10 Ekim 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

10 Ekim 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhttriyet • AMERİKA \SULARINDA : slOTeşrinîevvel ATİNA MEKTVPLARl: ALHAN TAHTELBAHİRLERİ Nakili: ABİDIN DAVER Günün eğlencesi Dünkü bilmecenin halledilmiş şekli 1 MİLİS, 2 İMDAT, 3 TABUR, 4 RAYET, 5 ATEŞ, 6 LÎVA, 7 YÜREK, 8 ÖRNEK, 9 ZABİT. (MİTRALYÖZ) Batırılan bir Norveç vapurunun tayfaları o kadar sevinmişlerdi ki hayretL 40 Seferimize devam ediyoruz. ' Sekiz gemiyi daha Dantonun yanına gönderdik. Bunların bir tanesi benim için büyük bir sürpriz oldu. Ticaret vapurlarımn kaptanları ve tayfaları, umumiyetle, torpillendikleri zaman memnun olmazlar, bu da, gayet tabiidir. Halbuki Newcastle (Nivkastıl) dan Genes (Cenova) ya 3500 ton kömür götüren Gratangen ismindeki Norveç şilepi ile iş bu şekilde cereyan etmedi. Tesadüf bu şilepi U. 64 ün önüne çıkardığı gün, baş tarafı ilerisine bir ihtar topu attık ve mutat «gemiyi terkediniz!» işaretini çektik. Mürettebat ok gibi fılikalara fırlıyıp gemiden açıldılar. Bu tayfalann cehresinde okuduğum sevinç alâmeti, beni hayrette bıraktı. Kumandana, bunun ne demek olduğunu sordum. Dedi ki: Yoksa adamlarınız tahtel bahir harbini bir tenezzüh mü zannediyorlar? Kaptan: Sebebini anlatayım kumandan, dedi. Harp tehlikeleri do layısile mürettebata, gemi bir tahtelbahir tarafından torpillendiği takdirde beşer yüz kuron tazminat verileceği vadedilmiş ti. İşte, şimdi bu beşer yüz kuronu hak ettikleri için böyle sevi niyorlar. Bu tayfalann sevincine kimsenin bir diyeceği yoktu. Vapurları batmıştı. Kendileri sağ ve «alimdi. Mev'ut tazminah da ka zanmışlardı. Diğer batırdığım bir vapur, bana hayatımda gördüğüm en muhteşem manzarayı seyretmek im kânını verdi. Standard Oil Company'ye mensup bir petrol gemi•ine hücum ettik. Ismi, Moreni olan bu gemi 4500 ton benzin yüklü olmasına rağmen bizimle harbe tutuşmak cesaretini gös terdi. İçinde bu kadar tehlikeli bir hamule varken harp etmekle ne kazanacağını zannediyordu, bilmem. Amerikah kaptan cidden yaman bir adamdı. Mü cadele uzun sürmedi. Moreninin bacasının yanına bir mermi ya pıştırdık. Derakap kıpkırmızı alevler fırladı ve gemi, bir kaç dakika içinde, ateş saçan bir volkana döndü. Mürettebat, kendilerini fılikalara dar attılar. Bir çoğu yanmış ve yaralanmıştı. Sandallar tahtelbahirimize yanaşarak ilâç ve sargı istediler. Ne istedilerse verdik ve gösterdiği soğukkanlılıktan dolayı kaptanı tebrik ettik. Sıra ile el sıkıştık. Büyük bir tspanyol vapuru geliyordu. Filikalar, bu gemiye giderek doktorun yardımını rica et tiler. Moreni o kadar alelâcele terk ve tahliye edilroişti ki çarkçılar makineleri istaper edecek vakit Masalar az gelirdi. Buhran dediğin tngiüz lirasının yüzünden mi? Yok beyim, başka esnaf ta işe basladı da müşterilerimin yarısı o ralara dağıldılar. Sen ne mano'alıyorsun? Yüzde ondan başlar da vazi yete göre çıkar, bu, oyuncuların buraya gelirken uğradıkları meyha nelerde içtikleri rakınm dirhemi hımbıllıklarının derecesine göre defişir. Ne vergi veriyorsun? Aaah, ahj Hiç sorma, vergi vermekten canım çıkıyor, hükumetin işi gücü vergi almak, böyle mi olur cumhuriyet dediğm?. Ben poker için ne vergi verdiğini soruyorum. { Duyup ta gıpta ediyoruz! >**»*~* Kurak Atina'yı ihya eden su bendi ve tesisatı nasıl yapıldı? Bugünkü program tSTANBUL (Postane) 1200 ra/ 18 Gramofon. 19.30: Hafız Abmet' Bk ve saz heyeti. 20,30' Gramolon. 31: Ek>, rem Bey ve Belkis Hanımın istiraldle alft turka fasıllar 22: Haflf orkestra konsert. BERLİN Königsvu«terhav*«n 1635 m. 18.35: Muhtehf musahabeler. 21,06: .8» mfl Ros orkestrasının neş'eli parçaian, 21,35 Breslâvdan mutenevvî program. 22,45 Breslâv'dan: Radyo orkestrası tarafından hafif musıki. Sonra 1,30 a ka« dar Barnabas Gezi orkestrasmın dans musıkisi. VARSOVA 1411 m. 19,35 Çocuklara konser 19,50: Muhtehf. 20,35 Gramofon 21,20. Hafif orkestra muslkisl. Offenbah Delibes, Norman, Drıgo Manfred ve daha bazı eserlerden mürekkep konser 23: Ufukta (musahabe). 23,20: Şopen'in asanndan konser. 24,05 Dans musiklsi. BUDAPEŞTF 550 m. 18 30 Sergej Snurnoff takımının baîâlâyka konseri 19,50. Macar şarkılan. 20,35 Budapeşte orkestrasından naklenı 'TÜRANDOTÎ operası. Muteakıben: 81mı Kurina 3igan orkestrası. VtYANA 516 m. 19 50 Musahabeler 20,35' Robcrt He < • ger'in ıdaresinde Rokoko musikisi. 21.35* GRAF von LUXEMBURO> (Kont de Luksemburg) isımli Pranz Lehar'ın as»rından uç perdelik operet 24.05: Gramofon plâğı. (Dans musikisi.) PRAG (Prahe) 486 m. 20 10 Bando musiki. 21,10: KonferftiM. 21 25 Hannonık konseri. 22,05: Nevyortc operası orkestrasına mensup Tokatüya « no'nun idaresindek! konser. 33,30: O«| trava'dan Sesli filim parçaian; tagannl, hafif musiki. ROMA 441 m. 18 35. Muhtelif aletlerle konser. 30,451 Muhteüf 21,15 Gramofon 21,36: Haber> ler 22,05: Bir opera temsili BELGRAT (Beograd) 4 2 9 m. 20,35 Konferans. 21,05: Keman kon « seri Suzak'tan nakü». 23,25: Muht«JK. BÜKREŞ 394 m. 13,05 Gramofon. 13,55: Keza. 18,091 Hafif musiki. 1915 Orkestra konseri 20,05 Musahabe 20,35. Opera temsili (ismı büdırilmiyor). bulamamışlardı. Makineler, hâlâ tam yolla işliyorlar, gemi de alev Bugünkü bilmece ve dumandan mürekkep bir ceAY, BAP, DA, ER, İ, LA, LAK, hennem gibi denizin ortasında ! NEŞ, PA, RA, RI, RİN, RU, RÜ, SA, daireler çizip duruyordu. tçin ı SA, TER, YA. deki benzinler sel gibi akıyor ve Yukarıdaki hece1 .... leri ikişer ikişer 2 .... denizin üstünde yanıyordu. Bir 3 .~. an geldi ki serapa bir alev denizi yanyana getirip a şağıdaki tariflere 4 ortasında kaldık. Çok dikkat etgöre birer kelime 5 mek lâzımdı. Gece olduğu zaman teşkil ettiğiniz tak 6 manzara, görülmemiş bir azamet dirde, baş harfleri 7 ve korkunç bir ihtişam arzedi yukarıdan aşağı o 8 9 yordu. Tutuşmuş bir deniz, ha kununca: BİR TEDAVİ YERİ İSMI kikaten pek hayalî bir manzara Meydana çıkacaktır. oluyor. Moreni nihayet battı ama 1 İlâç; 2 Cerahat; 3 Renk; denize dökülen benzinler, gün 4 Büyük kama; 5 Serseri, boşta lerce müddet yandı. Gemilere bu gezen; 6 Cerrah bıçağı; 7 Bir hastahk; 8 Ehil, işinin ehli; 9 Uyku ateşin mıntakadan uzaklaşmalasineması. rı için bir telsizle emirler verildi. Başka bir gün de bir Danimarka gemisi yakaladık. Mutat ol duğu üzere baş tarafına bir ihtar mermisi attık. Vapurun kaptanı bir dakika kaybetmeden filika Atına'ya Maraton'dan getirilen suyun bendi [Solda gol gorunmektedir] Atina 4 (Hususî) Bugün; Atina civarında bulunan ve bütün Atina'nın içecek suyunu temin eden su a bendine gittik. Bu bent Atina'y takriben 40 kilometre mesafededir. Yol kâmilen asfalt ve çok muntazamdır; otomobiller 8090 kilometre sür'atle gitmektedirler. Yolun mühim bir kısmmda tstanbul'dan gelen Rum muhacirlerinin asrî ve sıhhî surette yapılmış evlerî var. Bir müddet sonra yol dağlar arasından su bendine müntehi oluyor. Bent mevcut değil iken yani iki sene evvel Atina'da iyi su yokmus. sayede bent 45 milyon metre mikâ bmdan fazla suya mukamevet et mektedir. Su buradan 13 küometre uzunlu ğunda olan bir galeriden geçerek Aa tina'y gidiyor. Yolun diğer 35 kilometresi demir borular ile techiz edilmiştir. Bentte toDİanan vağmur suyu bu galerinin bir kısmında mükemmel surette tasfiye ediliyor, Atina'va giderken tahlilhanede tetkik ediliyor ve kabili şürp olduğu hakkında rapor verildikten snora şehre sevke diliyor. Asıl bendin yanî göl kısmının zemini düz değildir. Bu gölün ortasında bir tepe vardır. Fakat bu tepede su ile örtülmüstüf. Su seviyesi bu tepeden 4 metre ve diğer kısımlarından 45 metre kadar yüksekliktedîr. Tepe suyun tazyikına yardım ettiği için bırakılmıştır. Adeta bir göl seklinde olan bendin etrafı demir tellerle muhattır ve içeriye kimse geçirilme mektedir. Bu su Atina'nın bütün ihtiyacını temin ediyor. Hem icmek için hem de diğer ihtiyaçlar icin kullanılıyor. Suyun metre mikâbı bizim pa ramızla 20 kurustur. Tesisat yeni olduğundan masrafın kapatılmasına çalışılmaktadır. Yakında 15 kuruşa indirileceği kararlaşmıştır. Gazeteciler bendi gezerken îsmet Paşa Hz. ile Yunan Başvekili Mösyö Venizelos ta geldiler. tsmet Pasa Hz. bendi dikkatle tetkik ettiler. Bende Türk, Yunan ve Amerikan bayrak ları asılmıştı. O. Y. VUKUAT sına atlıyarak tahtelbahire gel di. Geminin ismi Freia idi ve Cardiff (Kardif) ten Marseille (Marsilya) ya kömür taşıyordu. Kaptan Almanlara karşı büyük bir muhabbet besliyen, neş'eli bir adamdı. Yekenlerinden biri bizim ordumuzda askermis. Vapurun evrakım aldığıma dair kendisine bir makbuz verdiğim zaman ismimi tanıdı ve Danimarkada neşredilen resmî tebliğler dolayısile beni bildiğini söyledi. Bu iyi yürekli insana, gemisini batıracağımı söylemek bana çok güç ve elim geldi. Ancak sekiz mil ötede olan fspanya sahilini kendisine gösterdim. Deniz bir göl gibi rakitti. Filikasile karaya vaımak için sıkıntı çekmiyecekti. Kemali nezaketle bana teşekkür ederek elimi sıktı. Biz gemisini tahrip ederken o da boynunu bükerek uzaklaşıp gitti. O tarihte Avusturya donan masının üssülharekesi Cattaro (Kataro) idi. Burada bizimle beraber çalışan müteaddit Alman ve Avusturya tahtelbahirleri de bulunuyordu. Şubat ayında İn giliz, Fransız ve İtalyan sularında şiddetli tahtelbahir harbi başlamıştı. Bu mıntakalarda tesa düf ettiğimiz her gemivi, haber bile vermeden batırabiliyorduk. Bitaraflarm seyrüseferi için açık bırakılan yegâne mıntaka, İspanya sahili ile Balerares adaları arasındaki saha idi. Müttefikler, bizim bu hareketimize karşı, kendi vapurlarını, karakol gemilerinin himayesinde olarak muayyen yollar takibine mecbur ettiler. Onların bu tedbiri bizim çok işimize yaramış tı. Çünkü, artık Allahm engin lerinde av aranıağa ha'et kalmamıştı. Mabadi var Eniştesini Nasıl vurdu? Maçka cinayeti bir aile faciasıdır Bendi iki sene evvel meşhur A Evvelki gece, sabık eniştesi Maçka merika'lı Yulen yapmıştır. Bu adam bir kaç sene evvel İstanbul'a gelmiş Palas eczanesi sahibi Feyzi Beyi on ve bazı tesebbüsatta bulunmuştu. yedi yerinden yaralıyan Neşet hakkmda zabıtaca tahkikata devam edil Yulen bilâhare buraya gelmiş ve az bir müddet zarfında Yunan'lılarla umektedir. Neşet, tahkikatın ikmalini yusarak su bendinî yapmıştır. Simdi müteakıp adliyeye tevdi olunacaktır. çok mühim bazı inşaat ta yapmakSimdiye kadar yapılan tahkikata götadır. re hâdisenîn cereyanı şöyle olmuştur: Bu su bendi Atina şehrinin hayaNeset, eczacı Feyzî Beyin vefat tıdır, Yunan'lılara 11 milyon dolara eden refikasının biraderîdir. Başka yani bizim paramızla 22 milyon liraya mal olmuştur. Dağlar arasında ve bir eczanede kalfalıkia çalısmakta bulunduğu bir sırada bundan bir kaç Atina'dan 182 metre yükseklikte bulunan bent 45 milyon metre mikâbı su sene evvel Feyzi B., refikası ve Neşet istiap etmektedir. Yaz münasebetile sermayesi müsterek olarak Maçka Palas eczanesini açmışlardır. Ara • bugün bu su 40 milyon metre mikâ dan bir müddet geçtikten sonra re bına inmistir. înşaat son sistemdir. Bilhassa bendin taşları yeni kesfo fikası vefat etmiş ve buna ait hisse lunan bir macun sayesinde kat'iyyen de Feyzi Beyle kainbiraderine intikal yosun tutmamaktadır. Bendin bir etmistir. Fakat esasen hemsiresinin tarafında su vardır. Diğer tarafı boşsağlığında eniştesi ile hüsnü imtizaç tur. Boş tarafı da son ihtira olunan edemiyen Neset, araya ölüm girdik tarzı mimaride yapılmıştır. Bu taraf ten sonra büsbütün enistesile geçi merdiven ve setler şeklindedir. Bu nememeğe baslamıştır. Bu vaziyet karşısında Feyzi Bey, hissesini ve rerek Neset'i ortaklıktan çıkarmış tır. Bu ayrılıs yüzünden de sabık eniste ile kainbirader mahkemeye düşmüşlerdir. Muhakemeleri henüz devam etmektedir. Vaziyet bu merkezde iken evvelki gece Maçka Palas'taki eczaneye giden Neşet kısa bir münakaşayı müteakıp anî bir surette kama ile Feyzi Beyin üzerine hücum etmis ve ilk darbeyi kafasına indirmiştir. Bey nine pek yakın bir yerinden yaralanan Feyzi Bey kendini müdafaaya başlamıs, bu arada heyecanlı bir boğusma olduş, eczanenin camekân ve vitrinlerinden bir kısmı kırılmıştır. Neşet elindeki kamayı Feyzi Beyin on yedi yerine saplamıştır. Feyzi B. Sıhhat Yurdunda teda vi edilmektedir. Henüz hayatı teh likededir ve lâkırdı söyliyecek halde değildir. Bursa halıcılığı ölüyor ..m* • »*« • • • • 1,000 tezgâh on sene içinde iki yüz yirmiye indi5 dahada inecek tirirse gerek Avrupa'dan ve gerekse memleket dahilinden pek çok sipa rişler alır ve bugün tatili faaliyet etmek mecburiyetinde kalan müesse seler parlak bir istikbale mazhar olurlar Lâkin havluculuğun bu günkü manzarası el tezgâhlarile didinmek, yani iğne ile kuyu kazmaktan ibarettir. 0nun için havlularımızın maliyet fiatları pek pahalıdır. Bu kurunu vustaî el tezgâhlarının asrileştirilmesi için ticaret odasının bir karar ve teşebbüsü mevcut ise de kabiliyeti tatbikiyesi sermaye mes'elesine müt\vakkıf olan bu kararın; hiç bir faydası olmamıştır. Bundan sonra da olmıyacaktır. Mes'ele havIucuların kendi aralarında vücude getirecekleri küçük şirketlerle veya bankaların temin edecekleri kuvvetl kredilerle hal ve intaç edilebilecektir.Bugün bir el tezgâhile günde bir havlu işliyen müessese alacağı ma kine ile günde en aşağı 10 havlu dokuyacak ve bu mamulâtı şimdiki maliyet fiatından çok aşağı; elde edecektir. Bursa'da mevcut havlu ve peştemal imalâthanelerinden bugün en belli başlıları şunlardır: Hacı Kurt Ahmet Ef., İbrahim Hakkı, Süleyman Sırrı, Hüseyin Hüsnü, Zakir, Kâmil, Rifat ve Kara Ahmet Ef. ve Beyler müesseseleri. Bursa eylul (Hu. Mu.) Bur sa'nın sanayii arasında mühim mevki işgal eden şubelerden biri de havlu ve peştemalcılıktır. Fakat bu şube basit ve iptidaî bir vaziyette kalmış olduğu için mevcudiyetinden bugün lâyıkile istifade edilememektedir. Bursa'da mevcut havlu imalâthanel=r? Ttrf.ede ancak 300 bin liralık istihsalâtta bulunmaktadırlar. Fa kat bu miktarın da günden güne tenezzül etmekte olduğu görülmek • tedir. Harbi umumiden evvel (1000) tezgâh faaliyette iken bugün an cak 250 tezgâh kalmış; diğerleri faaliyet sahasından çekilmişlerdir. Son zamanlarda mesai ve faalîyetleri eksilen sanayi şubeleri müntesipleri kazanç temini için ya mesiek değiştirmekte, yahut ta memleketin diğer kısımlarına gîderek çalışmaktadırlar. Bir kısım sanayi şubele • rindeki inkişaf diğer şubelerdeki inhitatın fevkinde olduğundan açıkta kalan amelenin bu şubelerde istih damı suretile Bursa'da büyük bir dert olan işsizliğin önüne geçilmesi kabildir. Bursa'nın hamam takımları tıpkı ipekli kumaşları gibi her tarafta şöhret kazanmış ve her tarafta tutul • muştur. Ne yazık ki bugünkü ima lâthanelerin faaliyeti) değil umumî talebi tatmine, yalnız Bursa'nın ihtiyacını bile gidermeğe kâfi değildir. Eğer bu şube faaliyetini makineleş ROMATİZMA İÇİN VE MUESSIR DEVA Romatizmadan mutevelllt ağrı ve sızüara (SLOAN8) dan başka muessır deva yok tur S L O A N S dahile nü fuz ve oynak ve ağrıyan adalâtı tahrık ve sancıyı teskın eder Romaızma kulunç a d yatik ve bel ağrılan için S L O A N S kullanınız. Sloan's Linimeni Ağrılan Keser OperatörCemİIPŞ. Maçka: Vehbi Bey apartımaru Telefon: Beyoglu 3254 devriyesini bu suretle tes'it edip kah veden çıkmak için kalktım, kahveci: Eger meraklı iseniz, dedi, karşı masanın dördüncüsü yok, sizi tanıştırayım, bir iki çevirirsiniz. Gülümsiyerek cevap verdim: Eksik olma, fakat bugün hım bıllığım üstümde değil. Diin geceki yangın Dün gece saat 12 ye doğru Bo ğaziçi'nde Kanlıca'da polis İbrahim Efendinin evinden yangın çıkmış, ateş birdenbire büyümüştür. İtfaiye yangın mahalline yetişmiştir. Yangın geç vakit itfa edilmiştir. TÂr AKA GÜNDÜZ Nişan merasimi Pek sevdiğimiz kıymetli arkadaş ve meslektaşımız kadastro memurlarından Fahrettin Kemal Beyle muallim Sabahat Hanımın nişan me rasimleri 8/10/931 perşembe günü Mülenruj'da tapu ve kadastro erkân ve arkadaşlarile muallimler hazır bulunduğu halde merasimleri parlak bir sekilde icra edilmiştir. Tarafeyne saadet temenni ederiz. Beyoglun'daki yangın Evvelki gece, Beyoğlu'nda Gala tasaray yanmdaki mobilyacı Mihal Efendinin hem ikametgâh, hem ti • caretgâh ittihaz eylediği daireden çıkan yangın hakkındaki tahkikata devam olunmaktadır. Yangının henüz nasıl ç'ktğı anlaşılamamıştır. Mobilya kısmınm on bin liraya, ev eşyasının da iki bin liraya sigortalı olduğu tesbit edilmiştir. MAURICE BHEVALIER PARİSLİ Tristan Bernard'ın gülünçtü komödisi Filminde KAHVECİ *ndi enayiliğimin onuncu senei MUSA LOR Y T S A R I HU6UETTE Gaston Leroux'nun meşhur Polis romanından alınmıştır. O D A N I N E S R A R I TOUTAİN Yerlerinizi tedarik etmek için bugünden Beyo«r>u 1656 Noya telefon edinlz. Konuşan (OSSO) Illmidlr. I E. A. DUPONT' un eseri ATLANTiK AKŞAM V " GALA Sinmada konuştuğunu ilk defa işiteceksiniz. JURNAL, Mösyö LAVAL ve Mösyö BRiAND Berlin'de İSMET PAŞA Hz. nin Atina seyahatlerinin tam filmi. Mümessilleri: E X D U F L O S ve RO N A N D en sevimli genç. artist

Bu sayıdan diğer sayfalar: