5 Aralık 1931 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

5 Aralık 1931 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

••v. Cumhuriyet Kânunuevvel » BJfcBUR•••w Maharriri: FERNAND GRENAR Mütercimi: YUSUF OSMAN f Sehir ve memleket haberleri mmD? Siyasî icmal Aksayi şarkta devletler mücadelesi Mançuri'de Japon'ların kendi demiryollarının mıntakalan haricinde icra eyledikleri harekâtı askeriye den dolayı zuhur eden ihtilâf zâhi ren Japonya ve Çîn hükumetlerine münhasır gibi görünüyor ise de hakikati halde bu ihtilâf, cihanın en büyük devletleri arasında en mühim hayatî menfaatlerinin çarpıştığı bir sahada şiddetle cereyan eden mu • azzam bir mücadele ve mübareze den başka bir sey deRİIdir. Eğer böyle olmasaydı Cemiyeti Akvam m e o lisi üç ayda üç defa toplandığı ve son içtimaı üç hafta sürdüi»ü halde bu ihtilâfın hal ve faslından izhar! aczetmezdi. Mançuri'de ve civar yerlerde Japon kuvvetlerinin her hangi bir istikamete îcra eylediği bir hareket mutlaka bir iki devletin menfaati ile alâkadar oluyor. Cemiyeti Akvam meclisinde ihtilâfı hal için müzakere edilen proje ve formüllerin her kelimesi bir veya iki devleti muazza manın en hassas teline dokunuyor. Aksayi Şark'taki Japon harekâtının sulh ve müsalemet için en tehlikeli ciheti Japon ve Rus menfaatlerinin ve kuvvetlerinin çarpışması ihtimalidir. Bilâkis Cemiyeti Akvam meclisînin içtimalarında ve devletler arasında cereyan eden müzakere ve temaslarda en ziyp^e ihTial olunan cihet dahi budur. Niçin? Çünkü Rus'lar i'e Japon'ların çarpışması Sovyet'leri devirmek istiyen devletlerin en ziyade arzu ettiği bir iştir. Bu devletlerin başında Amerika bulunuyor. Böyle bir muharebede Japon'lar galip gelecek olursa Mancuri ile birlikte Sarkî Si berya'yı dahi alacaklarından bunların araziye olan ihtiyaclan tatmin edilecek ve bu sayede Amerika büyük Çin sahasında Japon'ların müdahale ve tecavüzünden emin ola • caktır. Japonya muzaffer olsa bile büyük bir harbin kendi iktisadi"at •e içtimaiyatında açacaği yaralan kapatmak için senelerce meşgul olacaktır. Bilfarz Japon'lar mağlup olacak olursa gene Amerıka'Iıların mak sadı hâsıl olacaktır. Çünkü bu tak dirde Japonlar uzun müddet ve yahut hiç bir zam*n Aksayi Snrk kaoıIarını Amerika'lılara karşı kapatamıyacaklardır. AmerikaMılarm en ziya< de korktuğu Japon'ların Mançuri harekâtı ile iktifa etmiyerek nefsi Çin üzerine ve bi'hassa merkezi Pekin olan Şimalî Çin'e taarruz etmeleridir. Bunun için Cemiveti Ak^am meclisinde Çincov havalisinde, Mançuri ile şimali Çin arasında bitaraf bir mıntaka tesisine her şeyden ziyade ehemmiyet verilmiştir. MVHARPZM FEYZt Talebe Kongrelerî "Suiistimal!,, Eskidenberi bildiğimiz ihtflâs, ir tikâp, hırsızlık cüriimlerine, biz şundi toptan yekun bir isim taktık. Mücrimler için Karakulak suyundan daha hafif olan bu ium «suiistimal» dir. Biri Hükumetrâ kasasmdan para aşırıyor, bir digeri meselâ gümrükte bir hirsulık yapiyor, bir tahsfldar mfl, let namına topladığı vergileri çalıyor. Biz bu gibilere hain, hırsız ve alçak diyecek iken suiistimalddir demekle geniş bir teselli meydanı açngimız, mâcrimleri huzuru mfllette terzfl etmediğimiz için nynetinde fenalık yapmak îstidadı bulunanları da galiba teşci etmiş oluyorus. Suiistimal, memu • riyet hayatmda, iş basmda mrozlık ve irtikâp gibi ePal ile alâkadar ol mıyan ber hangi bir fenahktır. Bir kalem veya daire müdürünün bilgarezin maiyyetinde bulunan bir küçiik memuru ezmek istemesi ve emsali gibi hareketleri suüstimaldir. Halbuki milletin hazinesine gire • cek bir parayı bir rüşvet mukabilmde girdirmiyen veyahut eksik girmesine sebep olan, milletin hazinesine ait bir parayı çalıp kesesine indiren adamlar,| yalnız bir adamı veya bir aileyi zarara sokan alelâde hırsızlar gibi de değildirler. Bunlar milletin kasasmdan para çaldıklan içm fenahğı ve saran heyeti içtimaiyemize karşı işlemiş adamlardır. Böyle mücrimlerin tam manasile terhip olacak hükümlerle tec ziyelerine taraftar olmakla beraber şu suiistimal kelimesini de arbk kullanmaktan vaz geçmeli ve onlara haklannı vermeliyiz, diyoruz. Gümrük Kumüsyoncuları Ihtilâf «karneli», «karnesiz» mes'elesinden çıkıyor Gümrük Kumüsyoncular Bir liğinde üç gündenberi kontenjan tatbikatı münasebetile bazı mü nakaşalar cereyan etmeğe başlamıştır. Kumüsyoncular gümrük idaresinin adalete muvafık hareket etmediğini ileri sürerek bazı teklif ler dermeyan etmiş ler ise de bu teklifleri kabul ettirmeğe muvaffak olamıyan murahhaslar, kumüsyoncular tarafından şid • detle muahaza edilmişlerdir. Dün matbaamıza gelen kumüsyoncu Safa ve Nurettin Beyler hâdiseyi şöyle hiilâsa etmektedirler: « Gümriiklere karnesiz ku müsyoncu sokmak metnnudur. Bu memnuiyeti umum müdürlük verdiği halde tatbik edilmemektedir. Bir çok karnesiz ve şaibeli kimseler her odaya bilâ kaydüşart dalmakta ve kendi işlerini çevirmeğe muvaffak oknaktadırlar. Gümrük, bunun aksini iddia e demez. Gümrükte yirmi altı müfettis ve ayni dairede Başmüfettislik de mevcut olduğu halde Allah nzası için bir gümrük müfettişi çıkip ta (nedir bu hal?... Ne oluyor.. Bu gürültü, patırtıya sebep ne..?) diye sormıyorlar bile!.. Haber aldığımıza göre bugün Maliye Teftiş Heyeti reisi Adil B. Ankara'ya gidecektir. A dil B. Ankara'da vaziyeti bütün vüzuhile anlatacak ve bu mes* elelere esaslı bir çare bulunsıası için icap eden tedbirlerin alınmaımı teklif edecektir. Babür Şeykh Banî £a/ı /s mail Şeykh Banî mağlup ve maktül Başını, Osmanlı Imparatoruna, parmağını Tıp talebesi ve İst. lisesi Mazandran Prensine g'ovder di Kafatasile kâse yaptı mezunlarımn içtimaları 2£00fl00 murabba kilometrel ik muazzam bir imparatorluk Ne garip tesadüf!.. O zamanın en büyiik hükümdarları: İsmail, Ba • bür, Şeykh Banî ve bunların ağabeysi Hüseyin Baykara hayatlarımn ilk devrlerini, gurbette, yoksulluk içirde geçirmişlerdir. Şeykh Banî kudret ve iktidarını yaşı biraz ilerlediği zaman göstercniştir. Fakat diğerleri henüz çocukken pek büyük ve şayani hayret bir faaliyet ibraz etmlşlerdir. Yanlanndaki devlet adamlarının değerli olmaları ihtimali, bu gençlerin turfanda, bu kadar muvaffakiyet kazanmalarına başhca sebep olarak gösterilemez. Şunu kabul etmek lâzımdır ki yaşlarının körpeliğine rağtnen şahsiyetlerinde herkesi itaate davet eden bir fevkalâdelik vardı. Ba hükümdarların en genci tsmail, •B harikulâde muzafferiyetler ihraz cttit Yirmi üç yaşına henüz gelme»iş idi ki talih ve ikbalin evci balâsına çıkmif bulunuyordu. Üç Venedik'li ••yyah: 1 Katerino Zeno. 2 Angiolello. 3 tmzası malum olmıyan ü ettncfi bir zat. Bize, Şah tsmail'in canlı bir tas virini bırakmışlardır. tsmail asil bir hcybete malik güzel bir delikanh idi. Bir genç kız kadar zarif.bir geyik yavrusu gibi canlı ve çalâk idi. Rengi kisgın kumraldı. Omuzları genişti. KendUi mahir bir okçu idi. Âmir bakışlı, sür'ati intikale malik, tavrü hali sevimli, haşin ve zalim tabiatli bir şahsiyetti. Askerleri Şah tsmail'e perestiş ederlerdi. Nmail şarkta Şeykh Banî hüku • metinin hudutlarına kadar ilerle mişti. özbek yağmacılarımn akın ları, Şah tsmail'in Şeykh Bani'ye karşı bazı fikâyetler ve taleplerde bulunmasına sebep oldu. Şeykh Banî bu şikâyetlere küstahane cevap verdi tsmail'e babasının san'ati ile yaBİ dervişlikle işt^gal etmesini tavsiye etti ve bunu ımaen hakaret olmak Ozere tsmail'e, dervişlik alâmeti o lan topuz başlı bir uzun asa ile bir de dervislik keşkülü gönderdi. ts • mail ona meali aşağıda yazılı beyitle cevap verdi: <Olmüf babanın m«ziyet!erile tefahur etm*. <Kemik yiyen bir köpek menziletine inme.» tsmail cevaben gönderdiği mek tupta, bu davanın harp ile halledi • leceğini bildiriyordu. Şayet Şeykh Banî harbi kabulden istinkâf edecek olursa boş vakitlerini geçirmek üzere mektupla beraber kendisine bazı hediyeler de gönderilmişti. Hediye ler sunlardı: Kadınlık alâmeti olan Iplik örmeğe mahsus bir öreke ile bir eyik.. Zamantn büyiik hükümdarları: meğe mecbur kalmıştı. tşte bu sırada idi ki tsmail, baskın halinde şiddetli bir taarruz icra etti. Şah ismail: ' Muharebe Şeykh'in mağlubiyeti ve (2) kânunuevvelde Merv kur • bünde vefatı ile neticelendi. tsmail Şeykhin cesedini parçalıyarak her parçasını imparatorluğun muhtelif eyaletlerinden birine gönderdi. Ezcümle, kıyam halinde olan Mazanderan Prensine Şeykh Bani'nin bir elini gönderdi. Bu hediye resmî ve mutantan bir surette teslim edildi. Zavalh prens bu gayri muntazır acayip hediyeyi görünce şaşkınhğmdan baygın ve hasta düştü. Osmanlı Padişahı ikinci Sultan Beyazıd'a Şeykh Bani'nin samanla doldurul muş başını gönderdi. Şeykh'in kafatasını altınla kaplatarak ondan da kendisine bir kâse yaptı. tsmail, Herat'a muzafferen girdi. Hutbenin siî usulüne tevf ikan okunmasını emretti. Hatip, daha bir kaç senelik miskin bir ömür için bu ihtiyar çağında akidesini bozamıyacağını söyliyerek hutbeyi sünni usulü mucibince okudu. Hatip, orada eami içinde, tsmail'in emrile, derhat, parçalandı. tsmail, şeyhülislâmı kuzu runa davet ederek üç halifeyi sev mesini emretti. Reisülkuzat'ın ret cevabı üzerine biçareyi kendi elile ve bir okla öldürdü. Kestirdiği bir ağaca naşını bağlatarak cayır cayır yaktı, Şeykh Bani'ye karsı kazam • lan muzafferiyetle iki defa daha vüs'at kesbeden bu imparatorluk dahilinde halka şüligi kabul ettirmek maksadile merhametsiz, gaddar bir zulüm ve tazyik başladı. (2,800,000) murabba kilometre büyüklüğünde olan imparatorluk Fürat'tan Kandahar'a; Kafkasya'dan Hint Okya nosu'na kadar uzamyordu. Bu, (226652) tarihine kadar saltanat süren Sasaniyan stilâlesinin hâkim olduğu tilkeyi hemen hemen ihtiva ediyordu. Eski tran hükümdarlığı; Arap, Moğol ve Türk'lerin sekiz buçuk asır süren hâkimîyetinden sonra tekrar ihya edilmis oluyordu. Şeykh Bani'nin mağlubiyet ve ölümü: Tıp Talebe Cemiyeti senelik kon«rosinin ikinci celsesini dün Halk • evinde aktetmiştir. Kongre saat 10 dan 2,5 a kadar 4,5 saat bilâfasıla devam etmiş ve siddetli münakaşalar olmuştur. Evvelâ kongre reisi Hamdi Turgut Bey cemiyetin taalisi ve kuvvetlen mesi esasları hakkmda söz söylemiş. tdare heyetinin intihabından ev . vel cemiyetin tarsin esaslarının kararlaştırılmasını teklif etmiştir. Mijteakıben Hulusi Bey s8z alarak şiradiye kadar devam eden anlaşama • mazlığa bir nihayet vermek lâzım olduğunu ileri sürmüştür. Hulusi Bey Tıp talebesinin mazisinden bahsederek hürriyet uğrunda istibdat idaresinin elinde kurban giden meslektaşlarının ruhunu tasiz için bir dakika sükut teklif etmiştir. Eski cemiyet reisi Necmi Bey bir sene zarfmda tarafından yapılan faa liyeti izah etmiş, bu sırada bazı münakaşalar olmuştur. Bundan sonra Muzaffer Cambolat Bey söz alarak bir Talebe Birliği mahfili teşkilini teklif ve bunun için yüksek makamlardan teşebbüsatta bulunulmasım ileri sürdü. Bu teklif it tifakla kabul edildi. Heyeti idareye Hulusi, Rahmi, Füruzan, Adnan, Kenan, Refik, Osman, Hakkı, Asım, Cavit ve Aziz Beyler intihap edildiler. Şah Itmail Herafta: Doğru değil mi? İst. Lisesi mezunlan kongresi özbek Hanının talihi yaver değil tki senedir talih, özbek Hanına yaver olmuyordu. Şeykh Banî (1509) da Kazzak'lara karşı açtığı seferde mağlup olmuştu. Bu mağlubiyet iyi kumanda edilmek şartile göçebe lerin askerî faikiyet devrinin benüz geçmediğini bir kere daha teyit ve isbat ediyordu. (1510) senesi baha ruıda Hilmend'deki Hazara şakile rini tenkil için yapılan seferde de Şeykh'in süvari kıt'alan fena halde hırpalanmıştı. Bîr taraftan askerini istirahatte bırakmak, diğer cihetten erdusunda tensikat yapmak maksadile Şeykh Banî, kıtaatını terhis et Vef a Kumkapı klüpleri birleştiler Bu hâdise, bir milletin tekrar hayata uyanışı gibi telâkki ve tefair edilmek istenilmiş ise de, dinî bir tarikin; şiiliğin zaferinden başka bir şey değildi. Yeni siyasî taazzuvda; va • tan, ırk ve dil fikirleri mevcut de • ğildi; koskoca vilâyetler vardı ki, tran'lı olmıyan ahalisi tttrkçe veya arapça konusuyorlardı. Şah tsmail'in cülusundan sonra, Safavî hanedanı sarayında daha pek çok uzun zamanlar, Türk dili kullanılmıstır. Zaten Safavi'Ierin ilk kuvvet nüvesi Türk kabilelerinden teşekkül etmişti. t • ran'lılarm: Osmanlı Türk'Ierine ve özbek'lere ve Türk'lerin de acem'lere, karşıhkiı olarak besledikleri çılgınca buğuz ve adavetin sebebi, munbasıran mezhebî mahîyette idi. Bir taraftan sünniler vahşetle itlâf oMaryo Sera'nm Yıldız Saraymdaki lunuyor. Otede şiiler merhametsizce katliâm ediliyordu. (1517) tarihinde kumarhanesi kapandıktan sonra orada Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Se bulunan ve müsadere edilen kumar alim, tslâm hilâfetini Arap'lardan alın lâtı yakında sahhğa çıkanlacakar. ca, aradaki mezhebi zıddıyet son haddine çıktı. tstanbul'un esasen bozuk olan so • Mabadi var kakları son günlerde yagan siddetli yagmurlardan sonda büsbütün harap bir hale gelmistir. Belediye, bunu nazari dikkate alarak su birikintflerîne mani olmak için so • kaklardaki çukurlan doldurmaga karar vermistir. Bundan baska Eminönü Unkapam caddesi yakında tamir edîlecektîr. Milli bir ayants değil tstanbul Erkek Lisesi mezunlan Cemiyeti fevkalâde kongresi de dün Halkevi müzakere salonunda aktedilmiştir. Kongre sabık idare heyeti azalarmdan Hilmi Bey tarafından açıl mıştır. Müteakıben Kadir Beyin riyasetinde Rıza Nur, Ali Rıza, Mehmet Beylerden mürekkep bir riyaset divanı seçilmiştir. tdare heyetinin senelik faaliyetine dair olan rapor okunmuş ve hesabatın tetkikmdan sonra hakkında ademi mes'uliyet kararı verilmiştir. Bu raporda aza arasmdaki mfi • nasebet ve rabıtalarm takviyesi için muhtelif imkânlardan istifade su retile bir konferans salonu ve bir kütüpane tesisi kararlaştırılmıştır. Ayrıca 931 mezunlan şerefine bir balo verilecektir. Dünkü içtimada mektep müdürü Celâl Ferdi Bey cemiyetin fahrî riyasetine intihap o • lunmuştur. Mektep muallimlerine de fahrt azalıklar tevcih edilmiştir. Erkek Hsesinin eski muallimlerînden bulunan Hakkı Tank Bey de hâmi reisliğe intihap olunmuştur. Müteakıben intihabata geçilerek, Ali, Rıza Nur, Kadir, Şevket, Hik met, Hilmi, Osman Nuri Beylerden mürekkep bir idare heyeti ile Enver, Emin Fazıl Beylerden müteşekkfl bir teftiş heyeti seçilmiştir. ...Mithat, Ali Rıza, Adnan, Reşat, Enver Beyler de haysiyet divam azalıklarma intihap edilmişlerdir. Büyükada'da Elektrik.. Çarşamba günü mera simle cereyan verilecek Büyâkada'ya cereyan vennek için yapılan elektrik tesisatı hi tam bulrauştur. önümuzdeki çarsamba günü Ada'ya merasimle elektrik cereyanı verilecektir. Resmi küşatta bulunacak da vetliler çarçamba günü akfam üstü saat beç buçukta bir vapurla Ada'ya gidecekler ve elektrikleri yanmış olarak göreceklerdir. Hukuk mezunlarımn sta] möddeti Hukuk Fakültesi mezunlarmm me • muriyet almalan için Adliyede yapa caklan staj müddeti alb ay olarak kabul edilmiştir. Mezunlar bu staj mSddetinin iki aynu icra dairesinde, iki ayını muddeiumumilik kaleminde ve diğer iki aylık müddeti de mahkemelerde çalışmak suretfle geçireceklerdir. Behçet B.in Ankara seyahati Tütün tnhisan Umum Müdürü Behçet Beyin ansızın Ankara'ya seyahati şehrimiz mehafilinde ehemmiyetle telâkki edilmektedir. Behçet Beyia seyahatinde iki sebep görülmektedir. Birisi tzmir tütünlerinin çok ucuz bir bedelle satılmakta olmasına mebni tnhisar tdaresinin bu hususta ne gibi ted • brrler alması lâzım geleceğinin Ankara'da alâka uyandırmasıdır. tkincîsi de Araerika gruplan tarafından hükumete yapıldığı söylenen (100) milyon dolarlık inhisar teklifidir. Bu teklif hakkmda tütün tüccarlanmızdan biri bir muharririmize demistir ki: « (100) milyon dolarlık bir teklif, tnhisar tdaresi için çok azdır. tnhisar İdaresinin on senelik varidatı zaten bu miktara baliğ olur. Kaldı ki, idare harice mamul tütün satacak olursa bu para daha az zamanda elde edilebilir.» Fırtına B D e k t e p 0 e rd e Dindi T Sahillerimizde nüfusça zayiat olmadı Bir kaç gündenberi devam eden siddetli f ırtınalar dün durmuştur. Ka< radeniz'den gelen haberlere gore bir çok yelkenli gemiler muhtelif küçük limanlarda kalmışlar ve Şile hava Iisinde de bir kaç kaza kaydedilmiştir. tnsanca zayiat yoktur. Dün Köstence'den gelen Romanya bandıralı Prencipeza Mariya va puru Boğaza gelinciye kadar sallanmış ve bu vapurla gelen yolcular Bulgar ve Romanya sahillerinde bazt kazalar vuku bulduğunu söylüyorlar. Romanya'da ve alelumum Balkan' Iarda siddetli fırtınalar kar ve tipiler olmuştur. Trakya'da Meriç havzasında buzlu yağmur yağmış ve bundan sonra siddetli bir kar başlamıştır. Bu mü • nasebetle trenlerde bir kaç saatlik teahhurlar kaydedilmiştir. Dün her tarafta fırtına durmuş ve sükunet başladığı halde derecei hararet bir müddet sıfırdan aşağıya rakamlar kaydetmiştir. uııııııtıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiiiııııiıııtiııııııııııınıııınııııım Asabiye mütehassısı Şükrti Hâzım Bey tarafından yann akşam tstanbul Erkek Muallim mektebi konferans salonunda: (Faaliyeti ruhiye üzerine tesir eden bedenî sebepler) mevzuu altında mühim bir konferans verileeektir. Erkek muallim mektebinde Yıldız'daki kumar aletleri Poliste birikmiş evrak Polis Müdiriyeti senebaşı dola yısile bütün merkezlerde mevcut 1931 senesine ait evrakın muame lelerinin derhal bitirilmesi için bir tamim göndermîştir. BUumum merkezler mevcut muamelitı bu aym sonuna kadar ikmal edeceklerdh*. Sokahlardaki çukurlar Halka meccanî konserler evriliyor Devlet Bankası şubesi Devlet Bankası tstanbul Şubesi Kı • nacıyan hanının alfanda ve eski ttibarı Milli Bankasmın bulunduğu dairede küsat edilmis ve müdiriyet işe baslamışıtr. Bu kısımda yapılan bazı tadilât on beş gune kadar bitecek ve şube bundan sonra küaat olunacaktır. Banka murakıplarmdan Niyazi Asım Bey bir muharririmize demistir ki: «Bankanm bütün memurlan tayin edilmis ve müdiriyet işe baslamıstır. Banka mevzuata dairesinde çahşmaktadır.» Japonya ile ticaretimiz Vefa ve Kumkapı kıüüpleri azalan bir arada Vefa • Kumkapı kulüpleri bugün kulübü futbol, Kumkapı kulübü de aktettikleri bir kongre ile birleşmiş güreş, boks ve eskrim noktai nazaIerdir. Yeni kulübün ismi, Vefa nndan kıymetli uzuvlara malik olduKumkapı îdman yurdu olmuştur. ğundan bu iki kulübün birleşme • Merkezlerini Kumkapı kulübünün sinden birinci sınıf bir yurt vücude binasını ittihaz etmişlerdir. Vefa gelmiş bulunuyor. Şehrimiz mehafiline gelen malumata göre Japonya fle aktettiğimiz ticaret San'atkârlanmvs koruer vertrken* mukaveelnamesi Japonya meclisi tarafından kabul edilmis ve tasdika iktiran etGarp Musikîsi San'atkârlan ce fonik bir konser vermistir. mistir. miyeti tarafından teşkil edilen, ts • San'atkârlanmız dünkü konser Bu mukavele bundan bir kaç ay evvel tanbul konservatuvan muallimlerinIerinde Ouverturo Maritana, Cavatarafımızdan tasdik edildiği halde her den Seyfettin Asaf Beyin riyasetinleria Rosticana, Schubert Senfoni, nedense aylarea sonra Japon'lar tara deki 45 kişilik orkestra dün Beyoğ • Straus Kinsler Hber vals eserlerini fından tasdik edilmis bulunmaktadırlu'nda Mulenruj'da çok güzel sen • büyük bir muvaffakiyetle çalmışlar dır. San'atkârlar samiin tarafından çok alkışlanmışlardır. Viyolonist Seyfettin Bey dün ce miyet faaliyeti hakkmda bir muharririmize demistir ki: « Orkestramız halka Garp mu sikisini tanıtmak ve sevdirmek için her zaman meccanî konserlerine devam edecektir. Orkestra heyeti en yüksek san'atkârlarımızdan mürekkeptir. Halkın bize olan rağbeti arttıkça artık burada ecnebi san'atkârlarına lüzum kalmadığı anlaşılacaktır. Esasen başka memleketlerde ecnebi musikişinaslara icrayi san'at ettirilmemektedir. Memleketimizde de bu usulün tatbiki için hükumete müracaat ettik, fakat henüz bir cevap alamadık. Her sene muhtelif mevsimlerde buraya gelen ecnebi çal gıcılar esasen buhran içinde çırpınan Türk san'atkârlarının biraz daha p«rişan olmalarına sebebiyet vermek tedirler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: