27 Eylül 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

27 Eylül 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

hvıiu ŞO(S M. Şeril Gazi Hz. ni "Süper Musolini,, diye anıyor Amerikan sefiri İl de France vapurunda bize dair mühim beyanatta bulundu Istanbul 26 (A.A.) Amerika'nın Ankara sefiri Mlster Çarles Şerril, kendisini Havr'a göt»recek olan İl de France vapuruna binraezden ev. vel Nevyork HeraM muhabirlerin. den birine aşağıdaki beyanatta bu. lunmuştur: « Türk'Ierin ticarî muvazeneyi tesis etmek için sarfetmiş oldukları gayretlerden başkaca göstermekte olcfuklan başlıca faaliyet, hali hazır. da asrî binalara ait projeler tanzimin. de görülmektedir. Bu binalarda be. tonarme înşaat biiyük bir mevki iş. gal etmektedir. Türkiye'de halkm yüzde 80 ninin ziraatle iştigal et . mesi ve issizliğin hemen heınen meç. hu] bulunması bu mesaiyi kolaylaş. tırmaktadır. Türk'ler, Ankara'da gayet sür'atle apartımanlar inşa etmektedirler. Çankaya'ya giden yolun iki tara. fında şimdi muh*eşem sefaret bina. lan vücude getirilmiştir. Bunların arasmda ihtişam itibarüe Vaşing . ton'daki binalan geride bırakan İran sefaretini ilk evvelâ zikretmek icap eder. Almanya'nın şimdi Türk pay. tahtmda 5 binası vardır.» Amerika'ya seyahatinin sebeplcri bakkmda sorulan bir ruale cevaben M. Şerril şöyle demiştir: «Beni Va. şington'a davet eden bir telsiz al . dım. Vaşington'luların başkalarının kendilerinin projpleri hakkındaki düşüncelerini bilmek arzu edecek . lerini zannediyorura. 15 teşrinievvel. de Ankara'da Lulunacağımı ümit ediyorum. Çünkü Türkiye'nin 29 teşrinievvel de Cumhuriyet bayramı şenliklerinde bulunmak arzusunda. yım.» Amerika sefirî, Gazi Hz. hakkın. daki hayranlıklarından bahsetmiş ve müşarünileyh hazretlerini «Süper Musolini» diye tavs'f eylîmutîr. Se. fir demiştir ki: «Gazi Hz. hiç şüphe. siz Musolini'ye faiktir. Zi.a Muso . lini'nin yapmak mecburiyetinde kal. mamış olduğu bir takım şeyter yap. mıştır. Bunlar da ruhanî kuvvetle cismanî kuvvetin tofriki, Türk ka • dınmın istihlâsı, Arap harfJeri yc . rineJJîtin harflermin ikamesi gibi.s Biiyük Türk Halâskân il? George Vaşington arasmda bir mukayese yapan sefir, bu iki büyük şahs'yet arasmda bilhassa 3 müşabehet noktası bulmuştur: Gazi Hz. yahıız in. kılâp reisi değil, ayni zamanda Tür. kiye'nin ilk Reisicumhurudur. Türk devletinin paytahtmı, memleketin bilhassa deniz tarafmdan taarruz e. dilmesi en ziyadc miiskül olan bir mahalline nakletmiştîr. Türkiye, fran, Bulgaristan, Rusya ve İtalya ile dostluk münasebetleri tesis ey . lemiştir. Mülâkatm bu noktasinda sefir şu sözleri söylemiştir: « 82 inci defa olarak Atlas Okya. nosunu geçeceğira. Madanı Şerril hali hazırda Lozanda'dır. Oğlum Cenubî Dakatonun âyan azasmdan Pe. ter'in kâtibidir. B<ı suretle siyasi ha. yata atılmış bulunuyor.» ıtııoıı ıı Cemiyetin ağzı ıCamhuriyet Sanayi siyasetimiz nasıl olmalı ? Eski Türk Yurdu kolleksiyonIarım karıştınyordum. Bundan on beş sene evve! çikan bir nüshada, mecmuanın Giresun okuyuculanndan (kariîerinden di «Sanayi siyasetimiz nasıl olmalı. yecektim, kendimi topladım ve dır?» mevzulu anketimize aldığımız kelimeyi yazdığım halde sildim!» cevaplan derce devam ediyoruz. Zeki Beyin fikirleri birisi, «R. T.» imzasile bir mekAfyon ve tiftik tüccarlarımızdan tup göndermiş. <Tayyare» keliZeki Beyrfiyorki: mesinin AnadolıTda hîç sevilme« Fertlerin resen yapamıyacağı diğini ve onun yerine «uçgu» söve yahut birleşerek basararaıyacağı zünün kullanılmasını teklif edibütün sanayi teşebbüslerini hüku. met yapmalıdır. Bizde bilhassa müç. yor. Gayet sade bir matığı da var: Niçin sarmaktan sargı, ör temi çalışılmağa henüz alışılmamış. tır. Hükumet bu büyük tesebbüslerî mekten örgü, burmaktan burgu, kurup vücude getirdikten sonra ile. görmekten görgü ilâh... diyelim ride vaziyet inkişaf ettikçe sirket haline kalbedebilir. de uçmaktan uçgu demiyelim. Sonraları, tayyare karşılığı oIarak «uçak» ileri sürüldü. Fakat bu, «durak» gibi, bîr «yer ismi» dir. Belki bundan, belki de başka sebeplerden dolayı tutmadı, yaşamadı. Acaba, «uçku» sözünü tayyare yerine kabul ettirmck için ne yapmalı? Söz, fertlerin değil, cemiyetin ağzında yaşar. Henüz mahiyeti bir sır olmaktan çıkamıyan içtimaî şuurun hangî sözleri ağzına aidıgını ve hangilerini benimsemediğini anlamak için, eiimizde, belirsiz bir ilim halinde yaşıyan içtimaiyatın verdiği bir ölçü yok. İşin bütün güçlüğii buradadır. Fakat cemiyetin •uurunda yabancı sözlere karsı tiksinti, mücerret bir duygu ha linde kökleşirse bir çok yeni sözler doğacağından eminim. Ne vakit, nerede, nasıl? Bu suallere dün toplanmağa başhyan Kurultayın vereceği cevaplan merak edenlerden biri de benim. Zekî Beyle M. Blomkevist'ın fikirleri.. Iptidaî mevaddı imal mi etmeü, yoksa ihraç mı? » Dil Kurultayında Doimabahçe sarayının büyük salonunda, Dil Kurultayı, dün ilk toplantısını yaptı. Bir zamanlar, bol ve kırmızı fesli, siyah redingotlu saltanat uşaklarının saçak öptükleri bu geniş kubbe altında birikenleri birer birer gözden geçirdim: Vekiller, meb'uslar, muharrirler, muallimler, kadın, erkek, büyük, uyanık bir kalabalık ve hepsinin başında, nabzmda on dört miU yonun nabzı vuran Gazi! Onu, ilk görüşüm yedi yil öncedir. Dün, tekrar gözlerim ka maşarak yüzüne baktığım zaman anladım ki, bu altın baş, geçen senelere karşı, asırlann akışın • dan habersiz bir güneş gibidir! Kurultayı Samih Rifat Bey açtı. İlmin mukaddes ateşinde erimiş vücudü, ruh hazinesini ince bir ağ gibi sarmıs... Büyük har bin bozgun tablosunu bir san'atkâr kudretile çizen üstat, bize bu aydınlık günleri o karanhk günlerrn içinden seyrettirdi! İkinci söz alan yeni Maarif Vekili Reşit Galip Beydir. Bu genç hatibin ağzı, sanki, cüm leleri ateşten doken bir yanardağ. Gözlermizi kapıyıp bu alev selinin çağıltısını dinleyiniz: Belli ki, inkılâp konuşuyor! Hitabelerden sonra, tekrar Samih Rifat Beyi kürsüde gör dük.. Değerli âlim, Türk diline dair özlü bir kon^eransa başla dı... Ne yazık ki, Kurultay azası, bu zengin dersten iyice istifade edemediler: Ses, kubbelerden duvarlara, duvarlardan kubbelere vurdukça anlaşılmaz bir uğultu oluyordu ... Belli ki, bu eski muayede sa • lonu, böyle millî bir toplantı için değil, sade, dili tutuk saray kö lelerinin sessizce saçak öpmeleri için yapılmışJKAdsm ..mmmııııımııımilliü'llüillllffllllinilllllllllllll1 Cemiyeti Akvam Dün açıldı Rıı sefe.rki devre Gandi Grevi bıraktı Puna itilâfını Ingiliz hü • kumeti kabul etti Poona 26 (A.A.) Reuter A . jansmın bir muhabirine beyanatta bulunan Gandi M. Mac Donal itilâf. name ahkâmını tamamen kabul et tiği takdirde açlık grevine hitam vereceğini ve fakat mecusilerle diğer sınıflar önümüzdeki ay zarfında Hintliliği dokunulamaıra/iık felâke. tinden kurtarmadıkları takdirde tek. rar greve başhyacağmı söylemistir. Gandi öğleden sonra iplik bük müstür. Maamafih kendisi bu işte mahir olmakla beraber büktüğü iplik mütemadiyen kopmuştur. Bombay 26 (A.A.) (Havas) Mecusilerin ve «dokunuhnaz» ların parlâmentoda temsili mes'elesi hakkındaa Puna itila.fi M. Mac Donald ta. rafmdan kabul edildiğinden Gandi açılk grevine nihayet vermistir. PEYAMt SAFA Ismet Paşa Hz. Antep'te Antep 26 (A.A.) Basvekil îs . met Pş. Hz. bugün saat 10 da re. fakatlerinde Antep meb'usları ve Halk Fırkası idare heyeti azalırı bu. lunduğu halde Ki'.is'e gittiler. Saat 16 da Anteb'e avrfet buyuracaklar . dır. Bu akşam Halk Fırkası tara . fından şeref lerine büyük bir ziyaf et verilecektir. ne M. Politis seçildi Cenevre 26 (A.A.) Milletler Cemiyetinin biiyük mecliıi açılmca reis M. de Valera Lir nutuk söylemiş ve Milletler Cemiyetinin faaliyeti faakkında izahat vermistir. M. de Valera tahdidi teslihat konferansı am beklenen ve umulan neticeye he. nüz vâsıl olmadığım »öylemiş, Lo . zan konferasmın ancak hükumetler arasındaki tediyat mej'elesinin kat'î surette hal ve tesviyesine yol açıp hazırladığı taktfirde mühim bir iş görmüş olacağı mütaleasmı ileri sür. müştür. Bundan sonra M. Politis 3 müs . İenkif ve diğer namzetlere verilen 'diğer 3 reye karsı 44 reyle aslî re . isliğe intihap edilmişlir. M. Politis'in nutku bittikten sonra meclis beş komisyon teşkil etmiştir. Meclis Briand . Kelloğ misakile Milletler Cemiyeti misakımn telifi hakkındaki mesaiye ait mes'elelcri ruznamesinden çıkarmıştır. Zeki Bey Nitekim bugünkü Türkiye şiraen. Evvel emirde memleketimizde mevcut mevaddı iptidaiyeye ait «a. diferleri tarifesi karşısında çok müs. kül ihracat yapılmaktadır. Halbuki nayi kurulmalırfır. Bu suretle bem Isveç'te bazan iki şebir beyninde bu mevaddı iptidaiyeye inkişaf hak. vapur seferi olduğu balde ucuzluk kı verilmiş olur. Bir çok mevaddı ip. dolayısile simendifer tercih olunu. tidaiye var ki bugün için Avrupa'ya [ yor. Hükumet malları stnadarize et. gönderiyoruz. Orada imal edilip ge. I meli, tüccarları birlejtirmeli, cemi . liyor, gene bize satılıyor. j yetler teşkil etmeli, komiserlerle bu Evvelâ bizde sanayii ziraiye ya. işleri tanzim etme^idir. pılmalıdır. Çünkü memleket ziraate Mevaddı iptidaiyeye gelince ev . alışmıştır. Arazimiz müsaittir, zen. vel emirde Türkiye'deki mevaddı gindir. Halk ta ekseriyetle çiftçidir. iptidaiye üzerinde çalışılmalıdır. Çün. Hükumetin teşkil ettiği sanayie kü memleket iptidaî mevaddı mebhususî sermayenin iştiraki pek tabiî zuldür. bir sekilde anonim sirketi halinde Türkiye eskidenberi ziraat mem. olur. leketidir. Bunun üzerinde her şey . Yerli mallarımızın fiatlarmm u. den evvel çalışılmalıdır. Bana ka . cuz olması için yapılacak ve ahnacak lırsa mevaddı iptidaiyeyi imal et . umumî tedbirler meyanında olarak mekten ziyade bol bol ihraç etme. maliyet fiatmdan azamî yüzde 25ten lidir. Mamul esyaya Türkiye'nin ih. ziyadeye hiç bir yerli malı satılma. tiyacı mahduttur. Bir kısmı da mem. malıdır.> lekette esasen yapılmaktadır. Sanayi M. Blomkevist*in kanaati memleketleri bile, hatta Amerika'da Şehrimizde bulunmakta olan ts . bile sanayiden ziraate doğru bir veç'li maadin sanayii mütehassısı M. hareket vardır. Sanayi sahasında Blomkevist Türkiye sanayii hakkın. yükselmek Avrupa ile rekabet et. daki fikirlerini söyle hulâsa etmiştir: mek mevzuu bahsolursa. o zaman da Avrupa memleketlerinin bu va. < Sanayii hükumetler çok müs. ziyet ademi memnuniyetini mucip kül idare ederler. îmalâttan itiba . olabilir. Onlar da Türk mevaddı ip. ren satışa kadar hükumet tesküâtı tidaiyesine kapılarmı kapıyabilirler. cereyan eden muamelâtı hakkile ta. Esasen bütün Avrupa sanayiinde kip edemez. Memur, maaşını aldı . ğından aldırıs etmcr. HMSUSÎ teşeb. buhran vardır. Bu vaziyeti de na . büsler de günün vaziyetine göre me. zari itibara almalıdır. murin ve masarif tanzım edilebilir. Hususî sermayelerin hükumet işHalbuki hükumet işlerinde muay . Ierine iştiraki çok müşküldür. Bilâyen maaşat vardır, barem vardır, kis hükumet hususî teşekküllere iş. kuruknuş vaziyet vardır. Bütün bun. tirak etmeli, bunları kontroJa al . lar çok külfetli ve çok masraflıdır. mahdir. Bu itibarla hükumetin ancak ken . Yerli mallann fiatının ucuzlatıl. dini alâkadar edecek sanayile mcş. ması evvelâ rüsumun, saniyen nakli. gul olması ve bu çerçeve içinde kal. ye masarifinin ucuzlatılmasüe müm. ması şayani tavsiyedir. kündür. YUSUF ZİYA KARlLERtMtZE KOLAYLIK:\ Aylık abone Hasusile vilâyetlerdeki bir çok karilerimiz gazetelerinî munta • zaman kendi adreslerine alabîl • mek için bizden bazı kolaylıklar is temektedirler. Bu aziz karilerin arzulannı yerine getirmek üzere Cumhuriyet için aylık abone usulü ittihaz etmeğe karar verdik. Ay bk abone bedeli yalnız Adana'da bir kız lisesi açıldı Adana 26 (A.A.) Maarif Ve . kâleti Amerika'lılar tarafmdan ida. re edilmekte iken kendi arzularile kapatmıs olduklan Amerikan kız mektebi binasmda resmî bir kız li. sesi açılmasma karar vermlş ve ta. lebe kaydına başlanmıştır. Yamanlar'da sanatoryom yapılacak Izmir'de Yamanlar dağı denilen bir dağ vardır. Bu dağ ormanlıktnv e çok güzeldîr. Verem Mücadele Cemiyeti Avrupa'dan aletler getirterek dağda havayı tetkik ettirmiş ve Yamanlar dağmm sanaoryom yapılmağa en değelri b^r yer olduğu anlaşılmıştn. Buna dair cemiyetin yazdığı rapor Sıhhat ve îçtimaî Muavenet Vekâletine gönderilecektir. Yenice nahiye mödürünü vurdular Zonguldak gazetesinde okundu • ğuna göre Yenice nahiye müdürü Talât Beyi bir kahvede Mürsel isimli biri bıçakla vurarak öldürmüştür. Devrek kaymakamı ve müddeiumumisi müdürün vurulduğu yere giderek tahkikata başlamışlardır. Miirsel'in müdürü ne için vurduğu henüz anlaşılamamıştır. Zepelin cenudî Amerika'ya gidiyor Friedrichchafen 26 (A.A.) Wolff Ajansmdan: Kont Zepelin balonu Cenubî Amerika'ya yedinci seferini yapmak üzere bugün saat 7,08 de limandan hareket etmiştir. Doktor Eckner'in idare ettiği bu balonda 8 yolcu bulunmaktadır. 150 kuruş... tan ibarettir ve tabiî pepin olarak gönderflmek îânmdır. Bu usul idarece fazla mesaiyi icap eden külfetli bir meşgale olduğu için abonelerinin inkıtaa uğramamasını istiyen karilerimizin paralannı idareye vaktinde yeti secek veçhile döndermekte devam etmeleri iktiza edecektir. ALENÎ TEŞEKKÜR Filibe'de vefat eden pederimiz Yuda Salamon Kandiyoti Efendinin cenazesinin Istanbul'a nakli hususunda Filibe başkonsolosumuz Kemal Beyefendi ile konsoloshane memurlan beyefendileri tarafmdan ibraz edilen muavenet ile yapılan cenaze merasimine iştirak etmek Iutfunda bulunan zevata ayrı ayn teşekküre teessürümüz mâni olduğundan gazetenizm tavassutunu rica eyleriz e • fendim. Yoda Salamon Kandiyoti ailesi namına mahdumları Rober ve Ovadya Kandiyoti Alman Naztrile müzakerat Cenevre 26 (A.A.) Volf Ajan. sından: Alman Hariciye Naznrı M. ,Von Neurath dün ttalya Hariciye müsteşan M. Aloizi'nin ziyaretini ka bul etmiş ve kendisüe tahdidi teali. hat mes'elesi ile tahdidi teslihat kon. f eransmda vukua gelen tahavvül ne. ticesinde hâsıl olan vaziyet hakkın . da bir saat kadar gorü*mü>tür. Ordu'nun Kabadüz nahiyesinde Kuylu köyünde bir müddet evvel evSabık (Varto) kaymakamı bir olenip sonra evinden kaçan Gülsüm tomobil ile Diyarbekh ihtisas mah isminde bir kadın kocası Tıkıcoğlu Puna 26 (A.A.) Gandi husule kemesine götürülmekte iken yolda Salih tarafmdan çeşme başında av gelen itilâfın tngiliz hükumeti tarakim oldukları bilhuniyen üç silâhlı tüfengi ile öldürülmüş ve katil kaç fmdan kabul edildiğini haber aldığı şahıs otomobile ateş açmışlardır. mıştır. Fakat Salih bir müddet sonra zaman o kadar zayıf ve kuvvetsiz Devlet demiryollan idaresi, Anadolu Jandarma Düzce'li Mehmet oğlu Ah ıssız bir evde ölü olarak bulunmuşbir halde idi ki ayağa kalkarken kol hattınm Dfl iskelesi ve Vezirhan kıs • met hemen yere atlamış ve bu adam tur. Salih'in katili malum değildir ve larından tutulmasına ihtiyaç hâsıl mının tamiri dolayısüe ana hat muh • lara silâhla mukabele etmiştir. Bun aranmaktadır. olmustur. Gandi yanında bulunanla telit, ve Haydarpaşa banliyö katar lardan biri gebermiş ikisi de kaç rın dualarına istirake çalışmıs ve yap lannın hareket saatlerinde tadilât yapmıştır. Fakat bu küçük muharebede mışhr. Bu tadilât Ankara, Adana «ksİzmir'de Basmahane civarmda iştığı açılk grevine, bir kaç damla lisakilerin atesi ile şoför muavini yapreslerine şamil değildir. Yalnız Eskiçi mahallesi ittihaz edilen mahal monata içerek nihayet vermistir. ralanmış ve otomobil sahibinin adamı deki arsaların her metre murabbaı şehir, Adapazan, Arifiye ve Haydar olan DiyarbekirMi Mustafa da öl gene işçilere ev bark sahibi olsunlar paşa • Pendik hatlan seyrü sefer tariRoma 26 (A.A.) tstatistik mer feleri değişmiştir. müstür. Jandarma bunun üzerine diye 25 kuruşa satılmaktadır Son hafkez idaresi tarafmdan verilen ma • otomobilin makinesini işleterek kata zarfında 88 işçi orada ev yaptırŞark şimendiferlerinde de banliyö bahatli kaymakamı Diyarbekir'e gö mak için kendi hallerine göre top lumata göre ttalya nüfusu 31 ağus seferleri 8 tesrinievvelden itibaren kıs türmüştür. tosta 42.211.000 e baliğ olmuştur. rak satın almışlardır. tarifesine göre yapılacakhr. Kahraman bir jandarma Ordu'da bir aile faciası Tren tarifeleri değişti izmir'de 25 kuruşa arsa italya'mn nüfusu Elbette. ı etmeğe kalktı. Babası da, annesi de dum. Paris'te kızlar eve geceyarısı döner Tamam. Zaten bizim aradığımız ler. Aileniz razı olur mu? j kat'iyyen razı değillerdi. Nasıl razı oldular sonra? kızın biraz fransızca bilmesi de lâ Ailemmi?.. <•( Ah, Mösyö Roan, orası Paris. Uzun hikâye. Onu size sonra zımdı. Durakladım. İşe mes'ele orada. Hakkımz var... Fakat bir sineNe tesadüf! Ne talih! Kendimi Aile... Ailem... Hele babam... He anlabrım. maya gittniş olamaz mısmız? şimdiden bir sinema yıldığı olmuş göAndre Roan, söyle yüzüme bir le o... Sevincin ve ümidin kanatlarile Zaten öyle diye izin aldım, fa SERVER BEDİ rüyordum. Gözlerim daldı. Akşam bakh, baktı da: uçarken başım bir taşa çarpar gibi kat ilk matineye gelmiştim. Ne tesadüf! Diye bağırdı, çevir karaltılara dolan ağaçlara bakıyor ve bu aile kelitnesile karşılaşıyor. Ba Matine pek dolu idi, yer bula kızları arıyorum. Nedh7 yaprakları arasmda bütün parlak i$ madınız, ikinci matineye kaldınız, mek istediğimiz filimde tıpkı sizin bam kat'iyyen razı olmaz. Ya beni Artık ben kendimi adeta kaybet Andre Roan gülümsedi. Sonra kaştikbalimi seyrediyordum. gibi bir kız lâzımdı! mümkün olamaz mı bu? miştim. Ağzımdan çığlıklar kopu • kovar, ya öldürür. larmı kaldırarak: Şakayı bırakınız! Bir sıraya oturduk. Farkmda ol Olur, fakat... Andre Roan, benim kederimi an yordu. Hayret, sevinç, kıyamet... Ah, dedi, bunu khnseye söyle Pek ziyade ciddî söylüyorum. madan ona doğru sokulmuşum. El öteki elimi de elinin içine aldı: Iıyarak dedi ki: «Tür kızı mı?.. tşte ben vanm, ben, miyeceğinizi bilsem... Maksadmnız eski ve yeni Türk ha lerimden birini tuttu, titriyordum. Merak etmeyiniz, dedi, ben sizi Üzülmeyiniz... Bütün sinema başka istemez!» diye bağıracaktım. Hayır, söylemem. Ah, dedim, size tesadüf ettiğime otomobille evinizs kadar götürürüm. yıldızları da sizin gibiydiler. Hepsi ~ yatını mukayese eden bir filim yapAndre sordu: Yemin eder misiniz? maktır. Onun için, öyle bir kız an ne memnunum, bilseniz!.. Ne kadar naziksiniz! nin ailesi evvelâ itiraz etmişti. Hatta Ederim. Hem de size türkçe ye Siz Türk kızları tanır misınız? yoruz ki eski hayattan yeni hayata Doğrusu şansmız varmış. Fakat ttiraf ederim ki sizi mes'ut et • facialar bile oldu, fakat sonra bir min edeyim: «Vallahi». Tabiî. Ben d e Türk'üm. geçmiş bulunsun. ben de pek memnunum. Bu tesadüf mek hoşuma gidiyor. Göreceksiniz, ne çaresi bulundu. Benimle beraber Ya Ben sizi kolunuzda fran Çok sevimlisiniz. öyle ise söyli Tıpkı benim gibi! hiç hatırımdan geçraezdi. Rejisöre parlak istikbaliniz olacak. «Tout s'arrange» fiimini oynıyan .. yeyim: Ben buraya rejisörmüle be sızca bir gazete ile görünce yerli ec Ben de öyle görüyorum. Vakıâ söylersem çok memnun olacak. Acaba?.. Muvaffak olur mu Hah, sahi, Mes'ele yok, filminin raber geldim. lstanbul'da bir sesli nebilerden biri sandım. Hava iyice karardı ve elektrikler yum dersiniz?.. îstidat görüyor mu fransızcası «Tout s'arrange» di. Sıç size ilk tesadüf edişimde, açık söylifilim çevîrmek istiyorum. yeyim, ben sizin Türk olduğunuzu yandı. Içime korku girmeğe başla " sunuz?.. Hayrr, Türk'üm, Türk, Türk. radığımı görünce Andre sordu: Kendimi tutamıyarak bîr çığlık anlamarr.ıştım; fakat biraz konuşun mıştı. Geç kahyordum. Fakat ayrılFevkalâde... Hem fotojenik bir Artist olmak ümidile «Türk» keli Ne var? kopardım: ca sizde şarkhlara mah'us haller de mak kabil mi?.. | yüzünüz, hem de fonojenik bir sesi* mesini öyle bağırarak söylüyordum k Hiç, devam ediniz. görmeğe başladım. Geç kahyorum, diye mırıldan niz var. Burada?.. Siz!.. Bir sesli filim yoldan geçen iki kişi bana baktılar. Evet, o filmi benimle beraber dım. Evet, ben de öyle ümit ediyor Evet, benim ailem alaturkadır, çevireceksiniz! Çok iyi, dedi, belki artist olmak oynıyan Süzan Deheley sinema ha dum. (Mabadt Var) Ay, bu vakk geç olur mu hiç?.. fakat ben Fransız mektebinde oku Ejret. Xe bunun için de Türk ta istersiniz. yatına girmek için iki defa intihar BOYÜK H1KÂYE: 4 Sinema Delisi Kız J r nrıı^~ı» * j>rını ır<ır* t ııı~ı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: