10 Mayıs 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

10 Mayıs 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cttmhtzriyet '• lOMayıs L933 Iki Yüzlii Kız Yatan: MARTA MAK KENNA Çeviren: 2 6 Şehir ve memleket haberieri Berberlerirniz Himaye istiyor IProfesör Deni Inkılâba hayran! İstanbul baytarlık İşleri yolunda... Memlekette ihtiyaçtan c Bu çalışma ile türkçe en Tavuk hastalıkları için fazla Türk san'atkârı var güzel dil olacaktır» tedbirler alındı Berberler Cemiyeti evveîld gün bir içtima aktetmi» ve hararetli müzake • reler neticesinde küçük san'atlar ka nununun berberlere tenvs eden kısmı hakkında hükumete müracaate karar vermteaV. Bu isi takip tçtn eemiyet re îsrnin bogünlsrde Ankaraya gitmesi muhtemeldir. Berberler cemiyeti reisi İsmzil Hakkı Bev dün bir muharrrimize şu izahatı vermistir: « Küçük san'atlar kanunu tatbikatma dair bir talimatname hanrlamîk üzere Ankarada toplanar kcmisyonun kadm berberlerile manikürler ve pedikürlerin memleketimizde kalabile ceklerine karar verdiğini gaze'.elerdş okuduk. Bir vazü kanuıum buradaki noktai nazannı iki şeküde mütalea ettik. Birisi va memlekette bu isi görecek Türk san'atkân oldu^iı, d:?eri de memle • kette meveut olan Tük san'atkârlan nm memlrket ihHyaema kâfî gelmedüH noktasıdır. Birinci sıkka göre, şunu sövlemek !â7imdur ki memleketimiıde on sene^nberi Tfirk •an'atkirhrmm gos • termM olduk'an terakki ve k»Hliyet bugün memlekeSte meveut bulunan ecneHi san'atkârlannı bfle h» men hemen geride bıaknuşhr. Mem • lek«*timizde meveut Tfirk san'atkâr ve iscilerin miktan ise ecnebi san'atkâr isd ve us*a'aîdan vü»de seksen nisbetind° *az'a olduS'u sn'bi buna cemivete kavitli oîmıvan insiz k»larıl»r d a iiftve edilecek nlursa ecnebileruı adedi yüzde bese düser. Halen üç, dört vü^den faz1a san'atkânmu isan dolasmakta ve her gün cmivetîmize mUrmcaatle is iste » mektedirler. Hükumete olan vergflarinS de ver • meyip eşyalan satıbuılarm adedi w* bir senede yirmiye balii olmustu Halbulci kadın berberi, manikür, pedikür gibi ecnebilerin islerine devamına veya yeni • den icrayi san'at edebilmeleripe tntt • saade edilmesi TOrk san'atkfcrUnmn ta» mamen îesiz kaln^aUırıni ve m««IekUria> den soğuyarak tslerini bUsbti^ün eejM • cnore oırakmalannt mueiît olacaktar. Bu netice de bjttabi vaUndaşlann M> m^yesi için yapjan küei'k aan'«d«r kanununun nıhuna muhjtüMr» Cemiyerirnire bundan lld Mne Kadm birliği terafmdan *M|'«I m°k için gönderüefi oa IdJhajntnt ••• nebi sermayedarlarmn» bir ikisine sönderdim. H ; ç birisi etmedi. Gene binm dükkânlara. sim ettim. Bir coklan san'at y#r*ndfl«r ve bugün maiset1«rini temfaı edİTOrUl1» Cemiyetimiz daha üeri »id*»k bJr mtk tep açtı. Bu mcktebe, eaıebi ıan' larmdan da muallina tayin ettBf* dan okan bir ka«m| Avrupa'ja f f e • der*»ek ikmali tahail ettirecelctüf. Fâ» kat kormayonun mukarrerah bi*j düşfirdü ve telebe de ümlttuUkten tebe dev»?i ©tmerneğç basladı. Bugün latanbulda Türk teKaaaı ola rak 44 kadm berberi, 57 manilcürj 817 erkek usta b«rber, 2410 erkek berber kalfa, 1 masajcı olarak cefnan 3329 ki«i vardır. f«siz berberler bu miktardan hariçtir. 24 kadın berberi, 20 manîkurcü, 103 erkek berber usta, 315 erkek berbsr kalfa, 1 ma*ajcı ki eeman 483 eenebi ieei vardır. Şu vazivet Türk stn'atkir larmm ihtiyaca tekabül eder mOctarda meveut fakat hîrnaveye muhtaç old"ğunu pSstnîr. Hükumetîmizden bunu rica edecesiz.» Bir haftadanberi Ankarada bulunmakta olan Paris Şark lisanlan mektebi türkçe profesorü M. Jeaa Denny dün şehrimize dönmüştür. ProfeaN'r dün kendisile görüser» bir muharririmise Ankara mtibalnn ve dil inkılâbımız hakkında demiştir ki: « Bundan altı sene evrel bir kere daha Ank&raya gitmiştim. Bu defaki gidişimde Ankarayı büsbütün değişmiş buldunu Abdülhamk Türldyesini bi lenler için yeni Türkiyede pek az zaman zarftnda yapılan yeniliklere hayret etmemek imkânsızdır. Türklerin nasıl çahştıklarmı ve nasıl muvaffak oldukbnnı öğrenrr.ek için Ankarayı görmek lizîm v* kAfidirYeni baytar müdürümüz Etera Bey dün br rauharririmize İs tanbuldaki bay tar işleri hakkında şu izahatı vermistir : c Türkiye<fe hayvanlar ara sında çok tahribat yapan sığır vebası yeni teş kilftt ve tedbirler sayesinde tama istanbul Baytar M\. m«n söndürül dürü gtem Bey mtiftür. Vilâyetin baytarî vaziyetini tetkik ettim ve yapılacak işler üzerinde çalısmağa başladım. İstan bulda bir iki yerde şap hastalıği çıkmıştır. Bundan başka münferit bir iki uyuz vak'ası görülmüş bunlar da alman tedbirler sayesinde sirayet ettirmeden izale edilmistir. Tavuk hastalıklarına gelince; bu hususta pek hassas olan Vali Mu hittin Beyle temasa geçtim. Vilâyet sağlık komisyonu 30 nisanda top land1!, birçok ecnebi profesörlerin de mutalealan alındı. Bundan başka difteri, tifüs, veba, civeivlerin beyaz eshanı, tavuk kolerası gibi hastalıklann civar vil&yetlerden sirayet ettiği anlasıldı. Bunlar için de civardan gelen hastalıkları içeriye »okmamak, içeride »uhur eden hastahkları mahallinde sönduTnek gibi yeni tedbirler alındı ve sağlık nizamnamesinin bu has talıklar hakkındaki maddelerinin tamamen tatbiln kararlaştırıldı. Damızlık aygır meveudüıtıüze halis kan iki Arap aygırı daha ilâve edilmistir. Bunlarla yirmi bire ibl&ğ edilen meveut aygırlar Çatalea, Silivri, Beykog, Üsküdar, Yalova ve Pendik merkez istasyonlarma sev • kedilmişlerdir. Vali Bey, tavuk ırklarının ıslahı için, bu işle nazar! ve amell meşgul olanlarm iştiraküe yapılacak bir içtimada verilecek ka rarlar» göre çalışacağmı vadetmiş tir. Vilâyet baytar kadrosu tedrieen yeni uzuvlar tayini »uretile tekem mül «ttirileeek, bulaşık hastalıklarla ve hayvan ıslahı islerile daha etraflı meşgul olunacaktnr. Ziraat Vekâleti bu işler için Bakırköye Lutfi ve Büyükçekmeceye thsan Beyieri tayin etmiştir. Bir kaç güne kadar islerine baslıyacaklar dır. Vekâlet, Trakyadan tstanbula sevkolunacak kasaplık sığırlar hakkında vilayatı şarkiyede olduğu gibi bir sürek hayvanah talimatna • mesi tanzrm ederek bîze gonder mistîr.» Siyasî icmal Almanya Lehistan mü nasebatı düzeldi Almanyada M.Hitler vaziyete hâkim olduktan sonra yeni br Avrupa harbi* nin zuhuru ihtimalleri kuvvetlenmişti. Deniyordu ki: Küçük itilâf devletleri, Macaristan ve Avusturyanuı ya Almanya, yahut ttalya ile birleşerek kendüerine karsı tehditkâr bir vaziyet almalarmı ve bir gün elbirliğile hücuma kalkma lannı evvelden men için Macaristanla A vusturyayı harben askerî isgal altına alacaklardır. Macaristanla Avusturyanuı küçük itilâf ordulan tarafından işgali bir pi^ bu iki büyük memleketin küçük itilâf memleketlerrae cebren ilhakma yol açacağmdan bu askerî harakât karşısmda Almanyanm ve bil hassa ltalyanın seyirci vaziyeb" alrruyacakları süphesizrlir.» Avrupada yeni bir umumî harp zuhunmu bekliyenitr iikmci bir ibb'mal olarak ta şöyle söylüyorlardı: Almanya Lokarno misakı ile garp hudutlarını değiştirmemeyi taahhüt etmiş, bu taahhüt İugiltere ve ttalya devletleri tarafından tekeffül edilmistir, zannolunuyor. Halbuki Almanyanm şark hudutlarını tebdil etmiyeceğine da; beynelmilcl bir taahhüdü yoktur. Yalnız bu hudutlan musühane tedbirlerl* tadile çahşacağma diplomasi Usanla söz vermiş bulunuyor. Hitler »iyasetinin esa» hedeft öte denberi Almanyayı şarka doğnı tevsi e< mektir. Bir ada gibi ana memleketten tecrit edilmiş olan Şarkî Prusyanm hudutlan istisna edilirte asıl Almanyanm şark bududu Lehutana muttasıldır. Bu müşterek budut iki bin kilometreye yakındır, Yeni Alman hükumethun e*M siyasetinin şarka doğnı tevsi olduğunu ve Almanyada mem'eketin müdafaa ve harp kuvvetini artırmak için her careyt ba^ vurulduğunu nazan itibara alan Lehistan hükumeti müteyakkız durmağı ihtiyata muvafık bulmuştur. Son günlerde Lehistan orduronun mühim bir kısmı ajkeri büyük manevralar müna • cebetile seferber bir hale getirilmiş, Almanya hududuna civar «ahalarda tahşit edilmistir. Almanyada bazı Leh tebea«nin tecavüze maruı kalması Lehittanda fena akti tesirler bırakmıştır. Yukan Silezyamn Leh kısmmda ve Pozen havalisinde de Alman ahaüye karşı boykot yapılouştır. Bu haller iki tarafta derin bir asabiyet uvandırmış, tarihî ııddiyftt ve münaferetler yeniden al«v> lenmiştir. Almanyanm bir gün kendtsini top • layıp şarka doğnı hücuma kalkıımasını cvvalden men için Lehistanın şimdideı bir harp açarak Almanyayı bir daha kımıldıyamıyacak bir hale getirmege te • şebbüs eylemesi muhtemeldir.» Harp tehlikesinden bahsedenlerin ileri sürdükJeri bu ihtimaller şimdilik be» taraf olmuştur, Lehistanın Berlin sefiri M. Visocki Almanya Hariciye Nann hazır bulunduğu halde Başvekil M. Hitlerin nezdine kabul edilmiş, rauahharan Leh sefiri Alman Hariciye Nann fle aynca görüşmüftür. Bu müJâkatlar» dair BerUnde neşrolunan resmî tebliğde Almanyanm Lehistanla olan müna •ebahna ait meselelerin tetkik edUdigi, M. Hitlerin harekâtmda meveut muaahedelerin çerçevesinden dışan çıkmamağı kararlaştırdığuu Leh sefirine e • hemmiyetie bildirdiği ve her iki devletin müşterek menfaatlerini ihb'rastan uzak bir hava içinde idare etmeleri t r n sunu gösterdiği yanhnaktadır. Ayni zamanda Varşovadaki Alman sefiri de Lehistan Hariciye Nazuvun nezdine kabul ohmmoş, bu mülâkatta Nazır Baron Beck Almanya Başvekilinin Berlindeki Leh sefİrine söylediği »özlere iştirak ettiğini teyit eylemişfa'r. Berltn ve Varşovada cereyan eden bu mülâkatlar iki büyük devlet arastndaki gerginliği tahfif etmiş ve iyi bir hava vücude getirmiştir. Bu vaziyet Avrupada harp zuhuru ihtimalini esaslı bir eephede oldukça zayıflatnuş bulunuyor. FEYZİ ABİDİN DAVER • Cepheden getirilen yaralılar, insanlıktan çıkmış, inleyen, bağıran birer insan enkazı olmuslardıî Şoför, gülerek: Düşman topcusunun size gön derdîği îlk selâm Froylayn dedi. Fakat düşman, »izin şerefinize bugün pek nazîk davranıyor, ?aliba gele eeğinizi haber aid'lar da nezaket gö^teriyorlar. Bir kaç dakika aonra, delik de şik olmuş bir koruda durduk. Yo lun sathı mailinde kazılmış olan bir sığınağın kapısı üstüne beyaı bir levha asılmıştı. Bu üzerine zifoslar sıçramış levbada «3 numaralı ileri sarğı mahalli» ibaresi yazılıydı. Bu hücra sathi mailde iki tane kar çiçeği açmış olduğunu hiç unutmam. Otomobilin basamağından sulu çamurun içîne atladim. Şalnr şakır yağan yağmurun a rasında şof&V bağırdı: Uğurlar olsun Froylayn! Sonra basıp gitti. Başçavuş rütbesinde bir tımarcı, sığınağm kapısında beni selâmladı: Sertabip bey hastaneden telefon ederek geleceğinizi haber ver di. Burası, Allahin belâsı bir yerdir. Fakat elimizden geldiği kadar sizin rahatımzı temin ederiz. Bazan hiç durmadan geceli gündüzlü çalışınz. Fakat bu, her zaman değtl, arada bir olur. Şimdilik bu mıntakada sükunet Tar. Hem komışuyor, h«m de sığna jhn kayagan basamaklarını miyorduk. Cok geçmeden blrbirine karışmış, bir kan, t«r, ayak ve musadı taaffün ilâç kokusu halitası burnuma çarptı. Gentşçe bir yere girdik. Ortada kaba bir mutfak masası ve üzerinde süpneli bir takım lekeler vardı. Tavanda iki tane lâmbalı fener etrafa »anmtırak b;r ziya »a cıyordu. Tahtadan yapılmış duvarlarile bu sığnak hayli geniş bir yerdi. Bir köşede kaputlarına sarıtmış dört ceset uzanmış, yatıyordu. Bu olülerin karşısmdaki köşede üç tımarcı asker yere oturmuş, gülerek •igara içiyorlardı. Kanlı elbiselerinin haüne bakmca ka&ap zannedeceğinîz bîr onbaşı, beni görünce ıshk ealmaktan v*z geçti, düzelttiği pansıman kutusundan burnunu kaldırıp elile kasketine dokunmak suretile beni selâmladı. Arkalannı duvara vererek yanyana oturmuş bir Alman ve bir de tngiliz neferi, göılerini açmış bana bakıyorladı. Her ikisi de kan ve çarrnır icinde 'diler. Fena halde çamurla mtilemna olan tngüis nefermin eıplak göğsü sargi içinde idi. Alman askerinin ise al mna büyük beyaz bir »ank »anl mısti. Başçavuş bir bisküvit »andığını bana doğnı iterek nazikâne: Oturunuı Froylayn dedi. Sonra bi r an yukarıyı dmliyerek ilâve etti: Yukanda ahenk başladı. Çok sürmez, iş çıkar. Affedersiniz, sormaği utıvttum, belki de karnmız açtır? Elime iki dilrm ekmekle büyük bir kon»erve et parçası sıkıştırdı. Sonra bir emirber neferi çağırarak köşedeki küçük ocaktan benim için bir bardak kahve getirmesmi em retti. Teşekkür ederim, aç değilim, dedîm. Aç ta olmasanız şimdi yiyi niz. Biraz sonra, yaralılar gelmege başlayinca canraız hiç bir şey yemek istemez, iftahıniz büsbütün kapanır. Dısarıda gürültüler ve avak sesleri duyuldu. Çavuş, uzun bıyıkla rını adeta memnuniyetle silerek: tşte geliyorlar, haydi bakahm çocuklar is bafina! Tımarcılar kalktılar, sigaralarını atarak kollannı dirseklerine kadar sivadılar • merdiv«nm başına git« tiler. Bütiin ge«e, müttefikin ıtıermi l«ri devamlı bir dolu «ibi yagdı ve bütün gec« yarah geldi. Bunlar »«fil v« periçan kıyafetleri, parça parça olmuş elbUeleri, kan ve çamur içind« vücu<tlarile pek berbat ve feci bir halde idiler. Ba* »ılarj tüfeklerini koltuk degneği gibi kuılanıyor, batıları iki tarafa yıkılıyor, bazıları kol kola girmif sarhoş gibi şarkı «öylüyorlardı. tçlerîn' de gözleri sargılarla bağlanntif ol ~ duğu içm kHrebe oyna • gibi ellerile •trat! araştıra araş*ira yürUyatıUr de vardı. Bazan teskereciler, kayagan merdivenlerden son derece güçlttkle bir yaralı indiriyorlardı. Ter içinrfe kalmıç olan teskereciler küfür ede ede gelip teskerelertai bırakıyorlar, aonra, nefes nefe&e tekrar geri donü yorlardı. Teskerelerin içinde yatanlar, artık insan degîl, inliyen, bağıran bîr insan enkantHİan ibaretti. Bunları nöbetleçe, amcliyat mata »ının iistUnc yatınvor, yaralannı mu ayene ediyor, »anyor, icap ederse kopmuş, parçalantnı^, hayırı kalmamış azalarını kesiyorduk. Arasıra, sığnagin buhınduğu ye~ rin üjtüne bir mermi düşüp pathyor. 0 zaman tavandan, ameliyat ma»anndaki zavallıların açık yaraları üxerine topraklar ve taşlar döktUUyordu. Ağır yaralılardan biri: Morfin, morfin! Diye bağırdı, bütün yaralılar, onu taklh ettiler. O zaman, nğnağın içinde inîltilere, feryatlara karışan umumî bir niyaz yükseldi; Morfin Uteri*!. Baççavuştan morfhı ittedim. Burada morfin yok matmazel. Hem her Utiyen yaralıya morfin verirsen tonlarla morfin lâzım. Bu sözleri kulağıma söyliyen başçavuş, eline bir şınnga aldı. Üzerinde «morfin» yazılı bir şiseye batırarak finngayı doldurdu. Bana, Bu ilâç ekseriya morfin hizmetini görür, dedikten «onra, yara hlara sinnga yapmaga başladı. Şi şenin üzerindeki morfin yazılı etiketi onlara birer birer gösterip öyle şırmga yapıyordu. tniltiler, feryat la r hemen ke»ildi. Ve yaralılann çoguna bir sükunet geldi. Dil inkılâbı Memlekette böyük bir dil seferberli(% vardır. Bir dil mütehatsuı olmaklığım dolayısile Ankarada en ziyade bu mesele ile meşyul oldum. Türkiyeye seyahatim tamamile hususî mahiyette idi. Bu rnaktatla lstanbula gekJim, Ankaraya dil işlermde çalısmak üzere Dil Cemiyet; tarafindan davet edildim. Bütün memlekette Türk dili için çok sayanı takdir bir eerevan ve çalışma var. Istikbalde ivi semtreler verecektir. Bu sayede Türk dili tamamüe değişmiş ve temizlenmis olacaktır. Eskj Türk edebiyabnda tesadüf edilen ve bSâhare niçin terkedildikleri anlaşılamıyan pak çok kelimeler vardır. Bunlar tamamen topianırsa çok gürel olaeakhr. Bu suretle ortaya muhtelif lehceler ve şivece meçhul kalmış kelimeler çjkacak ve kazanı'acaktır. Yeni Türk dilinde vatan haricindeld Türk unsurlannm da Hsanlanndan istifade edilecektir. Ben, şahıan bulvnacak bu kelimelerle dahi her fikri tam ve vazıh olarak ifade etmenin bazan mümkün olamıyaca&ı fikrindeyim. Bu itibarla ya bazı kelimeleri oldufu gibi kabul etmek ve yahut ta Hirkee kelimelere {ştikak uydurmak icap edecektir. Bu husustaki tetkikat ve faaliyet tamaraen bittikten »onra bir de türkçe gramer hanrlanacaktır.» Profe»ör Jean Denny fıransızca olan Türk lisani grameri Uimli •serrni tflrkeeyc tercüme eden ve halen Bursa lisesinde mutllim bulunan AH UKi BeyIe görüşmek özere bugün Bunaya gideeektir. Sahte yöz liralıkfan yapanlar bulunmadı DUnkfl refiklerimiıdeii biH, «ahte yüz lirahklar hakkmdaki tahkikat.n neticelendiğini, sahtekârlann t«n« • men meydan» ç^ktığını yazmıştı. Bizim tahkikatımıza göre tahki kat devam etmektedtr. Filhakika zabıta sahtekârlık işi üzerinde bazı ip«çl*n elde etmiştir. Fakat sahte kârlann tamamen meydana çıka nldıği doğra değildir. Emniyet müdürü Fehmi Bey de bu havadisi tekzip etmiş ve: « Eğer denildiği gibi müsbet ve neticesi kat*! bir ş«y ortada olsaydı •w«14 benim bnmekliğim l&zım geHrdî. Henüz kat'l bir şey meydana çıkarılmamıştır.» demiştir. Ekmek fiatı tstanbul Belediye riyasetinden: Mayısın onuncu çarsamba gününden itibaren ekmek sekîz kurus on para ve fırancala on üç kuruştur. Miüî tarihimizin mühim bir safhası IBaşmakaleden mabatt] Meditin büyük hastalıği düşman kuv•vtlerinin sıkleti altmda ve önünde boyun igmis bir beldede toplanmasında idi. Burada sözle 30 luk toplar karjı karşıyaydı. Buna noktai nazar farkla rradan müteşekkil ahenksizliklerin man«vt zaflan da inzimam etmişti. SanJd reisin behemehal şahsan huzuru lâzımraif gibi Gazinin meclis reisliği kuvvetle îkizam olunmıyan meşkuk bir fikh* Kdiinde biraktlarak bu suretle onun yürümemesini akıllannca bir nevi marifet veya hikmet sayanlar göriüdü. Felâhı Vatan grruptmda Anadoludan gelmif adamlar vardı ki sanki meclisin intihap ve içtimoile herşey olup bttmis gibi mecli» haricinde ve hatta dahOînde bııcusf vaziyetlerile sahsî temayüz ve tearüflere zıt olduklannı açık löylü jror'ardı... Bütün bu kargaşabklara ragmen Gaıi, Utanbu! ve bflhassa mecli» vaziyetini yakmdan takip ederek mOtema* diyen talimat ve matumat vermekten bir «a bile geri durmuyordu. Ifte Rauf Beye yazdıp bir sureti Karabekir Paşaya fBnderilen ve Karabekir Pasanm mademki meclis toplandr, artık Heyeti TemaOiye dağılsın şeklinde . bu nüshamzda münd^riç cevabım davet eden telgrafname de Gazinin o sırada fasılasız coatwdiği faaliyetlerden bir cür^dür. i * telgrafnamesinde bilâkis IstanFelâhı Vatan grupunun Heyetî Temsiliyeye karsı vaziyetlerini •e^amak v« bozuk olduğunu bildiği bu v«»y*ti onlara derhal düıelttirmek istiyordu. Fakat hâdiseler o türaüe yuriiyordu w yenilermi talrfp etmekten eslnlerib mesgul olmağa yetisileroiyordu. Nihayet 1920 senesi martmın 11 veya 12 sinde Ankaradan ve Gazi Mustafa Kemalden bir telgraf geldi. Bunda hemen hemen aynen »öyle deniliyordu: « Buradaki tngiliz mümeasili Vitall bugün bvradan bütün eşya • tını da berabmr alarah bağteten ha • reket *âlp gitmistir. Bugünlerde ta tonbulda ftvkalâd* bir hâdite vuku' ana intizar etmek lâztmdtr. Buna nazaran Anadoluya geçmeleri fay dalı ve lâzım olan arhadaşlann şimdiden ona gore tedbîr alarah ha • ztr ve tmdarikli bulunmalart kafi bir zarurettir.» Bu telgrafm Utanbula gelmesile arkadaşlar arasında okunraaıi üzerinden iki gün geçerek tstanbul resm! v« füi düşman isgali altına giriyor, meclis basılıyor ve tutulabilen adamlar tutularak Maltaya götürülmek fisere zırhlılarda hapsolunuyordu. Bütün dedikleri tırasile ve hemen hemen harfi harfine çıkmış olan Mustafa Kemal, kendiıini meclis reisi »eçmemi* olmalarma ragmen, derhal bütün memlekete müracaat ederek milleti Ankarada toplanaeak olan fevkal&de bir meclis için intihabat icrasma davet ediyor ve yalnız bir aylık bir fasıla fle nisanır 23 unde kendi mukadderatma hâkim milletin Büyük Meclisini Ankarada emsalsiz, muhteşem ve heyecanlı merasim içinde açıyordu. Bunu yapan kudret Kâzım Karabekir Pasanın dağılmasında beis görmediği Heyetî Temsilivenin mevcudiyeti idi, ve berkes bilir ki o zaman dahi Heyeti Ten»siliy»! Mustafa Kemalin sahıında temessfil eden bir heyetten ibaretti. YUNUS NADİ Nurbaba Ukrayna diline çevrildi Yakup KadriBeyio Nurbaba roma rrnım Okrayna lisanma tercüme edil • diği Harkoftan bildirilraelrtedir. Su mOfehassısı gitti Beledryenvz tarafından getirilen Viytamh m mütehassm M. Felner memleketine dönmüştür. Mütehassıs »ulanmrz hakkındaki raporunu Viyanada hazv lıyarak Belediyeye gönderecektir. Kara Ali çetesi hakkında karar ver; İdi G»bze ve Danca civannda şekavet yapmaktan suçlu olan Kara Ali ile adamlarının nakzen görülmekte olan muhakemeleri dün, Afırcezada nericelenmiş ve suçlular hakkında karar verilmiştir. Bu karara göre Kara Ali otuz sene, Kara Alinin emrile adam öldü ren yeğeni Halil, yaşı yüzünden 3 seneye, Kara Alinin adamlarından Kara Ahmet İS sene 10 aya mahkum olmuşlardır. Gene Kara Ali nin adamlarından Koca Hüseyin ise beraet etmiştir. Ağırceza mahkemesinin bu karan birinci kararına uygun bulunmaktadır. Musikişinaslar rtonseri lstanbulda çahşan raustki san'atkârlarmdan mürekkep tstanbul senfonft orkestrası 17 mayıs çarsamba aksamı Glorya sinemasmda güzîde bertekân nmız Cemal Reşit Beym idaresinde büyük bir konser verecektir. Programda Mozart, Mendelsson, Schubert, Hanri Rabud ve Claode Debuuyden meshur parçalar vardır. Cemal Resit Bey avni umanda piyano ealacaktır. Kendinnin bntelediği Balıkçılar Ağlan Çekerken, Ama Dilenci Kadın, Eyüp Güvercinleri, Boş Bir Cami Içi, Bayram parçaîa» »a çalmacakhr. Konser mevsimm en büyük hâdisesi olaeakhr. Yeni mezarlıklar Belediye, şehrimizin a»rî mecar* lık ihtiyacını temin etmek üzere mezarlık yapılacak mmtakalart tesbit etmiştir. Bütçeye konan tahsisatla ilk asr! mezarhk Zincirlikuyuda mübayaası takarrür eden yerde yakında yapılacalctır. Bu ikmal edildikten sonra diğer mıntakalarda da ayni şeküde me • zarhklar vücude get'rilecektir. Belediye, arzu edenlerin refat larmdan sonra cesetlerini yakmak üzere bir fırın yapmağı da, asrî mezarhk işinin neticelenmesine bırak * mıştır. Edimekapıda bir takım eşha» tarafından bususî mezarlıklarla ölüleri yıkamak için yapılan tesisat Belediyece tetkik edilecek ve gayri•ıhhî olduğu görülürte menoluna caktır. Mvcut mezarhklann kaldı nlması hakkında henüz bir karar yoktur. Merhum Lutfi Simavi Bey dun defnedildi Esbak mabeyincilerden Lutfi Simavi Beyin cenazesi dün Sıraselvi lerdeki hanesinden kaldınlarak ce* naze namazı Te&vikiye camisirtde kılındıktan sonra Feriköy mezarh ğına defnedilmiştir. Merhum Liverpol, Barselon, Budapeşte Başkonsolosluklannda bu * lunmuş, üç dört sene kadar da Beşmebeyincilik vazifelerini ifa etımiş, bu esnada hatıratını da «Sarayda gördüklerim» unvanı altında neçretmişti. | Cenazesînde dün merhumun dost* larile ailesi efradj bulunmuştur. Merhuma Alîahtan rahmet diler vo ailesi efradile Sedat Simavi Bey ar* kadaşımıza beyani taziyet ederiı. Eğer kadın polislar çojalırsa? Kadınlar Birliği eski reisi Nezihe Muhittin Hanım, fuhuş mücadelesi mevzuu üzerinde şimdiki Birliğin ne yaptığını bilmediğini »öylemişti. Birlik reisi Lâtife Bekir Hamm bu söze şu suretle mukabele etmiştir: « Nezihe Muhittin Hanıram dediği gibi biı boş durmuyoruz. Fuhuş mücadelesinde çok faydalı olacağı kanaatinde bulunduğumuz kadın polisleri temin etmek üzere teşebbttaatta bulunmuştuk. Bugün zabıta mesleğinde hammlanmı* da çalış • maktadır. Kadın poli» çoğalmca fuhşa karşı daha esasli bir mücadele mümklin olacağı muhakkakhr.» 6a!afasaraya dair fahkikat Vntyet idare heyeti dün de Vali mu. avmi AH Rıza Beyin riyasetinde.topla narak Galatasaray lueaindeki tahkikat evrakım tetkike devam etmiştir. He yet mektc). idare defterlertni de göz den g»>cîr*cktîr. Vali tekrar Ankaraya gidiyor Vali ve Belediye reisi Muhittin Bey henüz neticelenmemiş olan Bele diyeye ait işleri takip etmek üzere bir kaç gtine kadar tekrar Anka raya gidecektir. üskGdar cihetinde olobüs imtiyazı Otobüs imtiyazınm Beledîyeye intikal muamelesi bitirilmek üzeredh. Belediye, üsküdar ve Kadılö jründc otobüs işletmek hakkını, Üskttdar Kısıklı Tramvay şirketin» devredecektlr. Eenebiı mmfe«aflB<J© Baron Moris Roçilt geldi Dünyanm en zen^in aflesi olan Roçütlere mensup Baron Moris Roçilt dün şehrimize gelmiş ve Fransns sefiri Kont do 9ambron Cenaplanna misartr ol muftur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: