5 Kasım 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

5 Kasım 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

fnlıtdr ıyct' SON TELGRAFLAB M. Şlayşer Italya'ya gidip M.Musolini ile görüşmüş! Cumanın pazara tahvili Deba gazetesi îki devlet adammın mülâkatına dair ifşaatta bulunuyor Parâ 4 (A.A.) Debats gazetesi Milâno'dan aldığı ve doğru olduğu temin ediieceğini tasrih ederek neşrettiği bir haberde M. Von Schleicher'fo bir kaç hafta evvel ttalya'da M. Musolini île gizli bir takım mülâkatlar yaptığmı bfldirmektedir. Bu gazetenin yazdıgma gore bn gorSşmeler esnasmda her türIfi ihtunaller derpiş edilmiş, fakat tahrirî bir ftOâf aktl neticesine venl?^na rmştır. Debats gazetesi Fasist fnkasinin 3ctidar mevkiîne geçtigi tarihtenberi ftalya'nm Almanya'ya yaptıgı «skerî teklifler dostluk mukaddemeleri habrlanaeak olursa bn haberin daba evvelden tahmini kabfl olduğuna üâve et • mektedir. Hafta tatili Anketirnize Gelen cevaplar SAN'AT VE EDEBİYAT Yeni bir şair PEYAMİ SAFA 1 Geçen makalemde kendisinden bahsedeceğimi yazdığım Cahit Sttkı Beyi ükonce bana gonderdiği bir mektapla bir kaç sürinden tanımiftım; sonra bütün yazılannı topbyan defterini de okadum. Bunlar aylık ve haftalık mecmoalarda görünüp geçmişlermiş. Ben farkında değilim. Onun için ba imzayı benden evvel tanıyanlar ohnah. Cahit Sıtkı Bey henfiz lueyi bitinniş ve şündi Mülkiye mektebinde okoyan bir gençtir. Eserleri, tamamile yerine getirilmiş birer vait olmaktan ziyade, ekseriya hayalhanemizde kımıldattığı ümitler itibarfle bahsedilmege değer; hem de bunlar pek büyük ümitlerdir. Şürlerinin çoğunda bir lâstik gibi uzantp kısalan ve alelâde bir hareket noktasuıdan bashyarak namutenahiye dogra genisleyip büzülen bir krvranıs, bir arastırma, hatta bazan da nisbetsizlik ve ahenksizlik var. Kaskatı bir kelime, bomboş bir mısra, adi bir baslayış, yahot bitis, güzel brr şiirin ipekli dokuması ustünde birer yırbk veya leke gibi an* byor. Fakat, kendimizi teknigin taas sabandan kartararak, neticeden ziyade sebeplere ve âmillere doğra bütün dik • katimizi azatırsak, sairin içinde, edebiyatmuzda eşi balannuyan yeni bir âlemin doğıtıağ» haznlandıgmı farkedi • yoraz. Kendisi de ba âlemin yolana aradığnu anlamışhr ve ba mBsahhas dönyadan kurtulmanm hasreti içindedir. cBir kapı açıp gftsenu şarinde ba istiyak var: Ben, ba dünyâvâ yanlıs gelmîş olacagıııı ben Ben Byle fier insandan, o kadar uza< * gım ben Gene ba gozlerimdır, oksanacak şey arar, Yoksa içimde başka bh* ddnya hasTeti korkala rüyadan O içimden sevdiğim, benim olan dunyadan Bir ses bana «geli» dese, ben bu sesi ışıtsem.KimsecikleT duymadan bir kapı açtp gitsem! Şair Ahmet KotsTy! raerdesin ?» diye çağnan se* te ba ses midir? Katsi de diyorda kis * Bütün aevgüeri atîp içfandea , Vnrlıgımı yalnız ona verdlm ben, Elverir Id hh gün bana derinden. Ta derinden bir gün bana «gell» denpl Bana Cabrt Sıtla'ma şârlerinde bir cevap anyaJnn. O, «maziyi yada d»Mığı zamans diyor ki: I Maztyî yâda daidığtm zâmân Renkler belirir ta azBklardant Mavi, lnrmna. beyaz ve siyah. Her renk ayıı bir haarador aKRenkler renklere renkleri ekler, Olurken içim renklere mahşerUyanir gibi birden, blr Gördiim Hir aynada içimle dışımıBu müthiş tezadı duyup düşündükçe, Nasıl zaptedeyim ben haykmşımı? Şairin maddeye, mahduda, kalıplara karşı isyam bazan kendisinde pek sairane ve çocukça, fakat saf ve tatlı bir idealizm doğuroyor. «Sarayımız» şürinde istedigi şeyler ba nevidendSr: Sana öyle bir saray yaptırmak isterim ki Bir eşi henüz daha yapılmamıştır belki. Henüz keşfedilmemiş, meçhul kalmış bir ada Gibi sahildtn uzak, dalgalar arasmda Bir saray, hem de vüeudün gibi beyaz mermerden Sema, deniz ve guneş girer pencerelerden. Ve peneere camlan gözierinin renginde Mis kokusu duyulur bu saraym içinde Bu saraym içinde her şey güzel, temizdir, Çünkü her şev aksimiz ve yahut golgemizdİT. Burda yalnız biz varâ, ne inler. ne de cinler Yanan alınlanmız yalntz burda serinier Cenneti bulmuş gibi bu saraym içinde Ellerin saçlanmda ve başım dizlerinde, Her şeyden, her insandan, bütün dünyadan irak Ta içimizden gelen bir ahenge uyarak, Ve bu ahenkle sarhoş, ister misin sevgilim? Hiç sonn gelnuyeeek bir ömür geçirelim) Fakat ba nmnflerin afyona ihuraslann üstündeki tesirin" kaybedince artık şairi çıldırtıcı azaplardan kartaracak yafauz bir tek şey kalıyor: Uyku. Ve «Uyku» ismindeki şuri, hep ba hazaran pesindedir: Neydi o deminkî mahşerT O fırtına sustu nasıl? Ah, nasıl da dizler gevşer, Her adrm bir mezar eşer, Yollar giderler muttaaUDikenîerin k'ânattiğı Gözler, o duyan delikler, Şüphelerin oynattığı Başlar, tereddüt yastıfı. Hızla sallanan besikler. Hezimetleriie vücot Ağır ağn çöktü dibe Scnra bİT rüyah sükut. Ne dilde, ne gönülde put HJI7UT üstümdeki kubbei Bunun için oykasuzluktan çok orküyor, çünkü ba onda eıelî facialara dönSşün korkosador. «Uykusuzluk» » • mindeki şnrinde de bana soylSyort O kadar korknnm ki uykum kaçtığı gece Sanınm bir eöldevim, gözlerimde susuz" ~ luk ö y l e nkılmm ki uykum kaçtığı gece Samnm ağlamakta başaeumda bhr çocuk Saatlerin yerine hafızam işleyince, Yatağımda krvranır, dururum benzım oçuk. Bu gece uykutuzluk yolumu kesen haydut, tçimde btr eıghktır, dudaklanmda sükut. Bonan için şairin csSkut» la tfirlS tfirlü alâkalan vardır. cömrümde sü ktrt» şnrinde «ipekli mallannı kimseye gSstermeden cmgnaksız, rehbersiz deve kervam sona gelmez kumlara nasıl ozamr, azamr» ite «ömrünün de öyle ses vermeden esrarh geçeceğini» soyliyen şair, sozünü şoyle bitiriyor: Ve böylece bu ömür, bu ömür Ker dakika, Bir buz parçası gîbi kendinden eriyecek, Semada yıldîzlardan, yerde kurtlardan başka, Yasayıp öldü§ürmi kimseler bilmiyecek! Fakat şairin cdasındaki sükât bu kadar korkunç değüdir. «Odamdaki sü • kut» şiirüe her insanm biraz ülfeti vardir: Tavan bir anne gibi iğilmiş üzerime Duvarlar errafımda kardeşlerim gibidir, Str dolu gözlerini vermişler gözlerirae. Soylemek istiyonız, çıkmıyor ki sesimîz Benîm mi, onlann mi, atan kimin kalbidir, Birbirine kanşıp gidiyor nefesimiz. Ba makalemde yalnız şairin ferdî işye sordu idi. Kıpkırmızı kesildiğimi hâlâ hatırlarım. Fakat şimdi o âdetler kalktı. Şimdiki kızlar «ben şöyle erkek isterim, boyle erkek isterün> diye elâlemin ortasında söyleşip duruyorlar. Geçende, ne idi o, sen de vardın hani, parmağımıı ağzımızda kalmıştı, Feyzi Beylerde yeni fikirli kızlardan birine rastladıkti, herkesin içinde ne dedi idi o, dur bakayım, ay batırıma gelmiyor, bey, söyle, söyle şunu? Babam omuzlarını silkti: Bırak zevzekleri, dedL Fakat annem hatırlamıştı: Ha... Şimdi aklıma geldi: erkek dediğin sınm gibi olmalı imiş, kadını belinden yakaladığı gibi havaya kaldırabilmeli imiş, daha neler de neler... Aman yarabbim, bizim zamanımızda kazara ağzımızdan böyle bir söz çıksaydı... Babam annemin sözünü kesti: Hanım, uzun sözü bırak ta mes'eleye gel, bak Şahende Hanım Kitabiş Okumuyoruz... Harf inkilâbî okumayı kolaylaştırdı, gene okumuyoruz... Millet mektepleri tabur tabur okuyucu yetiştiriyor. gene okumuyoruz... Niçin? Okumak, sigaraya alışmak gibidir. Hk nefesler aci gelir, duman boğazımızı yakar, gozümSze kaçar. Fakat, bir kere tiryakisi olduk mu, artık dilimizde zifirra lezzeti azaldıkça agzımızrn tadi eksilir ve dünya bir sigara domanî arkasîndan gorfinmedikça çirkinleşir! Kitap ta rTpkl boyleclir. !K ciitler, kolay kolay hazmedilmes Fakat satırlarin arkasîndaki ma> na âlemini, goz gormeğe, baş sezmeğe, kalp anlamağa başla • yînca tiryakilik te başlar ve okıimak, artık birakılman güç br» zevk olur! Bizi, bu güzel zevke kim te> vik edecek? Kim alıştrracak? Babıali kitapçılari, elli yıllılc emeklerine ragmen henüz işleri nin sîmnî anlamamîşlardır. On> lar, her neşredecekleri kitap için üç şey arar: Eri ucuz muharrirT En masrafsiz il&nf En kolay müşteri! Son aylarda çıkan bfr kîtap elime geçti: ölmüş bir şairimize dair... Eser, tam üzerinde taşî • dıgî palavracî îmzayâ lâvık bn* ciddiyetle yazilmîş!... Sebebfs Muharrir, ya ön beş lira almîfbtV ya yirmiî Çıkan eseTİercIen ok'uyücgnâtl haberi olmaz. Çünkü, bizim kîtapçilarin, 'daha ticaretin ilk fc» tdesi olan arz ve talepten haberleri yk>ktur. tlan Gcreti olarakv ancak gazetelere birer kitap Terebîlirler! ^^ Çıkan kitaplarî mîHet HuyinaV dıgı için, almaz. Fakat onlaf, masraflarTni çıkartacak zahmetsiz bh* müşteriye tahiptirlert Marif Vekâleti!... * Ben, bu şartlar içinde, bizde) kitapçıhğiin ilerKyecegine ve oktima* zevkinin uyanacagtna bir türlü inanamîyorum! Acaba, her ele aldığı işîn ytfzfînü muvaffakiyetin tebessümile aydmlatan (lş Bankasî), bîz« bir de (Kitapiş) kuramaz mi? Yannki nesle bugünden kum* baralannî doldurtan (tş Banlcâ« ) , eğer kafalarînî doidurmalc imkânim da verine ne zengin bir gençliğuniz olacak! ittifakla isteniyor (Hafta tatili hakkmdaki anhetirniz büyuk bir alâka ayandırmifttr. Her gün gelen yığm ytğın cevap . lardan bir ktstmm da bugun dercediyoraz.) Cumhuriyet gazeteslnln tckllfl bM çok alâkadar eder. Bizim lsinüz seyyahlarladır. İstanbul'a gelen seyyahlar cuma gunü bankalan, çarşılan kapalı buluyor, hayret ediyorlar. Alelekser cuma gfinfi tatll olduğunu bümedlklerlnden İstanbul'a hesapsız gellyor ve müşkul vaziyette kalıyorlar. Klleıindekl temlnat mektobfle bankalardan para alanuyor ve yahnt plyasadan esya mubayaa edemlyorlar. Bllfarz geçen hafta zengln bir İtalyan tficcan İstanbul'a gelnü^, eoma günü avdet etmeğe mecburmuş. Fakat dukkanlarm kapalı olduğunn bOmlyormas. Perşembe günü işini bltlrlyor, enma günü carşıya cikıyor. Dükkanlar kapalı, hiç bir sey almadan gldlyor. Dlger clhetten bu vazlyet Avrnpaiılan karşı blzl medenl gSstermiyor. Muhak kak tatll gününü pazar kabnl etmelldlr. Fakat hafta tatlllnln tamamen kalkma masına muvakkat blle olsa taraftar degUlm. Zira haftada bir gün lsürahate muhakkak ihtiyaç vardır. Mahmutpata'da antîkact Hayreti Bey * Almanya ve Pnuya ihtilâfı Berlin 4 (A.A.) VVolff Ajansı bildiyor: Alman bükumetinin Prosya komîseri M. Bracht üe kanuna esasî ahkâmı daîresinde teşekkül etmiş Prusya hükumetînin Prosya kabinesinin vazi • yetî hakkındaki noktai nazarlannı nz Iaştarmak için yapılan her turlü teşebbfislerin tamamile neticesiz kalması ü zerîne M. Otto Braun Reisicumhor Hindenburg'a yann mufassal bir mektap yazmak suretüe tekrar müracaate karar vermistir. M Braun işler ba halde deram edecek olorsa yeniden Leipzig mahkeme sine baş vurmaga mecbnr olacağuu söy* lemiştir. *L*J*:» Amerika'da tntihap mücadelesi Rozevelt'in Hover'e galebe edeceği anlaşılıyor NewYork 4 (A.A.) Amerika rfeisieamhurluguna namzet olan M. Hoover fle M. Roosevelt hıtîhap nrâ • eadelesi m&nasebetfle »on ve kuvvetli gayretler sarfma başbyacaklardır. M. Hoover, Amerika'nm garp ve deniz kuımlannda M. Roosevelt ise Nevyork hSkâmeti dahüinde faaliyette buhma • eakiardır. Ba macadeieden zaferte çikacakla • rraa şimdiki halde emm bulunan De • mokratlar yenl taraftar kazanmaktan riyade mevkiierini kuvvetlendjrmeğe çalışacaklardır. M. Hoover'in reisi bulundugu fırka Sse, zannedildiğine gore, muanzl«ma siddetle hücum edecek ve son seneler zarfında kaybettiği tnevki ve ehhemî yeB yeniden elde etanek için öraitsiz • lik içinde çalısacakbr. Unmmîyetle soylendiğine gore M. Hoover, ba sefer intihap edilmiyecek olarsa ba netice iktisadî inhitat devresinde reisicumhorluk makamında ba • lanmaş olmasmdan başka bir tebebe •tredüemez. Liberary Dîgert mecmaasî isimleri 'defterlerde mukayyet r e intihap hakknn haîz 3ç mflyon kişiden yeni reisieamharan intihabi hakkında reylerini bfldtnnelertni istemiştir. Ba muracaat neticesînde M. Roosertüt M. Hoover'den yüzde elli nisbe • tmde fazla rey akmştır. tntihap mmtakalarina aît netîceye geEnce M. Roosevelt yetmiş dort ve M. Hoover 5 7 mtfiıap mmtakasmda ekseriyet temin etmislerdir. SosyaGstlerin namzedi olarak M. Thomas reylerin yüzde 4,8 ini temin edebflmiş, fakat, bir intihap mmtaka • •mda ekseriyet kazanrtnştır. Fevzi Ps. Hz. [Balıkesir'de ihtiramkâr' merasimle karşılandı Balıke*ir 4 (A.AJ Bfiyük Erkâni Harbiye Reisi Fevzi Pş. Hz. bugun Kütahya yolile şehrimize gelmiş ve ihtiramkâr merasimle karşılanmıştır. Fevzi Pş. Hz. ne ordu mü fettişlerinden Ali Sait, Umum Jandarma Kumandanı Kâzim Paşalar refakat ediyorlar. Kitapçi Sudi Beyt Tatfll bfitfin bütün kaldırmak ta Mzlm İçin mümkündür. Oece yevmlyelerî yapan ameleler istirahatlerlnden feda ederek fazla kazanıyorlar. BugOn hayat pahalıdır. Fazla kazanmak ıztıranndayız. 50 llra maas alan flç nflfuslu bir memurtuı eglencesine para ayıramadıgına göre hafta tatilini kaldırmamız hiç te garlp degildlr. * Galata'da Minerca hanirtda kumasyoncn M. Jak Halio: Avrupa 0e ticari münasebatnnızm haftada lkl gün mnattal kajmasına lebep olan cuma tatülnin pazara tahvOl meml«ket İçin çok faydah olacaktn. Fakat her halde haftada bir gün istlrahate ihttyacunn vardır. Dört aylık Silâh mütarekesi 47 devlet bu teklifi kabul etmiş! Cenevre 4 (A.A.) Silâh kuvvetlerini azalhna konferansı reisi M. Henderson ikinci tesrinin 21 inde topian • roası evvelce duşunulen omamî komisyonan tehiri muhtemel oldogona söyje» mistîr. M. Hendersön tesühat nrâtareke • sinin dort ay daha temdidine 4 7 h5 kumetin razı oldoklanm beyan etmis, ba şerait dahüinde bu mStarekeye temdit edOmis nazarüe bakılabüeceğini üâve eylemiştir. Bununia beraber Franttz mOmessOi Massigli, ba mStarekenin temdidj hasasanan Fransa tarafından kabulânSn Fransa hodotlan Bzerinde bulonan memleketleree de kabulB şarfana bağh oldugvmu kaydettikten sonra demistir ki: « Ba memleketlerden bjtri henBs cevap •ermemiştir. Bundan dolayı Fransa ba vaziyeti nazara almağa mecbur balunmaktadır.» Konferans bürosa yarin saat 11 de toplanacak ve M. Boncour'ım Franstz plftnı hakkmda verecegj izahatı dinli • yecektir. Bn izahat bittikten sonra ba mes'ele hakkmda hiç bir muzakere yapılmıyacaktn. Yerti Matlar Pazdri Beyoğla »ubesi Müdüru Ekrem Beyt Beynelmilel tatil günü olan pazarm btzde de istlrahat günü olarak kabulünü çok muvafık ve tatn gününün Ogasını da gayrlmuvafık buluyorum. Cnma tatninîn kaldınlmaa, yertne pazann tatil günü olarak kabulü, çalışanlar için ögle ve aksam paydoslannın da mecburi kılmması l&zımdır. Şurası muhakkaktır ki, sallm btr programla altı gün muntazaman ealışmak; fasılasız ve netice itlbarile semereslz oldugu kadar mürtç btr didlşmeden daha müsmlr ve defalarca daha karlıdır. GaJata, MaJımudtye caddesl, M tsraü Kaze* Bugünku vRriyet bizlm gfbl is adam lan İçin çok zararlıdn*. Bir gün kendlmlz İçin, bir gün d« Avrupalılarm hatm İçin ve hatta bazan tbrannerin hatm içm çalışmıyonH. Haftanın bir kaç günü bu suretle gldlyor. Banka lslerlnde oldugu glbl ücari muhaberatta da cuma tatili dolayısüe müskül&t eekiyoruB. En dogrusu tnguls haftannı kabul etmek, cumartesl Cğleden »onra tatile baslamak ve pazartesi ögleden sonra İse glrmektir. Yalnız lşin icabatına göre iki sınıfa aynlmalıdır. Çalışan Kümrenin blr bsmı cumartesl erken tatll etmeli ve pazartesi erken glrmell. Diğer kısun geç tatil etmeli v« geç glrmelidlr. Hafta tatilinin tamamen Irauanan dogru olmaz. MaMne blle temlzlenmek, yaglanmak Ister. Çalışan lnsanlarm hayatı lctlmalyede de blrbirile temas etmesi ve dünyevl blr çok vazifelerini yerine geürmesi ve hayattan müstefit olması lâzımdır. Hilmi Naüi mi? diye sordu. Ortaya sorduğu bu snali ustüme almıyarak cevap vermedim. Annem nihayet bana donerek: Değil mi? diye tekrar etti. Evet, dedim. Ne konuştunuz dün gece? Hiç... dedim, evlenmekten filân babsettik. E... Ne dediniz bakalım ev lenmek için? Ben cevap vermedim. Gene lâkırdınin içine sinema bahsi karışacak ve bunlar sinirlenecekler diye susu yordam. v Annem ısrar etti: Soylesen e... Memnuniyetsiz bir hareket yaparak: Ooof... diye bağrrdım, ne bfleyim anne, unuttum gittî. Pertev mi açtı bu sozü? Hayır, Pakize. Annem kaşlarını çatmıştı. Babam hep önüne bakarak çayını içiyor, se n Maziyi yada daldıgım zaman İçimde sanki sesten blr ormant Koşan, haykrran, çnpman aes]t Her ses ayn bir h a t m besler' Sesler seslere sesltri ekler, Olurken i(im seslere mahaet. Bir ressam köreije mahkun» oldu Berlm 4 (A.A.) .Wo!ff Ajaa S'ndan: Sahte Ingiliz ve/Amerikan banknotlan yapmakla zan altma a» Iman Rus ressamlarmdan Miassop doff 2 buçuk sene kürek c e z a t m a l mahkum edilmiştir. Diğer maznunlaifl hakkında 3 sene kürek cezasıle 9 a ay hapis arasında. tehalüf eden ce • zalar hükmedilmiştir. Maznunlardan biri beraat karav aimıştır. tiyaklarma açılan peneereden görebfldiğimiz ihtirasiarm umumî manzarastnı seyretmekle îktifa ettim. Gelecek ma « kalemde şairin kendi kendinden dışaro ya ve daha ulvî bir kategorîdeki âlemlere doğru atılıslannı hissettiren eserlerinden bahsedeceğim ve son hüküm* lerimi vereceğim. PEYAMt SAFA bu akşam cevap bekliyor! Ha... Mes'ele şimdi anlaşıldi. Şahende H. Pertev'in annesidir. De mek beni resmen istediler, şimdi cevap bekliyorlar. Dün gece bu ko • nuşulmuş olacak. Annemin sozü n reye getirecegi şimdi iyice zneyd çıkıyor. Nitekim tekrar bana dondü: Mes'eleyi bfliyorsun sen, dedi dün gece de bunu kunuştuk. Açıl söyliyeyim: Pertev seni istiyor. Ba| banla ben muvafık gordük. Ağa beyin de memnun oldu: Pertev'i bi| küçüktenberi tanmz. tnci gibi ço cuktur. Ahlâkı güzel, kendisi gü zel... Değil mi? Gene cevap vermedim. Annem devam etti: Sana da biraz gönlü var gibi.. Zaten kardeş gibi büyüdünüz, sc şirsiniz, Pakize de senin en sevgil arkpdaşın. Babam gene söze karıştı: İMabadl var) f m Maziyi yada daldığun zaman, Tüter içimde eski buhurdan Gizliden gizli genzime dolar, Kokular gibi hep hatıralaz. HatrralaTİa tklımı çeler: Eski bahçeler, eski bahçeler. .. IV Her vakit boyle değildrr, bazan Ma2İyi yada daldığim zaman, t Hafızatn durur, kaybolur yollar Ve sonra birden içime dolar, Daire gibi genişler süküt, Der: «îçimde kal, her şeyi unut>. Her halde, arada bir çağlamasma ve susmasma ragmen, hissediyoraz ki şa irin rnha küçak bir kadehin içinde Bahrimuhit gibi kabma sığamryor. «Dar kalıp» ismindeki sürinden ük dort mısraı okuyalım: Yanyana durnr'du bîr "devle bîr cüce smi çıkarmıyor, hatta çay kaşiğını ve fincanmı bile hiç şıkırdatmıyor • da. Ehemmiyetli bir şey düşündüğu zamanlar âdetidir bu. Ne kendisin • den, ne de elindeki, etraf tndaki eş yadan çıt çıkarmaz. Annem babama baktıktan sonra örtünün üstündeki ekmek kınntılarile oynıyarak dedi ki: Kızun, ağabeyin sana açtı, değO mi? Ben mes'eleyi anladım. Fakat belli etmedim. Hayret gostererek: Neyi? dedim. Pertev mes'elesini. Cevap vermedim. Annem yüzii • me uzun uzun baktıktan sonra: Sabiha, cevap versene, dedi. Gayet hafif bir sesle: Evet, diye mırıldandım. Annem babama donerek dedi ki: Bizim zamanımızda kızların evlenmeğe dair söz soylemeleri a • yıptı. Baaa rahmetli annem senin resmini gösterdi idi de: «Nasıl?> di Amerika'lı mOflis banker Atina'da tevklf edildi Atina 4 (A.A.) Samael tn • mll'un maznunen tevkif edüdiği bfldirilmektedir. Ba mevkufiyet Müttehidei Ame • rflca iadesini Uteyinciye kadar de yam edecektir. Batan tahtelbahir humandanı beraet etti Zeppelin'in avdeti Frîedrichshafen 4 (A.A.) Kont Zeppelin balonu Cenubî Amerika'ya yapbğı seyahatten donmüş ve saat 15,03 te Friedrichshafen'de yere inmiştir. Paris 4 (A.A.) Cherboorg dl< vanı harbi greçen temnranra iptida smda Levi burna açıklarmda 52 kişiden ibaret mürettebah ile batan Promethee ismindeki tahtelbahrin kumandanı hakkmda beraet karan vermistir. BÜYÜK HtKÂYE: 39 Sinema Delisi Kız BED1 HayafEa bSyle şeylerîn olabilece • fmi ben de büiyordum, fakat itiraf etmek Utemiyordum. Sanki Andre !!• evleneoeğim, sanki bana ihanet edecekmiş fibi gücüme gidiyordu. O gece gene hep bn mes'eleleri fa>noştok ve ben Taksim bahçesine felen adamm kim olabileceğini oğ remnek şoyle dursun, tahmin bile edemeden ere dondüm. [Tatakta kendi kendime: «Esmeri, tanşıni, nztm boylusa, kısa boylusu, incesi, balık etlisi...> diyip duruyorUyoyabilirsen uya bakalım, meşfcnr sinema yıldızı Sabiha H.! Ya tağm içmde dön baba dön. Kimdi o kâğıdı getiren sakallı adam? Mak aadı nedir? Beni nereden tanıyor? Andre ile munasebetimi nereden biliyor? Bahçede beni nasıl buldu? Bunlan yapan Pertev mi? Fakat hiç benzemiyor. öyle ise kim? Gece i leriedikçe kuruntularım artıyordn, Pek azak ihtimalleri olagan şeylermiş gibi düşünmeğe başladım. Kendi kendime romanlar icat ediyor • dum. Sonra bütün ba saallerden üstün bir sual daha var: Pazartesi günü ne yapacagım? Kendimi boyle sorgttya çeke çeke nihayet uyuya kalmışım! Ertesi gün sabah kahvaltısında annem ve ba • bamla aramızda ehemmiyetli bir müzakere oldu. tkisi de ciddidiler. Bahsi annem açtı: Ne ivi «enc *u Pertev degil

Bu sayıdan diğer sayfalar: