7 Mayıs 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

7 Mayıs 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ı Tam bir Mısır'da ilk f ırka Her şeye rağmen Türk Kaplıca şehri! dostluğu Umumî harote neler oldu? 1 Mısır'lı bir vatanperverin mem leketinin tarihi hakkında verdiği izahatı nakle devam ediyorum: 1892 de babasınm yeıine geçen Hidiv Abbas Hilmi Paşa Gazi Muhtar Paşanın nasihatini dinledi. İngiliz'terden nefret eden milletin muhabbe tini kazanmağa memleketi dahiünde sözünü geçirmeğe çalıstı. Fakat İn gilis'lerle arası bozuldu ve nihayet onlarm eline düştü. Abbas Hilmi Paşa ancak Evkaf divanı ile mehakimi ser'iyeye, Türk olan Mısır kadısma hÜkmedebiliyordu. Bu kadı, pasaport kalemi • n ni ı dürünün Türk olması, senevî 700,000 İngiliz lirasına yakın vergi ahzı, Hidivin tayin ve azli hakkı, paşalık rüt be»inin tstanbul'dan gelmesi işte ancak bunlar Babıali'nin Mtnıi"'daki hakimiyetinin nişaneleri idi. Genç Hidiv bidayette vatanper > verleri teşçi etti. Bu suretle 1900 da Elhizbülvatanî fırkası tee»»üt etti. Bu fırka Mısır'ı işgali askeriden evvelki haline irca için gerek Mıuv'da, gerek Utanbul'da, gerekse diger Avrupa payitahtlarında uğraşmağa başladı. Babıali bu fırkanın pek genç olan reisi merhum Mustafa Kâmil'e paşalık, bir çok erkânına muhVelif rütbe ve nişanlar verdi. Avrupa'nın büyük devletleri Mısır'daki lngiliz işgali askerisine, başka başka gözlerle bakmakta, fakat hepti bu vaziyetten azamî ittîfade temini noktasında birleşmekte idi. İngiliz işgaline en fazla düşman olan Fransa idi. Fakat Fransa da 1904 te Fas'ı almak mukabilinde sark he sabını temizledi ve harbi umumî ittifakının temeltasını koydu. İşte meşhur Akabe hâdisetinin vukuu bu tarihlere isabet eder. Akabe hâdisesi Mısır'lıların Türk'leri np kadar sevdiklerini, buna mukabil tn giliz'lerden ne kadar nefret ettiklerini vazihan gösteren bir hâdisedir. Mıtır efkârı umumiye»i huduttaki Akabe'nin Türk'lerde bulunmasını İngiliz nüfuz ve hâkimiyeti altındaki Mısır hükurnetine geçmesine tevcih •tti. Akabe bu suretle Türkiye'de kaldı. Bu sıralarda Hidiv Elhizbülvatanî'» yi yalnız bırakmağa başladı. İngi liz'ler işgalin bidayetinde Mısır'a imtiyazh konsolos olarak meshur Lord Kromer'i göndermişlerdi. Bu fırkanın tazyiki ile 1907 senesinde tebdil edildi. Yerîne Hidiv dostu olan yumuşak siyasetli bir baska konsolos geldi. Hidiv bundan bilistifade Hizblihslah namile bir baska fırka yaptı. Meşrutiyetten sonra Türk mürtecilerile birlikte Arap hilâfeti için ça hşan fırka işte bu fırkadır. HizbUIıs* lâh'ın gayesi Hidiv'i halife yapmak ve lngiltere'yi hâmi devlet vaziye tinde ipka etmekti. Zaten Hizbülvatanî'ye mukabil İn. giliz dostlarından ve Türkiye'den ayrılmak taraftarlarmdan mürek • k«p bir HizbUlümmet te teşekkül etmişti. Bu iki fırkada aza olanlar İngiliz'lerin yarattığı zenginler ve memuriyet almak istiyenlerdi. Beri ta • rafta btitün millet Türk dostu ve tngtliz düşmanı Hizbülvatani'yi tutu • yordu. Bu fırka Türkiye'de meşru tiyet ilinı, Trablusgarp ve Baİkan harpleri, Avrupa'nın şarka, bilhassa Türkiye'ye karşı reva gördüğü mezalim gibi hâdiselerden bilistifade kendi kendini kuvvetlendirmiş, Avru pa'da ve İstanbul'da İngiliz'leri çok raeraklandıran bir takım gizli faali yetlerde bulunmuştu. Mustafa Kâmil'den sonra 1908 de riyasete gelen merhum Mehmet Fe rit Bey, Şey Abdülâziz Çaviş'in sabık İstanbul sefiri İbrahim Ratip Bey, şimdiki sefir Abdülmelik Hamza Bey, merhum doktor Ahmet Fuat Bey, Bern sefiri Fuat Selim Bey, Türk'lerin harbi umumide ve daha evvel ta nıdıkları bir çok Mısır vatanperverleri o zaman bu fırkanın erkânın dan idiler. Simdi Mısır'ın hakikî fırkası olan «Elveftülmısrî» nin reisi Nahas Paşa ve fırkanın bir çok ilerii Mısır seyahatınden notlar... \r ^Cumhuriyet I Mayıs Sehir ve memleket haberleri Belediye tahsildarları * Arkadaşlarımızdan birinin an 4* ^ latıklarını şuracığa aynen kayde• rfiyoruz: ¥ 'Kadıköy mıntakası dahilinde bulunan evjmiain beş altı sene denberi tanzifat riisumu birikmiş. | Gariptir ki bu beş altı sene zar 1 fında bize borcumuzun ne oldu • |k ğunu ihbar eden varakayı ancak L bundan beş ay evvel alabilmiştik. > Aradan beş ay geçtiği halde anJ cak geçen gün tahsil memuru ha\ rekete geçerek bir bora sağanağı ' ' gibi bütün evleri yoklamıştır. Tah ".* 2 sili Belediyece beş sene unutulmuş^ f bir resmin beş ay daha unutul f % masına hayret edemiyeceğimiz gi 8 4 bi bu ihbarı bizim de unurmuş olmamız her halde büyük bir cü rüm ve kusur olamaz. Asıl gari • J| beye bakın ki tahsildar efendi geL Hşigüzel bir takım eşya uzerine jj hacizler koymus ve: s Eğer paraları iki gün sonra ^ yani cumartesi günü akşamına ka|[ dar getirmezseniz pazar günü gelir, içeriye gireriz. Kapıyı açmazsanız icrayi vazife halinde bulunan memura hakaret ettiniz diye •izi müddeiumumiliğe teslim e deriz. Ve hatta kapınızı kırarız, demiştir. Bunun Uzerine ben Kadıköy kaymakamlığına mtiracaat ettim. Kaymakam Beye ve Belediye muhasebeclsine mes'eleyi anlattım. Tahkikat icra edileceğini vadertiler. Ve ancak bu suretledir ki heyecanım sükunet buldu.» Arkadaşımızın anlattığı bu vak'a şayani dikkattir. Tahsil dar lar hangi vergiyi ve rüsumu olursa olsun tahsile çıktıkları za • man mükellefe karşı hürmet göstermek mecburiyetindedirler.tzzetî nefis ne olursa plsun hiç kimsenin tecavüzüne maruz birakılmıyacak kadar yüksek bir varlıktır. Evde erkek bulunmadıgı bir sırada kadınları tehdit etmek, kapı önle rinde bangır bangir bağirmak meslek terbiyesi ile kabili telif .. görülmiyen taşkınhklardandır. Bir ^ mükelleften beş sene mütemadi 2 yen çöp parası aranmadığı halde ^ onun bir an içinde tediyesini isW temek çok büyük bir haksızhk olduktan başka mükellefi de yok ye f re müşkUIâta düşUrec«k bir ih f maldir. Bunun cezasını mükellef Ş Ş mi, yoksa tahsili bes sene ihmal f l| eden mi çekmelidi. diye :â Siyasricmal Almanya'daki Karışık vaziyet Prusya intihabatının neticesi Al • manya'nın ahvalini büsbütün kanştırmıstır. Müttehit Alman hükumetleri nin umumî parlâmentosu olan Rayih • ştag'da şimdiki devlet kabinesi esa sen bir ekseriyete istinat etmemektedir. Brüning kabinesi resmen hükumete iştirak etmiyen sosypl demokrat fırkasının hayırhahane müzahareti ile yaşamaktadı>. Fakat diğer taraftan Almanya'nın beşte üçünü ve hükumeti müttehidenin en büvüğünü teşkil eden Prusya'daki mahallî parlâmentoda Mc yö Bıüning'in mensup bulundugu mer* kez fırkasile sosyal demokratlar hem müttefik hem de ek&eriyeti haiz ol duklarından bunların teşkil ettiği hü kumet, devlet kabinesinin icraatns kavi bir muzahir bulunuyordu. Prusya intihabatı bu ekseriyeti bozmustur. Mr kez fırkası eski kuvvetini muhafaza etmiş ise de sosyal demokratlar fena hal de zayiflamıslardır. Bu iki fırkanm bu defa çıkardıkları meb'uslar mecüsin mevcut 422 meb'usundan ancak yüz altmış ücünü teşkil ettiğinden bunlar artık ekseriyeti haiz bulunmamakta dırlar. Bu iki fırka veni mecliste ko münistlerle ittifak ettiklert takdirde bir ekserivet bulacaklardır. Fakat ne katolik ne de sosyal demokrat fırkası nin komünistlerle birleşmelerine imkân yoktur. Prusya parlâmentosu intihaba tında faşistler memleketin en büyük fırkası olmuş ise de bunlann dahi meb'usları 160 kadar olduğundan hüku • meti müstakillen ele alacak vaziyette bulunmamaktadırlar. Faşistler milliyetperverlerle birleş • seler dahi ancak 200 meb'us toplıya • bilecekler ve gene ekseriyeti mutla • kayı temin edemiyeceklerdir. Binaen aleyh faşistlerin va komünistler yahut merkes fırkesile birleşmeleri icap ediyor. Fasistlerle komünistler yekdiğe • rinin hasmı biamanı oldufundan bu iki fırknnın birleşmesi imkân harieindedir. Yegâne çare fasistlerle merkez fırkasının birleşmesidir. Fakat Almanya devlet kabinesinin ittinatgâhı olan Pruıya'daki fasistlerle merkez katolik fırkası teşriki mesai ettiği takdirde devlet parlâmentosu Rayihştag merkez fırkasile sosyal demokratlann teşriki mesaide devam eylemesi tuhaf bir şey olacaktir. Fasistlerle milliyetperverlerin en büyük hasmı Mösyö Brüning oldu ğundan bunların merkez fırkasile bir leşmeleri icm Başvekilin feda edilme • sini dahi şsrt koyacakları muhakkak tır. Prusya'nın yeni parlâmentosu 24 mayısta toplandığı vakit Prusya'nın şimdiki kabinesi meclisin itimat kararını beklemeksizin istifa edecektir. Bütün cihan mes'elelerinin hallinde Almanya'nın teşriki mesaisi zarurî olduğu hakkında devletîer arasındaki kanaat kuvvet bulduğu bir sırada Almanya'da devlet kabinesinin istinatgâhı olan fırkaların zayiflamış olması beynelmilel siyasî vaziyeti dahi karıştırmaktadtr. Maahaza Mösyö Brüning 14 mayısta Cenevre'de toplanacak büyük devlei • lerin başvekilleri ve hariciye nazır • ları arasında akdolunacak içtimada Almanya'nın davasında mühim mavaffakiyet temin edecek olursa hem da hilde hem de hariçte mevküni sağ lamlaştırmış olacaktır. tstanbul'a gelen Bulgar profesörü Bugün Darülfünunda bir konferans verecek Sofya Da rülfünunu Hu kuku Amme mi derrisi ve Bal kan konferans sabık Bulgaı millî grupu reis' profe=ör M. Iste fan Kirof'un seh : rimize a;eldigin yazmıştık. M »stefan Kı rof dün sile görüsen bir muharririmize bu M. Istefan Kirof seyahati hakkında sunları söy'emiştir: < İstanbul'a iki konfe»ans ver mek üzere ve en eski dosÜarımdan olan Türkiye'nin sabık Sofya ve Paris sefiri Fethi Beyi ziyaret etmek için geld'im. Geçen seneye kadar Balkan konferansmda Bulgar millî grupunun reisi idim. Sonra bazı esbap dolayısile istifa ettim. Balkan ittihadının husulünü en çok arzu edenlerden birisi de benim. Halen de bir çok yollarda bu ga yenin tahakkuku için şahsen çalış maktayım. TUrkiye'yi çok eskiden • beri tanır ve severim. Hatta tahsilimin bir kısmını da buradaki Ame rikan Kolejinde yaptım. Burada cumartesi günü saat 12,15 te Darül fünund'a Hukuk Fakültesinde Bulgar kanunu esasisi hakkında bir konferans vereceğim. Eğer arzu edilirse Ankara'ya da giderek Balkan ittihadı hakkında da bir konferans vermek istiyorum.» gelenleri de bu meyanda layılabilirlerdi. ElveftUImısrî» nin müessisi Zağ lül Pasa o zaman İngiliz düsmanı değildi. İngiliz'ler onun kardeşini mil let aleyhinde çalıştırıyorlar, kendi sini de Maarif ve Ziraat Nazırı yapmış bulunuyorlardı. Bir çok vatan perverler o zaman Z^ğlul Paşaya hain nazarile bakarlardı. Harbi umumî patlak verince fır kalar faaliyetten menolundular, vaziyet söyle idi: BütUn halk İngiliz düsmanı ve Türk taraftarı bulunuyordu. Hidiv'in adamları bile böyle idiler. İstan Tsul'da bir kursunla yavalanan Hidiv bir çok sebeplerle orada kalmağa mecbur olmustu. Bunun Uzerine kendisini Türk taraftarı ve İngiliz düş manı addettiler. Mısır kabinesi azası başta Hidiv kavmakamı müteveffa Rüştü Pasa bulundugu halde İngiliz komiseri ile trörüsmüsler ve mutabık kalmıelar • dı. Türkiye tngiliz zümresine karşı muharebeve girmişti. Binaenaleyh İngiltere de hali harp dolayısile Mısır'ı ilhak edecek, bu memlekette Türkiye'nin verine kaim olacaktı. Buna mukabil harbin hitaraında Mt sır'a istiklâl verilecek, tngiliz ordusu çekilecekti. İngiliz'ler bu ittifakın birînci sıkkını bütün dünyaya ilân ettiler. tkinci şıkka gelince o yalnız Mısır vüzerasınin kulaklarında kaldı. Bu müzakereyi yapan vüzera arasında Adlî Paşa, İsmail Sıtkı Paşa, Yahva İbrahim Pasa bulunuyorlardı. Hidiv'in amcası ve Kral Fuat Hz. nin ağabey3İ Prens Hüseyin Kâmil Paşa İngiliz'ler tarafından Sultan ilân e dildi. Bu sırada Zağlül Pasa kabinede değildi. Bundan dolayı milletin gazabtndan kurtulmuş, Mısır âyanın • dan ve vatanperverlerinden peyder j pey taraftar kazanmağa baslamıştı. Reisi vüzera İsmail Sıtkı Paşa da bir kadın dedikodusu yüzünden is tifaya mecbur edilmiş, Zağlui Paşanın zümresine geçmişti. " M'ısıi'*ın yertî nrîsflyanlari "umumî harpten «vvel Hizbülvatanî'yi be ğenmiyorlardı. İngilîz'lerle birleşmişler, onlarm emellerine alet otmuş lardı. Fakat harp esnasındaki İngiliz mezalimi, Zaflul Paşa gibi mute dillerin bile İngiliz'lere karşı dur maları ve sair sebeplerle onların da yüzde doksanı müslüman hemşerüerine iltihak ettiler. Bu sıralarda Amerika'nın harbe girmesi ile zafer ve galebenin kokusunu alan İngiliz'ler mütarekeyi bile beklemeden filiyata geçtüer. Mısır'ın müstakbel kanun ve nizamlarmı ha • zırlamak için ecnebilerle MısırMı lardan mürekkep bir komisyon yaptılar. Şimdiki Temyiz Mahkemesinin reisi Abdülâziz Fehmi Paşa o za man Hizbülümme'ye mensup bir dava vekili idi. İngiliz'ler onu da bu komisyona aza yapmışlardı. Abdülâziz Fehmi Paşa hazırlanacak kanunların Mısır'ı alelâde bir müstemleke halîne koyacağını derhal anladı ve fırka ekâbiri ile birlikte Zağlul Pa şaya iltihak etti. 1917 de vefat eden Sultan Hüseyin Kâmil de son senelerinde millete takarrüp etmeğe, kendisini sevdirmeğe çalıştı. Sultanın İngiliz'lere o zamanlar çok mukavemet ettiği söylenir. Rivayetlere göre Sultan bu arada Mısır'a girmesi İngiliz'ler tarafmdan menolunan Hidiv Abbas Hilmi Paşa hakkında da bir çok teveccühkâr sözler söylemis ve bu hal saray mensuplarını dahi İnsri':7. diWmanı yap • mıştır. Sultanın vefatında oğlu Kemalet tin Hüseyin sultanlığı kabul etmedi. Diger bazı prensler de buna yanaş madılar. Nihayet Birinci Fuat Hz. Kral oldular.* Mısır'lı vatanperverin söylediklerini yarın da anlatacağım. İzmir meb'usu OSMANZADE HAMDl Bursa'da pek çok yeni tesisat yapıldı Bursa 5 (Hususî) Bursa, son bir iki sene zarfında «peyce değişti. Bu değisikliği içinde oturanlardan ziyade yabancılar hissedivorlar. Bir iki sene evveline kadar Çekirge'ye fayton ve ya hosusî otomobiPerle ve biraz oaha • lıca gidilirdi. Bugün ise muhtelif oto büs şirketlerinin servisleri; bir yolcuyu Çekirge'ye on kurusa götürüyor. Eski den şehrin ana caddesi olan Gazipaşa caddesi iki araba karşılaşamıyacak ka dar dardı. Şimdi (25) metre genisle • tildi. Evvelce hükumet daireleri dağı • nık evierde bulunuyorlardı. Son za manlarda yeni yapıian dört büyük ve beton daireye yerleştiler. Bunlarm karsısına da modern bir bina yapıldı: Halk Fırkası... Fırka önündeki meydanın bir merasim meydanı olarak asfalttan yapılmasına baslandı. Ve bu meydana ge çen sene Gazi'nin hevkeli dikildi. Geçen seneye kadar lisenin bir kö • şesine sığınmış olan Bursa tnUzesi, Ye • şilcami yanındaki meşhur yeşil med reseye taşındı. Şimdi yeşilcamü ziyarete gidenler yolun solunda bahçeleri, heykellerle süslü bir bina göriiyor ve merak edip burayı da geziyorlar. Tayyare Cemiyeti de şehir dahilinde, esi tstanbul'da bile bulunmıyan muazzam bir tiyatro binası yaptı. Çekirge yo • lundaki asrî stadyom bu yola hususî bir ziynet ve kıymet veriyor. Gene bu yol Uzerinde asrî kaphcalar şirketi mamf otel ve hamamını (gerçi suyunu, mo • bilye ve işletmesini temin ebnemekle beraber) ikmal etmiş bulunuyor. Belediye; Çekirge caddesinin yarısını parke ile döştdi. Kâşki bu parkeleri şehir dahilindeki şoseye döşese idi de yazın yol üstündeki binalarla ağaçları, bir kış manzarasına burundüren (toz) dan kurtarmış olsaydı... Fakat ne ya • palım ki bu iş artık olmuş bitmiş... Çekirğe'deki otellerin önlerine za rif bahçeler yapıldı; o havali şimdi hakikaten çok şirinleşti. Ayrıca her akşam işinden gücünden çıkanların uzak mıntakalardaki bahçelere gidemiyecekleri düşünülmüş, şehrin ortaunda umumî bir bahçe açılmaga teşebbüs edilmiştir. Sinemalı, cazbanth vclokantah olan bu bahçe resmini göndcrdiğim Belediye bahçesidir. Bu eğlence yerlerine son günlerde yepyeni bir şey daha ilâve ediliyor: Şehrimizin büyük binalarından biri olan (Şafak otel ve sineması) dahilinde tadilât yapılarak, tıpkı bir (Gardenbar) sekline sokulmakta ve kaphca şehri olan Bursa için elzem, acrî ve ailevî bir eğlence yeri meydana getirilmektedir. Askerî fırka: Bursa'nın en yüksek ve en güzel manzaralı f e r ' n e muhtelif kışlalar ve güzel bahçeler yaptırdı. Fırka merkezi önündeki sokak geniş bir bulvar haline kalbedildi. Bunlardan başka yeni yeni yapıian fabrika binalarım da unutmamak lâzımdır. Hulâsa: Bursa'da ağır olmakla be raber durmadan ilerliven umran faa liveli göze çaroıyor. 8 I İ İ t i ! Kitap okuma rökorü Türkiye'de en çok kitap, mecmua ve risale okuyan müddeiumumî muavinlerinden Adliye matbuat tetkik bürosu sefi Meüha Kemal Hanımdır. Metlha Kemal H. yeni matbuat ka nunumın neşrinden sonra yedi ay zarfında1 "5 bin kitap, mecmua ve risale okumuştur. Yeni kanun, plâkları dahi (matbua) dan addettiğine göre Me liha H. ayrıca 700 gramofon plâğını da dinlemiştir. * Soruyoruz! j Limon İki gümrük memuruna işten el çektirildi Limon kaçakçılığı hakkındaki tahkikata devam edilmektedir. Haydarpasa gümrüğünde iki memura işten el çektirildiği gibi İstanbul gümrüğünde de yirmi kadar memurun ifadelerinin ahn masına ba lanmıştır. Ayni za manda tartıldıkları esnada eksik gelen limonların sahiplerinden 2 bin liraya yakın para cezası a lınmıştır. Ayrıca kaçak addedi len 4 bin sandık limon musadere olunarak satılığa çıkarılmıştır. Tahkikat hakkında Gümrük ve İnhisarlar Vekâletine malumat verilmektedir. DTrD 16,000 lira çalan veznedar Bundan iki sene evvel Mardin Defterdarlığından Cizre malmüdürlüğüne bir torba içinde gönderilen 16,000 lira çalınmış, veznedar Mustafa Ef. tevkif edilmiştir. Bu hâdisenin Diyarebkir mah • kemesinde cereyan eden muhake • mesi ahiren neticelenmiş, veznfdarın yedi buçuk sene hapsine karar ve • rilmiştir. Tevkifini müteakıp kefalet vererek tahliye edilmiş olan veznedar mahkumiyet haberini duyar duyma? meydandan kaybolmuştur. Cenuba kaçtığı zannolunmaktadır. MUHARREM FEYZİ Romanya'lı seyyahiar Beş gün evvel şehrimize gelen Romanya (Türk muhipleri) cemiyetine mensup 170 seyyah dün Recele Carole vapuriie memleketlerine dönmüşler dir. Darülfünunun Islahı Profesör M. Malş rapo runu hazırlıyor Darülfünunun ıslahj hakkında tetkikatta bulunan îsviçre'li profesör M. Malş, tetkikatını bi tirmişi raporunun ilk kuımlarını hazırlıyarak yazmağa başlamıçttr. Raporun ilk kısmı türkçeye ter cüme edilmektedir. Raporun mütebaki kısmı bir hafta zarfında ikmal edilecek ve M. Malş, raporunu Maarif Vekâletine vermek üzere Ankara'ya gidecektir. Rapor hakkında azamî ketu • miyet muhafaza edilmekle beraber, profesörün Darülfünun teş kilâtını çok mükemmel bulduğu haber verilmektedir. Profesör, yalnız tedrisat ve lise talebesinin Darülfünuna yetiştirilmesi cihe tinde zayıfhk olduğu kanaatin • dedir. Bilhassa talebenin lisan tedrisatında geri olmasını büyük noksan addetmekte, bunun için tedbirler gösterilmektedir. Eskişehir'de bir idam Geçen sene Eskişehir'de bir ihtiyarı parasına tamah ederek haşını taşla parçalamak suretile öldüren Mihalıççığın Doğanoğlu karyesinden Ahmet oğlu Malik salben idam edilmiştir. Büyük iskender zamanından kalma bir zümrflt Büyük İskender zamanından kalma bir zümrüt, İstanbul mücevhercileri a rasında münakaşalara sebebiyet ver mistir Söylenildiğine göre bu züm rütün diger üç eşi İngiltere müzelerindedir. Ve hepsi bir araya geldikleri zaman henüz okunamamıt bir cümle teş kii etmektedirler. İstanbul'da bulunan zümrüt, mücevherci tarafmdan 7 bin liraya ahnmıştır. Uzerinde bir insan başı bulunan bu mücevher, gösterilmek ve satılmak üzere Ankara'ya gönderile cektir. Kaçakçılıkla mücadelenin neticeleri Etibba Muhadenet Cemiyeti tatil günü olan cumaya tesadüf etmiş, dünkü eğlencelere azamî bir kesafet vermiştir. Bir çok semtlerde, halk eğlence yerleri ne koştuğundan, evler bomboş kaimıştı. Dünkü eğlence m&halieri ara sında Kâğıtane en başta geliyordu. Edirnekapı, Yedikule, Çırpıcı, Topkapı, Balıklı sırtları, fülye tarlası, Usküdar'da Kısıkh, Çamlıca tarafları, Hürriyetiebediye ve Arnavutköy sırtları, Boğaz'ın her iki sahili de pek kalabahk ol • mustur. İstanbul Etibba Muhadenet ve Halk, vapur, motör, sandal ve Teavün Cemiyetinin son kongresinde otomobil ve otobüslerle daha saidare heyetine seçilen azalar arasınbahın alaca karanlığında mesire dan divanı riyaset şu zevattan te yerlerine taşınmağa başlamıştır. şekkül etmiştir: Hatta Kâğıtane'de bir gün evvelReis Mazhar Osman, ikinci reis den gidip kendilerine yer tutarı Ferit İbrahim, umumî kâtip Fethi, veznedar Nami, aza Osman Şerafetlar bile vardı. Kacakcılarla mücadelenSn pek iyi tin. İhsan Sami, Hayri Ömer Beyler. Kâğıtane'de her tabakadan boy neticeler verdiğini görüyoruz. Memle boy* çeşit çeşit insanlar vardı. kete, millete bir düsman kadar fena Bulgar muallimler gidiyor Haliç vapuriarı su^.ıian akşama lık ettiklerini henüz anlamıyan ve bu iBir kac gündenberi şehrimizde bulukadar mütemadiyen İstanbul hal nan Bulgar Darülfünunu tarih, coğraftibarla zavallı diyebileceğimiz kaçakya müderris ve muallimleri dün de şehkını Kâğıtane'ye taşıdılar. çılar bu çetin mücadeleden yakalarını rimizde bazı yerleri dolaşmışlar ve Ersiiphesizdh ki nek zor ve pek şaz ve İstanbul tapu ve kadastro dakek Muallim mektebindeki müsamerede müstesna olarak kurtarabiliyorlar. Deriresi âmir ve memurları dün hep hazır bulunmuslardır. cettiğimiz resim nisanın yirmi birinci birlikte Beykoz'a bir tenezzüh Misafirlerimiz yarın memleketleri gecesi Tslahîye'ye yakın Kayatepe'de yapmışîarrfır. ne avdet edeceklerdTr. jandarmalarla çarpışarak akıbet «endilerini de, mallarını da zabıtamıza teslime mecbur olan beş kaçakçıyı, jandarmalari ve kaçak eşyayi göstermektedir. Kaçakçıların dört katır ve bir at ile kaçırmak istedikleri şeyler on denk pa muk mensucat, iki balye müstarael el • bise ve üç halıdan ibarettir. Kaza kaymakamının ve jandarmanın faaliyeti şayani takdirdir. Romanya konsolosu gitti Hükumeti tarafmdan Hariciye Ne zareti emrine ahnan Romanya'nın sa • bık İstanbul jeneral konsolosu M. Yonesko dün Recele Carole vapurile raeu»» Ieketine gitmistir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: