14 Temmuz 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

14 Temmuz 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DOKÜZUNCU SENE No. 2940 YUNUS NADİ | : tOAREHANESt: löynnBomanıije karşmnda dairei fflahsas*^" Telgraf: İstanbul Cumhuriyet*} Posta kutusu: N° 2 4 6 * Başmuharrir Tahrlr m U d U r ü 22366 23236 ld«r« mUdürU 22365, Matbaa Cumhu »HMIIIII.HnuUI.H.I.,.,,,,,,,,,,,, ^ P E R Ş E M B E 14 TEMMUZ 1932 ABONE ŞERAÎTİ | MODDETi fTORKİYE İÇİN| HARİÇ İÇİN, j 1400 750 | 3 Aylıgı 400 | 1 Aylıgı f 150 İ Seneligi 6 Aylığı Kr. | 2700 Kr. Kr. 1450 Kr. Kr. 800 Kr, Kr. •»"«•»»'» «'"'"'"'»"' Gazi Hz. Cumartesi GUnU Doğru Yalova'ya Gidecekler ' ^ 5 Kuruştıııv^ Nüshası her yerde Gene o nakarat: Kuraklık afeti! ' «"'«•»»«••«•»""•«•ıııııııııımıııııııııııraıı.ı. llllllllll»MIMIIII«IIHIHllllllllll|H,.ii,,,,,,,,,.,.,,l ı>ıı>.ıııı..ıııluıııııı,ı......l...,lm „„„„„„, Tren faciasınının esbabı „„„„„„, ..M,,.,,,1,,,m,.....ll|.....IH,H.l1H,.l.,H,H.H. „„„„„„„„„„,„,„,„,„„„„„„„„„„ H , 1 """ , »"»»•».. •...mmm,m,.,,.»nm,1.,.mn,,,,ll,tl,t * ^ . .,....,.,I.,, I , I , I U I ,..M,U...I..M.I....I., I . ^ W m m ...IM.MUI.............MM7..I.M.....M.M,....,,»..., ^ " J ^ ^ •^ " ^ * ^ * W •%• W • mıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiiiiııuium tnsanın bir o eksikti diyeceği gelir. Bu sene Anadolu yaylasınm bazı yerlerini kuraklık yakmıştır. Geçen aktam radyo kuraklıktan müteessir olan yayla aksamını sayıp döküyordu. Bazı yerlerde hasar yarı yanyadır. Buna mukabil sahil aksammda mahsul gayet iyî olmuştur. Bu seneki mahsul vaziyetînin üstüs. te bmnisbe gene iyî bir vasatî tutmuş olduğuna hükmetmek lâzım geliyor. Buğday fiatı şimdiden yükseldi ve ekmek fiatı da bittabi ona göre arttı ama hamdolsun asıl korkular şey pek tahakkuk etmiyecek. Biraz izah edelim: 1930 ve 1931 senelerinin bol mahsulleri rençper hesabına maliyeti kurtarmıyacak çok fena fiatlarla saiılmıştı. Rençperin kuvvetini kıran bu düşük fiatlar ayni zamanda onun şevkini ve cesaretini de tahrip etmiş olabilirdi. Bu tesirler altmda 1932 senesi îçin az zeriyat yapılmasından bihakkm endişe edilirdi. Buna güz mevsiminln müsaadesizliği de inzitnam ederek korkuyu iyiden iyiye artırmıştı. Şiandi anlaşıhyor kî bütün bu sebeplere rağmen zeriyat korkulabileceği kadar noksan olmamıştır. tçinde bulunduğumuz yeni sene mahsulünün noksanı geçen seneden müdevver stokla telâfi olunarak vaziyetin Syi kötü idare edilebileceği anlaşılmıştır. Fiatlar, rençper lehine olarak kâf i derecede yüksek olacaktır. BuğSay mahsulünün tniktan iyiden iyiye tesbît oiunduktan sonra bu sene fiatı n 12 kuruşa kadar çıkacaği tahmin ölunur. Yalnız teessürle hatirlamak lâzundır ki bu fiatı tabiat tanzim ettniş oluyor. Eğer geçen iki sene ıarfında makul fiatı hükumet müda iıalesi tanzim edebilmiş olsaydı, şimdi malî ve ıktısadı vazıyetimiz elbet bugünkünden çok daba ryi olacaktı. ^lihayet bu sene çıkarılabilen buğday kanununun bundan sonraki vaziyetlerde nâzım rolünü oynamasıru ehemmiyetle temenni etmek lâzımdır. Bu sene bütün mevcut dertlere bazı yayla aksamındaki kuraklığın da katılması sinirlere dokunacak yeni bir hâdise teşkil ediyor. Hakikatte bu bizim ezelî ve ebedî derdimizdir. üç dört sene evvel daha şamil ve daha sürekli bir kuraklık Anadolu'nun bazı aksamını ve gene bilhassa yayla aksamını kırıp geçirmişti. Menhus afet, aradan iki üç sene geçmeden, velevki nisbî ve kısmî olsun, gene gelip çatmış, gene meş'um çehresini bize göstermiştir. Bundan sinirleniyoruz, ve bihakkın sinirlenmeliyiz <de. Bu münasebetle üç dört sene evvel büyük kuraklık zamanmdaki telâşlarımızın, tahkik ve tetkiklerimizin, raporlarımızm ne olduğunu sorabilir miyiz? Hani halkı mütenevvi mahsul zerine sevkedecektik ? Hani ufak mikyasta dahi olsa sulama usullerinin tesis ve tamimine çalışacaktık? Hani büyük mikyasta sulama programlarını bir ucundan tahakkuk ettirmeğe koyulacaktık? Hatta bir daha bu kuraklık af etinin o zamanki korkunç netîcelerine maruz kalmamak için hani kuru mahsul yanında beherrehaJ yaş mahsule de ehemmiyet vererek bunların sulaiunasını ise mutlaka temin edecektik? Hani, hani ve hani? Bütün bu geçmiş hattralann bir saman alevi gibi yalnız o zamana münhasır kalmış ve ondan sonra ise o alevin hafif du manı gibi berhava olup gitmiş bu • lunmasını bugün hakikaten büyük bir hüzün ve derin bir elemle yadediyoruz. Hakikatte bu sene kuraklıpa. uğramış denilen yerlerde su yok de ğildir. Zaten bütün Anadolu yaylasının her taraf mda yerin üç dört, bilemedin beş altı metre altmda su vardır, hem de mebzul su. Yerin altmda bulunan bu suyu yerin üstüne çıkarmak, Anadolu'da ezelî ve ebedî bir dert mahiyetinde görünen kuraklık afetini kat'iyetle halletmek demek olacaktır. Ancak biz bu su mes'elesinde o kadar hîmmetsiziz ki büyük nehirlerin kenarlannda bulunan tarlalarımız bile kuraklıktan yanıyor da yanıbaşımızdaki sudan istifade etmek imkânıru bulamıyouz. Bizde göze görünen su çok defa afettir. Gediz nehrinde olduğu gibi. Göze görünmiyen su ise bize göre bütün bütün meçhul ve adeta ma • dumdur. Rif at B. "katar teşkilinde hata yoktur,, diyor! «Yolcu vagonlan arkada da olsaydı feci hâdise gene vuku bulabilirdi)) Dün Haydarpaşa'da da Bir içtima vaoıldı Ankara 13 „ (Telefonla) Demiryol ka • zası mahallin • den avdet e • den Devlet Demiryollan Umumumî Müdü rü Rifat Bey su beyanatta bulundu: «Beylik köprü'deki kaza nm sebeple; : hakkmda demir Üün riezatnde btr yol isletmesile a çtima yapuan hareket lâkadar olmıyan müfettişi ÂbduUah B. ve işletme vaziyetlerini yakindan tetkik etmemiş olanlarm dermeyan ettikleri ve gazete sütunlarını işgal e. den f ikirleri ihtiyatla telâkkî etmek lâzımdır. Bu fikirlerin başında katalann guya iyi teskil edihnemiş oJtnasının kaza vukuuna sebebiyeti iddiası vardır. Yolcu ve yedek vagonlarmdan müteşekkil vagonlar da isletmenin sekil ve ihtiyacına ve bu katarlarda yapılacak manevralarm ma Gazi Hz. Cumartesi sabahî teşrif edecekler Ankara 13 (Telefonla) Gazi Hz. nin cuma günü saat 9 da hususî trenle Istanbul'a hareket buyuracaklan anlasıh yor. Müşarünileyh Hz. lstanbul'da kalmıyarak doğru Yalo va'yî teşrif edeceklerdir. «Almanya'nm sesi dinlenmelidir!» M. Makdonalt Londra'da manidar bir nutuk verdi Borçlar mes'elesinin bu şekilde halline Amerika razı olmıyacak gibi... Londra 13 (A. A.) Avam Kamarasmın içti • maında M. Makdonald, Lozan i • tüâfı hakkmda şu beyanatta bulunmuştur: « Lozan'da toplanan tami • rat konferansında üç taraf karşılaşmış bulunuyorduı Alman ya, Amerika, ta mirat tediyatına hakkı olan devHusule gelen itilâfm ilk maddesi tamirat borçları met'e lesine nihayet vermiştir. Bu da büyük bir kâr dır. Kraliçe geçerken.. hiyetine ve ara Istasyon hatlarmın vaziyelterine göre işi mülâhaza etmek lâzımdır. Bizim katar teskilâtı kışm yalnız yolcu vagonlan teskil edilmekte buIunduğu için onların katar başın daki «nevkileri münakaşa kabul edemez. Yazm ise trenlerde yolcu vagon Iarmı öne takmaktaki sebep kısa Bundan bir trenlerde yolcu vagonlarındaki otomüddet evvel limatik frenlerden istifade edebilmek ve katartn tülü uzun olursa ista» manunızdan geçerek Varna' yonlarda tevakkuflarında yolcu vagoniarını makas haricinde ve mevkif ya giden Atni • bmalanndan uzakta kalmamalannm ral Moreno'nun kumandası al . temini gibi içletmenin icap ettirdiğî mülâhazalarla ekserisi dört dingilli tmdaki Quarto kruvazörü ile ve ağır olan vagonların iki dingilli Caîroli, Bassıni, hafif vagonlarm arkasına bırakılma La Farina ve ması gibi fennî düşüncelerdir. FilhaCosenz îsimli kika el frenlerile müteharrik uzun torpido muh • katarlarda makinistin verdiği isaret riplerinden mü üzerine ön taraftaki frfÇF*er arka rekkep İtalyan V'Oo gümandam Amdakilerden daha evvel tutulur. Bu filosu cumarte ral Moreno vaziyette dik bir milden aşağı inen trenlerde freni tutulmus olan h.ifif bîr si günü sabah saat 8 de Iknanımıza vagon arkasından gelen ve henüz gelecektir. freni tutulmanuş olan ağır bîr vagoFilo litnanımızda iken yapılacak nun tazyikile kolay kolay hattan çımerasim hakkında henüz bir proğram IMâbadl 3 üncü sahifedey hazırlanmamıştır. Filo burada bir haf ta kadar kalacaktır. İtalyan filosu Cumartesi sabahı şeh rimize geliyor KENDİ KENDİMİZl T£NK4T: Keriman H. hududa kadar bütün istasyonlarda tezahürlerle karşılandı Pazar günü Belçika'ya harereket eden Gü • zellik Kraliçesi Keriman Halis Hanıma refakat etmekte olan pederi Halis Bey bize trenden bir mektup gönder miştir. Halis Bey diyor ki: « Sirkeci' ^ den hareket e • derken Keriman pek heyecanlıy • dı. Lâyık olma dığımız bir tesyi muamelesi bizi şaşırtmıstı. Tren bir müddet yol aldıktan sonra soyunmağa ha zırlanıyorduk.Ba kırköy'ünde «yaşa» seslerile tekrar kalkıp pen Hat boyunda halkın Myük tezahuratt üe karşüanan 1932 cerelere kosmaKraliçemiz vagun penceresinde ğa mecbur ol • den ayrıldı, tam gene yatacağımız sıduk. Yolun iki tarafında toplanan halk samimî tezahürat gösteriyordu. rada Çatalca istasyonunda da halkm Yeşilköy'de de ayni manzara ile kar Kraliçeye muntazır olduğu haberi şılaştık. îstanbul halkının Keriman'a geldi, anlıyorduk ki Türk hududunu gösterdiği yüksek alâka ve muhabçıkıncıya kadar muhterem halknnı bete «Cumhuriyet» vasıtasile teşekzın Kraliçeyi görmek arzusunu tat • kürlerimizin iblâğını rica ederiz. mine çalışmak lâzım. Uyumadık. GeYeşilköy'den sonra diğer tren yol cemin hayli ilerlemiş olmasına ragmen cuları gibi yatmak üzere idik. Kon • Çatalca istasyonu lebalep doluydu. doktor geldi ve bize bir telgraf ge • Tren alkışlar arasmda gara girdi. tirdi. Hadımköy'ünde halk ve za Gene ayni tezahüratla buradan habitler ailelerile beraber Kraliçeyi reket ettik. Sabahleyin erkenden £• bekliyorlarmış. Tabiî yatmadık. Hadirne'den geçtik. Ve nihayet millî dımköy'ünde alkışlarla karşılandık. hudutlardan Balkan'lara dahil ol Buketler taşıyan hanımlar ellerinde duk. Yemyesil Bulgar tarlaları ara • birer elektrik lâmbası ile Keriman'ı arıyorlardı. Alâkalarına, lutuf lanna sından uçuyoruz. Saat tam ikide Softesekkür ettik. Tren Hadımköy'ün ya'ya vâsıl olduk.» Halbuki, iste açıktan açığa görülüyor, bütün bu mes'eleyi halletmek, kocaman bir medeniyet merhalesi katetmek gibi bir şey olacaktır. Uzağa gitmeğe hacet yok, Ankaranın suyu bile Ankara'nın uzaklarında değil, Ankara sehri ile civarınm altındadır, ve bütün Anadolu yaylalarınm üç beş metre altında geniş, bitip tükenmez su hazineleN vardır. Bu hazinelere menfezler açacak veaşağıdaki suları yukarıya çıkara • caksımz, büyük mes'ele halledilmiş olacak. Anadolu yaylalarmda, bazılannın pek haksiz olmıyarak iddia ettikleri gibi, hayvan yetiştirmek istesek dahi yerin altındaki bu suları yerin yüzüne çıkarmağa gene ihtiyaç vardır. Su • suz yalnız ekin değil, hatta ot dahi bitnaez. fyi hayvan, iyi otla yaşar. ot ise ancak su île çıkar ve gümrahlasır. YUNUS NADİ Şaşmaz ölçü Susuzluktân şikâyet etmiyen bir şehir veya kasabamız var mı acabaî Su içinde yüzen şehirlerimiz bile susuzluk tan kırılıp geçen harap ve perişan brr haldedir. Hele suyun sokaklarda ifa edeceği hizmet bizde ya meçhul, ya unutulmuş gibi bir şeydir. Yazın şehirlerimizin ve kasabalanmızın sokaklannı sulamak, yavaş yavaş artık hatınmıza gelmiyen işler sırsına girmek üzere bulunuyor. Bir gündoğrusu ruzgânmn sokakia nmızda kaldırdığı toz ve duman dün yanın bütün mikroplarını ağzımıza, burnumuza dolduruyor. Bu şerait içinde hassas însanlann sokaklanmızda gez meleri kolay bir şey değildir. Vaktile lstanbul'da belli başlı so • kaklar terkos musluklarına hortum takılarak bol bol sulamrdı. Buna bedel şimdi zaman zaman bir arazöz arabasımn sanki gülsuyu serper gibi şuraya bu raya bir iki tutam su atarak geçtiği göriilüyor. Sokağı sulamak, sokağı yıkamağa yakm bir iş yapmak demektir. Bu işte ileri gidecek yerde gittikçe gerilemişizdir. Şehir ve kasaba insanların cemiyet haline bir timsal ise o mecmalarda temizIiği temin eden alabildiğine mebzul su da ilk medeniyet alâmetidir. Bu mikyas bizi çok düşündürmek, hatta ürkütmek lâzımgelen şaşmaz bir ölçüdür. kamartumda çöfc manidar ve mühtm bir mt föyüyen İngittere Başveküt M. Ma kdonald Eğer Avrupa kendfMİni alâkadar e ler muhkme tekrar alınmalıdır. den iktkadİ ve malî mes'eleleri halAlmanya'nın sosi de diğer milletle. letmek istiyorsa her şcyden «vvd rin sesleri gibi dinlenmelidir. kendisine ait olan siyasî mes'eleleri Lozan konferansınm Fransa'yı AK bir tesviye suretine bağlamalıdır. manya'ya ve Fransa ile Almanya'yı Bu mes'eleler ise siyasî zihniyetin hal bize yaklaştırdığını beyan etmek veve vaziyetine tâJbi bulunmaktadır. silesini bulduğumdan dolayî memnun Almanya beynelmilel münasebetLutfen sahifepi çevtrtnte w Zito Mustafa Kemal!,, sine tezahüratla çelenk koydular Garbî Trakya'lılar dün Taksim âbide ' Ytmatth nruafirler Cvtmfmrtyel cAidesî Snun'de EvevHci gün şehrimize gelen Garbî Trakya'lı seyyahlar, dün sehrimizin muhtelif yerlerini gezmişler, saat 16,30 da Taksim'deki Cumhu riyet abidesine merasimle gayet büyük ve güzel bir çelenk koymuşlardır. O " HAJA ÇOK SlCA 1 Grabî Trakya'lı seyyahlarm ab'îdeye koyduklan çelengin a * ' zerinde Türk ve Yunan millî renklerini gösteren bantlar sanlı bnliK' nuyordu, birinde Garbî Trakyâ . İa» tanbuj seyahati), diğerinde de (Gâf< (Mabadi 3 üncü sahifede) III1IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIII1IIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l i m VAPMAI.I Bir Tereddüdün Romanı... Peyami Safa Çalınan Gönül tefrikamız dün bitti. Yarından itibaren güzide ve orijinal edibimiz Peyami Safa'nın aylardanberi itina ile hazırladığı «Bir Tereddüdün Romanı» eserini tefrikaya başlıyacağız. Edip, yeni eserinde hassas bir kalbi adeta teşrih masasına yatır • mış, velut muhayyilesile yara • tıcı kalemi arasında onun dolgun varlığını harikulâde bir rotnana işlemiftir. . Yarın başlıyor Astarı yüzünden pahalı... m

Bu sayıdan diğer sayfalar: