1 Temmuz 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

1 Temmuz 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 Tetnmuı 1932 Cumhttriyet SON TELGRAFLAR K asing klüp Fenerbahçe Ün mühim beyanatl Bugün karşılaşıyorlar! Kesanova hâdisesi f aili olarak 6 kişi hakkında tahkikata başlanmıştır Bulgar Başvekili bize teminat veriyor Sofya 30 (A.A.) <felefonla>: Bijlgar Başvekili ve Hfliciye Nazırı M. Muşanofbugün Aradolu Ajansınm ftaliah mühabirUi kabul ederek Kesene.«.köyünde vukua gelen hâV dise" ile,Turk amelrtiin Bulgar tütüh inaajâtâlve.lerinden çıkarıldıkları hakkındaki neşriyat.fe Bulgar Yunan, Buigar • Yugosfev münasebati hakkında şu beya/atta bulunmuştur: i Kesen/va'da cereyan eden hâdiseyi duya/duymaz derbal tahkikat yapılmasım emrettim. Mutasarrıf tarafından yapılan tahkikat raporunu bugün matbuata tebliğ edeceğim. Bu rapordan anlaşılacağı üzere müessif vak'anın müsebbipleri olarak altı kişi zan altına almmış ve tahkikat biter bitmez bunların cürümlerine göre tecziye edilmek üzere tahtı muhakenaeye alınmalart da takarrür etmistir. Haddi zatında çok şayani teessüf olan ve şahtî infiallerden doğan vak'ayı Bulgar halkının Türk halkına karşı duyduğu millî bir husu • met eseri şeklinde telâkki etmek ve ©yle göstermek asla doğru değildir. Halbuki maalesef bir kuım Türk matbuatının aldığı yanlış haberler netieesi olarak bu vak'ayı Bulgar'ların Türk'lere karşı bir kin tezahürü »u retinde hikâye ettîklerini duydum ve çok müteessir ve müteessif oldum. Benim kabîne riyasetinde bulundu ğum bir devirde Bulgaristan'da Türk'lerin zulüm ve tazyika maruz kalabileceklerine nasıl ihtimal verilebilir? Bilhassa hâdisenin cereyan ettiği mezkur havali Bulgaristan'ın öyle bir yeridir ki Bulgar'larla Türk'ler oralarda kardes. gibi geçinmek tediler. Diğer taraf tan Filibe'de Türk'lere iş verilmediğini ve amelelik eden Türk'lerin çaliftıkları fabrikalardan çıkarıldıkları naberi de doğru değildir. Tahkik ettim; bir fabrikadan buhran dolayısile ve tasarruf mak sadile 35 kişi çıkarılmıştır ve bu 35 kişinin de 30 u Bulgar ve yalnız beşi Türk'tür. Esasen bu haberin doğru olmadığını maiıalli vakıf encümeni de tekzip etmi? bulunuyor. Her halde bu kabil neşriyat iki memleketin daimi dostlukla meşbu olan münase • batını bozmak istiyen bethahların ortaya attıkları yanlış haberler neticesi olsa gerekti:.'» raplan içinde kıvrandıklanna göre vaziyetlerimizi mümkün olduğu kadar tehvin edecek bir itilâfa varılma sını çok arzu ve temenni ediyorum. Şimdilik Lozan konferansının ve taJrat mes'elesinin neticelerini bekliyorum. Belki Cenevre'de tesadüf ederek Yunan'lılarla görüşeceğim. Her halde bu vadide şimdilik söylenilebilecek müsbet bir şey yoktur. Fakat karşılıklı hü»nü niyetle her mes'elenin halledileceğine kani ol duğum için Bulgaristan da bu mes'eIede büyük hüsnü niyetle mütehassis olduğuna göre Yunan'lılarla olan ihtilâflarımızı da halledebileceğimizi daima ümit etmekteyim. Bu münasebetle Türkiye'nin ve Bulgaristan hakkında güzel bir kac söz söylemek için hiç bir fırsatı kaçırmıyan İsmet Paşa Hz. nin bu mes'ele vesilesile de hakkımızda gösterdikleri dostluk ve muhabbete karşı mütehassis ve müte sekkir olduğumuzu bilhassa söylemek isterim.» Müteakıben M. Muşanof, muhabirin üçüncü bir sualine: « Yugoslav'larla daima iyi mü • nasebat halinde bulunmağa çalışı • yoruz. Esasen bütün komşulanmızla iyi olmağı ve dostça yaşamağı ken dimize hattı 'hareket ittihaz etmiş bulunuyoruz» cevabını vermişir. ( Birinct sahifeden tnabait ) Maçları idare eden hakemlerin intihabı da turnuva komitesine bırakılnin en ileri geien bir kulübü olmakla beraber memleketimizde mutlaka ga mıştı. Komite, bidayettenberi Şehap Beyi müteaddit maçlar için hakemlip gelmesi de kat'î değildir. liğe intihap etmiş ve Şehap Bey, bu Fenerbahçe, bugün canlı ve seri bir oyun oynadığı takdirde belki de i nazik vazifeyi muvaffakiyet ve tam bir bitaraflıkla idare eylemiştir. Döyi bir netice alabilir. mifinal maçı için de gene komite taFenerbahçe takımı bugün sahaya rafından Sehap Bey hakem olarak taşu şekilde çıkacaktır: yin edilmiştir. Berabere kalan bir Hüsamettin maçtan sonra, bu maçm devamı olan Ziya Yaşar bugünkü müsabaka için Şehap Beyi Cevat Muzaffer Fikret kabul etmemek doğru olamazdı. SaLutfi Niyazi Zeki Alâettin Hadi karya'lılar, bu maç icin başka bir haFransız takımının da kuvvetli bir kem göstermişlerdir. Fakat Karagütnşekilde çıkmasına intizar edilmekterük'lüler, bu hakemi kabul etme dir. Vehap Bey de Fransız takımında mişler ve maça hangi hakemle baş merkez muhacim olarak oynıyacak landı ite o hakemle intaç edilmesinde tır. Bu müsabakanın çok heyecanlı ve ısrar etmişlerdir. ayni zamanda cazip olacağı muhakBu vaziyete göre hakemi değiştirkakır. Fenerbahçe takımımızdan temek imkânı hâsıl olamamıştır, esasen miz ve canlı bir oyun beklemekteyiz. futbol nizamatı da buna mânidir. Maamafih dünkü akşam gazete lerinden birinde Sakarya kulübünün bir mektubu intişar etmistir. Sakarya takımı başkaptanı Adil Beyin imzaCumhuriyet turnuva maçlarının sını taşıyan bu mektupta Sakat^ra tadömifinali bugün Çukurbostan halk kımının dömifinal macına gelmiye stadyomunda Karagümrük Sakarya takımları arasında oynanacaktır. Ge ceği, hakemen mağlup olmağa razı çen hafta bu iki takım arasında vapı oldukları yazılıdır. Dömifinal maçı lan müsabaka, temdit edildiği halde nin devamına hiç bir mâni olmadığı gene 22 ye beraberlikte neticelenmiş ve iddia edildiği gibi sahada her hangi bir inzibatsızhk, ovunculara hakave bu hafta tekrar iki takımın kar ret ve hakem tarafından tarafgirlik te sılaşmasına karar verilmişti. vaki olmad'ğmı ve maçlarm hakikaHafta arasında Sakarya kulübü ten muntazam bir seyir takip ettiği na matbaamıza bir mektup göndererek zari dikkate ahnırsa, çok temiz ruhlu dömifinal maçmı Çukurbostan sahasporcu olarak tanıdığımız Sakarya'li sında oynamak istemediklerini, bu gençlerin maçtan çekineceklerini zanrada bazı seyircilerin fazla tarafgirnetmiyoruz. Sporculuk, sahada karlik ettiklerini, ilk maçı idare eden hadeşçe müsabaka yapmak, ve kardeşçe kem Sehap Beyin de ikinci maçta ayrılmak demektir. Temiz birer spordeğiştirümesini büdirmişlerdir. cu olarak tanıdığımız Sakarya'h Gayrimüttefik kulüpler arasında gençleri, bugün dömifinal maçında bu turnuva tertip edilirken maçların, görmek en büyük arzumuzdur. Biz, en müsait bir saha olan Çukurbostan bütün bu iddiaların gayrivarit oldu sahasında yapılacağı tasrih edilmiş, ğunu tasrih eder, her iki takımı da hatta bu şekil, bir madde halinde kardeşçe sahada karşı karşıya gör turnuva talimatnamesine yazılmıstı. mek isteriz. Fransız'larla ilk futbol teması. NALINA MIHINA Zavallı cambazlar Hayatını kazanmak için gene hayatını tehlikeye koyan insalnar arasında cambazlar en başta gelir. Geçenlerde bir ip cambazı düşüp öldü. Daba bir ay olmadan bir ikincisi daha düşüp ağır surette yaralandı. Son defa yaralanan cambaz Ali, îpin üstünde kurban kesip derisini yüzmek gibi, toz toprakta yapılması bile hayli güç hünerler gösteriyordu. Zavallı adam umumî meydanların bh* köşesine gerdiği ipinin üstünde ko » yunu boğazlarken ölüm terleri döküyor, sonra seyircilerden üç beş kuruş parsa toplıyarak yaşamağa çalışıyordu. Bazan bu tehlikeli marifetini bedava seyretmek istiyecek kadar hisset gösterenlere: Acıyınız be yahu; beş on kuruş kazanmak için hayatımı tehlikeye atıyorum, diye tazallüm ediyordu. Ni» hayet korktuğu başına geldi, düşüp yaralandı. Eğer, bir yeri kırıldısa bel. ki bir daha »an'atını ifa edemiyecek kadar malul ve binnetice ailesile be* raber aç kalması ihtimali vardır. Cambaz Ali ve emsali zavalhlara acımamak kabil midir? Fakat fik rimce, yalnız acımak kâfi değildir. Bir ay içinde iki cambazın düşmesî karsısında yapılacak bir tedbir vardır ki o da, Belediyenin, bu cambazlar ı san'at ve meharetlerini gösterhrken iplerinin altına ağ germeğe mec« bur etmesidir. Belediyenin nesine lâzım, demeyiniz. Belediyenin vezaift meyanında halkın hayatını siyanet etmek te vardır. Belediye, vilâyeti âmmesini kullanarak ağsız cambaz» lık yapılmasım menederse mes'ele kalmaz. Son zamanlarda adetleri artan ip cambazları da beş on kuruş için günde bir kaç defa kendilertni Azrailin kucağına atmazlar. Cumhuriyet turnuva maçlarının dömifinali Siyasî münasebat M. Muşanof müteakıben muhabrrin sualine cevaben Bulgar • Yunan müzakeratı hakkında demiştir ki: « Yunan'lılarla ihtilâflı mes'elelerimiz, oldukları gibi muallâkta durmaktadırlar. MUzakerat hali tevakkuftadır. Halbuki her iki mem leket te ayni iktisadî buhranın ıztı • ıııııılli'tllMIIIMIIIIIIHı Yeni Polis teşkilâtı Lâyiha dün Meclis'te kabul edildi, aaat 2 de toplandı. İhtiyat zabitleri kanununun 3 üncü maddesine bir fıkra ilâvesi, Darülfünun hesabı kat'isi, milli hükumet borçlarına müteallik yetim borçlarmın nakten tesviyesi, Türkiye Çekoslovakya, Türkiye Danimarka uzlaşma, adlî tesviye ve iadedî mücrimin mukavelelerinin tasdiki, Dahiliye Vekâleti merkez vazife ve teşkilâtı, mübadil ve muha cirlerle harikzedelere meccanen temlik edilen gayrimenkullerin veraset ve intikal vergisinden istisnası lâyi • hal an ile Ankara'da bulunan mül kiye müfettişleri hakkmdaki tefsir kabul olundu. Bunu müteakıp yeni polis teşkilâtı lâyihasının müzakeresine geçildi. Bu lâyiha da kabul edildikten sonra îçtima cumartesi gününe bırakıldı. M. Venizelos lummaya tutuldu Hariciye Nazırı hemen Atina'ya çağrıldı Deniz nakliyeciliğinde Tebellür eden fikir {Baimakaleden mabait] lâyıkile dikkat edilemediği görül • müştür. Mevcut vapurlan sıkı bir kontroldan geçirmek hükumetin hakkıdır, ve bundan sonra alınabilecek vapurlar ancak hükumetin koyacağı esaslara ve şartlara uygun olmak lâzına dır. O kadar ki hükumet millî ihti yaçtan fazla vapur ahnmasına bîle mümanaat edebilir. Encümenin inhisar haricinde vâsıl olduğu neticeler hükumetin bu işi bu yoldaki hak ve vazifelerine istinat ederek tanzim edebileceği merkezindedir. Encümenin esaslı tetkikler neti cesinde vardığı bu neticeler vaktile bu sütanlarda serdedilmişti. Bu te» vafuktan dolayı iftihara lüzum bile görmüyoruz. Çünkü akıl için yol birdir. YUNUS NADİ Hamiş: Millî kabotaj mes'elesi dün Türkiye Büyük Millet Meclisinde müzakere edilmiştir. Bulunan hal sureti bu nüshamıza Ankara tele fonile dercolunuyor. Bundan anlaşıldığma göre bu iş (Türk vapurculuğu işletme müdiriyeti umumiyesi) un vanile teşkil olunacak bir idareye tevdi edilecek ve millî vapurculann vapurlan değer pahalarile satın alınarak bu idareye mal ediV tcekmiş. Vapurların istirasında adat tin muhaf azasına itina edileceğr le şüphe yoktur. Çunun da bîr hal carzı <ldu • ğunu biz evvel ve ahir söyledik. Y. N. Lozan'da yenivaziyet .. 30 (Telefonla) Meclu Ankara teşkilâtta esaslı tebeddüller olacak bul ettiği kanun polis teşkİTâlın3a mühim tebeddüller yapacak esasatı ihtiva etmektedir. Mülkiye ve Hukuk mezunları bundan sonra doğrudan doğruya mer kez memuru olacaklar, lise ve orta mektep mezunları ile ihtiyat zabitleri 2 inci ve 3 üncü memurlukara tayin edileceklerdir. Vilâyetlerdeki polis müdürleri şimdiye kadar yalnız vilâyet merkezini teşkil eden kasaba ve şehirler hududu dahilindeki asayişten mes'ul idiler. Yeni kanunla emniyet müdürü veya memuru unvanmı alacak olan zabıta âmirleri vilâyetin umumî ve siyasî asayişinden mes'ul tutulacaklardır. Kaymakamlar naklen emniyet mti dürü, emniyet müdürleri de kay makam olabileceklerdir. Emniyet müdürlerinin maaşları 45005500, ve 4000 olacaktır. • Meclisin bugünkü ictimaında ka Yeni polis teşkilâtı kanunu Yeni Ali îktisat Meclisi azaları Ankara 30 (A.A.) Heyeti Ve. küe müddetleri biten Ali İktisat Mec. Hsi azalıklarına eski azaları intihap etmiştir. Bu zevat şunlardır: Hasan Bey (Trabzon meb'usu), Mahmut Celâl Bey (İzmir meb'u su), Bekir Vehbi Bey (mühendis), Reşat Bey (Hereke fabrikası mü dürü), Topçu oğlu Nazmi Bey( Aydm incir kooperatifi reisi), Mümtaz Paşa (Erkânı harbiyei umumiye re. is muavini). Gümrükteki şekerler Ve yeni lâyiha Ankara 30 (Telefonla) Şeker, kahve ve cay ithalâtınm bir elden idaresi hakkındaki lâyiha haziran sonuna kadar gelen şekerlerin serbestçe girebileceğini bildhmektedir. Bu «serbestçe» kaydrndan maksat şekerlerin kontenjan harici inıranna müsaade olunacağıdıj. Amerika sefiri Ankara 30 (Telefonla) Ame • rika sefiri bugün Hariciye Veküini makamında ziyaret ederek bir müddet görüştü. (BMnct tahiteden mabalt\ lamıştır. hayet bulan yeni bir içtimada götüGece celsesi rü verilecek miktan münakaşa et • Lausarme 30 <A.A.) Tamirat Atina 30 (Hususî) M. Venizelos miçtir. konf eransı divanının içtimaı, sabah. dün akşam gece yarısı, henüz mahiyeti İktisadiyatın yeniden tesisi için lü. tan saat 21 e kadar devam etmistir. anlaşılmıyan bir hummaya tutulmuştur. znmlu görülen iki veya 3 senelik bir Wolff ajansının bir tekzibi Sabahleyin hararet 38 dcn yüksek mühletten sonra Alman devleti göbir derece gösteriyordu. Basvekilin raBerlin 30 (A.A.) Wolff aiansı, hatsizlığı dolayısile, Cenevre'de bulu • türü miktarın faiz ve amortismanıLausanne'den gönderilen aşağıdaki ntn mukabili olarak kendi tarafın nan Hariciye Nazırına, Atina'ya avdetebliği neşretmektedir: dan temin edilen ve beynelmilel te. tini tesri etmesi telgrafla bildirilmistir. Salâhiyettar bir membadan Al diyat bankasına tevdi olunan bonoAtina'da siyasî mücadele~"" man heyetinin Almanya'nın son talarla tediyat icrası mecburiyetinde Atina 30 (Hususî) Halk Fırkası ahhüt olmak üzere 3,000,000,000 bulunacaktır. Lideri M. Caldaris, Sindağtna meydanımark tediyesini kabul etmekte olna bakan Nafıa Nezareti binası balkoMezkur gotürü miktar devietler duğunu beyan etmiş olduğu veya be. nundan halka siyasi bir nutuk irat etarasındaki bütün borçların tanzim yan etmek arzusund'a bulunduğu hamesine rnüsaede edilmesini talep etmiş vç tesviyesine hizmet edecek ve biberi tebliğ edilmektedir. ise de bu müsaade verilmediği gibi zanaenaleyh kısmı azamı Cemahiri Alman metalibi Londra'da bomba bıta acık meydanda içtima yapılrnasını Müttehide'ye verilecektir. gibi patladı da mencylemiştir. Bu itibarla Almanya borçların ipTerakkiperverler fırkası lideri M. Ka talinin Vaşington tarafından kabu . Londra 30 (A.A.) Dün öğleden fandarie Atina'da ilk siyasî nutkunu sonra Lausanne'den gelen ve Alman lünü intaç için yalnız Avrupa dev cumartesi günü irat edecektir. metalibinin hiç te beklenilmiyen bir letlerinin ittihat etmesi icap ettiğini şekilde artmış olduğunu bildiren haanlıyan alacaklıların teşkil ettikleri müttehit cephe karsısında kalmış bu berler, Londra'da elim bir intiba tevlit etmistir. lunacaktır. Hatta bazı akşam gazeteleri, AlDavetçi devletlerin içtimaı manya'nın yeni talebini «ultimatom Lusanne 30 (A.A.) M. Mac diye tavsif etmektedirler. Donald, M. Herriot ve M. Von Papen Avam kamarasında heyecan, fev. Ankara 30 (Telefonla) Bütçe en arasında bir saat süren mülâkattan kalâde olmuştur. İnkisarı hayal u sonra 6 davetçi devlet mwahhasları riimeni buğday lâyihasının tetkikini bimumî idi. tirdi, lâyihayı heyeti umumiyeye sevketti. dün akşam saat 17 de Ouchy şatoEncümen lâyihada yaptığı tadilât me sunda toplanmışlardır. yanında buğday alış ve satışmdan müKonferan» reisi, mesainin vaziyeti Ankara 30 (Telefonla) Türkiye tevellit zararı 1 milyon Iira olarak teshakkında marumat vermiş, şimdiye afyon yetiştiriciler kooperatifi lâyu bit etmistir. Lâyihanm son sekline gökadar tamirat mes'elesi hakkında hası adliye encümenince kabul edilre Ziraat bankası müstahsilden alacağı bir itilâf elde edilememiş olrfuçunu miş, Meclise gönderilmistir. Lâyiha buğdayları eski alacaklarına mahsup ve fakat böyle bir itilâfa yaklaşmak. meclis ruznamesine alınmıştır. etmiyecek, bunların parasını peşm olata bulunduğunu söylemiştir. Encümen lâyihaya bilhassa cüz'î rak verecektir. Mumaileyh, her devleti devlet ba miktarda istihsalde bulunan çiftçi Bütçe encümeni de, iktisat encümeni şına murahhas olmak üzere 6 azadan lere kolaylık verecek hükümler ilâgibi, hükumete buğday gümrük resmini ve etmiş, kooperatife hissei iştirak mürekkep bir tesvit komitesi ihda • icabında tenzil için salâhiyet verümesini kıymetini 1 liradan yarım liraya sını teklif etmistir. lüzumsuz bulmuş, meclisin icabında, bu indirmiştir. Bu komite, hemen mesaisine bassalâhiyeti verebileceği neticesine varmıştır. Buğday lâyihası Bütçe Encümeni lâyi hada tadilat yaptı Afyoncular Kooperatifi Şerif B. geldi Başvekil İsmet Paşa Hazretlerile birlikte Moskova'ya girmiş olan sanayi müdiri umumisi Şerif Bey dün Odesa'dan şehrimize gelmiştir. Şerif Bey Büyükdere'de İstanbul sanayi müdiriyeti erkânı tarafından istikbal edilmiştir. Bugün Ankara'ya f t decektir. ^ ^ • ^UMHÇRtYET'in tehikast: 11 Çalınan Gönül Ama b« selki de bulamazsm. tn • san hali. Olvr. Fakat ben sana bir akıl ögreteyirV Erenköyü'nü bütün kahvelerini dol*ı, Biraz otur. Yüksek sesle anlat, de Si: *Hanım defterle rini verene üstelik bir de mükâfat verecekmiş>. Bunu köylüler duyar lar, birbirlerine spylerler... Nihayet belki hırsjz sana gelir. Ne dersin? tbrahim Ağa birdenbire durdu. Bu etrarengtz sükuttanve yürüyüşten n« doğaoağını o kadar merak edi • yordum Jti, âdeta. gözjerimi burnuna değecek kadar herife faklastırarak yüzüne baktım. Tatar başını salladı P*^İ! Dadi. Sevgrlim Nebahat Hanrm hemen (antasmdan par» çıkararak tbra • Göreceksinizki bu adam defterleri verecek. Benim de şimdi aklım kesmeğe başladı. Fakat bunlar iki kişiydiler. Uzun boylusu bu idi. Eminim. Bir de SERVER BEDİ kısa boylusu vardı. Acaba defterler hangisinde? Yırtıp atmadılar mı? him'in eline tutuşturmuştu: Atmamış olacaklar ki herif ka j Al şunu da masraf yap. Ben bul etti. 1 sana sonra gene veririm. Haydi tb öyleya... Fakat acaba defterler rahim Ağa... Seni ben ne vakit gö hangiîThde? reyim? Hangisinde olursa olsun, bizce Çarsambaya. ehemmıyeti yok. Gene böyle gece mi geleyim? D<*ru. Size o kadar cnüteşek » Gece. kirim kiL tbrahîm Ağadan hemen ayrıldık ve ŞiıjTdi siz şu teşekkürleri filân otomobile geldik. Ben bir kahkaha bırakın dV bizim mes'eleye gelelim. salıverdim: Hangi mes'ele o? YamansınıZi yaman... Dedim, Bir kadınla bir erkek ar»*ın ~ herif kandı.. daki dostluk, böyle, uzun müddet ne Tabiî kanacak... Bu şekilde ken ticesiz devam edecek olursa ikisinin disi için hiç bir tehlike yok ki... Hem de akıllarında bir sakatlık olduğuna benim halimden de anladı ki defter hükmederler. Şu elinizi bana biraz verir misiniz? Lutfen... Teşekkür elerden başka şeyde gözüm yoktur. derim... Biraz üşümüşsünüz... Oh... Hakikaten! içim ne kadar şişmis. Meğer o uykuşu yola bakınız... Hiç sonu yokmuş suz geçen gecelerimde neler hisset gibi... Havada güzel bir ney çalan kızıl muattar nefes var gibi... Şu YO mişim ve bunların elektrisrile bir dilun peyzajını yapacağım ve size he narno gibi nasıl dolmuşura. Ben siylerken sevgilim Nebahat diye edeceğim Hanım da kendiliğinden koluma gir Beni çok sevindirirsiniz. tnişti. Başmı hafifçe omzuma koy Sizi bundan daha az sevin • du. îçim gidiyordu. Aman ne güzel, dirmek için dünyanın bütün güzel manzaralarının resimlerini yapmağa ne harikuîâde bir... Fakat, o sırada, sevgilim Nebahat hazırım. Hanım birdenbire durdu ve yolun Erenköy'üne yaklaşıyorduk. t kenarındaki sıra ağaçlardan birine tiraf ederim ki otomobil ve aşk birparmasını uzatarak sordu: birine yakışan şeyler değil. O güıel Gördünüz mü? yolları cabucak geçiyoruz. Eren Ben de birdenbire âsikane rüyamköy'üne gelmeden evvel otomobil den inmeği teklif ettim. Sevgilim Ne dan uyandım ve gözlerimi ağaca dibahat Hanıtn da bu fikri pek müna kerek: \ Dedim. Ne var? Diye sordum. sip buldu. tndik. Bir gölge... Bizim ağaca kadar gidelim mi? Evet, ben de görmüştüm, bir insan gölgesi, ağacın arkasında kımılda Hayhay.. Agır ağır yürüdük. Ben, birdenmıştı. Hemen atıldım. Gölge, benim bire, hiç karar vermemiş ve hazır yaklaştığımı hissedince var kuvvetile lanmau.t^ oldugum halde, içimden kaçmağa baslamıştı. Sevgilim Nebagelerek, «evgîlim Nebahat Hanıma hat Hanım da koşarak beni kolum aşkımı soylemeg« taşladlım, Meger dan yakaladıs Gitmiymiz! Dedi. Bırakınız! Gitmiyiniz, istemiyorum. İstemiyorum deyince akan »ular durur. Ben de durdum. Koşup kaçan gölgeyi gözlerimizle takip ettik. Kim olabilir? Diye sordum. Garip şev! Belki alelâde bir mütecessistir. O vakit te böyle koşup kaçmasına ne lüzum vardı ? Her halde bizim tarafımızdan tanınmak istemiyen bir adam. Eve geldiğim vakit Recep beni taslıkta bekliyordu. Ne haber? Dedim Kahkahalarla gülmeğe başladr. Tatarı görebildiniz mi? Diye sordu. Ben İçerenköv'ünü altüst «t « tim, herifi bulamadım. Garip şey! Biz onu elimizle koy* muş gibi bulduk. Adeta, geleeeğimizi biliyormuş gibi orada bizi bekliyor{Maba&t Var) r

Bu sayıdan diğer sayfalar: