3 Ağustos 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

3 Ağustos 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Camhariyet Bir muziplik öğretti: Kapıyı şöyle iğreti dayarsı mz. Jçeriden de arkasına destek vurursunuz. Desteğin üzerine kırıla cak şişe, bardak, çanak gibi şeyler koyarsınız. Kapıyı kurcalıyan olursa şişeler, bardaklar düşer, şangır şungur kırıhr. Siz d e bövlelikle uyanırsınız. Bu fikri muvafık buldular, ay nen tatbik edip odalarma çıktılar, habı rahata daldılar. * * * Kasa hırsızı Tırnak Avni, umduğu voliyi çevirememiş, keder dağıtmak için kiis kiis esrar kahvesine dönüyordu. Karanlık sokaklarda, dalgın dalgın duvar kenarlarından yürürken birdenbire durdu. Oünde, açık bir kapı vardı. Büsbütün açık ta sayılmazdı, kapının kırık kanatları, iğ reti dayatılmıştı. Bu evde her halde bir vak'a geçmiş olmalı idi. Pencerelerde ışık filân da yoktu. Ev, ya polisler tarafmdan basılnuş, yahut h ı m z l a r tarafından soyulmuş olabilirdi. Ev, her halde bos, sahipsize benziyordu. Tırnak Avni, düşündü. O ana kadar evlere girip hırsızhk etmemişti, ev kapısı kurcaladığını hatırlamı yordu. Maymuncukları hep kasa kilitlerinde işlemişti. Bir de talihini burada denemeği aklmdan geçirdi, fazla tereddüdü manasız buldu. Sokak kapkaranlık, ses, sada yok, el ayak çekilmişti. Kapıya yaklaştı, hafifçe aralayıp girecekti, fakat, kanadın tekini iter itmez, içeriden müthiş bir şangırtı koptu. Tırnak Avni, geri çekilip kaça • cağına, şaşkınlıkla öbür kanadı da itti, ve bu hareketi evvelkinden daha şiddetli şangırtılar çıkardı. Kapının üstündeki pencere açılmıştı, bir kadın sesi: Yangın var! diye bağnyordu. Komsu evlerin pencerelerinden de başlar uzanmıştı. Bekçi, polis düdHikleri uzun uzunöttü, acı acı çmladı. Tırnak Avni, büsbütün faşala mıştı. Ne sağa sola, ne ileriye geriye adım atabiliyor, ayakta, şaşkm şaşkm etrafına bakınıyordu. Tırnak Avni'yi, yakaladıkları gibi karakola götürdüler. Tırnak Avni, ev hırsızhğma gitmemiş, ev kapısı kurcalamamış, bu »an'atın işçisi değildi. Yüzlerce kasa soyduğu halde, ancak bir iki kere yakayı ele ver • mişti. Karakolun taş odasında, başına gelen vak'ayı düşünüyor, fakat işin ashnı, esasını bir türlü bulup çıkaramıyor, nasıl bir muammaya kurban gittiğini anlamıyordu. Acaba, onu, enselemek için, da lavereli kapı, bir tuzak mı idi? Peki ama, ona, bu azizliği kim ve niçin yapmıştı? Bu muziplikte kimin menfaati olabilirdi? Taş odanın, demir parmaklıkh, daracık penceresinden sabahın ilk sincabî ışıkları kirli malta taşları üzerine sızarken, Tırnak Avni, eli çenesinde bu muammayı hallede memişti! MAHMUT YESARl Bekçi, »okaklan dolaşırken bir kapmın eşiğinde iki gölge gördü: Kim o ? Kıpırdanma, yakarım! Sakin, mülâyim bir ses cevap verdi: Yabancı değil bekçibaba, bu evin sabipleri... Bekçi yaklaştı, iğildi, baktı: Sahi be... Raci B e y l e haremini tanımıştı, hayretle doğruldu: Niye eve girmiyorsımuz? Kapıyı çalsanıza... Hizmetçi bu gece izinli... Anahtannız yok mu? Nesrîn Hdnım,' hiddetle homurdandı: Yemek odasmdaki Lüfenin gözünde... Eyvah! Demek ki evde unut tunuz! Raci B e y Hayır, dedî. Ben, unutmadım. Bizim hanımefendi unutmuşlar! Nesrin Hanım sür'atle atıldı: Hayır... Sen unuttun... Her gün anahtar bende duruyordu. Hizmetçi izinli gittiği için, belki sokağa çıkarım! Niye anabtan benden aldm! Eve geldîğin zaman niye istemedin? Sinemaya gideceğimiz için, ha önda durmuş, ha bende... dedîm! Asıl sen, hatırlıyacaktm! K a n kocanın sesleri gecenin sükunu içinde akisler yapıyordu. Devriye polis te geldi, sordu; bekçi meseleyi anlattı. Polisi de düşünce almıştı: Bir çilingir gethmekten başka çare yok... Fakat bu saatte çüingiri nereden bulacağız... Her yer kapalı. Bekçi, teklif etti: Kapıyı bir zorhyalım... Nesrin Hannn, tereddüt içinde îdi: KilkR, daha yeni tamir ettirdik... Sonra, kapisı kırık bir evde nasıl y a t a n z ? Raci Beyin uyku gözlerinden a kıyordu: Tekrar tamir ettiririz. Sabaha kadar kapı eşiğinde mi oturacağız? Bu saatte oteller bile adam almaz. Polisle bekçi, son reylerini söylediler: Ev, sizin, kapısmı îster kırdırır, ister yıktınrsmız... Vücut te sizin îster kapı eşiğinde, isterseniz teşrif edin karakolda. f gçcelersiniz. Bizim için başka yapacak bir şey yok... Bunun üzerine müttefikan karar verdiler. Hep birden kapıya yiîklendiler. Onların münakaşalannı duyarak, gürültülerinden uyanarak pencere, kapı öniine çıkan komşulara da gayret geldi. Kale kapısı olsa, bu kadar zora dayanamazdı. Nihayet kapının çatır çatır kiliti, rezeleri söküldü, kırıldı ve menteşeleri de uynıyan kapı, arkaya devriliverdi. Evin eşiğinden içeriye adımlarını atmışlardı ama, yeni bir endişe ile olduklan yerde kakılı kaldılar. Kın k kapılı evde nasıl uyuyacaklardı ? Nesrin Hanım: Ben yatar, uyurum, sen oturur, beklersin? Diyor, Raci Bey de buna hiç yanaşmıyordu. Bir komşu, onlara akıl Muallim Mektepleri Teşkilât ve tedrisat kâ milen değişiyor Kız ve erkek Muallim mektebi önümüzdeki ders senesinden itiba ren altı sınıfa çıkarılacaktır. Bu suretle yeni muallim mekteplerinden mezun olan talebeler de diğer lise mezunlan gibi fakültelere ve yüksek mekteplere devam edebilecek lerdir. Tedrisat proğramlarında da esaslı tadilât yapılacak, bilhassa felse fe, fen, riyaziye ders zümreleri lise tedrisat programlarına göre okutulacak, muallimler arasında da bazı değişiklikler olacaktır. Diğer taraftan Bolu Kız Muallim mektebi ile Elâziz Erkek Muallim mektebi lâğvedilmiştir. Ayni zamanda Muallim mekteplerinin birinci ve ikinci sınıf talebeleri Edirne ve Balıkesir Muallim mekteplerinde teksif olunarak diğer mekteplerin bu sınıflan kaldırılacaktır. Elde mevcut birinci, ikinci ve üçüncü stnıf talebeleri müteakıp sınıflara geçtikten sonra muallim mektepleri orta mektep mezunu alan 3 senelik liseler olacaktır. Bu itibarla bu se neden itibaren bu sınıflara leylî talebe almmıyacaktır. Ancak muallim mekteplerinin 4 iincü ve 5 inci sınıflarına girmek istiyecek orta mek tep m e z u n l a n için bir müsabaka imtiham açılacaktır. Muallim mekteplermin yeni şekli aldıktan sonra eski mezunlann va • ziyetlerinin n e olacağı henüz ma lum değildir. Söylendiğine göre bu kabü kim selerden yaşları müsait olanlar yeni mekteplerde bir sene okumak suretile lise mezunu imtiyazmı kazana bileceklerdir. Afyon piyasamıza bir Oyun mu hazırlanıyor? Avrupa'ya ucuz mal teklif ederek fiatlan düşürmek istiyorîar! tzmir (Hususî) Afyon mahsulü bu sene havalann bu mahsule gayrimüsait gıtmesinden dolayı ancak 4500 sandık kadar ^»tıwtm olunuyor. Izmir'de fiat şimdi 12 lira raddesinde ise de bankalann afyon üzerine muamele yapmamalanndan dolayı vaziyet durgun gidiyor. Gelecek sene inhisann teessüs ve cereyanı derpiş olunarak bizce tamamile manasız yere durgun giden bu vaziyeti daha ziyade kanştırarak istismar etmek istiyenler bulunduğu da ay • nca ve kuvvetle ty*"™" ediliyor. Av rupa'ya ucuz teklif arzedip mallan yalnız fabrikalara verebOeceklerini söyli yen telgraflar bu cümledendir. Avrupa'dan îzmir'e bu mealde telgraflar gelmektedir. Memeleketten ihraç olunacak afyo nun mutlaka fabrikalara teslim olunabfleceği kaydile ucuz fiat teklifi zâhiren manası anlasümıyacak bir teklif gibi göriinse de hakikatte bunun bir oyun olduğunu Izmir ve havalisi afyon müstahsil ve tacirleri pek kolayhkla ve kat'iyetle takdir ediyorlar. Bunlann bu oyundan istihraç ettikleri manalar şunlardır: Teklifi yapanlann maksadı Avrupa'ya afyon satmak değil, Türkiye'deki fiatlan karıştırmak ve ezcümle düşürmektir. Nihayet her hangi bir fabrika nanuna teklif olundugu veçhile 4,60 florinden mal istenüse teklifi yapanlann verebilecekleri miktarlar üç beş, nihayet on on beş sandık gibi mahdut miktarlara münhasn kalacakta*. Çünkü ucuz fiatla yapılan teklif esasen ciddî değildir. Maksat ayni kimselerin daha külliyetü miktarlarda başka yer • lere yaptıklan sabşlar için memleketten ucuz ucuz bedellerle mal tedarik ede bilmelerinden ibarettir. Bunun için Avrupa'ya yapılan ucuz fiat tekliflerue Türkiye'deki fiat düşürülmek isteni • liyor. Hareketteki bu maksadın bir delüi de Avrupa alıcısının behemehal bir fabrika olmasınm şart koşuknus olmasıdır. Eğer böyle yapmasalardı Türkiye'dekinden daha ucuz olarak Avrupa'ya yapılan teklife karsı bizzat Türk tacirleri alıcı cıkabilirlerdi ve maksadın fiyaskosu da bu suretle çarçabuk meydana çıkmış olurdu. Ticarette millî malın kıymetini dü şürmek için böyle dolambaçh tertiplere cevaz var mıdır? Memleket ikn'sadiyatmm en şiddetli bir buhran 3e müca dele ettiği bir zamanda böyle hareketlerin yalnız levm ve takbih ile geçiş tirilmekle kalmıyacağmı tahmin ederiz. Binaenaleyh evvelâ hükumetin bu nokta üzerine ehemmiyetle nazari dikkatini celbederiz. ıt.vııiro Bu akşamki program tSTANBUL: 18 Gramofon neşrtyati. 19,30 Sas: Rajız Ahmet Bey ve studyö heyeti. 20,25 Nimet Vcthit Hanım tarafınâan Sarkı konseri. Piyano: Madam Hege. 21 Saz: Münir Nurettin Bey ve arkadaşlart. 22 Stüdyo cazbandu =B 3 Ağustos 1932 BERLtN: 16,05 gramofonla DovizettFnin bir eseri17,55 spor hakkında konferans 18,35 konser 19,35 gençlik hareketi (.konferans) . 20,35 kıraat 22,05 dans musikisi . 24,05 havadisler Müteakiben: Konser. MÜNtH : iki malulG soydular Edirne'nin Taşhkmedrese mahalle sinden Hacı Ahmet Mustafa ismindeki amâ adamcağız ile arkadaşı Topal Kâ zım îstanbul'a gelmişler. Mustafa göz • lerine bakhracakmış. Dün Gülhane hastanesine gitmişler, göz muayenesi günü değilmiş. Cerrahpasa'ya gitmeğe karar vermişler. Yolu bilmediklerinden ras geldikleri birisine sormuşlar. Adam, iki malulü yangın yerlerine götürmüş, bu sırada başka birisi gelmiş, bir paket düşürmüş, öteki almış. Parayı düşüren üzerlerini aramağa kalkmış ve bu arada Mustafa ile Kâzım'm 6 lirası da güme gitmi*. Ayasofya merkezine şikâyet etmişler, tahkikata baslanmıs, fakat yankesici henüz bulunamamışbr. Bu fld garip malul de on parasız sokakta kalmısbr. Mevaddı iptidaiye Umumî Buhranın seyri Kalmıyor mu? 17,35 edebî tenkit 18,05 (Der Wurstel) çocuklar için piyes 19,05 konser 21,10 koro 22,05 konser 23,45 "beynelmüel Gotik musiki konseri 24,25 havadisler 24,50 hafif musiki. VÎYANA . 17.25 Hint hikuyeleri. 18,35 sesll fîllm lerden plâkîar . 20,40 Lâypzig'den naklen konser 21,30 hayvanlar ve biz (konfe rans) 21,55 havadisler 22.05 yeni Tra%' sız musikisinden konser 23,55 havadisler24,10 hafif musiki. tkinci bir mühim nokta da şudur: BUDAPESTE: Gerçi geçen seneden 4000 sandık kadar 18,05 gramofon . 19,35 sarkl konseri stok mal devredümiş ise de bu sene 20.50 eğlenceli program 21.50 orkestra . mahsulün yalnız 500 sandığa münhasır 23,05 opera orkestrasının konseri. Mütekalması fiatların bu sene için geçen seakiben tsigan musikisi 1,20 cazbant. neye nisbetle daha yüksek olmasını BÜKRES : kat'iyyen istilzam eder. 19,05 hafif musiki 20,05 havadisler ve Yeni mal üzerinden millî bankalan doğru saat 20,15 orkestra 21,05 kon mızm ve ezcümle Ziraat Bankasuun muferans 21,45 plâk 22,05 piyano solo bayaat yapması vaziyeti dahil olraası lâ22,50 şarkılar . 23,20 bir skeç 23,40 grazım gelen hakikî cereyanına koyabilir. mofonla hafif musiki . 24,05 havadisler. tkinci olarak hükumetimizin bu nokta VARŞOVA : üzerine dahi nazari dikkatini. kezalik 19,05 hafif musiki 20,25 dans müsikisiehemmiyetle celbederiz. 23,10 aksam konseri 23.35 salon musikisi Şimdiden afyon piyasasma iştirak (gramofonla) 24,15 Yunan şarküari, etmekte hiç bir millî bankamız için her yunanca bir konferans, Lehistan ve Yühangi bir riziko yoktur. Çünkü gelecek n%nistan 24,55 dans musikisi. sene nasıl olsa teessüs edecek olan in | ROMA : hisara stok mal lazundır. Eğer bu se19,35 şarkı konseri 19 50 muhtelif mune de artan mal kalırsa bunlar fiatlarile siki 22,05 gramofon 22,50 Boris Godoüinhisara stok olarak devredilebilir. Fa • now (Moussorgsky). kat dediğimiz veçhüe mevcut mal Av PALERMO : rupa'nın ihtiyaç ve talebine ancak ki 19,35 gramofon . 22,50 muhtelif musiki fayet edeceğinden gelecek seneye hiç 24,05 varyete. kunsenin elinde stok mal kalacak de BELr.RAT: ğildir. 22 05 Salzbourg'dan nakü: (Fransa musikisi). 111 Keriman (Birinci sahifeden daslanna karsı çok cıddî davraturdı. Dokuzuncu sınıftan sonra mektetı4«zkatti. Semtlerhniz yakın olmadığı için birbi • rimizi kaybettik. Keriman Hanımın adreslerini bula • bildiğim arkadaşlan ile görüştükten sonra Nisantaşı'ndaki Feyziye mektebine gittim. Feyziye mektebi Keriman Hanunın okuduğu mekteptir. Kraliçe buraya 926 senesinde girmiş, 929 senesi başında dokuzuncu sınıftan çıkmıştır. Mektep tatildi. Müdür ile mektebe tesadüfen uğramış, bir kaç hocayı müdiriyet odasında Keriman Hanım hakkında görüsürlerken buldum. Kraliçe mekteplerinin yetiştirdiği bir talee olduğu için hepsi de hâdiseye karsı hususî bir alâka duyuyorlardı. Hocalan diyorlar ki: 111 Keriman'ın güzel bir klz olup olmadığımn farkmda değüiz. Bizim bildiğimiz ve hahrladığımız onun en iyi talebelerimizden biri olduğudur. Hiç bir gün kendisini tecziye etmek zarureti le karşılaşmadık. tşte 926,927,928 sene lerine ait notlar. Bakmız hal ve hareket hep 10 dur. Kendisi hakkında hahrladıklanmz bunlardan mı ibaret? Zeki bir kızdı. Ciddiyeti, dikkati, terbiyesi ile hocalan arasında çok kuvvetli bir sempati uyandırmıştı. En ziyade muvaffak olduğu dersler? Resîm, eîisleri, dikiş, biçki, musiki, terbiyei bedeniye. İşte 927 ve 928 se nelerine ait notlan: 927 senesinde musiki 10, resim 10, terbiyei bedeniye 10, dikiş 9, eîisleri 9. 928 senesinde resim 9, eîisleri 8, musiki 10, terbiyei bedeniye 10. Neharî mi idi? Evet. Ademi devam?.. Yok gibi... Keriman Hanımın muvaffakiyeti hakkındaki OıHsaslannız ? Bu muvaffakiyeti Türk kadmına hak olarak tanıyor, bunu bir Feyziye mektebi talebesinin izhar ve isbat etmiş olmasmı memnuniyetle, iftiharla kar şılıyoruz, C.F. t Fâbrikatorlar hükunîete Bizdfeki tesirler nisbeten hafifliyor müracaat ettiler Yerli fâbrikatorlar kontenjana tâbi olmadan mevaddı iptidaiye ithali hususunda hükumetin müsaade vermesi için dün Ankara'ya bir yıldırım telgrafı çekmişlerdir. Alâkadarlardan bir zat bu mes'ele hakkında dün kendisile görüşen bir muharririmize şu izahatı ver miştir: < tthalâtı tahdit karannın himayesile yerli sanayiin tam bir inkişafa başlıyacağı bir sırada mevaddı iptidaiye yokluğu yüzünden sa nayiimiz yerinde saymaktadır. Bugün bütün yerli fabrikalarda me vaddı iprid'aiye hemen hiç kalmamış gibidir. Elde işlenen mevat son partidir. Bu yüzden istihsalât cok azalmıştır. Bir çok fabrikalar işle rini tatil ederek amelesine yol vermişlerdir. Kontenjan dolayısile memlekete mal girmemektedir. Bu suretle dahilde de mal imal olunmadığından yakmda bazı emtia üzerinde ihti kâr başlaması çok muhtemeldir.» Haricî Ticaret ofisi iktisadî buhranın başlıca memleketimizde takip ettiği seyir ve neticeleri tetkik etmiş, 1931 senesinin ilk üç ayı ile, 1932 senesinin ayni a y l a n arasında muhtelif memleketlerin iktisadî buhrana mukavemet derecelerini gösterir bir tablo yapmıştır. Bu tabloya göre 31 senesinin kânunusani, şubat ve mart aylannda Danimarka, Fransa, Holânda, Le • histan, tsveç, tsviçre ve Çekoslovakya'da iktisadî buhran, evvelki senenin ilk üç ayına nisbetle sür'atle azalmıştır. Buna mukabil; Almanya, Fmlandiya, Yunanistan, ttalya, Norveç, Avusturya, Romanya, tspanya, Macaristan ve Portekiz'de buhran ayni şiddetle devam etmektedir. İngiltere'ye gelince, iyiliğe doğru mahsüs bir meyil vardır. Buhran devam ediyorsa da fevkalâde betaetle hafiflemektedir. Memleketimizde de, iktisadî buhranın evvelki senenin üç ayına nis betle şiddetini mahsüs derecede kaybettiği görülmüştür. Hırsızlar yakalandı Kısıkh'da oturan askerî müteka • itlerden Hıfzı Paşanm evine hırsız girerek büyük küçük bir kaç halı ve seccade ile daha bazı ev eşyası çalmıştır. Zabıtanm yaptığı tahkikat üzerine eşyanın kaçırılamıyarak koruda saklandığı anlaşılmış ve koru aranılarak eşyalar bulunduğu gibi hırsızlardan sabıkab Serez'li Ahmet te yakalanmıştır. Sabıkalı hırsızın ar kadaşlan henüz tutulamamışlardır. Zabıta takibata devam etmektedir. îşsizler için... Kayıkçılar Belediye bazı tedabîr al İşlerînîn hamallara ve rilmesini istemîyorlar mağa hazırlanıyor Belediyece işsizler ve işsizlik hakkında esaslı bazı tedbirler ahnmasına karar verilmiştir. Bu cümleden olarak yeni bütçe Dahiliye Vekâletinin tasdikına iktiran ederek geldikten sonra Vali ve Belediye reisi Muhttin Beyin riyasetinde bir komis • yon teşekkül edecektir. Bu komis yon tstanbul'da mevcut işsizlerin miktarmı ve vaziyetini tesbit ede cektir. Daha başka icap eden ted bhIer de almdıktan sonra bilumum şirketler ve müessesatm Belediye den işçi istemesi temin olunacakbr. Limana gelen ve açıkta demir liyen vapurlar dan yolcu cıkarmak ve yüklerini taşımakla geçi nen kayıkçılann işten menedile rek yerlerine eşyayi zatiye ha mallarınm çalıştınlacakları ya zılmıştı. Bu tasavvur dolayısile liman kayıkçıları Liman kayıkçilannın kendi vaziyetlemümessOi Ali B. rini müdafaa için teşebbüslerde bulunmuşlardn*. Kayıkçılann mümessiü Ali Bey bu münasebetle demiştir ki: c Yüzü mütecaviz kayıkçı bu işle geçiniyor. Halbuki limana ge Hp açıkta demirliyen vapur haftada üçü tecavüz etmez. Senelerdenberi meslek dindiğimiz bu işi eşyayi zatiye hamallarının yapabilecekleri iddia olunamaz. Biz sade hamal değil, ayni zamanda denizciyiz de...» Ne merkametsizlik! Dün Galata'da ayni evde oturan Zehra ve Hatice isminde iki kadın kavga ettikleri sırada Hatice H. içinde kaynar su bulunan bir tencereyi Zehra Hanımın kızı Fatma'nm başına dökmüştür. Zavallı kızın vücudünün bir cok yerleri yanmıştır. Dünya Güzeli ve Maarif Vekiji (Birinci sahifeden da yapılan beynelmilel bir müsabaka. da yirmi sekiz mületin güzelleri arasında genç bir Türk kızının Dünya Güzellik Kraliçeliğini kazanmasmı herkes gibî ben de derin bir iftiharla karşîladım. Bu hâdise bütün memleketi sevindiren ve alâkadar eden millî bir muvaffakiyettir. Türk nkı esasen güzeldir. Keriman Halis Hanım kendi şahsında necip ırkımızm bu bedenî mazhariyet ve mümtaziyetini bütün dünyaya isbat etmiştir. Bununla ne kadar iftihar ve gurur duysak yeridir. Esasen bizim de vazifemiz bütün maarif müesseselerinde, mektepler de genç neslin fikrî kabiliyetlerinm inkişafına çalısmakla beraber bedenî kudret ve güzelliklerinin de artması ve tekemmülüdür. Bunun çin mekteplerde beden terbiyesi drslerine lâyık olduğu ehemmiyeti veriyoruz. Tekrar derim ki, Türkiye Güzellik Kra liçesi Keriman Hanımın Dünya Güzellik Kraliçesî intihap olunmasını millî bir muzafferiyet halinde gururla telâkki ettinu» l Avusturya'lı fabrikalar Mümessîlî Ankara'da Adana 2 ( A . A . ) Takas sure tile iki milyon liralık pamuk, incir, ve üzüm satın almak üzere Ankara'da temaslarda bulunan Avusturya fabrikalan mümessili M. Aruel Kuffler şehrimize gelmiş ve Adana pamuklarile bu seneki rekolte hakkında malumat edmdikten sonra tzmir'e hareket etmiştir. Zeytinyağı satışları Borsada yapılacak Alman sef irinin Tebrikleri (Btrtnct sahtfeden mabait) bizce başka bir noktadan da kıymetlidir. Çünkü Güzellik müsabakalannda Keriman Halis Hanımın en kuvvetli ve en son rakibi Alman güzeli bulunuyordu; ve son seçmede bu iki dost millet güzelinden bizimki tercih edilmişti. Her Nadolni Cenaplarına bilhassa teşekkür ederiz. Mektup şudur: Zeytinyağının da badema Borsada muamele görmesi hususunda dün hü kumetten emir gelmiş ve bu emir ali • kadarlara, bu meyanda Zahire borsasma tebliğ olunmuştur. Borsada yeni idare heyeti dün ilk defa toplanmışfar. Riyasete, Ticaret Odasından zahire borsası idare heyeti azahğına intihap olunan sigortacı Hamdi Bey seçilmiştir. italyanın badem mahsulD Itayal'nm bu sene badem mahsulü evvelki seneler kadar bereketli olmamakla beraber, serin ve yoğmurlu geçen havalann doğumu tehir etmekten başka esaslı bir fena tesiri gorübnemis, mahsul pek az dökülmüştür. ttalya'nın, badem istihsal mıntaka larmdan gelen mektuplardan anlaşıldığına göre Puglie mıntakasında 260 bin, Sicüya adasmda 140 bin kental badem içi almabilecektir. tspanya badem mahsulünün de bereketli olduğu söylenmektedir. Cumhariyet gazetesi Başmuharriri Yunus Nadi Beye Tarabya 2 Güzel teşebbüsünüzün ve mes'ut gayretlerinizin Spa ve P s t e a d e ' d a kazandığı, memleketi niz için göğüs kabartıcı büyük muyaffakiyeti en kalbî hislerimle tebrik ederim. 6ömrökler U. Müdlirü geliyor Ankara 2 (Telefonla) Gümrükler Umrnn Müduru Cemü Bey bir kaç gün sonra mezuniyetle tstanbul'a gidecektir. Altın madenleri Ege mmtakasında altın m a d e n l » rine tesadüf edildiği Izmir'den bil • dirihnektedir. Nadolny ' Müşkülpe sentlerin tı raş bıçağı MOND EX îstanbul Halkevinde, perşembe günleri verildiği haber verilen konferanslar muntazaman devam etmektedir. Bu konfe . ranslann mevzulan halkın hakikî ihti yaçlanna taalluk eder, bilhassa hıfzıssıh. hat mes'elelertne ehemmiyet verilmektedir. Bu perşembe günü müderris Vehbi Bey tarafından verilecektir. Mevzu, (kara sinekler ve mazarratlanndan korunma) çareleridir. Müderris Vehbi Beyin salâhiyeti bu konferansın da son derece enteresan olacagında şüphe bırakmamaktadır. Onu dinlemek fırsatının kaçırılmamasını tavsiye ederiz. Halkevi konferansları Holivut çıktı Bu zarif sinema mecmuasının son nüs. hası gayet güzel resimler ve yazılarla intişar etmiştir. Tavsiye ederiz. Memleketin yegâne salon mecmuası olan (Poto Süreyya) mecmuasının 17 inci nüshası dünya güzeli Keriman Halis Hanımıa müteaddit pozlarlle müzeyyen olarak çıkmı§tır, Karilerimizj tavsiye ederit Foto SGreyya Vazgeçilen bir mösamere Vefa mezunlan gördükleri lüzum üzerine Galatasaray lisesinde vereceklerl müsamereden/sarfınazar etmişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: