17 Eylül 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

17 Eylül 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

r Şehir ve memleket haberleri Buyiik Türk . Hün Impa ratoru W. E. 2091 Tercume, ıktıbas ve slire her türlu hakkı mahfazdur Muharriri: YUSUF OSMAN 17 Eylul 1932 Siyasî icmal Fransa İsvîçre Cihanda snlh ve musalemeti Hafaza için harbi umumidenberi yapılan beynelmüel mesainin merkes) olan tsviçre'deki Cenevre şehri ve~ civan, garip bir tesadüf es«rl olarak yakm zamanlara kadar gayet bariz bir haksızhgin altmda inHyordu. Çünkü bu mühhn sehrin iaşesini ve ticaretini temin eden ark& tarafmdaki arazi yani Hnerland'ı Fransa tarafından harbi umumides sonra gaspolunmustu. Filvaki bu Hinterland'ı teskil eden yukan Savoie ve Gez nahiyeleri ötedenberi Fransa'nm idaresi altmda idi. Maa haza bu yerler, bir asırdan fazla bir zamandanberi yanî Viyana tnuahe desindenberî serbest mmtaka bulun~ duğundan Fransız'larm gumrük hu" dudu bu yerlerin gerismde idi. Yu kan Savoie ve Gex nahivelerî çiftcileri zirai mahsullerini serbestçe Cenevre'ye götürüp satıyorlar ve buradan aldıkları mamul esyayı gene serbestçe ve gümrük resmi ver meksizin Fransız arazisine getiri yorlardı. Fransa hükumeti Versay muahedesine eski muahedelerin ilgasına dair ithal ettirmiş olduğu bir mad deye istinaden 1923 te mezkur serbest mmtakaları lâğvederek güm rük hududunu Cenevre'nm yanıba fina kadar getirmiş ve tsviçre'nin bu miihim sehrini iktisaden sıkı ablu ~ ka altına almışhr. Cenevre şehri Leman gölünün cenubu garbisinde sjkısmıs kaldığından İsvicre'nin eczayi sairesi ile irtibatı gölün kena nndaki serit gibi dar bir yere mün hasır kalmtşh. Esasen serbest min taka bir teraftan Mon blanc, diğer taraftan Yura dağları ile muhat ola rak Fransa'dan ayrılmıs olduğun " dan Cenevre'nin tabiî Hinterlandmı teskil ediyordu. tsvicre devletînin Versay muahedesi ile alâkasi ve bunda imzası olmadığı halde bu vesikaya istinaden Fransa'nm hotbe hot tsviçre'nin miihim rnikukuna tecavüz etmiş olması gerek îsviçre'de, gerek diger memîeketlerde ga yet fena bir intiba bırakmı«tı. Dünyadaki bütün haksızlıkları kaldu mağa çalısan Isviçre. uğramış oldugu bu haksızlıktan dolayı LâheyMeki beynelmilel divani adalete müracaat ederek ihkakı hak talebinde bu Iurmuştu. Divani adalet haksızlık bariz ol • dngundan îsviçrs lehinde hükiim vernîştir. Fakat Fransa'nm bu hük" nıü kabul edip etmiyeceği bellî ol msdığından neticeye büyvk sabırsız* lıkîa intizar olunuyordu. M. Herriot kabinesi divani adaletin kararın' kabul ederek haksinasane bir harekett bulunmustur. Fransa hükumeti Cenevre'nin burnu dibindeki Fran sız gümrük hududunu geri almak la Cenevre'nin ve CemiyeK Akva min ve beynelmüel divani adaletin nüfuz ve itibarını takviyeye büyük bir hizmet gcsterm'ştir. MUHARREM FEYZ* Yeşil Bursa Filme alınıyor I Gramofonun Zembereği Resmî daireler Türkçesi Oğuz ile Mete ayni şahsiyetler midir? Iki millî kahraman arasındaki benzeyişîer 42 Fehvasınca kül olup dünya hariiasından kazınmıştır. Gene tneşhur fatihlerden Napoleon, bir sürü galebeden sonra mağlup olmuş, oğlu tahtmdan mahrum edilmiş, karduğru siyasî tertipler tamamen bozulmuş ve kendisi de Sainte Helene Adasında esir olduğu halde yeis ve kahırla ölmüftür. Mete'ye gelince: Yüce basbuğ hayatmda hiç bir mağlubiyet görmemiştir. Şan ve şeref içinde ölmiiş tür. Kurduğu bina o kadar aağlam idi ki, bütün sadmelere rağmen, birliğini (161) yil muhafaza etmiş ve M. S. 216 tarihine kadar, yani: 425 yıl yaşamıştır. Bundan sonra Asyadaki Hun İlhanhğı yerine Avrupa'da daha geniş bir Hun Imparatorlufu kurulmuştur. O derecede ki altı asır sonra Attilâ, Roma ve Bizans'ı t«meUerinden sarsaeak bir kudret gösterdL Bu kudret te, Mete'nin açtiğı kaynaktan çıkmıştı; adeta onun bir mütenunimi idi. Mete, kendinden sonra Türk ve Mogol fatihlere kanun ve nizam yapmakta da örnek olmuştur. Cengiz yasası, Timur tezokleri ve saire hep onun kurduğu esaslardan alın miftır. tlk mülî kahramanmnft, J«lıv ha.beden muktedir bir Ceneral değildi. O, ayni zamanda, yaratıcı ve yapıcı bir kudretti. Kendisine ilk Türk kahramanı vasfı verilebildiği gibi ilk Türk peygamberi de denilebilir. Kurduğu din ile, herkese hatta düşmanlarına telkin ettiği fazilet ve ablâk dersi ile, her zaman gösterdiği sabnr, tabammül, müsamaha île, onun seciyesi ulu bir peygamberden aşağı değil, belki üstündür. En büyük hasmı Çin tmparatoru bile yazdsğı mektupiarda onun faziletleıini takdir i^e anıyordu!. Acaba, bu ilk Türk kahramant ile millî *f**n« ve <l*«t&nımıxdaki Uğus Han ayni şahsiyet değil mldir? Bu ehemmiyetli nokta lıenüz tenevvür etmemiştir. Toeman ile Kara Han ve Mete ile millî destammızdaki Uğuz Han arasında oldukça benzeyiş vardır. Bunun içmdir ki, Çin tarih lerinde yazılı Mete ile, Türk milletinin hafızasına millî bir destan «eklinde nakşedilmiş Uğuz Han'ın, hep ayni şahsîyet olduğuna inaanın kanaat edeceği geliyor. Bazı tarih çilerimiz, ezciimle M. Şemsettin ve Ziya Gök Alp bu ihtimali kuvvetli görüyorlarsa da Dr. Rıza Nur diyor ki [ 1 ] : «Mete Uğuz Han değildir. Uğuz'la habasınt Sldürmek vak'ast benzeyisi tmrwa da, yalntz bu, iki sahsiyeti birteftirmtğe kâfi değildir. Atea, hiç hatta heee değil bir harf bile ben xeyisleri yoktvtr. Tarihçe de öyledir. Vğuz, Mete'den pek eskidir. Bu eski, ve nütoloji balatlan içindeki Uğa z'amvaeu, Syiece muhafaza edelim. O, T&rVmt, kendisinin ve tarihinin büyüklüğü timsalidir.% Bununla beraber, Mete ile Uğuz Han arasroda yalnız baba öldür mek vaJc'asile değil, daha bir çok tarafhudan benzeyi» vardır. Me •elâ, iki kahramanm kanunculuğu Üa hep ayni görünüyor. Uğuz Hamn koydugu kanun [ 2 ] (ture) namile hicrî dokuzuncu asra kadar bütün Türk*lerm kanunu, yahut yapılan Türk kanunlarının mehazı olmuştur. Uğuz turesinin bir kunu YaKicıoğlu Alî Efendinin Selçukname ve Tevarihi Ali Selçuk atlı eseı inde vardır. Görülüyor ki iki kahrama mn benzeyiş noktaları her cihetten çoktur. Ancak, her ikisinin tek bir şahsiyet olduğu şimdiHk iddia ve ubat edilemiyor. Maahaza, Mete iie millî efsane ve destanımızın kah ran<am U§uz Hanı, okuyucularımı zın bizzat karşılaştırabilmeleri için, o, çok zevkle okunan millî destanımızı M. Şemsettin Beyin eserinden ajmen naklediyorum: *Millî destanın cazip kısmı Karahan ile başlar. Çünkü Türk birliğinin mümessili olan (Uğuz), Karahan'ın °ğlu, destamn kahramamdır. Des tan bu millî kahramanm hayatmr şöyle terennüm ediyor: Uğuz doğduğu zaman, çehresi aydan parlak, güneşten nurlu idi. Doğduktan sonra üç gün öç geet annetinin memetini almadt. Her teee annesinin riiyanna gir^rek tanrtya iman etmesini, köfürden kartalmastnı, aku takdirde n e m . . •P» emmiyeceğini ihtar etti. Anne, CU Dr. Rıza Nur Türk tanhı resımlı Ve oaritaü ötap: 1 s: 280 C» Dr. R ı a Nnr Türk tarlhi «sunlı 1 *e harttalı (Mtap l . s: 47), ' Filmi rejisör Vedat Urfi Iki kişinin ağır surette ya Kullanılan lisan türkçe Bey hazırlamaktadır ralanmasına sebep oldu değil; «osmanlıca» dır Bursa 13 (Hususî) Yesil ve şirin Bursa'nın şîmdiye kadar bir filmi alınmamış bulunmasının bu güzel şehir için büyük bir noksan teskil ettiğini nazari dikkate alan Halk Fırkası, Halkevi ve Bursa Bele diyesi, bu seneki kurtuluş bayramı tezahüratııun fevkalâdeliğinden istifade ederek filmin ahnmasına karar vermiş ve kıymetli rejisörleri mizden Vedat Urfi Beyi bu iş için Bursa'ya. getirtmiştir. Tezahürat tamamen filme alınmıstır. Şimdi Vedat Urfi Bey, sehrin müteaddit umran eserlerini, güzelliklerini, kap licalarnu ve Uludağ'ı filme çekmeğe baslamışhr. Vedat Urfi Beyin r«jisörlüğünü yaptığı bu filrm, İpekfilim operatörlerinden Remzi Bey tara • fından alınmaktadır. Filim çok kıymtli ve millî bir eaer olacaktırMusa Ayvansaray'da bir gramofon yü zfinden kanlı bir boğuşma olmuş, iki kisi ağır surette yaralanmıştır. Hâdise sudur: Ali isminde biri kahveci Osman'dan bir gramofon alarak davetli bulundugu eve götürmüs, çalarken zembereğini kırmışttr. Ali zembereği kınk gramofonu kahveye getirmiş, tamir ettireceğini söylediği halde tamir ettirmemiştir. Bu yüzdftn kahveci Ostnan'la %ralannda çıkan münakasa biiyümüş, hâdiseye Ali'nin arkadaşı Hüsnii ve kahveci Osman'nt amcazadesi Yakub'un da müdahalesi mes'eleyi büsbütün izam etmistir' Dört arkadas ağız kavgasuu yumruğa dökünce, Hösnü bıçağını sıyırarak evvelâ Yakub'a saldırmı», gırtlağmı parçaladıktan sonra Osman'ın uzerine hücum ederek sol böğriinden ve müteaddit yerlerinden yaralamıstn. Hâdiseyi müteakıp Hüsnü Ue Ali kaçmıslardır. Hüsnü Balat'ta yaka Ianmışhr. Hastaneye kaldmlnuş olan Yakub'un yarası tehlikelidir. ö z Türk diline doğru feyizli adımlar atıldığı şu günlerde, «resmî daireler türkçesi» de temas edüecek miihim bir mevzudur; eski bir meraur olan ve şimdi Ankara'da bulu nan Safi Bey, bu sahadaki pr&tik görüşlerini şöyle hulâsa ediyor: « Resmî dil ne kadar acıklı bir kıyafettedir. Baştan aşağı arapçab ve acemceli resmî dilin. resmî dairelerde bir söziine dahi ilişilmemektedir. Bazı cütnleler, bazı sözler ayetler gibi klise halinde «babı hükumet» te basılıp duruyor. Halep Utasyonunda gördüğum Uhareke», «Elmuvasale» gîbi arapca sözlerin Türk vatanuvda v.i'n ' «el» leri kaldmlmıstır:... dan ha ket, ... dan muvasalat gibi. Türk Ocakiarı 20 senede Türk dili hazırlıyamadı ve karsıhğı olan sözlerin resmî dairelerde kullanıl masvnı beceremedi. 20 senelik çahsma randmanı: «Kurultay, yasa, kutlu. günaydın, tünaydm» ı aş» madı! Yüzleşroe, yüzleştirme varken neden mürafaa, uzlaşma yerine sulh, dinleyiciler dememiz lizım gelen tamiin, doğduğu yer, oturduğu ^er makaminda mahalH velâdet, ika metgâh, sözlesme varken mukavele yapi yerine insaat, ek varken lef, ilâh kullanalım? Sakaya tahaınmülü olsa kelime oyunu yaparak: «Teşkilâtı Esasive kanununun 2 m«i madde&inde Türk devletrnin resmî dili turkçedir, deniliyor; halbuki biz osmanlıca ya.z:yoruz. Şu halde resmî dairelerde yazılan osmanlıca bu maddeye ay • kındır» diyebiliriz. Resmî dairelerde bazı memurlarm türkçede karsılığı oldugu halde türkçe kullannuımakta ayak meleri bir suctur.» Faziietli, yaptcı bir kndret: nihayet oğluna kıyamadı. Kimseye toylemeksizin gizlice tanrınm birli' ğine iman etti. Uğuz da memesini emmeğe başladı. Bir yaşına geldiği zaman Karahan, Türk türetine gore, çocuğana bir at koymak îcin bu~ yük bir toy tertip etti. Her tarafa daveteiler gönderdi. il toplandu DBğün dernek yaptldt. Karahan oğlunu kucakhyarak İl aranna götürda. tlin ululartna: "Oğlumttz bir yaşına girdi. Kendisine bir at koyunaz.^ dedi. Boy beyleri daha cevap vermeden evoel çocttk dile geldi. Admtn Uğuz olduguna »öyledi. Düğvme gelmiş büyük küçüh davetliler, henüz bir yafindaki çocuğun MÖZ söylediğini görerek hayrete düttüler. Adtntn Uğuz olmastna karar verdiler!. Günler geçti. Tam bir yiğit olda. O nrada, bu memlehette büyük bir otman vardı, içinde dereler, ırmaklar tkardu Hayvanlar, ktiflar çokta. Bu ormanda büyük bir canavar vardt. Beydan Hacı diye çağınlan bir kız erkek girleri parçalaytp yer, inaanlart yw kıyafetinde gezmekte imis. Bu kız tardt. Kahraman Uğuz bana öldurtzmir'delri üzüm ve incir hanla kendisine Hacı denilmesinden pek : meğe karar verdi. Bir gün bir mızrak, rında çalısan isçilerden müesseseler ziyade memnun olmakta iş ve güç ok, yay, kılıç, kalkan ile attna bi nezdinde çalısan amele gibi kazanç nusutunda bir erkeğin yapabileceği nerek ava gitti. Bir geyik yakaladı alımnakta ve bunlardan buhran ve her feyi yapmakta imiş. Bu geyiği bir av kırbacile ağaca bağ muvazee vergisi de kesilmekte idL hyarak çekildi, gitti. Sabah oldu: tzmir Defterdarlığı bu ameleden ayGün doğarken oraya geldi. Lâkin lıklı müstahdemine kıyasen vergi a • canavar geyiği almıçtı. Banan üze lınması doğru olamıyacağmı Maliye tzmir'de Dolaphkapı mevkiinde Vekaleb'ne bildirmis, Vekâlet te Def An* bir ayt yakaladt; alttn islemeli terdarlığm mütaleasındaki isabeti I C. H. Fırkasına bîr mahfel in*a edil. kemerile bir ağaca bağltyarak çe m e k «*•"> n»»*»t mühendislerinden kildi, gitti. Sabak oldu: Gün dogar takdir ederek yeni bir emir vermişttr. I Bu emre göre incir ve üzüm mevsimi" Muyülzade Hasan Bey Yusufdede ken oraya geldi; lâkin canavar onu mevkiindeki ne münhasir olmak üzere bu gibi is caddesinin en ferefli da almıştı. Arttk Uğuz ağacm alarsasını fırkaya tebemi etmiftir. tztına yerleşti. Canavar tekrar gelin çilerden seyyarlara kıyasen kazanç mir fırka idare riyaseti Hasan Efence, başı ile Uğuz'un kalkantna çarp vergisi alınacaktır. dinin bu hareketini takdiren muma tt. Uğuz, mızrağile kafastna vura üeyhin büyük kıt'ada bir rasmirak b'ldürdü. Kılıçla kafanm ketti. Muş'un Germap köyünden üç kisi ntn Dolaphkapı fırka ocağı ile merçekildi, gitti. Tekrar geldiği zaman, gece tarlalarında domuz bekler kez binası salonuna talikinı tensip bir akbabantn. onun bağtrsaklarını lerken bir ayı gelnüş ve köylünün etmistir. yemek için geldiğini gördü. Onu da birisi hayvana ateş ederek yere yuoldürdü. Uğuz bir gün tanrtya ibavarlamıştır. Fakat akabinde ayınm det ediyor du. Bbrdenbire ortaltk haüzerine atıldığından canavar can Adana'da ağaçlara bir takım böcekrardı: Gokten mavi bir ifiw düştü. çekisme ıztırabile köylfiyü altına al. ler musallat olmustur. Bu haşarat ağaçGüneften ve aydan daha parlaktı. mıs ve arkadaflarının imadadına lan kuruttuğu gibi, kerestesini de inşa Uğuz ona karşt gitti: Bu Uftğtn ortakosan diğer iki kisiyi de yakala atta kuUanılamaz bir hale sokmaktadır. nnda tek banna bir kız otaruyorda. Darüssefaka'nm bu sene Avru j mıştır. Uzun mücadeleden, sonra ayı Boceklerle hiç bir suretle mücadele ediÇok güzeldi. Başında kutup yıldızı pa'ya bh talebe gönderdiğind«n bah { kafasından aldığı jkiaei kurşunla leroemiş, kuUamlan bütün ilâçlar tesirgibi yanan parlak bir işaret vardt. setmiftnc. Bu haberde talebenin ismi öldürülmüs, lâkin köylülerin her üçü siz kalmiftır. Yalnız; Novyes kardinalis O kadar güzeldi ki gülünce, mavi Kenan olarak gösterilmisti. Lise de ağır surette yaralanmıştır. ismi verilen ve ltalya'da mebzulen bugök te gülüyor, ağlaytnca mavi gök müdürlüğünden aldığımız bir tezkelunan diger bir hasere, bu muzır böcekte ağhyordu. Uğuz onu görünce aklı lerle mücadele ederek, tahribatana mârede, Avrupa'ya gidecek talebenin Izmir'de 9 sene süren ve 9 def a banndan gitti. Sevdi, aldı. Günler, ni olmaktadır. Maalesef memleketimiz830 numaralı Âli Efendi olduğu bilnakzedilen 1 milyon kiloluk bir arpa deki haşarat aracada bu cins böcekler geceler geçti. Uğuz'un bu kızdan üc dirilmektedir. ÂH Efendi mektebin davası hâlâ devam etmektedir. tz oğlu oldu: (Gün), (Ay), (Yıldtz) mevcut olraadığından, tulya'ya böcek bütün sınıflannı birincilikle geçe mir'in istird'adını müteakıp garp orisimlerini verdiler. sipariş ediknesi düsünülmektedir. rek mezun olmustur. dusu müteahhidi Ali Hayrı Bey asUğuz bir gün ava gitmişti. Uzakkerî idare ile bir milyon kilo arpa tan bir gSlün ortannda bir ağaç ve mukavelesi yapmış, taahhüt ettiği ağactn dibinde yalntz bir kız gördü. O kadar güzeldi ki görenler bayıltr, malm 800,000 kilosunu Ibrail'den, 200 bin kilosunu Ayvalık'tan almıs, süt veya ktmız olup akardt. Uğuz fakat bu 800 bin kilo arpantn bulmu onu görünce aklı başından gitti. Sevduğu çuvallara da Ayvahk etiketi di, aldt, günler geceler geçti. Uğukoyarak yerli malı gibi îzmir'e itz'un bu kızdan üç oğlu olda: (Gök), (Dağ), (Deniz) adını verdiler. Uğuz hal etmiş. Rüsumat idaresi Ali Hayrj Beyle Ibrail'den ahnan arpanın Inr Çubuklu gaz depoları ihtiyaca kâfi bir gün avda iken baban Karahan'a rausyoncusu olan Osmanlı Bankas» oğlunnn başka bir din tuttuğunu hagelmediğinden tevsiine karar verilmiş tzmir şubesini dava etmiş ve 9 se> ber verdiler. Karahan beyleri top ve müteabhitlere ihale olunmuştur. nelik müddet zarfında maznunlar ladt. Oğlunun halini anlattt. Uğuz'u bir çok defa beraet ve mahkumiyet tedip etmek üzere etrafa haberler kararı almışlardır. Bunlarm hepsi saldu Zevceti, gizlice Uğuz'a haber Şehir kütüphanesi ittihaz edilen de nakzedilmistir. Son defa tzmir yolltyarak babasıntn kararmı bü Beyazıt medresesinin tamiri ikmal aasliye mahkemesi arpaların Osmanlı dirdi. Uğuz da etraf boylara: dilmek üzeredtr. KUtüphane 29 teş> Bankasına mı, Ali Hayrı Beye mj ait <Atam, aaker toplıyarak beni 51olduğunun tesbitini istemiş, her iki rinievvel Curahuriyet Bayramı günü dürmeğe geliyormuş, beni ittiyenler taraf ta mal sahipliğini birbirlerinin açılacaktır. bana, babaim ittiyenler de ona git üzerine atmıstır. sirr» . Yolanda haberler gönderdi. KaBeşiktaş kaymakamhğı, Bciktoş, rahan'ın kardeşlerinin oğullart, boyKonya'da bazı kadınlara tasallut eden Ortaköy ve civannda otuz üç yerd« larile beraber Uğuz tarafma geçtiMehmet isminde bir cinci yakalanmtştır. terkos suyunun saatlerce akmadığını ler. Uğuz bunlara (Uygur) adını ver Mehmet Seydisehir'de de böyle bir hâdi di. Baba ile evlât askeri harbe tutaşzabıt varakalarile tesbit ederek Bese çıkarmış ve yakasım güç kurtarmuı tu. Uğuz tarafı galip geldi. Bu aralediye riyasetine göndermiştir. ür. lık, Karahan'a bir ok itabet ederek Belediye Terkos şirketi aleyhint Bu herif Seydişehir'den geçerken, öldü. Bu galebe üzerine Uğuz bütün sehrin mümessili sıfatile bir dava akayınvalde ve görümcelerile geçinemitekinleri, boylan davet ederek fulen çacaktır. yen safdfl bir gelin kendisine müracaat (umumî ziyafet) yaptı. Sulenden etmiş. Mehmet gelini bazı kadmlarla sonra tekinlere ve halka emretti. DeTei&râağ muammlefinden Wr gntp (X mretli Maarif müdürü Tevfik Bey) beraber bir evin odasına alnuş, ortaya di ki: tBen artık aizin basbuğunu Tapulu tapusuz mezarlıkiarla kaTekirdağ 9 (Hususî) VOâyetimiz tebi vardır ki 76 talebesile, iki muallimi bir su tası koyup üzerini örtmüş. Bir zum.h Sonra dort tarafa emirler vebirleri naklolunarak arsaları kalmış de maarif hayatı gün geçtikçe canlan mevcuttur. Vilâyete tâbi köylerde 23 rerek Hakanlardan itaat diledi. «Ba müddet sonra tastan bir ses çıkmış. Heolan mezariıklar yeni belediye ka * makta ve inkisaf etmektedir. Muktedir rif cinlerin odadaki kadınlarm fazla olmektep vardır. Bu köy mekteplerinde na tâbi olanlara hediyeler verip dost Valimiz Fahrettin Bey maarife büyük duğunu büdirdiklerini söyliyerek onlan nunu mucibince tamamen Belediyeye köylünün terakkisi ve köy çocuklannın bileceğim, olmıyanlan düşman bileyardemlarda bulunmuştur. Maarifin dısan çıkanp gelme tasallut etmis. Kaaittir. irfanla mücehhez olarak hayata abl ceğim.» dedi. Bir ktnm halk Uğuzun inkisaf ve terakkisine ciddî bir faaliyetle dının feryadı üzerine kapıyı kırıp içeri maları için kadın ve erkek muallimler dinini kabul etmiyerek yurtlarınt Kaymakamhklara gönderilen bir çalısan Maarif müdürü Tevfik Bey mugirenlerin elinden Mehmet güç belâ kurdurmadan calışıyorlar.. Vilâyetimizde terkle şarka, Tatarlar ülkesine gittamimle buralarda bina yapıldığı zavaffakiyetlerile her zaman takdir edil tulup kaçmtftır. üç sene evvel talebe mevcudu 7019, mutiter. Uğuz bunlart takip ederek Taman Belediyeden müsaade alınmadan mistir. Maarif bütçesinin verdiği imkân allim adedi 180 ve mektep adedi 103 tarlar yarduna girdi. Tatarları mağdahilinde her sene vüayetunizde yeni ye idi. Bugün ise talebe adedi 9500, muruhsatname verilmemesi bildirilmişlup, mallarım iğtinam etti. O vakit. Samsun Kavak nahiyesine tnerbut ni mektepler açümakta ve hali faajiyette allim mevcudu 224 ve mektep adedi tir. ler, sağ tarafta (Alttn kaan) vardı. bulunan mekteplerin takviyesine çalı Ilıca köyü halkı bir kilometre me 125 se baliğ olmustur. Uğuz'a, hediyeler, altınlar, gümüşsılmaktadır. safedekî içme suyunu eymece usu ler, hakik ve zümrütler gönderdi. Millet mektepleri "" Belediye Daimî Encümeni Kapali' Tekirdağ tam teşkflâth bir liseye veya lile kanal açmak ve levaznnı tesisiye Solda (Orum kaan) vardt. Bu kaan, Burada Millet mektepleri çok büyük çarşı'mn ne suretle tamir edileceği, bh muallim mektebine dört bes kaz bir çok ordulara. *ehirlere malikti. için aralarında para toplamak su fedakârhklarla çalışmış, sehirde ve köynın merkezi olması hasebile şiddetle ihtamir bedelinin dükkân sahiplerinden Bu kaan Uğuz'un fermanını dinle lerde ehemmiyetli surette talebe yetişretile köye getirmeğe muvaffak olb'yaç gösteriyor. Orta mektep mezun medi. tirilmiştir. Yapılan bir istaüstikte 1645 ne şekilde alınacağı ve tahsisatın muşlar ve köyün içinde büyük bir lannm ekserisi fakirlikleri dolayısile tahyas arasındaki vatandaslardan kadm ve hangi membalardan temin edileceği O vakit Uğuz ordutunu hazırladı. çeşme yapmışlardır. KöylUIeri tebrik sfllerini ikmal edemiyorlar. Vilâyet daerkek 12,977 kişi okuyup yazma vesiSancağtnı çekti, attna bindi. Ktrk hakkmdaki kararmı Şehir Meclisinm ve takdir ederiz. hilinde bir orta, altı ilk mektep vardır. kası almıştır. Dersane açılan yerlerdeki gün sonra (Bozdağ) eteklerine gelteşrinisani içtimaında bildirecektlr. Orta mektebin 116 erkek, 47 ku talevatandaşlann nufusu 32,070 olduguna di. Bir sabah Uğuz'un yurdana gün besi ve 14 muaüimi mevcuttur. Şehir mecluinden karar ali». göre buradaki vatandaslarm % 4 0 ı v*tsığma benzer bir tstk girdi: Konya'da maruf ailelerden birinin tOc mekteplerde 16 kaduı, 18 erkek *îka alnuş demefc ohıyor. Aktan sonra çarşmm tamhrin* Wş İMabadi var) nezdinde çalısan ye herkes taraf m muallnn vardır. Bir de hosusî ana mekA. T. O. lanacakbr. izmir incir ve üzüm amelesinin kazanç vergisi Hamiyetli bir vetandaşın teberruu Ayı ile boğuşan Qç kişi Adana'da böcek salgını Darüşşafakanın gönderdiği talebe 1,000,000 kilo arpa davası Tekirdağ'mda maarif yîrmî iki yeni mektep açıldı Üç sene zarfında vilâyet dahilinde Çubuklu gaz deooları Şehir kGtflphanesi açıiıvor Belinin derdine deva buian cinci Ah Terkos! Belediyeye ait mezariıklar Aferin köylölere! Kapalıçarşı'nın tamk Erkek kıyafetinde bir kız! 1

Bu sayıdan diğer sayfalar: