25 Ekim 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

25 Ekim 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

•Camhuriyei =25 Teşrinîevvel Blakan konferansının siyasî komis Kıymetli misafirimiz yonundaki dünkü mühim celse.. M. Litvinof ge iyor! ( Birinci sahifeden mabcit ) olduğunu ifade ederek her şeyden evvel, hatta ekalliyet mes'elelerile diğer mesailden evvel siyasî yakınlasma çarelerinin aranılması husu sunda mesai sarfediyordu. Bundan başka Romen murahhas larından ve Darülfünun murahhas larından M. Pola ve arkadaşîarı da Sırp Arnavut ve Bulgar Sırp münakaşalarının daha salim yollardan götürülerek bir uzlaşmıya vâsıl olunması tedbirlerini arıyorlardı. Türk heyeti murahhasası, bilhassa reis Hasan Bey de muhtelif murahhas heyetlerle temas ederek konferan sın hedeflerinde ve sikleti teşkü eden siyasî anlasma hususunda mesai sarfetmekte idi. Siyasî anlaşma hususunda her devlet murahhas heyeti tarafından tanzim edilen formüller Romen murah hası ve Bükreş Darülfünun müderrislerinden M. (Pela) ya verilmiş, bu zat ta dün sabah açılan siyasî anlaşma. komisyonunda uhdesine düşen vazifeyi çok giizel ifa etmiştir. Komisyon içtimaı başlarken Komisyon açıldığı zaman herkes görüsülecek mevzu, müzakere edilecek esasların muhtelif heyeti murahhasalar nezdinde yapacağı tesirleri düfünmekte idi. tçtirnaa merak ve endişe saikasile diğer komisyonlardan da bazı azalar sami olarak istirak etmislerdi. Komisyonda müzakere edilecek mevzu M. Pela tarafından okundu. Mösyö Pela diyordu ki: « tkinci Balkan konferansı, Balkan milletleri arasmda müşterek menfaatlere uygun bir vadide samimî bir anlasma esasını hazırlamak vazifesile mükellefti. Konferans ayni zamanda> Balkan milletlerinin fikirlerinde, zihinlerinde mevcut olan anlasmamazlık hatlarını da silip izale edecekti. Bundan baska sulh ve selâmet esalarının tatbikatını kolaylaştıracak mevzular üzerinde anlaşmalar ya pacak ve çok şamil mutabakatler bulmak çarel<*rini arıyacak, maziyi tamamile unutturmak için elinden geleni yapacaktı. Binaenaleyh, konferansın bu mühim şubesi şu mukarreratı nazari dikkatinize vazeder.» Müzakere başlıyor Mösyö Pelâ'mn bu mukaddeme sinden sonra muhtelif noktaî nazarlara göre dermeyan edilen tekliflerin tevhit olunan şekli üzerinde mü zakereye baslandı. Müzakerenip bu noktasında Bulgar murahhası M. Sakazof ile Yunan murahhası M. Papanastasyu arasında hararetli münakasalar oldu. Mösyö Sakazof ayağa kalkarak şunları söyledi: Teklif edilen formülleri gör dük. Bu formüllerde *hem müsavat, hem hakem ve sulh ve hem de ekalliyetler mes'elesinin hep birden hal ve fasledilmesi maksadına müstenit bir anlaşma mevzuu üzerinde yü rünmektedir. Fakat bunlarm ayrı ayn görüşülmesi, bilhassa ekalliyetler mes'elesinin hallinden sonra müsavat, hakem ve sulh mes'elesinin mevzuu bahsetmek icap eder. Yunan murahhası M. Papanastasyu bu mütaleaya şu cevabı verdi: Efendiler, aramızda bir misak aktetmek istîyor muyuz? Tabiri di&erle bir misak vücut bulmasını istîyor musunuz? O halde mümkün olan seyleri teklif etmek ve mümkün olan şeyler üzerinde yürümek Iâzımdır. Eğer çok şey istersek bir şey yapa mayız. M. Sakazof buna şu seküde muka bele etti: Hayır efendîm, bunları da beraber yapmak Iâzımdır. Yani ekalliyet ler mes'elesile mevzuu bahsolan diğer mes'eleler yekdiğerinin tamam ve mütemmirnidir. Münakaşa hayli ilerlemişti. Yu nan murahhası bu mes'eledeki tezini çok hararetli bir surette müdafaa ediyordu. Bulgar murahhaslarının noktai nazarları da bir anlaşma yapıldığı takdirde bunun artık ebedî olnuuı, bir daha bozulmaması, yapılırken her şeyin düşünülmesi idi. Bulgar murahhasları bu noktai nazarlarında çok samimî idiler. Anlaşmak istiyor muyuz? Nihayet Romen murahhası M. Pelâ söze başladı: M. Papanastasyu'nun fikirlerini anhyorum. Fikir çok iyidir. Fakat bunu kâgıt üzerine koyup müzakere etmek mühim bir iştir. Her halde her şeyden evvel umumî noktai nazarları kabul etmek Iâzımdır. Binaenaleyh, mademki anlaşmak istiyoruz. O halde size okuyacağım bu mevzular ülerinde mutabık kalmamız lâzım dır.» M. Pelâ hazıruna şöylece sordu: Anlaşmak istiyor muyuz?.. Bütün azalar M. Pelâ'ya bakıyorXardı. M. Pelâ tekrar söze başladı: O halde efendiler... Anlaştık, demektir. Şimd bu projenin müza keresine geçiyoruz... Salon alkış tufanile çalkandı. Sesler yükseldi: Bu mühim işin umumî rapor törü M. Pelâ olacaktır. Bundan sonra M. Pelâ tarafından kırmızı bir kâğıt üzerine yazılı olan siyasî anlaşma esaslarmın müzake resine baslandı. Ufak tefek bazı tadilâttan ve maddelerden birinin kaldırılmasından sonra şu esas kabul edildi: Siyasî anlaşma e&asları 1 Yunar heyeti tarafından tefhim edilen Balkan ' misakı projesi hususî bir komite tarafından tetkik olunması ve bu misak ile beraber sulh muahedesinin ahkâmmı sadıkane bir surette temin etmek ve ekalliyetler mes'elesile Balkan mületlerinde harpçu fikirlerin membalarını kaldırmak için lâzım gelen tedbirlere tevessül etmek hususlarına meclisi idare memur edilmiştir. Ayni zamanda tetkik encümeni üçüncü Balkan konferansına kadar balâda zikrolunan hususat hakkında bir rapor hazırlıyacaktır. Bu rapor konferansın içtimamdan üç ay evvel millî guruplara tebîiğ edilecektir. 2 BaSkan milîetleri arasında ve altı devlete şamil olmak üzere bir hakem muhadenet misakının akti hu susunda âcil ihtiyaç mevcut olduğu artık tebeyyün etmiştir. 3 Bu Balkan'lar misakı tanzim olununcıya kadar konferans meclis tarafından millî guruplar arasında doğrudan doğruya münasebatın te sisi hususunda konferans meclisinin dermevan ettiği teklife muttali olunmuştur. Âkitler arasındaki miina sebati haseneyi tahlikeye koyan mesail hakkında mutabakati efkâr hasıl olmak ve mevkii mer'iyette bulunan muahedelerden mütevallit mükellefiyetlerin ve f»'<alliyetlere taalIuk eden mesai! de dahil olmak üzere kemahi hakkıha tatbikına serfı cehdü gayret edilecektir. 4 Cemiyet' Akvam tarafından 1932 senesi şubatının ikinci günü Cenevre'de ictimaa davet edilen beynelmilel terki teslihat konferansı için bütün Balkan milletlerinin mütekabil mesai ile hazırlanmaları esası kabul edilmiştir. 5 Birinci Balkan konferansmdaki mukarrerat cümlesinden olmak üzere Balkan'lara mensup Hariciye Nazırlarının bir an evvel içtima et meleri, ve bu hususta Türk heyeti murahhasasinın esasen mesbuk olan hıdematının bu hususta da ibzal edilmesi hususunun kendilerinden rica edilmesi muka^erdir. Bu teklifler alkışlar arasında kabul ed'lmiş ve içtimaa nihayet ve rilmistir. Murahhasların ihtisasları İçtimadan sonra bir muharriri • miz muhtelif devletlerin murahhas larile görüşmüştür. Papanastasyu demiştir ki: « Bugünkü mukarenet ve anlaşma hakkında verilen karar ile kon ferans büyük bir hatve atmıştır.» Arnavut heyeti murahhasasmdan M. Leonidaci şunları söylemiştir: « Anlaşmak için geldik. Her şeye rağmen mütekabil dostlukla anlaşmağa çahsacağız.» Sırp heyeti murahhasası reisi M. Yoniç muharririmize demiştir ki: « Müzakerelerde her şey olur. Tath, acı görüşülür, maksat millet • Ierin samimî anlaşmasıdır.» Komisyonun bu mukarreratı bugünkü konferans celsesinde heyeti umumiveye ar?edilecektir. Hasan B. in beyanatı İstanbul 24 (A.A.) Ekalliyet ler mes'elesi münasebetile bazı he • yeti murahhisalar arasında zuhur eden ihtilâflardan bahsolarak gazetelerde görülen peşriyat üzerine va ziyeti anlamak için kendisine müracaat eden Anadolu Ajansı muhabirine konferans reisi Hasan Beyefendi şu beyanatta bulunmuştur: « Konseyin bir içtimaında Arnavutluk delegelerile Yugoslâvya murahhasları arasında ekalliyetler mes'elesi etrafında cereyan eden hararetli münakaşalara haiz olmadığı şiddetle bir mahiyet atfedildiğini gördüm. Herkesin bildiği gibi ekal liyetler mes'elesi her tarafı temin edecek bir neticei halle bağlanması kolay kolay kabil olmıyan bir mevzudur. Konferansın bu mes'eleyi en iyi bir çarei halle isal için her va sıtadan her fırsattan istifade etmeğe çalışacağı da şüphesizdir. Bu hara retli münakasalar neticesinde şimdilik varılan suret= haller ile bütün delegeleri memnun etmeğe kâfi gelmiştir. Müzakeratımıza âtiyen de devam edeceğiz. Ve hic şüphe yok ki mu vaffak ta olacpğız. Ben bilhassa bir noktaya işaret etmek istiy 'irs. Gazetelerin neşriya tına bakılırsa ortada yalnız bir ekalliyetler mes'elesi varmış gibi bir şekil hasıl oluyor. Herkeste böyle bir : Günün eğlencesi Dünkü bilmecenin halledilmiş şekli 1 Muntazam yol; 2 Sapadeğil; 3 Tam orta; 4 Sür'at katarı; 5 Yol ücreti; 6 Bir maden; 7 Bir vilâyetimiz; 8 Genişlik, rahatlık; 9 Bir meyva; 10 Yürüyüş. 1 ŞİLEP, 2 ARKA, 3 MAVNA, 4 ASKI, 5 NALET, 6 DALGA, 7 RAHAT, 8 AYAZ. (ŞAMANDRA) intiba bırakmak yanlıştır. Siyasî, iktisadî, fikrî, içtimaî bir çok mesa • ilin halli için geceli günüdüzlü sarfı mesai ediyoruz. Bütün murahhaslar =sında ve bütün bu mesailler etrafında en samimî bir hüsnü niyet hüküm sürmektedir. Ekalliyetler mes'elesi halline uğraştığımız yüzlerce mesailden birîdir. Şüphesiz onların mühimlerindendir. Fakat hepsini ikinci, üçüncü safhalara atacak bir mahiyeti haiz addolunamaz.» Yat kulüpteki ziyafet Balkan konferansı azaları ve mtsafir gazeteciler bugün öğleden sonra Seyrisefain idaresinin tahsis ettiği bir vapurla Büyükada'ya gitmiş ler, Ada'da bir gezintiden sonra İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasının Yat kulüp'te şereflerine verilen çay ziyafetinde bulunmuşlardır. Ziya fetn sonlarına doğru İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası reisi Mitat Bey bir nutuk söylemiştir. Misafirler namına bu nutka Yunan Başmurahhası M. Papanastasyu ce vap vererek Balkan delegelerinin tstanbul'da gördükleri hüsnü kabu lün, ikram /e izazm tasavvur fev kinde olduğunu burada geçen günlerinin kendilerine bin bir gece masallarında yaşadıklarmı hissini ver diğini söylemiş, Balkan'lılık idealinin tahakkuk edeceğine dair kanaatini tekrar etmiştir. Murahh^slar ve gazeteciler ayni vapurla saat 20,30 da avdet etmjs . lerdir. (Birinci sahifeden mabait) diplomatlarına kuvvetle tasdik ettirj miş bir zattır. Rus'ların dahilî ve haricî vaziyeti resanet kesbettiği bu on senelik zaman zarfında Türkiye'nin de dahilî ve haricî mevkii çok kuvvet bulmuştur. Memleketin ziraat ve sanayii ilerlemiş, parası sağlamlaşmış ve beynelmilel mevkii çok yükselmiştir. Yunanistan ile bir asırdanberi devam eden ihtilâf ve niza samimî dostluğa ve teşriki mesaiye münkalip olmuştur. Balkan devletlerini birIeştirmek hareketinin ilerlemesinde Türkiye'nin büyük nüfuz ve tesiri görülmüştür. Bütün devletlerle ve ezcümle Akdeniz'in en büyük devleti olan Italya ile gayet sıkı dostluğu vardır. Bu suretle on sene evvelki zayıf Türkiye ve dağınık Sovyet devleti yerine dahilî vaziyetleri sağlam ve haricî mevkileri kuvvetli yeni Türkiye ve yeni Rusya vardır. Bu iki komşu millet arasındaki münasebet şimdi iki kavi devlet arasındaki samimî dostluğa istinat ediyor. Rus'ların haricî işlerini idarede ve devletler arasındaki nüfuz ve itîbarını tarsin ve takviyede büyük kiyaset ve dirayet gösteren Litvinof Yoldaşın ziyareti sadece bir nezaket eseri değildir, ayni zamanda Türkiye'nin terakki ve satvetine karşı takdiratı tazammun etmektedir. Cihan siyasetinde her an türlü türlü tebeddülât ve tahavvülât vardır. Fakat bu âlemde değişmiyen ve daima sabit olan bir şey varsa o da Türkiye Sovyet dostluğu ve teşriki mesaisidir. Her iki devletin siyaseti ayni mihver üzerinde dönmektedir. Türkiye Sovyet dostluğuna selefleri kadar büyük ehemmiyet veren ve bunun tenmiyesinde büyük hizmetleri görülen Litvinof Yoldaşın bu seya hati Türkiye Sovyet münasebatı tarihinin parlak bir safhasını tetviç etmektedir. Litvinof Yoldaş İiiç ismindeki Rus vapurile gelecektir. Limanımıza muvasalat saati henüz anlaşılamamıştır. Kendisini Hariciye Vekili namına Hariciye Kalemi Mahsus Müdürü Kemal Aziz Beyle Vali muavini Fazl; Bey, Polis Müdürü Ali Rıza Bey istikbal edecek ve bir polis mUfrezesi resmi selâmı ifa edecektir. Litvinof Yoldaş otomobil ile Perapalas oteline gidecek, bir müddet istirahatten sonra Serkil Doryan'da Vilâyet tarafından verilecek ziyafette hazır bulunacaktır. Rus Hariciye Komiseri, saat beşte trene râkiben refakatinde Kemal Aziz Bey ve Rus sefiri Suriç Yoldaş olduğu halde Ankara'ya hareket edecektir. Ankara'daki merasim için bir program ihzar edilmiştir. Kıymetli dostumuz Ankara istasyonunda bizzat Başvekil İsmet Paşa Hz. ile Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey tarafından istikbal edilecektir. M. Litvinof ayın otuzunda şehrimize avdet etmiş bulunacak ve o gün Seyrisefain idaresinin (Ege) vapurile ttalya'ya gidecektir. Rus Hariciye Komiseri, Almanya tarikile memleketin e avdet edecektir. Bugünkü bilmece DE, EL, EKS, FE, İŞ, IZ, KEZ, LEK, LUN, MA, MER,'MİR, MİT, NAV, PRES, RAH, RE, SE, ŞO, VİŞ. Yukarıdaki heceleri ikişer ikişer yanyana getirip aşağıdaki tariflere göre birer kelime teşkil ettiğinİ7 takdirde; baş harfleri yukarıdan bşağı okununca: BİR NAKİL VASITASI İSMİ Meydana çıkacaktır. Tütün bey'iye ikramiyesi Beykoz Askerlik Şubesinden: Sabık Anadolu Bogaziçi askerlik şube sınde kayıtlı malul zabitanla şehit yetimlerinin 931 senesi tutun bey'iye ikramiyelerini almak üzere her hafta çarşamba günü öğleden sonra Beykoz kazası kaymakamlığında muteşekkil komisyona vesaıklerile müracaatleri. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 . . . . . . . .. ., Bugünkü içtima Bu sabah Yıldız sarayında gene komisyon içtimaları yapılacak ve öğleden sonra saat 14 te umumî bir celse akteJüecektir. Murahhaslar bu akşam saat 19 da Haydarpaşa'dar hususî bir trenle Ankara'ya gidecek'dir. Ziya Gök Alp (Birinci Sahifeden mabaiti feda etti? Nefsini, hatta aziz evlâtlarını bile düşünmedü. Ey Türk genci! İlmi ile garpteki emsalinin kâabına varmış bu büyük filozof ve âlimi, ruhunun inceliği ile Türk müş'irinin bütün zarafetini ortaya koyan bu sevimli şairi, millî ruhu uyandıran ve harekete getiren bu ateşli inkılâpçıyı kendine örnek bil! Onun açtığı ve çizdiği aydınlık ve şeref li yolda azimle yürü! Onun işaret ettiği millî kıbleye doğru çelik bir azimle yiiksel! Senin bu azmindir ki o yüksek ruhu ş«de«l«cektit!v. Bu vesile ile bütün Türk'leri Ziya Gök Alp'ın, Türk'lüğün hakikî ve umumî şiiri olan şu satirları huşu ile okumağa davet ederiz: 932 bütçesi hazırlanıyor (Birinci sahifeâen mabaift zuu bahis deçiMir. Binaenaleyh bir ehemmiyet alrmş olması mevbu haberin de doğru çıkmaması muhtemeldir. Yanlış haberler nereden çıktyor? Varidatın 10 15 milyon eksildigi haberinin nereden çıktığını da araştırdım. Vasıl olduğum netice bu haberi verenlerin yazdjkIarı malumatı alâkadarlardan almadıklarıdır. Bütçedeki noksan azamî 6 milyon olacaktır. Bütçe Mecliste martta tetkik edileceğine göre fevkalâde bir hal zuhuru takdirinde o zaman icap eden tedbirler alınacaktır. Kazanç vergisi hakktndaki karar Yeni bütçedeki vaziyet üzerine kazanç vergisinden tenzüât ic rası tasavvurundan vaz geçildiği de yazılmıştı. Hususî müesse seler müstahdemini kazanç vergilerinin hükumet memurlarınm vergileri gibi yüzde yediden yüzde beşe tenzili hakkındaki proje tadil olunmus değildir. Bu pro jeyi tadil ederse ancak Meclis tadil edecektir. Damarlartmda yaşar şanü ihtişamile Oğuz Han, işte budur gönlümü eden mülhem! Vatan ve Türkiye'dir Türk'lere, ne Türkistan ; Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan... İLÂN Osmanlı Bankasının GaIata,Yenicami ve Beyoğlu devairi, Cumhuriyetin ilânı senei devriyesi münasebetile teşrinievvelin 29 uncu perşembe günü kapah buluna caktır. Türk Antropoloji enstitösönön teklifi Türk antropoloji ensthüsü umumî kâtibi Pr. Agr. Dr. Şevket Aziz Bey tarafından Balkan konferansı riyasetine bir muhtıra verilmiştir. Bu muhtırada da Türkiye ve Balkan milletlerine müşterek ve şamil bir tetkik projesi teklif edilmektedir. İlerideki konferanslarda münakaşa ve irae zemini teşkil edecek bir antropoloji komisyonunun teşekkSIüne kadar bu sahada alâkadar mütehassıslar ve ilim adamlan tarafından tesbiti temenni edilen noktalar şunlardır: 1 Beşerî tesalüpler «Les croisements huains» . 2 Yerli ve büyük şehirlerden hicret etmiş halkın antropolojik farkı karakterleri. «Caracteres an thropologiques differantiels de la population indigene et de celle immigrees des grandesvilles» 3 Ayni memlekette fizik ve ruhî karakterlerin bakası. «La persis tance des caracteres phisiques et psychiques dans le mem pays» 4 Efrat üzerinde antropometrik anket. «Une enquete anthropometrique». 5 Bünye ve soğum bereketi. «Conetitution et fecondite». 6 Bünye ve ölüm. «Constitution et mortah'te». 7 Kır evlerinin muhtelif tipleri. «Les differente types de maisons rurales». Fransızca sözlü film. ........................ malbert preje<tn%* B A LO Turan duygular ki tarihin Birer derin sesidir, ben sahifelerinde değil, Güzide, necip ırkımın uzak ve yakın Bütün zaferlerini kalbimin tanininde, Nabızlartmda okur, anlar eylerim tebcil. Sahifelerinde değil, çünkü Attilâ, Cengiz Zaferle ırktmı tetviç eden bu nasiyeler, Nabızlartmda vuran Tozln çerçevelerde, o ittira amiz Muhit içinde görünmekte kirli şermende, Fakat ferefle nümayan Sezar ve tskender! Nabızlanmda evet, çünkü ilim için müphem Kalan Oğuz Hanı kalbim tantr tamamile Fransızca sizlG film. B A LO I SERSERi CÂNBÂZ; Bugün ARTiSTiK sinemasında almanca sözlü ve almanca sözlü ve şarkılı filim şarkılı filim PALERMO KRALIN GÖZDESi CiNAYETi üluhteşem mizansenli bir şaheserdir Mümessili: MAJiK SİNEMASINDA TAC DEViREN GENERAL ilk defa olarak başlıyor. Bu haîta büvük muv ffakiyet Buyiik sabırıziıkia beklenen muazzam film bu akşam E MELEK G L O R Y A'da ATT|K dün akşamki muzafferiyetinden sonra bugün programa İLÂVETEN: saat 16.30 18^0ve 21,30 da en son muvaffakiyetlerini taganni edecektir. Smemadaı NADİA SlBtRSKAYA ve ALCOVER'in temsili TABOU Aşk filmi, güzellik destanı PANAMOÜNT SİNEMASINDA E L H A M R A SİNEMASINDA ŞEN İNSANLAR dünya havadisleri üe sesli ROSİTA MORENOve ROBERTO REY M A H K U M U N K 1 Z I Tarafından muazzam îspanyol opert ti halihazır Kızmın saadeti için çalışan bir pederin romanıdır. ve FOX MOVJETONE dünya bavadislerL Ilâveten: vary teler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: