24 Aralık 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

24 Aralık 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CumhttTİyet •24 Kâmımıewel193?; Armstrong kimdir? Yazan : M. TURHAN İngiliz yüzbaşısmm mütareke senelerinde Üsküdar'da geçen hayatı 3 Bütün bu îsmi sayılan îngiliz zabitleri, Armstrong'u sevm«»zlerdi. Hatta Şatlovrs onu yanına bîle ka bul etmezdi. Yalnız Jeneral Harington'un erkânı harbiye reisi Mister Grioin, bu genç zabiti himaye ediyordu. Armstrong, Üsküdar'da parkın karsısında güzel bir ev kiralamıştı. Ayda otuz lira vereceğini söyliyerek içine girdiği bu evden ancak 20 teşrinisani 1922 de çıktı. Fakat on para kdra vermedi. Omm Türk'ler ve büyük Türk için uydurduğu masallarm ilk kaynağı îşte bu evdir!.. *** Mister Armstrong, jandarma böKik kontrolörü olarak işe başladığı zaman tek bir gaye güdüyordu: Para! Onun Rahmet Ali gibilerle tesis edegeldiğri dalâletkâr münasebetler«?en sonra taptığı tek bir mabut vardı: Para! Türkiye'ye, îngiliz menfaatlerine hizmet için değil, zengin olmak etnelile gelmisti. Çünkü o menfaatlerm kendi ayannda ve se viyesinde olanlann himmetile te min olunamıyacak kadar çukura düşmü», çalıya dolaşmıs olduğunu biliyordu. Bu sebeple de kendi kazancmı düşünüyordu. Mister Armstrong'un para ve bol para kazanmak için ilkin bulduğu çare, o sırada Usküdar mmtakasını kaplıyan çetelerle uyurçmağa girişmek oldu. Bu çetelerden en sayıh ve azüı olanlar Arslan . Kaplan, Lâz Tahtr, Yani ve Karaoğlan çeteleri ıdı. Armstrong, ilkin Karaoğlan çetesine yanasmak istedi, onların hâmiliğini deruhde ederek mukabilinde büyücek bir para verilmesini teklif etti. Bunun için kullandığı adam <Dipovan» isimli anası Rum, babası Ermeni bîr delflcanlıdır. Armstrong onu, Aletndağı'ndaki Türk jandarma karakolunun murakıbı sıfatile Taşdelen önüne yerleştirdl, başına tngiliz askerleri kasketi gîydirdi, eline kamçı ve beline rovelver verdi. Armstrong, köy basan ve dağa ada*n kaldıran bu şakilerde bir çok para bulunduğuna zahip oluyordu. Halbuki onların çoğu boğaz tokluğuna taban tepiyorlardı. En çok cinayet isJemis, bir kaç Türk köyü ya j kip yüzden fazla da Türk boğazla I mış olan Kara Yani'nin bile toplıyabildiği para, üç dört bin liradan fazla | olamazdı. Halbuki Armstrong her çeteden bir, iki bin altın sızdıraca ğını umuyordu. Gene o, Dipovan denilen kanşık kanlı adamı, Alemdağı'na yerleştirmekte ve kendisini sırrına mahrem îttihaz etmekte büyük bir isabetsizlık gostermişti. Çünkü Dipovan, ze • kâftmı nalmcı keseri gibi kullanan veya kullanmak istiyen bir adamdı. Armtftrong'u zenginleştirmek için kiiçük bir yorgunluk çekecek kıratta değildi. Bu sebeple onun delâletine tevdi ettiği teşebbüsten bir f aide elde edemedi. Dipovan, kendi hesabma çalıstı. Kara Yani'nin Alemdağı'nda sellesmüsselâm dolaşmasını mümkün kılacak tedbirler aldı, bir kaç Türk'ü dağa kaldırtmakta kılavuzluk yaptığı gibi gene o Türk'lerin necat fidyesi vererek kurtulmalannda tavassut rolü oynadi ve dört ay içinde küçük bir servet yaptı. Mr. Armstrong neden sonra bu dalaverelerin farkmda oldu, küplere bindi, (Dipovan) m ırza tasallut ettğini ileri sürerek binbaşı Vitol nezdinde tesebbüslerde bulundu. Yapılan tahkikat, bu kanşık kanlı adamın bir çok edepsizükler yaptığını meydana koymakla beraber onun Armstrong aleyhindeki ifşaatı, binbaşı efendiyi büsbütün hiddet Iendirdiğinden Alemdağı'nda ecnebi bir murakıp bulundurmaktan fe ragat edildi, Dipovan, basındaki kasket almarak oradan kovuldu. [*] Ayni zamanda Mr. Armstrong'un da o mıntakadaki eşkiya ialerile uğraştnayıp murakabesine memur ol dugu bölüğün harekâtmı tarassutla iktifa etmesine karar verildi. Bu ilk hüsran, kazamlmış bir piyançonun biletini suya düşürmek kadar genç yüzbaşıyı müteessir etti, hatta: Hastalanıp bir kaç günler odasına geltnedi. Fakat Mister Gripin, onunla candan alâkadar ıdı, ara sıra gelip genç zabitin evinde de kalıyordu. tste bu samimî alâka, Armstrong'un imdadına yetişti ve kendisine eski salâhiyetleri tama men*"iade ettirildi. .Bu salâhiyetler arasmda Alem dağı'nda dolasmak ta dahil olduğu ve Armstrong'un gozö o dağdan bir türlü geri dönmediği için yapı lan ikramın onca kıymeti vardı. Nitekim, bölük mıntakasında dilediği gibi gezmeğe yeni baştan mezun olur olmaz atına bindi, Alemdağı'na yollandı. Bu gidlşte yanında Hacı Rama ~ zan isimli bir de Bağdat'lı jandarma onbaşı vardı. Armstrong, bu adamın şahsında galiba bir «Rahmet Ali» gördü. Hedefini sapıtarak sa • pa yollarda dolaşmağa başladı. Artık her şeyi Hacı Ramazan'dı ve bu isim Armstrong'un ağzından düşmüyordu. Yemekte beraber, gezmekte beraber, yatmakta beraber idiler. Centilmen zabit, Bağdat'lı onbaşının yatağmı elile seriyordu. Lâkin Hacı Ramazan, hiç te Rahmet Ali değildi. Diline, eline ve eteğine temizdi, tam bir Türk terbiyesile yetişmişti. Armstrong'un iltifa • bu yılışıklıklardan adeta iğremyort du. Nihayet o nüvaziş ve okşayışla o iğreniş, müsbet ve menfi cereyanlar gibi bir krvılcım yarattı. Karta I'a tâbi Büyük bakkal koyünde ge ne bir odada yatan yüzbası ile onbaşının geceyansı boğaz boğaza geldiği g.örüldü. Şu kadar ki bu sahnede bağjran, vuran, tüküren Hacı Ramazan'dı, susan ve kızaran Ar mstrong'dtı. •~ (Mabadi var) Tutunlerımıze Yeni mahreçleı Romanya rejisi bizden tütün alacak tnhisar idaersi ecnebi memleketlerde yaprak tütünlerimiz ve iiararaIarımız için satış müteahhitliğine talip olan müp^seselerle mukavele Ier yapmaktadır. fnhisar idaresi bu meaynda Ro manya ve Finîandiya'da yaprak tütün ve stgaralarımızın satışı içîn yeni bazı tedbirler almıştır. Romanva'da her sene vasatî olarak 1 8 2 0 milyon kilo raddesinde tütün istihsal edilmektedir. Romanya rejisi engîn, fena cinste olan bu tütünlerden bir kısmını, harmanlanna Sark tütünü karıstırmak suretile istihlâk etmektedir. Romanya tütünIerinin mütebakisi de Rusya'ya ve Şimal memleketlerine ihraç edil mektedir. Romanya rejisi, yüksek nevide imal ettiği sigaralar için her sene YunanUtan ve Bulgaristan'la memleketimizden bir iki milyon kilo raddesinde vüksek evsafta tütün satın almaktadır. Ahiren hükumethnizle Romanya arasmda aktedilen bir mukavele mucBbince Romanya rejisi hre sene ihtiyacı olan yaprak tütünü memleketiraizd'en mubayaa edecektir. Bundan başka, Romanyada mamul Türk tütün ve sigaralarının satılması için de aynca bir mukavele yapılmıştır. Diğer taraftan Finlandiya'lı münevver Türk'lerden bazılan tnhi sarlar vekâletine ve tnhisarlar a • mura mudürlüğüne &yn ayn müra caat ederek memleketlermde Türk tütünü namı altında istihlâk edilen ve çok revaç bulan tütünlerin Ham burg piyasasmda kanstırılmıs asağı cins ecnebi memleket mahsulleri olduğunu, Finlandiya'ya hakikî Türk tütünü ihraç edildiği takdirde ora larda büyük bir rağbet kazanarak geniş bir istihlâk sahası bulabileceğini bildirmisler ve bu işin müteahhitliğne talip olmuşlardır. Inhisar idaresi, Finlandiya'lı Türk'lerin bu arzu ve müracaatlerini hüsnü telâkki etmis, Finlandiyaya yaprak tütünlerimizden mmro neler göndermisttr. Tütün inhisar idaresl Fînlandiya piyasasında tü tünlerimizin satışı için etraflı ve genis tedbirler almaktadır. Ermeniierin Türk'lüğü Türk ve Ermeni ırkları ^ n n n ı i n n n r * ınırıır~>J~'"~~lr~''*"i'~'1ı~LT*ır>ı~iLr~if>J~'iJ~^~>'*~"'~' Bu akşamki projram nın ve dillerinin akrabalığı Türk dilinm tetkiki günün en ehemmiyetli mes'elesidir. Türkçenin Arî dil lerile mukayesesi onun, bütün dillerin anası olduğunu gün gibi aşikâra çıkardı. Tarihi ve paleontolojik usullerin tatbikfle, bu neticeye vâsıl olunmaktadır. Tarihî metot dillerin mukayese suretfle tetkOddir. Çok eski devirlerin arastırmalan ise, ancak «Marr» m paleontolojik usulü sayesinde kabfl olbil mektedir. Bu âlim «Jafet» ik tabir olunan dflerin tarihini, dillerin tarihten evvelki devirlerini araştıran, ışığa çıkaran bir füoloktur. tste bu usul paleontolojik ismile maruftur. Gelelim türkçenin tetkiki hususuna: Son zamanlarda, Türk, Fin Oygur ve Samî dillerini Türk Avrupaî dfller famüyasma raptetmek hususunda tecrübeler yapıldu Bu dillerin bir aüeden olup yekdiğerine akraba olduklan aşikârdır. Bu tez bugün lisaniyatta baslı başına bir mektebin temelini teşkil eder. Netice: Türk dili Arî dillerin anasıdır. Bu münasebetle Türk ve Ermeni dillerinin akrabalığı hakkında iki söz ilâve etmek isterun. Bu huımlık, Ermeni tarihinin başlangıç devresinde göze çarpar. Meselâ, «Hay» isminin manası nedir? Yüksek otorite sahibi âlimler «Hay» ismini (pat, bed, pater), sumerce (badesm) kelimelerue birleştirirler. «Ermen» ismîne gelince: Rençper demektir. «Yensen» e nazaran «Hay» ismi chat» br ld «hay» olmu». Belki hrtit, halti, khalti, btk isnmlerinden znbvra geuniştir. Fakat bunlar hep birer faraziye kabilmdendir. Sumer ve Akat Türk'lerinin (Nairi) ve (Urartu) da icrayı hükumet eyledîkleri muhakkakbr. Nairi ismile zikredilen diyann ismi sumercedir. Diyar, memleket manasma gelir. Meselâ ( S ) e Nairi, senaar, sular memleketi, su diyan demektir. E, Ea Sumer'lerin panteonunda 12 üâhlar meyamnda sulara hâkim olan ilâhbr, okianosu, tufanı temsü eder. E, Ea, ( S ) ea, se, su, suv, emrince zov ayni manayı verir. Ermeni küiseundeki E, başka şey değüdir. Sumer ve Akat Türk'leri (ket, kalt, kalti, halti, yukan diyar) Isa'dan on bîn yıl kadar evvel Senaar'da yerleştiIer. Her i a v m b btr afle atası, «taratası», Tamatasi, (Tevrat, tsa 20. T), eski Roma'da oldugu gibi, pater familyası badesini vardı. (Pat, ermenice bed, bab). Sumer mezhebinin Miri tukkası, ermenice Mart, Martuk, Adam, antropomorphisme sisteminin en insanî bir tipini temsil eder. Pela, peka, sahip, hâkim. Şamas, şems, güneş. Sin, ermenice Iusin, kamer. Ramman, rahman, rahme ( t ) . Bu kelimlerin araplasması garip değil mi? Sumer'lerin ve tskit'lerin Urartuya ve Nairiye sahip, hâkim olduklan bir tarihî hakikattir. Rusas 11 gününde, Sumer'lerin diğer bir kabilesi Şak, Şa kalar, Hyk, Kik, Kaku reisin kuman dası altında Urartu'nun bir kısmını zaptettîler ve burada yerleştüer. Tarih diyor ki, Eremîna gününde Sumer'lerin ve Dağ eyaleti tskit'lerin bir isyanını bastırmak üzere, Asurtan, Mannayı istilâ etmiş. Kısaca diyorum kl, Ermeni ırkı ve Ermeni dili Türk kültürünün ve türkçenin hakimiyeti, onun tesiri altında kalmıştır. Evet, Türk'ler fle Ermeni'lerin ırktaş olduklan itiraz kabul etmiyecek derecede aşikârdır. Türk'ün ve Ermeni'nnA antropolojik karakterleri, legendelan, halk şiirleri, dilleri, velhasıl folkiorlan bunu isbat etmektedir. Tetkik edelim, ama bitarafane tetkik, etüt edelim. tsbailar hep meydanda. Türk denizinin (Akdeniz) en eski medeniyetlerine vâki oldugu gibi, Ermeni dili de pek çok eski asırlar evvel, Türk dilinin tesirine tâbi olmuştur. Ermeni tarihinde temel addolunan Türküm torunu Hayk Tarata, Nahabed, Senaar'dan hicret etmiştir. Hayk, Hyk, Kiku, Hiksus (Hyk Shous) isimlerinin müşabehetlerini çok dikkate şayan bulmaz mısınız ? Hyk, çoban ve avcı demektir. Şarkın kadim devirlerinde büyük bir rol oynıyan Sumerler, Akkatlar, ts kit'ler, halis Türk idiler. öküz ve koç kafası da bunlann alâmeti ırkıyesini teşkil ediyordu. Hayk, Hyk, Hyksus, Oksus, Oğuz kelimeleri ayni kökten müştaktırlar. tşte bu ırktır ki Samî ırklara öküze teabbüt akidesini telkin etti. Bu akide ise, eski Mısır ve İbranî ve Kankes tntus medeniyetlerinin îtikadatı üzerine azîm ve deıin bir tesîri haiz bulunmustur. Tercih ediniz: LATPZtG î 21,55 Oratorio de Noel (Baıh). PABİS (P. T. T.) : 21,35 tiyatro. STRASBURG : 21,35 Noel konserl. PARİS (Radyo Paris) 1,05 konser. 18 Darüttalim heyeti tarafmdan sız 18,45 orkestra konseri 19,20 franseca ders (müptedilere mahsus) 19,45 ortestra konseri devam ediyor 20 Darüttalim talim Csaz) 21,30 orkestra. Aians. Borsa ab«leri ve saat ayan. BERLİN: 17,50 konser 19,45 koro ile Noel lan 20,20 Günigsberg'den: (Org konseri) . 21,05 orkestra 21,50 musikili piyes22,15 hafif konser 24.05 StutEart'tan: (Tiyatro). BRESLAV : 17,15 konser 18.10 Noel şarkılan 19,15 konferans 20,05 gramofon plâkları 20,40 bir Noel efsanesi 21,05 Frangfurt'tan: (Noel çanlan) 22,15 Berlin'den nikil 23 bir kiliseden: Dini konser. MUNÎH: 17,05 konser 18 35 Langenberg'den: (Noelde kilise çanlan) 20,25 musikili piyes . 21,30 konser ÎNİ5 org konseri. VİYANA: 18 35 konser SS.35 havadisler 19,45 Noel şarkıları 20,35 konferans 21,05 Frankfurt'tan: (Noel çanlan) 21,50 havadisler 22,05 Messe pastorale en wtf bemor majeur (Vogler) 23,05 konser . » 24,05 bir kiliseden naklen dini musiki. BÜKREŞ: 18,30 orkestra 19,05 konferans 19,45 gramofon plâkları 20,05 Noel munase betile muhtelif program 21.50 havadisler. ISTANBUL: VARŞOVA: 20,35 çocuk programı 21,05 Noel sarküan 21,35 konferans 22,10 bestekâr Chopin'in eserlerinden haftalık konser 23,05 Noel programı 24,05 Gracove'den naklen askeri orkestra konseri. ROMA : 17,35 orkestra 20,50 Noel konseri. PRAG Î 20,20 radyo orkestrası 21,20 orkestra ve koro ile Noel şarkılan 23 20 bir kiliseden naklen dini musiki 24 kilise çanlan ve gece yarısı ayinl. BELGRAT: 17 ns Vn»ı TOrk lokumları Londra'da çok rağbet göröyor ARTtT CEBELl Harp malulleri Harp malulleri cemiyeti umumî mer kezinden: 1 930 seneslnde tütün ikramiyesi almıyan harp malulleri ve şehlt yetim lerinin; 2 Arazl almadıklarinı henüz merke» zi umumimize bildinnemiş. olan 5 ve 6 ıncı dereceden malul efradın; 3 Sipariş müddeti bitmek üzere ol duğundan henüz rozet defterine kayde « dilmemiş olan arkadaşlarımızın derhal kâtibi umumiliğe müracaat etemleri rica olunur. [•] Mr. Armstroıjg, «Divopan» ın kendisine oynadığı oyiına o kadar kızmış ki «Türkiye nasıl doğdu» isimli eserinde şu satırlan yazmak ıstırarında kalıyor: «Ayyaş, haylaz, yalancı bir edepsiz olan «Dipovan>, burada İngiliz askeri makamlarmm mumessıli idi. Bu adam Ermeni idi. Çirkin yüzlü, kırmızı gözlü bir habis idi. Komşularının karılanna Son senelerde tngiltere'ye Türkimusallattı. Bir taraftan müslüman eşkıye'den pek az lokum ithal edildiği yanın aleyhinde sehadet eder, diğer tarafiçin Londra Ticaret mümessilliğimiz tan hıristiyan katillerle birlikte çalışırdı. tacirlerimizc malumat verilme İngiliz ask^rî mahfilleri, namussuz ter sini İhracat Ofisinden rica etmîştir. cümanlara itimat ettigi gibi bu adama da Türk lokumları bundan başka Bel itimat etmiş .ve onun gibi habis ve serrir çika, Polonya, Yunanistan; Estonya canavarlara salâhiyetler vennişti. Onlar, bizim temiz adımızı telvis ettiler.» S: 137 ve Mısır'la Suriye'de de aranmak tadır. Bu cünüeler içinde en ziyade dıkkate değen son ibaresidir. Mr. Armstrong, Dipovan tarafmdan kendi aleyhinde yapı lan ifşaatı dolayısile çürütmek için bu ağzı kullanıyor. Londra Tîcaret mümessilliğimizden Bolu «Hususî» Bolu'nun Dadanı Of ise gelen malutnata göre Ingiltere' \ köyünden Tiryakioğlu Servet Qe Tiryakide fazla miktarda şeker ve lokum oğlu Durmuş arasmda bir tarlanm vergi istihlâk edilmektedir. parası olan 340 kuruştan dolayı kavBilhassa lokumlar, Türk lokumu ga çıkarak Durmuş hâmil oldugu ismiyle pek çok satılmaktadır. bıçakla Servet'i müteaddit yerlerinBu lokumlar evvelce hakikî Türk lokumları iken Rus mültecileri Londen cerhetmiştir. Mecruh Durmuş dra'ya gelince bu lokumları kendi aldığı yaralann tesirile on dakika leri yaparak Türk lokumu ismile satyaşayıp ölmüştür. Katil Durmuş yamıya baslatnişlardır. kalanmış ve ciheti adliyeye teslim ve tevkif olımmuştur. Fakat tngiltere'nin yüksek aileleri : bu lokumları beğenmedikleri için Türkiye'den gelen mallan aramaktadırlar. 340 kuruş için bir adam öldurdöler Sılefke'de fakir talebeye yardım heyeti Silefke <?Hususî» Merkez Cumhuriyet mektebinde bir himaye heyeti teşekkül etmiş ve riyasete eşraftan Nâzım Be> intihap edilmiştir. Yetmiş kadar olan fakir talebeye her gün munta zam bir surette yemek temin edilmiştir. Fakir talebeye her perşembe günü Vali Tevfik Sırrı Bey yemek vermeri deruhde buyurmuşlardır. Tuccardan Kayseri'li Veysel Bey de fıkara talebe için yirmi üç Hrahk malzeme teberrü etmiştir. F.kara talebeye öğle yemeği kitap ve saire vermek hususundaki mezkur mektep başmuallimi Necip Bey ile çocuk veli Ier inin çok kıs kançlıkîa inthap ettiği himaye heyeti bugünden itibaren faaliyete geçmistir. 16/12/932 tarihine tesadüf eden cuma günü aksamı saat 9 da şehri mizde şiddetli bir hareket olmuştur. Hareketi arr amudî bir tarzda gel miş 1214 saniye kadar sürmüştür. Lehülhamd hasaratı mucip olma mıştır. 6el n almağa glderken öldOrOlen adam Camilerimiz Halil Ethem Bey üstadımız İstanbul'da mevcut cami, medrse, çeşme, türbe gibi çok kıymetli birer eseri nefis olan ecdat yadıgârlannı bu güzel eserile tanıtmaktadır. Kitabın kıymet ve ehemmiyetl fle mütenasip bir tarzda tab'ına da ehemmıyet verilmiş ve bu san'at abidelerimizin naöide resimleri itina Ue tabedilmiştir. Camilerimiz, Kanaat kütüpanesinin neşretmekte oldugu Resimli Ansiklopedik nesriyat serisine ithal edilerek neşredilmiştir. 112 sahifedir ve 103 resnü ihtiva etmektedir. İstanbul'daki tarih ve san'at abidelerinin yegâne rehberidir. Ehemmiyetle tavsiye ederiz. Fiatı 75 kuruştur. Adana namuk ihracatında tenakus var Bolu'nun Doğancılar köyünden Koflaroğullanndan Ahmet oğlu İsmail ve Çayıkoy'ünden Zeybeko ğullanndan Mehmet oğlu Ahmet geHn almak üzere Gügem kariyesine gitmekteler iken keyif halile attıklan rovelverden çıkan kurşunlardan biri arkalanndan gelmekte olan Sultanbey köyünden Kocaalioğlu Ha san'ın alnma îsabet etmiş ve Hasan derhal ölmüştür. Suçlular yakalan mış ve tevkif edilmiştir. Muhtar intihabatı dün bitti Mersin (Hususî) Mevsitn başından kânunuevvel iptidasına ka dar Adana'dan 4833 balya pamuk çıkarılmıştır. Geçen sene ayni müddet zarfında 29,567 balya ve evvelki sene ise 38,569 balya idi. Bu miktarlara nazaran ihracat geçen sene ile mukayese edilirse % 8 4 ve evvelki seneden % 8 8 noksan olduğu anlaşılır. Lutfi Ali ALt SAtP Teşekkflr ftyas Beyzade Recep Remzi Beyîn vefatı do'ayısile gerek cenazeye bizzat iştîrak eden ve gerek telgraf ve mektupla kederimizin tahfifine yardrnı lutfunda bulonan muhterem dostlarımıza ayn ayrı teşekküre teessiirümüz mâni o!<?i|undan çazetenizin vesatetini rica ederiz. Merhumun oğlu: Fazıl, eniştesi: Hamdi, ablası: Kadriye. ingiliz meclisi tatil etti Londra 2 3 (A. A.) Parlâmento, ahval ve hâdisat lüzum gösterdiği takdirde daha evel toplanabilmek şartile ictimalannı tubahn yedisine tatil etmiştir. Eski Türk Kıyafetleri Maharrir arkadaşlarımızdan Muharrem Peyzi Bey tarafmdan tercüme edilen ve ingilizceslle birlikte neşredilen (Eski Türk kıyafetleri) muhtelif ılim müessesatı tarafından takdir edilmiş ve mütercimi ile naşirine takdir mektupları gönderilmiştir. Eski Türk kıyafetlerini yedişer renkli altmış resimle tasvir ve temsil eden bu eser ayni zamanda Türk âleminin müc mel bir tarihidir. Bir asır evveline kadar AvrupaTı müşahıtler ve tetkik erbabı tarafmdan yazılan eserlerden bitarafane olan ve hakikati soyliyen tarihlerin özleri bu k'ymettar kitaba mahirane sıkıştınlmıştır. Zaman kitaphanesi bu eserin ahiren gayet nefis crltlenmiş nüshalannı dahi piyasaya çıkarmıştır. Türk tarihini tetkik etmek istiyenlere ehemmiyetle tavsiye ederiz. Beynelmilel "üzüm günü,, KARtLERtMiZE K0LAYL1K: Bir kaç hafta evvel Roma'da topla nan beynelmilel bağcılık konferansı şarapçılık mevzuu etrafında da uzun uzadıya tetkikatta bulunmustur. Diğer taraftan üzüm sarfiyatmı arttırmak i cin beynelmilel hir üzüm günü ihdası ,1* lrV..ı oJn,,,!,^, Aylık abone Hususfle viiâyetlerdeki bir çok karilerimiz gazetelerini munta zaman kendi adreslerine alabil mek için bizden bazı kolayliklar is temektedirler. Bu aziz kariierin arzulannı yerine getirmek üzere Cumhuriyet îçin aylık abone usulü itb'haz etmeğe karar verdik. Ay lık abone bedeli yalnız Bu akşam saat 21,30 (Uç saaî oper* 39 inci temsil Şehir Tiyatrosu I ^arülbedayi temsilleri Istanbul Beledi esi 3 perde 27 tablo j|] Yazan: Cemal Reşit !'! ve Ekretn Reşıt Kler ]A > \ Türkspor Memleketin en güzel spor ve gençlrk mecmuasıdn. Bugün çıkan son nüshasında: Avrupa'daki hareketler, Ankara ve tzmir'deki son maçlar ve dünkü lik çarpumalarmın miitemmim tafsüâtı vardır. Aynca sînema sahifeleri, işin alayı ve nefis bir spor hikâyesi.. Her cumartesi: 150 kuruş... tan ibarettir ve tabiî peşin olarak gönderilmek iâzımdır. Bu usul idarece fazla mesaiyi icap eden külfetli bir mesgale olduğu için abonelerinin inkıtaa uğramamasmı istiyen karilerimizin paralannı idareye vaktinde yeti • secek veçhile döndermekte devam etme'eri iktiza edecektîr. illl Umumî arzu üzerine bir llüllll hafta daha temdit edilmiştir Dunkfl inri>ıab«t tan bh safha Üsküdir Hâle sinem?sında Sesli, Sözlü. Şarkıh Istanbufda yeni muhtar ve ihtiyar heyetlerinm intihabatı dün gece bitmiştir. Yeni beyetler sene başından itibaren vazife başına geçeceklerdir. Fotoğrafitnız dün Aiemdar ocak merkezinde yapılan AJemdar, Mahmutpaşa ve Mollafenarî mahalleleri muhtar intihabatmdan bir tntibaı tesbit etmektedir. Demîr Kapı Mümessili: Şarl Boyer, Mona Goya. İlâveten halüıaztr Dunya havadislerf. gelecek program Hacı MuraL 24 sahife 12,5 kuru$ Sergüzeşt romanlarının kralı TARZAN

Bu sayıdan diğer sayfalar: