23 Şubat 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

23 Şubat 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 Şubat 1933 Cttmhmiyct' Çocufc masallari Ihlrll Vaktile Bağdat'ta Kasım isminde çok zengin ve çok hasis bir adam vardı. O ka'dar cimri idi ki yüz binlerce lira serveti ölduğu halde ayağın da bin bir yerinden yırtık, yamalı papuç larla geziyor. Gün geçip delindikçe tekrar eskiciye gidip üzeri he bîr yama daha vurduruyordu. Aradan dört beş sene geçmiş, papuçlar o derece ağırlaşmıştı ki çarşıdan geçerken herkes Kasım'a gülüyordu. Kasım bir gün ahbaplarından birine rasgeldi. Ondan yakında şişe fiatının son derece fırlıyacağını haber aldı. Yüzlerce şişeyi getirip kilerdeki rafa yerleştirdi. Çok geçmeden komşulardan biri Kasım'ın evine düştü. Elin de mevcut gülyağlarmı koyacak yer anyordu. Kasım'ın şişelerini satın almak istedi. Fakat Kasım ilerde daha büyük bir kârla sat mak ihtimalini düşünerek çok para istedi. Beriki de almaktan vaz geçti. Gülyağlarını Kasım'a sattı. Ertesî gün Kasîm hamama gitmişti. Peykede giyinirken şehrin kunduracılarından biri de orada jjl>"eraklı İskelet dansı Biliyorsunuz vaktile Hindis tan'da Buda isminde bir adam çıktı ve budizm dinini kurdu. Bu iş olalı hemen hemen 2500 sene gibi uzun bir zaman geçmiştir. Bütün dinlerin adabı, erkânı gitgide nasıl değişti ise budizm de öyle olmuştur. Bugün Hindistan'daki budizm, Japonya'daki bu • dizm ve Çin'deki budizm hep başka başkadır. Budistlerin en büyük ruhanî reisleri Tibet'in merkezi Lahassa şehrinde oturuyor. Bunun etrafında bir çok Buda rahipleri mevcuttur. Bu rahipler den her hangi biri öldüğü zaman son derece garip bazı merasim yapılmaktadır. Fakat şimdiye kadar bu merasimde hiç bir yabancı hazır bulunamıyordu. Son defa tngiliz gazetecilerinden biri, sahtekârhğı meydana çıktığı takdirde hayatını feda etmeği göze alarak Buda rahibi kıyafetine girmiş ve bu merasimden birinde hazır bulunmustur. Bilmeceyi halledenler Yıldız ve fiş oyunu Büyükçe bir mukavva alınız. Bunun üzerine A resminde gördüğünüz veçhile üç daire çiziniz. Sonra bu daireleri 16 müsavi parcaya taksim ediniz. Nok.ta nolcta olan yerleri çizmek icap etmez. Bunlar sırf daireler muhtelif parçalara ayrılırken kolaylık olsun diye yapılmıştır. Ortadaki yıldızi ayrı bir parçadan yapın)7 ve deminki mukavva sathın üzerine bir iğne veya mukıvva ile fırıl fırıl dönebilecek tarzda yerleştiriniz. Oyuncularm adedi kadar da fiş meydana çıkardınız mı o yuııun vasıtası tamam olmuş demektir. Her oyuncu üzerinde muayyrn bir rakam yazılı fiş alır ve bunıt îstediği hanelerden biri ne kor. Yıldızın her bir kana dında fişlerin üzerinde mevcut rakamlardan başka rakamlar bulunur. Her oyuncu fişini istedi ği h&neye koyduktan sonra yıl c u rı A idi. Kasîm Efendi, dedi, boyle eski papuçlarla gezmek sana ayıp degiL.mi?5ana bir çift ayakkabı yereyim, hem de ucuz fiatla.. Kasım hiç oralarda olmadı. Bunun üzerine kunduracı ayakkapları bedava vermeğe razı oldu. Kasım yıkanıp çıktı. Eski püskü, pejmürde elbiselerini giydi. Papuçlanm aradı. Baktı ki yok.. Onun yerinde yepyeni bir çift kundura .. Ha, dedi, herif vadini yerine getirmiş olacak! Ayakkapları giydi ve yola düzüldü. Halbuki bu kunduralar hakikatte o sırada hamamda yıkanmağa gelmiş olan şehrin kadısına aittî. Kadı giyinip çıkarken ayak kaplarım yerinde bulamayıp ta bir köşede Kasım'ın eski papuçlarını görünce onları kimin ahp gittiğini anladı. Makamma geçip oturdu: Şu herifi getirin buraya! Diye emir verdi. Kasım'ın cereyan eden vukuatı anlatmasına rağmen onu üç gün hapse mah • kum etti. Kasım bu eski papuçların kendisini ele verdiğini anhyınca onları kaldırıp sokağa attı ve bundan sonra yalınayak gezmeğe karar verdi. Biraz sonra yoldan geçen iki genç Kasım'ın papuçlanm de> ha! tamdılar. Beş on para bahşiş almak ümidile onları götürüp Kasım'a vermeği kararlaştırdılar. Fakat kapıyı çaldılar, çaldılar baktılar ki ses veren yok. Papuçlraı kaldırıp pencereden içeri attılar. Akşam eve döndüğü zaman Kasım karşılaştığı manzara karşısında az kalsın aklını kaybedecekti. Şişeler yere düşüp kırılmış, gülyağları ortaya saçılmıştı. Bu işi yapanlar da pencereden atı • lar» mahut papuçlardı. O kızgınlıkla Kasım papuçları ahp evinin bahçesinin bir kenarma gömdü. Lâkin ertesi gün mahalleri müthiş bir şayia çıkardılar. Bir akşam evvel komşulardan birinin bir çocuğu kaybolmuştu. Guya Küsım onu öldünnüş ve bahçeye gömmüştü. Zavallı adam tekrar hapse atıldı. Fakat köşe kazılıp ta papuçlar meydana çıkınca sırf mahallenin sükunetini ihlâl ettiği için para cezasile yak a y ı sıjnrdı»~"."şî3î:^?s..r*T»xsia 3:?< Artık hiddet topuğuna çıktığı için Kasım onünden geçerken papuçları yoldaki derelerden birine attı. Bir kaç gün sonra değirmen • lerden birinin mecrası tıkanıyor. Buna sebep Kasım'ın papuçları. Haydi bir ceza. Ondan da kur • tulup papuçları yıkayarak kü • rutmak üzere taraçaya bırakıyor. Oradan genç bir kızın başına düşüp onu yarahyor.. Haydi gene hapse.. Velhasıl şehirde ne olsa kabahat Kasım'da. Çünkü her şeyin altından onun papuçları meydana çıkıyor. Bu vaziyet karşısında biçare ne yapacağmı şaşınyor. Çünkü papuçlar o derece tanınıyor ki sanki altında imzası var. Onu ele geçiren derhal Kasım'ın evinde soluğu alıyor: Buyurun papuçlarınızı! Diyor. Bu vaziyet karşısında Kasım günlerce düşünüyor. Geceleri sabahlara kadar uykusuz kalarak felâketine bir çare arıyor ve kabil değil bulamıyor. En nihayet biçare adam Ka dının karşısına çıkıyor ve diyor ki. İşte huzurunuzda bu papuçlarla hiç bir alâkam kalmadığım söylüyo rum. Bundan sonra yapacakları kabahatten beni değil, onları mes'ul tutunuz! Ertesi gün yeni bir çift ayakkabı ahp giyiyor ama, beyhude yere »ünlerce hapiste yatmış, üzerine yüzlerce lira sarfetmiş oluyor. HiıiMHi • ı nımııı ıııiHmmımııiHiınmmıııııiHiınıı Onun anlattığına nazaran bu distler ölüyü evvelâ bir servi kütüğünün üstüne yatırmışlar, yüzünü gözünü çikolata zarflar gibi parlak kâğıtlarla süslemişler ve genç rahipler de 200 den fazla ibadet fınldaklarını çevirme ğe başlamışlardır. Bundan sonra vücudü iskelet gibi boyanmış sekiz dansör ö • lüm ilâhını temsil eden Yaman'ın kırbaç darbeleri altında rakset • mişlerdir. Bundan başka öbür tarafta şeytanları temsil eden 21 kişi de keza gene muhtelif şe • kilde danslar icra eylemişlerdir. Ancak bu işler bittikten son radır ki ölü gömülmek üzere kaldırılıp mezarlığa götürülmüştür. Bilmeceyl doğnı halledenlerln resîm lerini basmakta devam ediyoruz. Bu küçük karilerimiı vakıâ mukâfat kazan • madılar ama, bize fcrtoğraf gönderdikle ri için maksat bu zahmeüerinin boşa gitmemesini teminıdir. Soldan sıra ile: 1 Gemlik'te müskirat bayü İhsan Beyin kızı Perihan. 2 Mersin Gazi Pa$a mektebi 906 Ayhan. 3 Büyük Derbent kereste fabrikası kâtibi Şefik Beyin kua Müzeyyen. 4 Yeşllköy Jlk mektep Feyza Amjr. 5 Beyazıt 155 numarah hanede Melâhat. 6 Kırşehir'de Tayyar Beyin oğlu Gürbüz. 7 Adana beş kânunusanl ük mek tebi 390 Vesile. 8 Tokat Cumhuriyet ilk mektebi 253 Cevza. 9 Patih Gelenbevi mektebi 275 Hü. seyin Rifat. 10 TStanbuI Şemsulmekâtip 155 Muzaffer ŞereL 11 Cağaloğlu Emniyet Sandıgı a V n s n d t ı 24 Asmnan. 12 Gelenbevi orta mektebi 214 Şanıil. 13 Kadıköy Şevket Bey sokağı 36 numarada Nedâ Ferit. 14 Kastamonu Belediye reisi Beym oğlu ŞükrO. 15 Kayseri Hacı Mansur ilk mek . tebi 9 Ali Hikmet. 16 Beyoğlu H inci ilk mektep 268 Nerirrvan Hayrettin. 17 Konya erkek lisesi 299 Asım Kenan. 18 Nişantaçı on beşinci ilk mektep 820 Atıf Emin. 19 Kadıköy Moda sekizinci ilk mektep 36 AdU. 20 Beyoglu onuncu ilk mektep 34 İrfan. 21 Üsküdar İcadiye Arapzade ma hallesi Atabey sokak 15 numarada Mu zaffer. 22 Be^iktaş Köyiçi Küçükhamam karşısı 32 numarada Serap Fahrt. 23 Üsküdar İhsaniye Ceçme sckak 26 numarada Şahabet Halil. 24 Amasya Kılıç Aslan mektebi 20 Ayse. TABIAT TETKİKI dız çevrilir. YJdızın her han^i bfr lcanadı oyunculardan hef tangri birinin fişi hizasında durursa şu muamele yapıhr. Eğer ikisi de çift veya tek olacak olursa bu rakamlar birbirine zamraedilir. Kazanç hanesine yazılır. Biri tfk biri çiftse keza yekdi ğerlne zammedilerek kayıp han* sine yazılır. Fişinin istikametinde yıldızın her hangi bir ucu durmıyanlar ne kazanır, ne de kaybeder. Kayıp hanelerindeki sayilar, kazanç hanesindeki sayılardan çıkarıldıktan sonra her kim 50, 100 gibi muayyen bir rakann doldurursa o oyunu kazanır, di* ğerleri kavbederler. Kaplan [Muhtelif mektep talebesinden yazı yannağa İMveskâr olanlann bize gimderdikleri yazılan ara»ra basıyorAık. Buna gene devam edeceğimix gibi dig«r tarafUn da b a n «Mkteplerde gerek el y*xı« gerekae fapirograf reya hurnfatla talebe tarafmdan çtkanian mecmualar, bunlann nrâtefebbbleri tarafından «Çocuk sabifesi mubarriri> ad xe«ine yollandiği takdirde içmde en ziyade na^an d * • Garip bir inat! Japonya'da Osaka şehrinde dokuma amelesi haftalıklannın artırılmasını istemişler. Fabrika müdürleri de buna razı olmamışlar. O zaman amele de grev ilân etmişler. Lâkin müdürler greve aldırmamış, amelenin çoğu bu işin uzamasından şikâyete baş lamışlar. Hatta içlerinden bir ikisi fabrikaların yüksek baca ları üstüne çıkıp: kate çarpan parçalart da »ütunlanmıza geçireceğir. Bu kabilden olarak <Ni^anta?ı'ı»da 15 mci ilk mektep> talebe»i tarafmdan el yanstle çikanlan «Kaynak» mecmuasmdan aşagi " yoruz.l Şubat bulmacası Dünya yüzünde öyle bir memleket ismi bulunuz ki bunun ilk hecesi insanın vücu • dünde en lüzumlu bir şey, diğer iki hecesi de coğrafya tabirlerinden biri olsun. Doğru halledenlerden birinciye beş lira, ikinciye Foto E tem'den 6 kart ve bir ağrandisman resim çıkartmak hakkı takdim olunacak, diğer yüz kişiye faydalı ve muhtelif hedi • yeler verilecektir. Her hangi mükâf at kazananların ve bilmeceyi halledenlerin resimleri de bize fotoğraflarını gonderdikleri takdirde gazeteye basılır. Cevaplar martın birinci gününe kadar «Cumhuriyet Ço • cuk sahifesi muharriri» adre sine gonderilmelidir. Hal suretleri aşağıdaki cetvele yazmaIıdır. Bu şartlara riayet etmi1 yenler hediye kazanamazlar. daki hkrayı îktîbas edr 1.....1İIIMHHI ıııııııııiHiıımiHiıııııııı ıııııııiHiıiHiiıiıııııı BS II H Kurnaz reısamın kaplart avlayfma bakın.[ Bizim ve arkadaşlarımızın dedikleri olmadıkça, arzuları tatmin edilmedikçe buradan inmiyeceğiz! Hakikaten yedi gün, sekiz gece leylekler gibi kulelerin tepe sinde kalmışlar. Nihayet arka * daşlarının getirdikleri itfaîsye ciler uzun merdivenlerim dayı yarak onları bulundukları yerden • bin rica ile indirnişlerdir. Bu inatçı grevciler>n hemen her uzvu hareketszliHen uyuşmuş ve so ğuktan domıp katılmış imiş. Kaplan kediye b e m e mekle beraber aralannda çok farklar Tardm Kaplan çok vahfi • « yırtıcı bir hayvandır. Eo hayvan A»ya re Afr» ka'daki et ?iyen hay • vanlarn en çeviğidir. Kaplan sür'atle kaçaı Ye müthiş yorgunluğa ta hammül eder. Otlar arasında saklanarak icabında (3) metre sıçnyabilir. Denizde de son derecc meharetle yüzer. Avlannı gun düz avlamayı geceye tercih eder. Pençelerinin yarası yamandır. Altı santimetre derinliğinde yara açtığı görülmüştür. Yolcular kapianî korkutmak için davul çalarlar. Fakat aç kaldıgı zaman alevlerin içinden athyarak geçer. Çok kuvvetlidir. Parçaladığı bir atı kolayca sü • rükleyip götürebüir. Nişantaşı 15 inci ilk mektep sınıf 5 604 Besimi tbrahim

Bu sayıdan diğer sayfalar: