10 Mayıs 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

10 Mayıs 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhurîyeİ CM SULTAH Yazan: M. TURHAN <?= Dil anketi = * 56 numaralı liste Ankara 9 (A.A.) KarşıIıklan aranacak arapça ve farsça kelimelerin 56 numaralı listesi sudur: 1SALÂHİYET 2SAMİMÎ ': 3SAN'AT 4SARFİYAT 5SIFAT \ 6SIHRİYET 7SIN1F \ 8SULP \ 9SUN'I llOSURET 114 Cem, Aleksandr Bor jivanın, bîr uçurumda kapan mak üzere açtıgı güîlü, bülbüllü yola giriyor ! Lâkin öliim araya girdi, Ce mi «ekizfnci înosandan kurtardı. fsa~ mn inatçı vekili kısa bir hastalık tan sonra altmış yaçında olduğu hal<de emellerini, hulyalarmı, kinlerinî, hınçlarraı Vatikanda bırakarak göçüp gitti. Papa can çekişirken kilise erkânı Jevkalâde tedbirler almışlardı, Vaiikanı kale haline koymuşlardı, bir sürü a*ker getirerek pencerelere, koridorlara, merdivenlere yerleçtirmişlerd'i. O meyanda Cem Sultanı da dairesinden kaldırarak alt kata, mahzenimsi bir yere kapamıslardı. Yeni Papa seçilirken bir karışıklık çtkmasından ve Cemin de o sırada kaçmlmasından korkuyorlardı. Cem bu mahzende yirmi gün kal<dı, atıncı Aleksandr Borjiyanın Papa intifaap olunmasından sonra da e*ki yerine gönderilmed'i, Sent Anj ^atosuna nakledildi. Bu şato, aşaği, ynkarı bir mahpesti, şu kadar ki Cem, mahpıu değildi, çıkıp gezmekte serbesti. Hatta Papa, henüz on sekiz, on dokuz yaşında bulunan oğlu «Don Juan» ı da Ceme arkadas yapmıstı, gece yarılarına kadar ber?ber bulunmalarını iltizam ediyordu. Aleksandr Borjiya, tarihin hâlâ kanıyan yaralarından biridir. O, yılan olarak yaratılırken nasılsa insan kihğına girmiş bir mahluktur. Papalık makamına sürüne sürüne yükseldî, ölünciye kadar dört tarafa zehir kustu. Bugiin adı anılırken bile fi • kirlerde bir zehhlenis sezilir, kitaplardaki istninden irin kokar. Fakat bu adam, çok zeki kli. Emeiine ermek için herşeyi yapacak kadar da cesurdu. Cemi, Papalık makamı için faydalı bir unsuc haline koymağı tasarlayınca ölen Papa gibi hareket etmedi, banvbaşka bir yol tuttu, kademeli bir plân kurdu. Bu plânın her basamağmda bir düzen, bir tuzak vardı. Cem, ne kadar »ert olursa olsun mutlaka onlardan birine, düşüp kınlacaktı. Aleksandr Borjiya, yapmı* olduğu plânda bir rühiyat mütehassısı gibi <lüf.ünınü*tü. Cemin hrristiyan lıktan âdeta ürktüğünü bildiği için ona karsı taassupsuz davranmayı en basa geçirmisti. Artik Cemi hıristiyan yapmak düsüncesi Vatikanda öimüştü. Kendinden evvelki Papanm adı gibi bu yanlış düşünüşü d* ağza alanlan azarlıyordu. Sonra Cemin güzelliğe çok bağlı ve güzellikler öniinde çok zayıf bulunduğu • nu da gözönünde tutmuştu. Oğlu (Don Joan) ı ona arkadas yapmau bu sebepten ileri geliyordu. Don Joan, hem güzeldi, hem hovarda idi. Papa, oğlunun Cemi bastan çıkarıp istenilen yere sürükliyeceğine itimat besliyordu. Filhakika Cem, zeki ve cesur Papanın bir uçurumda kapanmak üzere açtığı güllü, bülbüllü yola giri vermekte gecikmedi. Don Joanla pek çabuk samimilesti. Fatihin ta lihsiz oğlu, ince duygulu ve mert yürekli bir adam olmasına rağmen hayli saftı. Tatlı dile, güler yiize dayanamazdı. Hele güzelliğin önünde pek çabuk zâfa düşerdi. Don Joamn kendUine candan yaklastığını, sokulduğunu görünce herseyi ve hatta Papahğa kinini unuttu, delikanlı ile dostlastı. Cemin yürüttüğü mülâhaza, çok basitti. Romada göcdüğü kalabalıkl&rı artık Vatikandan değil, ölen Papanın şah»ından biliyordu, bes parmak biribirine benzemez, demezler mi? Cem de bu sözü hatırhyarak Inosanla Aleksandnn çok ayn şahsiyetler olduğu neticesine vanyordu. Hele din değiştirmek, Macaristana gitmek, bir haçlı ordusuna kumandan olmak gibi tekliflerin artık ortaya atılmaması, şehzadenin yüreğine büsbütün emniyet getiri yordu. Don Joan, babasının oğlu idi ve babasmdan aldığı talimatı kelime kelime yerine getiriyordu. llkin Ceme, Türklüğe karsı beslediği sevgiyi anlatmakla dolabını çevirmeğe girişti. Hemen her gün Tiirkün bir hârika olduğunu söylüyordu. Cem, iki sıra inci arasında kulağına su nulan bu elma» kasideyi dinlerken gaşyolurdu, kendinden geçerdi ve bazan dayanamıyarak yalvanrdı: Söyle prens, söyle, bir daha soyle. Sözlerin bana merhem olu yor, garipliğimi unutturuyor! Don Joan, bir papa oğlu olduğu halde, dinlerin de aleyhinde bulunmaktan çekinmezdi: Aman dostum, derdi, hayatkandır. Ben şapkamı, yalnız temiz kanlar önünde çıkarırım. ttikatlar, imanlar beni alâkadar etmez. Fakat kimsenin imanına da karısmam. Rüyaların zevkl v«ya sıkıntın gibi imanların da nesesi veya kederi sahibine aittir. Bunlar, bu sözler, Cemi ayn ayn memnun eden seylerdî. Türkü candan sever gorünen, müslümanlığa nefretle bakmıyan bu genç pren», yavaş yavaş onun yüreğinde yer tutuyordu. Vaktile Savva dükan güzel Şarl için be«lediği yüks«k mu habbeti, hemen hemen Don Joan için de beslemeğe baslamıştı. Gene bu muhabbet yüzünden artık Papayı da seviyordu, sık sık ona selâm gönderiyordu, gördüğü iyi muame leden dblayı teşekkürler ediyordu. Cem, eğlenceyi severdi. Çünkü eğlence içinde büyümüştü. Bazı itiyatlar varJır ki ömre sürer. Hidiseler, onların seyrine mani olsa da ruh, kendilerini muhafazadan geri kalmaz. (Mabadi oar) Bağcılığm ve bilhassa çekirdeksiz üzümün vatanı Anadolu olduğu tesbit edildi t:mir (Hususî) Ege mmtakasmda yetişen çekirdeksiz üzümlerm başka bir yerden mi mtrr.leketimize naklolun duğu ve yahut topraklarımızda seleksyon suretile mi eitîe edildiği hakında Dariiifünun coğrafya enstitüsü talebe lerinden bir hanım tara^ndan «Türkiye uzümleri» ne dair hazırlanan bir tezden dolayı buradaki tlâkadar müesseselerin fikirlerini sormuşhn. Pek enteresan bulduğumuz bu n esele hakkın da şimdiye kadar »>,Icnen ve yazılan mütalcalan ju ÎOTM, fulâsa edebiliyoruz: Asmanın menşei hakkında eskidenberi uzun tetkikler yapılmış ve bunun vatanı şark memleketleri olarak kabul edilmiştir. Bunurla beraber, Avrupa nın muhtelif rrahallerinde yerli asma lanmızın müstehaselerine, yeni teşekkülâtı arziyede tesadüf olunmuştur. Ezcümle Fransanın Monpelye havalisinde, Italyada Rom? crvarlannda teressübatı volkaniyede yerli asmalanmızın müstehaseleri bulunmuştur. Bu suretle asmanm Asyadan Avrupaya naklmden evvel Akdeniz havalisinde ve Avrupada yabanî asma timsalleri buhınduğu ve Avrupada hüdayi nabit asma yaşadığı anlaşılmıştır. Mısırda milâttan 3500 sene evvel bağcılığm mevcut olduğu bulunan mezartaşı ve mabet re simlerinde görü'müştür. Bennsrail kavmi Arzı Filistinde bağcılığa çok ehemmiyet vererek nefis üzümler yetiştir mişlerdir. Suriyp ve havalisinde bağcıhk pek eskiden malumdu. Hatta bağcılığın buradan küçük Asyaya dahil olduğu bile farzolumıyor. Bu gibi muhtelif mütalealara rağmen bağcılığm ve bilhassa çekirdeksiz üzüm vatanının Anadolu olduğu artık taayyün etmiş bir hakikattir. Bu hususa dair Bornuva bağcılık enstitüsünün aşağıdaki miitaleası bu iddiayı teyit eder mahiyettedir: 1 Çekirdeksiz üzümün ana vatanı garbî Anadolu ve Ege mıntakasıdır. Çekirdeksiz üziimü ilk defa Yunanlı lar, Türkiyeden Yunanistana götur mnşler, ve oradan diğer memleket lere yaymışlardır. Çekirdeksiz üzümün çekirdeksiz olmasına sebep tenasül azalannm ve bilhassa dişilik azasinîn natamam olarak tekâmül etmesidir. Amerika ve sair memleketlerde çekirdeksiz üzümün telkihi üzerine bir çok tecrübcler yapılmtütır. Bir çok tecrübeler neticesinde çekirdeksiz üzümün tabiî seleksiyon suretile Anadoluda elde edildiği tesbit olunmuştur. 2 Bu nevi üzümün kalemleri sair memleketlere Türkiyeden ihraç edil • miştir. 3 Çekirdeksiz üzümün envaına en ziyade Anadoluda tesadüf olunmaktadır. Bağcılık enstitüsü çekirdeksiz üzüm vatanının Ege mıntakası olduğunu ecnebi mütehassıslann eserlerile de isbat ettikten sonra şu malumatı vermiştir: Kınm ve Türkistanda çekirdeksiz uzüme Kimış derler. Avuatralya, cenubî Afrika ve hemen bütün Avrupa memleketleri çekirdeksiz üzümü Sukana namile tanır. tngilterede hususî surette yetiştirilen ve taze olarak yenilen çekirdeksiz tizüme ki bu da Türkiyeden Hhal olunmuştur, Lady Coverly tesmiye okmur. Kaliforniyada çekirdeksiz üzüm yuvarlak ve uzun olmak üzere iki neve aynhr. Yuvarlak çekirdeksize Sultana, uzun çekirdeksize Sultanina denflir. Sultana Kaliforniyaya ilk defa 1861 tarihin de Colonel Agostin tarafmdan Ispanyadan nakledilmiştir. Sultaninayı ilk defa Kaliforniyaya 1878 tarihinde ithal eden Mister Thompsondur. Bundan dolayı Sultaninaya Tompson çekirdeksizi derler. Hali hazırda çekirdeksiz Szüm Turkiye, Kaliforniya, Avustralya, cenubî Afrika, Yunanistan, Kmm, İran ve Şili de ticarî bir surette yetiştirilmektedir. Kaliforniyada 1885 senesmde istibsal olunan kuru cekirdeksiz üzüm miktan 4200 ton idi. Son seneler zarfında azamî 285 bin tonu bulmustur. Türkiyemizm azamî çekirdeksiz 3züm istihsalâh 70 bin tondur. Yunanistan (Korent hariç) 20 bin, İran 40 bin, Avsutralya 50 bin, cenubî Afrika 8 bin, diğer memleketler 9 bin ton çekirdeksiz üzüm istihsal etmektedirler. Zeki Doğanoğla Çekirdeksiz üzümün vatanı neresidir? ^ ıtAmro r Bu akşamki program Tercih ediniz: ROMA : 21,50 Germania (Franchettl). PRAG : 21,20 Dvontk konseri. VARŞOVA : 22,15 Ply&no solo. 10 Mayıs 1933 Yeni karşılıklar Lute: 51 HAK: Özlük, HAKARET: Onur kırma, HASET: Kıskanç, HASRET: Ayrı düşme, HAZ: Beğenme, HAZIM: Sindirme. HE DEF: Kez, HEDER: Boşa gitme, HİDAYET: Ula^ma, HİKÂYE: Masal, HİLÂIJ: Yarım ay, HİSSEDAR: Paj'cı. çubuklu 37 inci mektep muallimleri *«# Liste: 52 İSTİBDAT: Başlı başına olma fyapma), İSTİDA: Yalvararak isteyiş, İSTIDLÂL: Ön gösterme, ön getlrme, İSTİFADE: Yararmı arama (bulma), İSTİFA (Afv): Çekllmek isteme, suç bağışlama, İSTİHALE: Kılık de&iştirme, İSTİHFAF: Saymamak, eğlenme, aşa görme, bayalık yapma (göBterme), İSTIHKAK: Doğruyu kaza nış, kazandıgını isteyiş, İSTİHSAL: Elde etmek (edilmek), İSTİĞNA: Yoksul olrnıyan, aşalamayış, büyüklenme, nazlanma, İSTİSKAL: Yüz vermeyi? yüz veril meyiş, yüz gösterilmeyiş, çirkln görüş, İSTİSNA: Ayırmak, aynlmak, İSTİŞARE: Danışmak. Eyup 36 inci mektep muaUimi İ. Hakkı *** Lİtte: 53 KALEM: Kanuş, yazacak, yazı odası, KANAAT: Oluruna bağlama, aza boyun iğme, KATİYYEN: Kesttrip atma, düşunmeden, KAYT: Bukafı, bağ, geçirme, yazma, at ve san yazma (geçirme), ili$ik, KELİME: Söz, KEMAL: Büyüklük, yetişken, KEYFl: İstedlğl gibi yapma, KEYFIYET: Nasıl, iş, KİN: Dargın, gizli yav, KIVAM: Çağ, olgun, direk, KIYAFET: Kılık, biçim, KIYAS: Ölçüs, benzetiş, an ölçüsü, KUVVET: Güç, KÜLFET: Zorluk, yersiz çalı^ma, yorgıınluk. Eyup 36 ıncı mektep muallimi İ. Hakkı * * • * İSTANBUL t 18 saz: (Muzaffer Bey) 18,45 or • kestra konseri 19,10 Dr. Tevfîk t» mail B. in konferansı: (Veremden ko • mnma) 19.30 orkestra devam ediyor20 saz: (Hamiyet Hanrm) 20,30 sazt (Seniye Hannn) 21 saz: (MahmuTe Hanım) 21,30 tekrar orkestra musi kisi ve ajans, borsa haberleri, »aat ayan. ANKARA: 12,30 gramofon plâklarî 18 Riya» ticumhuT Filarmonik orkestrası: 1 Weber (Ouvertoure Yubd). 2 Orkestra refakatinde keman konseri (Ekrem Zeki Bey). 18,40 gramofona devam 19,15 dan< musikisi 20,10 ajans haberleri hava raporu. VARŞOVA : 18,35 gramofon plâklarî 19,05 pfyano ve şarkı konseri 21,05 Romen musikisi 22,15 piyano solo: (Mozart, Bach, Schuman, Brahma, Mendel«sohn). 23,20 gramofon plâklan • 23,45 Ingilrzce bir konferans 24,05 dans musi « kisi. BÜKREŞ: 18,05 askert musiki konseri 19,05 havadisler 19,20 konser devam edi yor 20,05 konferans 20,45 gTamo fon plâklan 21,05 koro ile dinf rmısik parçalan 21,25 »enfonik orkestra • 22,05 musahabe 22,20 senforak konsere devam 22,50 Romen havalan 23,20 havadlsleT. BELGRAT: 17,05 tsigan musiki» 20.05 halk şarkılan 20,45 plâklar 21,35 piyano 22,15 opera parçalan 22,45 hâvadisler 23,05 orkestra ile operet havalan 23,35 gramofon plâklan nesriyatı. ROMA: 18,20 havadisler 18,35 radyo or • " kestrası 19,45 havadisler 21,05 plâklar 21,20 musahabe 21,35 havadisler21,50 (GeTmania) Franchettinm 4 perdelik operası perde aralannda: mu • sahabe, havadisler. PRAG: 18,15 Mariyonet tryatrosu 19,30 havadisler, musahabe 20,20 üç per delik bir komedi: (ölüleri gören a dam!) 21,20 Dvorakın eseTİerinden konser. (OrkestTa ve muhtelit koro ile)> 23,20 havadisler. " BERLtN: 17,35 Hamburgtan nakil: (orkestri konseri) 18,35 kıraat 18,55 hava disler 19,1 5 halk şarkılan 19,45 havadisler 20,05 Königsbergten nakih (opera orkestrası) 21,15 hafif mu siki 22,05 komedi 23,20 havadisler ve dans musikisi. VİYANA : 18,30 yeni Avusruryaiı bestekârlann eserlerinden konser 19,1 5 musahabe ve havadisler 20,05 hafif musiki 21,05 koro ile şarkılar 21,45 konser 22,45 havadisler 23 salon orkestrası. BUDAPEŞTE: 18,05 tsigan musikisi 19,25 hafif konser 20,20 musahabe 21,05 konser (orkestra ile) 22,45 havadisleT ve tsigan musikisi 24,05 hafif konser. KALEM: Kamış, yonulmuş karruş (yazıcılar odası), KANAAT: Aza kanmak, KATİYYEN: Kestirme, KAYT: Bağlama, KELİME: Söz, KEMAL: Erginlik, yetiş kinlik, olgunluk, KEYFÎ: İstediği gibi, bağsız, türesiz, KEYFİYET: Nasıllıi, KİN; İçinde öç saklamak, KTVAM: Tav, KIYAFET: Kılık, KIYAS: Ölçme, KUVVET: Güç, KÜLFET: Zorlukla yapılan iş. Çubuklu 37 inci mektep muallimleri **» KALEM: Yazı avadanlığı, yazıcı odası, KANAAT: Aza doyan, vergiye kanan, KATİYYEN: Kestirme, KAYT: Bağlamak, KELİME: Anlatıcı söz, KEMAL: Erginlik, dlgunluk, KEYFÎ: İstedlgi gibi, KEYFİ YET: Nasıl olduğu, KİN: Dargınlık, KIVAM: Olgunluk, KIYAFET: Kılık, KI YAS: Ölçmek, benz«tmek, KUVVET: Güç, KÜLFET: Sıkıntı, ağırlık. A. Kavağı 40 ıncı mektep muallimleri *•* KANAAT: Yetişir görme, elverir bulma, göz tokluğu, KATTYYEN: İşkilsiz, kestirilmiş, kestirip atma, KAYT: Yazılmış, bağlama, bağ, kütüğe geçirme, KELİME: Tek söz, (ussa bir nesne getiren söz), KEMAL: Erdem, (ermekten) olgunluk, (istenilen kerteye çıkma) değer, KİN: Hınç, kuyruk acısı, (öç: intikam), KIVAM: Duruş, oluş cağı, KIYAFET: Kılık, biçim, dıştan görünüş, KIYAS: Benzetme, yanyana koyma, KUVVET: Güç, sağlamlık, dayanıklılık, KÜLFET: Yorgunluk, yük, kolay değil. Çamlıca: Celâl Aykınoğlu KALEM: Yazgıç, KANAAT: Gelene katlanmak, katlanış, KAT'IYYEN: Kestirme, en son, KAYT: Yazma, KELİME: Söz, KEMAL: Olgunlaşma, KEYFÎ: Rastgele, KEYFİYET: Özü, KIVAM: Direk, oluş, KIYAFET: Kılık, KIYAS: Karşılaştırma, benzetme. KUVVET: Zor, KÜLFET: Zor iş. Paşabahçe 39 uncu ilk mektep muallimleri Halı antreposu tesisi için Şehrimizde bir transit halı antreposu tesisi için yer intihap etmek üzere Ticaret Oda.tmda bu işle alâkadarlardan mürekkep bir komisyon çahşmağa baslamışhr. Komisyon en kısa zamanda tetkiklerini bitirecektir. Antreponun tesi.inden sonra halı tachleri, mallarmı Rıhtun şjrketinm antrepolannajcoymak mecburiyetinden kurtulmuş olacaklar dır. Yumurta sevkiyatı Yumurta tacirleri, yumurtalarmı ts panyava sevketmek üzere müştereken bir vapıır kiralamışlardı. Ticaret. Odası, bu gemîoja ancak 25 günde Barslona varabilecegini öğrendiğinden nakü meselesi etrafında tetkikata gecrrastir. Oda mehafilinden verilen malumaat göre bes mil sürarJ olan bu gemi ile naküyat yapmak doğru olmadığmdan, tacîrlerin zarara girmemeler' ;rin yapılacak yeni sevkiyatı daha ser' ir vapırla göndermek zarureti vardır. Son zamanlarda yumurta piyasastnda bir hareket göriilmektedir. Mühim bir tspanyol müesse sesi dün Odava müracaat ederek metnlcketimizden yıımurta alacağmı bildir miş, !hr»c«fç\larm tanıtılmasım istemiftir. Urfa yılan ticaretine hazırlanıyor Yılan ihracah bahisleri Urfada çok alaka uyandırmıştır. Urfa Anadolunun yüanı çok bol olan yeri olmakla maruftı». Geçenlerde tamir için yıkılan bir köprünim alhndan tam 700 yılan çıkrmştır. Okuma ihtiyacı (Birinci sahifeden mabait) Yalnız evvelce Fındıklıda msasîna baslanmış olan 12 dershaneli büyük ilk mektebi ikmal icin lâzım gelen 100,000 liralık tahsisat bütçeye konulmuştur. 200,000 Krava mal edilerek fstanbulun asrî tertibah haiz en iyi mektep bmasıolacak olan Fındıklı mektebinde açık hava dershaneleri, banyo daireleri, ba«mualrimrn ikametine m*hsus kısım rnevcut bulunacak ve gelecek sene 13 üncü ilk mektep bu binaya nakledilecektir. Maarif idaresi, Beyoglunda ilk tahsil çağındaki çocuklar için müsait bir yerde olan eski nazırlardan Selim Melhame aHesine ait konağı 60,000 liraya satın aîmak için hazırhklara baslamıştır. Ağac?miî civannda olan bu binada da 12 dershane açılacaktır. Diğer mekteo'er Bevoğlunda Tarlabasında, Fatihte Carşambada. Karagümriik, Fın J ıkl\ Aksaray ve Süieymaniyed kira ile bina tutularak temin edile M'amafih bunlar muvakkattir. As'I mektepler malî vaziyet müsait olduçu zaman, sîmdtki muvakkat mektepler ycine yeni binalar yandacaktır. Maarif Vekâle'f, imt£han zamam yaklastupm nazari itibara alarak, orta mektenlere girebilecek talebe miktannı tesbit etmek ve simdide" lâzım ge Ien tedbirleri almak üzere bu sene resmî ilk mekteDİerden mezun olacak talebe miktannı Maarif müdürlüğünden *ormustur. Maarif müdürlügü tarafınd^n Vekâlete gönderilen istatistiklere göre, bu sene, resmî ilk mekteDİerden cıkacak talebe miktarı, 2395 i kız, 3165 i erkek olmak üzere 5,560 a baliğ *»' nuştırr. Halbuki geçen sene 4800 ta"be mezun olmuştu. Birinci smıflara kaydedilen talebe miktan da eskisine nazaran artarak 10.523 ü bulmustur. İstanbulun ilk mekteplerinde 45,129 talebe vardır. Bunlann 29,326 sı erkek, 24,803 II fcızdm Yeni telefon hatları (Birinei sahifeden mabait) € Bütçemiz henüz Medisten çıkmamıstır. Bu sene yapacağımız işler meyamnda bilhassa Izmir Ankara, tstanbul Izmir telefon hat lannı ikmal ve muhaberah temin etmek vardır. tstanbul Ankara telefonunu da dörtlü bir tasıyıcı ile teçhiz etmek, yani dört tel koyarak mükâleme kabiliyetini 500 600 den 900 mükâlemeye çıkarmak isiyoruz. Bunlardan başka tzmit ve Eskisehirde şehir dahilî ve haricî tele fon tesisatı yapılacaktır. tdaremiz 1 hazirandan itibaren Nafıa Vekâletine merbut mülhak bir bütçe ile idare edilecektir. Bu suretle Devlet Demiryolları idare sile de muhtelif noktalarda uyuşarak bir çok tasarruflar ve kolay lıklar vücude getirmek istiyoruz.» Aldığım malumata göre Posta ve Telgraf idaresi 5 sene zarfında memleketin bütün sehirlerini umumî bir telefon şebekesi ile birbirine bağlam»k üzere tetkikat yapmaktadır. İdare ayrıca Ankara civannda ve şehire bağlamak sartiie 22 ayda bitirilecek büyük bir telsiz istasyonu vücude getirmek tasavvurundadır. Bu istasvon memleket dahilinde telsiz telefon muhaberatını temin et mek için yapılacaktır. Telsiz telefon bilâhare bütün memlekete teşmil eedilecektir. Kadıköy icra dairesinden: Bir borcun temin i istifası zunnında mahcuz oltıp açık arttırma ile Erenköy çarşısrida satılması mukarrer bulunan bakkaliye eşyası ve erzak 15/5/933 pazartesi günü saat 10 da satılacağmdan % iki buçuk resmî teilâliye müsterisine »it olmak üzere taliplerin mezkur gün ve saatte mahallinde hazır bulunacak memura müracaat eylemeleri ilân olu • nu«. '3108) Bu akşam MELEK sinemasında GECE KUŞLARI MYRiAM HOPKiNS ve meşhuk " T H t C A N A D I A N S B cazı tarafmdan. Herhalde görülmesi lâzım bir tılım. llâveten: Paramount halihazir dünya havadisleri flH^H ^3118) Zengin, Miitenevvi ve gayet güzel bir filim başlıyor • Eugün matinelerden itibaren 0 P E R A' da tarafmdan ALBERT PREJEAN ve AHNA BELLA 2 büyük film birden: T Ü R K i N EM A S N 0 A Uşakta şayak fabrikası Hşak 7 Burada çok büyük bir şayak fabrikası açılacaktır. Yakında inşaata baslanacaktır. Bu iş için 400,000 lira sermaye konulmuştur. Gülhane miisamereleri Gıilhane hastanesi müdiriyetinden: Gülhane beşinci tıbbi masameresine 14''5'933 pazar günü saat 17 de Gülhane hastanesinde başlanacağmdan' bütün meslektaslann teşrifleri rica olunur efendim. 11 ma\ ıs perşembe akşamı i S M E T P A Ş A | A R i A N E RUSYADA NE GÖRDÜ 1 GENÇ RUS K1ZI 6 KISIM İ G A B Y M O R L A Yaz münasebetile fiatlanra z tenzıl edılmiştT. (3125) Fransızca sözlii ve şarkılı film ile Şarkıh büyük komedi KARILERİMIZE 6 A i P ÇOCUK ŞEYHiN DOSTU Aylık abone KOLAYLÎK: Buakşam ELHAMRA AİAURICE CHEVALIER JEANETTE sinemasında MAC DONALD ve tarafmdan temsil edilmiş dunyanın en jrüzel filmi İstanbul Muallimler Birliği reisliğinden: Birliğimizn geçen hafta toplanan yıllık kongre nısap tamamlanmadığmdan 1175/ 933 perşembeye balmıştır. Arkadaşların o gün saat 15 te Birlik merkezine gelme leri rica olunur. Konger AŞK YENİ Işitilmemiş VEORiJiNAL yeni R E S M i 10 şarkısrle 6 E Ç İ D İ yeni KOPYASI (3!19) sahnelerle ilâveten: Paramount sesli dünya havadisleri Hususile vilâyetlerdeki bîr çok karilerimiz gazetelerini munta • zaman kendi adreslerine alabfl • mek için bizden bazı kolaylıklar b temektedirler. Bu aziı karuerin arzularmı yerine getirmek Szere Cumhuriyet için aylık abone usulü ittihaz etmeğe karar verdik. Ay • lık abone bedeli yalnız 150 kuruş... tan ibarettir ve tabiî peşin olarak gönderilmek îâzımdır. Bu usul idarece fazla meaaiyi icap eden kulfetli bir meşgale olduğu için abonelerinrâ mkıtaa ugramamasını istiyen karilerhnizin paralaruu idareye vaktinde yeti • •ecek veçhile döndermekte devam etmeleri iktiza edecektir. Üskiidar Hâle sinemasında Orlof, Çarın elması Mümessilleri: tvan Petroviç, Liyan Hayd. tlâveten: Dünya havadisleri. Duhuliye 15 kurustur. KADIKOY SUREYYA SiNEMASI M E V S i M i N MüNiR Buakşam saat 21,45 te S N U R E T T i N O N K O N S E R i Biletier îimdiden satıimaktadır. (3038)

Bu sayıdan diğer sayfalar: