2 Şubat 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

2 Şubat 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhuriyet: Haftalık, İcmal 1 Tütün kongresi 2 Osmanh borçları, 3 • Türk İtalyan turizmi Tütün islerîni tanzim etmek Bzere dün.Ankara'da topianan tütün kongresL memleketîmîzin hayatî bîr mes'elesini halletmeğe calısacağı dfaetle son günlerin en mühim iktisadî hâdisesini teskil eder. Malumdur ki tütün memleketimizin en mühîm servet m^mbaıdır. Normal zamaniarda tütün ihracatının memlekete temin ettiîi para 50 milvon liradan aşaÇı değildir. Detnek ki ihracatımızın hemen ücte birini tütün teskil eder. Bizdeki tütün buhranınm bir çok saikieri oldugunu kabul etmek lâzımdır. Kaçakçılıfm son senelerde tevsii ve yaprak tütün ticaretinin tezebzüp içinde kalişmi bu saiklerin başında görüyoruz. Tütün tüccarlanmızin şikâyetleri vardır, Tütün tnhisar 1daresinin yaorak tütün ticareti yanması hatalı gorülüvor, tütün ticaretinde modern teskilâtımız yoktur: tütün zer'iyatma lâyıkile dîkkat edilmiyor. lîte bir stirü mes'ele ki konırrede tetkik edildikten sonra esaslı kararlara raptı lâzım gelmektedir. tki senedenberi devam eden ve butün iktisadî faalîyetlere muzır tesirler yanan ciban bnbranınm münha sıran tütün îşlerimİTİ bozduğunu ıannelmek hatadır. Ciban tütün hare ketlerile alâkadar olaniann fikir re müta'eaların* gore ciban buhranından en az müteessir olan madde tütündür. Hatta iddia edilebilir ki son zamanlarda tütün istihlâkâtı azala ^ carı yerde çoğalmıştır. Bunun sebebini harpten sonra husule gelen ruhî ârrpllerde aramak mümkündür. Umumî harpte felâkete ufrnyanlar, buhran zamanlarmda sıkıntı çekenler tesplliyi tiiMîn içisinde bulmuslardır. Sigara kâfrıdının neuz olmasi ve kolay istîmal edilmesi de sigaranm fazla sarfivatım mucip olmustur. Al • manya'da harnten evvel 12$ milyar si ? ara sarf>di1irken 1928 de bu miktar 32i milyara varmıstır. tnsilte • re'de sigara sarfivatı 18 den 70 milyara çıkmıstır. Difer memleketler . de de ayni tezayüt nisbetini görüyoruz. Fransız tîîtün rejisî yaptığı propaganda ve ıslabat «avesinde satısını bavli arttırmıstır. 1930 daki hasılatı dört bucuk milyar frangı gecmistir. Avrupa'nın senevî tütün istihlâkâtı 500 milyon kilo tabmin edilmektedir. Bu miktarm tamamı Avrupa'da ye • tişmediği için mühim bir kısım diğer kıt'alardan jreiiyor. Sark tütünleri nammı alan Türkiye, Yunanistan y© BulgrarNtan tütünîerinin senevî istihsalâtı 100 milvondan asağı değildir. Bu üc memleketin dabilî istihlâkâtı 25 milyon hesap edilirse mütebaki 75 milyonu harice ve bilhassa sair Av . rupa memleketlerine ve Amerika'ya •evkediliyor demektir. Fakat Bul garistan ve Yunanistan bizden ivi teşkilâta malik oldukları için tütünle rinin mühim kısmını satmağa muvaffak oluvorlar. Satılmamıs tütünlerimiz çoktur. Bu yüzden tütün müstahsillerimizin ve tüccarlanmızm uğradıkîan zararlar büyüktür. Binaenaleyb vaTİyete âcilen çare bulmak lâzımdi. Yuianistan'da oMufcu sribi bizde tütün himaye ve müdafaa bürolan tesis etmek te faydalıdır. Fakat bu büro veva ofisleri tütün işlerinden anlıyan kimselerin idaresine tevdi et melidir. Tütün işi için tedbirler dü şünecek olan kongrenin haytrlı mesaide bulunmasmi ve faydalı kararlar vermesini candan dflpriz. * •* Osmanlı saltanatının bize meş'um mirası olan Osmanlı borçlannm yeniden tanzimi için Paris'te murah haslanmızla Osmanlı düyunu mü messilleri arasında başlıyan müza • kerat, Türk Cumhuriyetinin taahhütlerini ifa hususundaki hüsnü niyetmi göstermektedir. Bütcemiz ahval dolayısile dörtte bir nisbetinde azal mış, umumî ticaretimiz hayli düs müştür. Başka hükumet olsa bu serait dairesinde sakıt idareye ait borçları tedive etmekten tamamile inıtina ederdi. Nitekira bizden çok zengin olan memleketler bile borçlarım ya înkâr ediyorlar ve yabut tecil eyli yorar. Geçen gün mühim bir Amerıkan kumpanyası müdürü ile gorüsü yordum. Bana aynen dedi ki: «Os • manlı tmparatorluğunun mirasına konan diğer hükumetler kendilerine düşen borçlarını ödeme^i batırlarına bile getirmiyorlar. Halbuki hüku metiniz taahhüdünü yerine gretirmek için bu buhranlı ve müskül zaman • larda bile hâmillerle anlasmak istiyor. Doğrusu bu büyük fedakârlık bjüyük hüsnü niyete delildir. Borcu • Malî ve iktisadî kısım Şimdilik haftada bir çıkar ! 12 Şubat | ntrıiMfiıııiııııııııııııııııııııııınırııı uııııımmıııniıı I iftiimııııttnıtmıınfiııınııııııııııııııııiMiMimHitml Sah I 932 I Türkiye'de sanayi hayatı Karamürsel mensucat fabrikasında.. Sanayi hayatımızda inkişafa çok büyük istidat var Buhrandaıı kim mes'ul ? Fransız ve İngilîz iktisatçıları arasında şiddetli münakaşaîar oluyor Mes'ul İngîltere mi, yoksa Fransa ve Amerika mi? Cemiyeti Akvamın malî komitesî a, zasından ve tngfltere'nin maruf sima lanndan Sir Henry Strakosh cihan buhranının raenşeleri hakkında büyük bir. ehemmiyetle karşılanan bîr makale neşretmistir. Bu zat altın hakkında müte şekkil komiteye geçen sene verdiği muhtırada eşya fiatlan sukutunun ve onu takip eden felâketlerin mes'uliyetini Fransa Bankası ile Amerika'nın Federal reserve Bank'a yükletiyordu. Her iki banka muhik bir sebep olmaksızın kasalannda faz]a altın toplamış olmakla. ithsm ediyordu. Memleketimizin malî ve iktisadî vaziyeti hakkında evvelki sene tetkikat yapmıs ve bunun uzerine bir rapor da tanzim etmis olan sabık Fransa Bankası ikmd müdürü M. Şarl Rist, Sir Henry Strakosh'a cevap olmak üzere ahiren yazdığı bir makalede hulâsaten diyor ki: «Sir Henry Strakosh bugün bir adım daha ileri atiyor ve tamiratla beynel müttefikin borçlann buhranın menseini teskil ettiklerini ve bundan Fransk ile Cemahiri Müttahidei Amerika'nm mes'ul olduklannı iddia ediyor. Bu iddiaya göre 1 kânunusani 1925 ten 31 kâmmuevvel 1928 tarihine kadar Fransa ile Amerika, tamirat ve borçlar için ceman 1,364 milyon dolar almışlardır. Gene üu mem • leket 1 kânunusani 1929 dan 3 0 haziran 1931 tarihine kadar siyasî borçlar unvanı altmda 898 milyon çekmisler, albn ihtiyatlan yekunu da 1805 mflyon kadar artmışbr. Sir Henry'ye göre buflcimemleketin, 1929 danberi tamirat tediyahnı ayniyat tarzında kabul etmekten çekinmeleri ve tediyahn altmla yapılmasında ısrar etmeleri lânmdu tnflation enginlik aleyhine bir hareket uyandıracaklar ve buhranın patlamanna sebebiyet ver mryeceklerdi. Bu mütaleanın bosluğunda ısrar edecek değiliz. Ancak Sir Henry Strakosh'un bümediği bir çok şeyler meyamnda suncağazı da batırlataiım: 1929 dan itibarendir ki Almanya'nın Fransa'ya ihracab Fransa'nın Almanya'ya olan ihracatmı fazlaca geçmeğe baslamışhr. Başka tabirle 1929 dan ve bilhassa 1 9 3 0 ve 1931 denberi Fransa yalnız tekmii tamirat bedelleri için değO, fakat kendi ihracab için de esya almasını kabul etmisti. Cihan buhranmdan Fransa ve Ame rika'yı mes'ul göstermek hususundaki bazı tingiliz iktisatçılannın inadına cevaben diyeceğim ki; cihanın hâlen çır. pınmakta olduğu müthiş buhranın hakikî müsebbibi tngiltere'nin on sene • denberi takip eylediği ve maalesef hâlâ. da takip etmek niyetinde olduğu yanlıs siyasetbV. 1920 ile 1925 arasında Amerika'da fazla miktar albn toplanmasına kim sebebiyet verdi? Altın paritesine avdet etmek iddiasında bulunmuş olan ln • giltere değil midir? Bu iddia, muazzam harp borçlan ve evraki naktiyenin büyük enginliği yu ^" ~~ Bütün kabahati İngiltere'ye yükleten mejhur Şarl Rist zünden galab his kabilinden idi. Bu meş'um galab his, Fransa ve tngfltere'yi suriiklemiş ve bes sene zarfında tngiltere Bankasım eski fiati nizamiden yüksek bir rayiçte kıymetli maden satın almaktan menetmiş olduğundan bu bes sene içinde arzolunan bütün cihan albnınm altın fiabnı tesbit eden Nevyork'a akmasma sebebiyet vermistir. tngiltere'nin tut tuğu naktî siyasetin neticesi olarak Amerika'da albn teraküm etmis, bu hal bütün cihan fiatlaruıı bozmus ve Ame rika da bile kredi engiln'iğini doğur mustur ki bu, tarihte ilk defa gö rüldüğü üzere bütün borsa fiatlannı fazla yükseltmiş, Nevyork'u tekmfl cihan ; için kısa vadeli sermayeler noktasuıdan cazip bir mahal yapmış ve nihayet buhranın patlak vermesine sebep olmustur. Amerika'daki kredi enginliği yani bol. luğu bu memleketi dünvanm mukrizi haline getirmiy, bilhassa Merkezî Avrupa'ya bir hayli sermayeler akmu ve bu sermayelerin fena surette istimali cihanın bir kısmını borcunu ödiyemiyecek bir hale sokmuştur. Londra, smai ve naktî vazîyetini kuvvetiendirmeğe bakacak iken hâsıl olan vaziyet yüzünden hesabat muvazenesi ve güçlükle teessüs eden al tır mikyası bozulmus, sterlinin sukutu başka paraları da sürüklemiş ve Londra'nın dahi kredöeri ifrata vardırması netiresinde dünvanın bir mislini görme diği bir kredi sarsuıhsı husule getir mistir. tngOtere umumî emniyetsizliği idame ettiren naktî kararsızlığa nihayet. vereceğine albn esasına müstenit olmıyan ve baslıca garantisi tngiltere hünerin den ibaret sayılan tngiliz parası fikrile mültefitane oynuyor. Evvelce albn mikyasını hararetle terviç edivordu. Şimdi de matbuat vasıtasile diğer memle ketler paralannm da sukut edeceğini müjdeliyor. Albn ihtiyatını istihkar ediyor. İngiliz'lerin Cemiyeti Akvamdaki. malî azası tngiltere'nin parlak gafletini görmiyerek sade Fransa ve Amerika'yı buhranın müsebbibi olmakla itham e. diyor. Maamafih altın komitesinde ona cevap verecek birinin bulunacağmı ümit edivoruz.» Karamürsel fabrikastntn tezgdhlartndan biri ba$xnda~ Karamürsel sirketi müdürü Mehmet v Sanayide bahran Bütün dünyada dehsetli bir buhran hükümferma bulunuyor. Avrupa ve Amerika gibi müterakki memleketlerin sanayi hayatlan altüst olacak hale gel mistir. Bııgün bütün dünyada muba lâfasız 25 milyon kisinin issiz olduğuna tövlüyebiliriz. 25 milyon issizden her birini bir aüe reisi sayarsak ve bu rakamı bütün aile efradma şamil olmak üzere vasati 4 ile darbedersek elde edece ğîmiz yekun 100 milyon gibi müthiş bir rakamdn. Bu demektir Id yalnız sanayi hayatî itibarile mütemeddin dünyada 100 milyon insanm bayah bugün mürüvvete ve tesadüfe tâbi bulunmakta dır. Sanayi hayatındaki bu issizler ordulannın üst tarafındaki insanlann hayatı i»e güllük gülüstanlık değildir. Onlar da kendi hallerine göre az çok sıkkın bir hayat yasıyorlar. Karamürsel labrikasvnda Isçfterden bir grup olacak olan bu tedbirlerin memleket dahilinde ne gibi tesirler icra etmekte olduğu tahkike değer bir mevzu teskil etmekte idi. Biz bu vaziyeti tahkik için işe Karamürsel kumas mensucab fabrika<ını ziyaretten başlamağı muvafık bulduk. Bu fabrika Türk sanayi hayatında bash başına bir tarihtir, ve onunla bu satırlarm muharririnin münasebetleri çok eski olduğu kadar o nisbette de sami midir. rinde yerlesmiş. Arzumdan lıaberdar oIan sirket müdürü Mehmet Ali Bey bir otomnbilie beni almağa gelmek neza • ketini de gostermişti. Fabrikaya gidtnciye kadar öğrendik ki vaktile 1890 seı esinde Krarnürsel'de tesis edilmiş olan fabrika büyük harbin mütarekesi esnasmda, rani istiklâl cidali iptidalannda düş • m«n donanmalan tarafmdan yakılıp yılclmış, hâk ile yeksan edilmistir. Te me'inden tahrip seklindeki bu husınnet sirkete şimdiki rayiçle tamam 6 0 0 bin Türk lirasına mal olmus ve bu zarar ve ziyanın hatta bir santimi dahi istirdat olunamamıştır. Karamürsel sirketi erkânmın dîkkate, ibrete ve bilhassa takdire en lâyık harekcüerini bu elim maceradan sonra göruyoruz. Onlar, Karamürsel'de yanan fabrikayı yeniden ve derhal İstanbul'da tesise girismisler ve bir, iki sene zarfmda f*«brikay» burada yepyeni bir halde tekrar vücude getirmislerdir. O vakit bu vakit fabrika bu gayretîi adamlarm himmetüe sebat ve teali yolunda devam edip gidiyor. . Ziraatte de oyle Sanayi hayatında vaziyet bö>le de ziraat hayatında başka türlü mü?.. Hayn, orada da hayat berî>at ve perisan bir h»lde bnlunuyor. Bir taraftan istihsal fazlasından dolayı, diğer taraftan sanayi buhranının istira kuvvetini tenkisteki mSessir aksülâmellerindennaşi ziraat hayatı dahi pek derin ve umumî bir buhran icinde kıvranıyor. Karamürsel fabrihanna ait bir hatıra Ben Karamürsel fabrikasmı vaktile bu sirketin müdürü olan ve ayni zamanBu eihansümul derdin hakiki sebep da uzun müddet tstanbul Ticaret Odası leri nedir? Bu hususta rivayetler muh reisliğini de yapmış bulunan merhum telif. Denebilir ki henüz hiç bir müteMustafa Bey zamanından tanırım. Gahatsıs bu derdin hakikî »ebeplerini tesrih zetec:?ik hayatımda oldum olasıya ik • ve tesbit etmis değildir. Sebebin tayini tisadirata fazla ehemmiyet verisim bu kevfîyeti mütehassıslann veya müte • Mustafa Bey merhumun nazari dikkatini has<rs geçinen'^rin adedi miktarile te • celbederek bîr gün elinde büyük bir haluf ediyor. Buhran sebebi namma ciltle bana geldi, ve bu cildin içinde Bulb«Hiba«h îddialar şunlarda hulâsa olugar sanayii tesvik kanununu göstererek: nabilir: Şunu lutfen bîr okuyun, bizim de 1: Ziraat ve sanayide fazla istihsal. bovle tedbirlere ihtiyacımız yok mudur? 2: Umumî harn sonunda para kıyDedi. Ben kanunu okudum, ve Musmetlerinin kararsızlığı. t»f?. Beyi beklemeksizin onu tercüme dahi 3 : Altın stok mes'elesi. cttim vc müessir bir mukaddeme ile 4 : Her gün daha ziyade artan güm bashrdım. tkinci defa mülâkabmızda her se> hezırdı. Matbu kanunu her tarafa rük drvarlan. gonderdik ve bu mes'ele etrafında bir ce5: Tamirat ve harp borçlan. reyan uyandırdık. Türkiye'de sanayiin Herkes bu umumî ve müessir derde tesvik? hareketi bizim bu faaliyetimiz • karsı başınm caresine bakmakla mesgul den doğdu. Ondan sonra Mustafa Beyle olduğu gibi Türkiye Cnmhuriyeti hüçok sxmimî dost olmustuk. Karamürsel kAmeti dahi her gün tetik ürerinde bufıbrikasmm da bu tarihî macerada büyülunan bîr dikkatle mütemadi tedbirler cek bir mevk ; i vardu Bu aziz hahralara isalmnktan hâli değildir. Bu cümleden olatinadendir ki bu defa da ilk tahkikimi rak bütün milleti tasarrufa davet eden Karamürsel fabrikası üzerinde icra ettedhirlerden fonra ahiren bir takım meri muvafık baldom. mnddeler üzerinde ithalâbn kısmen ve Karamvrsel fabrîhan simdi ni*»'! tahdidine giden bir hatb hareket tstanbul'dadır t dahi ittihaz ve Utbik edilmektedir. Esası tasarnrfa ve memleketin dabilî paVaktile Karamürsel'de olan fabrika zariannı faalivete sevketme&e müntehi simdi tstsnbul'un icinde Vefa semtle Buhramn sebepleri ve tedbirleri. Fabrika ve imalâtı Mustafa Bey merhumun aziz hatıraları etrafında sözîerle fabrikaya dahil olduğumuz zaman ve daha havlıda iken müessesenin yeni insaatla tevsî edil trek yolunda bulunduğuna dikkat ettik, ve iceıiye girdiğimiz zamansa kendî mizi san'atm gürültülü ve şen hayatı îçinde bulduk. Şimdi tezgâhtan tezgâha dola«ıvor, krTmasIann nasıl yapıldığmı, yünc< n nasıl iplik çıkanldığmı, iyi kumnsı, bunun orta ve âlâ nevilerini hep görüyorduk, ve her biri üzerinde te • vakkuf ederek Mehmet Ali Beyin iza hatmdan hep istifade ediyorduk. Tamamen Türk amelenin çalntığı bu mühim san'at yurdu Türkiye'nin bu yol • daki en mühim müesseselerinden biri ol ma?a namzet bulunuyor. Piyasa ne haldedir? Umumiyetle muamelât gevşektir,yumurta ihracatının azalması yüzünden fiatîar hayli düşmüştür Dünkü piyasası 3031 ve fındıkiçi 70 kuruştur. Kahve piyasası geçen hafta gibî yüksektir. Gümrüklü mallar 140150 kuruş üzerinden muamele görmek • tedir. Maamafih piyasa hararetli değildir. Bir gazete Trabzon yağlarmm fiatı yükseldiğini yazmış ise de doğru değildir. Fiatlarında tebeddül olmamıştır. En iyi cins yağlar 120 kuru şadır. Kars'tan faz'a yağ gelmiş ol duğundan fiatı 80 kuruşa kadar düşmüştür. Fîattan düşen mahsulâtımız ara • sında Amasya ve Tosya çiçek bam yalarım da zikredebilîriz. Geçen se • neler 270 kuruşa kadar müşteri bulan Amasya bamyasmın fiatı ancak 140 kuruştur. Bunun da baslıca se bebi ihracat yapılmamasmdadır. Kayseri pastırması da çok düşüktür ve ancak 5070 kuruşa memleket dahilinde müsteri bulabilmektedir. Portakal piyasasında cüz'î bir tereffü vardır. Yüzlük ve yüz elliliklerin paketi 190, seksenlikler 350 ve altmıs dörtlükler de 500 kuruşa satılmaktadır. Dörtyol'da mevcut porta kal miktarı 200 bin paketten fazladır. Sovyet'Ifrin bu sene hâlâ portakal almamaları bu mahsvıî f!»ttınin hayli {Lutfen sahifeyt çeviriniz) Geçen hafta Türk • îtalyan turjzm nuzu vermeseniz de ne olurdu?^ Bu mülâhazalara karsı bilhassa Fran . sız'lar diyecekler ki: «Siz 1928 de bir mukavele imzaladmız, binaena • Ieyh bunu avnen tatbika mecbursu • nuz.» Biz de buna karsı d:yebiliriz ki: Hukukî müeyvideler mücbir sebep leri tanır. 1928 deki şeraiti iktisadiye ve maliye altüst olmus ve yalnız Türkiye'de değil bütün dünyada iktisadî ve malî vazivet elim bir manrara ffostermiştir. Buna raemen Türkiye Cumhuriyetî evvelce Türk ülkesini müstamere haline koyan muz'im kapitülâsyon devrini istismar eyliven lerin müddeivatını reddetmemis ve mali kabiliyeti daîresinde munsifane bir sureti tesvive bulunmasma arzu gSstermiştir. Bizim ?ibi barpler gormemis olan Cenubî Amerika memleketleri bile moratorvom ilân ederken bizim sözümüzü tutmamız pek na . muskârane bir hareket teskil eder ki alacaklılarm şükran ile karşılaması muvafıkı nısfet olur. * ** Piyasa umumiyet itibarile dur gundur. Şekerin yüz kilosunda 50 kuruş kadar cüz'î bir tereffü vaki olmustur. Zeytinyağı piyasasında değişiklik yoktur. Bir kaç gün evvel tzTaravvur olunsun ki Karamürsel'deki mir'de 70, 80 bin okka sabunluk yağ komitesînin verdiği karat < şayani dik büyük ağabeyi yandiktan sonra buradaki 3540 kuruş arasında satılmıştır. Maamafih satış devam etmediğinden f ikattir. îki memleket arasında turizmî yeni müessese ilk defa yalnız 10 tezgâh atlar gene 35 kurusa düşmüştür. Yetesvik etmeğe ve kolaylastırmağa ma ve bir tarak takımı ile başladığı halde meklik yağlar 5660 kuruş arasın • bugün tezçâh adedi 60 a ve tarak'ar ise tuf olan bu karar mütekabil seya4 e ç'kmıs bulunuyor. Fabrikada 2 0 0 ka dadır. Sabun fiatlan da defişmemişhatler tertibini ve konf eranslar veriltir. Maalesef nebatî yağlarla yapılan dar arn«>le çalısıyor. Yevmî imalâtı şimmesini istilzam etmektedir. Turizmin ve 32,533 kuruşa satılan sabunlar beynelmilel münasebetlerde ve ticarî diîik 750 metre kadar olup pek az zakalite itibarile şayani tercih olan kömuvazenelerde mühim rol oynamağa man sonra bu miktar 1000 metreye çıpüksüz sabunlarımıza şiddetli re kanlacaktır. Daha sonra ise hedef daima başladiğı nazari dikkate alımrsa kabet yapmaktadır. Pirinç piyasa • daha fazlaya doğrudur tabiî. memleketimizin yalnız ttalya ile desında faaiiyet yoktur. Fiatîar evvelki ğil, diğer memleketlerle de sıkı tu Imalâttaki müskülâta ve maüyet fihafta gibi 2128 kuruş arasındadır. rizm münasebetlerinde bulunması atlannm paha'ılığına rafm«>n satıs fi Buğday muvaredatı muntazam • lüzumu kendiliğinden anlasılır. Mem alları binnisbe ehvendir. İyi kaliteleri dır. Hergün 4050 vagon gelmekte • leketimiz Mısır'la, tngiltere ile, A 240 tap baslıvarak tamamen yerli bir eldir. Piyasa durçundur. Fiatlar geçen merika He, Lehistan'la, Iskandinavya biseyi toptan 720 ve perakende 800 kuhaftaki gibi 45 kurustur. Bir miktar ile, Almanya ile ve sair memleket rusa verecek hadde kadar inmektedir. sert buğday Yunanîstania Marsil lerle sıkı münasebetler tesis etmeli800 kuruşa tamamen yünden hazır bir ya'ya sevkedilmiş olduğundan 5,5 ile dir. Bu vesile ile de memleketimizin elbise, ucuzluğu dikkate lâyık bir 6,5 kuruş arasında muamele gör • havadar ve cazip yerlerini ve bilhasnümunesini te«kil eder değfl mi? müştür. Mersin'de arpa ve yulaf sa • sa fstanbul'umuzu turistlerîn esbabı M«hmet Ali Beyin izahatı arasında tışları cereyan etmektedîr. Bir mik istirahatini temin edebilecek bir şe en ziyade memnuniyetimizi mucip bir tar çavdar da Marsilya'ya sevkedil . kilde tanzim etmeğe mecbur oldu?unokta da memleketîmizde Bufgar savağı mistir. Fiatı 4 kuruş 7 paradır. muzu da söylemek faydalı olur. Tunamile bir zaman pek sayi olmus olan Susam, tiftik, yün, afyon, fındık rizm işinin başında konfor ve ucuzlukumaftn bu fabrikada tamamen yerli îşleri iyi depHdir. Kabuk'u fındık icin ğvı düsünmek lâzımdır. maliatımızdan olarak biivük muvaf • az talep vaki olduğundan 15 gün i1 ( Mabadi 6 tnct sahifede ) çinde bes kuruş kadar düşmüştür. HAÜL MtTHAT

Bu sayıdan diğer sayfalar: