmazel Dura deski değildi ki... Emrim üzerine bu desiseyi yapan kâtibem ile görüştünüz!... Sizi buraya sevkeden sa ik hakkında biraz daha malumattar oldum... Şimdi, hastalarımın bir a • rada size intizar ettikleri salona kadar refaktat etmeme müsaade ediniz... Matmazel Doradeski'ye ge Hnce; bizimle birlike yemekte bulunmıyacak... Bunu size haber vermekle cidden müteessifim. Ancak diğer on kadınla görüşmek ümit ederim ki, bu acıyı telâfiye yardım eder. Ahbapça konuşulan salonlarda bu kadar güzeli bir arada bulMoskova 12 (A.A.) Fransız tayyarecilerinden Lebrix ile Doret ve makinist Mesnin tarafından idare edilen ve Paris'ten Tokyo'ya gitmekte olan Trait d'Union tayyaresi Cenubî Rusya'da Tanyp ırmağının mansabında yere düşmüştür. Tayyarenin içinde bulunan üç kişiden ikisi ölmüştür. Paris 12 (A.A.) Moskova'dan gelen bir telgraf, tayyareci Le Brix ile Mesmin'in telef olduklarını bü dirmektedir. Paris 12 (A.A.) Ahiren Afrika'da büyük bir sefer icra etmiş olan Philippe Estailleurs Chanteraine, Coty'e bir telgraf çekerek Trait mak her vakit nasip olmaz. Ben seyahat elbiselerimle, dok tor dahilde giydiği ceketile salona girdiğimiz zaman, iki asırlık bir hayatı mucizevî bir tarzda karşımda canlanmış sandım. Kleopatra'dan Lolâ Montez'e kadar her asır cazip kadınlar marifetile temsil edilmiş ti. Doktor hastalarının hakikî isimlerini bittabi mahrem tutarak, ta şıdıkları kıyafetlerle temsil ettikleri şahsiyetlerin isimlerini söylemek suretile beni hepsine ayrı ayrı takdim etti. Madam dö Monpassan... Mösyö Filip Jak Mond... Bu maskaralık ancak bir delinin kafasından çıkar diyeceksiniz... Ancak Hugo Şomberg istediğini ve yap tığını bilen bir adam. Netice itiba rile bu soytarıhğın bir zararı da yoktu. Doktor, eğlencesi mahdut ye kış geceleri uzun olan bu şatoParis 12 (A.A.) . M. Laval, Almanya maslâhatgüzarı M. Fores ter'i kabul etmiştir. Maslâhatgüzar. Başvekil ile Hariciye Nazırının 27 eylulde Berlin'i ziyaret etmelerine ait olan resmî davetnameyi tevdi etmiştir. M. Laval, M. Forester'den gerek kendi namına ve gerek M. Briand namına Alman hükumetine teşekkür etmesini rica eylemiştir. M. Laval, teklif olunan tarihi kabul etmiştir. Seyahatin teferruatı bilâhare tesbit edilecektir. d'Union'un imdadına gidebilmek üzere Paris'te emrine bir tayyare â • made bulundurmakta olduğunu bildirmiştir. daki hastalarını sıkmamak çaresini de bulmuştu. İlk önce konuşmağa başladığım Kleopatra, Suriye'li bu genç ye time, elini dudaklarıma uzatırken, mübalâğalı bir hayret göstermedi. Bohemya'da bir kaç gün kalacaksınız demek mösyö. Buranın mebzul karına ne dersiniz?.. Benim gibi Afrika'nm yalnız güneşinden Kramçi'ninden zevkalmış bir in san için cidden garip bir manzara!.. Memleketimi tanır mısınız? Mısır'dan bahsedi>orum. Her ne kadar Mısır'da doğmuş isem de yürümeği özbekiye bahçelerinde öğrenmişim. Evet, matmazel, Mısır'ı, güzel memleketinizi bilirim. Sakkarah vadilerinde bıldırcın avlarken duyduğum zevki ikinci Amenopolis'in merkadindeki mer mer sütunlar orma nında dolaşırken de aynen hisse • derdim. Muhaveremizi, henüz içeri giren Rusya İmparatoriçesi Katerina'ya beni takdim etmek îçin, doktor Bir şehir kasırgadan mahvoldu Miami 12 (A.A.) Belize ka sırgası, şehri hemen hemen kâmilen tahrip etmiştir. Bütün kiliseler, yerle yeksan olmuştur. Fevkalâde mühim olan telefat miktarı henüz ma • lum değildir. Bir orkoz neticesinde bir çok kişi boğulmuştur. Hasar 2 milyon dolar tahmin edilmektedir. Adliye Mösteşarı istanbul'a geliyor Ankara 13 (Telefonla) İdarei Umumiyei Viliyat müdürü umumisi Sabri ve Adliye Müsteşarı Ferit Beyler bu akşamki trenle İstanbul'a hareket ettiler. nazaran Eğe iktisadî mıntakasınm 1931 afyon rekoltesi 319 bin 989 kilo tahmin olunmuştur. Bu sene ilk mahsul borsaya 25 mayıs tarihinde gelmiş ve mezkur tarihten 10 eylul tarihine kadar 96,929 kilo afyon sa tılmıştır. Bu af yonlardan ayni müddet zarfında 61,669 kilosu harice sevk ve ihraç edilmiştir. NAKİL Bakırköy Çimento T. A. Ş. «Kurt Çi mentosu» yajsıhanelerini İstanbul Bahçekapı 4 üncu Vakıf Han 4 üncü kat 7, 8, 9, 10 mımaralara nakletmiştir. Telefon: 2.1768. Telgraf: Çimento İstanbul. Şumberg ihlâl etti. Yaka ve kolları ermin ile müzeyyen, horoz ibiği renginde çizmeli bu kadının hüvi yeti bittabi benim için meçhuldti. Fakat, ister aıpele, ister yüksek hayat kadını olsun, ister çamaşırcı ister Grandüşes bulunsun, bir hükümdar vekarmı şahane bir zarafetle taşıyordu. Ancak hafif şivesile si masının karakterisinin şekli çıkıntılı elmacıklar, hain ağır ve sarım trak gözler bunun Garon nehri sahillerinin evlâtlarmdan ziyade Dinyeper kıyılarının sakinlerinden olduğunu zannettiriyordu. Beyaz kravatlı uşak salonun ka pılarını açtı. Teşrifat sırasına bakmaksızın salona dahil olduk. Doktor Şumberg, masanın öbür ucunda, kendi karşısına oturaca ğım yeri ;şaret etti. Yanımdakilerle konuşurken, doktorun süyliyeceklerimi işitemiyecek kadar benden uzak kaldığını görerek memnun oldum. • Mabadı var Sait Paşa Bursa'da Bursa 13 (Hu. Mu.) Ordu Müfettişi Sait Paşa bugün Burta'ya gelmiştir. EDEBÎ TEFRlKA: 24 Dumlupınar filmi Ankara 13 (Telefonla) Filme çekilen Dumlupınar merasimi bugün burada alâkadar hükumet erkânına gösterildi. muvafık olur mu? Tecessüs ihti yata galebe çaldı. Ahizeyi kulağı • ma götürdüm. Uzaktan gelen bir kadın sesi soruyor: Doktor Şumberg... Doktor Şumberg orada mı? Hayır madam . Bir kaç da • kika sonra tekrar ararsanız görü şebilirsiniz Fakat kiminle teşerrüf ediyo rum? Matmazel dö Radeski!.. Tepeden tırnağa kadar titredim. Kalbim duracak gibi çarpıyor. Fevkalmemul bir talih bana yardım ediyor. Allo! Matmazel .. Matmazel... Yalvarırım size beni iyi dinleyiniz.. Ben M. Filip dö J»k Mond.. Hem • şirenizin bir dostu. Ablanız, sizi aramağa beni memur etti. Kendisi fevkalâde merak ve yeis içinde... Bu akşam yemeğinde bulunma nızı istirham ederim... Doktor beni de davet etti... Hattı hareketimizi tayin için sizinle behemehal görüs Kadife alev MAURICE DEKOBRA'dm Geniş çalışma odasmda yapavalnıjtım. Dışanda çıt yok. Büyük kar parçaları, cam havuzdaki müteces•is balıklar gibi pencerelere üşüşü yor. İçeride, yüksek sobada yanan odunların çıtırdısı sessisliğe başka bir haşyet veriyor. Ariman, yazı masasının köşesindeki eski mevkiini îşgal etmiş ayaklarını yumuşak göğsünün altına koyuvermiş, tüyden bîr top gibi beni temaşa ediyor. Göz kapaklarının arasındaki iki küçük projektör bana müteveccih. Birdenbire telefonun mat çıngırağı beni yerimden sıçrattı... Bu, mezardaki iskeletin takırdısını andırıyordu. Ahizeyi alayım mı acaba? Doktor Şumberg'in bir iki dakika sonra odasına avdet edeceğini söylemek

Bu sayıdan diğer sayfalar: