25 Ocak 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

25 Ocak 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SEKiZiNCi SENE No. 2774 Sahîp v«s Basmuharriri NADİ { İDAREHANESİ: I BnvmıoBDmiye karsiMid» dairei •ahsosa ; J^Telgraf: İstanbuJ Cumhuriyet * [* Posta kutuBu: N° 246 ' Başmuharrlr . Tahrlr m n M r 0 Idare müdürü 22365. Matbu : 3236^ , 2323» n «0472 Türkçe Kur'an, Tiirkçe ibadet Kur'anm türkçeye tercümesi yenî bir şey değildir. Türk'Ier islâm dinini kabul ettikten sonra bımların içinde zamanlanna göre hakikaten âlim denilecek veçhile okumuşların he men kâffesi maatteessüf çok yanlıç bir gidişle • Arap dilini bütün an'anesile tahsil etmislerdi. Arapçanm en büyük kamusu bir Türk'ün eseridir. Türk âlimlerinden bîr çoğu ilıtıî eserlerini Arap dilile yazmışlardır. A rapçada bu kadar, batta pek cok Arap'lann bilmiyecekieri kadar de | riniesen Türk'Ier tabiî Kur'anm manasını da pek iyi biliyorlardı. Kur'an üzerine yazılmış en esaslı tefsirler Türk âlimlerinindir. Kazi Beyzavi Türk'tür, Zimahşeri Türk'tür. Türk'Ier Kur'anı yalnız tefsir et memişler, tercüme dahi etnvşlerdir. Zaten tefsir eden tercümeye evlevi yetle muktedirdir. Ne hacet, Kur'an üzerine yapılan vaızların hemen hepsi şerhli, tefsirli ve biraz da hikâyeli bir tercümeden baska bir sey değildir. Kur'anın tercümesine dinî veya aklî hiç bir mâni yoktur. Ruhülbeyan îsmini tasıyan ve bazı Kur'an kitaplannın sahife kenarlarına tabolunan tercüme hayli eski bir tercümedir. Hal böyle iken bir nie zaman adlarına ülemayi rüsum deni'en bir takım bocalar arasında Kur'anm tercümesi caiz ve mümkün olur mu ol tnaz mı dive bitip tükenmez bir mes'elenin dedikoduları vardı. Hiç lü zumu ve mahalli olmadığı halde or taya böyle bir bahis çıkanlmış olması bİ7de ilmin iyiden iyiye tedenni et tigi zamanlara tesadiif eder. Padi şaMann halkı cehalet karanlığı içerisir Je bırakmaktaki menf aatlerin den baska üç beş arapça kelime öğrenerek kafasına her sarık saramn âlim sayildığı zamanlar bu jfibi hezeyanlarm meydan almış olmasını şimdi pek tabiî buluyoruz. Çünkü o vakitler sarıklılık bir nevi maişet sebebi olmuştu. Sartklılar kendiierine ekmek veren sarığın pabııcu dama atılmak korkusile koyu bir taassuo îçinde herkesi tedhîs etmeği meslek edinmi?Ierdi. Kur'anm lürkçeye tercümesi de işte onların bu suretie herkesi tahzir etmek istedikleri işlerden biri idi. İyi arapça bilen hoca Kur'anı okuyarak manasını bana söylüyor mıydı söylemiyor mıydı? Onun bana anlattığı mana Kur'anm türkçeye tercümesi değil de nedir? Ve zaten Kur'an nihayet manası anlaşılmıyacak bir kitap mıdır? Bilen tercüme etsin ve dikkatle tercüme olunaun, işte istenilecek budur. ı Sski tercümelerinden başka on beş yirmi senedir değerli ve salâhiyetli bazı zatlar Kur'anm tercümesine itina ve ihtimam ettiler. Bu suretle ortaya güzel tercümeler çıktı. Bunlar diğer salâhiyetli zatlar tarafından tetkik olunarak muvafık bulundu, ve böylelikle vaktile bazılarının mana sız bir taassup ile kanştırdıklan pek tabiî bir mes'ele en tabiî şeklinde hallolunmuş oldu. Bu tercümeler çoktanberi tabı dahi edilmişlerdir. Şimdi onları Türk'Ier okuyarak din kitaplarmm ahkâmını doğrudan doğruya kendi dillerinde kendileri görüp anhyorlar, ve bundan da pek tabiî olaak şahsî zevk buluyorlar. Vaktile bazı hocalann tercümeye neden mümanaat etmek istediklerinin hakikî sebebini yukanda yazdık. ttiraf olunmıyan bu hakikî sebep haricinde olarak onlar ortaya Kur'an Allah tarafından Arap dilinde mi yollanraıştır, yoksa Tanrı Taalâ Pey gamber'e onun manalarını ilham et • miştir de Peygamber mi o manaları kendi dilinde ifade eylemistir diye bir mes'ele çıkarmışlardı. Bumınla maksatları bahsi Kur'an gökten böyle înmistir diyerek kelimesine dokundurmamaktı tabiî. Halbuki ruh ve ma nasmın nerelerden geldtğinden ka tannazar Kur'anm malum ve mevcut îfade şekli ile Peygamber'in ağzm dan çıkmış bulunduğuna şüphe yoktur. Bu manasız bahîs etrafında bi zim kendimizm bir hatıramız vardır ki arasıra yadettikçe hâlâ gülmemek elimizden gelmez: Galatasaray lisesinde din ders • leri hocası Hafız Refi Ef. isminde bir ihtiyar. Kendisince çok âlim. Yalnız kendisince değil, başkalannca da öyle olmalı ki hocamız ayni zamanda şeyhülislâmlığın Tetkikatı Şer'iye meclisi azasından. Tufandan sonra yeryüzündeki msanlarla beraber hayvanlann da hep Nuh'un gemisine alınanlardan çoğaldığını biliyor. Dünya yüzündeki hayvanlarm çokluğuna bakılarak bunlarm hatta birer çifti Türkiyeİran Dostluğunun kıymeti azim meserreti mucip oldu mhuri Gazi Hz, Dün saraydaki mesai bürolarmda meşgul oldular Reîsîcumhnr Hz. dan saray daki mesai bürolarmda meşgul ' olmuşlar, hiç bir tarafa çıkmamışlardır. PAZARTESİ 25 KANUNUSANi 1932 ABONE ŞERAITI İMÜODET: JTÜRKİYEİÇIN HARİÇ İÇİN î Seneliği \ 1400 Kr. | 2700 Kr. : 6 Ayl,ğ, : 750 Kr. : 1450 Kr. : 3 Ayhğı : 4 0 0 Kr. 8 0 0 Kr. İ.l Aylığı: 150 Kr. : Nushası her yerde = 5 Kuruştur ^ Halk türkçe Kur'an Dinlemek istiyor Türkçe Kur'an okunan camilere dün de büyük bir tehacüm oldu Yann ve cuma günü İstanbuFun müteaddit cami • lerinde güzel sesli hafızlar türkçe Kur'an okuyacak Muahedenin imzası devlet mehafilinde Komşu devlet ile ilişik hiç bir mes'ele kalmamîş, ild kardeş millet arasmda dostluk tarsin edilmiştir Cenevre'ye Kimler gidecek? Tahdidi teslihat konfe ransı Türk heyeti azaları Ankara 24 Hariciye Vekili Tevfik Rfistü Beyîn hafta sonuna kadar buraya avdeti beklenmektedir. Bu tarihten sonra Cenevre tahdidi teslihat konferansına gidecek heyetimizm azalan seçilecektir. Heyete Tevfik Rüstü Bey rivaset edecektir. Cevat Pasa ile Riyaseticumhur kâtibi Tevfik Beyin murahhas intihap edilmeleri mukarrerdir. Hariciye Umum müdürlerinden AbdSIâbat Beyle kara, hava, deniz «mıf iarmdan üç zabitimizin de heyete müşavir olarak terfik edilmeleri muhte • meldir. Iki kardes milletin dostluğunu teyit eden ve muahedeyi imza eylıyen Haridye Vekili Tevfik Rüştü Bey İran Hariciye Naztrı Frugi Han Tarkiye ile İran aranndahi muyük bir sevinç ile karçılanmıştır. allâk t>£ elelerin dostane bir surette Komşumuz kardeş İran milleti ile halledilerek bir hakem muahede her hangi bir svretle ilişik bir işimiz (Mabadi 4 üncu sahiiede) natnennin imza edilmiş olması 6ü M. Troçki Almanya'da ikamet edecek Deyli Me • yil gazetesi yazı>or: Moskova' dan gelen haberlere göre Stalin Tolda sın emri ile Rusya'dan ihraç olunan ve simdi Türkiye'de o tnran M. Troçki'nin Altnan • ya'da yasamaıma müsaade Otobüsçüler Belediyeden şikâyet ediyorlar Şoförlerin kusuru için mal sahiplerînin ağır cezalara usratılması hal" Raftz Yasar Bey, Aksaray'da Selçukhatun camtsinde türkçe Kur'an okuyor Hafız Yaşar Bey tarafından ge çen cuma günü, Yerebatan camiînde türkçe Kur'an okunması büyük bir alâka uyandırmış ve diğer bazı camilerde muktedir hafızlarımız tarafından halka türkçe Kur'an okun mağa baslanmıştır. Kamerhatun camisinde Hafız Bürhan Bey dün Beyoğlu'nda Kamerhatun camisinde öğleden sonra türkçe Kur'an okumuştur. Bürhan Beyin türkçe Kur'an okuduğunu duyan civar halkı kâmilen camiye dolmuslar ve Hafız Beyin etrafını almışlardır. Bürhan Bey çok güzel sesile türkçe Kur'an okurken halk, bilhassa kadınlar, büyük bir vect ve heyecan duymuslardır. Süleymaniye cam'sınde Hafız türkçe Kur'an okurken ^rSüleymaniye camisinde muştur. Süleymaniye, binnisbe daha Dün ayni zamanda Süleymaniye az cemaati olan bir cami olduğu halcamii şerif inde meşhur haf ızlarımızde Hafız Kemal Beyin türkçe Kur'an dan ve mevlithanlarımızdan Hafız (Mabadı 3 uncu sahifede* Kemal Bey de türkçe Kur'an oku • M. Troçki edilecektîr. Bu hususta hayli zamandanberi M. Troçki ile Almanya sosyal demokrat fırkası lideri M. Kaustki arasında müzakerat cereyan ediyor du. Rivayet edildiğine nazaran, M. Troçki'nin Almanya'da yaşamasma mukabil kabul ettiği seraitten biri de, taraftarlarına faşistlerin lideri Hitler'e karşt Alman Basvekili Dr. Brüning'e «nüzaheret edilmesmi tavsiye eylemesidir. M. Troçki tarafmdan Almanya'da ikamtine müsaade için Berlin hükumetine resmen müracaat vaki olur olmaz, Almanya hükumeti nezdinde protestoda bulunmak üzere şimdi • den Moskova'da istihzarat yapılmıştır. Aksaray'da doğurduğu çocuğu toprağa gömen bir kadm daha yakalandı Kadın ve ebesi tevkif edildiler MüddeiumumUîk, bundan kırk beş gün kadar evvel islenen feci bir ci nayeti meydana çıkarmıştır. Bu ci nayetin f aili Şaziment isminde bir kadındır. Bu kadın evlâdını öldürmekle maznundur. Şaziment H. Aksaray'da Yusufpaşa çıkmazında 9 numarah hanede oturmaktadîr, bekârdır. Kendisi • nin gayrimeşru olarak kazandığı çocuğu boğarak, bahcede bir ağacın altına gömdüğü Müddeiumumiliğe ihbar edilmiştir. Mür'deiumumî mua vinlerinden Sabri Bey, Tabibi adlî Hikmet Beyle beraber bu eve «fittikleri vakit Şaziment Hanımı evde bulamamıslardır. Burada oturan diğer kiracılar, Şaziment Hanımın sokağa çıktığını söylemisler, cocuk düşürme hâdisesi hakkmda da bir şeyden haberleri olmadığını, ancak Şaziment Hanımın bundan bir müddet evvel karnında bir ur bulundu&unu ve bunu (Lutfen sahifeyi çevirinlz) ıııııııııııı ııııı 1 ıııııııııııım Evlât katili ana! ^ îstanbuP&a çaltşan otdbüslerden birt İstanbul'un muhtelif semtlerinde otobüs işleten vatandaşlan temsil eden yedi sekiz kişilik bir heyet matbaamıza müracaatle bir çok dertlerini sayıp döktü. AtılaşıTan arasırs biz gazeteciler de, ya dogrudan doğruya, ya bazı beyanatı nakil suretile i 4 üncu sahıfede) Darülfünun sporkulübü Adliye Kulübün küşat resmi dün «Halkevi» nde Dün bîr çok davetliler huzurunda yapıldı Yusuf Kemal Beyin yarın Avdeti muhtemeldir Vekili geldi ııııınııiMiııııııııııııııııııınıııııiiiııııııııııııınıııınııııııiiiıııııiıııııııııııııııııiınıııııiHiıııııııııııuıııııııı Darülfunun spor kulubünün küsat resminde bulunanlar Darulfünun spor kulubünün küşat merasimi dün Halkevi'nde icra e dilmistir. Vali muavini Fazlı, Ha!k Fırkası Vilâyet heyeti reisi Cevdet Kerim, Poli» Müdürü Ali Rıza, Da rülfünun Emaneti namına müderris Muslihittin Adil, Hukuk Fakültesi namına Etem Akif Beyler, bütün talebe cemiyetleri mümessilleri küşat merasiminde hazır bn'unmuşlardır. İct'maı Etem Akif B"y acmış, ilk sözü Darulfünun spor kuKibü reisi Hukuk talebelerinden Muhtar Beye bırnkmıştnV den bahsetmiş, Darulfünun ve ale lumum tahsil gençleri arasındaki spor faalîyetlerini takviye hususunda çahşacaklarını söylemiştir. Müteakıben Muslihittin Adil Bey söz almış, kat'î bir lüzum ifade eden bu şuurlu teşebbüsü Darulfünun namına alkışlamıştır. Bundan sonra davetlilere çay ve pasta ikram edilmiştir. Nihayet Halk Fırkası tarafından Halkevi'nde kulübe tahsis olunan salona ve odaya geçilmiş, Vali muavini Fazlı Bey kapıdaki kordelâyı keserek kulübün küf&t re*mini yapnustır. AdUye Veküı Yusuf Kemal Bey Haydarpaşa ıstasyonunda Adliye Vekili Yusuf Kemal Bey dün Ankara'dan şehrimize geimis tir. Vekil B^y, trenden indikten sonra doğruca Çamlıca'daki evine git > miştir. 4 uncu sa^t/eâe) YUNUS NADİ * Muhtar fe^&aUbün «ayderin . Galata köprüsünün 20 senelik ömrü kalmış... Kulak asma birader!... Bizim köprülerimiz züğürt adam elbisesine benzer, 20 sene sonra bir tornistan yapar 20 sene daha kullanınz. Baksana Unkapanı köprüsü kaçıncı yirmisini dolduruyorM!

Bu sayıdan diğer sayfalar: