4 Haziran 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

4 Haziran 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhariyet 4 MUSAHABE* Hazîran 1932 Ali'nin külâhını Veli'ye bir şey söyliyemedi, hatta yüzüne ieniye için» akşama kadar, ne yabakmadı bile. O günkü alacaklıları pıp yapıp elli lira bulmak lâzım. Annesi hasta, çok hasta. İki doktor: nasıl atlatacağını düşündüğü, yüzüniin en gergin ve sıhhatli parçala «Ameliyat!» dediler. Hükumet has rına kadar uzanan endişe çizgilerin tanelerinde » * yok. Bir gün bile ge*• den belliydi. Seniye ona kendi felâcikmek ıy< aeğilmiş, hastalık çok i ketini haber vermekten bile çekiniJerlemiş. İki doktor da, «ameliyat!» yordu. dedikten sonra ilâve etmişlerdi: Fakat, çare yok, anlatacaktı ve Hemen, derhal, bugün! anlattı. Hemen, derhal, bugün. Seniye şaşırdi. Henüz yirmisini doldurmamış Saffet Bey mes'eleyi oldukça bubir kız. Evin içinde, yakın akrabası lanık bakışlarla dinlemişti. Başını öiçinde, ahbapları içinde hemen kennüne dikti, düşündü. Sonra yarı açık disine koşulacak hiç kimse yok. Daduran kapıya baktı, gitti, biraz dıyısı İzmir'de. Esasen onun da vazi şarıyı da dinledikten sonra kapıyı ayeti iyi değil. Dayısının büyük oğlu ğır ağır, ihtimamla kapadı, Seniye'ye burada ama, ayyaş ve çapkm, yatıp geldi ve bir elini avcunun içine aldı: kalktiğı yer belli değil. Hiç bir sö Üzülme, dedi, belki bir çaresini züne güven olmaz. Evdeki Hacı kabuluruz . dın, yalnız, avuçlarını sancılı böğrüSonra Seniye'yi kendine doğru ne bastırarak, minderin üstünde iki çekmek istemişti. kat inliyen hanımının baş ucunda, Birdenbire kapı açıldı ve eşiğinde, 'Allah'a dwa ediyor. Su ısıtmağa bile tepeden tıranağa kadar öfkeler sahali yok. Onu da Seniye yapıyor. çan bir adam belirdi. Hemen ağzını Hacı kadm zaten öyle tembeldir, öy açmış, söylüyordu. Neler, neler, nele kokmuştur ki, dua etmek için duler! ''Hep kaçıyorsunuz benden. Andaklarını şöyle biraz kımıldatması lamıyor rrnyim sanki? Ben sizi nabile onu yorgunluktan yere sermezse muslu bir adam sanırdım!» mı de şaşılacak şeydir . miyor? ':Nihayet sizi böyle muhabbet eFakat, çare var mı başka? Seniye derken yakaladım!» mı demiyor? ona »ıkı »ıkıya bir çok şeyler tenbih «Buhran, buhran, buhran! Bu kadar etti, annesini ona bıraktı ve sokağa borçluların ağzında bu lâkırdı. A çıktı. lacaklı için buhran yok mu? Fakat Sultanhamamı'nda, iki aydanberi ben sizin gibisini görmedim!» mi dedaktilo olarak çalıştığı yazıhaneye miyor? Ve Seniye'ye öyle müthiş de geç kalmıştı. Bu elli lirayı Saffet gözlerle bakıyor ki... Beyden intemeği hatırından bile geGenç kız dosya odasına kaçtı ve çirmiyordu. Hergiin, yazıhanede, elkapıyı kapadı. Alacaklının sesi mütlerini uğuştura uğuştura enine bo hiş surett? yükseliyordu. tki tarafın yuna dolaşan ve alacakhlarına gö küfürleri duyulmağa başladı. Seniye rünmemek için, bazan dosya odasına basını avuçlarının içine almıştı. İki gizlenerek orta kapıyı kilitliyen bu evrak çuvalının üstünde oturuyordu. adam, Seniye'nin aylığını bile doğru Evde, ellerini sancılı böğrüne basadürüz veremiyordu. Hem de Seniye rak, minderin üstünde kıvranan anbu adamın hiç bir arzusunu yapmanesini düşündü ve hıçkırdı. mıştı: Bir kır gezintisine beraber çıkBirdenbire dışarıda sesler kesilmak, bir sinemaya beraber gitmek mişti. Alacaklı gitmiş olacak; ve gibi tekliflerini hep reddetti. Çiinkü biraz sonra kapı açıldı, Saffet Bey annesi onun aklına koymuştu. «A içeri girdi, avcunu Seniye'nin başına man kızım, aman Seniye'ciğim, ken koydu: dini gözet, elinde, avcunda namu Bundan sonra sen benim kızım•undan baska hiç bir şey yok kızım, sın. Sana eski gözümle bakmıyacağım. bir de o gidiverirse mahvoluruz. ABenim de köşede bucakta kalmış bir man kızınr». aman yavrum, sakın ervicdanım var. Yerine göre ben çapkek sözüne inanma, evlenmeğe razı kınlığı da, iyiliği de bilirim. Sana kar. olmıyan erkeğin sevgisi yalandır, şı insanca harekete mecburum. Kalk, »en de evlenmeden evvel hiç bir şeye Beraber eve gidelim ve anneni derhal razı olma!» diyip dururdu. bir hastaneye yatıralım. Ben küçük Güzel bir kızdı Seniye. Başkala bir kaparo ve kefil veririm. Hastarında az olan şeyler onda çok vardı: ne sahibi de bir sürü alacakhlar a • Meselâ boy. Meselâ, dar yaşayışına rasına katılır. Günün birinde o da rağmen Jgnjnjımıhhati ve renk. Meböyle gelir, bağırır, çığırır, küfre • selâ biçim. Terbiye görmüş vücut lerin selis, müphem olmıyan, görül der, gider. Seniye, hamisinin yüzüne hayret mekten korkmıyan zengin, temiz, ve memnuniyetle bakıyordu. Saffet ceıur hareketleri, çizgileri, kabarıkBey yalnız bu hayrete cevap verdi: lart .Sonra büyücek bir ağzı ve intizamsız dişleri affettiren harikulâde Tabiî, annenin hayatı, hasta güzel, aiımJı bir yüz. Böyle bir kız ne sahibinin kârından daha mühimiçin, annesinin o nasihatlerinden baş dir değil mi? ka rahat yaşamağa ne mâni var? Sonra pişkin bir adamın bütün itiEvvelâ yazıhaneye giderek Saffet madı nefsile ilâve etti: Beyden îzin almağa karar verdi. Merak etme, dünyanın bütün Sonra her tarafa baş vuracaktı. işleri böyle dönüyor, buhran diyip Saffet Bey, gene ellerini uğuştura geçmiyelim. Ali'nin külâhını Veli'ye, uğuştura odada enine boyuna dolaVeli'nin külâhını Ali'ye... Haydi! fiyordu. Seniye'nin geç gelmesine hiç SERVER BEDİ Ereğli limanında Maryana Yunan vapuru nasıl yandı ? Maryana isminde bir Yunan vapu runun Ereğli limanı dahilinde yandığı nı geçenlerde yazmıştık. Dün Ereğli Liman Reisi İsmail Beyden şu mektubu aldık: {155932 sabahı saat bir buçuk raddelerinde Pire limanına mensup 703 rüsum tonluk Marianna ismmdekı Yunan bandırah vapur Romanya'dan kereste hamulesile limanımızdan ihrakiye al mak üzere gelmekte iken Kandilli mevkii açıklarında ve limana sekiz mil mesafede kıç ambarında ansızın zuhur eden yangın Kandilli'den görülerek teva lefonla Ereğli'ye k> ihbar üzerine ayni saatte refakatime liman memuru alınarak (Dernek) değil limanımıza mensup serbest Aydın motörile hareketle mahalli harika muvasalat ve «18» değil «16» kişideu mürekkep vapur mürettebatının iki filika ile vapurdan açıl dıkları görülerek tamamı bulunduğu muz motöre salimen alınmış ve kaza zede vapura hep birlikte gidilerek miirettebatın vapurda kalan eşyalan da tahlis edilmistir. Bu sırada Alaca ağzında tahmilât yapmak üzere hizamızdan geçmekte olan Kutlu vapuru motörden, tarafımdan verilen işaret üzerine yolundan çev • rilerek yanmakta olan vapur, alınan tertibatla bağlanarak büyük bir müşkülâtla limana getirttim. Limana duhuliimüzde yanmakta olan vapurun ve içindeki malın selâmeti noktaî nazarından limanın demir mahalli olmıyan ve vapur • ların giremiyeceği ve limana kat'iyyen zarar iras etmiyen kısmı olan ve kolaylıkla çıkarılması imkânı bulunan sahil kumsala çekilerek kerestenin söndürülmesi gayesile vapurun iki tarafından iki delik açılarak oturtturulmuştur. İki gün Kutlu vapuru ve hususî motörden tu lumbalarla alınan tertibat neticesinde vapurdaki yangın söndüriilmeğe muvaffak olunmuş ve kerestenin bir miktan da kurtanlmıştir. Vapur hali hazırda pek kolayhkla çıkmaya âmade bir halde limanın en emin ve tenha bir kum • sal mevkündedir. Kereste tahlisinden dolayı memlekete para girmiştir. ÎLMI Haziranda yer ve gök... Tabiatin gençleştiği bu ayda arzı semavî hemşireleri pek yalnız bırakırlar Senelik hayatının nisanda çocukluk, mayısta ilk gençlik safhalarını yaşıyan tabiat, bu ayda kemalin iptıdaî devresine vâsıl olur. Haziranda artık kuslar yuvala rından uçmuş, yavru hayvanlar analarının apışından ayrılmıştır. Her taraf sert gagalı şahinler, burma boynuzlu genç koçlar, gözle>*inin kanlı akını haincesine çevire çevire rakiplerini gözliyen tosunlar... gibi hayat zaruretlerile pençeleş rr.eğe hazırlanmış yeni, taze mah • luklarla dolmuştur. Hele nebatî zümrenin büyük bir kısmı, cinsî miknatısının yeşimeierire hbbersizce hediye ettiği semereleri ortaya döker. Tabiat mecellesinde günahınır yeri olmıyan bu gibi zâflara uğrıyanlar süt dökmüş kediler gibi düşü • nenler mi arıyorsunuz? Nafüe yo rulmayınız; kaynağını sırf vicdan • dan alan bu asil nedameti ^nsandan başka hiç bir mahlukta bulamazsı • nız. Ey dilber kız, gölgesinde oturiuğun kiraz ağacının üzerinde pıtrak gibi kümelenmiş, baygın kokulu, beyaz, pembe renkli binlerce çiçeğin ptrvasız cünbüşüne, kuşların iştirak ve terennümlerile tes'it edilen cinsî teraaslarma bakıp ta • bütün uzviyat âiemine şamil olan bu muafiyetten neden mahrum edildiğinin sırlı manalarını aramağa kalkma; hayat fplsefsinin bu iğneli düşünceleri se nin manolyadan daha nazik olan di mağmı incitir. nezakete pek muvafık bulmadığsmdan derhal göğe geçiyorum, bu bu naltıcı havalarda arzın yakıcı sı caklarından uzaklaşmak, semanın iâhutî manzaralarma nazar atfetmek ruhumuzu olsun biraz serinlendirir. Fikrimizin cevelânına müsait olan bu bitmez tükenmez sahada bizi hayretten hayrete düşürecek ne bedialar gizlidir. Semada her eşyden evvel bizi alâkadar etmeleri lâzım gelen şeyier şüphesiz seyyarelerdir. Biz de bu sebepten dolayı gözlerimizi derhal arz;mızın bu hemşireleri üzerine çe virelim: (Utarit Mercure) haziranm on üçüncü günü güneşle conzantion superieur İçtimai ulya vaziyetine geleceğinden, bu ayda müşahedesi kabil değildir. Zira ni&beten kücük olan bu seyyarenin donuk ziyası güneşin şaşaası arasında seçilmez bir halde kalır. (Venus • Zühre) haziranm orta . Iarına doğru dürbünsüz görülemez bir hale girecek. Aksamları güneşin s'ddetli ziyası kendisile beraber hareket eden bu parlak seyyareyi de bizden gizliyecektir. Zührenin güneşle conzancition inferieure . İçtimai süflâyı (29) hazirandadır. Bu esnada Zühre gittikçe arza takarrüp eyler. Kutru haziranm beşinde (45,6) saniye iken on be şinde (52,6) saniye, ve yirmi beşinde ise (57,6) saniye olacaktır. Içtimadan sonra safahahnı ufak bir dürbinle bile takip mümkündür. Bu ayda (Mars Merîh) te agyrikabili müşahededir. (Jupiter . Müşteri) ye gelince: Manzumemizin bu en büyük seyyaresi ancak haziran gecelerinin baş • langıclarında görülebilir. (Saturne Zühal) safak ziyasını müteakıp tulu eder. Bütün gece müşahedesi kabildir. (Uranus . Oranos) ancak haziran sonlarına doğru gözükmeğe başlar. (Neptune . Nepton) bu seyyare de i!k akşam vakitleri biraz gözükebilir. Bundan anlaşıhyor ki haziran, seyyarelerin istediğimiz gibi tetkikleriate tnüsaade etmiyecektir. ABDÜLFEYYAZ TEVFİK Bu akşamki program İSTANBUL: 18 Gramofon 19,30 Hafız Ahmet Bey heyeti 20.25 Havadisler 20.30 Diş tabibi Suat İsmail Bey tarafından konferans 21 Hpfız Ahmet Bey heyeti 22 Orkestra konseri. 1 Sommer nachtstraum. 2 Adagio sostevutc. 3 Canzono del Violina. 4 Pas des fleurs. BERLİN: 16 05 gramofon 17.45 konferans 18.10 k&nser 20,05 haftanm hikâyesi 20 30 Amerikan gazeteciliği fkonferans> 21,15 Sicılya aksamları rVerdi) 21.55 spor haberleri 22.05 Munih'ten nakil 23.15 havadisler 23.25 dansing. VİYANA: 17 05 havadisler 17,25 gramofon 19.05 konser 20.40 gramofonla musa habe 21,10 havadisler 21,40 konser 22.15 havadisler . 22.40 (John Law pi yesı 24 05 havadisler 24,20 hafif musiki. BUDAPEŞTE: 20.35 konser . 21,45 piyano ve şarkı ile Macar havalan 23,05 orkestra 24,33 akşam gazetelerınden havadisler mu teakıben tsigan orkestrası. BELGRAT: 21.05 orkestra 22,50 saksofon konseri 23.20 havadisler. BÜKREŞ: 19,05 orkestra ile hafif musikl 20.05 havadisler ve doğru saat 20,15 orkes tra 21.05 coğrafya ve tarih 0?onfe ransı 21.45 plâk 22,05 tiyatro 22,50 orkestra ile Romen musikisi. VARŞOVA: 19.35 şarkılar 20,05 Vilno'dan nakil 21.50 Radyo gazetesi 22,20 hafif musi ki 24,15 Chopin'in eserlerinden kon ser: (Polonaıse en si bemol mineur). fSonate en do mineur op.4) 24.45 Radyo gazetesi 2455 dans musikisi. ROMA: 19,35 şark konseri 19.50 muhtelif konser 22,05 plâk 22,50 Les Puritains •.BelliniK PALERMO: ** 1 19.35 gramofon 22.50 La petlte reine O la rose (küçuk kralıçe) Leoncavallo'nun opereti. Mahzun gözlerinle yüzüme bakıp benden bir teselli şem'ası istiyorun değil mi? öyle ise dinle yavrum: Kırları dolduran bu mes'ut, bu coşkun tezahürlerin masum seylrcisi olmaktan alınacak temiz, ruhî duygular, bir kaç saniyelik zâfm asabî zevklerine benzemez. Ne yapahm? İnsan olarak doğrr.ak nimetinin bu necip külfetine elbctte tahammül edeceğiz. Zira ruhan yükselmek, tabiî temayüUere itaatle de. (Birinci sahifeden mabait) ğil, bilâkis mukavemet göstermekle (Evolutif) bir kültür olan sporun temümkün olur. melini teşkil eder. Vücudünü ewejıg& * ** jjmnastikle terbiye etmiş olajt genç»Sizi yer üzerinde fazla oyalamsğı ler, sporla tekemmül ettirebilir. 2 Sporla para kabili telif değildîr. Gayesi para kazanmak olan sporIar gençliği bedenen ve ahlâkan ze • deler. Sporun gayesi sıhhat, uzun hayat, ve ferağat olmalıdır. 3 Sporun memlekette doğru bir Cığaloğlu'nda Kapalıfırın karşısın yol takip edebilmesi için yüksek tah daki mescidin lâğımı bir ay evvel patsil veren bir beden terbiyesi raektebi lamış ve pis sular sokağa taşmıştır. Şehlâzımdır. rin ortası ve en işlek caddesi olan bu Sokollar'ın daveti Şehrin ortasını telvis eden lajam Japon kabinesi itimat Telkinine çalışıyor! Tokyo 3 (A.A.) Amiral Saito'nun Japon diyetinip açılması münasebetile irat efaniş olduğu nutkun en mühim noktası umumî emniyetsizlik ve endişe hislerini ortadan kaldırmanın ve hayat şartlarmın istikrarını temin etmenin âcil bir zaruret olduğundan bahis olan kısmıdır. M. Saito, siyasette tasfiye yapmak lüzumuna ehemmiyetle kaydettikten sonra hükumetin Jki esaslı fırkamn her ikistne de istinat edeceğini ve fakat hiç birini diğerine tercih etmiyeceğini söylemîştir. Alman Başvekilinin Ilk beyanatı... Berlin 3 ( A . A . ) Başvekil Von Papen dün öğleden sonra Rayhiştbank müdürii M. Lüther ile görüşmüştür. Bu mülâkat neticesinde Alman parasının istikrarında bir tehh'ke teşkil edebilecek hiç bir kararm kambiyo ve kredi sahalarında mevzuu bahsol madığı hususunde mutabık kalınmıstır. Berlin 3 ( A . A . ) Başvekil Von Pa pen ecnebi matbuat mümessillerini kabul ederek demistir ki: « Yeni hükumet, sabık kabinenin hattı hareketini takip etmekle beraber mülî menafii de himayeye ve diğer milletlerle sıkı bir teşriki mesai ile cihan iktisadi vaziyetinirt salâh bulmasına çalışacakbr. Almanya'da siyasî tebeddüller vuku bulduğundan pf.rlâmento haricinde de müzaheret görmek maksadile yeni ka bine teşekkül ebniştir. Alman'lardan talep olunacak maddî ve manevî fedakârlıklar bütün manevî kuvvetler tevhit olunduğu takdirHe kabili tahammül bir halde olacaktır.» Rayhistag dağdtyor Berlin 3 (A.A.) Kabine Ray hiştag meclisinin vakıt geçirmeksizin dağıtılmasma karar vermiştir. Le Bourget 3 (A.A.) M. Bi • besco, Viyana tarikile Bükreş'e gitmek üzere saat 6,55 te tayyare ile hareket etmiştir. habı Adana'da buğday ve arpa piyasası Adana 1 (Hususî) Piyasaya arpa ve buğday sevkiyatı devam edi yor ve prim birde dört beş nisbetin • dedir. Piyasa durgundur. Arpanın okkası 3, buğdayın 5 kuruştur. Pi • yasaya fazla mal geldiği taktirde fiatların daha ziyade düşeceği tah min olunmaktadır. sokağın mülevves ve müstekreh hali şehir namına ayıptır. Belediyenin nazari dikkatini celbederiz. Oteller tasnif edildi Cuma ruhsatiyelerinin alınmasında küçük otelcilerin mutazarnr oldukları iddiası üzerine belediye daimî encü • meni bütün oteîleri altı kısma ayırmış ve ruhsatiye ücretlerinin sınıflara göre alınmasını kararlaştırmışbr. Hükumet demiryolları inşaat umum Rıhtım şirketi antrepolarında sa reisi sabıkı mühendis İzzet Beyin mahhipsiz olup satılarak bedelinin hazidumu ve Harbiye Nezareti mektupçusu neye verilmesi lâzım 500 bin lirahk merhum Ali Rıza Beyîn hafidi Şirâ İzemtianın meydanda olmadığı görüzet Bey henüz dokuz yaşında olduğu lerek mes'eienin mahkemeye verildiği halde bu gece vefat etmiştir. Cenazesi malumdur. bugün sabah saat 10,30 da FeneryolunŞimdi bunlardan başka 100 bin lira da Çiftehavuzlardaki koşkünden kaldıkıymetinde diğer bazı eşyanın da rılarak Kalamış iskelesinden vapuru antrepolarda görülemiyerek tahki mahsus ile Beşiktaşa nakil ve Sinan Pakata başlandığı haber verilmektedir. şa camisinde cenaze namazı badeleda Gümrük Başmüdürü Seyfi Bey hâ Yahya Efendi hatiresindeki aile kabdisenin müfettişlerce tesbit edildi • ristanına vediai haki gufran kılınacaktır. ğini söylemiştir. Cenabı Hak ebeveynine sabır ve metanet versin. Rıhtım antrepolarında kaybolan mailar Müessif bir irtihal Yaglı, yağsız etiketi Yağlı ve yağsız sütten yapılan pey nir ve yoğurtların üzerine «yağlı» veya belediye nizamnaseinezb zb md mfh gk «yağsız» etiketi yapıştırmak zabıtai belediye nizamnamesi ahkâmındandır. Geçenlerde Üsküdar'da etiket koymı yan bir yoğurtçuya ceza yazılmış, adam mahkemeye müracaat etmiş, mahkeme de böyle bir etiket koymayı urf ve teamüle mugayir görerek cezayi iptal etmiştir. Belediye de bünus üzerine hükumete müracaat etmiştir. Evrak kalemi lağvedildi Yeni bütçe münasebetile Seyrise fain evrak kalemi lâğvedilmiştir. 24 senedir idarede muvaffakiyetle va zife gören kalem âmiri Mehmet Ali, güverte müdürü Hüsnü Beylerle kaptanlardan İzzet, Ethem, Murat Efendiler, hademe Cevahir ve Nefise Ha nımlar, hademe Mehmet, bekçi Mehmet Ağalar açığa çıkarılmıştır. Satılık arsa Büyükada'da Nizam caddesinde Murath sokağında dört tarafı duvarla çevrilmiş, denize karşı güzel bir manzarayı haiz 600 arsın murabbaında bir arsa satıhktır. İstiyenlerin karşısmdaki köşke müracaat etmeleri lâzımdır. Oğlunu göremeden ölmflş Mudanya'nın İsmet Paşa mahalle sinden Girit'Ii Ali oğlu Hasan, Mudanya'dan bir otobüsle Bursa'ya ge lirken yolda oğlunu görmüş ve otobüsçüye dur demeden kend'iliğinde: kapıyı açıp atlamak istemiştir. Za vallı adamcağız atlar atlamaz ölmü: ve oğlunu görmeden gözlerini hayata kapamıştır. Şanghay konferansı Nankin 3 (A.A.) Çin hükumeti, Şanghay'da umumî bir konferans ak tine esas itibarile muhalif değildir. Delinin yaptıkları Güne'nin Reşadiye mahaliesinde iki senedir evinden çıkmıyan ve kimse ile konuşmıyan kebapçı Ali isminde bi risi cinnet getirerek balta ile karısının başını parçalamış ve yakalanmıştır. Mukataa ihtilâf'arı Evkaf idaresi yeni yolîarla vakıf arsalara yapılan emlâkten mukataa vergisi istemiş ve belediye bunu reddet • miştir. Evkaf şimdi de bir kaç sene evvel idarei hususiyeye devretiiği eski medrese ve roektep binaİarından da mukataa istemsktedir. Belediye ve hususî idareler, Evkafın elinde biriken verg^re tâbi olmıyan ve müessesatı hayriyeden madut bulunan bu binalardan vergi almmıyacağını, Evkaf ise kiraya verildikleri için binalann hayır müessesesi mahiyetini kaybettiklerini iddia eylemektedirler. Almanya ile takas Takas işleri hakkında temas ve tetkikierde bulunmak üzere Avrupa'ya giden heyet bugünlerde avdet edecektir. Almanya'ya pamuk ve saire yermek, mukabilinde mamul emtia almak üzere bir takas mukavelesi akti hususunda mv tabık kalınmıst'r. Edebî yeniljğimiz Türk teceddüt edebiyatı tarihi müellifi, kıymetli muallim ve muharrirle • rimizden İsmail Habip Bey liselerin son sınıfları için yazdığı «Edebî yeniliğimiz» isimli eserinin ikinci cildini de neşretmistir. Kütüphanemize bu kıymetli ki tabı kaz&ndıran müellifi tebrik ederiz. Muğia'da 15,000 dönüm bag dikiidi Denizli 3 (A.A.) Bu sene hu susî idare tarafından halka bedava dağıtılan 800 bin asma çubuğu ile yeniden 15 bin dönüm bağ dikilmiştir. Hususî idare bundan başka kendi fidanlığından meccanen 200 bin dut fidanı dağıtmıştır. 5 kuruşa bir okka kiraz Gönen'de kirazın okkası 5 kuruşt satılmaktadır. Bu fiatın daha fazla düşeceği tahmin olunmaktadır. Ticaret odası kooneratifi Liman şirketi keooeratifi, müesse • selerde kooperatif fikrini canlandır maktadır. Ticaret Odası memurlan da bir istihlâk kooperatifi teskiline karar vermişlerdir. Kooneratife ticaret bor sası memurları da istirak edecektir. Göz yaşlarım Ethem îzzet Beyin Milliyet gazete sinde tefrika ettiği «Gözyaşlarım» ro manı kitap halinde çıkanlmak üzere hazırlanrnaktadır. Bugünlerde intişar sahasma konulacak olan yeni eser tah lili ve içtimaî bir romandır. Her eıkek ve kadırı kendini o sahifelerde bulabilir, yeni bir teknik ve muharririn ken dine has üsiubu ile yazılmıştır. ^Göz yaşlarım» her halde dikkat ve merakla okunacak bir roman olacaktır. Bolu'da asari atika Bolu'nun Büküş köyünde köylüler gayet musanna ve menkuş rankli bir oda meydana çıkarmışlardır. Hüku met Ankara'ya haber vermiştir. Bo Iu'da asari atika artyanlar çoğaîmıştır. Tayyareci Mis Earhart Paris'te Romanya'da kabine buhranı Pari» 3 (A.A.) Atlas Okyanosunu tayyare ile aşmağa muvaffak olan Amerika'Iı tayyareci Mis Earfaart Paris'e gelmis, istasyonda ga yet kalabahk bir halk kütlesi tarafından büyük tezahürlerle karşılannıştır. Yangınlar köpükle söndiirülecek Yangınlarda su sıkıntıst çekümesi ve sularm eşyayi tahrip etmesi dolayısile belediye yangınların köpükle söndü • rülmesini muvafık bularak 4 köpük makinesi ismarlamıştır. Bu makineler it faiye gruplan arasında taksim ve tecrübe edilecektir. Köpük eşyayi tahrip etmi yeceği gibi bu suretle su derdinden de kurtulunmuş olacaktır. Belediye bundan başka mevcut 8 gaz makinesini 32 ye çikarmağa karar vermiştir. Yangrnlarda hem yanan yeri söndürmek, hem içerdekileri kurtar • mak üzere 32 maskeli itfaiye neferi kul lanılacakhr. ingiliz Sefarethanesinde Dün Ingiltere Kra!« Jorj Hz. nin yevmi mahsusları olmak hasebile İngiltere sefaretinde bir gaıclrt"partı verilmistir. Bahçe eğlencesi çok samimî geçmiş, sefaretler crkâniJe jriiiide zcvat ve aileleri hazır bulunmustur. iran şahı'nm mjrası 930 da vefat eden sakıt İran Şahı Ahmet Mirza servetinin bakiyyesi olan 80 milyon frangı Garanti Trös Kumpani Bankasına tevdi e derek vasiyetnamesinde bu paradan on karısından yalnız sekizine mhas bırakmıştır. Diğer iki kadm miras davası açarak kazanmışlar dir. Fakat şahın mirası hep kıymetli elmas ve pırlanta olduğu için taksim çok güç olacaktır. Hilâliahmer müsameresi Kadıköy Hasanpaşa Hilâliahmer naKiye merkezi himayesinde 9 haziran 932 perşembe giinü akşamı Yoğurtçupark tiyatrosunda fevkalâde bir müsamere verilecektir. Askerî bando çalacak, mualHm Nuri ve talebe tarafından fahriyen konser, Naşit Bey ve Karakaş heyeti temsiliyesi tarafından Hki böcek. dört çiçek) vodvili temsil edilecektir. Lâvrens isîanbul'da Büyük harp esnasında memleketimize gird'iği iddia olunan meşhur İngiliz casusu Lâvrens'in maceraları «Lâvrens Istanbul'da» başhğı albnda toplanmış ve kitap halinde neşre • dilmiştir. Eserin nakili İskender Fahrettin Bey'dir. Temiz bir üslubu va meraklı bir mevzuu olan bu eserî herkese tavsiye ederiz. Afyon kooperatifi Ankara 2 fktisat Encümeni, kooperatifi teşkilâtına dair lâyihayı müzakere etmektedir. Lâyihaya göre kooperatif kendisinin takdir e deceği afyonları alacak ve kâr müstahsillere tevzi edilecektir. Cürmü meşhut halinde Cibali'de Fener caddesinde 193 numaralı un değirmeninde hamal Hasan'a ait eşya ve saireyi çalan meşhur sabı kahlardan Basri oğlu Hasan cürmü meşhut halinde yakalanmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: