18 Mart 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

18 Mart 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

I» Mart 1932 Cumhnriyet SON TELGRA'F&ÂD Muvakka^ bir itilâf! Jin'lilerle Japon'lar arasmda anlasma başladı Yeni Mançuri'de isyan çıkt1 Londra 17 (A.A.) Çin'lilerle tine kadar Çin askerlerinin bugün işapon'lar gayriresmi »urettc tulh gal etmekte olduğu yerlerde kalmanüzakerelerine başlamışlardır. Fa Iarı. :at bunlann mabiyetini alenen bil II Japon askerlerinin Hf>nkew lirmek niyetinde değildirler. raıntakasına ve bu mıntakaya civar yerlere çekilmeleri. Çin mümessili M. Quotaichi, derIII • tki taraf askerlerinin bu kar. al muhasematın tatili ve Japon kuvşılıklı geri çekümelerini tesbit için etlerinin şarta tâbi olmaksızın çe • muhtelit bir komisyon teşkili. • ilmeleri esasına müstenit sulh müM. Yen beyanatına şu suretle de • akeresine girişmek hususunda hü vam etmiştir: :umetmden emir tel&kki eyletniştir. • Japon hükumeti ayrıca verdiJapon'ların sulha a!t müzakere ğî bîr notada Japon ültimatoınu ve. ekliflerinde samimî oldukları zan • rildikten sonra Şanghay beledive reiediliyor. MüşahHIer ve bir çok ecsi tarafından girişilen taahhüdün Çin lebiler nitbî bir sükunun hâkim ol • hükumetince tanınmasını istemiştir. luğu cepheyi ziyaret etmektedirler. Halbuki Çin hükumeti siyasî bir şart Şanghay 17 (A.A.) Çin menamahiyetinde olan bu talebi kahule imden verilen malumata göre Çin imkân olmadığı mütaleasında bulunapon muvakkat itilâfı şu maddeleri maktadır.» btiva etmektedir: M. Hymans bu talebin Cemiy^ti 1 Çin askerleri yirmi kilo metAkvam Büyük meclisi tarafından 4 elîk mıntaka haricinde işgal ettik martta kabul edilen karar suretini sri mevkilerde kalacaklardır. Japon nakzeden siyasî bir sart mahiyetinde uvvetleri ise işgal ettikleri yerlerolduğunu tasdik etmiştir. en ger\ çekileceklerdir. Yeni Mançuri hükumetine harşı 2 Tahliye edilen havalinin zapbir isyan hareketi S raph Çin memurları tarafından ChangChun 17 (A.A.) Man smm edilecektir. çuri'de teşekkül eden yeni hükumet 3 Japon askerlerinin geri çekilve idareye karşı ayaklananiardan ıesine ve tahliye edilecek havalinin ıresi işine bitaraf mümessillerin yar mürekkep kuvvetli bir grup Petuna şehrini ele geçirmiştir. Topçu kuv ımile nezaret etmek üzere muhtelit vetîne de malik bulunan bu kuvvet ir Çin • Japon komisyonu teşkîl e • işgal ettiği bu şehirde tuttuğu mev ilecektir. kileri tahkim etmektedir. Cenevre 17 (A.A.) Cemiyeti Berlin 17 (A.A.) Mançuri'de dcvam tarafından Aksayi Şark işleri teşekkül eden yeni hükumete kar'şı akkında teşkil edilen dabnî ko • ayaklanan ve Ninguta'daki Japon ıicyon M. Sato ile M. Yen'i dinle rauhafız kuvvetlerine hücum eden ıiştir. M. Sato 14 bin Japon askeriin Japonya'ya dönmek üzere Şang 200 kadar kimsenin tamamile imha ay*dan müfarakat için emir aldık • edildiğini Japon membalarından gelen haberler bildirmektedir. trmt, Japon hükutnetinin Şanghay Yeni hükumetin idaresi altmdı vaakkmda cereyan etmekte olan müzife gormek istemiyen bir çok hâ akerelerin pek yakında kat'î bir krmler istifalarmı vermişlerdir. Yeetlceye varmasını samimî sureite ni Mançuri hükumeti bugday, un ve rzu ettîğini söylemiştir. M. Yen Şanghay hakkında 14 mart yulaf ihracatını menetmiştir. Londra 17 (A.A.) Gazeteler, a tanzim edilen itilâf projesinin şu yeni Mançuri hükumeti erkânı ara saslan ihtiva ettiğini tasrih eyiemi;sında bir ihtilâf zuhur ederek vahim ır: bir buhrana sebebiyet vermiş oldu • I fleride yapılack itilâfın akğunu yazmaktadır. "»MnıııımmtınıtniHlllinillllllllllillllllilllllllllllinilllflmnıiınınK ANKARA MEKTUPLAR7 : I Loit Corç Aakine, büyük düşman! Tekrar sahnede.. Valiler arasmda De.^isiklik yok! Ankara. mart (Hususi) İsta tistik cemiyet ilimlerinin büyük yardımcısıdır, içtimai hâdiselerin ttıü Nazis'ler taklibi hükumet talea ve müşahedesi, bu hâdiseleri idare eden kanuniyetlerin meydana mi yapacaklardı ? çıkarıhnası hususunda mühim rol oynar. Fakat onıın en büyük rolü devBerlin 17 (A.A.) Bütün Prus • let hayatında, cemiyet ilimlerinin ya'da Nazis fırkasmın mühim mer devlet tarafından tatbikatında göze kezlerinde taharriyat icra edilmistir. çarpar. Bu taharriyat, Dahiliye Nazırı M. Filhakika modern devlet ilmi muKarl Severing tarafından icra edil talara göre tedbir alan, tevessül ettiği miştir, Bu taharriyatın sebebi bazı tedbirlerin netice ve tesirlerini ya nasyonalist gazetelerinin telmih etkından takip edebilen ve bu itibarla tikleri veçhile Nazis'lerin bir ihtilâl tarihteki emsalinden bariz bir su • hareketi hazırlamakta olup olma rette ayrılan devlettir. Modern devdıklarını anlamaktır. Geçen pazar günü Hitler, reisicum let hayatında nüfus politikası, vergi politikası, milli iktisadın plânlı sevk hur intihap edilmiş olsaydı, Nazis've idaresi, içtimaî muavenet, millî ler hemen o gece büyük şehirleri ve iktidar mevkiini ele geçirmek için bir terbiye, devletin içtimaî adalet politikası gibi muasır cemiyetin bütün darbei hükumet yapacaklardı diye raühim ve karışık mes'elelerine kat'î bir rivayet dolaşmaktadır. hal şekillerini verebilmek için her Bu darbei hükumet fikri bazı fazşeyden evvel hâdiselerin adedî ifadela gayretli rüesanın hususî tasav sine, aralarmdaki nisbetlerin bilin vuru olmayıp umumî talimat cümlemesine ihtiyaç vardır. Bu hâdiseleri sinden idi. Bu da Hitler fırkasının muvaffakiyetinden bilistifade darbei sıhhatle sayan ve aralarmdaki mü • hükumet yapmağa azmetmiş clduğu nasebetleri gösteren istatistik, dev lete cemiyet hâdiselerinin hakikî nu gösterir. manzaralarmı rakamların ışığmda Fasistlerin tabiyesi, hücum taburgörebilmek ve binaenaleyh şeniye larını bütün levazimile bir kaç gün tin icaplarına göre hareket edebil müddetle şimal ve şark eyaletlerinde mek imkâmnı verir. ve bilhassa Şilezviğ cenubunda ve Modern bir devlet olmağa çalışan Lehistan hududunda tahşit etmek ve Türkiye, tabiî, bu derece mühim olan buralardan kamyonlarla Berlin'e bir yardımcı makanizmadan müs nakletmekten ibaretti. Eğer Hitler intihap edilmiş olsaydı tağni kalamazdı. Bunun içindir ki yeni devletin teknik esasları kurulur Berlin ile diğer bir takım Prusya ken devlet teşkilâtı arasına bir ista şehirlerindeki polisler silâhlarından tecrit edilecek ve bu silâhlar intihap tistik müdürlüğü de ilâve olunmuş • tan bir kaç gün evvel Berlin'de mey tur. tlk hamlede kendisine Dek mühim dana çıkarılmış olan fesat tertibatı vazifeler teveccüh eden İstatistik Unm göstermiş olduğu veçhile Hitler mum müdürlüğü nüfus tahririni, ziteşkilâtına dağıtılacaktı. raî ve smaî tahrirleri yaparak büyük bir ihtiyaca cevap verdikten sonra Heyeti Vekile bir kaç senedir milli hayat ve faaliyet hakkında senelik rakamları ihtiHariciye Vekilini dinledi va eden yılhklar neşretmeğe başladı. Ankara 17 (Telefonla) Heyeti Bu sayede beynelmilel istatistikier Vekile bugün saat 6 da Başvekilin riden bir çoğunda boş kalan yerimizi yasetinde kısa bir ictima aktetti. Bu doldurmak ve millî hayatın seyrini îçtimada Hariciye Vekilinîn tahdidi takip etmek imkânı elde edilmiş buteslihat konferansı hakkında izahat lunmaktadır. Bunun ne kadar büyük verdiği anlaşılmaktadır. bir kıymeti haiz olduğu izaha muhtaç değildir. Fırka malî komisyonunun raporu Heyeti Vekilenin müteakıp içtima • Yıllıklardan ahiren neşredilen 931 larmda müzakere olunacaktır. yıllığına seri bir nazar atfettik, ev Hit'ler ve tktidar nıevkii İstatistik işlerimiz 1391 yılhğı münasebeti ile. güçtür. Çünkü ekseriyeti teşkil eden köylü nüfusü, nüfus sicillinin ohemmiyeti hakkında henüz bir fikir sahibi değildir. Yeni doğan ve doğumunu takip eden aylar içinde, hatta bir, iki sene zarfında ölen çocuğunu nüfusa kaydettirmez. Bu yüzden tam ve sıhhatli bir istatistik vücude ge • tirmek imkânı yoktur. Ancak he men bütün ölüm ve doğumları ihtiva eden şehir nüfus sicillâtına, öelediyelerin kayıtlarına istinaden jehir lerin tevellüdat, vefiyat istatistikle • rini yapmak mümkündür. Köylere gelince takrihi bir nisbete vâsıl olabilmek için tayin edilecek mmta kaların muayyen günlerinde her sene kısmî anketler yapılabilir Muhtemel hatalı neticeler, anketlerin yapıldığı muhitler değiştirilmediği takdirde müteakıp senelerde meydana çıka rak bittabi tedricî bir surette berta raf edilebilir. Diğer mühim bir noksan da adlî istatistiklerin ne mücrimlerin hususî ahvaü, ne de nevi itibarile ceraim hakkında hic bir malumatı ihtiva etmemesidir. Mehakim varide sadı resi büyük bir şey ifade etmez. İktisadî istatistikler üzerinde biraz daha fazla tevakkuf edeceğiz: Yıllıkta göze çarpan mühim bir boşluk buhran hakkında ihsaî malumatm ademi mevcudiyetidir. Halbuki başlı başına bir buhran faslma ihtiyaç vardı. Bundan kat'ı nazar yıllık buhranı, muhtelif hâdisatm seyrinden istidlâlen takip etmeğe bile imkân vermiyor. Meselâ iflâslara dair mu kayeseli, raukayesesiz hiç bir malumat yoktur. Millî bankalarm itibarî sermayelerine ait bir tablo görülü yorsa da bütün bankaîarın muamelâtı hakkında velevki bilânçolardan tek tek toplamağa teşebbüs edilse bile umumî bir rakam elde etmek mümkün olmuyor. Ancak gavrimenkulâta ait temlikî devrelerle ipotek muamelâtı ve eşya fiatları buh ran hakkında bir dereceye kadar bir fikir vermektedir. Yıllıkta yeni iktîsadî hareketlerin akislerini de göremedik. Halbuki kooperatif hareketine ait bir tablo derci mümkündü. Bunun gibi son senelerde çok inkişaf eden sanayi hayatımızın inkişaf temposu da belli başlı sanayi* ait istihsal rakapılar» • nın derci suretile gösterilebilirdi. Bunlann fabrikalardan kolaylıkla alınabileceğine süphe yoktur. Nite • kim şeker istihsalâtmın bu suretle alınıp konulduğu anlaşilıyor. Temas etmek istediğimiz mühim bir nokta da hayat pahalılığı endeksleri mes'elesidir. Yıllıkta Ankara, İstanbul şehirlerinin hususî ve 20 vilâyet merkezindeki 26 kalem hava yici zaruriye fiatlarına göre umumî olarak tertip edilmis üç endeks vardır. Ancak bu endeksler hayat pa hahlıgi hakkında bize tam bir fikir veremiyor. Çünkü hayat pahalıhğı yalnjr eşya ile para arasmda muayyen bir zamanda mevcut olan mu vazene ve nisbetin bozulmuş olması. başka bir tabirle paranın iştira kudretini kaybetmiş olması demek de • ğildir. Belki daha ziyade iradımızla eşya fiatları arasmdaki muvazene nin bozulmasıdır. Şayet iradımız eşya fiatlarmın arttığı nisbette artmışsa ortada hayat pahalılığı yoktur ve eğer iradımızdaki tezayüt eşya fiat larındaki tezayütten fazla ise hayat ucuzlamış demektir. Şu hale göre muhtelif sınıflann iradını da bil mek lâzımdır ki hayatın ne derece pahalılandığı hakkında bir fikir e dinmek mümkün olsun. Binaenaleyh fiat endekslerinin yanında meselâ memur maaşları, ziraatte, sanayide ve nakliyatta çalışan amelenin al dıklan ücretler, rantiyelerin rantları gibi muhtelif iratlara ait endeksler bulunmas! lâzımdır. Bütün bu saydığımız noksanlar bittabi mevcut istatistiklerin kıymetini tenzil eder şeyler değildir. Düne kaondan büsbütün ayrıldım> diyecek, başka tafsilât vermiyecekti. Ve her akşam evine geldiğini gören küçük karısı tabiî bundan pek memnun olacaktı. Sarı Dede caddeleri geçiyor, sokakları sapryor, otomobillerin önünden delikanlı gibi sıyrılıyor, eve bir dakika evvel yetişmek istiyordu. Bu güzel haberden genç kadının güzel çözleri nasıl parlıyacak, yanakları nasıl bir kat daha al al olacak? Hep bunîarı düşünüyordu. Mahalleye sapacak köşede belediyeci Kâzım Efendi ile Karakızm fiskos ettiklerini gördü. Kâzım Efendi ile tanışır, sevişirdi. önlerinden ge çerken: Pazarola Kâzım Efendi. Diye yavaş sesle şaka etti. Çöpçünün baldızı Karakız sinirlendi. Manalı manali güldü ve: Sana daha çok pazarola aptal Dede! Sarı Dede çok neş'eliydî Bunu Karakızın kızdığına hamletti. Kâzım MIHİİMA JAJ Kutlu ağaç Ceviz ağacı IÂ1 Kastamunu meb'usu Ha&an Fehmı Ef. «Kutlu ağaç, Ceviz ağacı» ismile bir kitap yazmıştır. Halk için yazılmış olan bu kitap söze şöyle başlıyorı iVatanımızı kuraktan korumamn çaresi; ağacı, ortnam korumak, ço ğaltmaktır. Kelebekler tftğa âşüştük' leri gibi, içi su dolu bulutlar da or manlara koşuşurlar.<> Kitabın esası isminden de belli olduğu üzere ceviz ağacıdır. Ve Hasan Fehmi Ef., ceviz ağacına adeta men' sür bir destan yaznııştır. Muhterem meb'usun dün bizzat getirip bana ih« da etmek lutf unda bulunduğu bu kitap, öyle zannediyorum ki ağaç bakkmda bizde bu şekilde yazılmif Uk eserdir ve bu küçük kitabl okuduktan sonra, ceviz ağacını sevmemek kabil değildir. Kitabın kabındaki şu üç vezice, metni hakkında bir fikir vermeğe kifayet eder t Üç yuz dip ceviz diken zmgin olar. Oğullart, torunları yoktullak gormez. On dönüm tarlaya ceviz diken Mı« sır tahvilini almtf demektir. Ağaç hakkında böyle eserlere çok ihtiyacımız var. Bilhassa mektep lerde okunan kıraat kitaplan, çocuklara ağaç aşkını aşılıyacak yazılarla dolu olmalıdır. Başka türlü, memleketin çıplak, çorak ve kurak yerlerini yeşertmenin imkânı yoktur. Galiba, Çin'de ağaç kesmek savap imiş, AlIah'a şükür memleketimizde ağaç düşmanlıği bu derecede değilse de Avrupa'hlara nazaran, biz de, ağaç düşmanı sayılırız. Belçika'nm payitahtı olan Bruxelle* (Brükael) şehrinde büyük bir park vardır. Fi tarihinde bu parkı ziyaret ettiğim zaman kapıdan içeri girer girmez büyük bir kitabe gormüştüm. Bu, ağaç hakkında yazılmış bir kaside idi. Şair ağacı raethediyor ve galiba bir ağaç kesmenin bîr adam öldürmekle müsavi olduğunu söylü • yordu. Parkın diğer yerlerinde de, insan yüreklerine ağaç sevgisi aşılıyan, ağaçları koruraağı tavsiye eden bir çok levhalar vardı. Bütün garp edebiyatında ağaç içm yazılmış güzel yazıların, şiirlerin haddi hesabı yoktur ve bu edebiyatın sayesindedir ki garp memlekeüerinm hemen hepsi yeşil bir yuva olmustur. ,Hasan Fehmi Ef., ceviz ağacına > >. tahsis ettiği küçük kitabile bizde ağaç edebiyatının ilk güzel eserini vücude getirmiş oluyor. Muhterem meb'usu tebrik ederiz. an Reuter ajansına bildiriliyor: Amerika mesai federasyonu, iş • ılzliğe ait olarak, kısmî veya tam bir şjizlik ve yahut ta yevmiye ve uc • etlerin tenkisi neticesinde Cema liri Müttehide'de milyonlarca insafiın, sıhhat için lüzumiu bulunan şeaitm çok dununda yaşamakta ol • juklarmı söylemektedir. ımerika'da 8 milyondan Bir nutkunda hükumeti Tarih muallimleri fazla işsiz var şiddetle tenkit ediyor Ankara'ya çağırıldılar Londra 17 (A.A.) NewYork'Londra 17 (A.A.) Son hasta • lığından tamamen iadei afiyet eden M. Loyd George'un dün Londra'da Junior liberal kulübünde vermiş olduğu nutuk, raumaileyhin siyasî hayata avdetini kaydeden bir hâdise > dir. Liberal lider. ecnebi gazetecilerle bütün konsoloslar heyetinin hıncahmç dolu bir samiin kütlesi önünde atideki nutku söylemiştir: « Millî hükumet tarafından Cenevre'de izah edilen terki teslihat programı, geçen sene muhafazakâr, liberal ve mesaî fırkaları tarafından kabul edilen programdan daha hafiftir. Hali hazırdaki program, Ahnanya ve Rusya'nın terki teslihata ait ola rak tevdi ettikleri programlardan pek az ileriye gitmiş ve ttalya, Cemahiri Müttehide ve Fransa'nın vermiş oldukları programlardan da çok daha dar bir şümul ve ihtiyatı haiz bu Iunmaktadır. Büyük Britanya için hayatî bîr mahiyeti haiz olan şark mes'elesinde son zamanlarda gösterilen tereddüt, Zafryet, iki yüzlülük her ne olursa olsun, Cemiyeti Akvamın kıymet ve Ankara 17 (A.A.) Yaptığımız tahkikata göre bir kısıtn valiler a rasmda tebeddülât vuku bulacağı hakkında bazı gazetelerde tesadüf edilmekte olan haberlerin aslü esası yoktur. Ankara 17 Maarif Vekâleti mekteplere gönderdiği bir tamimde lise ve orta mektep tarih muallimlerini tem • muzun ikisinde Ankara'ya davet et • miştir. Muallimlere Gazi enistitüsünde tarihe ait konferanslar verilecektir. ... Bu konferanslarda darülfünun müderrisleri de hazır bulunacaklardır. Şubat ayında işsizlerin adedi, S.300,000 kişiyi bulmustu. Federasyon, îşsizliğin ve iş *>ulm%k bususunda tesadüf edilen müşkülâtm kısmî azamının insan mesaisinin makineler tarafından yapılmasından îleri geldiğini tahmin etmektedîr Federasyonun bu bapta neşrettiği be • yanname, issizliğin ortadan kalk • ması çin yegâne çarenin mesai saatlerinin tenzili olduğunu teyit »yle • mektedir. Osmanlı borçları ve Paris'te bir ziyaf et Atina 17 (Hususî) Yunan Hariciye Nazırı, dün Türk Düyunu umu • miye hâmillerile müzakerede bulunan Saraçoğlu Şükrü Bey şerefine bir ziyafet vermiştir. Osmanlı Düyunu umumiyesi mes'elesi Yunanistan'ı da, bu düyundan Yuna • nistan'ın hissesine bir miktar isabet etmek ıtibarile, alâkadar eylediğinden, Yonan Hariciye Nazırı Türk znurahhası ile Düyunu umumiye hâmilleri arasında cereyan eden müzakerahn safahatı hakkmda malumat istemistir. vilkilere nisbetle daha bariz bir tekâmiH arzettiğini gördük. Bu sene bir çok ilâveler yapılmıştn. Ezcümle geçen yıllıkta iklim istatistiklerinin ancak 11 rasat istasyonunun müşa • hedatına müstenit olmasına mukabil bu sene 20 istasyonun müşahedat? dercedilmiş, nüfusa dair erkam me yanına da memleket nüfusunun Avrupa ve Asya Türkiye'sine göre yapılmış tasnif ve tahlilleri ilâve e • dilmiştir. Bundan başka boşanma istatistikleri, muhacir ve mülteciler için sarfedilen mebaliğ, umumî kü tüpanelerdeki eserler, millet mek • teplerinden mezun talebe adedi, or • man işletme hasılatı. toptan eşya fiatları, vilâyetler hususî idarelerinin ^ridat ve masarifi, bilhassa haricî ticaretuniz etrafında gümrük ista tistiklerinde raevcut olmıyan tahlil ler, mukayeseli terkibî tablolar, devlet maliyesinin yedi sekiz senelik vaziyeti, bütçe tahminleri ve hazine hesabı kat'ileri hakkındaki istatis • tikler hep ilâveler cümlesindendir. Maahaza yıllıkta bazı mühim ve esaslı noksanlara da tesadüf edii mektedir. Bunlann bellibaşlılarından birisi nüfus harekâtı hakkında hiç bir rakam verilmemesidir. Evlenme ve boşanma istatistikleri verildiği halde öiüm ve doğum vak'aları gösteril • memistir. Halbuki bu malumata cidden ihtiyaç vardır. Bu hususta fazla söz söylemek bir mütearifeyi tekrar etmek olacaği için tatbikî bir noktaya temas ederek bahsi kısa keseceğiz: Vâkıa ölüm ve doğum vak'alarmı sıhhatli olarak takip edebilmek memleketimizdeki şeraite göre pek Şişeyi dikince yarıladı. öteki yarısını da içti. Yetmedi. Dolapta biraz konyak vardı, onu da içti, sonra sedirin üstüne boylu boyuna serildi. Buna rağmen sabahleyin erken kalkan otobüse yetişti... Uç arkadaş meyhanede az oturdular. Sarı Dede iki kadehten fazla içmedi. Mes'eleyi vicdanhca, tatlıca bitirdikleri için memnundu. "tüçük karısına vakitlice gidip orada keyif çatmak istyordu. Arkadaşlarına bu fikrini acmadı ama, onlar dünya görmüş kimselerdi, bunu sezdiler ve Sarı Dede'yi zorlamadan ayrıldılar. Sarı Dede biraz hızlı yürüdü. Memnundu. Kalbi rahattı. Yarın öbür gün iki arkadaşı guya araya girmiş ve bu on beş kaymayi bağlatmış ola caklardı. Kadın da ses çıkarmıyacak, barış zamanını bekliyecekti. Bu ba rış hiç olmıyacaktı ama kadın u • mutlu yaşıyacaktı ve kocasını taciz etmiyecekti. Küçük karısına sadece «senin için Müthiş bir cinayet 16 yaşında bir kız annesini parçaladı Bursa 17 (Hususî) Kemalpaşa'da 16 yaşında bir genç kız annesini balta ile parçalıyarak öldür « müştür. Bu vahşiyane cinayet bü • tün vilâyette nefrat ve heyecan u • yandırmıştır. Muğla'da buğdayın Okkası 8 kuruş! Muğla 17 (A.A.) Bugünkü pazar zahire piyasası şudur: Buğday okkası 8, arpa kilesi 60, darı 50, burçak 80, cavdar 50, sadeyağ 100, zeytinyağı fiatları 25 den 30 a ka dardır. dar elimizde hiç bir rakam yoktu. Ancak bugün çok şayani memnuniyet bir eser karşısındayız. Halen kadrosu pek dar olan uraum müdürlüğün kısa bir zamanda bu noksanlan da bertaraf edeceğine şüphe yoktur. ALlSÜREYYA Efendi kızı savdı ve San Dede'yi lâfa ttu. Kâzım Efendi kafayı du • manlamıştı, boyuna tıraş ediyordu. Dede dinlemeğe mecburdu, hem dostu idi, hem belediyeci... Nihayet elinden kurtuldu. Fakat kasıkları çatlıyacaktı. Amma da sıkışmıştı. Dizlerini büke büke yürüdü. Fakat evinin arkasındaki çık • maz sokağın köşesine gelince daya namadı. Çıkmaza saptı. Çiş edecekti. İlk rahat nefesi alırken sokağın îçine baktı. Asıl oturma odasının sokağa bakan penceresi karanlıktı. Acaba bu akşam gelmiye ceğimi bildlgi için komşuya mı gitti? Gece yalnız bir yere çıkmadıgını hatırlıyınca merak etti. Çişini ke« • meden bacaklarını aça aça üç dört adım attı. Dipteki odanın pencere sinden incecik bir ışık seziyordu. Acayip? Bu da nesi? Yoksa kadın misafir mi geldi? Geldise gelmez o laydı! Bu gece, tam keyfedeceği bîr gece idi. Bir kurnazhk aklına geldi t IMabaâl vaf] Mareşal Pilsudski, Mısır'da Kahîre 17 (A.A.) Sıhhî bir takım sebeplerden dolayı Mısır'a gelmiş olan Mareşal Pilsudski, dün Kral Fuat ile birlikte öğle yemeğini ye • mîfth*. şeraitini îzale etmek, düşürmek için büyük bir müessir olmustur. İşte millî hükumetin haricî işlerde yaptığı şeyler. trankadak kapandı. Kadın ağlamak istiyordu. Çeneleri kilitlenmişti. Sersemlemişti. Bir müddet sofanın ortasında durakladı. Yavaş yavaş kendine geldi. Artık yapayaimzdı. Kavganın, gidişinbu şiddetli tarzını yirmi senede ilk defa gördüğü için her ümidi kırıldı. Odsya girdi. Tepsinin kenarına oturdu. Biraz düşündü ve kararını verdi. Hem kendi boğazı, hem Hasan'ın kazancı, sıhhati için çalışmak lâzımdı. Artık engel de ortadan kalkmıştı. Yarından tezi yok, iş bulmağa çalışacaktı. Aklına gene miralay beylerin hanımefendi geldi. Miralav beyler simdi yakındaki kazada idiler. Belki adamları yoktur. Sabah, sabah bohcasını hazırlıyacak, otobüse îîtnecek. ^»ruca oraya gi decektî. Savet onîar adam bulmuşlarsa, elbette koca kasabada ahcısız adamsız efendiler vardır. Oraya kapılanacak, çaiisacak. kazanacak, biriktirecek ve Hasan'a haber verecek, iş buldum cabuk arel diye... Bu karar içine biraz ferah verdi! CUMHURlYET'in edebi tefrikast : 35 MEZAR KAZICILAR Müellifi: AKA GÜNDOZ Kadın başladı s Baktım baktım dediği ne sanki? Satlıcan olduğu aylarda eh dedimdi, ölü yok, kazanç ta yok. Miralay beyler on lira veriyorlar, oraya ahçılığa gîdeyim. Gözlerini devîrdi devirdi de: Avrat! Avrat! Diye haykardı, beyler mezarhğınm başkazıcısı, karısım ahçıhğa göndermez... Mes'elenin halli için bu başlangıç yeterdi. On, on bes dakika sürmedi, evin içi harman çurman oldu. Arkadaşları guya işi yatıştıramadılar. Sarı Dede: Ne halin varsa gör! Nereye gidersen git! Artık beni buralarda göremezsin bir daha! Dedi ve arkadanlnrını zorhyarak üçü birden çıktılar. Sokak kapısı Bir «ey değil, kırk yılda bir toplamp iki kadeh ziftleneceğiz, onu da becereraez. Ben bu avradı ne yapayım? Kansı basladi > Daha ne yapacaksın? Issız, kimsesiz evlerin köşelerine atıp bırakıyorsun ya. Ama sen söyle Cafer Çavuş! Hakkım yok mu ? Cafer Çavuş henüz ağzını açmaÜan San Dede başladı: Kadın da ne oldu? Ama sen bir kadının adamım iader etmek nedir? Bilmezsin ki. Çok bakarım, azdır dersin, az baksrıra, ac bırakıyor derrfn. Gelirim şikâyet edersin, gelmem vırvır! Bıktım usandım. Yoo.. San Dede! Yengeye çok çahna.

Bu sayıdan diğer sayfalar: