30 Temmuz 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

30 Temmuz 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

memleket haberieri Muharriri Binbaşı Ladoux Siyasî icmal îngiliz Fransız İtilâfı umumileşiyor Lozan konferansını müteakıp Paris'te tngiliz sefiri ile Fransa Basvekili M. Herriot arasında Avrupa'nın rejimi yani mevcut nizatn ve tertibi ile alâkadar olacak yeni mes'elelere karşı iki devletin müştereken takip edecekleri hattı harekete dair bir itilâf akit ve imza edilmiş idi. Bu itilâf mucibince cihanın bu iki büyük devleti yeni bir mes'ele çıktığı vakit evvel beevvel kendi aralarında taa • tii efkârda bulunacaklar ve mes'elenin halli için bir şekîl ve suret tes bit edeceklerdir. Bunun için Lozan tamirat mukavelesinin müzakere ve aktinde takip olunan usul ve ruh nümune ittihaz edilecektir. Terki tes lihat mes'elesinin dahi devletler arasında müsavat ve hakkaniyet esası üzere halledilmesi dahi Paris itili fının bir maddesini teşkil etmektedir. Paris itilâf i Fransa'da harbi umumiden evvelki tngiliz Fransız itilâfı samimanesi şeklinde karşılanmış, o yolda tefsir edilmiş ve tn giltere'de ise Avrupa mes'elelerinin hallinde daima engel olan tngiliz ve Fransız noktai nazarları arasındaki imtizaçsızlık ve tezadın izalesi için bulunan bir usulden ibaret olarak telâkki edilmiş idi. Bidayette bu itilâf hariçte pek fena telâkki edilmisti. Almanya kendisine cebren ve kahren ağır yükler yükletilmek üzere tngil tere ile Fransa'nın uyuştuğunu zannetmişti. Amerika ise kendisine karşı bir tngiliz Fransız cephesi ve bunun arkasında bir Avrupa cephesi kurul duğu zehabır.da bulunmuş idi. ttalya ise Paris itilâf i müzakeratında kendisinin hariç bırakılmasını hem bir izzeti nefis mes'elesi yapmış, hem da tngiltere'nin dostluğundan şüpheye düsmüş ve Fransa'nın gene ttalya'nm aleyhine bir manevra çevirdiğine hük» metmişti. Belçika itilâfa dernal iştirak etti. ttalya dahi bidayetteki müzakeratta kendisinin hariçte bıra kılmasından memnun kalmamakla beraber ilerdeki müzakeratta işti raki olması îçin Paris itilâfına iltihak etti. Bundan sonra Küçük İtilâf devIetleri ve bunlann arkasmdan Yu nanistan Paris itilâfına iştirak etti. Almanya dahi büyük ehemmiyet verdiği Amerika ile olan münasebatının Paris itilâfından ınüteessîr olmıya • cağı ve kendisinin serbestii harekâtı dahi takyit edilmiyeceği kanaatıni hasıl ettiğinden Paris itilâfına girdi. Bu suretle Paris itilâfı İngiltere ile Fransa'ya münhasır kalmıyarak umumileşmiş ve bir nevi Avrupa itilâfı olmuştur. Avrupa'da nüfus ve kuvvei askeriye itibarile büyük bir devlet bulunan Lehistan ile diğer bazı hiikumetler henüz bu itilâfa girtnemişlerdir. Maahaza bunlann dahi du. hulüne her an intizar olunuyor. tngiliz . Fransız itilâfının umumileşe rek bir Avrupa misakı seklini alması Avrupa birliğine doğru ilk ciddî adım teşkil etmektedir. MUHARREM FEYZİ Ju ı emmuz 51 «... ile bir otomobil kazası hazırlıyarak sizin vücudünüzü ortadan kaldırmak istedik» Fakat Martha, benim kendisine vadettiğim yardım olmaksızın Kolberg'in kasasını boşaltamazdı. Onun için bu yardımı ısrarla istemeğe başladı. Bacağı kırılmış olan Zozo, u zun müddet, becerikli bir kasa hırsızı oiamıyacağı için, kendisine ayağa kalkar kalkmaz Fransa'ya avdet etmesi için emir verdim ve gelirken de Martha'nm yeni oturduğu apartımanın mufassal bir plânını ve tatbik etmek istediği projenin bütün teferrüatını getrrmesini bildirdim. Şimdilik galebe edilmesi lâzım gelen ilk naüşkül, tayyareci Zozo'nun a Fransa'y avdetine makul bir sebep bulmak idi. Zozo, ayağa kalkar kalk. maz, Martha mutat tabiyesini tatbik etti. Evvelce de gördüğümüz üzere, bn tabiye, hasım taarruza geçmeğe vakit bırakmadan, hemen onun üzerine saldırmaktı. Bir gün Baronla yapyalnız otururlarken, Çahkuşu, Zozo'nun ertesi günü Paris'e avdet edeceğini soğuk bir tavurla Kol • berg'e söyledi: Baron gözlerini açtı: tkiniz de delisiniz, diye bağırdı. Fransız gazetelerini okumadınız mı? Otomobil kazasından bahsettiler. Zozo Fransa'ya gider gitmez yakalanıp kurşuna dizileceğine hiç şüphe et mesin! Bilâkis, evvelce aldığı harp nişanının bir rütbe daha büyüğünü verirler. Alay mı ediyorsunuz Martha? Bilâkis gayet ciddî söyliyomm. Zozo ile ben otomobil kazasını hazırlıyarak sizin vücudünüzü ortadan kaldırmak istedîk. Baron, Bak, bu, enfes, diye bağırdı. Fakat Fransız istihbarat şubesi âmirinin bu martavalı kolayca yutaca • ğını zanneder misiniz? Yemin edin bakayım, şu anda siz bu sözüme inanmadınız mı? Samimî olmak lâzımsa, itiraf ederim ki içimden acaba diye bir »ual geçti. Sonra itimatkâr bir kahkaha atarak ilâve etti: Hani mahut mantar yemeği Gördünüz mü doğru tahmin etmisim... Yalnız mantarları evvelâ •on yeÜiğim, şimdi de bacağı kırılan Zozo olduğu için, bu suikast tevehhümTerinin manasızlığını anhyarak rahat nefes alıyorsunuz, öyle değil mi? Mantardan bahsettiniz de aklıma geldî. O gün apartırnanda bulunan clostunuz avukat Fuentes ne oldu? Adamcağız, zehirlendiğim zaman, bana ne kadar iyi bakmıştı? Baron, biraz tereddüt gösterdikten sonra: Zannederim ki, dedi, Fransız'ların hizmetine girdi. Nasıl olur? O, sizin en emin ve en mahir casusunuz değil midi? Strasse, şimdi, sizinle alay ediyordur. Hayır, alay etmiyor, Bilâkis, Fuentes'in, Fransız'ların hizmetine girdiğini bana o haber verdi. Onun da Fransa'da emin ve mahir bir casusu var. Fransız'ların casuslukla mücadele, daha doğrusu casus teşkilâtında mühim bir mevkii olduğu içîn her şeyi ona haber verir. Sizin Pa • ris'teki aziz dostunuz yüzbaşı Ladoux şimdi yerini değiştirdi. Artık SaintGermain'de değil, Universite sokagında oturuyor, haberiniz var mı? Martha, bu defa gayet samimî olarak: Hayır, haberim yok, demişti. Çünkü benimle Jacob sokağmdaki daire vasıtasile muhabere ediyordu. Sonra daha fazla malumat almak için sözüne devam etti: tstihbaratınız çok mükemmel. Binbaşı Strasse'nin adamlarından biri mi sizi böyle her şeyden haberdar ediyor? Strasse her şeyden haberdardır. Fuentes'in sahte bir isimle Almanya'ya geçmiş olması ihtimali vardır. Onun için her tarafta aratıyoruz. Sizin yüzbaşı Ladoux'a gelince, bu defa onu da adamakıllı kapana koyduk. Çok yakında Universite sokağmdaki daireyi de terkederek Cherche Midi'de soluğu alacak. ChercheMidi'de de bir casusluk dairesi mi var? Baron, sözlerinin tesirini muha faza etmek için bu suale ağır ağır cevap verdi: # Hayır, orası Fransız askerî hapisanesidir. Baronun kemali memnuniyetle Martha'ya verdiği bu iki haberden yalnız ikincisi tahakkuk edecekti. Yani ben, yüzbaşı Ladoux, Fransız askerî hapisanesine gönderilecektim. Fuentes bakkındaki habere gelinee, avukat, aylarca evvel, bir sabah, Vincennes oımanında, bir manga askerbı yaylım ateşüe »elâmlanmıştı. Ben, o saman, Martha'nm bu casusu bize teslim etmiş olmak şüphesi altında kalmaması için, bu idam ce • zasının herkeaten ve matbuattan gizli tutulmasmı temin etmiştim. İki aydanberi casuslukla müca dele şubesinden çıkarak casusluk şubesine müdür olmuştum. Orada, binbaşı Strasse'nin gayet iyi münase . batta bulunduğu iki yüzlü bir casus vardı. Ben, onun vasıtasile Baronun arkadaşına, Fuentes'in Kolberg'e ihanet ettiğini bildirmiştim. Strasse de aldığı haberi tabiatile Barona söylemtşti. Kolberg ile Çahkuşu arasındaki mülâkatten sonra, Zozo'nun Pa ri»'e hareketi takarrür etti. Tay yarecinin sıhhati, uzun müddet onu çalışmaktan menedeceği için, uğradıgı kazaya mukabil tazminat ola rak kendisine bir kaç bin peçeta verdi ve yeni bir iş gördüğü zaman kendisine tekrar para vereceğini de vadetti. Zozo, bu suretle Baronun, ihtilâl tavsiyelerini ve ayni zamanda Martha'nm bana gönderdiği bir mektubu hâmilen tspanya'dan Paris'e hareket etti. Bu mektubu kopya ederken bugün bile teessür ve heyecan duyuyorum. Çünkü Martha ilk defa olarak bana başıma bir felâket geleceğini bu mektup haber vermisti. Bu felâketin tahakkukundan evvel haftalarca müddet, kullandığım casuslarm ekserisi bana ayni ihbaratta bulundular. Bu silih arkadaşlarımın gerek beni müdafaa etmek, gerekse Martha gibi intikamımı daha evvel almak için yaptıkları seyleri düfündükçe teessür ve heyecan duymaktan kendimi menedemiyorum. Martha otomobil kazasından bâhis adi mürekkeple yazılmıs bir mektubun satırları arasına gizli mürekkeple ayn bir mektup yazmıştı. Baronu tatmin için ona da gösterdiği bu biri açık diğeri gizli çifte mektubu Zozo bana getirdi. Gizli mürekkeple yazılan satırları aynen kopya ediyorum: Yüzbaşım, Otomobil kazatmdanberi vaziye tim tadeleşti. Artık Kolberg tarafından büsbütün terkedilmek tehlikesine maruz kalmaksızın Fransa'ya gelemem. Zozo'nun size anlatacağı /Ufttf>>«ye tfanon tm mtjjüttii* inan Gürültülü içtimaı Muvafıklarla muhalifle rin münakasaları.. Toza, toprağa boğulan bir semt Dr. Velman'ın' Tetkikatı Karacabey"de yerli bir at cinsi yetiştirildi İ '3 madı. , Bu vaziyette harbin sonuna kadar Madrifte kalmam lâzım gelecek ki bunu bir iürlü havsalam almıyor. Çok ıztırap çektim. Sabrtm tükendi. Hmpai sizce malum olan fedakârltklan kâmilen kabal ettikten sonra, uzun müddettenberi size arzettiğim plânı tatbik etmekten başka yapacak bir sey kalmıyor. Nisanda tekrar tspanya'ya avdet edereh benliğimin en derin noktalarma kadar nefret ettiğim bir adamla tekrar yaşamak mecburiyetini hangi şartla kabul ettiğimi biliyorsunuz. Simdi, Fransız'lık ve kadmlık hislerimin çekmeğe mecbur kaldtğı actlartn, ıztırapların intikamtm almadan buradan avdet edeceğimi düfündükçe adeta deli oluyorum. Bunun böyle otmasına kat'iyyen razı değilim. Bilhassa Baronun ve diğer bütün Alman gizli harp teşkilâtının sizden korktuklarını v* sizi bir felâkete uğratmak istedikterini öğrendiğim için, mutlaka plânımı tatbik etmek istiyorum. Size haber vereyim ki doğ rudan doğruya bizzat sahsınız tehdit ve tehlike altmdadır. Bilmem, ne gibi tezviratla basınız belâya sokulacak ve ChercheMidi hapisanesine atılacakstnız. Binaenaleyh, Barondan intikamımı altrhen, belki, ayni zamanda sizi fle kurtarmış olacağım. Simdi Vintilla sokağında Baronun resmî dairesinde oturuyorum. Kasantn anahtart da otomobilimizin kazaya uğradığt gecedenberi de elim dedir. Fakat kasayı açabilmek icin anahtar kâfi değil, kilidin parulasını bulmak lâzım. Bir mütehassıs için bunu bulmak oyuncak kabilînden bir iştir. Eğer kasayı Madrid*te açmağı. çok tehlikeli addediyorsanız, bir iki güne kadar SaintSebastien'e gideceğiz. Nisanda bana Vadettiğiniz vaziyet ve serait hâsıl olocak demektir. Her ne olursa olsun bir sureti hal lâzımdır. Yoksa her şeyi bitmis telâkki ederek son kozumu oynıyacak ve bu işi bitereceğim. Zozo yazdıklarımı tasdik edecektir. Martha Bu esnada yaz mevsimi başlamıştı. Kolberg bermutat Basque memleketi sahillerinde bir köşk tutmuştu. Ka • sayı burada soymak lâzım geliyordu. Zozo, Martha'nm mektubunu bana verdiği zaman Çalıkuşu'nun, kuvvetli bir uyutucu ilâçla yapılmış şekerlemeler istediğini ve ameliyatı kolaylaştırmak için bu şekerleri Barona yedireceğini de bildirmişti. Dostum olan bir eczacı, manzara itibarile birbirinden pek az farklı j fakat bir kısmı zararsız, diğerleri de j hayli yüksek chloral dozunu havi şekerler yapıp bana verdi. (Mabadi var) Matbaamıza üç hanım kariimiz geldi. Dediler ki: Dilsizler ve sağırlar dün saat 2 de «Biz Sultanahmet'te Nahilbent Şehzadebası'ndaki cemiyet merke caddesinde oturuyoruz. Evleri • zinde bir içtima aktetmişlerdir. miz toprak yığınları ve tozlar aİçtima saat dörde kadar devam rasında birer köstebek yuvasma ıtmis ve cemiyete muhalif kalan döndü. Nefes alamıyoruz, pencere parti ile" diğer parti arasmda haraaçamıyoruz. Sandıklarımızın içinretli münakasalar olmuştur. deki eşya bîle toz toprak içinde... Evvelâ muhaliflerin en ateşlileKiracı olsak kaçacağız. Maale rinden Abdtilkadir' Bey, cemiyetin sef evlerimizi bırakıp gid'emiyo iş göremediğinden bahsetmis ve baruz. Apartımanlarda izzet ve ikzı suiistimaller yapıldığım ilâve etbal içinde yaşıyacak takatimiz miştir. yok. Sokaklardaki bu toz yığmı Bu arada epeyce gürültülü patır Ş bütün nakliye arabalarının bu tılı anlar geçmiş, ondan sonra Dil Ş caddeden geçmelerinden ileri *esizler cemiyeti reisi Süleyman Sırrı | liyor. Gülhane iskelesi, hastane Bey muhaliflere cevap vererek: vardır, hastaların ahvali sıhhiyesi « Cemiyetin tesekkülünden evfenalaşır diye arabalara kapahlvelki mes'eleleri mevzuu bahsededu Ahırkapı iskelesine gazino rek bizi çayelerimizden uzaklaştıryapıldı, Kumkapı iskelesînin, yomayın, şimd'iye kadar cemiyetimizkuştur diye, secntine uğrıyan yok. de hiç bir seki'de hir s;i'istimal yaCanımız boğazımıza geldiği için pılmış değildir.» demistir. Cemiyet size geldik.» reisi geçen sene muhalif parti taraBiz bu şikâyeti dinlerken hafından bir suiistimal mes'elesinden nımların heyecan ve teessürden dolayı mahkemeye verilmiş ve be sesleri kısılmak, boğulmak dereraet etmişti. Bu içtimada Süleyman celerine geliyordu. Çok eminiz ki Sırrı Bey suiistimal olmadığına dair sıkıimasaydılar ağlıyacaklardı. noterlikten aîdığı vesikayı muhaliftlâve ettiler: lere göstererek iddiaların asılsızlı» ğını isbat etmiştir. «Belediyeden çok bir şey istemiyoruz. tstediğimiz şey cadde • Bundan sonra münakasalar gene nin toz olmıyacak, toz kalkmıyadevam etmiş ve muhalifler içtimaı cak surette sulanması ve temiz bırakarak gitmişlerdir. lenmesidir. Biz b*e bu şehrin ef • Dilsizler cemiyeti reisi Süleyman radındanız. Belediye sıhhat ve Sırrı Bey bir muharririmize şunları hayatımızı korumalıdır.» söylemstir: « Sıhhiye Vekâletinin verdiği Doğru söze ne denir?I tahsisatla idare edilmekte olan İzmir sağır ve dilsizler mektebi hiç bir suretle nâfi olamamaktadır. Su mektep mezunları bir ilk mektebin birinci sınıf talebesi derecesinde olsun yetiştirilmiyor. Biz bu cihetler için hükumete müracaat ettik. Dilsizleri okutmak için bütün tedris usullerine vâkıfız. Metotlar ve Müsaadesiz çalısanlar saire getirttik ve bunlann tatbikiıidan da iyi neticeler elde ettik. İs işten çıkarılacaklar tanbul'da dilsiz ve sağır mevcudü çok fazladır, Anadolu'nun her tarafın tstanbul Ticaret Müdiriyeti, şehrimizdan sağır ve dilsizleri getirerek İsdeki fabrikalarda mütehassıs unvanile tanbul'da bir mektep açmak ve bunçahstırılan ecnebiler hakkında tetkikat Iarın cahil kalmamalarına uğraş yaotırmaktadır. Tahkikat neticesinde mak çok elzem bir îştir. Bu husuöta müsaadesiz çalısanlar meydana çıkacakmaarife müracaat ettik. Böyle bir tır. Bu tetkikata Sanayi Müdürlüğü de iş• mektep açmak için müsaade veril tirak etmektedir. Kanunî ahkâma göre, medi.» i Ecnebi Mütehassıslar Münhal muallimlikler İstanbul Maarif Müdiriyeti merkez ve mülhakatta ilk mekteplerdeki münhal muallimlikleri tesbit etmektedir. Buralara, muallim mekteple • rinden yeni çıkan 38 genç tayin edilecektir. müsaade almak suretile çalısan ecnebi mütehassıslar mutlaka bir kaç Tiirk genci yetiştirmek mecburiyetindedirler. Çalıymalanna müsaade verilmemiş olan ecnebi mütehassıslar hâlen bulun dukları işlerinden çıkanlacaklardır. Bu tahkikata son zamanlarda bazı müesseselerin Türk mütehassıslannı çıkararak yerlerine ecnebi aldıklan ihbarı üzerine liizum görülmüştür. Bursa 26 (Hususî) Iktisat Vekâleti; Budapeşte baytarî mektebi rektörü profesör Dr. Velman'ı Türkiye'ye getirerek tetkikat için Karacabey harasına göndermişti. Profesörün refakatinde Ziraat Vekâleti şube müdürlerînden Mehmet Nurettin Beyle Yüksek Baytar mektebi zeotekni muallimi Salâhattin Bey bulunmaktadır. Karacabey harasmda dün profesörle görüştüm. Profesör Velman; bu seyahati esnasında Türkiye'deki haralarda şimdiye kadar nasıl çahşıldığını tetkik etmekte ve alınan neticeleri tesbit etmekte olduğunu, nasıl çalışılmak lâzım geleceğine d?.ir bir rapor vereceğini söyledi. Burada yetişen ve Nis yarışlarını kazanan (Kısmet) ten sonra hara; daha yüksek evsafı haiz ve daha hüyük muvaffakiyetler kazanacak olan dört hayvana maliktir. Bunlann, bey. nelmilel yarışlarda behemehal kazanacakları temin olunuyor. Haranın en mühim muvaffakiyeti: Macar cinsi olan (Nanyus) lardan alınan yarım kanların çok zarif b!r tipte yerlileştirilmiş olmasıdır. Bu cin. se (Karacabey Nanyus) u denmektedir. Profesör Velman: Burada yetiştirilen yarım kan hayvanların Türk ilmi ile yetiştirilmiş çok kıymetli hay. vanlar olduğunu ve iş kabiliyetlerinin Avrupa haralarmdan dahi bir derece yüksek olduğunu söyledi. Asıl şayani kayıt nokta: Karacabey'de bir şeker fabrikası açılması tasavvurlarına karşı profesör Vel man'ın »erdettiği mütaleadır. Profesör diyor ki: « Pancar kösbesi alelumum hayvanatın ve bilhassa ineklerin ısla hında bizzat âmil olan kıymetli bir gıdadır. Bu itibarla eğer Karaca bey'de bir şeker fabrikası açılır ve bu vâsi münbit arazide pançar istihsaline başlanırsa haranın ıslahı hayvanat üzerinde oynadığı rol yepyeni ve bugünkünden çok daha yüksek bir merhaleye vâsil olacaktır.» Hara müdürü Sevki Beyden memleketimize yeni girmiş olan Merinos koyunları hakkında izahat aldım: Bu koyunlar geçen sene muhite intibak edemediklerinden biraz telefat vermiştir. Fakat bu sene telefat yoktur. Merinos'lar artık iklimimize alışmışlardır. Binaenaleyh Merinos koyunlarının memleketimizde de teksiri hakkında takip edilen hattı hareket isabetlidir. Musa Nöbetçi eczaneler Zabıta, gece nöbetçisi eczanelerin lüzumunda arandığı zaman bulunamadığını nazari dikkate alarak badema bu eczanelerin polis noktalari, ve devriye • lerince malum olması ve icap ettiği zaman nokta ve devriye tarafından halka gösterilmesi için tedabir ittihaz etmiştir. 42 senelik bir muallim hanım 42 senedir maarifimize hizmet eden, sabık Darülmuallimat müdiresi Samiye H. tekaüt edilmiştir. Samiye H. kendine has bir terbiye ve tedris sistemile memlekete çok müfit ol muş, 329 da tayin edildiği Darülmuallimatta ehemmiyetli ıslahat yaparak 300 talebeyi 900 e çıkarmıştır. Meslek hayatında 10,000 talebe ye tiştiren Samiye H. son zamanlarda Kadıköy orta mektebinde hoca idi. Tekaüt emri gelince şerefine büyük bir ziyafet verilmiş, maarif hizme tinden çekilen bu kıymetli unsura ih tiram merasimi yapılmıştır. Yeni teşkilât nasıl olacak? tstanbul Darülfünununun lâğvile yeni bir universite tesisi takarrür ettiği takdirde kanunun Meclisten çıkmasını müteakıp buraya Maarif Vekâletinden bir heyet gelerek teskilâta nezaret edecektir. İlk hamlede, şimdiye kadar ilmî bir muhit yapmağa muvaffak olmuş kürsüler kurulacak, diğer kürsüler anasır bulundukça tesis edilecektir. Yeni teşkilât inkılâp esaslarına göre olacağı için lise programlarmda da tadilât yapılması ve son sınıflarına bazı dersler ilâvesi ihtimali vardır. Devlet Demiryolları talimatnamesi Devlet Demiryolları ve Limanları umumî idaresinin tesisatı iptidaiye, işletme, kâr ve zarar, sermaye ve idarî malzeme nakliyatAhesaplarına dair talimatname Heyeti Vekilece tasdik edilmiştir. Bu seneki Belediye bütçesi hastane açmak ve mümasili gibi büyük teşebbüslere müsait olmamakla beraber sıhhat işlerinde bazı yeniiikler ya pılmasma çalışılacaktır. Bu cümleden olarak bazı yerlerde dispanserler açılacak, hastanelere daha fazla hasta alabilmek imkânı temin edi Iecektir. Buradaki bakteriyolojihane Ankara'ya nakledildiği, Belediye kimyahanesi münhasıran mevaddı gıdaiye tahlillerile uğraştığı için fakir halkm kan, idrar, ve saire tah lillerini yapmak üzere bir de bakteriyolojihane açılacaktır. Bakteriolojihane yapılacak Buğday fiatı Ne olmalıdır? [Buğday fiatınm, bu seneki vazîyete göre ne olması lâzım geirfiği etrafında açtığımız anket memle kette büyük ehemmiyetle karşılandi. Gelen cevapları derce devam ediyoruz.] Efendim, ^^ Muteber gazetenizin 22 temmüz 932 tarihli nüshasında buğdayın okkasına beş ve beş buçuk kuruş verileceği ve bu fiatm ise geçen seneye nisbetle bir misli fazla olduğu yazıhyor. Halbuki geçen sene hasatta buğrfayın beher okkası dört ve dort buçuk kuruşa almıp sattlmışhr ve bu fiattan aşağı hiç tenezzül etmemiştir. Binaenaleyh geçen seneye nis . betle bu seneki hasılat yarı yarıya noksandır. Şayet gazetenizde yazıldığı veçhile fiat verilecek olursa hiç bir kimse menfaat temin edemiye cektir. Hükumetin bu hususta na . zari dikkatini celbetmenîzi rîca ederim. Çünkü senei sabıka hasılatı nazari itibara alınmak suretile hesap edersek buğdayın beher okkasını yetmiş paraya satmış oluyoruz de mektir. Halbuki biz buğday fiatınm on ve on bir kuruş ara3inda jahlmasına intizar etmekteyiz. Takdir edilen fiat azdtr Ankara'da «Sel)) piyesi oynandı Trenlerde tenzilât Erzurum, Mudanya Buısa demiryolları hariç olmak üzere bütün Devlet Demiryollarında ağustos iptidasından nihayetine kadar tenzilât yapılacaktır. Bundan maksat sıcaklar dolayısile halkın serin yerlere gidebilmesini temin etmektir. Fiatlar sür'at katarlarında yüzde yirmi, diğer katarlarda yüzde otuzdur. Zeytin sineklerile mücadele Vilâyet dahilinde epeyce zeytinlik mevcuttur. Bilhassa Yalova ve Kartal kazalarında 150 binden fazla zeytin ağacı vardır. Bunlarda gene sinekler türemiştir. Ziraat MüdürKiğü geçen seneki gibi mücadeleye girîşmiştir ve mıntakalara mücadele memurları göndermiştir. Memurlar ağaçların birer tarafına arsenikli mayi püskürtmekte, bunları emen sinekler zehirlenerek ölmektedirler. iSeh ptyesinin temsilinden bir tablo 10 kuruş fiat iyidir Rutahya'da rençber Muslihittİn Ankara Halkevinde Sel isimli bir piyes temsil edilmiştir. Sel piyesini Münir Hayri Bey yazmıştır. Piyesin bütün motifleri köylerden ve köylü hayatından alınmıştır. Piyes Ankara'nın yüksek tahsil görmüş hanımları ile ayni seviyedeki meraklı gençlerimiz temsil etmişlerdir. Musiki kısmınm bestekârı da Ferit Hilmi Beydir. Ferit Hilmi Bey bestelerini halk şarkılarından ık tibas etmek suretile eserle uygun bir ahenk vücude getirmistir. Piyesin büyük bir takdire mazhar olduğu söyleniyor. Bu sene harmanlarda buğday pek az göriinüyor. Buğdayın yerini geçen sene para eden kaba mahsul tutmuş. Bu sene onlar da para etmezse zaten kanaatkâr çiftçi yiyece^ini ekecek, falaz ekemiyecek, çünkü zarar ediyor. Bunun için buğdayın fiatı çiftçinin dine geçmek sarh ile on kuruş olmalıdır. Buğdayın bu fiatı memlekette refahı çoğalbr, çiftçi her ekeceğini bir nisbet dahilinde eker, mahsulü para eder. Karacdbey'de Fahri (Anketimize gelen cevapları derce devam edeceğiz)

Bu sayıdan diğer sayfalar: