24 Eylül 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

24 Eylül 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2% Lyltt S ON TEtQfcAFLA© Evlenme muayeneleri Yeni yapılan nizamname dünden itibaren mevkii tatbika kondu Ankara 23 (Telefonla) Evlenme muayenelerinin nasıl yapılacağı hakkındaki nizamname bugün Resmî gazetede intişar etmiş ve mevkii tatbika girmiştir. Bunların ana hatlarını evvelce göndermiştim. Muayenenin sureti îcrasına dair olan kısmı da bugün büdiriyorum. Evlenme muayenesi tarzda yapılır: aşağıdaki Selânik Sergisi Nasıl acıldı ? ^Cumhunyel Müşahede, mülâhaza ı Darülfünun mes'elesi Barem tatbiki münasebetile Da • rülfünun mes'elesi gene uyandı. Bir kaç makale, baremin sureti tatbikına dair bazı itirazlar gazete sahifelerinde görüldü. Umit ederim ki bu cereyan nazari dikkati Darülfünuna celbeder ve nihayet mevcudiyetinin lüzumuna, fakat kat'î bir surette ıslahına her münevver Türk'ün tama tnile kani olduğu Darülfünun hakkında hayırlı, ciddî ve cezrî kararlar ittihazına sebep olur. Bir milletin mevcudiyeti manevîyesi münevver leri ve o münevverlerin iktidar ve liyakat leri ile temin olunabilir. Arcu ve hüsnü niyet ilim ve iz'anın yerine kaim olamaz. Milletin hayatî cereyanları ile meşgul olacak, onlara veçhe ve yol verecek ve bu yolda ilerlemeği bize gösterecek münevverlerdir. Ve bu münevverlerin membaı dahi Darülfünundur. îşte bu basit düşünce bize Darülfünunun ehemmiyetini anlatmağa kâfidir. Barem hakkında bir karar ittihaz olunurken gazetelerde Darülfünuna karşı hiç bir tariz ve hiç bir tenkit müşahede olunmadı. Bu hal de bize her suurlu Türk'ün çalışanlara karşı milletin bir vazifesi olan terfih fikrine tamamile taraftar olduğunu vazıhan gösterir. Darülfünun müder • ris ve muallimlerinin refah değilse bile hayatta sıkıntı çekmiyerek yaşamalarını, ve bütün mevcudiyetlerini ilim ve fenne hasredebilmelerini başta Türkiye Cumhuriyet idaresi dahil olmak üzere herkesin arzu ettiğine hiç şüphe yoktur. Fakat bu arzu ile birlikte can ve gönülden istenilen bir şey de, Darülfünunun canlanması, kuvvetlenmesi ve müsmir, milletin istifadesinî te • min edecek f aaliyetler göstermesidir. Hükumetin verdiği paraya mukabil Darülfünunun da bir mecburiyeti maneviyesi vardır ki o da paraya istihkak kesbettiğini isbat eylemektir. Bulgar Darülfünununda bulunan müderrislerin maaşları 170 ilâ 250 liradır. Yunan Darülfünununda bu miktar da 300 liraya kadar çıkar. Yalnız Selânik Darülfünununa giden müderrislere bir miktar daha fazla maaş verilir. ttalya müderrislerinin aldığı üc • ret ise 400 liraya kariptir. Bizde verilecek barem maaşatı ile mukayese olunduğu takdirde görülür ki Türk hükumeti f en adamlarına maaş vermek hususunda hiç hasis davranmamıştır. Hele asıl vazifeye iki ders veya bir umumî kâtiplik gibi bazı zamlar yapılırsa o zaman ttalyan mü derrislerinin iki misli kadar para almak dahi kabildir. Şimdi millet tarafından verilen bu paranın sureti sarfına gelelim. Darülfünuna tahsis edilen akçe hemen hemen maaşlar için sarfolunmuştur. Haber aldığımıza göre lâboratuvarların sarf iyatı, hususile f enni takip etmek için mutlaka elzem olan kitap ve gazete tahsisatı tenkis edilınîştir. Eğer bu hal doğru ise cidden şa yani taaccnptür. Bir îlîm adaraının elinde Iâboratuvarı mevcut olmaz ve fenni takip edecek edebiyat IJU lanmazsa müsmir faaliyetin znhu runa, tetkikatı fennîye icrasma, istifadeli bir ilfm cereyanmın açılmasına ihtimal yoktur. Bundan başka bu gibi ilim mües seselerinde en ziyade nazari dik kate alınacak nokta fennî faaliyeti herkes tarafından takdîr edilen ze vata bir hakkı rüchan vermektir. Bu fennî faaliyet gayet aşikâr olursa bu mes'ele hakkında uzun uzadıya münakaşaya hacet kalmaz. Ayni sevi • yede bulunan müderrisler için böyle bir fark bulmak güçtür. Fakat o zaman darülmesai sahibi olmak, hayatını tamamile fenne hasretmiş bu lunmak gibi meziyetler gelir. Yalnız kidem nazari dikkate ahnarak barem tatbiki bize biraz garip göründü. Hele sinleri ilerlemis ve kendileri gene terfih edilmek şertile müderrisliklerine nihayet verilmesi icap eden bazı zevatın vazifeleri.daha beş sene temdit edilirken herkesçe malum ve daima neşriyata devam eden bir faal müderrisin derecesini tenzil gibi bir hal bize bu müessesede li • yakat, kudret ve f aaliyete lâzım gelen kıymetin verilmediğini irae etti. tşte uzun uzadıya düşünülecek nokta, bu yanlış tarzı telâkkidir. Darülfünun mes'elesini yalnız maaş vermekten, müderrisleri doyur maktan ibaret gibi telâkki etmek: tşte hata buradadır. Bu fakir milletin Darülfünunundan, fen adamlarından istediği şey kendisine bir meş'ale gibi takip edeceği yolu gösteren bir sây, velut bir faaliyettir. Sıhhatini, mevcudiyetini, servet ve refahını temin için böyle bir sâye, ilme ve fenne ihtiyaç vardır. Verilen para da bu gayenin temini için verilmiştir. Rusya'da icra eitiği tetkik seya • batinden avdetinde tstanbul'a uğrıyan ahbabımızdan bir Alman profesörü Rusya'da fen adamlarına verilen kıymetin milletin nef'i için ibraz ettikleri faaliyetle mütenasip oldu • ğunu anlatıyordu. Ve fende doğrudan doğruya halka, «Collectivite»ye bir istifade arandığını zikrediyor • du. Rusya'da cari olan bu fikre mey letmemekle beraber, milletin Darülfünundan ciddî bir istifade teminini talep etmesi pek haklıdır. Barem tatbikında ise böyle bir gayenîn düşünüldüğünü göremiyo ruz. Ve bizi de müteessir eden budur. Türk ve Yunan bayrakları yanyana duruyor Şarlo ve Gandi Hindistan'ın yeni peygambe'i Gandi ile Amerika'nın beyaz perde Kralı Şarlo görüşmüşler! Mülâkatta ne konuştukları malum değil ama san'at itibarile cidden yüksek bir komik olan Şarlo ile mazlum bir beşer kütlesini fedakârane temsil ettiği için takdir ve hürmete lâyık olmasına rağmen, şeklea çok gülünç bir adam olan Gandi'nin mülâkatı, sinemaya alındise, çok komik bir filim olmuştur; hem de tabiî komik bir filim!... * * * Muayeneyi yapan tabip her şey den evvel evlenme namzedînin ah vali umumiyesini gözden geçirecek tîr. Bu muayenede namzedin umumî hıfzıssıhha kanununun 123 ve 124 üncü maddelerinde zikrolunan hastalıklardan birile malul olduğu şüp hesini verecek asar ve emare gö rüldüğü takdirde evvelâ bu cihete atfı ehemmiyet edilecektir. Muayene erkeklerde ve kadınlarda başka başka tarzlarda icra olu • nacaktır. Erkeklerin muayenesinde: Teslihat mütarekesi Murahhasımız müzakereye iştirak etti Cenevre 22 (A.A.) Hükumetler ko misvonu teslihata fasıla verilmesi hak kındaki ltalyan teklifleri hakkında bir çok hatipleri dinlemiştir. Macar, Avusturya, Hint, Danimarka, Cenubî Amerika ve Almanya mümessil leri İtalyan teklifini hararetli surette karşılamışlardır. Türkiye ve Kostarika mümessilleri de bu içtimada hazır bulunmuşlardır. Ar gentin ve Kus hükumetleri kendilerine yapılan daveti kabul etmişlerdir. Bununla beraberSovyet'ler birliği hükumeti İtalyan trklifini ve teseljbüsüııü saminıî sn rette tasvip etmiştir. Meclis tarafından verilen karar üzerine M. Lerroux Çin ve Japon hükumetlerine birer telgraf göndererek Cemiyeti Ak vam meclisi tarafından verilen kararı ve alâkadar hiikumetlerin vaziyetteki va hatneti arttırabilecek mahiyette her bangi bir hareket vukuuna mâni olmak için lâzım gelen tedbirleri alacakları hu susunda meclis tarafından izhar edilen arzuyu bildirmiştir. Ceneral Marnis'in teklifi Cenevre 22 (A.A.) Anadolu Ajansuun mııhabiri bildiriyor: Teslihatın muvakkaten durdurulması hakkında cereyan eden müzakerede Ce neral Marnis, Şimal devletlerile İsvicre tarafından yapılan teklifin, terki teslihat konferansı neticesine kadar teslihatı tezyit etmemeleri huuunda komisyonun devletler nezdinde ısrar ettnesi şeklinde, pek umumî bir mahiyeti haiz oldıı^unu beyan etmiştir. Mumaileyh esas itibarile M. Grandi'nin fikrini ihtiva eden bu teklifin amelî olabilmesi için komisyonun atideki kararlan Cemiyeti Akvama bildirilmesini teklif etmiştir. 1 Kara kuvvetleri için bu sene büt çesinde kabul edilen masraflar tezyit e dilmiyecek, 2 Deniz kuvvetleri için, çıkanlan gemilerin yerini tutmak maksadile de olsa hiç bir înşaat yapılmıyacak, yalnız inşaatına başlananlara devam edilecek, 3 Hava kuvvetleri için, yeni hiç bir inşaat yapılmıyacak, ancak hava kuvvetleri için istimali mümkün olmıyacak su rette kazazede olanlann yerine yenilerini yapabilecek, 4 Devletler bu taahhütleri bir sene için ve terki teslihat konferansının dahi taleplerinden hiç bir feragat tazammun etmemek şartile kabul edecekler, 5 Kabulün hukuken mer'i olmaı icin parlâmentoların tadik merasimi yapıl mıyacak ve fakat bütiin devletlein şeraiti EDEBİ TEFRİKA: 34 Selânik 14 (Hu. Mu.) Pazar günü sabahı saat dokuzda Ziraat Nazırı, Tayyare Nazırı, banka mü dürleri ve ekâbiri hükumet, konso1 Ağız, yanak ve dudakları, loslar, kilisede toplandılar. Selânik gışayi muhatileri, metrepolidi, Selânik beynelmilel ser2 Dil, dilin altı, damak ve belum gisinin 6 ıncı senei devriyesini tebrik 3 Göğüs, batın ve cildin görüile hayırlı ve muvaffakiyetli olması nen aksamı, koltuk altı, kasık ve diriçin dua etti. sek guddeleri, Saat onda sergiye gidildi. Kısa kı4 Tenasülî muayene, sa nutuklar irat edilerek açılma me5 Dizlerin aksülâmelleri dikkat rasimi yapıldı. Badehu paviyonlar le muayene olunacaktır. gezilmeğe başlandı. Serginin bu seKadınlarda ağız muayene»! erkek ne diğer senelere nazaran daba parlerde olduğu gibidir. lak olduğunu söyliyenler var. Çe Bakirelerde bundan başka yalnız koslovakya, Romanya, Bulgaristan, dirsek uktelerinin muayenesi ile ikArnavutluk, Mısır, Yugoslâvya res tifa olunacaktır. men iştirak ettikleri gibi İtalya, AlBalgamında Koh basili bulunanmanya, Avusturya, Macaristan, Ja lar, serirî olarak ilerlemiş sari ve ponya müessesatı ticariyesi de pa remli olduklan tebeyyün edenler, vîyonlar tutmuşlar. Yunanistan'ın hançere veremine mi»nt*»l« o'dukları her vilâyeti ya münferiden paviyon anlaşılanlar evlenemiyeceklerdir. almış, veya ayni cins mahsul ve emtiası olan diğer vilâyetlerle birleş • Dairei resmiyede yapılan evlenme miş. Paviyonların ortasındaki bi muayeneleri ayrı bir odada ve mah • nalardan bîrinin üstünde bir Yunan rem olarak yapılır. Kadınların mubayrağı dalgalanıyor. Bunun sağ taayenesi esnasında efradı aîlesinde rafına bizim bayrağımızı çekmişler. biri hazır bulunabilir. Tabipler bu Sonra diğer bayraklar geliyor. muayene netayicini mahrem tutmağa mecburdurlar. tlk açılma günü sergiyi gezen yerli ve ecnebi ziyaretçiler 12 bin kişiye baliğ oldu. Selânik'te vaktile 15 otel varken bugün bunların mevcudu 120 olmuş. Her otelde asgarî yatak mev • cudu elliyi mütecavizdir. Bütün o teller dolu.. Polis raporuna göre bunlardaki ecnebi misafirlerin adedi 8000 i tecaParis 22 (A.A.) Bütün rueteler A vüz ediyor. merika hükumetinin M. Laval'e gönderdiği davet mektubundan müsait bir su Sergiye istirak eden memleketi retle bahsetmektedir. Bilhassa Tan gazemiz tüccarlarından altisı için bir patesi diyor ki: viyon tahsis olunmuş. Binanın üstü «Fransız efkârı umumiyesi M. Hoover'in ne de bayrağımızı keşide etmişler. bn hareketfnin yüksek kıymetini lâyıkile Sergiye iştirak eden tüccarımız akavramaktadır. Araerikan Reisicumhurudet itibarile az olmalarına rağmen nun bu hareketi Fransız ve Amerikan milsergide büyük bir mevcudiyet gös letleri arasında an'ane halini almış olan dostlufu blr defa daha teyit etmektedir. terdiler. Bilhassa kehrübarcılığımı Bu davet ihtimal ki yeni ve mühim bir zın eserleri umumun nazari takdir ve siyasetin başlansrıcını teşkil ediyor. Zanrağbetini celbetti. nunıza kalırsa ilk defa olarak bir Avrupa tşlemeli, ipekli mamulâtımız, terhnkumeti reisi ehemmiyet 11 siyasî mes*elikler, maşlahlar ayrıca takdir olunleleri tetkik etmek fizere Amrika'yı res dular. men ziyaret edecek ve Amerikan Reisi Tütün înhisarımızm zarif kutu cumhnrunun mlsafiri olacaktır.» Iar içindeki sigarları da nazari dik«M. Hoover'in Fransız Başvekilini Akati celbetti. Bunların bir kaç gün merika'ya davet etmesl şu ciheti isbata matuftur. Fransnt'lar beynelmilel mesai içinde tamamen satılacakları zannoiştiraki sahasında ve sulha ait teşkilât lunmaktadır. bahsinde Amerika'nın datmî yardımı olmaksızın devamlı hiç bir şey yapılamı yacağı fikrinde bulundukları gibi Ame rika'lılar da Fransa'nın yardımı olmaksızın her bir ise faydalı surette teşebbüs edilmiyeceğini düşünmektedirler.» Kel başa şimşir tarak! «Vâ Nu» Bey kardeşim, dünkü yazısında, Beyoğlu tarafındaki a partımanların banyo dairelerindeki pislikten ve fena kokudan bahse diyor. Rahiplerle rahibeleri anahtar deliğinden pözetlediği için başı ce zaya uğrıyan arkada.Mmın, f>T>rtı manların banyo dairelerine göz at ması da tehlike'i bir mevzu ise de bereket versin ki buralarını boşken, kiracı sıfatile gezTr;«... Mybarrir. tstanbul'un bütün yeni vaDiIan binalarında, banyo dairesinin her şeyden ak dem ve ehem tutulduğunu kaydediyor. Bana kalı~sa İstanbul gibi, günün 24 saatinde 24 dakika bile musluklarına su gelmiven bir şehrin, ev ve apartımanlarına banyo yaptır mak, kel başa şimşir tarak nev'in den bir şeydir. Onun iç'nd'r ki ar kada«ımızın gezdiği apartımanların en pis yerleri, banyo dairelerîdir. Susuz yerde banyo dairesi yao»T">1rSıvas'ta tersane yapmak kadar mana sızdır. * * * M. Laval Fransız Başvekilinin Vaşington seyahati Ihraç f Vali Muavini Fazlı Bey 120 kilo gelirken 99 kiloya düşmüş, dü.°i<n ce de, hemen Sismanlar Cemivetin den kavdını terkin etmisler. Malum ya düşenin dostu olmaz. İster Vali Muavini, hatta ister Vali oisun! Dünkü «Yeni Gün» de bu haberi okuyan nice nice şişman hevler ve bilhassa hammlar ah, keske biz de böyle 2025 kilo birden zayıflasak da nereden isterlerse oradan kapı dı.«*rı etsfler, demislerdir. Şişmanlar Cemiyetinden çıkarıl m?k, her ha'de şram v»"»»<"eW b'r.sey değildir, bilhassa Vali Muavini Fazlı Bey gibi halka hizmet maksadile ge ce gündüz uğraşırken fazla va&Urını eritenler için... M. Markoni Yunanistan'da bir infilâk Atina 23 (A.A.) Mora yarım adasında Dimitzana'da infilâk edicl maddeler yapılan fabrikada bir iştial neticesinde berhava olmuştur. Ateş etrafa da sirayet ederek gene infilâk edici maddeler yapan diğer bir fabrikanm da berhava olmasuıa sebep olmuştur. İki kişi yaralanmıştır. Maddi hasar ve zarar çok büyüktür. TeUiz telgraf hakkmda bir nutuk söyledi Adana fabrikatorları anlaşamadılar Adana'da koza ve pamuk ücretlerini bir karara raptetmek üzere top lanan fabrikatorlar Birliği arada çıkan bir ihtilâr yüzünden dağılmıştır. Yergi kanunları yeniden tabedildi Ankara 23 (Telefonla) Maliye Vekâleti Meclisten son çıkan vergi kanunlannı bir kitap halinde tabettirmiş, vilâyetlere göndermiştir. Muamele ve veraset yergileri Ankara 23 (Telefonla) Maliye Vekâletince muamele, veraset ve intikal vergilerine ait olmak üzere hazırlanan nizamnameler Şurayi Devlete gönderilmiştir. kabul ettiklerine dair yapacakları resmî beyanatın parlâmento tasdikı gibi mecburiyeti ve taahhüdü mutazammm olduğu kabul edilecek. Londra 22 (A. A.) İtalyan âyanı azasından M. Guglielmo Markoni kendisine ait olan Electra yatında telsiz telgrafın menşei ve inkişafı hakkında bir nutuk söylemiştir. Bu nutuk Londra'daki telsiz istasyonları tarafından her tarafa neşredilmiştir. M. Markoni milletlerle husnsî efrâdın yeni muhabere vasıtaları sayesinde bir birlerini daha iyi anlamaları lüzumundan bahsetmiş ve bu vasıtalar arasında telsiz telgrafın belli başlı bir mevki tutmakta olduğunu söylemiştir. M. Markoni nutkuna nihayet verirken devamlı gayretleri neticesiz olarak milletlerin birbirlerini anlamaları ve sevme • leri gayesine hizmeti dokunabildigi takdirde kendisini çok bahtiyar addedece ğini beyan etimiştir. GOmrüklerde satılacak eşya Ankara 23 (Telefonla) Gümrük ambar ve antrepolarında muayyen müddetten fazla kaldığı için satılması lâzım gelen malların ne su retle satılacağı hakkında bir tamim hazırlanmış ve vilâyetlere tamim e dilmiştir. Bir tayyare döştü La Ferte Gaucher 23 (A.A.) Bâle'e gelen ve Amerika için 85 kilo posta yükü taşımakta olan bir posta tayyaresi kapaklanarak düşmüş, tayyareci yaralanmış ve tayyare de ehemmiyetli hasara uğramıştır. Arabacıya tren çarptı İsmail Ağa isminde bir köylü arabası ile Balıkesir'den Pamukçu nahiyesine giderken demiryolunu kateden Bigadıç şosesinde ansızın İz • mir'den gelen posta treni ile karşı laşmış ve arabadan atlamağa vakit bulamıyarak ağır surette yaralan mıştır. Araba parçalanmıştır. Yeni Tapu Müdiri Umumisi Ankara 23 (Telefonla) Tapu Umutn müdürlüğüne vekâletinde bulunan Varidat müdiri umumisi Cezmi, varidat müdiri umumiliğine, varidat şube müdürlerinden Nazif Beylerin tayinleri muhtemel görülmek tedir. italya'da 300 gram sıkletinde dolu Roma 23 (A.A.) Gazeteler, bu havalide işitilmemiş derecede şid detli bir fırtına hükiim sürmekte olduğundan bahsetmektedir. Osimo'da dolu, mahsulâtı mühim surette ha sara uğratmış, evlerin camlarım kırmış, elektrik direk ve tellerini yık • mıştır. Bazı dolu taneleri 300 gramdan ağır idi. Fırtına bazı arabaları kaldırıp duvarlara vurmuştur. Affedersiniz, dedi... Bir ihtiyar kızın göz yaşları karşısında hare kete gelerek benim için bu kadar zahmet ve külfetlere katlanan bugünkü yabancıya, kimbilir belki de yarının kıymetli dostuna bu tarzda şükran mukabelesi etmeğe hakkım yok... Esasen sizde namus ve şeref sahibi bir insan tahmin etmemiş olsa idim gecenin yarısında gelip kapınızı çalmazdım... Bir cok fransızca roman okudum... Biliyorum. Bir şatoya misafir edilen bir erkeği gecenin bu saatinde ziyarete gelen kadının maksadı ziyareti hakkında uzun uzun düşünmeğe mahal ola maz... Sizi operetlerdeki Don jüanlara benzetmek suretile hakaret etmek istedim. Sizi artık anlamaz oldum, Matmazel dö Radeski... Bir emniyet hamlesile bana doğru koş'unuz... Sizin için çok müşfik bir dost olduğumu hissetiniz... Henüz tamamen mahvolmamışken, bu irade maktelinden sizi Iturtarmamı istemiyor Bandırma'mn kurtuluş günü Bandırma'nın kurtuluş bayramma tesadüf eden 17 eylul perşembe günü şehirde büyük tezahürat yapıl mış, Bandırma'nın kurtulduğu gün iskele başında şehit düşen binbaşı Süleyman B. ile diğer şehitlerin mezarlarma çelenkler konmuştur. Bu münasebetle nutuklar söylen miş, Reisicumhur Hz. le yüksek makamlara tazimat telgrafları çekil miştir. sanız, o haide ne diye ve niçin odama geldiniz? Uzun bir süküt. Ziyaretçime sorduğum bu çok vazih sualin cevabını merakla bekliyordum. Dalgın, sualimi kendi kendisine tekrar ediyor: Buraya ne için geldim, beni buraya kim sevketti? Yine odküt. Kücücük eller kol tuğun kenarlarını daha büvük bir şiddetle sıkıyor. Gözleri kapandı. Düşünceli güzel başı önüne iğildi. Taze dudaklarından şu abenktar cümle döküldü: İhtimal Doktor Şomberg! Sabahm saat ikisi Acaba?... İmkânı olabilir mi?... Nasıl düşüneceğimi bilmiyorum... Tamamile şaşkına döndüm.... Amerika da (bifpaker) ler sığır etini konserve kutusunda saklıyorlar. Doktor Şcmnberg'in şatosunda insan iradesini bile kutuda muhafaza edebiliyorlar. Mabadi var izmir'de bir komünist tevkif edildi tzmir 23 (Hu. Mu.) Kemalpaşa kazasının Pasra köyünde mukim İzmir'li Sait, komünizm propagandası yapmak cürmünden maznunen tevkif edilmiştir. hâlâ tekrar ediyor: Yarın sizinle beraber gidece ğim! Evet... Ruhunuzu zehirledikleri bu duvarlar arasında yirmi dört saat daha kalmıyacaksınız. Buna kat'iy yen müsaade edemem... Anlıyor musunuz?... Medenî kanunlara değilse bile vicdan kanunlarına çirkin bir tecavüz teşkil eden bu şeni fikir ameliyatı karçısında kollarım bağlı duramam.. Doktor Şomberg'in garip itirafatını merakla dinledim. Hayat larını yaşadıktan sonra Şomberg'in hokkabazlıklarına vicdan ve iradelerini teslime razı olan şatonun diğer sükkânı umurumda bile değil. Fakat sizin akibetiniz beni şiddetle alâkadar ediyor. Haha! Matmazel dö Radeski'nin bu manalı kücücük gülüşü beni bir arının iğnesi gibi soktu. Tabiî! Ruhî bir cinayetîn sakin seyîrcisi olamam! Şomberg'in Utbik ettifti ıuul ile ne Millet mektepleri için hazırlık Ankara 23 (Telefonla) Milltet mektepleri 1 teşrinisanide açılaca • ğmdan Maarif Vekâleti son hazır • lıklarla meşgul olmaktadır. reye varacağmızı biliyor musunuz? Evet. Artık ıztırap çekmemeği Öğreniyorum. Hislerinizi öldürecek. tyi ya... Kalbim şimdiye kadar çok kanadı. Bundan sonra, tamamile hissizlenerek yürüyeceğim yollardaki dikenlere artık benliğimden takıla cak parçalar kalmamasını istiyorum. Sizi zekâ ve iradeden mahrum makineleşmiş bir insan haline soka cak. tstediğim bundan başka bir şey değil. Henüz yirmi yaşında böyle düşünmeğe hakkmı yoktur. M. Jak Mond! Matmazel dö Radeski'nin müstehzi kahkahası hâlâ odamda çmlıyor. Oh! Bu çok manalı kahkaha kalbimi ne kadar sızlattı! M. Jak Mond!... Doktor Şomberg'i adeta kıskanıyormuş gibi konuşuyorsunuz! Ve birdenbire yüzündeki istihzadan eser k a l m a d u Kadife alev vet! Hata ve günahımı şu dakikada anlıyorum! Fakat buraya girdiğim da kikadanberi gözümde ne aüem var ne de dostlarım... Ablanız... Sizin için ağlıyan abIanız!... Yarın sabah gelip buradan MAURICE DEKOBRA'dan sizi alması için ben mi ona telgraf Niçin Matmazel Marta'ya yazyazayım? madınız? Tagayyübünüzün onu ne Yalvarırım size M. Jak Mond! kadar şiddetle müteellim edeceğini Bunu yapmıyınız. Ona sıhhatte ve düşünmediniz mi? En feci ihtimal • selâmette olduğumu bildiriniz. Fakat leri düşünmekte haklı değil miydi? kat'iyyen buraya gelmemesini tav • Kaybolan valdenizin yerini tutan ve siye ediniz. Bu çok beyhude olur. binaenaleyh hayatta sizin için en aziz Burada bir müddet daha kalacağım. olması lâzım gelen ablanızı merak ve Hayır. Yarın benimle beraber endişeden öldürmek doğru mudur? hareket edeceksiniz... Açıkça.. Ser Güzel eller yeniden kanapenin bestçe... kenarlarını kavriyor. Omuzlar düşüSözlerim Matmazel dö Radeski'yi yor. Ağır, tasviri gayrikabil bir acı sarstı. Cür'etimin karşısında terki siifade ediyor: lâh etti. Mektup yazamadım... Yarın sizinle beraber gidece Buradaküerin mektup yazma ğim! ları yasak mı? Sözlerim, namuslu bir kıza soyle Hayır... Şomberg «istediğinzle nebilecek hududu aşmıştı. Fakat imektuplaşmakta serbestsiniz» dedi. cap ediyordu. Mütereddit muhake • Fakat buna rağmen yazamadun.!. C me»i üzerine tesir «tmelç lâzun^ı. O

Bu sayıdan diğer sayfalar: